Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 8 EYLÜL 2010 ÇARŞAMBA
6 HABERLER
AVRUPA
GÜRAY ÖZ
Hayır!
Hiç böylesini görmedi Türkiye. Karanın ak, akın
kara gösterilebileceğine, göz göre göresine hiç
tanık olmamıştık. Şimdi artık biliyoruz.
Mümkünmüş.
Aklımızla, mantığımızla alay edilmesi canımızı
sıkıyor kuşkusuz.
Ama asıl canımızı sıkan bu demagojik
propagandanın etkili olabilme ihtimalidir.
En basitinden, en yalınından başlayalım: Ne
diyorlar? “Biz yasama, yürütme, yargı ayrılığına
inanıyoruz ve getirdiğimiz değişiklikler buna
aykırı değildir.”
Yürütme nedir? Başında Cumhurbaşkanı’nın
bulunduğu Bakanlar Kurulu’dur. Yürütmeyi
soyuttan somuta taşıyalım: AKP’nin Başkanı ve
Başbakan, AKP’li bakanlar, müsteşarlar ve
kendilerine bağlı bürokrasidir. Daha kestirme,
daha doğru bir yanıt ister misiniz? Yürütme
Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bu gerçek, “Benim
bakanım, benim valim, benim müsteşarımla”
tescil edilmiştir ve öylesine çıplak bir gerçektir ki,
Sayın Başbakan kendisi bile bu gerçeği gizlemeye
gerek duymaz.
Şimdi ikinci önemli soruya geçelim. Yasama
dediğimiz Meclis’in kahhar çoğunluğu kimindir?
AKP’nin.
Yüzde 10 barajla, pek “demokratik” seçim
sistemiyle, alamadığı oyları da milletvekiline
çeviren iktidar partisinindir. İktidar partisi AKP ise
biliyorsunuz, bizim siyasal partiler yasamızın amir
hükümlerinin de buyurduğu, koruduğu ve kolladığı
gibi liderin egemenliğindedir. Yürütmenin yasama
üzerindeki derin etkisi ve belirleyiciliği,
Başbakan’ın Meclis Başkanı’nı tek başına
“müşavere ile intihap etmesi” bir yana,
muhalefet milletvekillerini susturamadığı zaman
Başkan’a, “Siz susturamayacaksanız ben
susturayım” demesiyle tarihe geçmiş
bulunmaktadır.
Şu sıralarda yasama ve yürütmenin el birliği,
gönül birliği ile bir ve tek olarak Yüksek Yargı ile
uğraştığı cümle âlemin bildiği bir gerçek değil mi?
Ne istiyorlar yargıdan?
HSYK’yi ele alın. Kurulun başkanı olan bakan
istemezse toplanabiliyor mu? Hayır. Yasasında
“çoğunlukla karar alır” deniliyorsa da gerçek
öyle değildir. HSYK, bakan istemezse karar
alamaz. Öyle değil mi? Şu sıralarda bu gerçeği
yaşamıyor muyuz? Yeni düzenlemede bu işleyiş,
bu mekanizma değiştiriliyor mu?
Hayır. Peki, daha ne istiyorlar? HSYK’nin de
siyaseti artık zora sokmamasını istiyorlar.
“Çoğunluk” gibi çoğunluk olmasını, hükümete,
Meclis’e zorluk çıkarmamasını, yürütmenin yargı
üzerindeki egemenliğine çomak sokmamasını
istiyorlar.
Bir diğerini anlatalım.
Anayasa Mahkemesi’nin üye sayısı arttırılıyor.
Arttırılsın.
Oradan şu kadar, buradan bu kadar yeni üye
atansın.
AKP’nin önderleri diyorlar ki, “Vallahi de billahi
de hükümet kimseyi atamıyor.” Doğru mu? El
hak doğru.
Kim atıyor? Cumhurbaşkanı atıyor, Meclis
atıyor, YÖK atıyor.
Peki, Cumhurbaşkanı kim, Meclis kim, YÖK
kim? Sonuçta 17 üyeden 11’i nereden geliyor? Bir
ve aynı olan yasama ve yürütmeden.
Peki, siz bizimle neden dalga geçiyorsunuz ey
AKP’nin saygıdeğer sözcüleri?
Seçim kampanyanızı kıvrak rockçı Bono ile
taçlandırmanızı da doğrusu pek beğendik. Kendisi
sizin yöntemlerinize yabancı değildir. Ustalıkla
yönettiği, milyon dolarlık cirolarla büyüyen 15
şirketi, 5 yıldızlı oteli, yatı katı ile Türkiye gibi insan
haklarının “birdenbire iyileşiverdiği” ülkeleri
“tamamen duygusal” nedenlerle ziyaret etmekte,
köprüler kapatmaktadır.
Çünkü Bono, insan haklarına çok, ama çok
saygılı bir insan hakları taciridir.
Aslında onunla çok iyi anlaşmanızın temel
nedeni de galiba budur.
Altanlar’dan Profesör Mehmet Bey’in dediği
gibi “Bono da evetçidir.” Her ne kadar
konserinde rockseverlerden “hayır” yanıtını almış
olsa da, kendisine sunulanın karşılığını vermeyi hiç
değilse denemiş, bizim evetçi sanatçılara katılmayı
başarmıştır.
Kısacası biz şimdi yalnızca anayasanın grev
hakkı vermeyen toplusözleşme maddesine de,
HSYK’yi hükümet organına çeviren, Anayasa
Mahkemesi’ni yasamayı denetleyemez hale
getirecek maddelerine de “hayır” diyeceğiz.
Ama bir de köprü kapatan Bono için, Bonocu
Mehmet için “hayır” desek fazla mı olur yani.
guray@cumhuriyet.com.tr
CHP lideri Kõlõçdaroğlu, hükümetin yargõya müdahale etmek ve hesap sormak istediğini söyledi
‘O kantar seni de tartar’
Kılıçdaroğlu-Baykal el ele
Birlikte
‘hayır’
dediler
TÜREY KÖSE
ANTALYA - CHP lideri Kemal Kılıçda-
roğlu, eski Genel Başkan ve Antalya Mil-
letvekili Deniz Baykal ile birlikte Antal-
ya’da “Deniz-Kemal el ele, Recep Bey’i
silkele” pankartõ ile karşõlanõrken, mitingde
birlikte “hayır” mesajõ verdi. Mitingde kõsa
bir konuşma yapan Baykal, “Birlik ve bü-
tünlük içinde gerekeni yapacağımızı dos-
ta düşmana göstermek istedik” dedi. Ge-
nel Sekreter Önder Sav ile Baykal’õn el sõ-
kõşmamalarõ dikkat çekti. Kõlõçdaroğlu ile
Baykal’õn Ankara-Antalya yolculuğu ve
Antalya mitinginden bazõ notlar şöyle:
? Baykal, Kõlõçdaroğlu ile aynõ uçakta
Antalya’ya giderek “Havaalanında Genel
Başkanı’nı karşılayan eski Genel Baş-
kan” fotoğrafõ vermedi.
? Genel Sekreter Sav’õn, dün bir süpriz
yaparak, Antalya’ya gelirken Baykal’dan
uzak durmasõ dikkati çekti. Sav, uçağa ge-
çerken, Baykal’õ selamladõ ancak ikili el sõ-
kõşmadõ. Önder Sav, “Antalya’ya gelmeye-
ceğinizi söylemiştiniz” anõmsatmamõz üze-
rine “Karar değiştirdim” dedi.
‘Genel başkanın yanındayız’
? Kõlõçdaroğlu ile Baykal uçakta TV mu-
habirlerinin sorularõ üzerine, birlikte açõkla-
malar yaptõ. Bir gazetecinin “Güç birliğine
giriyorsunuz” sözleri üzerine Baykal,
“Güç birliği sözü bile anlamsız, biz
CHP’liyiz. Genel Başkan çalışıyor, biz de
milletvekili olarak yanında olmaya gay-
ret gösteriyoruz” dedi.
? Uçak Antalya’ya indiğinde, gazeteciler
bu kez HSYK Başkanvekili Kadir Öz-
bek’in torpil savõnõ Kõlõçdaroğlu ile Bay-
kal’a sordular. Baykal “Genel Başkan var-
ken olmaz” diyerek görüş açõklamadõ. Kõ-
lõçdaroğlu da “Bunlar çok ciddi iddialar.
Torpil için başvuranlar belli. İplikleri pa-
zara çıktı” dedi.
? Kõlõçdaroğlu ile Baykal, Antalya Ha-
vaalanõ’nda “Deniz-Kemal el ele, Recep
Bey’i silkele” pankartõ ile karşõlandõ. Kõlõç-
daroğlu otobüsün önünden yurttaşlarõ se-
lamlarken, Baykal da arkasõnda oturdu. Ön-
der Sav’õn otobüste kent turu atõlõrken de
Baykal’dan uzak durmasõ dikkati çekti.
‘Evet çıkarsa ülke bölünecek’
Baykal, Antalya’ya hareketinden önce
Esenboğa Havalimanõ’nda referandum tah-
mininin sorulmasõ üzerine, “Bu konularda
tahmin yapmayı sevmem. Bu referandum
maalesef Türkiye’yi çok derin bir bölün-
meye sürükleyecek. Özellikle ‘evet’ çıkar-
sa Türkiye bölünecek. ‘Evet’ çıkarsa Tür-
kiye bölünür. Çünkü insanların yarısı bu
anayasayı istemiyor. Yarısı istemediği bir
anayasanın altında yaşamak zorunda ka-
lacak. Bu, ilk kez karşı karşıya kalacağı-
mız bir olay. Çok üzüntü verici bir olay.
Yani ‘hayõr’ çıkarsa ne olur? ‘Hayõr’ çı-
karsa iktidar gider, ‘evet’ çıkarsa Türki-
ye büyük sıkıntıya sürüklenir. Vatandaş-
larımız büyük bir sorumluluk duygusu
içinde Türkiye’yi düşünmelidir” dedi.
Yan yana yolculuk ettiler
birlikte platforma çıktılar
Kılıçdaroğlu ile Baykal Antalya’ya ge-
lirken uçakta yan yana oturdu. Kılıçda-
roğlu, Baykal’a Amerika seyahatini sor-
du. Baykal da torununun üniversite kay-
dı için gittiğini anlattı. Antalya’daki mi-
ting sırasında “Bir önceki dönem CHP
Genel Başkanlığı yapmış ev sahibi millet-
vekilimiz” diye takdim edilen Baykal,
platformun üzerine çıktığında “Türkiye
seninle gurur duyuyor, Antalya seninle
gurur duyuyor” sloganları atıldı. Kılıçda-
roğlu platforma gelirken Baykal da elini
havaya kaldırdı. Alandan “İşte bu” bağı-
rışları yükselirken, Baykal, Kılıçdaroğ-
lu’nu alkışlayarak platformdan indi.
ERDOĞAN, BAYKAL’IN ‘ÜLKE BÖLÜNÜR’ UYARISINA SİNİRLENDİ:
Bunların milli
iradeye saygısı yok
Personel
dinlemelere
karşı eğitiliyor
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Genelkurmay Başkanlõğõ’ndan
yapõlan açõklamada “Terörle mü-
cadele bölgesinde, uzun süre ai-
lelerinden ayrı kalan personel
için telefonla konuşma yasağı
yoktur” denildi.
Genelkurmay Başkanlõğõ’nõn in-
ternet sitesinde yer alan açõklama-
da, bir gazetede terörle mücadele
görevi yapan askeri personelin kul-
landõğõ iletişim araçlarõnõn bölücü
terör örgütü tarafõndan dinlenildiği
ve bu suretle bazõ operasyonel bil-
gilerin deşifre olduğu yönünde ya-
yõmlanan haberle ilgili olarak,
“Anayasa ve yasalarla güvence al-
tına alınmış haberleşme hürriyeti
kapsamında diğer bölgelerde ol-
duğu gibi, terörle mücadele böl-
gesinde de uzun süre ailelerinden
ayrı kalan personel için telefon-
la konuşma yasağı yoktur. Aksi-
ne en uzak bölgelerdeki perso-
nelin ailesi ve yakınlarıyla görü-
şebilmesi üzerinde titizlikle du-
rulmakta ve buna her türlü im-
kân sağlanmaktadır” denildi.
Terörle mücadele sõrasõnda kul-
lanõlan esas haberleşme aracõnõn
kriptolu telsiz ve emniyetli telli
sistemler olduğu bilgisinin verildi-
ği açõklamada, “Personelin, krip-
tolu ve emniyetli sistemler hariç,
açık olarak yapılan tüm görüş-
melerin başta bölücü terör örgü-
tü olmak üzere, başkaları tara-
fından da dinlenilebileceği ve bu
nedenle konuşurken operasyo-
nel konulara girmemeleri gerek-
tiği konusunda bilinçlendirilme-
si üzerinde önemle durulmakta-
dır” denildi.
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Ankara Cumhuriyet Başsav-
cõlõğõ, Yargõtay ve Danõştay Baş-
kanlõklarõ’nõn telefonlarõnõn dinle-
nildiği iddiasõyla yürüttüğü soruş-
turmada, “kovuşturmaya yer ol-
madığı” kararõnõ verdi. Karar, so-
mut delil ve yeterli şüphe bulunul-
mamasõ gerekçesine dayandõrõldõ.
Başsavcõ Vekili Nuri Yiğit ta-
rafõndan verilen “takipsizlik” ka-
rarõnda, dinlemelerin Telekomü-
nikasyon İletişim Başkanlõğõ’nõn
(TİB) incelenmesi ya da denet-
lenmesi yerine, yasal düzenleme
yapõlarak mutlaka bir hâkim tara-
fõndan işlemlerinin denetlenmesi
gerektiği vurgulandõ. Ceza Mu-
hakemeleri Kanunu’nda (CMK)
yasadõşõ dinleme yapanlardan söz
edilmemiş olmasõna dikkat çekilen
kararda, yasadõşõ dinleme yapan ya
da dinleyen memurlar için soruş-
turmalarõn izne tabi tutulduğu,
oysa bu soruşturmalarõn doğrudan
ve izne tabi olmadan yapõlmasõ ge-
rektiği belirtildi.
Ağustos 2006’dan Şubat 2009’a
kadar baz istasyonlarõna ilişkin top-
lam 17 bin 813 adet sorgu gerçek-
leştirildiğinin Devlet Denetleme
Kurulu’nca tespit edildiği kayde-
dilen kararda, “Mevzuat bu kadar
net düzenlenmesine rağmen, ta-
lep şartlarını haiz olmayan çok
miktarda baz istasyon sorgusu-
nun yapılmış olması düşündürü-
cüdür” görüşüne yer verildi.
‘Mevzuattaki boşluk: Cum-
hurbaşkanı bile dinlenebilir’
Kararda ayrõca, “Bir ülkede ön-
leyici amaçlı olsa dahi örneğin
Cumhurbaşkanı’nın, Başba-
kan’ın, Genelkurmay Başka-
nı’nın iletişimin denetlenebilme-
sinin hukuken mümkün olduğu-
nun kabul edilmesi, bu işlemlere
tevessül edilmemiş ve edilmeyecek
olsa dahi hukuki güvenceden
yoksun halde bırakılmış olması
mevzuatta endişe verici mahi-
yette boşluk bulunduğunu orta-
ya koymaktadır” denildi.
? Genelkurmay Başkanlığı:
Yargıdaki
telekulağa
delil bulunamadı
? Yargıtay ve Danıştay
LEVENT GENCELLİ
BURSA - Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan, Yargõtay Başkanõ Hasan
Gerçeker’in adli yõl açõlõş töreninde
yaptõğõ eleştirilere Bursa’dan yanõt ver-
di. Erdoğan, Gerçeker’e “Eğer yüreğin
varsa, çıkar cüppeni, çık meydana”
diye seslendi. Eski CHP Genel Başka-
nõ Deniz Baykal’õn da “Evet çıkarsa
Türkiye bölünür” şeklindeki açõkla-
malarõna sinirlenen Erdoğan, “Senin ha-
yatın hep bunlarla geçti. Bir kasette
duman oldun gittin. Bu milletin ira-
desinden evet çıkarsa nasıl olur da
Türkiye bölünür dersin? Bunların
milli iradeye bakışı bu” dedi.
Erdoğan, referandum öncesinde son mi-
tingini Bursa Fomara Meydanõ’nda ger-
çekleştirdi. AKP’nin kuruluşundan bu ya-
na seçim dönemlerinde Bursa’da yaptõ-
ğõ en sönük miting olurken komşu iller-
den ve ilçelerden otobüslerle taşõnan
partililere karşõn alanda sadece 7 bin ki-
şi toplandõ. Türkiye’de “bürokratik oli-
garşi” olduğunu ifade eden Erdoğan,
“yargının siyasallaştırıldığı” uyarõlarõ-
na da sert çõkarak “Yargıyı siyasallaş-
tırıyor, iddiasıyla vesayet düzenlerini
sürdürmek isteyenlere, yargının de-
mokratikleşmesine direnenlere, gerçek
demokrasi nedir gösterelim diyoruz.
Yürütmeye seçim yasaklarını hatırla-
tıp, kendileri ‘hayõr’ propagandası ya-
pan yargı bürokrasisi artık haddini de,
hukukunu da bilsin istiyoruz” dedi.
Yargõtay Başkanõ Gerçeker’in önceki
gün adli yõl açõlõş töreninde konuşmasõ-
na da işaret eden Erdoğan, “Kendileri
eleştirildiği zaman isyan ediyorlar
ama Anayasa Mahkemesi’ni ve
halka giden bir metni kalkıyor
bir siyasi gibi eleştiriyor.
Bu nasıl bir yaklaşım?
Eğer yüreğin varsa,
çıkar cüppeni, çık
meydana dedi.
Başbakan
Erdoğan, Deniz
Baykal’õn, “Evet çıkarsa Tür-
kiye bölünür” şeklindeki açõk-
lamasõna da “Senin hayatın hep
bunlarla geçti. Bir kasette du-
man oldun gittin. Konuşmaya-
caktım, en sonunda konuş-
turttu. Ya bu milletin irade-
sinden evet çıkarsa nasıl olur
da Türkiye bölünür dersin?
Bunların milli iradeye bakışı
bu. Bunların milli iradeye
saygısı yok. Yıllarca hep bu-
nu söylediler” diye karşõlõk verdi.
Askerlikte 40 yaş affına izin yok
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP Iğ-
dõr Milletvekili Ali Güner’in, 40 yaş üstünde-
kilerin askerlikten muaf tutulmasõ için verdi-
ği yasa teklifine kendi partisi karşõ çõktõ.
AKP Genel Başkan Yardõmcõsõ Hüseyin Çe-
lik, “Teklif milletvekilinin kendisini bağlar.
Teklif parti grubuna verilmiş ancak grup yö-
netimi teklifi uygun görmediği için TBMM
Başkanlõğõ‘na sunmamõştõr” diye konuştu.
Özürlü sınavı ertelendi
KAYSERİ (AA) - Sağlõk Bakanlõğõ’nõn,
merkez ve taşra teşkilatlarõnda çalõşacak
2000 özürlü eleman alõmõ için 19 Eylül’de
yapacağõ imtihan ertelendi. Yeni sõnavõn
Milli Eğitim Bakanlõğõ tarafõndan yapõlacağõ
açõklandõ. Kayseri İl Sağlõk Müdürü Dr. Ka-
dir Çetinkara, “Sõnav, daha donanõmlõ bulu-
nan ve kanunla kurulu sõnav merkezi olan
Milli Eğitim Bakanlõğõ Eğitim Teknolojileri
Genel Müdürlüğü’nce yapõlacak” dedi.
Avcı’nın kitabı korsanda
İstanbul Haber Servisi - İstanbul’da kor-
san kitap basõmõ ihbarõ üzerine harekete ge-
çen polis ekipleri, Eyüp ve Bağcõlar’da 2
matbaaya operasyon düzenledi. Operasyon-
da, Hanefi Avcõ’nõn “Haliç’te Yaşayan Si-
monlar. Dün Devlet, Bugün Cemaat” adlõ
kitabõnõn da aralarõnda bulunduğu 450 bin
kitap ele geçirildi, 7 kişi gözaltõna alõndõ.
FARUK KESKİN
ANTALYA - CHP lideri Kemal
Kılıçdaroğlu, AKP’nin hazõrladõğõ
anayasa değişikliğiyle “Recep Bey
demokrasisi” kurulmak istendiğine
işaret ederek, “Adaletin kantarı ile
oynama Recep Bey. Gün gelir o
kantar seni de tartar. O zaman sen
ne yapacaksın?” dedi.
Antalya mitingi öncesi Büyükşehir
Belediyesi’nin Belediye-İş ve Tüm
Bel-Sen ile yaptõğõ toplusözleşme
görüşmeleri imza törenine önceki
Genel Başkan Deniz Baykal ve par-
tililerle birlikte katõlan Kõlõçdaroğlu
daha sonra miting alanõna geçerek
Baykal’la birlikte yurttaşlarõ selam-
ladõ. Daha sonra söz alan Baykal, re-
ferandumda kullanõlacak “hayır”
oyunun çok önemli olduğuna dikka-
ti çekerek, “Biliniz ki, her ‘hayõr’ oyu
sizin için, aileniz için, çocuklarınız
için daima şeref madalyası gibi
onurla hatırlanacak bir oy ola-
caktır” dedi. Baykal’õn ardõndan
söz alan Kõlõçdaroğlu anayasa deği-
şikliğinin kabul edilmesi durumunda,
vatandaşlarõn otobüs, vapur biletlerine
zam yapõlmasõ durumunda idare mah-
kemesine başvuramayacağõnõ vur-
gulayarak şunlarõ söyledi: “Bu düzeni
kurmak isteyen Recep Bey de-
mokrasisi. Öyle yapıyor ki kimse
konuşmasın, vatandaş hak ara-
masın. Siz konuşmayın, sizin yeri-
nize Recep Bey konuşsun, sizin
yerinize o yürüyecek, her şeyi ya-
pacak. Şimdi soruyorum, valileri,
cumhurbaşkanını, meclis başkanını
tayin ediyorsun, dinleme işi yapan
adamları tayin ediyorsun. Şimdi di-
yor ki, bir şeyi atayamıyorum. Ki-
mi? Yargıçları. Şimdi yargıçları
atayacağım, diyor. ‘Yargõya müda-
hale edeceğim, yargõdan hesap sora-
cağõm’ diyor. ‘Yargõ benim istediğim
gibi karar versin, yoksa yargõ benim
ayağõmdaki prangadır’ diyor. Ada-
letin kantarı ile oynama Recep
Bey. Gün gelir o kantar seni de tar-
tar. Eğer bu anayasa değişikliği ka-
bul görürse Türkiye’de yolsuzluk-
lar meşrulaşacak, ihale yöntemi ile
yolsuzluk yapanlar artık anayasa-
nın güvencesi altında olacaklar.
Tıpkı ihaleye fesat karıştıran mil-
letvekilleri gibi, tıpkı hayali ihra-
catçı milletvekilleri gibi, tıpkı kal-
pazan başbakan gibi, bunların ta-
mamı anayasal zırha kavuşmuş
olacak.”
‘12 Eylül’ler uğursuzdur’
Edirne’den Hakkâri’ye kadar bütün
billboard’larda “evet” yazdõğõna dik-
kat çeken Kõlõçdaroğlu, konuşmasõ-
nõ şöyle sürdürdü: “Bugün bir tel-
evizyon programına katıldım ama
benden sonra iki AKP’li bakanı çı-
kardılar, sözde denge sağlayacak-
larmış. Hangi dengeden bahsediyor
bunlar? Recep Bey konuşuyor,
bütün kanallar canlı veriyor. Med-
ya baskı altında, vatandaş baskı al-
tında. Türkiye’nin her tarafında
‘hayõr’ demek suç, ‘evet’ deme öz-
gürlüğü var. Buradan sesleniyo-
rum, bu anayasa geçerse bir sabah
aniden gözaltına alınabilirsiniz,
aylarca içerde kalırsınız, savcıyı şi-
kâyet edemezsiniz. Çünkü bu ana-
yasa ile Danıştay’a başvuru hak-
kınız elinizden alınıyor. Onun için
12 Eylül’ler uğursuzdur.”
‘Deniz Feneri’ göndermesi
Başbakan’õn bir başka konuşma-
sõnda “kumsalda yaşayanlar” de-
diğini anõmsatan Kõlõçdaroğlu, “Ya-
ni sizler kumsalda yaşıyorsunuz,
Recep Bey’e göre sizler vatandaş
değilsiniz, yani sizler ayrıcalıklı
insanlarsınız” dedi. Miting alanõn-
daki “Küçük hırsız el feneriyle,
büyük hırsız Deniz Feneri’yle ça-
lar” pankartõna atõfta bulunan Kõlõç-
daroğlu, “Zaten bunların görevi o.
Recep Bey küçükken limon satar-
mış, su satarmış. Şimdi altın kap-
lamalı musluğu olan malikâneler-
de oturuyor” diye konuştu.
Anayasa değişikliği paketinin kabul edilmesi halinde Türkiye’de
yolsuzluklarõn meşrulaşacağõnõ söyleyen CHP Genel Başkanõ
Kõlõçdaroğlu, “İhale yöntemi ile yolsuzluk yapanlar artõk anayasanõn
güvencesi altõnda olacaklar. Tõpkõ ihaleye fesat karõştõran milletvekilleri
gibi, tõpkõ hayali ihracatçõ milletvekilleri gibi, tõpkõ kalpazan Başbakan
gibi, bunlarõn tamamõ anayasal zõrha kavuşmuş olacak” dedi.