18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 OCAK 2011 SALI KÜLTÜR CUMHURİYET SAYFA [email protected] 17 ‘Türk Beşleri’ne yöneltilen sövgülü ve düzeysiz saldırıya ülkemizin müzik dünyasından tepkiler sürüyor Adnan Çoker ‘Türk Beşleri’ sahipsiz kalmadı CELAL ÜSTER İTÜ TÜRK MUSIKİSİ DEVLET KONSERVATUVARI Türk resminde soyut Kültür Servisi Çankaya Belediyesi’nin düzenlediği “Zaman Aşırı Soyut Çağdaş Türk Resminde Soyutun Serüveni” isimli sergi Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde yarın izleyiciyle buluşuyor. Ender Başaran’ın küratörlüğünde 20 Ocak’a dek açık kalacak sergide hayatta olan ve yitirdiğimiz 38 sanatçının yaklaşık 120 eseri yer alacak. Aralarında Hüsamettin Koçan, Fahrelnissa Zeid, Ömer Uluç, Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Burhan Doğançay gibi ustaların eserlerinin yer aldığı sergi, 1950’li yıllardan başlayarak günümüze kadar gelen çağdaş Türk soyut resminin serüveni niteliğinde olacak. Yarın gerçekleşecek sergi açılışından önce saat 15.30’da yapılacak panele ise Prof. Kıymet Giray, Prof. Özdemir Altan, Prof. Devrim Erbil, Prof. Adnan Turani, Bedri Baykam, Yusuf Taktak ve Ender Başaran konuşmacı olarak katılacaklar. ‘Açlık’ın ödüllü oyuncusu Oscarsson öldü Kültür Servisi İsveç sinemasının önde gelen isimlerinden, aktör Per Oscarsson’un evinde çıkan yangın sonucu öldüğü sanılıyor. Geçen cuma günü çıkan yangının ardından eşi Kia Ostling’le birlikte kendisinden haber alınamayan Oscarsson’un evinde yapılan araştırmalarda şimdiye kadar kimliği belirlenemeyen bir cesede ulaşıldı. Polis, İsveç’in Skara kasabasında bulunan evin tamamen yandığını, yangın sebebininse belirlenemediğini açıkladı. 100’ün üzerinde İsveç filminde rol alan 83 yaşındaki Oscarsson, 1966 Cannes Film Festivali’nde Nobel ödüllü yazar Knut Hamsun’un kitabından Henning Carlsen tarafından sinemaya uyarlanan “Açlık” filmindeki rolüyle “En İyi Erkek Oyuncu” ödülünü almıştı. Oscarsson, son olarak Stieg Larsson’un “Ateşle Oynayan Kız” romanından uyarlanan filmde rol almıştı. urat Bardakçı’nın, Habertürk kanalında yayımlanan “Tarihin Arka Odası” programında, Habertürk gazetesi genel yayın yönetmeni Fatih Altaylı’nın ‘Türk Beşleri’nden ‘Türk Leşleri’ diye söz ettiğini söylemesi, öncelikle müzik çevrelerinde büyük tepkiyle karşılandı. Zeynep Oral, gazetemizdeki “Esintiler” köşesinde “Bu Ne Utanmazlık!” başlıklı bir yazı yazarak, “Müzik dünyamızdaki ‘Türk Beşleri’ni, ‘Türk leşleri’ diye telaffuz etmek nasıl bir kafa yapısıdır, nasıl bir zihniyettir” diye sordu. Oral, daha sonra da yurtdışında yaşayan 200’den fazla müzik öğrencisinin, “Tarihin Arka Odası”ndaki sövgülü karalamaya gösterdikleri sert tepkiye yer verdi. Öğrenciler, gönderdikleri mektupta, “Her birimiz, ‘Türk Beşleri’ yerine cüret ettiğiniz cahilce bir yakıştırmayla andığınız değerli hocalarımızın kurduğu okullarda yetiştik, onların ve değerli öğrencilerinin öğrencileri olduk. Bundan da her zaman onur duyduk. Bizler, bugün bulunduğumuz yere onlar sayesinde geldik ve bunu hiç unutmadık... Yıpratma politikalarına malzeme etmeye cüret ettiğiniz önemli büyüklerimizin gönüllü savunucuları olarak TV programınızda ve köşenizde özür dileyene kadar bu işin takipçisi olacağız” diyorlardı. Fatih Altaylı ise 1 Ocak 2011 günlü köşe yazısında, “Türk Beşleri’ni, değil leş demek, herhangi bir eleştiri yapacak kadar bilmediğini” belirterek “İyi bir klasik müzik dinleyicisi sayılırım. Bütün gün odamda çalıp durur, ama aralarında ‘Türk Beşleri’nin bir eseri yoktur. Çünkü zevkime hitap etmez” dedi. “Murat, birkaç müzisyen dostumuzun da bulunduğu bir ortamda ‘Türk Beşleri’ni anlatırken ben de ‘Bırak Türk Beşleri’ni, asıl Türk leşlerine bak’ dedim” diye yazan Altaylı’nın, “Sanatı ve sanatçıyı eleştirmem. Beğenirim ya da beğenmem. Kendi zevkimce. O kadar. Ötesine bir şey diyemem” demesine karşın, yazısını “Bedri Baykam’ın spermli mendiline bile!” diye bitirmesi, kafalarda yeni soru işaretleri yarattı. Bardakçı ve Altaylı’nın, en küçük bir müzik bilgisinden, tartışma ve eleştiri adabından yoksun sözlerini, gazetecilik gereği aktarırken bile utanç duyuyorum. Ülkemizin önde gelen müzik kurumları ve müzik insanlarının konuyla ilgili görüşlerini sayfamızda sunuyoruz... M İSTANBUL KÜLT ÜR ÜNİVERSİTE Sİ SANAT VE TAS ARIM FAKÜLTE Sİ SANAT YÖNETİM İ BÖLÜMÜ VE AKINGÜÇ SANA T MERKEZİ ... Kurum olarak, Türk müziğini büyük bir şemsiye altında düşünen konservatuvarımız, Abdülkadir Meragi’den Itri’ye, Dede Efendi’den Münir Nurettin Selçuk’a, Âşık Veysel’den Nida Tüfekçi’ye, Osman Zeki Üngör’den Cemal Reşit Rey’e ve de ‘Türk Beşleri’ne uzanan kültür mirasına sahip çıkmakla gurur duymaktadır. Her ne kadar geçmiş dönemlerde müziğimize karşı haksız tutumlara sebep olmuş bazı olaylar yaşanmışsa bile, bizim barışçıl vizyonumuzda ‘Türk Beşleri’nin çoksesli Türk müziğine kazandırdıkları değerler Itri, Bach ve Pir Sultan Abdal’ın yanında eşit muamele görmektedir. Sayın Altaylı ve Sayın Bardakçı’nın tutumu, müziğimizde bizim gayretlerimiz sonucunda son 20 yılda kazanılmış barışı baltalamaktadır. Bu mesnetsiz davranışlarının kimlere ve neye hizmet ettiği meçhuldür. Tarihte hiçbir ülke gazetecisinin kendi kültür değerlerine ‘leş’ adını taktığı görülmemiş ve işitilmemiştir... Hakaret hepimizedir izler bu öncü bestecilerimizin ülkemiz sanatına ka zanımlarının bilincindeyi z. Bu noktada F. Altaylı ve M. Bardakçı tarafından yapılan bu çirkin saldırıyı şid detle kınıyoruz. Sanat eğ itimi veren bölümümüzde onların eserlerini hayra nlıkla dinlemekte ve önem lerini her geçen gün daha çok fark etmekteyiz. Hepsi aramızdan ayrılmış ola n B bu öncü bestecilerimize yapılan ağır hakaret, aslınd a hepimize yapılmıştır. Bu bağlamda; bize etik ola rak cevap hakkı doğmuş tur. Buna göre, aynı pro gramda Ahmet Akses, Prof. Cihat Aşkın, Şefik Kahr amankaptan, Kültür ve Tu rizm Bakanlığı Müsteşarı ve Bölüm Başkanımız Prof. Mesut İktu’nun konu k edilmesini talep etmekteyiz... HMET YÜR (besteci, müzikolÜR og) ürk Beşleri’ne ha arkadaşımız, do karet eden stumuz Osmanlı haneda siyasi görüşlere nının davasını güden sa söyledikleri çok hiptir. Müzik alanında doktrine hizmet cahilcedir. Siyasi bir et kampanyaya m mektedir. Bu siyasi uhatap olmak is temiyorum. Cumhuriyet Tür ki seviyedeki kom yesi’nde yetişmiş çok yüksek po dönemindeki m zitörün varlığı ‘Türk Beşleri sayı ve ücadelelerinin es ’nin Cumhuriye t eridir. LÇ YAteci)IN TURA (bes A ‘T BETİN GÜNEŞ nist, besteci, (piya orkestra şefi) estecilerimize ve her biri tartışmasız kaliteli bir besteci olan ‘Türk Beşleri’ne başta Almanya olmak üzere dünyanın birçok z ülkesinde yaptığım sayısı tün enternasyonal seyirci hep yer verdim. Bü ım. konserde zaman çok iyi kritikler ald ve yabancı basından her daha fazla müzik, ‘Bambaşka, yepyeni bir besteciler yanında bu diyorlar. Bilinen tanıyalım’ a istiyorlar. eserleri çalmamızı ısrarl B rinin yansıi kendi kişilikle nsanların sözler lüleri hayırla yâd ediniz’ ‘Ö masıdır. Bizler ı tercih edenlerdeniz. Köuna uymay buyruğ aittir. tü söz sahibine İ ÜRER AYK (orkestra şefi) AL en ‘T ü rk B eş ri’nin eserlerini le dırarak onlara çalkavuşmaya çalışa n şefiyim. Yurdu bir orkestra ülkeler düzeyi mu ‘çağdaş ne için çalışan bi çıkarmak’ r emekçiyim. Bugün bu düze ys yı yapanlar kim iz sataşma? Kimin ‘memurları’? Gel ec ki Türkiye’de da ek yıllarda, biliyor hatta görü ha çok ve daha yorum bi eserleri progra mlarda yer alac linçle bestecilerimizin ak. LHAN USMANBAŞ (besteci) ek bir cümle söylemek istiyorum: Onların Türkiyesi başka, bizim Türkiyemiz başka. G MUAMMER SUN B (besteci, müzik eğitmeni) Postlethwaite hayatını kaybetti Kültür Servisi “En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar”ına aday olduğu, 1993 yapımı Jim Sheridan filmi “In the Name of Father”daki (Babam İçin) rolüyle hafızalarda yer eden İngiliz oyuncu Pete Postlethwaite 64 yaşında yaşamını yitirdi. Uzun süredir kanser tedavisi gören Postlethwaite’in Shropshire’deki bir hastanede kanserden öldüğü bildirildi. Şu sıralar gösterimde olan Ben Affleck filmi The Town’da (Hırsızlar Şehri) da rol alan Postlethwaite, “Yaratık”, “Hayvan Çiftliği”, “Aptallık Çağı”, “Olağan Şüpheliler” gibi sayısız filmde rol almıştı. Steven Spielberg, yönettiği “Jurassic Park: Kayıp Dünya” filminde rol alan Postlethwaite için “dünyanın en iyi oyuncusu” nitelemesinde bulunmuştu. TOBAV İZMİR ŞUBESİ Kültür Bakanı göreve! “Yıllar yılı Türkiyemizi en şerefli bir şekilde temsil ederek doğal ve gönüllü tanıtım elçilerimiz olan; İdil Biret, Suna Kan, Suna Korat, Leyla Gencer, Ayla Erduran, Fazıl Say gibi saymakla bitiremeyeceğimiz nice ünlü sanatçılarımızın var oluşlarında sayın Türk Beşleri’nin emeği, etkisi ve de dolaylı birçok katkısı vardır. Çağdaş dünyanın ilgisini, beğenisini ve sevgisini kazanmış bu sanatçılarımız sadece Türkiye’ye değil tüm dünya kültürüne mal olmuş armağanlarımızdır. Ne acıdır ki; çağdaş dünya onları bağrına basarken biz; ‘karşıdevrim’e çanak tutma olarak tanımlayabileceğimiz bir tutumla ‘Türk leşleri’ diyebiliyoruz. Gerçekten bu deyişte bir sürçülisan yoksa bu tutumu şiddetle kınıyor, yapanlara yaptıranlara yazıklar olsun! diyoruz ve; Kültür ve Turizm Bakanlığımızı ve Radyo Televizyon Üst Kurulu’nu göreve çağırıyoruz.” onservatuvarlar, orkestralar, devlet operaları, Türkiye’nin her yanına yayılmış sahneleriyle Devlet Tiyatroları, Atatürk’ün 1936’da kurdurduğu Ankara Devlet Konservatuvarı’nın hiç yoktan yarattığı mucizevî sonuçlardır. Bu kurumların yetiştirdiği, dünya standartlarında K eserler veren bestecilerimiz, şeflerimiz, müzik topluluklarımız, piyanistlerimiz, kemancılarımız vardır. Bu gerçeklikleri görmek istemeyen bazı kötü niyetliler, bir yandan “Atatürk’ün musiki devrimi çöktü” diye yazı yazmakta, bir yandan da, bu devrimin öncüsü beş besteci için kullanılan “Türk Beşleri” sözüne kafiye düşürmek için, hiç de zeka ürünü olmayan çirkin bir sözcük kullanmaktalar. İ T ‘Oğlunuz Erdal’ bugün gösterimde Kültür Servisi Eskişehir Kent Konseyi ve Eğitim Hakları Derneği işbirliğiyle hazırlanan “Oğlunuz Erdal” belgeseli, bugün Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Prof. Dr. Necla Özdemir Konferans Salonu’nda gösterime sunulacak. Kent Konseyi İnsan Hakları ve Evrensel Çalışma Grubu Eşbaşkanı İsmail Ayder, düzenlediği basın toplantısında, 12 Eylül darbesinin üzerinden 30 yıl geçtiğini belirterek, aradan uzun süre geçmesine rağmen darbenin etkilerinin hâlâ silinmediğini kaydetti. 21. yüzyılın ilk yıllarını yaşadığımız bugünlerde (...) ülkemizin değerli sanatçılarının yanında, özellikle ünlü yabancı müzisyen ve kurumların; bestecilerimizin eserlerine gösterdiği ayrıcalıklı önem artmakta ve dikkat çekmektedir. Türk müzik sanatı, değerli ellerde, dünyanın önemli merkezlerinde değer görmekte, talep edilmektedir. Türk kültürü, eğitimi ve özellikle sanatına; yayınları, ULUSAL MÜZİK KONSEYİ eserleri, öğrencileri ve düşünceleri ile sağladıkları büyük katkının halen sürdüğü (...) nice değerli sanatçımızın, hak ettikleri gibi saygı ve minnetle anılmaları gerektiğini hatırlatırız. Mesnetsiz ve yakışıksız yaklaşımları değersiz kılacağından emin olduğumuz yüce Türk ulusunu, değerlerimize dair duyarlılık göstermeye davet ederiz. DEVLET OPERA VE BALESİ Özür bekliyoruz “Türk Beşleri kullandıkları teknikler ve üsluplar ne kadar birbirinden farklı olsalar dahi, Türk ulusunun öz kültürel kaynaklarından beslenmişler, evrensel sanat müziği dünyasına yapıtlar armağan etmişler, Türk ulusal ekolünü yaratma çabasına girmişlerdir. Bu bestecilerin estetik değerleri tartışılabilir. Ancak yarattıkları tartışılamaz. (...) Bazı müzik otoritelerince 20. yüzyılın en büyük bestecilerinden birisi olarak gösterilen Saygun, yalnızca ulusal Türk müzik ekolünün temellerini atmış olmakla bile böyle aşağılanmayı ve hakaret edilmeyi hak etmemektedir. Tabii tarihçi olsalar bile pop kültürü ile gerçek sanatsal tasarımın ayırımında olamayanların bunu görmesini beklemek yersizdir, en azından bilim adamı olarak, onlardan uzmanlık alanları olmayan konularda susmalarını beklemek gelecekte terbiye sınırlarını zorlayan bir haksızlık yapmalarını önleyecektir. Şimdi ise bu konuyu bilenler, onlardan Ahmet Adnan Saygun, Ulvi Cemal Erkin, Necil Kazım Akses, Cemal Reşit Rey ve Hasan Ferit Alnar adına bir özür beklemektedirler.” MERSİN ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI Garip ve küstahça “Çok uzun yıllardır içinden düşündüklerini bugün yüksek sesle söyleyebilme cesaretini bulan, müzik bilgisi neredeyse hiç olmayan kişilerce yapılan garip ve küstahça eleştirilerin hangi maksada hizmet ettiği çok iyi bilinmektedir. Türk Beşleri malum çevre ve kişilerin adlarını kirletme arzusuna rağmen çok önemlidir. Rektöründen en alt mertebesinde çalışanına kadar Cumhuriyetimizin tüm değerlerine sahip çıkma sevdasında olan bir üniversitenin kurumu olan Mersin Üniversitesi Devlete Konservatuvarı, tüm öğretim elemanları ve öğrencileri ile Türk Beşleri’ne ve Türkiye Cumhuriyeti devlet sanatçılarına yapılan çirkin saldırıyı ve ağır hakareti şiddetle kınamaktadır. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ ANKARA DEVLET KONSERVATUVARI C MY B C MY B Kabul edilemez hakaret “25.12.2010 tarihinde Habertürk TV Kanalı’nda yayımlanan “Tarihin Arka Odası” adlı programda, Cumhuriyetimiz müzik devrimlerinin temel taşları; Ahmed Adnan Saygun, Ulvi Cemal Erkin, Cemal Reşit Rey, Necil Kazım Akses ve Hasan Ferit Alnar hakkında ağır ve kabul edilemez hakaretlerde bulunulmuştur. Aralarında kurucularımızın da bulunduğu sanatçılarımız hakkında yapılan yayını ve yayına katılanları, Cumhuriyet devrimlerinin savunucusu olarak şiddetle kınıyoruz.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle