18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Sayı 24 Nasrettin Hoca'lar tribündeydi Televizyonda maç izlerken, Dolmabahçe'de tanık olduğum bir olayı, seyircinin Nasrettin Hoca'ya yaraşır bir çözümü nasıl bulduğunu hatırladım. Ama önce Galatasaray'ın efsane Baba Gündüz'ünün (Kılıç) bulduğu bir başka çözümden söz edeyim. Seyircilerin küfürlerinden yakınırdı Baba Gündüz. Bir [email protected] seyirciler ne diyorlar?" diye sormuş. Baba Gündüz, "Hakemin yönetimini beğenmiyorlar, yavrum," demiş. "Onu ilme davet ediyorlar, 'İlme hakem!' diye bağırıyorlar." Fenerbahçe'nin yabancı bir takımla önemli bir maçı vardı. Hangi takımla oynuyordu, şimdi hatırlamıyorum. Ama hakem de yabancıydı. Sahaya adımını atar atmaz seyircinin sempatisini kazandı. Tribünleri selamlıyor, futbolcuların sırtını sıvazlıyor, yere düşenlerin kalkmasına yardımcı oluyordu. Faul yapanları, "Haylâz çocuk! Bir daha görmeyeyim!" gibilerden parmağını sallayarak uyarıyordu. Dakika başında da alkış alıyordu Fenerli seyirciden. Derken olanlar oldu. Hakem, kanaryaların hoşuna gitmeyecek kararlar vermeye başladı. Tribünler koyu bir sessizliğe gömüldü. Seyirciler ne yapacaklarını bilmiyorlardı. Öyle ya, biraz önceye kadar avuçlarını patlatırcasına alkışladıkları hakeme küfredebilirler miydi şimdi? Bir ters karar. Sessizlik. Bir ters karar daha!.. Sessizlik... Çözüm yeni açık tribünden geldi. Koro başladı: "Ya ya ya, şa şa şa, ilme hakem çok yaşa!" arkadaşının küçük oğluyla maç dinliyormuş radyoda. Seyircilerin ünlü "terane"si başlamış. Çocuk, "Gündüz amca, "Şanghaylı Kadın"ın öyküsü Orson Welles 1938'de H.G. Wells'in romanından radyoya uyarlanan "Dünyalar Savaşı" (War of the Worlds) ile büyük üne kavuşmuştu. Marslıların dünyaya saldırısını anlatan yapıt, beklenmeyen bir etki yaratmış, oyunu gerçek sanan yüz binlerce Amerikalı korku içinde sokağa dökülmüştü. "Dünyalar Savaşı", Welles'e Hollywood'un kapısını açtı. Sanatçı, "Yurttaş Kane"i (Citizen Kane) yaptı. Ama tiyatroyu bırakmadı. 1947'de Boston'da bir oyun hazırlıyordu. Parasız kalınca Hollywood'a, Columbia'nın "büyük patron"u Harry Cohn'a telefon edip 50,000 dolar borç istedi. Cohn yanaşmadı buna. Welles, umutsuzluk içinde, harika bir polisiye roman okuduğunu, onu Columbia için sinemaya uyarlamak istediğini söyledi. Romanın adını sordu Cohn. Welles çevresine bakındı. Gözüne bir köşede kitap okuyan gardropçu kadın ilişti. Kadına, kitabın kapağını göstermesi için işaret etti. Kadın kitabı kaldırıp kapağını gösterdi. "Sherwood King'in romanı," dedi Welles. "Adı 'Uyanmadan Ölürsem' (If I Die Before I Wake)." Cohn hemen 50,000 dolar gönderdi Welles'e. Welles, King'in romanını "Şanghaylı Kadın" (The Lady From Shanghai) adıyla sinemaya aktardı, başrolü de Rita Hayworth'la paylaştı. TARİHTE HERHANGİ BİR GÜN... 25 ARALIK Bazen kendime çok kızıyorum. Bunca yıllık yandaş daha da güzeli yalaka bir kalemim ama ileri demokrasi planlamasını zamanında iyi yapamadım. Çok erken yaşta bir çocuk yapsaydım şimdi onunla beraber yandaş kanallardan birine ne güzel televizyon programı yapardık. İnsanın yandaş bir kalem tek başına götürmesi başka, bu işe ailesini de dahil etmesi bir başka. Yıl sonu muhasebeme ek yaparken bunu da eklemek istedim. Acaba hazır yetişmiş bir genci, evlatlık olarak alsam, sonra da sayısız yandaş TV kanallarından birinin kapısını çalsam mı, neden olmasın, Ak günler sürerken 2011’de bunu düşünmeliyim. 28 ARALIK Yüceler yücesi Başbakanımız “Dış politikanın vücut diliyle konuşulduğunu” söylemiş. Bazı yüzde 42 niyetliler biliyorum ki şimdi çıkıp “Eeee yabancı dil bilmezsen tabii ki vücut diliyle konuşursun” diyeceklerdir. Oysa Başbakanımız sayısız vücut dili bilen bir insan olarak yabancı dil bilenlere fark atar! Bence bizim ikinci dilden çok vücut diline ihtiyacımız var! Zaten kendileri buyurmuş ve demiş ki; “Zaman olur bir gülücük bir lideri ülkenize çeker ama bunu yürekten olması, iç dünyanızdan gelmesi lazım.” Ne kadar yerinde, ne kadar derinde yüce tespitler. Başbakanımızın şöyle yürekten gülümsediği bir yabancı ülke lideri eğer ülkemizdeki ileri demokrasiye uzak biriyse bu gülümsemeden sonra şöyle düşünebilir: “Olur şey değiiiiiil, Başbakan bana gülümsüyor, bu müthiş bir şey, çünkü kendisinin ülkesindeki insanlara gülümsediği pek görülmemiştir, biz onu daha çok bağırırçağırır, birileri azarlarken görmüştük, bana gülümsediğine göre anlaşılan o ki şirketlerimiz Türkiye’de yatırım yapmayı daha da hızlandırabilir.” Böyle düşünenler ülkemizde sürekli coplanan insanların bile aslında yürekten bir sevgiyle dövüldüğünü bilmeyen liderlerdir. 30 ARALIK CHP lideri son günlerde tutmuş habire “Kaynak benim” diyor. Oysa bu partide kaynak olmadığını eli yalakalık tutan herkes bilir. Bu partide bal vardı da biz mi yemedik?.. Eğer orda kaynak olduğunu görseydik bizim gibi kazateciler anında araya kaynak olur, şimdi hepimiz orda olurduk. Ama bu zihniyet “kaynak” nedir bilmez. Sıraya girerler, önlerine biri kaynak olur bunların gene sesi çıkmaz. O kaynak olanı araştırın mutlaka Ak biridir. Bunlar “sıcak para” nedir bilmezler. Bunlar sıcak salep içse dilleri yanar. Çünkü bunlar Başbakan hazretlerimiz gibi vücut dili de bilmezler. Bunlar yağmur yağıyor, seller akıyor bir durum olduğunda camdan bakan kişiyi Arap kızı sanırlar. Aslında Arap sermayesinin camdan baktığını göremezler. Bunlar ülkeyi Ak Parti gibi pazarlayamazlar. Yaaaa bunlar pazara gitse cüzdanını çaldırır kardeşim!.. 31 ARALIK Yarın yeni bir Ak yıl başlıyor… Bu bizim 9. Ak yılımız olacak!.. Yeni bir ak yıl Biat Komplosto için Başbakanın uçağına binme yolunda yeni bir umut demektir. İşte: 2011… Sonunda 11 olduğu için belli ki 2011’de sahaya 11 çıkacak. Yani bu kez de iyi oynayan kazanacak. Bizler de ülkenin yandaş kalemleri olarak basın tribününden iyi oynayanları alkışlamaya devam edeceğiz. Güce tapan bir kalem olarak, ülkede kalan son muhalif seslere, bol coplu, biber gazı tadında bir 2011 diliyorum… MÜMTAZ ARIKAN  polisimiz insaflıdır diz altından vurur!..  sıradaki şarkı alzheimer hastaları için geliyor; ben seni unutmak için sevmedim.  turiste, ağlanacak halimize güldüğüm yüzümü gösteriyorum!..  yoğun tipsizlik nedeniyle bahtım kapalı...  akvaryumda ölen balığın suyu bol olsun!..  kahrolsun antik demokrasi!..  toplu etnisite satışlarımız başlamıştır.  garibanın yeni yılı da ikinci eldir!..  başarılı geçen bir ameliyatla midemdeki haram lokmayı aldırdım.  allahın yürü dediği kullar güzergahı...  aşkın dört harflisi üzerinde uğraşıyorum!  tanıştırayım, kitabım... konu mankeni 90 kelime, 60 paragraf ve 90 kinayeden oluşur.  sözlü tarih biter, yankılı tarih başlar... CİHAN DEMİRCİ C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle