18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 11 EK M 2011 SALI 4 HABERLER Sivas katliamında yaşamını yitirenler için 2 Temmuz’da yapılan yürüyüşü tertipleyen komite hakkında dava açıldı O Film Hiç de Sıkıcı Değildi Sırrı Süreyya Önder’i, “Beynelmilel” filminin iki yönetmeninden biri olarak tanıdım, çok sevdim. Daha sonra köşe yazılarını okudum, keyif aldım. Sol geçmişi olan kişilerin her birinin politikaya atılmasında olduğu gibi, onun da siyasete soyunmasından sevinç duydum. İçinde bulunduğu grubun, önümüzdeki yasama döneminde tüm güçlüklere karşın, önemli roller yüklenebileceğini düşünüyor, bunu başarmasını temenni ediyorum. Son günlerde Sırrı Süreyya Önder’in kimi gazetelerde yer alan konuşmalarını izlerken, o parlak mizahın sahibi, başarılı sinemacının filmin tümünü görmek yerine kimi fotoğraf karelerine takılıp kaldığı izlenimini ediniyorum. Belki de ben yanılıyorumdur. Önder, örneğin 9 Ekim günkü Milliyet’te yayımlanan söyleşisinde, Miraç Zeynep Özkartal’a verdiği yanıtlarda beni düş kırıklığına uğrattı. Gazeteci soruyor: Bir sinemacı olarak, TBMM’yi perdeye aktarsanız nasıl olur? Yanıt kısa ve net: Çok sıkıcı olur. Sırrı Süreyya Önder, ayrıca milletvekili odalarının cezaevi hücresinden küçük olduğunu, mimarisinin “F tipi”ni andırdığını, kendi kendine “tutuklanmadan burada kalmam” dediğini söylüyor. Gözlemlerin ilginçliğine bir diyecek yok. Görüşlerin bir bölümüne katılmamak da mümkün değil. Ama doğrusu bunları söyleyen kişinin oraya kendi rızasıyla adaylığını koyan ve halka giderek “Beni oraya seçin ki orada sizin sorunlarınıza çözüm arayayım” diyen biri olması, düşündürücü. Yanlış anlaşılmak istemem; sanatçı kökenli politikacımızın (keşke sayıları daha çok olsa) sözleriyle Meclis’in manevi şahsiyetini veya itibarını zedelediğini falan söyleyecek değilim. Çünkü meclislerin itibarlarını kendilerinden başka hiçbir kişi veya kurumun zedeleyemeyeceği kanısındayım. Ayrıca bugünkü çoğunluk kompozisyonunun, sorunları çözücü olduğunu sanmıyor, demokrasinin son kalıntılarını bile daha un ufak etmeyeceğine emin olamıyorum. Ama bu kafada olan bir adam, oraya seçilmeye talip olmaz, seçildikten sonra bu görüşlere ulaşmışsa, “kusura bakmayın! burası hakkında yanılmışım, bana müsaade” diyerek mücadelesine başka yerde devam eder. Yok öyle yapmıyor da orada kalıyorsa, elindekiyle bir şeyler kotarmaya çabalar. Ama S. S. Önder’de asıl yadırgadığım o da değil de... Bir fotoğraf karesine takılıp kalarak, bir sinemacı olarak, filmin tümünü görememiş olması oldu. Pazar günü gazeteyi okurken, aklıma iki gün önce, Ahmet İsvan’ın Yalova Taşköprü’deki evinin çalışma odasının duvarında gördüğüm fotoğraf geldi. 91 yıl önceki 1. Büyük Millet Meclisi’nin Genel Kurul salonunun fotoğrafıydı o. Ahmet Bey ben resmi biliyorum, dedim. Gerçekten biliyordum. Çünkü bir bölümü o binada çekilmiş olan Ziya Öztan’ın “Cumhuriyet” filminde oynarken orada, o eski günleri aynen canlandıran dekorun ortasında, o müze binada üç gün geçirmiştim. Muhteşem bir maceranın öyküsünü anlatan o film hiç de sıkıcı değildi. O dekorun içinde oynadığım zaman kendi kendime mırıldanmıştım: Bu toprakların bütün insanları mutlaka gelip burayı görmeliler. Günümüzde artık örneği kalmamış, ancak benim çocukluk yıllarımda köhne kenar köşe Anadolu kentlerinde rastlanan ahşap, sinema salonlarını andıran kırık dökük, dökülen bir sobayla ısıtılan bu salonda somutlaşan yoksullukla o heyetin iradesinde somutlaşan ihtişamın bir arada olduğu bir yer daha bulmak imkânsızdır. Ahmet İsvan’ın duvarındaki o yoksul kırık dökük bina fotoğrafı, bugün Sırrı Süreyya’nın da üyesi olduğu mimarisini “F tipi” bulduğu binadaki Meclis’in atasıydı. Bu Meclis’ten, o günkü, kurtuluşçu ve özgürlükçü ve kurucu iradeyi yaratmaya soyunmak, ancak tek kareye saplanmayıp bütünü görenlerin başarabileceği şeydir. Ben Sırrı Süreyya Önder’in konuşmalarında o cevherin yansımasını bulmak isterdim. Yananı anmak da suç cağı konusunda haberler çıktı. Bizi Emniyet’e çağırdılar ‘Basın bu olayı abarttı, hiçbir engel SİVAS – 33 aydın ve sanatçı, 2 Temmuz yoktur, istediğiniz şekilde gidebilirsiniz. Ama biz 1993’te, Sivas’taki Madımak Oteli’nde yakıla devlet memuru olarak usulen gitmemeniz yörak katledildi. Bu üzücü olayın 18. yıldönümünde, nünde tebliğ ediyoruz. Ama bu usulen yapılmış şu an Bilim ve Kültür Merkezi yapılan Madımak bir şey’ dediler. Hatta emniyet müdürü güleOteli önünde anma etkinliği dürek ‘yarın gaz bombası falan atılzenlenmek istenmesi üzerine, anma mayacak’ diye de açıklama yapkomitesi hakkında “polise mukatı. Hatta böyle bir şey var, biz ivas’taki anmanın vemet ve izin olmayan yerde göstebliği almak da istemedik. Yatertip komitesi başkanı sal süreç diye otelin önüne giteri yapmaktan” dava açıldı. Otelin önünde, gösteri ve anma yapıldilmemesi yönünde bize bir yabrahim Erdoğan, 1 ması da yasaklandı. Temmuz’da çağrıldıkları zı tebliğ ettiler ve böyle bir süreç Bu yıl 18.’si gerçekleştirilen, “2 yaşandı. Savcılıktaki ifademde emniyette kendilerine bu olayın yaşanmasında sorumTemmuz Anma Etkinliği” mahMadımak Oteli önüne luluk valiliğindir dedik. Otelin kemelik oldu. Geçen yıl kamulaştırılarak, “Bilim ve Kültür Merönüne gitmek suç ise bizi suça gitmeleri konusunda kezi” adı altında yeniden düzenleteşvik ediyorlar. Bir taraftan herhangi bir engel nip, Kültür ve Turizm Bakanlı‘gideceksiniz, bir engel yok’ diğı’na bağlanarak kamu binası sa olmadığının söylendiğini yorlar, bu şekilde bizi teşvik yılan, Madımak Oteli önünde anma ediyorlar, ondan sonra da suç işfakat buna rağmen yapıldığı için, Anma Komitesi hakdava açıldığını söyledi. lediniz diyorlar. Bu suçsa, bizi sukında 2911 sayılı Gösteri ve Yüça teşvik eden valilik hakkında rüyüş Kanunu’na muhalefetten Sisuç duyurusunda bulunacağıvas Sulh Mahkemesi’nde dava açıldı. mızı söyledik. Bizi hem yönlendirdiler, onlar Açılan davaya birçok kesimden insan tepki gös gitmeyin dese de biz gidecektik ama 2 Temterdi. 2 Temmuz Anma Komite Başkanı ve Eği muz günü de bize gaz bombası attılar ne yatimSen Sivas Şube Başkanı İbrahim Erdoğan, zık ki. Bu tür yaklaşımlar bizlerin oraya gi“1 Temmuz’da ulusal basında anmanın vali dip anma yapmamızı hiçbir şekilde engellelikçe yasaklandığı ve anmanın yaptırılmaya meyecektir” diye konuştu. MEHMET MENEKŞE VAH T KAYNAR ARTIK ZENG N S Katliam sanığı Avrupa’yı dolaşmış İstanbul Haber Servisi Sivas’ta 35 kişinin yaşamını yitirdiği Madımak Oteli yangını davasının idama hükümlü firarisi Vahit Kaynar’ın Almanya’dan aldığı mavi pasaportla tüm Avrupa’yı gezdiği belirlendi. Berlin’de ticaret yapan Kaynar’ın Almanya’nın siyasi sığınmacılara verdiği mavi renkli pasaportu yanından ayırmadığı, bu pasaport sayesinde gezdiği ülkelerde ve sınırlarda yapılan kimlik kontrollerinin hiçbirinde alıkonmadığı ortaya çıktı. Hürriyet gazetesinin haberine göre Almanya’dan Polonya’ya giriş yaptığı sırada polis kontrolü sonucu yakalanan ve Polonya’da cezaevinde tutulan Vahit Kaynar’ı, Türkiye’ye iadesini engellemek için alanında uzman iki Polonyalı avukat savunacak. Türkiye yerine Almanya’ya iade edilmesi için çaba sarf eden Kaynar’ın Berlin’deki yakınları, avukatlara Almanya’nın niçin Kaynar’ı Türkiye’ye iade etmediğini gösterir belgeleri ulaştırdı. Avukatların da Kaynar’ın serbest bırakılması için bu belgeleri Polonyalı yetkililere sunduğu öğrenildi. Sivas’ta yapılan anmaya ilişkin dava açılmasına Alevi Kültür Derneği Sivas Şube Başkanı Emine mren, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Sivas temsilcisi Hidayet Yıldırım, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Şube Başkanı Cahit Albayrak da yaptıkları açıklamalarla tepki gösterdi. KÜRTÇE ŞARKI C NAYET DAVASI İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN BDP’DEN AKP’YE ÖNER : Alkollüye azmettirme serbestmiş LHAN TAŞCI Anayasa Meclisi kurulmalı BDP, yeni anayasa için Meclis’teki “uzlaşma komisyonu”nun yanı sıra, parlamento dışında da, sivil toplum örgütleri, anayasa uzmanlarının da katılımıyla bir “Anayasa Meclisi” oluşturulmasını istedi. AKP öneriye sıcak bakmazken iki parti BDP’nin uzlaşma komisyonuna üye vermesi konusunda anlaştı. AYŞE SAYIN ERDEM GÜL Gürbüz Çapan, Kılıçdaroğlu ile görüştü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün CHP Genel Merkezi’nde eski Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan ile görüştü. CHP liderinin isteği ile baş başa yapıldığı ileri sürülen görüşme yaklaşık 1 saat sürdü. Çapan, eski CHP lideri Deniz Baykal döneminde CHP’den ihraç edilmişti. Çapan, CHP’de lider değişiminin ardından partiye geri dönmek istemiş, ancak üyelik başvurusu geçen mart ayında PM toplantısında reddedilmişti. ANKARA Kürtçe şarkı söylediği için başlayan tartışma sonunda polis Serkan Akbulut’un silahından çıkan kurşunla ölen Emrah Gezer’in davasındaki polise verilen indirimli cezanın gerekçeli kararı belli oldu. İddianamede azmettirici olarak değerlendirilen ve cezalandırılması istenen Sinem Uludağ ile ilgili mahkemenin gerekçeli kararında, “alkollü olan kişinin söylediği sözlerin bilinçli olarak söylendiğinden söz edilemeyeceği”, bu nedenle de Uludağ’ın azmettirmekle suçlanamayacağı değerlendirmesi dikkat çekti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianameye göre, 27 Aralık 2009 tarihinde Ankara’da iki grup arasında kavga çıktı. Kavganın nedeni ise Emrah ve Ramazan Gezer kardeşleri içinde bulunduğu grubun İbrahim Tatlıses’in de söylediği “Agir katye dilemın (Gönlüme ateş düştü)” şarkısını söylemesiydi. Bu sırada polis memuru Serkan Akbulut’un içinde bulunduğu grubun bu durumdan rahatsız olması nedeniyle tartışma çıktı. İddianameye göre Akbulut’un kız arkadaşı Sinem Uludağ, “Siz PKK’li misiniz, burada da bizi buldunuz, pis Kürtler” diye şarkı söyleyenlere hakaret etti. Uludağ, yanındakilere dönerek “Ne biçim erkeksiniz sıkın bunlara” dedi. Yapılan yargılama sonucunda Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi, polis Serkan Akbulut’u 19 yıl 5 ay hapis cezasıyla cezalandırırken, cezasında tahrik indirimi yapmıştı. Mahkeme, Sinem Uludağ’ı da sadece hakaret suçundan cezalandırırken gerekçeli kararda: “Sanık Sinem Uludağ hakkında kavga ve tartışma esnasında söylediği sözler nedeniyle öldürme ye azmettirtmekten sorumlu tutularak tecziyesi iddianamede talep olunmuş ise de, alkollü olan kişinin söylediği sözlerin bilinçli olarak söylediğinden söz edilemeyeceği gibi sanık Akbulut’un Sinem’in sözlerinin etkisi altında kalarak öldürme ve bilinçli taksir ile yaralama eylemine karar verdiği de kabul edilmemiştir” denildi. [email protected] TBMM Komisyonu’na üye olarak Selma Irmak’ın adı bildirildi BDP’den tutuklu vekil için taktik AYŞE SAYIN ANKARA Meclis protestosunu sona erdirip yemin eden BDP, “tutukluluğu” nedeniyle Meclis’te yemin ettirilmeyen milletvekilleri için de “komisyon formülü”nü devreye soktu. BDP yönetimi, TBMM KadınErkek Fırsat Eşitliği Komisyonu üyeliği için halen tutuklu olan Şırnak Milletvekili Selma Irmak’ın adını bildirerek bir ilke imza attı. BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, Meclis Başkanlığı’nın tutuklu milletvekillerinin “yemin” sorununu çözmesi için hiçbir adım atmadığına dikkat çekerek “Tutuklu milletvekillerine yemin ettirmeme, yasal değil, idari bir tasarruftur. Bundan sonrasıyla Meclis Başkanlığı uğraşsın” diyerek meydan okudu. BDP, Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun yanı sıra Meclis’te geç yemin ettikleri için ihtisas komisyonu ve yurtdışı komisyon üyelerini de dün akşam TBMM Başkanlığı’na bildirdi. BDP, tutuklu milletvekillerinin yemin ettirilerek görevlerine başlatılmaları için ilginç bir yöntem denedi. Tutuklulukları nedeniyle yemin ettirilmeyen ve bu nedenle de maaşları bile “emanette” tutulan milletvekillerini Meclis çalışmalarına katabilmek için 5 tutuklu millet Önder çişleri, Kürkçü nsan Hakları’na BDP, Anayasa Komisyonu’na Ayla Akat Ata, Adalet Komisyonu’na Murat Bozlak, Milli Savunma Komisyonu’na Hüsamettin Zenderlioğlu, çişleri Komisyonu’na Sırrı Süreyya Önder, Dışişleri Komisyonu’na Nazmi Gür, Milli Eğitim Komisyonu’na Mülkiye Birtane, Bayındırlık Komisyonu’na Demir Çelik, Çevre Komisyonu’na Erol Dora, Sağlık Komisyonu’na dris Baluken, TarımOrmanKöyişleri Komisyonu’na Halil Aksoy, Sanayi Komisyonu’na brahim Binici, Dilekçe Komisyonu’na Emine Ayna, Plan Bütçe Komisyonu’na Nursel Aydoğan ve Adil Kurt, K T Komisyonu’na Esat Canan ve Özdal Üçer, nsan Haklarını nceleme Komisyonu’na Ertuğrul Kürkçü, AB Uyum Komisyonu’na Sebahat Tuncel’i bildirdi. ANKARA AKP heyeti, dün yeni anayasa çalışmaları konusunda görüş alışverişinde bulunmak üzere BDP Genel Merkezi’ni ziyaret etti. Toplantıda, Uzlaşma Komisyonu’nun oluşumu konusunda görüş birliğine varılmasına karşın, AKP ile BDP heyeti arasında anayasa yapım süreci konusunda iki konuda görüş ayrılığı ortaya çıktı. BDP heyeti, yeni anayasanın mümkün olduğunca geniş kesimlerin temsiliyle yapılması görüşünü ileterek Meclis’teki “Uzlaşma Komisyonu”nun yanı sıra, parlamento dışında da sivil toplum örgütleri ve anayasa uzmanlarının da katılımıyla bir “Anayasa Meclisi” oluşturulması önerisi getirdi. Ancak AKP heyeti, yeni parlamentonun temsil gücünün yüksek olduğunu savunarak “Meclis dışında hiçbir mekanizmanın kurulmasına gereksinim olmadığı” görüşünü iletti. vekilinden Selma Irmak’ın ismini “simgesel” olarak TBMM KadınErkek Fırsat Eşitliği Komisyonu üyesi olarak bildirdi. aplan: Bundan sonra Meclis Başkanlığı uğraşsın Sorularımızı yanıtlayan BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, Selma Irmak’ın “hükümlü” değil, tutuklu milletvekili olduğunu belirterek milletvekili olarak Meclis faaliyetlerini sürdürmesine engel bir durum olmadığını savundu. Kaplan, “Tutuklu milletvekillerinin, yemin ettirilmemelerinin yasal bir dayanağı yoktur. TBMM Başkanlığı ve Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün idari bir tasarrufudur. Şimdiye kadar Meclis Başkanlığı bu sorunu K çözmek için bir adım atmamıştır” dedi. Tutuklu milletvekillerinin, cezaevinden Meclis faaliyetlerine katılmalarına engel bir durum olmadığını, soru önergesi verebileceklerini, Meclis’in yasama ve denetim faaliyetlerine imzalarıyla katılabileceklerini kaydeden Kaplan, “Biz Selma Irmak’ın ismini bildirdik. Bundan sonrasıyla sorunu çözmeyen Meclis Başkanlığı uğraşsın” dedi. Meclis Başkanlığı’nın Irmak’ın komisyon üyeliğini geri çevirmesi durumunda ne yapacaklarının sorulması üzerine de Kaplan, “Usul tartışması açacağım. Oradan da bir sonuç alamazsam, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’na başvurup, kadın üyenize sahip çıkın diyeceğim” diye konuştu. umrular yanıtı Görüşmede BDP’liler anayasa çalışmalarına geçmeden önce kasım ayı gibi bir “mini demokratikleşme paketi”nin Meclis’ten geçirilmesi gerektiği görüşünü ilettiler. BDP’liler TCY’deki örgüt suçu düzenlemesinin değiştirilerek, tutukluluk sürelerinin kısaltılmasını önerdi. Adalet Bakanı Sadullah Ergin ise konunun “yargıda” olduğunu belirterek “Ama eğer yasal olarak Meclis’te yapabileceğimiz bir düzenleme varsa, bunu oturur konuşuruz. Ancak bu anayasa görüşmele K rinin önşartı olmamalı” görüşünü iletti. BDP’liler, “TCK üzerinden şiddet ortamı tırmanırken yeni anayasa ne kadar verimli olabilir” diye sorunca AKP heyeti, Türkiye’de terör ortamının tırmandığını belirtti ve Ankara’da, Kumrular Sokak’ta yaşanan patlamayı örnek gösterdi. AKP’liler son günlerde artan terör saldırılarına dikkat çekerek böyle bir ortamda yeni düzenlemenin güç olduğunu dile getirdi. Toplantının ardından açıklama yapan AKP’li Ömer Çelik, “Yüce Meclis dışında hiçbir mekanizmanın kurulmasına ihtiyaç yoktur” diyerek, BDP’nin “Meclis dışında Anayasa Meclisi” önerisine açık tavır koydu. Bu konudaki “kurucu irade”nin Meclis olduğuna vurgu yapan Çelik, çalışmaların Uzlaşma Komisyonu tarafından yürütüleceğini söyledi. Siyasi partilerle yaptıkları görüşmelerde uzmanların yanı sıra anayasa yapma sürecinin halka da açılması noktasında görüş birliğine vardıklarını açıklayan Çelik, “Bu konuda her siyasi parti bunun için nasıl mekanizmalar oluşturulmasıyla ilgili tekliflerini Uzlaşma Komisyonu’na bildirecek” dedi. BDP, görüşmeden hemen sonra, Anayasa Uzlaşma Komisyonu için de Batman Milletvekili Ayla Akat Ata, Diyarbakır Milletvekili Altan Tan ve İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in ismini TBMM Başkanlığı’na bildirdi. Uzlaşma Komisyonu’nun ilk toplantısını ise perşembe günü yapacağı açıklandı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle