25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 12 İstanbul Y Edirne Y Kocaeli Y Çanakkale Y İzmir Y Manisa Y Denizli Y Zonguldak Y Sinop Y Samsun PB Trabzon PB Giresun PB Ankara Y 19 18 19 17 20 22 22 20 23 30 27 30 20 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y PB Y Y Y B B B B B B B 20 21 27 24 32 30 31 32 28 30 24 22 23 HABERLERİN DEVAMI Oslo B Helsinki Y Stockholm B Londra B AmsterdamY Brüksel Y Paris PB Bonn Y Münih B Berlin Y Budapeşte Y Madrid A Viyana B 11 11 10 21 13 17 20 18 21 13 19 25 18 Belgrad B 22 Sofya Y 17 Roma A 26 Atina Y 19 Zürih A 19 Moskova Y 20 Aşkabat A 23 Taşkent PB 28 Baku A 21 Bişkek A 22 Tiflis B 24 Kahire A 28 Şam A 28 Ülkemizin orta ve batı kesimleri parçalı çok bulutlu, Marmara , Ege, Kahramanmaraş dışında Akdeniz, İç Anadolu’nun batısı, Batı Karadeniz, Orta Karadeniz’in iç kesimleri ile Yozgat, Nevşehir, Aksaray ve Niğde çevrelerinin sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı, diğer yerlerin parçalı ve az bulutlu geçeceği tahmin ediliyor. 11 EK M 2011 SALI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 11 Ekim GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada demeçte, “komisyonda bir iki madde dışında fazla tartışma yaşanmayacağını” söyledi. Karşıdan bakıldığında bu kanıya hak vermek gerekebilir. Ama? Ama öne sürüldüğü gibi yeni anayasa hazırlık tartışmaları bir iki maddeyle sınırlı kalmayacak gibi görünüyor. Bugüne dek yaptıkları açıklamalara göre; üç parti, AKP, CHP ve MHP Türkiye Cumhuriyeti’ni tarif eden 82 Anayasası’nın ilk üç maddesinin değiştirilmeden yeni anayasada yer almasında birleşiyor. Görünen köy kılavuz istemiyor: Barış ve Demokrasi (Kürt) Partisi’nin komisyonda üç maddeye karşı çıkacağını, Kürt kimliğini saptamayan biçimsellik içinde Cumhuriyet’in tanınmasına asla rıza göstermeyeceğini varsaymak herhalde yanlış bir değerlendirme olmayacak. Kavgadan, toplumda esenlik yerine kargaşadan ve PKK teröründen nemalanan BDP’nin bugüne dek devlete dayattığı kimi koşullardan vazgeçeceğini de sanmak hayli saf bir yorum! Eylemlerine bakarak BDP’ye; Türk devleti, Türkiye partisi gözüyle bakmak olanaksız. Kürt milletvekillerinin yarattıkları hemen her gün TV’lerde izlenen olaylar, devleti tanımadıklarını kanıtlıyor. BDP milletvekili bir kadın, görevini yapan polisi tokatlıyor. Bu partinin kışkırtıp düzenlediği, yasadışı yürüyüş yapmaya kalkışanları durdurmak için, eylemcilerin üzerine sıkılan sudan ıslanan bir başka BDP kadın milletvekili, polisin üzerine “Benim kim olduğumu biliyor musun?” diye yürüyor. Bir BDP milletvekili, yasadışı eylemi uyarıyla dağıtmaya çalışan polisin, “Kimsiniz?” sorusuna hiddetleniyor. Karşısına dikilip, “Ben milletvekiliyim” diyor ve hak ettiği şu yanıtı alıyor polisten: “Ben de devletim!” Haddini aşan bu milletvekili daha sonra polise ve polisin temsil ettiği devlete, “soytarı” diye hakaret ediyor. Oysa, soytarılığa kimlerin örnek olduğu ortada. Medyamızda kimi köşe yazarlarının, TV’lerde Kürtçülüğe şirin görünmeye kalkışan kimi yorumcuların “Bilge siyasetçi” diye tanımladıkları Bay Ahmet Türk; BDP’nin bir sokak eylemi engellenince, hiddet ve şiddet içinde kürsüye çıkıyor. Kalabalığa “Daha çok isyanlar göreceksiniz” diyor. Daha da ileri giderek halka açıkça “isyan etmelerini” söylüyor. Bu tabloyu tamamlayan ve “fakat” ile başlayan bir soru yanıt arıyor. İktidar partisinden, hükümetten, BDP’nin artık gemi azıya alan eylemlerine, isyan provası davranışlarına karşı çıkan tek cümle yok! Ya ana muhalefet? O da susuyor. Yasadışı BDP eylemlerini görmezden gelen bir tutum sergiliyor. Genel Başkan Kılıçdaroğlu, Abant’taki toplantılardan sonra; bugüne dek her çevrenin yeni anayasa özlemini içeren söylemlerini yineleyen bir açıklama yaptı. Ne ki açıklamadığı için nedir, ne değildir, uçar mı uçmaz mı ne mene bir kuştur bilinmeyen, olası parti politikalarını içereceği söylenen yol haritasında; örneğin anlamlı bir açıklama yapabilirdi! Kılıçdaroğlu yeni anayasada; BDP eylemlerini örnek göstererek milletvekilinin parlamento dışındaki yasadışı eylemlerinin dokunulmazlık dışında bırakılmasını dayatacaklarını, önereceklerini söyleyebilirdi, söylemedi! Abant’taki toplantısında kimi milletvekillerinin, “BDP ağzı kullanmakla” suçladığı Sezgin Tanrıkulu, öneriye karşı çıkabilirdi ama, bu dayatma CHP’ye puan kazandırırdı! Üstelik yalnız CHP değil, diğer iki parti de, özellikle AKP dokunulmazlığın sınırlandırılmasında direnmek zorunda. Neden ortada: BDP milletvekilleri; hem TBMM üyesi olacaklar… hem tanımak istemedikleri aşağıladıkları devletin, ülkenin sağladığı bütün olanaklardan yararlanacaklar… yüklü maaşı cebe indirecekler… …hem de dokunulmazlık zırhını kullanarak devlete hakaretler yağdıracak, bölünmeye hizmet edecekler ve… halkı isyana kışkırtacaklar! Ne âlâ memleket! Sosyal medya artık o hale geldi ki yazıp çizdiğinizi yalnızca tanıdıklar okuyor sanırken gazetelere bile haber oluyorsunuz. Bu durumda pek çok kişi, özellikle de ünlüler, politikacılar, sanatçılar, yazarlar, gazeteciler bu mecrayı bir tür reklam panosu gibi kullanıyor. Artık röportaj yapmanıza, demeç vermenize gerek kalmadı. Twit yazdınız mı tamamdır. Ertesi gün gazetelere geçiyorsunuz. Fazıl Say’ın en son yazdığı twitler yine kıyameti kopartmış. Gazeteciler, televizyoncular veryansın ediyor Say’a... Biz bu sosyal medyaya da alışamadık. Burası insanların içinden geleni rahatça söyleyebileceği bir yer değil mi? Yok bizde öyle değil, orada da takiptesiniz. Gazeteciler işi gücü bırakmış twit takip ediyor. Aslında gazetecinin Piyanistlere Konuşma Yasağı yazdığının twitter’a konu olması lazım, ama bizde tersi oluyor. Fazıl’ın özellikle arabesk müzik için söyledikleri epeydir tartışılıyor. Ama benim anlayamadığım, neden aklına esen istediğini yazabiliyor da Say yazamıyor? “Efendim bir piyaniste yakışmaz, o işini yapsın,” türünden garip bir eleştiri var. Piyanistin işini yapıp yapmamasına biz mi karışıyoruz? Kaldı ki işini yaptığı zaman haber oluyor mu? Örneğin yurtdışı konserlerini, başarılarını manşetlerde okuyor muyuz? Belki tek tük... Ayrıca bir sanatçının kendi alanı dışında konuşması neden yasak? Bir sanatçı ülkesinin politikası, hatta dünyanın gidişatı, hatta hayat üzerine konuşamaz mı? Kaldı ki son yazdıkları zaten kendi alanıyla yani müzikle ilgili. Fazıl Say’ın popüler kültürün ünlü isimleriyle ilgili eleştirilerine katılmayabilirsiniz. Benim fikrimi sorarsanız, popüler müzikteki yıldızların yaptıklarını zaten yalnızca müzikle açıklamak imkânsız. Onlara farklı bir yerden bakmak lazım. Evet Stravinski dünya müziğini değiştirmiş olabilir, ama The Beatles da değiştirmiştir. Bob Dylan veya Leonard Cohen de muazzam sesler sayılmaz ve eserleri de öyle çok karmaşık değildir ama kitleleri etkileyecek şeyler söylemişlerdir. Tabii Say’la tartışanlar bu türden bir tartışmaya girse mesele yok da “biz her konuda konuşabiliriz, ama sen konuşamazsın. Sen yalnızca klasik müzik konuş; hatta sus, piyano çal” türünden bir karşı çıkış doğrusu fazlasıyla “faşist” geldi bana. Üstelik önüne gelenin herhangi bir konuda bilse de bilmese de ağzına geleni rahatlıkla uluorta söyleyip yazabildiği ülkemizde... GÜNDEM Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Ancak okula devam edemezsin!” Bir futbolcuya deseler ki: “Seni kulübe alıyoruz. Seçmeleri kazandın. Artık lisanslı futbolcusun. Ancak top oynamak için sahaya çıkamazsın!” Karikatürize ettiğimiz bu örneklerde olduğu gibi halen tutuklu bulunan milletvekillerine yargı şöyle diyor: “İnceledik, milletvekili adayı olmanız için bir engel yok. Seçimleri kazandığınıza ilişkin yargı kararını da size veriyoruz. Artık milletvekilisiniz. Ancak Meclis’e gidip bu görevi yerine getiremezsiniz!” Durumun özeti bu. Türkiye’de seçimler demokratik ülkelerde olduğu gibi yargı güvencesi altında yapıldığı için her aşaması hukuk süzgecinden geçiyor. Ancak hukuk sistemimiz tutarlı bir bütünlük içinde değil. Belli bir aşamaya kadar özgürlükler penceresinden bakılan bir olay, devamında tam tersi bir anlayışın içine sokulabiliyor. Belli başlı ülkelere baktığımızda seçme ve seçilme hakkına ilişkin düzenlemeler, tartışmalara meydan vermeyecek bir netlikte. Kimi ülkelerden örnekler aktaralım. İngiltere, kişinin seçilme hakkını adaylık aşamasında kesin karara bağlıyor. Ağırlıklı olarak cezası kesinleşmiş kişilerle ilgili kararlar olumsuzluk içeriyor. İsviçre’de bir kişi mahkum olsa dahi milletvekili seçilebiliyor. Anlayış şu: Seçme hakkına sahip olan seçilme hakkına da sahiptir. ABD’de tek hassas konu, vatana ihanet. Bu suçlama dışında başka bir suçtan hüküm giymek bile Kongre üyeliğini engellemiyor. Almanya’da seçilme hakkının başlıca kısıtlayıcısı Anayasa Mahkemesi; mahkeme vatana ihanet ve ülke güvenliğini tehlikeye düşürmenin de aralarında bulunduğu kimi suçlamalarda kişileri temel haklardan yoksun bırakabiliyor. Avusturya, seçilme hakkını kısıtlamak için hüküm giymiş olmayı şart koşuyor. Danimarka’nın şartı şu: “Bir kişi, halkın gözünde parlamento üyeliğine layık olmadığını düşündürecek bir suçtan hüküm giymediği sürece parlamenterlik yapabilir.” Ana hatlarıyla durum bu. Hep kendimize yonttuğumuz düşüncesi olmasın; elbette farklı uygulamalar da var. Örneğin Rusya’da düzenleme şöyle: “Bir kişi mahkeme kararıyla tutuklanmışsa ne aday olabilir ne de oy kullanabilir.” Hollanda’daki uygulamada ise tutukluların yanı sıra çocuklar üzerindeki velayet ya da ebeveyenlik hakkından yoksun bırakılanlar da aday olamıyor. Ancak başta Hollanda olmak üzere tüm AB ülkelerinde; birincisi bizdeki kadar uzun tutukluluk yok, ikincisi tutuklu kişilerin hüküm giyme oranı yüzde 9095, bizde yüzde 50. Bütün bu aktardıklarımızı tek cümleye indirirsek; şu anda dünyada tutuklu milletvekili bulunmuyor. Kısıtlı olanaklarla ulaştığımız sonuç bu. Ola ki, yanılırsak onu da nedenleriyle, sonuçlarıyla paylaşırız. Verdiğimiz örneklerde de olduğu gibi bu konuda katı kurallar koyan ülkeler bile çerçeveyi daha adaylık aşamasında netleştirmiş. Bizde neden böyle? Çünkü yasaların her gereksinime yanıt vermesini istiyoruz. İstendiği zaman kısıtlayıcı yorum yapılabilsin, istendiği zaman özgürlükçü! Özellikle kişisel haklarla ilgili konularda yargı, “iki kere iki kaç eder” sorusuna şu karşılığı veriyor: “Niçin sorduğunuzu söyleyin, ona göre hemen hükmü verelim!” ANTALYA Ege ve Akdeniz’de yağış dün gece boyunca da srdü. Kentteki bazı belde ve köylerdeki köprüler de tamamen yıkıldı. Muğla’ya son 65 yılın Antalya’ya ise son 37 yılın en yüksek yağış miktarının düştüğü bildirildi. (Fotoğraflar: AA KENAN GÜRBÜZ, OKAN ÖZER) Sağanak can aldı Marmara, Akdeniz ve Ege’yi etkisi altına alan yağışlar faciaya neden oldu, 4 ilde 5 yurttaş yaşamını yitirdi, 5 kişi ise sel sularında kayboldu Yurt Haberleri Servisi Marmara, Akdeniz ve Ege’de etkili olan yağışlar faciaya neden oldu. Antalya’nın Serik ilçesinde sele kapılan 6 kişiden birinin ölüsüne ulaşıldı. Denizli’de ahırda mahsur kalan ineklerini kurtarmak isteyen yurttaş suya kapılarak yaşamını yitirdi. Manisa’nın Gördes ilçesine bağlı Kayacık beldesinde şiddetli yağış nedeniyle meydana gelen göçükten 2 yurttaşın cesedi çıkarıldı. Balıkesir’de ise şiddetli fırtına ve hortum nedeniyle devrilen ağaçların altında kalan bir yurttaş yaşamını yitirdi. DALAMAN Antalya’da fırtına yaşamı durdurdu 5 kişi kayıp Antalya’da fırtına ve yağışlı hava yaşama durdurdu. Serik ilçesi Gebiz Beldesi’ne bağlı Haskızılören köyünde 6 yurttaş aşırı yağış nedeniyle meydana gelen sele kapılarak kayboldu. Ayşe Beşbaş’ın cesedine ulaşılırken Hasan Bulut, Hulusi Kutlu, Fatma Kutlu, Süleyman Çelik ve Meryem Çelik’i bulmak için arama çalışması başlatıldı. Beşbaş’ın kayıp olanlardan Fatma ve Hulusi Kutlu’nun kızı olduğu ve stanbul’dan anne ve babasının ziyaretine geldiği öğrenildi. Dev çukur fay kırığı çıktı BATMAN (Cumhuriyet) Batman’da, hava lojmanlarına giden yolda yapılan çalışma sırasında, geçen hafta bir çukur bulundu. Batman Üniversitesi ve belediye yetkililerinden oluşan bir heyet, çukurda inceleme yaptı. Ön incelemede çukurun 300 metrelik kırık fay hattı olduğu ortaya çıktı. Batman Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Dekanı Prof. Yaşar Eren, “Kırık fay hattı net şekilde görülüyor. Yerin röntgeni çekildikten sonra, yolun buradan geçip geçmeyeceği kararı verilebilir” dedi. Sel, Ege’de can aldı Olumsuz hava koşulları Ege’de özellikle Denizli ve Muğla’da etkili oldu. DEN ZL ’nin Çameli ilçesine bağlı Karabayır köyünde dere yatağı aşırı yağış sonucu taştı. Sıdıka Gümüş (60) adlı yurttaş, 4 ineğini kurtarmak için girdiği ahırda, sel sularının yükselmesi üzerine boğularak yaşamını yitirdi. Tavas ilçesinin Ebecik köyünde de çoban Bayram Albaş’a ait 20 küçükbaş hayvan sel sularına kapılarak telef oldu. MAN SA’nın Gördes ilçesine bağlı Kayacık beldesinde, şiddetli yağış dolayısıyla meydana gelen toprak kayması sonucu bazı evler yıkıldı. Yıkılan evlerden 70 yaşındaki Mehmet Çay ve 1 yaşındaki torunu Mehmet Umut yaşamını yitirdi. BALIKES R’in Dursunbey ilçesine bağlı Hondular ve Güğü köyü yakınlarında hayvanlarını otlatan Hali Atak (68), devrilen ağaçlardan birinin altında kalarak yaşamını yitirdi. TEK RDAĞ’da da dün gece başlayan yağmur, öğle saatlerinde etkisini arttırdı. Yağış nedeniyle cadde ve sokaklar göle döndü. MUĞLA kent merkezinde dün öğle saatlerine dek metrekareye 169, Bodrum’da 79, Marmaris’te ise 33 kilogram yağış düştü. Ortaca ilçesinin Çaylı Mahallesi’nde 2 elektrik direği, Mehmet Şeşen’e ait evin üzerine devrildi. Evin çatısının çökmesi üzerine gürültüyü duyarak evi terk eden Şeşen ailesi, olaydan yaralanmadan kurtuldu. Dalaman’ın Bülüşlü bölgesindeki hayvan barınağı da şiddetli yağış nedeniyle zarar gördü. Barınakta bulunan yaklaşık 500 sokak hayvanı, devrilen ağaçların, barınağı çevreleyen tel örgüleri koparması nedeniyle ormanlık alana dağıldı. Köpekler, hayvanseverler ve belediye görevlileri tarafından kurtarıldı. ANTALYA (Cumhuriy Bürosu) Antalya’da, SK et Y vayolları’nın BadenAnta Halya seferini yapan uçağı, ini ş yaparken pist başında sağ tek kırılınca gövde üzerine ini eri yaptı. Uçak bir süre pistte ş rüklendi. Yolcular tahliy süe lirken yaralanan olmadı. edi stanbul Haber Servisi stanbul’da bugün de gök rültülü sağnak sürecek. Kegüyarın ve yarından sonra ntte sıcaklık 12 derece yükselec ancak cuma gününden itibek ren sıcaklıklar hızla düşm aeye başlayacak. Uçak, tehlike atlattı D YARBAKIR (Cumhu riyet Bürosu) Şırnak’ta sa Sü rgit (48) ile Cemal Çakar (39 ) Sanayi mevkisinde su kana lı rusu döşedikleri sırada, botoprak kayması meydana geldi. Sürgit ve Çakar, vatandaşların müdahalesiyle toprak altından çık rıldı. Sürgit, olay yerinde aöldü, Çakar ağır yaralandı. Şırnak’ta heyelan: 1 ölü MUĞLA Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nden açıklama Gazetenizin 10.10.2011 tarihli “Uç’taki dernek sesleniyor” başlıklı röportajında “Baba Beni Okula Gönder” projesinin “Kardelenler” projesi kapsamına alındığı bilgisi yer almıştır. Bu bilginin doğru olmadığını belirtir, “Baba Beni Okula Gönder” projesinin Doğan Gazetecilik AŞ işbirliği ile devam ettiğini, “Kardelenler” projesinin Turkcell İletişim Hizmetleri AŞ ile yürütüldüğünü kamuoyunun bilgisine sunarız. “Baba Beni Okula Gönder” projesine bağışlar için hesap No: T. İş Bankası Kuledibi şb TR55 0006 4000 0011 0784 4404 44 YKB Etiler ÖBM TR28 0006 7010 0000 0088 7499 38 Garanti Bankası Etiler Şb TR60 0006 2000 3400 0006 2966 36 TC Ziraat Bankası Galatasaray Şb TR79 0001 0007 0105 5202 7250 07 Akbank Bankalar Cd. Şb TR95 0004 6001 5688 8000 0615 37 “Kardelenler” projesine bağışlar için hesap no: T. İş Bankası Kuledibi şb TR82 0006 4000 0011 0785 5555 55 stanbul yağmurlu C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle