24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 OCAK 2011 PERŞEMBE KÜLTÜR CUMHURİYET SAYFA [email protected] 17 Berlinale’den Penahi’ye destek Kültür Servisi Berlin Film Festivali (Berlinale), cezaevindeki İranlı yönetmen Cafer Penahi’yi filmlerinin gösterimlerini yaparak ve İran’daki sansür üzerine bir tartışma düzenleyerek ödüllendireceğini açıkladı. Önceki gün açıklama yapan yönetmen Dieter Kosslick, Penahi’yi jüri üyesi olarak davet eden Berlin Film Festivali’nin ‘yasaklayıcı cezaya’ karşı koymak için elinden geleni yapacağını söyledi. Festival kapsamında düzenlenecek panelde İranlı sinemacılar ülkelerindeki sansürü ve baskıları tartışacaklar. Bunun dışında ülkelerinden uzak yaşamak zorunda bırakılan ‘sürgündeki yönetmenler’le ilgili de bir panel düzenlenecek. Festival yöneticileri Penahi’yi jüri üyeliğine de davet ederek ünlü yönetmeni 6 yıl hapis ve 20 yıl meslekten men etme cezasına çarptıran Tahran yönetimine açık bir mesaj da yollamış oluyor. Hrant için ‘Hepimiz’ bir arada Kültür Servisi Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu (BGST); Barış İçin Sanat Girişimi, Çıplak Ayaklar Kumpanyası, Nor Zartonk ve daha pek çok kişi ve kurumun katkısıyla Hrant Dink’i ölümünün dördüncü yılında 23 Ocak’ta 13.00 22.00 saatleri arasında bir etkinlikle anacak. Bu yıl üçüncüsü düzenlenen “Hepimiz” adlı bir etkinlik yapılacak. Boğaziçi Üniversitesi Garanti Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek etkinlikler arasında Arto Tunçboyacıyan, Bajar, Keops ve Marsis’in vereceği konserlerin yanı sıra Berberyan Kumpanyası ve Tiyatro Boğaziçi bir okuma tiyatrosu sahneleyecek ve Çıplak Ayaklar Kumpanyası “Kutu” isimli performansını sergileyecek. Ayrıca aralarında Agos gazetesi, Aras Yayıncılık, Evrensel Yayınları ve Uluslararası Hrant Dink Vakfı’nın da bulunduğu bir kitap sergisi yer alacak. İstanbul’un Avrupa Kültür Başkenti olma süreci sona erdi, ancak eleştiriler sona ermedi ‘Kaçırılmış bir fırsat’ CEREN ÇIPLAK Aksoy’un “Mehmet apıldığı koğlu: Nuri Çola ili tartışmaların y tin bu ilg vle heykeliyle e konuşuyoruz. De onun f d bir dönem akması halinde bu ekir. b er kafayla letin olmaması g alar içinde dev yı veren düdüğü ç a c ra Devlet, pa duruma el koyun la mantığıy öncelikler şaştı.” Doğan başkentli Hasol: “Kültür ği olgu yansımad ı. Konu b su halka ir katılığı iç inde ele a devlet projesi lındı, kül hedef t bütünlüğ gözeten bir projele ürel üi r Çok büyü çinde sürdürülem e k bütçeni n kullanı di. biçimind lış e kuşkula rım var.” İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkentliği süreci sona erdi. Bu sürecin İstanbulluların kültür hayatının canlanmasında nasıl bir etkisi oldu? Kentin markasına katkısı ne oldu? Bu proje İstanbul’da daha önce yapılmamış nelerin yapılmasına yol açtı? Fonların yüzde 75’inin İstanbul kültür mirasının yenilenmesi, restorasyon projelerine ayrılması doğru bir karar mıydı? Kentin yaratıcı potansiyeli 2010’da yeterince değerlendirilebildi mi? AKB Ajansı, çalışmalarına başladığı 2008’den bu yana bir tarafta bir dolu istifaya eşlik eden yolsuzluk iddiaları eşliğinde yürüdü hep. Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Başkanı görevin den 2009 yılında ayrılan Nuri Çolakoğlu (kamuoyunca istifa nedeni ajansının uzun süredir proje üretememesi ve buna tepki olarak oluşan kamuoyu baskısı olarak gösterilmişti); İstanbul Bilgi Üniversitesi, Kültür Yönetimi Program Koordinatörü, 2010 AKB açılış programını planlayanların başında gelen ancak başından beri yönlendirdiği açılış programı “kalitesi bozulduğu ve kuşa çevrildiği” için 2009 Kasım’ında Ajans’taki görevinden ayrılan Serhan Ada, AKB Ajansı Yürütme Kurulu Üyesi Korhan Gümüş, İstanbul Serbest Mimarlar Derneği Başkanı Doğan Hasol ve AKB Ajansı Dış İlişkiler Direktörü Esra Nilgün Mirze, 2010 Avrupa Kültür Başkenti sürecini değerlendirdiler. Ortak yorumları ise sürecin başarılı yönetilemediği yönünde. Avrupa kültür başkentlerini seçen ve gözetimciliğini yapan Avrupa Jürisi’nin başkanı Robert Scott’un gazetemize verdiği röportajda Korhan İstanbul için şöyle bir benzetme yapmıştı: “İstanbul 150 kiloluk bir ağırsıklet Gümüş: “İstediğimiz boksörüyken 60 kiloluk bir adam giölçüde olmasa da, bi yumruk atıyor.” Scott, projedeki yenilikçi birtakım en önemli noktanın ise uygulamaların deneyimlerin yaşandığı sadece bir yıllık bir yatırım değil sonsöylenebilir. İstanbul’da raki yıllarda da sürdürülebilir olmasıkültür yönetimi için nı sağlamak olduğunu vurgulamıştı! İşte tam bu noktada, Scott’un bu vurgukatılımcı kamusal bir sunun gerçekleşememesinin, pek çok yapı ihtiyacı var.” kişinin sürece ilişkin ortak eleştirisi olduğu söylenebilir. ‘Yenilikçi deneyimler yaşandı’ KORHAN GÜMÜŞ ültür Başkenti olmanın en azından çok farklı biçimlerde algılandığını gördük. Bazı siyasetçiler ve kültür insanları için görkemli geçmişimizi Avrupalılara tanıtma amacı ön plandaydı. Bazıları için ise kamu kaynaklarına ulaşmak ve daha çok iş çıkarmak önemliydi. Bu algılama biçimi de kültür kuruluşlarının kamu ile ilişkilerinde oldukça güçlü. Kamu bütçelerine erişmek, iş yapabilmek için önemli. Bir de elbette istediğimiz ölçüde olmasa bile, yenilikçi birtakım deneyimlerin yaşandığı ĞLU NURİ ÇOLAKO söylenebilir: Örneğin bir ulaşım projesi olarak geliştirilen Marmaray projesinin Yenikaat için stanbul için, kültür san pı’da disiplinlerarası bir çalışmayla yeniden önemli bir fırsattı ancak iyi ele alınması. Bir taraf yıkalım, öbür taraf llanılamadı. Biz bir şekilde ku böyle kalsın derken AKM’nin onarımının el lum, yer 2010 Ajansı’nda sivil top de araneredeyse bir mucize sayılabilecek biçimde merkezi hükümetin yönetim, katılıma açılarak projelendirilmesi. Çokküli oluşturmanetişim model türlü miras kapsamında kamunun ilk defa larında olduğu yeni bir yö zi hükümetten gelince, para merke kiliselerin, sinagogların onarımı ve sahipleri ya çalıştık, fakat a ğü çalar mantığıyla durum tarafından işlevlendirilmesi için katkıda budevlet, parayı veren düdü Bu yönetişim modelinin tı. lunması. Kültür mirasına yalnızca inşaat, restorasyon işi olarak değil, el koyunca öncelikler şaş ul’daki kültür sanat poanb bilgi yönelimli bir bakışla yaklaşılması... Bunlar çok da yayaratılıp bundan sonra İst sından da açılabilecek nmesi açı bana atılacak gelişmeler değil. İstanbul’da hâlâ kültür litikalarının belirle na karşılık sistem yönetimi için katılımcı kamusal bir yapı ihtiyacı yeni bir yol heder oldu. Bu ğı için parvar. 2010’dan çıkarılacak derslerle bu yapılanSerhan Ada: konsepte oturtulmadı temel bir bir süreç manın nasıl olabileceğini tartışmalıyız. bölük birçok iş oldu. 2010 yapa“2010 Ajansı’nın kendi ça için ne başlattı. İnsanlar İstanbul ladı. Eğer koyduğu hedefler açısından bileceklerini düşünmeye baş ının kibaşarılı olduğu söylenemez. yap yeni bir oluşum olacaksa li. Yeni ve Süreç iyi yönetilemedi.” em min elinde olacağı çok ön tanıyacak işlere imkân heyecan verici Mehmet bir fonlama yaratılmalı... tartışmaların yapılAksoy’un heykeli ile ilgili z. Devletin bu kafayla oru dığı bir dönemde konuşuy nde devletin olmaması e bu fonun içi bakması halind a olduğu takdirde bunER gerekir. Çünkü devlet burad bilenlere, anlayanlara i işi abii yapılamay HAN ADA dan bir şey çıkmaz. Projey verdim, benim istediğim ğu gibi. Anca an şeyler sınırsızdır, bütü n bu durumla bırakmak lazım. Parayı ben sürece bir şey olmaz. k Adalar Müze rda o zesi si v olur kafasıyla bakıldığı açısından baş iyi işlerdi. Ama 2010 Aja e Çatalca’daki Mübadele ldunsı’nın kendi arılı olduğu sö Münat k yebiliriz. Kült ve kültür olaylarını zate ylenemez. İstanbul 2010’uoyduğu hedefler ile davetiye b ürel katılım açısından başn izlemekte olan bir kitley n halihazırda sau e tilemedi. Bir labilenler tarafından izlen arılı olunamadığını, etkinli ulaştığını söyletarafta yapılan ebildiğini de klerin görevli söyleyeb ler her şey şeye karşı çık i haklı göstermek isteyenleiliriz. Süreç iyi yöneanlar… Bu, so r, ğukkanlı bir anöbür tarafta da her alizin yapılm engelledi. asını Nilgün Mirze: “İstanbul açısından çok DOĞAN HASOL önemli bir deneyim. Yakın tarihte ültür başbelki de ilk kez kamu, sivil toplum kentliği ve iş dünyası aynı çatı altında, ortak olgusu bir amaç için çalıştı. Ancak uyumlu halka yansımadı. Kobir çalışma ortak bir kurum nu bir devlet projesi ESRA NİLGÜN MİRZE kültürü yaratmakla olur.” katılığı içinde ele alındı, 2010 sürecinin yeterince anlaşılamakültürel hedef gözeten bir dığı inancındayım. Bunun temelinde enprojeler bütünlüğü içinde tegre bir iletişim stratejisi oluşturulamaması sürdürülemedi. Ayrılan çok yatmaktadır. 2010 Avrupa Kültür Başkentliği süreci büyük bütçenin kullanılış İstanbul açısından son derece önemli bir deneyimdir. Yakın tarihinde biçiminde de kuşkularım belki de ilk kez kamu, sivil toplum ve iş dünyası aynı çatı altında, ortak var. Bütçenin büyük bölübir amaç için çalışmıştır. Ancak, uyumlu bir çalışma ortak bir kurum münün, nitelikleri tartışılır kültürü yaratmakla mümkün olur, bunun da ön koşulu deneyim, bilgi restorasyonlarda tüketilmeve birikimi paylaşarak ortak bir vizyon ortaya koyabilecek ortak bir dil si bence doğru olmadı. Öte yandan, süreçyaratmaktır. Ortak bir dil ise ancak yıllar içinde oluşabilir. Birkaç yıllık te, Atatürk Kültür Merkezi’nin kapalı tubir süreç içinde kalıplaşmış düşünceleri ve davranışları unutuverip bir tulması ise tam bir kara mizah örneği gianda vaat edilmiş cennet yaratılamaz. Şimdi asıl yapılması gereken defans ve saldırı psibiydi. İstanbul, 2010’u, var olan tek kültür kolojisinden uzaklaşmak, objektif bir bakış açısıyla ve samimiyetle 2010 sürecini masamerkezi kapatılmış bir kültür başkenti olaya yatırarak olumlu ve olumsuz yönlerinden geleceğe yönelik dersler çıkarmaktır. rak geçirme talihsizliğine uğradı. K ‘Bu kafayla olmaz’ İ T ‘Süreç iyi yönetilemedi’ S ‘Halka yansımadı’ K ‘Dersler çıkarılmalı’ C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle