18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 OCAK 2011 ÇARŞAMBA 8 İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Denizli Zonguldak Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Y B Y B B B B Y Y Y Y Y Y 5 2 5 8 11 9 9 5 5 8 10 8 4 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y K Y Y Y Y Y Y Y K K K 5 6 2 14 17 16 7 11 6 6 2 4 4 HABERLERİN DEVAMI Oslo B 6 Belgrad Helsinki PB 6 Sofya Stockholm B 4 Roma Londra Y 6 Atina AmsterdamY 5 Zürih Brüksel Y 3 Moskova Paris Y 4 Aşkabat Bonn K 3 Taşkent Münih K 1 Baku Berlin K 0 Bişkek Budapeşte K 2 Tiflis Madrid B 6 Kahire Viyana K 3 Şam K B Y Y K PB PB PB PB PB PB PB Y 4 0 10 9 2 14 14 10 12 2 14 20 13 Ülkemizin geneli çok bulutlu; Marmara, Ege, İç Anadolu, Batı ve Orta Karadeniz, Doğu Karadeniz’in iç kesimleri, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun batısı ile Erzurum ve Bingöl çevreleri yağışlı geçecek. Yağışlar; Marmara’nın doğusu, Batı Karadeniz, Orta Karadeniz’in iç kesimleri, Doğu Akdeniz ile Samsun, Yozgat ve Antalya çevrelerinde kuvvetli olmak üzere yağmur ve sağanak, Trakya, Batı Karadeniz’in iç kesimlerinde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacak. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 26 Ocak GÜNCEL Baştarafı 1. Sayfada CÜNEYT ARCAYÜREK Gelecek yıl yine faili meçhul cinayetlerin neden aydınlanmadığı, aydınlanması gerektiği üzerinde irili ufaklı nutuklar, açıklamalar izleyeceğiz. Lütfen şu satırları okuyunuz: “Ortadoğu; emperyalizmin kol gezdiği, terör örgütleri ile çeşitli istihbarat örgütlerinin kanlı ve kirli oyunlar oynadığı karanlık bir dipsiz kuyudur. Bu karanlık ve dipsiz kuyuda cinayetler birbirini izler. Halk deyişi ile Ortadoğu’da ‘kimin eli kimin cebindedir’ bilinmez. Kim, kimi, neden öldürüyor? Bu soruların yanıtlarını anında bulmanın olanağı da yoktur. Olaylar yıllar sonra aydınlanır. O da bir kısmı!” (Uğur MumcuCumhuriyet27 Eylül 1992) Öldürülmeden önce yazdığı bu satırlar 18 yıl sonraya, bugüne ışık tutuyor. Yıllardır tartışıyor, soruya yanıt arıyoruz: Devlet bugüne dek faili meçhul cinayetleri neden çözümleyemedi? Gelmiş geçmiş bütün hükümetler… Millet Meclisleri… gizli istihbarat servisleri.. ihbar oldu mu çözmediği hırsızlık, cinayet kalmayan polis.. bugüne dek toplum vicdanındaki kapanmayan, sürekli kanayan faili meçhul cinayetlere tek bir gün şifa niyetine çare bulabildi mi? İktidarlar, muhalefetler, devletin ilgili kurumları acz içinde! Kimse kimseyi, hiçbir parti diğerini veya iktidarı suçlayacak durumda değil. Herkes sorumlu! 1990’lardan bu yana kaç hükümet, kaç parlamento geçti. Faili meçhul cinayetleri araştıracak Meclis’te komisyonlar kuruldu. Uğur Mumcu cinayeti için sayısız raporlar düzenlendi. Acı veren nedir bilir misiniz? Pek çoğu devlet umurunu görmüş, değeri üzerinde konuşmadık laf bırakmayanlar Uğur Mumcu’yu koruyamadılar ve.. ailesi devletin Mumcu’yu koruyamadığını mahkeme kararı ile kesinleştirdi. Eşi ve çocukları bugün neden yeni bir suç duyurusunda bulundular? Zira “Mumcu suikastı düzenleyicilerinden yargı karşısına çıkarılamayan suçun asıl failleri ve azmettiricileri hakkında yürütülen soruşturma ve kovuşturmada ihmali görülen yetkililerin cezalandırılmalarını” istiyorlar. Şu hazin manzaraya bakınız. Yıllar önce devletin “yürütülen soruşturmada ve kovuşturmada ihmali görülenleri” saptayıp yargılaması gerekirken; bu görevi Mumcu ailesi üstleniyor. Hukuk devleti olmaktan söz edilen bu ülkede! Önce kafaların değişmesi gerekiyor. Değişeceği de yok ya! Gelen iktidarın geçen iktidarı karalamaktan başını kaldıramadığı bir devlet düzeninde faili meçhul cinayetlerin çözüleceği umut edilebilir mi? Adam gidiyor, faili meçhul cinayetler sanki sadece Diyarbakır ve yöresinde işlenmiş gibi “Hakikatleri Arama Komisyonu” kurulmasını öneriyor. 24 Ocak ve sonraki günler yer gök yine faili meçhul cinayetleri konuşuyor. Ne yapılması üzerinde tartışmalar, öneriler birbirini kovalıyor. Bu ortamda Başbakan Beyefendiye gazeteci soruyor: “Uğur Mumcu cinayetiyle ilgili düşünceniz?” Başbakan; “İki sanığı yakalandı, yargılanıyor” diye yanıtlıyor soruyu. Mumcu cinayetini çözmüş kafasında. İki sanık yargılanıyor ya; tamam! Ama Mumcu cinayetinin asıl failleri hâlâ yakalanmış, cinayetin gerçek nedenleri hâlâ aydınlanmış değil! RTE’yi ilgilendirmiyor. Zaten RTE ve AKP’nin Mumcu’yu da cinayetini de anladığımız, anlaşılması gereken anlamda anlamadıkları ortada. Bir konuşmasında Mumcu’nun adı geçince “O olay ‘bizim zamanımızda’ değil” demiş ve böylece, kendi zamanında gerçekleşmeyen faili meçhul cinayetlerin hesabını sormaya fazla gönüllü olmadığını, ilgi duymadığını kanıtlamıştı! Geçmiş zamanbenim zamanım farkını ortaya koyan kafayla, iktidar tutkusuyla yaşayanlar devleti yönetiyor. Bir başka konuşmasında da AKP iktidarları döneminde faili meçhul kalmış tek bir cinayet olmadığını söyleyerek övündü. Bu kafa Uğur Mumcu ve diğer faili meçhul cinayetleri çözecek mi, çözer mi? Çözer, çözer; balık kavağa çıktığı zaman! “Bir ışıltı var. Görmesem de hissediyorum...” Azmi Ermiş 62 yaşında. 45 yıllık öğretmen. Denizli Yetiştirme Yurdu kütüphane sorumlusu. 38 yıldır gözleri görmüyor. “Birazı hastalıktansa, kalanı işkenceden” deyip kestiriveriyor nedenini. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumartesi günü Denizli Esnaf Odaları’ndaki konuşmasını yan yana dinledik. Azmi Hoca’nın “yeni CHP”ye ilişkin ‘göz’lemleri şöyle: “Binaya girişte bekleşenler. Merdiven tırmanırken yanımdan geçenler. Kendi aralarındaki konuşmalarından anlıyorum havayı. Umut var, ışıltı var insanların içinde.” Kılıçdaroğlu’nun daha önce işadamlarıyla, Azmi Ermiş çiftçilerle ve sanayicilerle buluştuğu yerlerde olduğu gibi o salon da tıka basa dolu. Hatta koridor boşluklarında, ayakta bekliyorlar. ‘Acaba ne kadarı bindirilmiş kıtadır?’ diye merak ettik. Azmi Hoca’nın hesabıyla “hiç”. “Alkışın tınısından anlarım ben. Toplu alkış yok. Salonun farklı yerlerinden, konuşmanın değişik yerlerinde tek tek alkışlar yükseliyor. Demek ki ‘hazır kuvvet’ yığılmamış buraya...” ANALİZ UTKU ÇAKIRÖZER inanma meselesi.” Başbakan Erdoğan’ın Denizli’deki programlarına da katılmış izleyici olarak. Gönül gözüyle kıyaslaması şöyle: “10 puan fark var AKP ile CHP arasında. Kapatmak için çok çalışmak gerek.” CHP liderine bir küçük sitemi var. Sivil toplum örgütleriyle kahvaltıya, engellilerden kimse davet edilmemiş. “Unutmayın 8 milyon özürlü var bu ülkede! Çoğu da AKP’nin tüm kandırmacasına rağmen referandumda ‘hayır’ dedi. Bu gücü küçümsemeyin.” GÜNDEM Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Gönül Gözüyle ‘Yeni CHP’ Denizli AKP’nin kalesi olarak bilinirken, referandumda AKP’ye en büyük sürprizi yaşatan kentlerden. Belediye Başkanı Nihat Zeybekçi, Başbakan Erdoğan’ın çok yakın arkadaşı. Başbakan sık sık destek ziyaretine gidiyor. Buna rağmen yüzde 53.7 ‘hayır’ çıktı. Bunu gören Kılıçdaroğlu daha da çok asılıyor. Azmi Hoca’ya göre başarının reçetesi basit: “Sandıkların başında beklemek çok etkili oldu. Mesele, ARKADAN GELEN MUMCU’LAR 24 Ocak’ta bu köşede “Uğur Mumcu’nun katledildiği gün hayatlarımızı nasıl etkiledi? Kaç baba kızını yolsuzluklarla, yozlaşmışlıklarla tıpkı Mumcu gibi mücadele edebilmesi için hukuk fakültelerine yönlendirdi?” diye sormuştum. Bir yanıt geldi Doçent Dr. Özcan Yağcı’dan: “O karlı ve soğuk 24 Ocak gününde Bulutsuzluk Özlemi konseri vardı. Oğlu Özgür Mumcu’nun ismi anons edildi konserden önce. Derken bir dalgalanma oldu salonda. Meğerse Mumcu katledilmiş... Ankara, Ankara olalı böyle bir cenaze töreni görmemişti. ‘Bu kalabalıklar var olduğu sürece bu ülkeye bir şey olmaz’ diyorduk... İki yaşından itibaren kızımı omuzuma alıp her 24 Ocak’ta Uğur Mumcu’nun Sokağı’na gittim. Yıllar sonra bir de oğlum oldu. En son geçen sene gittik ailece. Kızım biliyordu, oğlum öyküsünü kalabalıklar içinde öğrendi. Başladı ağlamaya, ‘Ağlama, okumalısın, çalışmalısın, Mumcu gibi olmalısın’ türündeki cümlelerimiz, ‘İyi ama biz okuyoruz onlar öldürüyor’ itirazıyla kesildiğinde 11 yaşındaki Güneş’e ne diyeceğimizi şaşırdık... İki yaşında omuzumdan kalabalığa bakan kızım bugün 19 yaşında. Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi birinci sınıf öğrencisi. İngilizce ve Fransızca biliyor. Avukat, hâkim ya da savcı değil gazeteci olmak istiyor... O muhteşem kalabalıktan kimler kaldı ve hayatları ne yönde değişti bilmiyorum ama ben Mumcu’ya, Cumhuriyet’e ve ülkeye daha çok bağlandım. Çocuklarımı bu yönde yetiştirdim. Daha çok çocuğum olsun istiyordum. Bu nedenle üniversitede hocalığa başladım. Şimdi Başkent Üniversitesi İletişim Fakültesi’ndeyim. 18 yıl içinde binlerce çocuğum oldu... Mumcu’yu aramızdan aldılar öyle mi? Hayır. Onu muhteşem kalabalıkların yürek ve beyinlerine pay ettiler, nakşettiler. Ben ve eşimi saymazsanız bizim evde iki tane ‘Mum’ ışıldıyor...” [email protected] açıklamalar neredeyse arasına kopya kâğıdı konmuş gibi birbirine benziyordu. Beylik demeç şuydu: “Katiller mutlaka bulunacak, kanı yerde kalmayacak.” Uğur Mumcu cinayetinden sonra hükümetin verdiği şu söz uzun süre yüzüne vurulmuştu: “Cinayeti aydınlatmak namus borcumuzdur.” Hükümetler salt kendi güçleriyle kamuoyunu tatmin edecek bir başarı elde edemeyince Meclis gücünü devreye soktular. TBMM çatısı altında faili meçhul cinayetleri aydınlatma komisyonu kuruldu. Komisyon, hakkı teslim edilmesi gereken bir çabayla yol almaya çalıştı. Derken seçimler geldi. Tesadüfün böylesine bakın ki; komisyonda çalışanlar seçimde aday olamadılar ya da seçilecek yerlerde olamadılar. Komisyon, ülke tarihine iyi bir rapor kazandırmış oldu! 2005 sonrasında Türkiye bir başka cinayet türüyle karşılaştı. 1990’lardan farkı şuydu: Tetiği çekenler çok kolay yakalanıyor, çok gençler ve bir adım sonrasına ulaşılamıyor. Malatya cinayeti, Trabzon rahip Santoro cinayeti, Hrant Dink cinayeti... Bu üç kıyımın hedef anlamında ortak özelliği, tümünün azınlıklardan seçilmesiydi. Dün, 1990’lı yıllardaki kıyımların hedeflerinden başlıcası ülkeyi dönüştürmek demiştik. Aynı yorum, yukarıdaki üç cinayet için de yapılabilir. Neden art arda azınlık hedefler seçildi? Neden failler tümünde kısa sürede yakalandı ama, hemen ötesine yıllardır ulaşılamıyor? Yanıt bekleyen iki ana soru bu. AKP ilk bakışta farklı, ancak özünde, son amacında birbirine benzeyen tüm bu cinayetler karşısında nasıl bir tutum takındı? Önceki hükümetlerin durumunu anlattık. AKP bunlardan daha farklı bir tutum izledi. Öncelikle şunu vurgulamak gerekir ki; hiçbir hükümet cinayet olsun istemez. Elbette AKP de istemez. Ancak AKP, pek çok konuda olduğu gibi burada da kendi şablonunu kullandı. Bu faili meçhul, perde gerisi meçhul cinayetlerin, yakın tarihin, yeniden yazılması için dolaylı dolaysız çabalar içine girdi. Hiç iyi etmedi... Azınlık cinayetlerinde failleri yönlendiren bir örgütün olmadığını emniyet sorumluları açıkladı. Davalar sürüyor. 1990’lı yıllardaki kıyımlarla ilgili operasyonlar yapıldı. Davalar açıldı. Kimi örgüt üyelerine ulaşıldı, ama tetiği çekenlerin bir gerisine ulaşılamadı. Bugünkü iktidar, yandaşları, iktidarın attığı her adım reformdur, demokrasiyi ileri götürür diyenler ve bu anlayışın “yüzyılın davası” ilan ettiği iddianameler şöyle diyor: “Bütün bu cinayetleri işleyen örgütlerin üzerinde bir örgüt var, onun da adı Ergenekon’dur.” Terör örgütlerinin üzerinde, onları koordine etmek için örgütlenmiş bir terör örgütü! Kamuoyunun da yakından bildiği PKK, Hizbullah, DHKPC gibi örgütlerin hiçbirinde “Ergenekon bağı” çıkmıyor. Tutuklu tutuksuz yargılananlar dahil, bugüne kadar, “Evet ben böyle bir örgüte üyeyim” diyen bir kişi yok. Ama ortaya atılan iddialar tutsa da, tutmasa da belli bir kirlilik yaratıldı. Bu kirlilik, olayların gerçek anlamda aydınlatılması yönündeki çabaları da ister istemez ikincilleştiriyor. Hatta sonuçsuz bırakıyor. Neden böyle yapılıyor? Yukarıda vurguladığımız gibi yakın tarihin cinayetler bölümünün yeniden yazılması, bu olayları aynı düşüncedeki insanların da içinde olduğu bir örgüt tarafından işlendiğinin kabul ettirilmesi için... Kabul edilemez, çok ağır bir itham. Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik (um:ag) Vakfı’nın öncülüğünde Mumcu’nun katledildiği 24 Ocak ile Prof. Muammer Aksoy’un katledildiği 31 Ocak arası Adalet ve Demokrasi Haftası olarak anılıyor. Haftaya bu adın verilmesinin önemi, yıllar geçtikçe, olayların üzerine olaylar eklendikçe daha iyi anlaşılıyor. Adalet ve demokrasi... Biri ötekinden önemli iki kavram. Biri yara alırsa hemen öteki de etkileniyor. Adaletin amblemi terazi ama, görünüm arazi. Partinin adına yamanmış, hizmetini orada sürdürüyor. [email protected] Kolektifler ve GençSen’liler, taleplerini içeren dosyayı Erzurum’da Başbakan’a sunacak Erdoğan’ın peşindeler ALİ AÇAR Başbakan’ın yarın Erzurum’da öğrenci temsilcileri ile yapacağı görüşmeye Öğrenci Kolektifleri ve GençSen’li öğrenciler, sorunlarını ve taleplerini içeren dosyalarla katılacak. Öğrencilerin Başbakan’a vereceği dosya içerisinde öğrencilerin barınma, ulaşım, yemek ve sosyal alanların yetersizliği gibi birçok sıkıntı ve talebi yer alacak. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın daha önce Dolmabahçe’de öğrencilerle yapacağını açıkladığı toplantı yarın Erzurum’da gerçekleştirilecek. Başbakan’ın “marjinal gruplar” olarak nitelediği Öğrenci Kolektifleri ve GençSen ise öğrencilerin sorunlarını içeren dosyalarla Başba ÖĞRENCİLERİN TALEPLERİ ÇOK AÇIK (GençSen) üyesi Fidan Ataselim ise Başbakan’ın öğrencileri marjinaleştirmeye çalıştırmakla bir şey elde yetki, karar hakkı tanınsın.  Eğitim eşit ve parasız edemeyeceğini vurgulayarak  Bilimsel eğitimin önündeverilsin.  Kantin ve yeşunları söyledi: “Tunus’ta ki tüm engeller kaldırılsın.  mekhane hizmetleri uygun üniversite mezunu işsiz bir Üniversitelere ayrılan kamu ve nitelikli hale getirilsin.  gencin kendisini yakması bütçesi arttırılsın.  YabanUlaşım, tamamen parasız ülkeyi aşılması zor bir kaocı dilde eğitim zorunluluğu olsun.  Tüm özel yurtlar sa soktu. Biz de Tunus’taki kaldırılsın.  Üniversitelerkamulaştırılsın.  YÖK tagibi gelecek kaygısı yaşıde sosyalkültürel faaliyetlerin önünmamen kapatılsın.  Öğyoruz. Bugün, okulu bitirencilere üniversite yönetiminde söz, deki engellemeler kaldırılsın. renler işsiz. Başbakan GençSen olarak hazırladığımız çalışmayı incelerse kan’ın karşısına çıkacak. bulunduğunu anlatan Aslan, “İsÖğrenci Kolektifleri’nden Er tanbul’da gerçekleştirilen öğ üniversitelerin gerçek sorundem Aslan toplantı için Başba renci çalıştayının sonuç bildir larını görmüş olur.” Toplantıya katılmayacak olan kan’dan teklif almadıklarını ancak gesi raporumuzda yer alıyor. öğrencilerin sorunlarını dile ge Başbakan öğrencilerin sorun öğrenci örgütlerinden TKP, tirmek için toplantıya katılacak larını dinlemekte samimi mi Gençlik Muhalefeti ve Emek larını söyledi. Dosyanın içerisinde yoksa üniversiteleri kendi iste Gençliği ise görüşme günü İsöğrencilerin barınma, ulaşım, ye diği gibi şekillendirmek mi is tanbul’da yapacakları kitlesel mek ve sosyal alan yetersizliği gi tiyor göreceğiz” diye konuştu. gösterilerle görüşmeleri takip Öğrenci Gençlik Sendikası edeceklerini bildirdi. bi taleplerini içeren birçok başlık ALMANYA YAHUDİ SOYKIRIMI İlk resmi anma İstanbul Haber Servisi “27 Ocak Uluslararası Yahudi Soykırımı Kurbanlarını Anma Günü” dolayısıyla Türkiye’de ilk kez Neve Şalom Sinagogu’nda resmi tören düzenlenecek. Türkiye Hahambaşılığı ve Türk Musevi Cemaati’nden yapılan yazılı açıklamada, BM Genel Kurulu’nun 2005 yılında kabul ettiği bir kararla, her yıl 27 Ocak gününü “Uluslararası Yahudi Soykırımı Kurbanlarını Anma Günü” ilan ettiği ve birçok ülkede anma törenlerinin düzenlendiği belirtildi. Bu tarihin, en büyük Nazi ölüm kampı AuschwitzBirkenau’dan kurtuluşun yıldönümüne denk geldiği ifade edildi. Açıklamada, Türk Musevi Cemaati’nce düzenlenecek törene, Dışişleri Bakanlığı’nın da yetkili düzeyinde katılacağı belirtildi. Tören öncesinde Primo Levi’nin “Bunlar da mı insan?” adlı sergisi açılacak ve “Auschwitz’in Kurtarılışı 27 Ocak 1945” adlı belgesel gösterime sunulacak. Gecenin açılış konuşmasını Süzet Sidi yapacak, ardından keman virtüözü Sevil Ulucan, J.S. Bach’ın “Sol min. Solo Sonat No.1 Adagio” eserini seslendirecek. Kurtlar Vadisi’ne yasak OSMAN ÇUTSAY ‘Torba’dan biber gazı çıktı Torba yasa tasarısı yurt genelinde, AKP il örgütleri önünde protesto edilirken, Ankara’da arbede yaşandı. KESK’in protesto amacıyla yapmak istediği açıklama, polisin yürüyüşün “kaldırımdan ve slogansız” olmasını istemesi nedeniyle gerçekleştirilemedi. Grubun Meclis kapısına ulaşmadan önü polis tarafından kesilirken yaşanan arbedede polis biber gazı da kullandı. KESK Başkanı Döndü Çınar, milyonlarla birlikte TBMM’ye yürüyeceklerini belirtti. Çınar, polisler hakkında dava açacağını belirtirken “Hatta KESK Genel Başkanı’na ‘canım’ diye hitap edecek kadar terbiyesizleşiyorlar” diye konuştu. Eyleme BDP Van Milletvekili Özdal Üçer de katıldı. (NECATİ SAVAŞ) CHP’li başkan ‘ucube’ için Kars’ta KARS (Cumhuriyet) İzmir’in Karşıyaka ilçesinin CHP’li Belediye Başkanı Cevat Durak, teknik bir ekiple Kars’a giderek Başbakan Erdoğan’ın “ucube” olarak nitelendirdiği İnsanlık Anıtı’nın İzmir’e taşınması için çalışmalara başladı. Kars Belediye Başkanı Nevzat Bozkuş’u makamında ziyaret eden Durak, “Gördüğümüz kadarıyla heykel blok betonlar halinde dökülmüş. Kesilip taşınabilir. Öncelikle bir bakalım, görelim istedik” dedi. Durak, Ermenistan sınırındaki Ani Harabeleri’ni de gezdi. FRANKFURT Kurtlar Vadisi’nin ikinci filmi de Almanya’da bir skandala dönüştü. “Kurtlar Vadisi Filistin”in 27 Ocak Uluslararası Soykırım Günü’nde gösterime girmesi çeşitli çevrelerce sert bir dille eleştirildi. Dağıtımı üstlenen Pera Film, “Sinema Ekonomisi Özdenetim Kurumu”nun gösterim için gereken izni vermediğini bildirdi. Bu arada filme yönelik eleştiriler giderek sertleşiyor. “Antisemitizme Karşı Alman Hükümet Dışı Örgütler Eşgüdüm Konseyi”nden yapılan açıklamada, “İsrail ve Yahudiler hakkında yalanlar yayan bu film yeni bir sınırı daha ihlal ediyor” ifadelerine yer verildi. 107 öğrenciye hapis istemi MERSİN (Cumhuriyet) Mersin Üniversitesi’nde Nevruz kutlaması yapan 107 öğrenci hakkında “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu”na muhalefet suçlamasıyla dava açıldı. 1.5 ile 3 yıl arasında hapisle cezalandırılmaları istenen öğrenciler hakkındaki davanın ilk duruşması önceki gün Mersin 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Dava 7 Nisan’a ertelendi. Ankara’da terör operasyonu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara polisi, üniversitelerde bazı terör örgütlerinin yeni bir yapılanma gerçekleştirdikleri bilgisine ulaştı. Düzenlenen operasyonda gözaltına alınan ve daha önce haklarında terör örgütü PKK ile DHKPC örgütü üyesi olmaktan işlem yapılan 5 kişi, çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklandı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle