18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 OCAK 2011 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Eşitsizliği azaltmak için TÜRKONFED’in hazırladığı rapor, bölgesel gelişme için yeni bir mekanizma öneriyor Vicdanlar rahatsız Bazı bölgelerde kişi başına gelirin ortalamanın çok gerisinde olduğuna dikkat çeken Beysel, doğru politika uygulanabilmesi için, yerel unsurların karar süreçlerine katılımının sağlanması gerektiğinin altını çizdi. Ekonomi Servisi Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkanı Celal Beysel, bölgeler arasındaki farklılıkların kapanmadığını, “Büyümede dengeli bir dağılım ve eşitlik sağlanamıyor. Bu durum vicdanları rahatsız ediyor” dedi. TÜRKONFED’in hazırlattığı “Türkiye’de Bölgesel Kalkınma: Farklılıklar, Bağıntılar ve Yeni Bir Mekanizma Tasarımı” raporunun açıklandığı toplantıda konuşan Beysel, bölgesel kalkınmanın Türkiye’nin ekonomik, sosyal ve siyasi sorunlarının kesiştiği konumda yer aldığını söyledi. ‘Baldan Tatlı’ Güngör Uras Hoca TÜSİAD Genel Kurulu’nda yaşanan gelişmeleri anlattığı yazısının başlığında; “Baldan Tatlı” demiş... Referandum sürecinde TÜSİAD’ın “Evet”çiler kampanyasına katılmamasına “Bitaraf olan bertaraf olur” tehdidi ile karşı çıkan Başbakan Erdoğan’ın “barış çubuğunun” zamanlaması, anlamı olmalı?.. Erdoğan’ın TÜSİAD’da çizdiği portre, son günlerin sıcak tartışmalarında seçtiği “tehdit, güç gösterisi, baskı” taktiklerini, havayı yumuşatmaya yönelik değiştirmek ister gibi; “yaşam tarzlarına müdahaleye izin vermeyecekleri, endişelerin yersiz olduğu...” içerikli. Ancak her biri ayrı önem, anlamda demokratik düzenle, hukuk devletiyle çatışan ihtar icraatları, üslubundan vazgeçmeyeceğinin de altını çiziyor. Örneğin hukuk devletinin varlığına ağır darbe icraatlarını düzeltme içerikli tek bir adımdan söz yok. Üst yargıya yönelik suçlamalarını sürdürürken de yeni ağır suç içerikli öneride bulunabiliyor. TÜSİAD’ın üyelerinin karşısında kameralardan gözümüzün içine bakarak, baştan sona iktidarının suçu ve sorumluluğunda yığılan yüz binlerce dosya için çözüm önerileri yerine “Beni mahkum ederken nasıl sıra atlamışlardı. Hizbullahçıları serbest bırakmamak ellerindeydi. Dosya seçsinler” diyebiliyor. “Türkçesi; yüz binlerce dosyada adalet gecikerek işlese de tutukluluklar yargısız infaza yol açsa da kritik davalarda torpille sıra atlanarak kamuoyu uyutulabilir..” demeye getiriyor. Haberlerin içinden öğreniyoruz; TÜSİAD’a jest ilişkilerinin gelişmesinde, konuşmasında da vurguladığı “yatırım” çağrısı var. Koç’tan yerli marka otomobil beklentisi ile ilk diyalog yolu açılıyor. İktidarının sekizinci yılında piyasalar düzeni üzerinden dış desteklide sürdürülen pembe tablolar, büyüme efsanelerine karşın işsizlik, gelir dağılımı çarpıklığı, ödemeler dengelerindeki bozulmaların çok hızlı artışı engellenemiyor. Seçimlere giderken iktidar yandaşı sermaye örgütlerinin dış desteklerle işlerinin iyi gitmediği bir noktaya gelinmiş bulunuyor. Bugüne kadar yıldızının barışmadığı, kösteklemeyi yeğlediği TÜSİAD üyelerine barış çubuğu uzatmış görüntüsünde bu gerçeğin payı ne? Kendi mahallesinden ideolojik yandaşı cemaat, siyasal İslami kimlikli.. sermayeyi güçlendirmek, cumhuriyet döneminde kurulmuş güçlü şirketleri kırmak adına onca çabadan sonra bir çizgi değişikliliği mi? Sadece yandaşlarının yeterince güçlendiklerine güvenli bir ateşkes ilanı mı? Daha da basiti seçim, güncel gündemin gereği bir taktik adım mı? Bilindiği üzere referandum sonrası çok üst üste gelen saldırgan, baskı, tehdit içerikli atakların yarattığı çok boyutlu bir toplumsal tepki var. Dış ve iç odaklı liberaldemokrat vitrinli iktidar destekçileri bile isyandalar. Referandumun “Yetmez ama evet”çileri şimdilerde aldatıldıklarının öfkesiyle Erdoğanizme, yeni iktidar icraatları, ataklarına bizlerden daha ağır eleştiri getirir oldular. Erdoğanizmin gizli ajandası, demokrasi karşıtı mutlak iktidar tutkusunun “şeytani planları” bir bir ortalığa saçılıyor... Yasamayürütmeyargı erklerinin, güçler ayrılığının kırılması, özel kurumların bir bir ele geçirilmiş olması, keyfi saltanat iktidar icraatlarına yetmez oluyor. Ben bu satırları karalarken Adnan Polat televizyon ekranlarından hâlâ Arena’da hükümetten ne kadar büyük destek aldıklarını anlatmanın derdinde. Hâlâ demokrasilerde en doğal ıslıklı protesto eylemini provokatörlere bağlamanın peşinde... Hükümet cephesinden süren açıklamalarda da ortada cezalandırılması gerekli suç varmış imajı verilmesi sürdürülüyor. AKP, “sadaka, biat” ilişkisinin Galatasaray seyircisine kabul ettirilememiş olmasını sindiremiyor. Dünün Danıştay’ın son türban kararına ilişkin tartışmalarında da “yasaların geçerli olduğu hukuk devleti, buna göre karar verecek bağımsız yargı ilkeleri” yok sayılıyor. AKP hatta MHP, YÖK Başkanı’nın hukuk tanımayan “yetkisini aşma, idari suç” içerikli çözüm kararını alkışlıyorlar. Türbana Meclis’te çözüm üretmek yerine yargıyı hukuka uygun kararıyla ilişkili eleştirerek, YÖK’ün yasa ve hukuk dışı uygulamasını savunmayı yeğliyorlar... Yoksa siz hâlâ AKP’nin “mütedeyyin, liberal demokrat” bir çizgide iktidar olduğuna inananlardan mısınız? [email protected] İller arasındaki fark 11 katı buluyor Türkiye’de farklılık ve eşitlik arasında bir çizgi olduğunu, kendilerinin gelir dağılımında bir eşitlik yaratmak üzere çaba sarf ettiklerini anlatan Beysel, gelir eşitsizliğinin vicdanı rahatsız ettiğini ama farklılıkları ortadan kaldırmak gibi bir niyetleri olmadığını belirtti.Beysel, “Bursa’da oto sanayi var diye Doğu’ya da oto sanayi götürmeye gerek yok. Farklılık korunsun ama gelir eşitliğini de sağlayalım” dedi. Bölgesel gelişmenin çok yönlü irdelendiği rapor, bölgesel kalkınma farklarının azaltılması için teşvik sistemine yeni bir yaklaşım getiriyor.  Bölgeler arası uçurumları azaltmak için hazırlanan rapora göre Türkiye’de en zengin il ve en yoksul kent arasında 11 kat fark bulunuyor.  Doç. Dr. Alpay Filiztekin, Doç. Dr. Özgür Kıbrıs ve Yard. Doç. Dr. Mehmet Barlo tarafından hazırlanan rapor, bölgeler arasındaki farkların ve ilişkilerin çeşitli boyutlarını ortaya koyarak bölgesel kalkınmanın hızlandırılması için etkin, adil ve uygulanabilir bir mekanizma önerisi geliştiriyor.  OECD ülkelerinde bölgeler arası farkların gösterildiği TÜİK raporunda Türkiye bölgesel farklılıklar konusunda açık ara önde.  Bölgesel kalkınma küresel bir sorun olmakla birlikte Türkiye’de tarımın çözülmesi ve demografik dönüşüm ek sorunlar yaratıyor.  Bir yanda tarımın ağırlıklı olduğu Doğu’da yoğun olan genç nüfusun iş bulamaması bir yandan yaşlanan nüfus, fırsat olabilecek genç yoğunluğu krize dönüştürüyor.  İstihdama katılmayan ve ev işini yüklenen kadınların oranının yüksekliği işsizliğin çok daha ciddi boyutlarda olduğunu gösteriyor.  Çözüm için yeni bir mekanizma şart.  Oluşacak mekanizma etkin, adil ve uygulanabilir olmalı.  İki aşamalı bir mekanizma gerekiyor. Bunun için kalkınma ajansları oluşturulmalı ve kalkınma ajansları merkez ile kaynak dağılımı için masaya oturulmalı. Arjantin, İstanbul’da ticaret ofisi kuracak Arjantin 16 yıl aradan sonra 80 milyon dolarlık bir operasyon için adım atarken, Hisarcıklıoğlu da, Arjantin özel sektörünü yatırım için davet etti. Christina Fernandez de Kirchner Ekonomi Servisi Arjantin Cumhurbaşkanı Christina Fernandez de Kirchner, ülkesinden Türkiye’ye et ihracatına ilişkin, “Bugün dışişleri bakanım bir operasyon gerçekleştirdiğini söyledi, 16 yıldan sonra 20 bin tonluk bir kemikli et satılabileceğini söyledi. 80 milyon dolarlık bir operasyon bu” dedi. Arjantin Cumhurbaşkanı Kirchner, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu’nun (DEİK) düzenlediği TürkiyeArjantin İş Forumu’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’yi ziyaretlerinde iki günde çok önemli olaylara şahit olduklarını söyledi. İstanbul’da ticaret ofisi kurmayı istediklerini ifade eden Kirchner, bu sayede işadamlarının ülkelerdeki karşılıklı fırsatları tanıma imkânı bulacağını belirtti. Arjantin’in sadece bir inek, tohum ya da emtia üreticisi ülke olarak görülmesini istemediklerini anlatan Kirchner, Arjantin’in dünyada 4. biyoyakıt üreticisi haline geldiğini vurguladı. Barışçıl sebeplerle üretilen atom enerjisi için küresel anlamda güvenilir bir ülke olduklarına işaret eden Kirchner, “Nükleer reaktörler geliştiriyoruz, sonuncusunu Avustralya’ya satmıştık. Yeni bir prototip geliştiriyoruz” dedi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve DEİK Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da, Arjantin özel sektörünü Türkiye’nin cazip ortamına davet etti. Toplantıda, DEİK Türk Amerikan İş Konseyleri Başkan Yardımcısı Aykut Eken ile Arjantin Sanayiciler Birliği (UIA) Başkan Yardımcısı Federico Nicholson arasında mutabakat zaptı imzalandı. TARIM SEKTÖRÜNDEN Fındık 4.725’e çıktı Bu sezon kilogram fiyatı serbest piyasada 3.50 lira seviyelerine kadar düşen 50 randıman Giresun kalite kabuklu tombul fındık, 4.70 lira seviyesini aşarak sezonda rekor fiyata ulaştı. Trabzon Ticaret Borsası’nda 50 randıman levant kalite kabuklu fındık kilogramı 4.575, kabuklu Giresun kalite tombul fındık ise 4.725 liradan işlem görüyor. Trabzon Ticaret Borsası Meclis Başkanı Mehmet Cirav, serbest piyasada ulaşılan fiyatın, sezonun en iyi fiyatı olduğunu belirtti. Geleceğe hoş geldiniz İstanbul’un simgelerinden 261 yaşındaki Beyazıt Kulesi’ni OSRAM ve İstanbul Üniversitesi’nin işbirliği ile yeniden ışıklandıran (24 Ocak’ta resmi açılışı yapılacak) Siemens’in CEO’su Hüseyin Geliş, İstanbul’un 2010 sonrasında da dünyanın odak merkezlerinden biri olarak kalacağına inanıyor. Kuruluş, raylı sistemlere, kent içinde bölge bölge konumlanmış yenilenebilir enerji birimlerine, denizden enerji üreten santrallara, akülerle çalışan deniz araçlarına yer veriyor. Siemens şu sıralarda ise İstanbul, Kayseri, İzmir ve Gaziantep gibi kilit şehirlerle ve üniversitelerle daha çok ortak proje yürütme amacında. Enerji verimliliği, sağlık, ulaşım, trafik kontrol yönetim sistemleri ve CO2 salımının azaltılması ana konuları arasında. Tohumda kısmi iptal Anayasa Mahkemesi, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı‘nın, Tohumculuk Kanunu’ndaki ‘bazı yetkilerini özel hukuk tüzelkişilerine’ devredebileceğine ilişkin hükmü, ‘denetim’ yetkisinin devri yönünden iptal etti. Bu hükmün uygulanmasından doğacak sonradan giderilmesi güç veya olanaksız durum ve zararların önlenmesi ve iptal kararının sonuçsuz kalmaması için kararın Resmi Gazete’de yayımlanacağı güne kadar yürürlüğünün durdurulmasına karar verdi. Boğaz’ın altında bir dev var Ekonomi Servisi Enerjiden sağlığa yaşamın hemen hemen bütün alanlarında geleceği kurgulayan ve sürekli yeni çözümler geliştiren Siemens’in Üst Yöneticisi (CEO) Hüseyin Geliş, Karadeniz’in altından gelen Boğaz akıntısının 5 bin megavatlık enerji elde edebilecek güçte olduğunu belirtti. Sürdürülebilir çevrenin önemine dikkat çeken Geliş, “Karadeniz’deki nehirde 5000 MW’lik kapasite var. Denizaltına yerleştirilecek türbinlerle elektrik üretilebilir. Bunun teknolojisi bizde var. İngiltere’de MTC ile çalışmalar yapıyoruz. Türkiye’de, üniversitelerle birlikte yeni enerji kaynaklarını araştırmalıyız” dedi. 5000 MW’lik potansiyel, Türkiye’nin kurmaya niyetlendiği bir nükleer santral ya da iki Atatürk Ba 1.5 milyar TL hibe Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, 20112015 döneminde uygulanacak yeni Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı kapsamında 5 yıl içinde 1.5 milyar lira hibe destek vermeyi ve Türkiye’ye 3 bin tarıma dayalı tesis daha kazandırmayı hedeflediklerini söyledi. Bakan Eker, “20112015 döneminde yapacağımız programın yenilikleri var. Örneğin bundan önce 500 bin lira olan limit 600 bin liraya çıkarıldı. Proje maliyeti 500 bin liraya kadar olan paranın yarısını ödüyorduk, bunu 600 bin liraya çıkarıyoruz” dedi. Geleceği kurgulayan Siemens, Boğaz’ın altında kurulacak çevreci santrallar üzerine de çalışıyor. Geçen yıl siparişlerini yüzde 19 arttıran Türkiye bölümünün başındaki Geliş, “Çevreci ürün portföyüyle en sürdürülebilir şirketlerden biriyiz. Bu yılın temel teması da verimlilik olacak” dedi. rajı kadar elektrik üretimini ifade ediyor. Denizaltında kurulabilecek türbinlerin de bir çeşit rüzgâr ttürbini gibi olabileceği belirtiliyor. Grubun faaliyetleri hakkında bilgi veren Geliş, şunları vurguladı:  Siemens, çevreci ürün portföyüyle en sürdürülebilir şirketlerden biri. Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi Siemens’i, iki yıl üst üste sürdürülebilirlik alanındaki çalışmaları nedeniyle lider seçti. Geçen yıl Türkiye’deki en büyük sürdürülebilirlik etkinliğini düzenledik. Bu etkinliğe 500’ü aşkın kurum katıldı.  Türkiye Siemens olarak geçen yıl yüzde 19’luk iş girişi (yıl içinde alınan siparişler) artışına ulaştık. Bu artışta enerji sektörü başı çekiyor, endüstri ve sağlık sektörleri onu izliyor.  2010’da müşterilerimiz en çok enerji verimliliği ile ilgilendi. ABD’de, Avrupa’da Türkiye için hep pozitif konuşulduğunu vurgulayan Gelis, dünyada paranın çoğaldığını, yeni pazar ve merkezler arayan yatırımcıların da Türkiye gibi ülkelere ilgi gösterdiğini söyledi.  Siemens AŞ’de 2 bin 450 kişi çalışıyor. Ev aletlerini de katarsak tüm grup şirketlerinde çalışan sayısı ise 6 bin 647. İşgücümüzü geçen mali yılda yüzde 5 oranında arttırdık. Ev aletleri dahil tüm Siemens grup şirketlerindeki iş hacmi yaklaşık 2.6 milyar Avro.  Enerji fabrikamızdan orta gerilim ürünleri ve endüstri otomasyonu alanlarında yaklaşık 60 ülkeye ihracat yapıyoruz. İhracatımızın iş hacmindeki payı yaklaşık yüzde 30. Bu oran ev aletlerinde daha yüksek.  Siemens’in panel üretimi, Almanya’daki satış merkezi dahil, bütünüyle Gebze’ye yerleşecek. Türkiye artık düşük maliyetli bir ülke değil ama verimlilik kültürü Almanya’ya eşit. Çevresiyle de önemli bir pazar. Bu da şu anda Avrupa ve Amerika’daki ülkemize yönelik yatırımcı ilgisini arttırıyor. Borusan, Danimarka’da 20 milyonluk ihale aldı Ekonomi Servisi Borusan Mannesmann Boru Sanayi ve Ticaret AŞ, Danimarka’ya 20.7 milyon Avro karşılığında toplam 6 bin 300 adet büyük çaplı doğalgaz hat borusu ihraç edecek. Borusan’ın Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yaptığı açıklamada, şirketin Danimarka’nın Jutland Yarımadası güney bölgesinin doğalgaz ihtiyacını karşılamak için inşa edilecek “EllundEgtved Doğalgaz Boru Hattı”nın çelik boru tedariki ihalesini kazandığı bildirildi. Projenin tamamlanmasıyla, Danimarka’daki doğalgaz hatlarının yüzde 10’unda Borusan’ın çelik boruları kullanılmış olacak. Limak Hindistan yolunda Ekonomi Servisi Limak Yatırım, Hindistan’da YapİşletDevret yöntemi ile ihale süreci devam eden 244 km. uzunluğundaki 4 şeritli Rajatsan Eyaleti BeewarPaliPindwara Otoyol Projesi için yeterlilik aldı. Limak’tan yapılan açıklamada, söz konusu ihaleye Hintli Patel Engineering Limited ile birlikte teklif verileceği belirtildi. Hindistan’ın altyapı ve enerji alanlarında da geniş fırsatlar sunduğuna işaret eden Limak, bu ülkede otoyollar dışında liman ve havalimanı işletme ihalelerini de yakından takip ettiğini belirtti. ‘Merkez itibar kaybetti’ C MY B C MY B Ekonomi Servisi Merkez Bankası’nın (TCMB) politika faizini çeyrek puan düşürerek yüzde 6.25’e çekmesi piyasaları şaşırtırken, ekonomistler söz konusu kararın TCMB’nin itibarını zedelediğini düşünüyor. Zorunlu karşılıkların yükseltilmesiyle ilgili kararın pazartesi verileceğinin açıklanmasının ardından faiz ve kur tarafında dalgalanma sürdü. Gösterge tahvilin bileşik faizi en son 8 Aralık’ta gördüğü yüzde 7.76’ya kadar yükseldi. TCMB kapanış kurlarına göre lira, dolar karşısında yüzde 1.02, Avro karşısında ise yüzde 1.41 değer kaybetti. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Kaya Ardıç, TCMB Başkanı’nın geçen hafta Viyana’da yaptığı açıklamalarının piyasalara “faiz indirilmeyecek” mesajı verdiğini belirterek “İndirim kararı piyasalardaki belirsizliği müthiş arttırdı. Durmuş Yılmaz’ın açıklamasına rağmen böyle bir karar çıkması TCMB Başkanı’nı itibarsızlığa uğrattı” diye konuştu. CNBCe ekonomi danışmanı Mahfi Eğilmez “TCMB şu ana kadar yarattığı prestiji dün kaybetti” dedi. İngiliz Financial Times gazetesi de kararı ‘kumar’ olarak değerlendirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle