25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 EK M 2011 SALI CUMHUR YET SAYFA HABERLER 3 Akıl hastaneleri tarih olacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Dünya Ruh Sağlığı Günü’nde “Toplum Temelli Ulusal Ruh Sağlığı Eylem Planı”nı basın toplantısıyla açıkladı. Akdağ, açılacak Toplum Temelli Ruh Sağlığı Merkezleri’yle birlikte akıl hastanelerinin tarih olacağını belirterek hastaların evine en yakın yerde hizmet alacağını, hastaneye gelemeyen hastanın evine gidileceğini belirtti. Akdağ, şiddet gören kadın ve çocuklara yönelik de merkezlerin açılacağını ifade etti. Ruh sağlığı denildiğinde akla ilk olarak akıl hastalarının geldiğini kaydeden Akdağ’ın, ruh sağlığı kavramına dini bir açıdan da yaklaşarak “İnancımızda, yine bu hastaların yaptıklarından mesul olmadıkları için günahsız olarak kabul edildiğini biliyoruz” demesi dikkat çekti. Hastaların merkezde takip edileceğini belirten Akdağ “İlgili merkezlerin şu anda sayısı 29. Bu sayıyı arttıracağız. İlk etapta, 236 Toplum Temelli Ruh Sağlığı Merkezi düşünüyoruz” dedi. Cinsel istismara 35 yıl ceza SAMSUN (Cumhuriyet) Samsun’un Tekkeköy ilçesinde, küçük yaşta erkek çocuğunu alıkoyup cinsel istismarda bulunduğu iddia edilen sanık, 35 yıl hapse mahkum oldu. doktorum nerede? Toplumun yüzde 10’unun yardım gerektiren ruhsal sorunu var ama her 100 bin kişiye 0.5 doktor düşüyor İstanbul Haber Servisi Toplumun yüzde 10’unun yardım gerektiren bir ruhsal sorunu olduğu, yüzde 25’inin ise yaşamının herhangi bir bölümünde psikiyatrik sorun yaşadığı belirtildi. Ruh Sağlığı Platformu üyeleri, Türkiye’de her 100 bin kişiye 0.5 ila 2 gibi çok az sayıda ruh sağlığı uzmanı düştüğünü, hastanelerindeki yatak sayısının yetersizliği, damgalanma (stigma) gibi birçok nedenden halen birçok kişinin tedaviye ulaşamadığını vurguladı. Platform üyeleri, Ruh Sağlığı Yasası’nın da bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini kaydettiler. 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü nedeniyle, 21 derneğin oluşturduğu Ruh Sağlığı Platformu bir basın açıklaması yaptı. Türkiye Psikiyatri Derneği Başkanı Doç. Dr. Doğan Yeşilbursa, Dünya Ruh Sağlığı Federasyonu’nun (WFMH) bu yılki temayı “En iyi yatırım ruh sağlığına yatırım” olarak belirlediğini söyledi. Gelişmekte olan ülkelerde yaşayanların 3’te 2’sinin sağlık hizmetlerindeki eksikler nedeniyle hiçbir yardım kurumuna ulaşamadığı ya da yetersiz tedavi aldığına dikkat çeken Yeşilbursa, Türkiye’de aktif çalışan 1625 psikiyatr bulunduğunu, 15 AB ülkesinde 100 bin kişiye ortalama 12.9 psikiyatr düştüğünü, bu rakamların rakamın Türkiye’de 2’lerde kaldığını kaydetti. Oynatmaya az kaldı Edebiyatımıza Yeni Bir Soluk Gerekiyor Bilmem edebiyatımızda son yıllarda yaşanan tıkanma dikkatinizi çekti mi… Yeni yayınlar birkaç kişi ekseninde tartışılıyor… Yeni yazarların ortaya çıkmalarıyla kaybolmaları bir oluyor. Bir ara popüler aşk romanları yükselişteydi… Şimdi onların da dönemi de kapandı… Medyatik yazarlar gündemde. Gülen Cemaati edebiyat piyasasında da egemen oldu… Cemaate yakın yazarların kitapları çok satılıyor… Bu arada edebiyatımıza yeni soluk getiren bağımsız genç yazarların yapıtları görmezden geliniyor. Edebiyatın siyasetten etkilendiği bilinir. Kimi zaman bu etki bir güdümleme biçiminde kendini gösterir… Ve kalıcı etkide başarısız olur. Çünkü güdümlenmiş edebiyat daha çok sansüre ve daha kötü ürünlere yol açar… Bu iki faktör bir arada edebiyatı öldürür. Ama edebiyat yine de siyasetten etkilenir… Çünkü edebiyat “zamanın ruhunu” yansıtır… Ve “zamanın ruhunu” en etkin olarak belirleyen öğe siyasettir. Bu nedenle ister istemez edebiyat da, dolaylı da olsa, siyasetten etkilenmiş olur. Günümüzde zamanın ruhu, siyasetin etkisiyle “geçmişle hesaplaşma”, “tarihimizle yüzleşme”, “demokratikleşme”, ve “demokratikleşme” sahte bir maskeyle sunulduğu için, daha da temelde “muhafazakârlaşma” ve hatta biraz daha keskin bir terimle “dineİslama kayış” eksenlerinde ortaya çıkıyor. Bakın son yılların popüler yazarlarına, hepsi bu eksenlerin ana temalardaki egemenliğini yansıtan yapıtlar ortaya koyuyor. Pek doğal olarak bu popülerleşmeye direnen ve gerçekten değerli yapıtlar verenler de var… Ama bunların dikkat çekmediğini, belki de bilinçli olarak görmezden gelindiğini belirtmek istiyorum. Yukarda belirlediğim zamanın ruhunu yansıtan eksenlerin doğal sonuçlarından biri de “dönem romanları”. Esas olarak ben iyi yazılmış dönem romanlarını seviyorum. Oya Baydar, hemen aklıma gelen iyi dönem romanı yazarlarındandır… Hem iyi bir toplumbilimci hem de iyi bir yazardır… Hemen hemen her yazdığı roman çok başarılıdır. (Bu sütunun okurları onun bazı romanları üzerine yazılar yazdığımı anımsayacaklardır.) Yazarlar kimi zaman dönem romanlarını kendi yaşanmışlıkları, çocuklukları, gençlikleri üzerine inşa ederler… İyi bir yazar, kendi çocukluğundaki, gençliğindeki tanıklıkların yüreğinde ve zihninde bıraktığı izlenimleri, toplumsal, siyasal, kültürel antenlerinin algıladığı “dış gerçeklerle” harmanlayıp iyi bir “geçmiş dönem” romanı ortaya koyabilir. Pek doğal olarak o zaman ortaya “çocuk gözüyle” ya da “genç gözüyle” algılanan bir dünya çıkar. Ben çocukların “naif” ya da gençlerin “delikanlı” dünyalarını da yansıtan bu tür dönem romanlarını çok seviyorum; elbette iyi yazılmış olmak kaydıyla! Bu tür romanların en güzel örneklerinden biri İkinci Dünya Savaşı dönemini çocuk gözüyle yansıtan, Gülseren Engin’in “Cehennemde Bir Ada” adlı on yıl önce basılmış romanıdır. Bir başyapıt olan bu eserin bugüne kadar eleştirmenlerin dikkatini yeterince çekmemiş olması hem şaşırtıcı hem de üzücüdür. Son günlerde Türkiye’nin askeri baskı dönemlerini yine bir çocukgenç gözüyle yansıtan bir “dönem romanı” yayımlandı: Irmak Zileli’nin “Eşik” adlı eseri. Ben bu genç yazarın ilk romanını zevkle okudum ve çok beğendim. Oya Baydar gibi, Gülseren Engin gibi Irmak Zileli’nin de bugünlerde durağanlaşan edebiyatımıza yeni bir soluk getirdiğini düşünüyorum. GDO için son 48 saat CEM L C ĞER M SAMSUN Greenpeace internet üzerinden yeni bir imza kampanyası başlattı. 48 saat içinde, Türkiye’de GDO’lu mısır kullanmanın yasal olabileceğine dikkat çekilen açıklamada “Bir süre önce Biyogüvenlik Kurulu, genetiği değiştirilmiş 10 mısır çeşidinin ithal edilmesiyle ilgili raporlarını sitesinde yayımladı. 12 Ekim 2011, saat 17’ye kadar yeterli sayıda karşıt görüş toplanmazsa ürünlerin kullanımı yasal hale gelebilir” denildi. Çocuğun üstüne asansör kapısı düştü ADIYAMAN (Cumhuriyet) Adıyaman’da 8 yaşındaki çocuğun üstüne asansör kapısı düştü. Çocuğun tedavisi yoğun bakımda sürüyor. Görgü tanığı Behçet Şahin, “Müteahhit firmanın kapıyı 4 günden beri takmaması sonucunda bu olay oldu” dedi. Üsküdar’da kadına bıçaklı saldırı İstanbul Haber Servisi Üsküdar’da bir banka şubesine, kestirme yol olduğu için, E5 Karayolu Altunizade katılımının yanındaki ağaçlık alandan gitmeye çalışan İ.S. (35) saldırıya uğradı. Bıçağını İ.S’nin boğazına dayayarak soyunmaya zorlayan saldırgan, İ.S’nin çığlık atması üzerine kaçtı. LONDRA (AA) İngiltere’nin başkenti Londra’da, parlamentonun 152 yıllık saat kulesi “Big Ben”in giderek eğildiği tespit edildi. Yeraltındaki metro ve otopark çalışmalarından ötürü saat kulesinin 0,26 derece kuzeybatıya doğru kaydığı bildirildi. C MY B C MY B ‘Big Ben’ Pisa kulesi gibi eğiliyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle