18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 14 YAHYA ARIKAN eposta: [email protected] Bir Koyundan İki Post: Kâr Payı ve KDV! eğerli okurlarım, geçen haftaki yazımızda “örtülü sermaye ve transfer fiyatlandırması” açısından 23 Ocak 2011 tarihinin önemini vurgulamıştık. Bu vurgumuzun temelinde örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz, vade farkı vb. tutarlar (kur farkları hariç) ile transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazançların hesap döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kâr payı sayılması gerçeği yatmakta idi. Evet gerçekten de Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 12. maddesi ile 13. maddesi kâr payı varsayımı üzerine vergilendirme işlemleri yapmaktadır. Son dönemde vergi inceleme birimlerince düzenlenen inceleme raporlarında, kâr payı olarak kabul edilen tutarlar üzerinden ayrıca katma değer vergisi tarhiyatı yapıldığı görülmektedir. Özellikle, kasa ve ortaklar cari hesaplarının yüksek bakiyelerine, adat yoluyla hesaplanan faizler, hem kâr dağıtımı olarak kabul edilmekte hem de finansman hizmeti sunulduğu gerekçesiyle katma değer vergisi tarhiyatı yapılmaktadır. Oysa ki Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1. maddesi hükmü çok açıktır ve bu hükme göre kâr payları katma değer vergisine tabi değildir. Peki o zaman KDV tarhiyatı neden yapılmaktadır? Aslında bu uygulama eski Kurumlar Vergisi Kanunu’nun uygulandığı dönemden gelen ezberden başka bir şey değildir. Eski uygulama döneminde örtülü kazanç dağıtımı tespit edildiğinde; kurumlar vergisi matrahındaki aşınmayı önlemek amacıyla kurumlar vergisi raporu, geçici vergi matrahındaki aşınmayı önlemek amacıyla geçici vergi raporu ve katma değer vergisi matrahındaki aşınmayı önlemek amacıyla da katma değer vergisi raporu düzenlenirdi. Yeni kanunun uygulanması ile birlikte, yapılan incelemelerde, yukarıda belirtilen 3 rapora ilave olarak kâr dağıtım stopajı raporu da düzenlenmeye başlandı. Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 12. ve 13. maddeleri hükmüne göre bu raporun düzenlenmesinde herhangi bir sorun yok. Sorun, eski kanunun uygulandığı dönemde düzenlenen KDV raporunun düzenlenmesi. Çünkü yukarıda da belirttiğimiz üzere, kâr payları katma Girişimcilik eğitimi alana hibe KOSGEB ve MARKA işbirliği ile yaşama geçen uygulamalı girişimcilik projesinde eğitime katılıp sertifika alanlara 27 bin lira hibe destek verilecek üçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi (KOSGEB) ile Doğu Marmara Kalkınma Ajansı (MARKA) işbirliğiyle düzenlenecek “Uygulamalı Girişimcilik Eğitimleri Projesi” yaşama geçiyor. MARKA’nın faaliyet gösterdiği Kocaeli, Yalova, Sakarya, Düzce ve Bolu’da işbirliğiyle ilk etapta 750 girişimci adayına 60 saatlik ücretsiz kurs düzenlenecek, sertifika alanlar 27 bin liraya kadar hibe verilen girişimcilik desteği için KOSGEB’e başvuru hakkı kazanacak. KOSGEB Başkanı Mustafa Kap EKONOMİ CUMHURİYET 26 OCAK 2011 ÇARŞAMBA D değer vergisinin konusuna girmemektedir. Bu uygulamayı savunan vergi inceleme birimleri ile vergi idaresinin temelde iki gerekçesi var. Bunlardan birincisi Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 27. maddesi. Anılan maddede, vergiye tabi hizmetin veya malın bedelinin emsal bedelden aşağı olamayacağı belirtiliyor. Emsal bedelin ise Vergi Usul Kanunu’nun 267. maddesi hükmüne göre tespit edileceği vurgulanıyor. Oysa, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımında, emsallere uygun fiyat veya bedeller, Vergi Usul Kanunu’nun 267. maddesine göre değil, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13. maddesine göre belirlenmektedir. Dolayısıyla Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 27. maddesini referans noktası olarak seçecek olsak bile kurumlar vergisi açısından tespit edilen matrah farkı tutarı ile katma değer vergisi açısından geçerli olmayacaktır. Kurumlar vergisi matrah farkı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13. maddesinde belirtilen emsallere uygun fiyat ve bedel tespit yöntemleri kullanılarak, katma değer vergisi matrah farkı ise Vergi Usul Kanunu’nun 267. maddesinde belirtilen sıra kullanılarak tespit edilecektir ve bambaşka bir gerekçeye dayanacaktır. Kâr payı sayılan tutarlar üzerinden KDV alınmasını savunanların ikinci gerekçeleri ise kâr payı sayma uygulamasının gelir ve kurumlar vergisi kanunlarının uygulaması açısından geçerli olduğudur. Evet, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 12. ve 13. maddeleri, örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz, vade farkı vb. tutarlar (kur farkları hariç) ile transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazançları, gelir ve kurumlar vergisi uygulaması açısından, kâr payı olarak kabul etmektedir. Ancak, üzerinden vergi alınacak bir tutarı bir kanun açısından kâr payı sayıp, başka bir kanun açısından hizmet veya mal bedeli saymanın ne kadar doğru olacağını siz değerli okurlarımın takdirine bırakıyorum. Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı uygulamasında kâr payı sayılan tutarların katma değer vergisine tabi tutulması, bir koyundan iki post çıkarılmasına çok güzel bir örnek teşkil etmektedir. Vergi idaresinden bu konuda daha net düzenlemeler beklemek bütün mükelleflerin en doğal hakkıdır. K lan protokolün imza töreninde yaptığı konuşmada, MARKA ile yaptıkları işbirliği protokolüyle eğitimleri geniş kesimlere yaygınlaştırmayı hedeflediklerini belirtti. “Eğitim ve danışmanlıkla girişimci mi olunurmuş? Belki olunmaz ama bu eğitimler sayesinde daha rekabetçi, kalıcı işletmeler kurulabilir” diyen Kaplan, bunu temin etmeye çalıştıklarını söyledi. Kaplan, şöyle devam etti: “Yanlış anlaşılmasın, her işini kuran 27 bin lirayı almıyor. İşletmeci, bu eğitim ve danışmanlık hizmetinin ardından sertifika sü recini başarıyla tamamladıktan sonra işletmesini kurduğunda bu desteklerden faydalanabilecek. 27 bin lira nasıl veriliyor? Girişimci öncelikle işini kuracak, işletme kuruluş masrafları için başlangıçta 5 bin lira veriyoruz. Bu desteğin hemen ardından işletmelerimizin ofis, donanım, çeşitli büro masrafları ihtiyacını temin etmesi anlamında 10 bin lira desteğimiz var. Sonrasında da aylık bin lira olmak üzere işletme giderlerine toplamda 12 bin liralık yıllık desteğimiz mevcut. İşletmelerimiz sonrasında da ‘KOSGEB’den destek almak istiyoruz, ba zı makine, teçhizat, donanım yatırımı yapmak istiyoruz’ dediğinde de 70 bin liralık sıfır faizli kredi desteğimiz oluyor. KOSGEB’in desteği bunlarla da sınırlı değil. İşletmelerimiz ArGe, İnovasyon desteklerinden faydalanabilir. İşletmeyi geliştirmek, daha üst statüye kavuşturmak anlamında yapılan çalışmalar olabilir. Burada da verdiğimiz destekler var. Biz, ‘Ey girişimciler, gelin KOSGEB’in eğitim ve danışmanlık hizmetlerinden faydalanın’ diyoruz.” Başvurular gelecek aydan itibaren alınmaya başlanacak. (AA) Rekabet artacak, çıkış yolu inovasyonda Ernst & Young’ın ‘Büyüme Rekabeti’ raporunda, Orta ve Güneydoğu Avrupa’daki şirketlerin yüzde 85’inin önümüzdeki 2 yıllık dönemde rekabetin çok daha fazla yoğunlaşacağını düşündüğü, çıkış noktasının ise yeni teknoloji, inovatif yaklaşım ve buluşlarda arandığı belirtildi. Ernst&Young’ın dünya genelinde gerçekleştirilen anket sonuçlarını içeren raporda, 1400 üst düzey yöneticinin görev aldığı şirketlerin önümüzdeki 2 yıllık dönemde izleyecekleri stratejilerin ipuçlarına yer verildiği bildirildi. Orta ve Güneydoğu Avrupalı ile Türk yöneticilerin piyasa hakkındaki değerlendirmelerinin büyük bir benzerlik gösterdiği ifade edilen raporda, düşen fiyatlar ve yükselen işçilik maliyetleri nedeniyle önümüzdeki dönemde kâr marjlarının daha da azalacağı ifade edildi. Raporda, kâr marjlarına yönelik baskı ve fiyatlarda dalgalanma beklentisinde de artış olduğunun görüldüğü, katılımcıların yüzde 60’ının piyasa fiyatlarının artacağını öngörmediği kaydedildi. Raporda dikkat çeken diğer unsurlar ise şöyle:  Kurumsal itibar ve esneklik önümüzdeki dönemde rekabette ayrıştırıcı bir unsur olacak...  Mevcut işi büyütmek için uygulanabilecek “en doğru” yöntem yeni pazarlara girmek olacak.  İnovasyonun önemi her geçen gün artacak...  Araştırmaya katılan yöneticiler daha esnek olabilmek için piyasaya yeni ürünler sunmaya odaklandıklarını ifade ettiler.  Fiyatlar enflasyon oranında veya daha az artacak; işletme maliyetlerindeki artış kâr marjları üzerinde baskı yaratacak. Anne ve babaya ‘doğum izni’ için iyi haber nnelere İş Kanunu ile tanınan haklardan birisi de, doğumdan önce 8 ve doğumdan sonra 8 hafta olmak üzere toplam 16 hafta, çoğul gebelik halinde ise doğum öncesi 10 ve doğum sonrası 8 olmak üzere 18 hafta süreyle çalışmamasıdır. Eğer annenin sağlık durumu çalışmaya uygun ise doktor raporuyla doğuma üç hafta kalıncaya kadar çalışıp, doğum öncesi kullanmadığı 5 haftaya, çoğul gebelikte 7 haftaya kadar olan süreleri doğum sonrası kullanma hakkı verilmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumu, erken doğum yapan annelerin doğum öncesi kullanmaları gereken 8 veya 10 haftalık doğum öncesi süresini erken doğum süresi kadar kullandırmamakta. Örneğin, doğum öncesi 8 haftalık istirahatine başlayan bir annenin 6 hafta erken doğum yapması halinde, sadece 2 hafta doğum öncesi istirahati kullanabilmekte, 6 haftalık süreyi ise kullanamamaktadır. İşte TBMM’de görüşülmekte olan torba kanunda, hem memur ve hem de işçi annelerin erken doğum cezasının kaldırılmasına ilişkin düzenlemeler A getiriliyor. Sigortalı kadının, erken doğum yapması halinde doğumdan önce kullanamadığı çalıştırılamayacak sürelerle isteği ve hekimin onayıyla doğuma üç hafta kalıncaya kadar çalışması halinde bu süreler doğum sonrası kullanılabilecek. İş Kanunu’nda da kadın işçinin erken doğum yapması halinde ise doğumdan önce kullanamadığı çalıştırılmayacak süreler, doğum sonrası sürelere eklenmek suretiyle kullandırılacağı yönünde bir düzenleme yapıldı. Aynı şekilde devlet memuru olan anneler için de, doğumun erken gerçekleşmesi sebebiyle, doğum öncesi analık izninin kullanılamayan bölümü de doğum sonrası analık izni süresine ilave edileceği hükme bağlandı. Yine, doğumda veya doğum sonrasında analık izni kullanılırken annenin ölümü halinde, isteği üzerine memur olan babaya anne için öngörülen süre kadar izin verileceği de getirilen hükümler arasında. Bu değişiklik yasalaşırsa, ilk defa babalar da doğum izni kullanabilecek. AGİDER’in ev sahipli ti dikkate almadan iş bölümü yap ekonomide tarihsel bir eşikte olduğinde İstanbul’da düzen malarını istedi. Kobalia, bir diğer ste ğumuzu düşünüyorum. Dünyadaki lenen ve 2 gün sürecek reotipin annelik olduğunu, kadınla sorunların çoğu, kadınları ekonomiolan “Geleceğe Yatırım Yapın” ad rın işgücüne katılımıyla annelik ara ye katmadan çözülemeyecek. Kalı konferansın ilk gününde konuşan sında bağlantı bulunmadığını ifade dınları yükselen pazar gibi düşünYapı Kredi Yönetim Kurulu Başka ederek, “İşyerlerinizde kadınların meliyiz. Kadınların yükselen bir denı Tayfun Bayazıt, kadın girişimci fark yaratmasına izin verin. Yö ğer olduğunu fark edemeyen şirket, kendine zarar verir” derken İsveç Gileri desteklemek için ilave teşvikler rişimcilik, Enerji ve İletişim Bayapılması gerektiğini söykanlığı Müsteşarı Cathariledi. KAGİDER Baş“Geleceğe Yatırım Yapın”konferansı, Erna Hakansson Boman kanı Dilek Bil ise, menistan, Azerbaycan, Kıbrıs, Gürcistan, Yunanistan da İsveç’te kadınların işTürkiye’nin sürdürülebilir kalkınma ve Türkiye’den 100’ün üzerine kadın girişimciyi bir ara gücüne katılım oranının ya getirdi. Kadın girişimcilerin arasında iletişimin yüzde 80 olduğuna işaret sının Anadolulu kaederek kadın girişimci sayıdın girişimcinin ekove ticaretin arttması hedefleniyor. sının artması için çeşitli iyileşnomiye katılımından geçtitirmeler sağladıklarını anlattı. Boman, ğini vurguladı. Gürcistan Ekonomi Bakanı Vera Kobalia da öncelikle netim kurullarında daha fazla ka çalışan kadınların yüzde 50’sinin temel stereotiplerin kırılması gerek dın yer almasını sağlayıp onların eğitim, bakım ve sağlık sektöründe ettiğinin altını çikdi. Sekreter pozis karar alma süreçlerinde olmala kin olduğunu dile getirerek, “Ben giyonuna genellikle kadınların alındı rına yardımcı olun” dedi. Ernst rişimci olmak istiyorum” diyen ğını kaydeden Kobalia, katılımcılar and Young Yönetim Kurulu Başkan daha fazla kadına ihtiyaç duyuldudan işyerlerinde, toplumsal cinsiye Yardımcısı Beth Brooke, “Küresel ğunu sözlerine ekledi. HİLMİ DEVELİ ‘Komşu’ girişimci kadınlar İstanbul’da buluştu K S A T I R TÜİK tarafından, geçen hafta açıklanan istihdam rakamlarına göre ekim ayında işsizlik oranı, bir önceki yılın aynı dönemine göre 1.8 puan düşerek yüzde 11.2 olarak gerçekleşmiş görünüyor. İşsizlik oranlarında yaşanan bu gerileme trendi olumlu görünse de, istihdamda toparlanma hızının yavaşlığının devam ettiği gözlemlenmekte. Bunun önemli nedenlerinden birinin de istihdama yönelik yerli ve yabancı yeni yatırımların yeterince olmayışı.. Uzunca bir süredir uygulanmakta olan İŞKUR destekli işgücü yetiştirme kursları ve girişimciliğin desteklenmesi projesi ile son bir yıldır KOSGEB tarafından uygulanan Girişimcilik Destek Programları son günlerde medyanın da katkısıyla işsizliğe çare olarak görülmeye başlandı. İstihdamın arttırılması ve işgücü piyasasının nitelikli işgücü ihtiyacının karşılanması amacıyla, İŞKUR tarafından geliştirilen Aktif İşgücü Programları çerçevesinde, bir mesleği ya da iş piyasasında geçerli bir mesleği olmayan işsizlerin, işgücü piyasasının ihtiyaç duyduğu mesleklerde yetiştirilerek istihdam edilmelerini amaçlayan “İstihdam Garantili İşgücü Yetiştirme Kursları” A R A S I [email protected] İşsizliğe Çözüm Arayışları... ve “Kendi İşini Kurmak İsteyenlere Yönelik Meslek Edindirme Kursları” projesi uygulanmaya başlanıldı. Bir kısmı başarılı oldu bir kısmı da mezun olanlar iş bulamadığı için istenilen sonuca ulaşılamadı. Örneğin, İstanbul İl Özel İdaresi, İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Türkiye İş Kurumu İstanbul İl Müdürlüğü ve İstanbul Ticaret Odası ile işbirliği gerçekleştirilmekte olan ÖZİMEK (Özel İdare Mesleki Eğitim Kursları) Projesi’nde 2010 yılı Aralık ayı itibarıyla 33 okulda 112’si aktif toplam 143 branşta kurs açılmış. Toplam 24 bin 93 kursiyere ulaşılmış, 22 bin 112’si mezun olmuş. Bu konuda hazırlanan raporda 11 bin 837 kursiyer ile yapılan görüşme de 2 bin 760’ının hiç işi yokken iş bulduğu, 1714’ünün mevcut işinden ayrılarak daha iyi bir iş bulduğu, 4 bin 471’inin mevcut işyerinde daha iyi bir maaş veya statü elde ettiği, 2 bin 343’ünün henüz iş bulamadığı, 549’unun ise üniversite öğrencisi, asker vb. olması veya kendisine ulaşılamama sebepleriyle herhangi bir mesleki değişiklik yaşamadığı bilgisi var. TOBB öncülüğünde geliştirilen, ilk aşamada pilot olarak seçilen 19 ilde uygulanacak “Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Merkezleri Projesi” (Beceri 2010 Projesi), Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, İŞKUR ve TOBB ETÜ işbirliği ile uygulamaya konuldu. 5 yıl sürecek projede, her yıl yaklaşık 200 bin kişiye iş piyasanın ihtiyaç duyduğu niteliklerin kazandırılması amaçlanmış. Bu projeyle kursları bitirenlere istihdam olanağı sağlanamadığı sürece bu projeler işsizliğe bu bağlamda bir çözüm olarak görülmemekte. İşsizliğe çözüm olarak öngörülen bir başka proje de geçen yıl KOSGEB tarafından başlatıldı. Destek Programı 3 alt programdan oluşuyor: 1. Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi 2. Yeni Girişimci Desteği, 3. İş Geliştirme Merkezi (İŞGEM) Desteği. Kısaca bilgi vermek gerekirse, Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi minimum 60 saatlik eğitim ve atölye çalışmasından oluşan eğitim programını kapsar (girişimcilik özelliklerinin sınanması, iş fikri DOĞUM YAPANLAR ÇALIŞMADIĞI SÜRE İÇİN BORÇLANABİLİR Mİ? Kız kardeşim 1991’de sigortalı oldu, 2584 gün prim yattı. 52 yaşında emekli olacak. Ancak 11 yıl önce işten ayrıldıktan 5 ay sonra bir çocuğu oldu. Şu an 38 yaşında ve şimdi doğum borçlanmasını yatırınca 2 yıl önce emekli olabilecek mi? Korhan Atcı SSK’li olduğu tarihten sonra yapılan doğumlar için, çalışılmayan 2 yıla kadar süreyi Sorularınız için malicozum ism borçlanmak mümkün olup, sadece gün sayınızı mmo.org.tr adarttırır. Bu durumda eğer gün sayısı emeklilik resine mail ataiçin yeterli değilse doğum borçlanması bilirsiniz. Tüm yapılarak gün sayısı arttırabilir. sorular eposta ile tek tek cevaplanacaktır. egzersizleri yapılması ve iş planı hazırlanması). Eğitimler, KOSGEB veya diğer kurum ve kuruluşlar (üniversite, İŞKUR, meslek kuruluşu, belediye vb.) tarafından düzenleniyor; eğitimler, gençler, kadınlar ve engelliler için düzenlenmekte. Eğitimlere katılanlardan ücret alınmıyor. Yeni Girişimci Desteği: Bu destekten, Uygulamalı Girişimcilik Eğitimini tamamlayarak işini kuran girişimciler ve İŞGEM girişimcileri faydalanabilir. Türkiye İş ve İşçi Bulma Kurumu (İŞKUR), Avrupa Birliği İş Geliştirme Merkezleri (ABİGEM) ve KOSGEB’den herhangi birine girişimci olmak için başvuranlar arasında yapılacak sınav sonrasında girişimcilik kursuna katılmaya hak kazananlara, 15 gün süren 72 saatlik girişimcilik eğitimi sonucunda başarılı olanlar “Girişimcilik Belgesi” alacaklar. Bu girişimciler, hazırladıkları proje dosyasını KOSGEB’e sunacaklar. Projesi kabul edilen girişimciye işletme kuruluş desteği için 5 bin, kuruluş dönemi makine, teçhizat ve ofis donanım desteği için 10 bin, işletme giderleri desteği için de 12 bin lira verilecek. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle