18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 OCAK 2011 CUMARTESİ DIŞ HABERLER CUMHURİYET SAYFA [email protected] 11 ABD, P5+1 ile İran arasında Tahran’ın nükleer programına ilişkin görüşmelerde ilerleme beklemiyor SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU İstanbul’da büyük beklenti yok BERZA ŞİMŞEK ‘Yasemin Devrimi’ ve ABD Tunus’un eski sömürge gücü Fransa ile birlikte AB diplomasisi; “Yasemin Devrimi”ne hazırlıksız yakalandı ama Washington’ın durumu bir hayli farklı... Bin Ali ailesini “mafya klanına” benzeten “WikiLeaks” sızıntılarından beri, Washington’ın sabık Tunus şefinden hoşnut olmadığı bilinmekteydi. Sokak gösterileri patlak verdiğinde ABD Başkanı “göstericilere” açık biçimde arka çıktı ve Bin Ali’nin kullandığı “şiddeti”, Sarı Çizmeli Mehmet Ağa’nın dahi anlayabileceği bir yalınlıkla yerdi. Obama rejimi gene aynı doğrultuda; “göstericiler nezdinde baskı kullanılmaması” yönünde Tunus ordusuna telkinde bulunarak, askerlerin diktatörü yalnızlaştırması için gereken kritik zemini hazırladı… Ve önünde kaçıştan başka hiçbir seçeneği kalmayan Bin Ali’nin “sahneyi boşaltmasını” böylelikle sağlamış oldu. Bin Ali’nin devrilmesinden yana geçen bir hafta içinde Avrupa ıslık çalarak tavana bakarken; Obama yönetiminden hâlâ birbirinden ilginç çıkışlar gelmeye devam ediyor. ran’la Batılı ülkeler arasındaki nükleer müzakerelerin yeni turu dün İstanbul’un ev sahipliğinde başladı. Çırağan Sarayı’nda basına kapalı olarak gerçekleştirilen ve bugün sona erecek olan müzakerelere İran adına İran Milli Güvenlik Yüksek Kurulu Genel Sekreteri ve Nükleer Müzakereci Said Celili katılıyor. Avrupa Birliği Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton başkanlığındaki müzakereleri P5+1 olarak bilinen ülkelerin temsilcileri, yani BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri İngiltere, Fransa, ABD, Çin, Rusya ile Almanya yürütüyor. Müzakerelerde Batı’nın İran’ın nükleer faaliyetlerine ilişkin kaygılarını giderecek bir çözüm aranıyor. Batı’nın nükleer silaha sahip olmaya çalışmakla suçladığı Tahran, nükleer programını tartışmaya açmamakta kararlı olduğunu açıklarken ABD yönetimi de görüşmelerde önemli bir ilerleme beklemediklerini söyledi. Tahran, nükleer programının barışçıl amaçlarla olduğunu savunuyor. İran’ın Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) nezdindeki Daimi Temsilcisi Ali Asker Sultaniye, önceki gün Moskova’da yaptığı açıklamada, “Kararlar, yaptırımlar, tehditler, bilgisayar virüsleri ya da askeri saldırılar İran’ı nükleer faaliyetlerinden vazgeçiremez” demişti. İngiliz Reuters ajansının haberine göre, İran heyetinde yer alan üst düzey yetkili Mesud Zührevand dün, İran’ın zenginleştirme faaliyetlerinin dondurulması ya da askıya alınmasıyla ilgili görüşmelerin yapılmasına izin vermeyeceklerini söyledi. Zührevand, konunun şu ana kadar gündeme gelmediğini söyleyerek “İran’ın nükleer hakları tartışılamaz” dedi. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mark Toner ise görüşmelerin hemen öncesinde yaptığı açıklamada, İ ğunu Batı’ya gönderecek. Karşılığında, tıbbi amaçla kullanılacak seviyede zenginleştirilmiş uranyum isteyecek. Mayıs 2010’da İran, Türkiye ve Brezilya’nın arabuluculuğunda düşük düzeyde zenginleştirdiği 1200 kilogram uranyumu Türkiye’ye göndermeyi ve karşılığında Batılı ülkelerden enerji ve tıp alanında kullanacağı 120 kilogram yakıt almayı kabul etmiş, ancak anlaşma Batılı ülkeler tarafından yetersiz bulunmuştu. Bunun üzerine BM aldığı kararla İran’a yaptırımları genişletmişti. İran ile nükleer müzakereler 14 ay aradan sonra geçen aralık ayında yeniden başlamıştı. Ali Asker Sultaniye, geçen hafta zenginleştirilmiş uranyumun ülke dışına çıkarılması konusunda anlaşmaya varabilmek için İstanbul’daki müzakerelerin “son şans” olduğunu söyleyerek Batı’yı uyarmıştı. Cuma arası Ç ırağan Sarayı’nda basına kapalı olarak gerçekleştirilen ve bugün sona erecek olan müzakerelere AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton (solda) başkanlık ediyor. P5+1 olarak bilinen ülkelerin temsilcileri ile yapılan müzakerelerde İran’ı temsil eden Milli Güvenlik Yüksek Kurulu Genel Sekreteri ve Nükleer Müzakereci Said Celili ve beraberindeki heyet Sultanahmet Camisi’nde cuma namazı kıldı (üstte). Görüşmeden bir gün önce Tahran’dan “İran’ın nükleer hakları tartışmaya açık değil” mesajı gelmişti. (Fotoğraflar: REUTERS) kereci Said Celili’nin yardımcısı Ali Bakeri, görüşmelerde yeni bir öneri gündeme getirmeyeceklerini söylerken Dubai merkezli El Arabiya televizyonu İran’ın masaya yeni bir öneriyle geldiğini öne sürdü. İddiaya göre İran, bin kilogram az zenginleştirilmiş uranyum ile yüzde 20 seviyesinde zenginleştirilmiş uranyum olduğu düşünülen 40 kilogramlık bir diğer uranyum sto Görüşmeler için İstanbul’da bulunan İran Milli Güvenlik Yüksek Kurulu Genel Sekreteri ve İran’ın Nükleer Başmüzakerecisi Said Celili ve beraberindeki heyet, Sultanahmet Camisi’nde cuma namazı kıldı. Said Celili ve beraberindekilerin, camiden ayrılışları sırasında bir grup ABD ve İsrail aleyhine sloganlar attı. Obama’dan Mübarek’e: Tunus’ta demokrasi istiyorum! Tunus depremi sonrasında Obama’nın vakit geçirmeden örneğin telefona sarılıp, Hüsnü Mübarek’i aradığı ve “Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla!” hesabı Mısır Devlet Başkanı’na; “Tunus’ta kestirme yollara sapmayan bir demokrasi istediğini” belirttiği ve Tunus’un “demokrasisiyle” Arap dünyasında bir “istisna olacağını” söylediği bildiriliyor. “El Pais”te yer alan bu haber (20 Ocak); ABD’nin Tunus’taki ‘geçiş’ dönemine gösterdiği özel ilginin göstergesi olarak öne çıkarılıyor. İki gün önce Cezayir asıllı siyaset bilimcisi Sami Nair’in gene aynı gazetede yayımlanan “Tunus Dersi” (18 Ocak) başlıklı yazısı daha da ileri giderek; Obama yönetiminin “Tunus’u bir yumuşak demokratikleşme modeli olarak lanse ettiğini” söylüyor. Tanınmış siyaset bilimcisi Nair’in ifadeleri özetle şöyle: “Bin Ali baştan sona hezimetinde rol oynayan ABD baskısıyla zayıf düşürüldü. ABD böylece, bir yandan (Irak’ta yürürlüğe sokulan ‘sert’ Bush modelinin aksine) ‘yumuşak bir demokratikleşme projesinin’ yaşama geçirilmesi uğruna fırsat yakalamış oldu. Ve bir yandan bu yöntemle Mağrib’de (Bin Ali’nin devrilmesine seyirci kalan, isyancılar karşısında son güne dek diktatöre destek veren) Fransa’nın elini zayıflatmayı amaçladı…” Bir taşla iki kuş! Böylelikle hem Fransa Washington tarafından, Kuzey Afrika’daki geleneksel “nüfuz alanından” dışlanmış oluyor; hem Tunus’ta “BOP’un yeni çehresi” kullanıma sokuluyor… Bush’un kaba güce başvuran “işgal” modelinden sonra, bu da Obama’nın Ortadoğu’yu “yumuşak güçle” şekillendirmek yönünde attığı adımların başlangıcı sayılıyor. Tunus başka deyişle bir laboratuvar. Bush’un Irak laboratuvarına karşın, Tunus da Obama’nın laboratuvarı olmuş oluyor. Yabancı basından yoğun ilgi Toplantı dünya basınında da büyük yankı buldu. Toplantı için 182’si yabancı olmak üzere 396 basın mensubu akredite oldu. Los Angeles Times gazetesi, konuyla ilgili haberinde, adını vermediği bazı diplomatların, İstanbul görüşmelerinin geçen ay Cenevre’de yapılan toplantıya göre daha verimli geçeceğinden umutlu olduğunu yazdı. Washington Post gazetesinin haberinde ise Türkiye’nin, müzakerelere “ev sahipliği” yaparak Ankara’nın, özellikle Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun “komşularla sıfır sorun” ve “stratejik derinlik” politikalarının takibi yoluyla, bölgedeki etkisini arttırmak için gayret gösterdiğini kaydetti. “Washington’ın İstanbul görüşmelerinde büyük bir ilerleme olmasını beklemediğini” söyledi. Toner, müzakerelerin amacının İran’ın uluslararası toplumun kaygılarını giderecek yapıcı bir süreç başlatmak olduğunu ifade etti. Yeni öneri iddiası Öte yandan İran’ın müzakerelere yeni bir öneriyle gelip gelmediği merak konusu. Başmüza BLAIR: RADİKAL İSLAMLA MÜCADELE ŞART Dış Haberler Servisi Eski İngiltere Başbakanı Tony Blair, dün Irak’ın işgaliyle ilgili soruşturma komisyonunun karşısına ikinci kez çıktı. Blair, ifadesinde radikal İslamcılıkla mücadele etmenin hâlâ gerekli olduğunu, radikal İslam tehdidini yönetmenin mümkün olmadığını söyledi. Komisyon başkanı Sir John Chilcot oturumu açarken, Blair’i Irak’ın Mart 2003’te işgali sırasında olanları açıklığa kavuşturmak amacıyla tekrar çağırdıklarını bildirdi. Blair daha sonra, Saddam Hüseyin rejimini Nazi Almanyası ile karşılaştıran sözlerinden pişman olup olmadığı yolundaki soruya, iki dönemin koşullarının aynı olduğunu söylemek istemediğini, ancak 2001’deki 11 Eylül saldırılarının ardından “risk hesabı”nın değiştiğine hâlâ inandığını belirtti. Blair, “Bugün yüz yüze gelmek zorunda olduğumuz en zor konu, İslam inancının ideolojik olarak saptırılmasıyla çok sayıda insan öldürmeyi mümkün kılan teknolojinin birleşimi üzerinde yükselen bu yeni tür terorizm ve aşırı uçlardan doğan risktir” diye konuştu. Çoğu kişinin aşırı uçlardan gelen tehdidin yönetilebileceğini düşündüğünü ancak kendisinin böyle düşünmediğini belirten Blair, aşırı uçların üstüne giderek durumu değiştirmek gerektiğine inandığını ifade etti. Blair, İran’ın nükleer programına karşı Batı’nın sert bir tutum takınması gerektiğine de aynı gerekçeyle inandığını söyledi. Tunus’ta ‘siyasi İslam’ test edilecek Akdeniz, Ortadoğu ve strateji konularındaki uzmanlığıyla tanınan İtalya’nın etkili düşünce kuruluşu “Istituto Affari InternazionaliIAI/Uluslararası İlişkiler Enstitüsü” Başkanı Prof. Stefano Silvestri ile Roma’da bu konuların konuşulduğu bir yemekte bir araya geldim. Prof. Silvestri’ye bu vesileyle “Tunus için laboratuvar tanımının uygun olup olmadığını” sordum. “Bana göre de evet Tunus bir laboratuvar olmuştur” sözleriyle sorumu yanıtlayan Silvestri; “ABD, olayların Tunus’ta bu noktaya gelmesine apaçık izin ve olanak verdi” diyerek devam etti: “İlerde Mısır ve Cezayir’de de benzer gelişmeler olması halinde, ABD gene aynı olanağı sağlar!” “Hangi tür bir proje için? Sonrası adına olgunlaşmış somut bir strateji/proje, hazırlanmış alternatifler var mı” şeklindeki soruma IAI Başkanı Silvestri bu defa özetle şu yanıtı verdi: “Strateji şimdilik Tunus rejiminin toplumdaki çeşitli katmanlara açılımında garantör rolü oynayabilecek ordudan yararlanmayla sınırlı. Büyük olasılıkla ‘cumhurbaşkanlığı koltuğu’ için ‘laik’ bir adayın desteklenmesine özen gösterilecek. Süreç demokratik açılımlara gebe olursa çok iyi, çok âlâ! Ama karşımızdaki bahis, bir ‘siyasi İslam’ kayasına çarpılıp çarpılmayacağıdır… Tunus için eğer bugün böyle bir risk varsa, gelecekte Cezayir için bu çok daha büyük bir risk. Cezayir’den ürkerim!” Kuzey Afrika’da anlayacağınız bir yeni satranç başlamış durumda. Tunus, bu satrancın bir piyonu. Veya diğer adıyla “laboratuvar”. Tunus laboratuvarında olanlar, bundan böyle merakla tüm gözlerin çevrildiği “Mısır” ve “Cezayir” üzerinde kaçınılmaz etkiler yaratacak. Mısır ve Cezayir; kontrol edilmeleri çok daha güç ve daha büyük istikrarsızlıklara gebe, çok büyük ülkeler olduğundan; satranç tahtasında oynatılan ilk taş olarak “Tunus” seçilmiş... Yarın buradan devam. [email protected] 2. kez Irak Komisyonu’nun karşısına çıkan Blair, protestolarla karşılandı. (AP) T.C. ANKARA/GÖLBAŞI İCRA MÜDÜRLÜĞÜ TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2010/963 Tal. Satışına karar verilen taşınmazın cinsi, kıymeti, adedi, özellikleri: Mah. Ada Parsel Miktarı Cinsi Borçlunun Hissesi Toplam Değeri Oyaca 2105 6400 M2 Tarla Tam 64.000.00 TL Oyaca 1719 23757 M2 Tarla Tam 190.056.00 TL Taşınmazlar 3. sınıf tarım arazisidir. Saati 14.0010.00 14.1014.1 1Satış 01/03/2011 günü saat 14.00’ten 14.15’e kadar Ankara/Gölbaşı Adliyesi İcra Müdürlüğü önünde yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını rüçhanlı alacaklılar varsa, alacakları toplamını ve satış masraflarını geçmek kaydı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak kaydı ile 11/03/2011 günü aynı yer ve saatte 2. artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilmemişse taşınmaz en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere arttırma ilanında belirtilen süre sonunda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevrilme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20’si oranında nakit ya da bu miktar kadar milli bankalardan birinin teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para ile olup alıcının isteği ve satış memurunun uygun görmesi halinde 10 (on) günü geçmemek kaydı ile uygun bir süre verilebilir. İhalenin feshi talep edilmiş olsa bile satış bedelini verilen süre içinde nakden ödenmesi zorunludur. Resmi, ihale pulu, 1/2 tapu harç ve masrafları, % (18) KDV, eğitime katkı payı alıcıya aittir. Tellaliye, Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu taşınmaz üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile onbeş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil olunacak, bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve içeriğini kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2010/963 Tal. sayılı dosya numarası ile Müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 06/01/2011 (İİK. 126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 3981) İran’ın programı WikiLeaks’te Dış Haberler Servisi WikiLeaks’in sızdırdığı belgelere göre, İran yüksek düzeyde uranyum zenginleştirme konusunda teknik kapasitesini arttırarak, nükleer silah üretme yolunda büyük bir engeli aştı. İngiltere’nin Avusturya Büyükelçisi Simon Smith’in başkanlık ettiği, Nisan 2009’da Viyana’da nükleer uzmanlarla düzenlenen bir toplantıda konuşan Amerikalı temsilciye göre, İran’ın santrifüj faaliyetleri, bu ülkenin yüksek düzeyde uranyum zenginleştirme kapasitesine sahip olduğunu gösteriyor. Batılı ülkelerin hepsi ABD ile aynı görüşü paylaşmıyor. Ancak ABD’nin görüşü doğruysa İran’a uygulanan yaptırımların pek bir anlamı kalmıyor. T.C. ALANYA/ANTALYA 1. İCRA DAİRESİ DÜZELTME İLANI 2008/232 ESAS 09/01/2011 tarihinde Cumhuriyet gazatesinde yayınlanan taşınmaz satış ilanının 7 Nolu bendinde 7 Nolu bağımsız bölüm özelliklerini içerir paragrafın son bölümünde “Taşınmaz üzerinde İŞ adına intifa hakkı bulunmaktadır. Taşınmaz bu haliyle satılacaktır.” ibaresi sehven geçtiğinden bu ibarenin dikkate alınmayarak, bu durumun “Taşınmaz üzerinde intifa hakkı şerhi bulunmaktadır ancak haczimizden sonra geldiğinden satışta dikkate alınmamıştır” şeklinde düzeltilmiştir. İlan olunur. (Basın: 4173) Yaşamınızı Şansa Bırakmayın Kalbinizi Koruyun 19 Mayıs Cad. No:8 Şişli / İST.• Tel: (212) 212 07 07 (pbx) • http://www.tkv.org.tr C MY B C MY B TÜRK KALP VAKFI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle