23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 6 HABERLER CUMHURİYET 1 OCAK 2011 CUMARTESİ Cihaner, İsmailağa dosyasının Erzurum’a ‘cemaatin ve organize işlerinin’ aklanması için götürüldüğünü söyledi ‘Amaçlarına ulaştılar’ İLHAN TAŞCI CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU ANKARA Erzurum Özel Yetkili Savcılığı’nın kendisiyle aynı görüşü paylaştığı eski Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner, İsmailağa cemaatine yönelik soruşturma dosyasının Erzurum’a “cemaatin ve organize işlerinin” aklanması için götürüldüğünü söyledi. Cemaatlere yönelik benzer soruşturmaları yapacaklara İsmailağa dosyasında savcının “yapılanmanın silahsız olduğu” görüşünü ve beraat istemini değerlendiren eski Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner, dosyanın örtüldüğünü belirterek “Merkezdekiler ve bunlara destek veren siyasiler hakkında hiçbir işlem yapılmadı. Zavallı diyebileceğim insanların üzerine yıkıldı” dedi. gözdağı amacının da taşındığını vurgulayan Cihaner, dosyanın örtüldüğünü ve “Merkezdekiler ve bunlara destek veren siyasiler hakkında hiçbir işlem” yapılmadığını söyledi. ErzincanErzurum hattında yaşanan cemaat davasında, Erzurum Savcılığı’nın süreci en başa alan “yapılanmanın silahsız olduğu” görüşüyle beraat istemini, İlhan Cihaner Cumhuriyet’e değerlendirdi. Geçen ay çıkarılan kararname ile Erzincan Başsavcılığı’ndan alınarak Adana Savcılığı’na atanan Cihaner, kendisinin hem HSYK’ye gönderdiği savunma yazısında, hem müfettişlere verdiği ifadesinde hem de hakkındaki davalardaki savunmalarında, sürekli olarak yapılanmanın silahlı olmadığını dolayısıyla soruşturma yetkisinin özel değil genel yetkili savcılıklarda olduğunu vurguladığını anımsattı. Cebir ve şiddet kullanmayan bir yapının özel yetkili savcılarca soruşturulacak denmesinin hukuki olarak yorumunun olanaksız olduğuna işaret eden Cihaner, şunları söyledi: “Bunun böyle olmadığını, haklı olduğumu görmek için hukukçu olmayı bırakın Türk çe bilmek yeterliydi. Bu olanlar, neyin kurtarılmak ve neyin örtülmek istendiğinin göstergesidir. Çünkü dosyada zimmet de dahil çok sayıda suçlama vardı. Organize bir örgütlülük söz konusuydu. Suçlar örgütlü işleniyordu. Ama bunların üzeri örtüldü. Bu tür yapılanmalar Türkiye’nin her yerinde faaliyet yürütüyorlar. Sanki böyle bir yapılanma yok da biz uydurmuşuz gibi davranıldı. Oysa İstanbul’un orta yerinde bile olduğunu biliyoruz. Bunların yasayla yaptırıma bağlandığını biliyoruz. Ama bunlar örtbas edildi.” Bir Halk Buluşmasından Notlar... Biz büyük kentlerde yaşamakta olan aydınların halkla ilişkisi, bindiğimiz taksilerin sürücüleri, bir de kapıcı adını yakıştırdığımız apartman görevlileriyle sınırlıdır. Onlara da ne kadar halk denilebileceği kuşkuludur. Günümüzde her sınıftan insan ikinci bir meslek olarak taksi sürücülüğü yapıyor. Onları ille de bir sınıfsal kesimde toplamak istersek, şoför esnafı diyebiliriz. Apartman görevlileri de bekledikleri kapıların önünden hızla sınıf atlamaya programlanmış ve buna aday kişilerdir. Peki, halk kim? Halkı nasıl tanımlayacağız? Bir zamanlar halk denildiğinde köylü anlaşılırdı. Bu yine de bir ölçüde öyledir. Köylerden kentlere göçen ve büyük çoğunluğuyla “varoş” dediğimiz kenar semtlerde yaşayan insanlarımız da, henüz sınıf atlayamadıkları, büyük ölçüde kol emekleriyle ya da çeşitli hizmet alanlarında geçimlerini sağlamaya çalıştıkları ölçüde, halk insanı olma özelliklerini korumaktalar… İşçi sınıfı ise, halkın her şeye karşın bilinçlenmiş, örgütlenmiş kesimidir… Burada, sağcıların, sosyalizm karşıtlarının “öldü” demeye can attıkları Marksizmin ölümsüz “kehanet”lerini tekrar etmeyeceğim. Yaşadığımız, yaşamakta olduğumuz her an, onların bilimsel doğruluğunu kanıtlıyor… Bizlerin, yaşamlarını büyük kentlerde sürdürmekte olan aydınların, yazımın girişinde belirttiğim gibi, bu halk kesimlerinin hiçbiriyle doğru dürüst ilişkimiz yok… Bunun içindir ki, “Üniversite Konseyleri Derneği”nden arkadaşlar, beni geride bıraktığımız yılın son pazar günü (Eyüp, Çatalca ve Başakşehir’le sınırdaş) Arnavutköy İlçesi Cemevi’nde “Aydınlanma ve Özgürlük” konulu panele konuşmacı olarak davet ettiklerinde, bu daveti herhangi bir başka panel davetinden daha çok istekle kabul ettim. Çünkü orada, dinleyiciler arasında mutlaka halk insanları da olacaktı ve nitekim öyle de oldu… Gazetemiz okurlarının da yakından tanıdığı değerli ekonomi uzmanı Prof. İzzettin Önder’in, Nâzım Hikmet Akademisi kurucularından ve TKP Merkez Yürütme Kurulu üyesi Aydemir Güler’in konuşmaları, hiç kuşkusuz çok bilgilendirici ve değerliydi. Nitekim aralarında geleneksel başörtüleri ya da kasketleriyle halk insanlarının azımsanamayacak sayıda bulunduğu bir topluluk, soğuk kış hafta sonunda, cemevinin herhangi bir ısıtma aygıtı bulunmayan salonunda, bizi dikkatle dinledi. Fakat benim için asıl önemli olan, konuşmalarımızın sonrasındaki sorular bölümünde, o insanların sordukları ve söyledikleriydi… Daha doğrusu, söyledikleri kadar ve belki daha da çok, sözcükleri arayarak, bazen heyecanlanarak, bazen öfkelerini dizginsiz bırakarak, söyleme biçimleriydi… Çünkü o söyleme biçimleri, bana her zaman, yatağından saptırılmış bir nehrin yeniden o yatağı arayışını; ya da bir sel suyunun, üzerinde sürükleyip getirdikleriyle, kıyılara çarparak, düzensizce ama coşkunca akıp gitmesini anımsatır… Söylenenlerin özetine gelince, bu, o halk insanlarının bir çıkış yolu aramasıydı: Ne yapacağız? Nasıl aydınlanacağız? Nasıl özgürleşeceğiz? Ne yapmalıyız? Ve, herkese, her şeye yönelik, belki haklı, belki haksız, ama içten, candan, yürekten kopup gelen ve kulak verilmesi gereken eleştiriler… Geride bıraktığımız 2010 yılının benim için belki de en gönendirici olayının, Arnavutköy Cemevi’ndeki bu buluşma olduğunu söyleyebilirim. Orada halk insanları ve o halkın içinden çıkmış aydınlar, öğretmenler, toplumun çeşitli kesimlerinden yurtseverler, toplumcular vardı. Yeni bir yılın ilk yazısında özellikle bu buluşmadan söz etmek istedim… Çünkü ülkemizi tehdit eden kötülükle başa çıkmanın yolu, toplumcu aydının halk insanıyla buluşmasından geçiyor. Fakat halk nasıl içten, çıkarsız ve dosdoğruysa, aydının da aynı içtenlik ve çıkarsızlığa, aynı dosdoğruluğa sahip olması koşuluyla… Halkın içindeki aydınlığın kapıları açılmaksızın, halk nehri akacağı yatağı bulmaksızın, kurtuluş ümitleri ne kadar boşuna ise, ümitsizliklerimiz ve karamsarlıklarımız da bir o kadar kendi eylemsizlik ve çıkışsızlıklarımıza gerekçe aramaktır… [email protected] Faks: (0212) 343 72 64 ‘Siyasilere işlem yapılmadı’ “Yapılanma” olarak nitelendirdiği cemaatin, kendi öğretmenini yetiştirdiği, bunları Türkiye’nin dört bir yanına atadığı, teftiş ettiği ve maaş ödediğine ilişkin delillerin soruşturma dosyasında olduğuna dikkat çeken Cihaner, “Böyle olmasına rağmen yalnızca Erzincan’da 510 kişinin yaptığı bir işmiş gibi gösterildi. Zavallı diyebileceğim insanların üzerine yıkıldı. Merkezdekiler, bunlara destek veren siyasiler, tesadüf sonucu ele geçirdiğimiz delillerle ilgili hiçbir şey yapılmadı. Olay hukuki yorum farkı zannedildi. Baştan beri Türkçe bilmek yeterliydi” dedi. “Bu dosya bu yapılanma aklansın, benzer yapılanmalara yönelik soruşturmaların önü kesilsin diye yapılmıştır” diyen Cihaner, şu değerlendirmeyi yaptı: “Yapılanma diyorum çünkü inanca atıfta bulunuluyor cemaat denilerek. Oysa bu yapılanmaların özünde inançtan daha çok çıkar amacı var. Ülkenin düzenine ilişkin iddialı planları var. Samimi olarak inanan o cemaate mensup kişiye dair bir şey değil. Cemaat perdesi altında kişisel menfaatler, politik menfaatler söz konusu olduğundan yapılanma sözcüğünü kullanıyorum. Toplumda cemaat olarak algılanıyor, kendileri de öyle tanımlıyor. ” Adalet Bakanlığı, hâkim ve savcı mülakatlarında kamera kullanılması kuralını kaldırıyor Torpile özel hayat kılıfı İLHAN TAŞCI ANKARA Tüm ülkenin istihbari olarak dinlenmesi/izlenmesi kararı, MOBESE kameralarıyla tüm alanların gözetlenmesine karşın, hâkim ve savcı alımlarındaki torpilin önlenmesi için getirilen mülakatlarda kamera kullanılması kuralı yasayla ortadan kaldırılıyor. Adalet Bakanlığı hazırladığı taslakta, gerekçe olarak “özel hayatın gizliliğini” gösterdi. Adalet Bakanlığı’nın hazırladığı, kurum ve kuruluşların görüşlerine gönderilen Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Taslağı’nda tartışmalı düzenlemeler öngörüldü. Taslağa göre, hâkim ve savcı alımlarına yönelik mülakat sırasında “sesli ve görüntülü kayıt yapılamayacak.” Madde gerekçesinde, mülakatlarda kamera sisteminin kaldırılması şu ilginç gerekçeye dayandırıldı: “...Sınav sırasında ses ve görüntü kaydının mesleğin gerekleri bakımından değerlendirme kapsamında bulunmayan, bir kısım başka yeteneklerin ön plana çıkmasını sağlayacağı, mülakatın amacı ile uyuşmayan sonuçlara neden olacağı ve yeniden değerlendirme ya da denetim açısından işlevsel olmadığı açıktır. Adayların mülakattaki davranışlarının ve verdikleri cevapların sesli ve görüntülü kayda alınması anayasanın 20. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliği ilkesine aykırılık oluşturacağından kişinin özel hayatına müdahale niteliğindeki mülakat sırasında sesli ve görüntülü kayıt tutulması mümkün değildir.” Özel hayatın gizliliği gerekçesiyle hâkim ve savcı adaylarının mülakatında kamera yasağına hazırlanan Adalet Bakanlığı, tüm ülkede izleme ve dinlemeye yönelik mahkeme kararlarını ise görmezden gelmişti. Adalet Bakanlığı, jandarma, MİT ve emniyet istihbaratının tüm Türkiye’deki telefon ve eposta görüşme Erzurum’da 27 Ocak6 Şubat tarihleri arasında gerçekleştirilecek “Erzurum 2011 Winter Universiade” (Kış Oyunları) kapsamında emniyet müdürlüğü, Erzurum Havalimanı’nda tatbikat düzenledi. Tatbikatta bir terörist senaryo gereği gece yarısı uçak kaçırmaya çalıştı. 25 kişiden oluşan özel tim, yolcu uçağına üç ayrı bölümden giriş yaparak teröristi etkisiz hale getirdi. (AA) lerinin de izlenmesine olanak sağlayan mahkeme kararlarına karşı yalnızca jandarmanın yetkisi yönünden iptalini sağlamıştı. Ancak, MİT ile emniyet istihbaratının ise dinleme ve izleme kararlarına yönelik adım atmamıştı. cılar için doldurulan “sicil fişi” uygulaması yerine de “performans formları”nın doldurulması öngörülüyor. Müfettişlerce doldurulan hal kâğıdı uygulamasına da son verilerek yerine “performans değerlendirme ve geliştirme formları” uygulaması getirilecek. Taslağa göre hâkim ve savcı bir yerden başka bir yere atandığı an kamu görevlisi olan eşi de aynı yere tayin edilecek. Mevcut kanunda hâkim ve savcılar için “inceleme, soruşturma ve kovuşturma” yapılması düzenleniyor. Taslakta ise “araştırma” işlemi de ekleniyor. Buna göre HSYK’ye bağlı müfettişler hâkim ve savcılar hakkında araştırma da yapabilecek. Uçak kaçırma tatbikatı ‘Hesap verecekler’ Cihaner, cemaatin kamudaki ve medyadaki uzantılarının üzerine gidilmediğini anlatırken, Erzurum Özel Yetkili Savcılığı’nın cemaatin anayasal düzeni yıkmaya yönelik silahlı bir yapı olmadığı belirlemesinin ardından dosyanın genel yetkili mahkemelere gönderilmesi gerektiğini vurguladı. Cihaner hakkında açılan davalarda da cemaat soruşturmasında olduğu gibi kendisinin haklılığına ilişkin sonuçlara ulaşılacağını belirtirken, “Davalardaki iddiaların gerçek olmadığı ortaya çıkacağını görenler imkânsız yollara çekmeye çalışıyorlar dosyaları. Mantığa, kronolojiye ters çalışıyorlar. Hakkımdaki davalarda da benzer sonuçları yaşayacağız” dedi. Cihaner, kendisine yönelik soruşturmalar, davalar, tutukluluğu ve sonrasında da düz savcı olarak Adana’ya atanmasına ilişkin sorularımıza, “Bana bunları yaşatanlar hukuk önünde hesap verecek. Mutlaka bunları göreceğiz” yanıtını verdi. Yargıçlar bölgede yargılanacak Görev suçu nedeniyle hâkim ve savcıların yargılamaları, birinci sınıfa ayrılmış olanlar için Yargıtay’ın görevli ceza dairesinde, birinci sınıfa ayrılmamış olanlar için ise ağır ceza mahkemesinde yapılıyordu. Taslağa göre, tüm hâkim ve savcıların yargılamalarının bölge adliye mahkemelerinde yapılması öngörülüyor. Hâkimlere performans formu İdari görevlerdeki hâkim ve sav Asılsız ihbar cezasız Mevcut uygulamada hâkim ve sav cıların mesleğe başlangıç için eğitim süresi bir yıl iken kanun taslağında bu sürenin 6 aya indirilmesini ön görülüyor. Yürürlükteki yasada, hâkim ve savcılar hakkında asılsız ihbarda bulunanlara hapis cezası öngörülüyordu. Taslakla asılsız ihbara ceza yaptırımı kaldırılıyor. Daha önce hâkim ve savcıyı eğitim için yurtdışına gönderme yetkisi sadece Adalet Bakanlığı’na ait iken, taslakta bu yetkinin HSYK’ye verilmesi öngörüldü. Hem soruşturma hem de kovuşturma aşamasında hâkim ve savcılara verilen en az 3 gün olan savunma süresi 7 güne çıkartılacak. Hâkim ve savcıların mesleki kimlik kartlarına, tüm resmi ve özel kuruluşlar tarafından kabul edilecek resmi kimlik kartı niteliği kazandırılacak. İHD’NİN İNSAN HAKLARI DEĞERLENDİRMESİ: 2010 kayıp bir yıl İstanbul Haber Servisi İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nce yapılan değerlendirmede, “2010 yılı insan hakları açısından kayıp bir yıl” olarak değerlendirildi. İHD’ye 2010 yılında çeşitli hak kategorilerinde 480 hak ihlali başvurusu yapıldığı belirtildi. 98’i kadın 632’si erkek olmak üzere toplam 730 kişinin gözaltına alındığının raporlandığı, polis ve jandarma bölgelerinde gözaltına alınanların büyük bölümünün 1 ile 2 gün arasında, Terörle Mücadele Şubesi’nce yapılan gözaltılarda ise 4 gün gözaltı kararı verildiği kaydedildi. Cezaevlerinde 103 ağır hastanın halen serbest bırakılmayı beklediği vurgulandı. Değerlendirmede, 2010 yılında Kürt halkının kolektif hak istemlerinin yine saldırıyla karşılaştığına işaret edilerek “KCK davası başta olmak üzere toplu davalardaki hukuksuzluklar, adil yargılanma hakkı ihlalleri, ceza ve tutukevlerinde sağlığa erişim hakkının gaspı, anadilde eğitim hakkının reddedilmesi, kadına karşı şiddetin, cinsel yönelim temelinde ayrımcılık ve nefret cinayetlerinin cezasız kalması, vicdani ret hakkının tanınmaması, Alevilerin taleplerinin görmezden gelinmesi, çevrenin tahribi, ekonomik ve sosyal haklardaki kayıplar, toplanma ve gösteri hakkına yönelik müdahaleler, insan hakları alanındaki olumsuzluklardan yalnızca ilk akla gelenlerdir”denildi. VEFAT Baromuzun 7549 sicil sayısında kayıtlı AVUKAT NURSEN ALP vefat etmiştir. Aziz meslektaşımızın cenazesi 01.01.2011 Cumartesi günü (bugün), Levent Camii’nde kılınacak ikindi namazını müteakip, Yeniköy Mezarlığı’na defnedilecektir. Merhumeye Tanrı’dan rahmet, kederli ailesine ve meslektaşlarımıza başsağlığı dileriz. İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle