23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 OCAK 2011 ÇARŞAMBA HABERLER CUMHURİYET SAYFA 9 Türkiye ‘dayak’ mahkumu STRASBOURG (ANKA) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 18 yaş altındayken karakolda dövüldüğü belirtilen Türk vatandaşının, Türkiye’den 25 bin Avro tutarında manevi tazminat talebini kabul etti. AİHM, karakolda dövüldüğü belirtilen C.Ş’nin şikâyeti üzerine açılan davada Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin işkence ve kötü muameleyi yasaklayan 3. maddesinin ihlal edildiğine hükmetti. 25 bin Avro’luk manevi tazminat belirleyen Mahkeme, 4 bin Avro’luk maddi tazminat talebini ise geri çevirdi. Ölmüş darbeci amiraller Askeri bilirkişinin Donanma Komutanlığı’nda bulunan belge ve CD’lerle ilgili raporunda SUGA ve ORAJ harekât planlarında darbeyi destekleyeceği belirtilen iki amiralin 1998 ve 2000 yılında vefat ettiği kaydedildi BARKIN ŞIK EMNİYET, TEĞMENİN SİM KARTINA EKLEMEYİ İTİRAF ETTİ Hizbullah’a operasyon: 15 gözaltı OSMANİYE / MERSİN (Cumhuriyet) Osmaniye Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, terör örgütü Hizbullah’a yönelik olarak Osmaniye ve Konya’da eşzamanlı operasyon düzenledi. Operasyonda 2’si Konya’dan toplam 15 kişi gözaltına alındı. Zanlıların arasında örgütün bölge sorumlusunun da bulunduğu belirtildi. Zanlıların ev ve işyerlerinde 2 adet ruhsatsız tabanca ile çok sayıda örgütsel doküman ele geçirildi. Mersin’de ise Hizbullah’a yönelik operasyonlarda gözaltına alınan 13 kişiden 12’si adliyeye sevk edildi. ANKARA Donanma Komutanlığı’nda bulunan belge ve CD’lerle ilgili olarak hazırlanan askeri bilirkişi raporunda, Donanma Komutanlığı’nda ortaya çıkan SUGA ve ORAJ harekât planlarındaki askeri yazım tekniklerine uygun olmayan onlarca örnek sergilendi. Darbeyi destekleyeceği belirtilen iki amiralin ise 1998 ve 2000 yıllarında vefat ettiği kaydedildi. Raporda, Donanma Komutanlığı’nda güvenlik zafiyeti bulunduğu belirtilirken darbe planları ile ilgili olduğu öne sürülen hard disklerin 28 Temmuz 2009 tarihinden sonra oluşturulduğu kaydedildi. Raporda, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na ilişkin bir belgede adının, “Yaşar Tayyip Erdoğan” olarak yazılmış olmasına da dikkat çekildi. Tuğamiral Sinan Azmi Tosun başkanlığında 5 kişilik heyetten oluşan bilirkişi raporunda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca el konulan 5 hard disk içindeki veriler ile olay mahallinin incelemesi yapıldı. Raporda öne çıkan satırbaşları şöyle: Disklerin, imha edilecek diğer malzemelerle birlikte kullanım dışı olarak çeşitli zamanlarda İKK kısım amirliğindeki dolaplarda, kimi zaman da uygun yer yetersizliği nedeniyle İstihbarat Kısım Amirliği odasında döşeme altında bulundurulduğu belirtildi. Cebe ‘yanlışlıkla’ bilgi eklenmiş ‘Ziyaret hakkımız engellendi’ Barış ve Demokrasi Partisi (BDP), Yeşiller Partisi ve Özgürlük ve Dayanışma Partisi’nin de (ÖDP) içinde bulunduğu Sıra Kimde İnisiyatifi, 21 Eylül 2010 tarihinde yapılan operasyonlarda tutuklanan Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) Genel Başkanı Rıdvan Turan ile birlikte 12 tutukluyu cezaevinde ziyaret etmelerinin engellendiğini açıkladı. Taksim Hill Otel’de toplanan inisiyatif üyeleri adına konuşan Sibel Uzun, 4 aydır tutuklular için iddianamenin yazılmadığını bejında yer alan ‘manipülatif’ dosyalar içinde; Balyoz soruşturması iddianamesi ve ek klasörlerindeki ‘SUGA’ ve ‘ORAJ’ planlarıyla ilintili olduğu izlenimi veren 144 adet dosya tespit edilmiştir. 5 numaralı hard diskte mevcut ‘manipülatif’ dosyaların tamamının 28 Temmuz 2009’dan sonraki bir tarihte ve sistem tarih/saati değiştirilmiş başka bir bilgisayardan aktarılarak kaydedildiği kanaatine varılmış, ancak mevcut verilerden hangi bilgisayarda oluşturulduğuna dair bir sonuca ulaşılamamıştır. lirten Uzun, “Tutuklu arkadaşlarımızı ziyaret etmek için Adalet Bakanlığı’na başvuru yaptık. Güvenlik nedeniyle reddedilen bu talebimizin gerekçesi tamamen temelsiz ve dayanaksızdır” dedi. Taş da, AKP’nin yargıya yeni kriterler getirdiğini belirterek “Bu kriterler özel yetkili mahkemelerdir ve onun tutuklamalarıdır. İnsanlar düzmece iddialarla cezaevine girmişlerdir. İçeri girenler de iktidarın istediği kadar içeride kalabilirler. Bu bir gözdağıdır” dedi. (Fotoğraf: CİHAN ORUÇOĞLU) TCG Finike/Erdek’tir. “Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan Emekli Müzahir Personel Listesi” başlıklı listedeki Tuğamiral Nevzat Hilmi Sertel 03 Kasım 1998, Tuğamiral Burhan Durca 2000 tarihinde vefat etmiştir. İstanbul Haber Servisi İkinci Ergenekon davası sanığı kara pilot Teğmen Mehmet Ali Çelebi’nin sim kartına ait bilgilerin içine, ‘yanlışlıkla’, soruşturma kapsamında dosyası ayrılan başka bir şüpheliye ait bilgiler eklendi. Çelebi’nin sim kartına gözaltında bulunduğu sırada yükleme yapılıp yapılmadığı konusundaki emniyet tespit tutanağı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne ulaştı. Tutanakta, soruşturma kapsamında dosyası ayrılan Mahmut Oğuz Kazancı ve Mehmet Ali Çelebi’den el konulan telefon ve sim kart çözüm tutanaklarının incelendiği belirtildi. Kazancı’nın telefonuna ait rehber bilgilerinin, Çelebi’nin telefonuna ait rehber dökümlerinin içerisine yanlışlıkla eklenmiş olabileceğinin değerlendirildiği kaydedildi. HTS dökümlerinin incelenmesinde ise Kazancı ile Çelebi’nin birbirleriyle irtibatlarının olmadığı, soruşturma kapsamında olan Süleyman Solmaz ile yoğun bir şekilde irtibatlarının olduğu belirtildi. Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan ilk muvazzaf subay olan Çelebi’nin avukatı Hüseyin Ersöz, müvekkilinin 3 yıla yakın bir süredir tutuklu olduğuna dikkat çekti. Çelebi’nin telefonunun, gözaltındayken 1 dakika 23 saniye süreyle açıldığını ve 1 dakika 1 saniyelik süre içinde telefona 139 tane yükleme yapıldığını tespit ettiklerini söyleyen Ersöz, bu bilgiye bilirkişi raporu ve TİB kayıtlarından ulaştıklarını dile getirdi. Ersöz şöyle konuştu: “Bu olay çağdaş hukuk devletlerinde skandal olarak nitelendirilebilecek bir gelişmedir. Çelebi, kendisine ait olmadığını belirttiğimiz bu telefon numaralarına ilişkin, üye hâkimler tarafından yoğun bir şekilde sorgulanmıştır. Çelebi’nin gözaltına alınmasının ve telefonuna el konulmasının üzerinden 3 seneye yakın bir süre geçmiş olmasına rağmen emniyet bu yanlışlığı yeni mi fark etmektedir? Peki bu yükleme nasıl gerçekleşmiş, müvekkilimizin telefonu bilirkişilere teslim edilmeden saatler önce neden açılmıştır?” Alarm devre dışı İstihbarat Kısım Amirliği’nin 2 No’lu Kontrollü Bölge olduğu, bu kapsamda, odanın iki adet kapısının bulunduğu söz konusu kapılardan ilkinin kafes tipi demir bir kapı olduğu ve asma kilitle kilitlendiği, söz konusu asma kilidin tek bir anahtar ile açılabilen basit bir yapıya sahip olduğu, odanın ikinci kapısının anahtarlı çelik bir kapı olduğu, alarmın devre dışı bırakılmış olduğu görülmüş, bahse konu kapıların ve anahtarlarının 8 kişide bulunduğu tespit edilmiştir. Donanma Komutanlığı’nda bir güvenlik kamerası sisteminin mevcut olmasına rağmen İstihbarat İKK ve Güvenlik Şube Müdürlüğü’ne ait odaların girişini gösteren bir kameranın bulunmadığı görülmüştür. 5 numaralı hard disk ima Hizbullah davası Yargıtay’da ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Terör örgütü Hizbullah ana davasında, aralarında örgütün üst düzey sorumlularının da bulunduğu 16 sanığa verilen ömür boyu hapis cezasının temyiz duruşması bugün Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nde yapılacak. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi, 31 sanıklı davada, aralarında terör örgütü Hizbullah’ın üst düzey sorumlularının bulunduğu sanıkları ömür boyu hapis cezasına çarptırmıştı. Sanıklardan 10’u Ceza Muhakemesi Yasası’nın tutukluluk sürelerini belirleyen 102. maddesinin yürürlüğe girmesiyle, 10 yılı aşan tutukluluk süreleri göz önüne alınarak 3 Ocak 2011’de tahliye edilmişti. Güvenlik açığı oluşturulmuş Donanma Komutanlığı İstihbarat, İKK ve Güvenlik Şube Müdürlüğü’nde bilgi güvenliği açısından mevcut emir ve talimatlara aykırı hareket edilmesi nedeniyle istismara açık bir ortam oluştuğu tespit edilmiştir. Askeri gizlilik dereceli belgeleri içermesine rağmen hard disklerin yürürlükteki yönerge ve usullere uygun olarak muhafaza edilmemesi, İs tihbarat İKK ve Güvenlik Şubeye ait odalara giriş çıkış ve belgelerin muhafazası konularında güvenlik açığı oluşturulmuş olması ve manipülasyona açık bir ortamın ortaya çıkması nedenleriyle, İstihbarat İKK ve Güvenlik Şube’de görevli ilgili personel hakkında bu konuya ilişkin adli soruşturma açılmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir. Raporda, hard disklerde bulunan SUGA ve ORAJ harekât planlarıyla ilgili dosyaların içerikleri askeri yazım teknikleri ve personelin görev durumu gibi değerlendirmeler ışığında da ele alındı. Belgelerin içeriğine ilişkin onlarca örneğin sıralandığı rapordaki birkaç başlık şöyle: TSK’de “Dost Durumu” şeklinde bir ifade bulunmayıp bu husus “Dost Kuvvetler” şeklinde ifade edilmektedir. “Karadeniz Bölgesi Müzahir Sb. ve Astsb. Listesi” başlıklı listede Üçvş. Engin Çetin’in birliği Karadeniz Bölge K.lığı olarak belirtilmiştir. Anılan personelin o dönem görev yaptığı birlik ÇETİN DOĞAN’IN AVUKATLARI ÜLGEN VE ERSÖZ: Dekont tarihi örtüşmedi Düstü.ppt dosya içeriğinde İsth. Bçvş. Erdinç Yıldız’ın eşi Yasemin Yıldız’ın “Bireysel Emeklilik ve Hayat Sigortası’ Temmuz ve Ağustos 2008 aylık ödemesine ait “banka alındı belgesi” yer almaktadır. TemmuzAğustos 2008 tarihlerine ait 2 alındı belgesi olmasına rağmen dosyanın oluşturma ve son kaydetme tarihleri 20 Ağustos 2003 olarak gözükmektedir. 2 Ocak 2003 tarihli bir toplantı tutanağı imza blokunda Dz. Kur. Kd. Bnb. Barbaros Büyüksağnak ismi yer almakta olup anılan personel 04 Kasım 2002 – 31 Ağustos 2003 tarihleri arasında İtalya’da bulunmakta olduğundan toplantıya iştirak etmiş olması mümkün değildir. Yeni delillerde tutarsızlıklar var İstanbul Haber Servisi Balyoz davasına gönderilen yeni delillerde, emekli Oramiral Özden Örnek, Deniz Kuvvetleri Komutanı olduğu dönemde, Donanma Komutanı unvanıyla, Balyoz Güvenlik Harekât Planı’na ait bir bilgi notunu hazırlamış görünüyor. Balyoz davası sanığı emekli eski 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan’ın avukatları Celal Ülgen ve Hüseyin Ersöz, Donanma Komutanlığı’ndaki aramada bulunan yeni delillerdeki tutarsızlıkları sıraladılar. Avukatların dün yaptığı açıklamada, Emniyet’in Suga tespit tutanağına göre, “Ankara Bölgesi Müzahir Subay Astsubay” listesinin 12 Aralık 2002’de oluşturulduğu ve 3 Ocak 2003’te son kez kaydedildiği, belgeyi Nuri Alacalı’nın yarattığı, bilgisayarın kurulu olduğu kurumun ise Deniz Kuvvetleri Komutanlığı olduğu kaydedildi. Alacalı’nın 2002 Temmuz ile 2003 Haziran arasında ABD’de Deniz Komuta Koleji eğitiminde bulunduğu belirtilerek pasaportuna göre, 29 Temmuz 2002’de çıktığı Türkiye’ye 28 Haziran 2003’te giriş yaptığı, iddia edilen tarihte söz konusu belgeyi hazırlayamayacağı ifade edildi. daki, tuğamiral olacaklar listesinde yer aldığına dikkat çekildi. Suga planına ait “Müzahir Personel Listesi”nin, 14 Aralık 2002’de oluşturulup 20 Ocak 2003’te son halini aldığı belirtilerek şu tespitler yapıldı: “Listede görünen A.D.M.’nin birliği CC Mar Naples o tarihte henüz yok. CC Mar Naples, 1 Temmuz 2004’te kuruluyor. Bu tarihten itibaren de HQ Navsouth’in yerini alıyor. Aynı belgede üç diğer denizcinin birliği de Navsouth olarak görülüyor. Halbuki CC Mar Naples’in var olduğu tarihlerde Navsouth yok.” “Suga Eylem Planı Hareket Emri”nde operasyon sırasında emniyetli cep telefonlarının kullanılacağının ifade edildiği belirtilerek “Jandarma Genel Komutanlığı’na sorduk. Emniyetli cep telefonları, ilk kez 28 Kasım 2008’de tahsis edilmiş. Bu da bu planın en erken 2009 yılı başında hazırlanmış olduğunu kanıtlamıyor mu” diye soruldu. 2003’te oluşturulan “Tard.doc” adlı belgedeki, ordudan ihraç edilecekler listesinde “TGC Alanya” isimli geminin 2005 yılında Deniz Kuvvetleri’ne katıldığı vurgulandı. Prof Dr. Kansız’ın talebine ret İstanbul Haber Servisi Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu yargılanan Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın mahkemeye gönderilmeyen sağlık raporuna ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan İstanbul Üniversitesi (İÜ) Kardiyoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Erhan Kansız’ın avukatı Fesih Delidere tutukluluğa itiraz etti. Delidere’nin itirazını değerlendiren İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi itirazı reddetti. Birinci Ergenekon davasında sanık Arslan’ın arkadaşı tanık olarak dinlendi ‘İdamları durdurun’ DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Barış Anneleri İnisiyatifi üyeleri, İran’daki idam cezalarını kınamak ve idam bekleyen tutukluların idam kararlarının durdurulması amacıyla İran Büyükelçiliği yetkilileri ile görüşmek üzere Diyarbakır’dan Ankara’ya hareket etti. BDP Diyarbakır İl binası önünden toplanan 9 Barış Annesi Ankara’ya gitti. Ankara’da İran Büyükelçiliği’ne giderek İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’la görüşme talebinde bulunacak. ‘Saldırıyı aklım almıyor’ HATİCE TUNCER Örnek’in bilgi notu Plan çalışmaları için personel görevlendirilmesi konulu, Ekim 2003 tarihli, sonunda, Oramiral Örnek’in isminin yer aldığı bilgi notuna dikkat çekilerek Emniyet’e göre, bu belgenin 4 Kasım 2002’de oluşturulduğu, 18 Kasım 2002’de son kez kaydedildiği, belgeyi Sinan Topuz’un yazdığı, son kaydedenin ise Örnek olduğu belirtildi. Emniyet’in, belgede Ekim 2003 tarihinin yazılı olmasına maddi hata dediği de ifade edilerek “Emniyet, verileri eski tarihe alıp durumu düzeltmeye çalıştı. Ekim 2003 tarihi ne anlama gelecekti? Çetin Doğan, emekli olduğu halde darbe harekâtı devam mı edecekti? Özden Paşa, 30 Ağustos 2003’ten sonra Deniz Kuvvetleri komutanıydı. Belge üretilirken bu düşünülmemişti” denildi. Olmayan birlik belgede “Angajman Kuralları Çalşma Grubu” konulu bilgi notunun, 26 Aralık 2002’de oluşturulduğu, son kaydedilme tarihinin ise 10 Ocak 2003 olduğu belirtilerek Suga’nın icrasında karşılaşılabilecek muhtemel senaryolara ilişkin olan bu bilgi notunda, “... TSK Milli Angajman Kuralları Yönergesi (MY 2283 (A) güncelleştirilmesine ilişkin yapılacak teklifler çalışma grubunca hazırlanarak Ocak 2010 ayı içerisinde Donanma Komutanlığı’na sunulacaktır” ifadesine dikkat çekildi. Bir çalışma grubuna 2010’a kadar süre verilmeyeceği ifade edilerek burada görevlendirilen ‘Dz.Kur.Bn. Hüseyin Çınar’ın, deliller arasında olan “TSK’den ilişiği kesilecekler” listesinde ve 20132014 yılların Birinci Ergenekon davasında, Danıştay’a silahlı baskın ve Cumhuriyet gazetesinin bombalanmasından sanık Alparslan Arslan’ın ülkücü çevreden arkadaşı avukat Fikri Cora, tanık olarak dinlendi. Cora, Arslan ile Marmara Üniversitesi’nde 1997 yılında ülkücü öğrenci grubu içerisinde tanıştıklarını, 20012004 yılları arasında da Arslan ile aynı evde kaldıklarını anlattı. Cora, şunları söyledi: “2004’ten sonra Arslan ile iki kez görüştüğümü hatırlıyorum. Arslan 2005’te Ümraniye’de çalıştığım büroya gelmişti. Diğeri de Salih Kurter’in evinde 2005 yılının Kasım ayında gerçekleşti. İlgilendiğim İslami konular vardı. Kurter’in evine Süleyman Esen ile gittiğimizde Alparslan, Kurter’in psikolojik sorunları olan oğlu ve tanımadığım 2 kişi daha vardı. Alparslan Arslan bir avukat. Danıştay’a başörtüsü meselesinin geliş aşamasını iyi biliyor. Bir öğretmenin başörtüsü takması konusu idari bir karar içinde Danıştay’a geldi. Meselenin müsebbibi Danıştay değildir. Bu kararı alan idaredir. Hukuk bilgisi olan bir kişinin Danıştay’a saldırması insanın aklının almadığı bir durum” dedi. Arslan’ın, Danıştay olayından 1 ay önce daha üst bir model araba almak istediğini anlatan Cora, “Yani böyle bir eylemi yapacak kadar hayattan kopmamıştı” dedi. Mahkeme heyeti başkanı Köksal Şengün’ün “Arslan’ın başörtüsü konusunda zaafı var mıydı” sorusuna “Alparslan’ın da yasak getirilmesini istemeyen her öğrenci kadar bir hassasiyeti vardı” cevabını verdi. Arslan’ın hangi yayınları takip ettiğine ilişkin soru üzerine Cora, “Aydınlık dergisi takip etmeye başlamıştı. Hulki Cevizoğlu’nun komplo teorilerinin konuşulduğu prog ramında anlatılanların hepsinin doğru olduğu kaanatiyle hareket edip düşüncelerini o bilgilere dayandırıyordu” dedi. Cora, Arslan’ın kendisini “Ülkücü, milliyetçi, muhafakâr” olarak anlatırken sonra kendisini “millici” olarak tanımladığını söyledi. Şengün’ün “Sizler ülkücü olduğunuz halde neden Aydınlık okuyordunuz” sorusunu Cora, “İdeolojik olarak değil. Ama her yerde göremediğimiz haberleri görebildiğiniz için” diye yanıtladı. Arslan ise “Cin Ali” kitapları da okuyabileceğini, Aydınlık okumasında bir art niyet olmadığını söyledi. İP Genel Başkanı Doğu Perinçek de söz alarak “Mehmet Haberal, Şener Eruygur ve Tuncay Özkan’la farklı konularda ve davalarda karşı karşıya geldik şimdi aynı suçlamalarla yargılanıyoruz. Bunlar iddianamenin ne kadar çürük ve saçma olduğunu gösteriyor” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle