19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 8 EYLÜL 2010 ÇARŞAMBA 6 HABERLER AVRUPA GÜRAY ÖZ Hayır! Hiç böylesini görmedi Türkiye. Karanın ak, akın kara gösterilebileceğine, göz göre göresine hiç tanık olmamıştık. Şimdi artık biliyoruz. Mümkünmüş. Aklımızla, mantığımızla alay edilmesi canımızı sıkıyor kuşkusuz. Ama asıl canımızı sıkan bu demagojik propagandanın etkili olabilme ihtimalidir. En basitinden, en yalınından başlayalım: Ne diyorlar? “Biz yasama, yürütme, yargı ayrılığına inanıyoruz ve getirdiğimiz değişiklikler buna aykırı değildir.” Yürütme nedir? Başında Cumhurbaşkanı’nın bulunduğu Bakanlar Kurulu’dur. Yürütmeyi soyuttan somuta taşıyalım: AKP’nin Başkanı ve Başbakan, AKP’li bakanlar, müsteşarlar ve kendilerine bağlı bürokrasidir. Daha kestirme, daha doğru bir yanıt ister misiniz? Yürütme Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bu gerçek, “Benim bakanım, benim valim, benim müsteşarımla” tescil edilmiştir ve öylesine çıplak bir gerçektir ki, Sayın Başbakan kendisi bile bu gerçeği gizlemeye gerek duymaz. Şimdi ikinci önemli soruya geçelim. Yasama dediğimiz Meclis’in kahhar çoğunluğu kimindir? AKP’nin. Yüzde 10 barajla, pek “demokratik” seçim sistemiyle, alamadığı oyları da milletvekiline çeviren iktidar partisinindir. İktidar partisi AKP ise biliyorsunuz, bizim siyasal partiler yasamızın amir hükümlerinin de buyurduğu, koruduğu ve kolladığı gibi liderin egemenliğindedir. Yürütmenin yasama üzerindeki derin etkisi ve belirleyiciliği, Başbakan’ın Meclis Başkanı’nı tek başına “müşavere ile intihap etmesi” bir yana, muhalefet milletvekillerini susturamadığı zaman Başkan’a, “Siz susturamayacaksanız ben susturayım” demesiyle tarihe geçmiş bulunmaktadır. Şu sıralarda yasama ve yürütmenin el birliği, gönül birliği ile bir ve tek olarak Yüksek Yargı ile uğraştığı cümle âlemin bildiği bir gerçek değil mi? Ne istiyorlar yargıdan? HSYK’yi ele alın. Kurulun başkanı olan bakan istemezse toplanabiliyor mu? Hayır. Yasasında “çoğunlukla karar alır” deniliyorsa da gerçek öyle değildir. HSYK, bakan istemezse karar alamaz. Öyle değil mi? Şu sıralarda bu gerçeği yaşamıyor muyuz? Yeni düzenlemede bu işleyiş, bu mekanizma değiştiriliyor mu? Hayır. Peki, daha ne istiyorlar? HSYK’nin de siyaseti artık zora sokmamasını istiyorlar. “Çoğunluk” gibi çoğunluk olmasını, hükümete, Meclis’e zorluk çıkarmamasını, yürütmenin yargı üzerindeki egemenliğine çomak sokmamasını istiyorlar. Bir diğerini anlatalım. Anayasa Mahkemesi’nin üye sayısı arttırılıyor. Arttırılsın. Oradan şu kadar, buradan bu kadar yeni üye atansın. AKP’nin önderleri diyorlar ki, “Vallahi de billahi de hükümet kimseyi atamıyor.” Doğru mu? El hak doğru. Kim atıyor? Cumhurbaşkanı atıyor, Meclis atıyor, YÖK atıyor. Peki, Cumhurbaşkanı kim, Meclis kim, YÖK kim? Sonuçta 17 üyeden 11’i nereden geliyor? Bir ve aynı olan yasama ve yürütmeden. Peki, siz bizimle neden dalga geçiyorsunuz ey AKP’nin saygıdeğer sözcüleri? Seçim kampanyanızı kıvrak rockçı Bono ile taçlandırmanızı da doğrusu pek beğendik. Kendisi sizin yöntemlerinize yabancı değildir. Ustalıkla yönettiği, milyon dolarlık cirolarla büyüyen 15 şirketi, 5 yıldızlı oteli, yatı katı ile Türkiye gibi insan haklarının “birdenbire iyileşiverdiği” ülkeleri “tamamen duygusal” nedenlerle ziyaret etmekte, köprüler kapatmaktadır. Çünkü Bono, insan haklarına çok, ama çok saygılı bir insan hakları taciridir. Aslında onunla çok iyi anlaşmanızın temel nedeni de galiba budur. Altanlar’dan Profesör Mehmet Bey’in dediği gibi “Bono da evetçidir.” Her ne kadar konserinde rockseverlerden “hayır” yanıtını almış olsa da, kendisine sunulanın karşılığını vermeyi hiç değilse denemiş, bizim evetçi sanatçılara katılmayı başarmıştır. Kısacası biz şimdi yalnızca anayasanın grev hakkı vermeyen toplusözleşme maddesine de, HSYK’yi hükümet organına çeviren, Anayasa Mahkemesi’ni yasamayı denetleyemez hale getirecek maddelerine de “hayır” diyeceğiz. Ama bir de köprü kapatan Bono için, Bonocu Mehmet için “hayır” desek fazla mı olur yani. [email protected] CHP lideri Kõlõçdaroğlu, hükümetin yargõya müdahale etmek ve hesap sormak istediğini söyledi ‘O kantar seni de tartar’ Kılıçdaroğlu-Baykal el ele Birlikte ‘hayır’ dediler TÜREY KÖSE ANTALYA - CHP lideri Kemal Kılıçda- roğlu, eski Genel Başkan ve Antalya Mil- letvekili Deniz Baykal ile birlikte Antal- ya’da “Deniz-Kemal el ele, Recep Bey’i silkele” pankartõ ile karşõlanõrken, mitingde birlikte “hayır” mesajõ verdi. Mitingde kõsa bir konuşma yapan Baykal, “Birlik ve bü- tünlük içinde gerekeni yapacağımızı dos- ta düşmana göstermek istedik” dedi. Ge- nel Sekreter Önder Sav ile Baykal’õn el sõ- kõşmamalarõ dikkat çekti. Kõlõçdaroğlu ile Baykal’õn Ankara-Antalya yolculuğu ve Antalya mitinginden bazõ notlar şöyle: ? Baykal, Kõlõçdaroğlu ile aynõ uçakta Antalya’ya giderek “Havaalanında Genel Başkanı’nı karşılayan eski Genel Baş- kan” fotoğrafõ vermedi. ? Genel Sekreter Sav’õn, dün bir süpriz yaparak, Antalya’ya gelirken Baykal’dan uzak durmasõ dikkati çekti. Sav, uçağa ge- çerken, Baykal’õ selamladõ ancak ikili el sõ- kõşmadõ. Önder Sav, “Antalya’ya gelmeye- ceğinizi söylemiştiniz” anõmsatmamõz üze- rine “Karar değiştirdim” dedi. ‘Genel başkanın yanındayız’ ? Kõlõçdaroğlu ile Baykal uçakta TV mu- habirlerinin sorularõ üzerine, birlikte açõkla- malar yaptõ. Bir gazetecinin “Güç birliğine giriyorsunuz” sözleri üzerine Baykal, “Güç birliği sözü bile anlamsız, biz CHP’liyiz. Genel Başkan çalışıyor, biz de milletvekili olarak yanında olmaya gay- ret gösteriyoruz” dedi. ? Uçak Antalya’ya indiğinde, gazeteciler bu kez HSYK Başkanvekili Kadir Öz- bek’in torpil savõnõ Kõlõçdaroğlu ile Bay- kal’a sordular. Baykal “Genel Başkan var- ken olmaz” diyerek görüş açõklamadõ. Kõ- lõçdaroğlu da “Bunlar çok ciddi iddialar. Torpil için başvuranlar belli. İplikleri pa- zara çıktı” dedi. ? Kõlõçdaroğlu ile Baykal, Antalya Ha- vaalanõ’nda “Deniz-Kemal el ele, Recep Bey’i silkele” pankartõ ile karşõlandõ. Kõlõç- daroğlu otobüsün önünden yurttaşlarõ se- lamlarken, Baykal da arkasõnda oturdu. Ön- der Sav’õn otobüste kent turu atõlõrken de Baykal’dan uzak durmasõ dikkati çekti. ‘Evet çıkarsa ülke bölünecek’ Baykal, Antalya’ya hareketinden önce Esenboğa Havalimanõ’nda referandum tah- mininin sorulmasõ üzerine, “Bu konularda tahmin yapmayı sevmem. Bu referandum maalesef Türkiye’yi çok derin bir bölün- meye sürükleyecek. Özellikle ‘evet’ çıkar- sa Türkiye bölünecek. ‘Evet’ çıkarsa Tür- kiye bölünür. Çünkü insanların yarısı bu anayasayı istemiyor. Yarısı istemediği bir anayasanın altında yaşamak zorunda ka- lacak. Bu, ilk kez karşı karşıya kalacağı- mız bir olay. Çok üzüntü verici bir olay. Yani ‘hayõr’ çıkarsa ne olur? ‘Hayõr’ çı- karsa iktidar gider, ‘evet’ çıkarsa Türki- ye büyük sıkıntıya sürüklenir. Vatandaş- larımız büyük bir sorumluluk duygusu içinde Türkiye’yi düşünmelidir” dedi. Yan yana yolculuk ettiler birlikte platforma çıktılar Kılıçdaroğlu ile Baykal Antalya’ya ge- lirken uçakta yan yana oturdu. Kılıçda- roğlu, Baykal’a Amerika seyahatini sor- du. Baykal da torununun üniversite kay- dı için gittiğini anlattı. Antalya’daki mi- ting sırasında “Bir önceki dönem CHP Genel Başkanlığı yapmış ev sahibi millet- vekilimiz” diye takdim edilen Baykal, platformun üzerine çıktığında “Türkiye seninle gurur duyuyor, Antalya seninle gurur duyuyor” sloganları atıldı. Kılıçda- roğlu platforma gelirken Baykal da elini havaya kaldırdı. Alandan “İşte bu” bağı- rışları yükselirken, Baykal, Kılıçdaroğ- lu’nu alkışlayarak platformdan indi. ERDOĞAN, BAYKAL’IN ‘ÜLKE BÖLÜNÜR’ UYARISINA SİNİRLENDİ: Bunların milli iradeye saygısı yok Personel dinlemelere karşı eğitiliyor ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Genelkurmay Başkanlõğõ’ndan yapõlan açõklamada “Terörle mü- cadele bölgesinde, uzun süre ai- lelerinden ayrı kalan personel için telefonla konuşma yasağı yoktur” denildi. Genelkurmay Başkanlõğõ’nõn in- ternet sitesinde yer alan açõklama- da, bir gazetede terörle mücadele görevi yapan askeri personelin kul- landõğõ iletişim araçlarõnõn bölücü terör örgütü tarafõndan dinlenildiği ve bu suretle bazõ operasyonel bil- gilerin deşifre olduğu yönünde ya- yõmlanan haberle ilgili olarak, “Anayasa ve yasalarla güvence al- tına alınmış haberleşme hürriyeti kapsamında diğer bölgelerde ol- duğu gibi, terörle mücadele böl- gesinde de uzun süre ailelerinden ayrı kalan personel için telefon- la konuşma yasağı yoktur. Aksi- ne en uzak bölgelerdeki perso- nelin ailesi ve yakınlarıyla görü- şebilmesi üzerinde titizlikle du- rulmakta ve buna her türlü im- kân sağlanmaktadır” denildi. Terörle mücadele sõrasõnda kul- lanõlan esas haberleşme aracõnõn kriptolu telsiz ve emniyetli telli sistemler olduğu bilgisinin verildi- ği açõklamada, “Personelin, krip- tolu ve emniyetli sistemler hariç, açık olarak yapılan tüm görüş- melerin başta bölücü terör örgü- tü olmak üzere, başkaları tara- fından da dinlenilebileceği ve bu nedenle konuşurken operasyo- nel konulara girmemeleri gerek- tiği konusunda bilinçlendirilme- si üzerinde önemle durulmakta- dır” denildi. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Ankara Cumhuriyet Başsav- cõlõğõ, Yargõtay ve Danõştay Baş- kanlõklarõ’nõn telefonlarõnõn dinle- nildiği iddiasõyla yürüttüğü soruş- turmada, “kovuşturmaya yer ol- madığı” kararõnõ verdi. Karar, so- mut delil ve yeterli şüphe bulunul- mamasõ gerekçesine dayandõrõldõ. Başsavcõ Vekili Nuri Yiğit ta- rafõndan verilen “takipsizlik” ka- rarõnda, dinlemelerin Telekomü- nikasyon İletişim Başkanlõğõ’nõn (TİB) incelenmesi ya da denet- lenmesi yerine, yasal düzenleme yapõlarak mutlaka bir hâkim tara- fõndan işlemlerinin denetlenmesi gerektiği vurgulandõ. Ceza Mu- hakemeleri Kanunu’nda (CMK) yasadõşõ dinleme yapanlardan söz edilmemiş olmasõna dikkat çekilen kararda, yasadõşõ dinleme yapan ya da dinleyen memurlar için soruş- turmalarõn izne tabi tutulduğu, oysa bu soruşturmalarõn doğrudan ve izne tabi olmadan yapõlmasõ ge- rektiği belirtildi. Ağustos 2006’dan Şubat 2009’a kadar baz istasyonlarõna ilişkin top- lam 17 bin 813 adet sorgu gerçek- leştirildiğinin Devlet Denetleme Kurulu’nca tespit edildiği kayde- dilen kararda, “Mevzuat bu kadar net düzenlenmesine rağmen, ta- lep şartlarını haiz olmayan çok miktarda baz istasyon sorgusu- nun yapılmış olması düşündürü- cüdür” görüşüne yer verildi. ‘Mevzuattaki boşluk: Cum- hurbaşkanı bile dinlenebilir’ Kararda ayrõca, “Bir ülkede ön- leyici amaçlı olsa dahi örneğin Cumhurbaşkanı’nın, Başba- kan’ın, Genelkurmay Başka- nı’nın iletişimin denetlenebilme- sinin hukuken mümkün olduğu- nun kabul edilmesi, bu işlemlere tevessül edilmemiş ve edilmeyecek olsa dahi hukuki güvenceden yoksun halde bırakılmış olması mevzuatta endişe verici mahi- yette boşluk bulunduğunu orta- ya koymaktadır” denildi. ? Genelkurmay Başkanlığı: Yargıdaki telekulağa delil bulunamadı ? Yargıtay ve Danıştay LEVENT GENCELLİ BURSA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Yargõtay Başkanõ Hasan Gerçeker’in adli yõl açõlõş töreninde yaptõğõ eleştirilere Bursa’dan yanõt ver- di. Erdoğan, Gerçeker’e “Eğer yüreğin varsa, çıkar cüppeni, çık meydana” diye seslendi. Eski CHP Genel Başka- nõ Deniz Baykal’õn da “Evet çıkarsa Türkiye bölünür” şeklindeki açõkla- malarõna sinirlenen Erdoğan, “Senin ha- yatın hep bunlarla geçti. Bir kasette duman oldun gittin. Bu milletin ira- desinden evet çıkarsa nasıl olur da Türkiye bölünür dersin? Bunların milli iradeye bakışı bu” dedi. Erdoğan, referandum öncesinde son mi- tingini Bursa Fomara Meydanõ’nda ger- çekleştirdi. AKP’nin kuruluşundan bu ya- na seçim dönemlerinde Bursa’da yaptõ- ğõ en sönük miting olurken komşu iller- den ve ilçelerden otobüslerle taşõnan partililere karşõn alanda sadece 7 bin ki- şi toplandõ. Türkiye’de “bürokratik oli- garşi” olduğunu ifade eden Erdoğan, “yargının siyasallaştırıldığı” uyarõlarõ- na da sert çõkarak “Yargıyı siyasallaş- tırıyor, iddiasıyla vesayet düzenlerini sürdürmek isteyenlere, yargının de- mokratikleşmesine direnenlere, gerçek demokrasi nedir gösterelim diyoruz. Yürütmeye seçim yasaklarını hatırla- tıp, kendileri ‘hayõr’ propagandası ya- pan yargı bürokrasisi artık haddini de, hukukunu da bilsin istiyoruz” dedi. Yargõtay Başkanõ Gerçeker’in önceki gün adli yõl açõlõş töreninde konuşmasõ- na da işaret eden Erdoğan, “Kendileri eleştirildiği zaman isyan ediyorlar ama Anayasa Mahkemesi’ni ve halka giden bir metni kalkıyor bir siyasi gibi eleştiriyor. Bu nasıl bir yaklaşım? Eğer yüreğin varsa, çıkar cüppeni, çık meydana dedi. Başbakan Erdoğan, Deniz Baykal’õn, “Evet çıkarsa Tür- kiye bölünür” şeklindeki açõk- lamasõna da “Senin hayatın hep bunlarla geçti. Bir kasette du- man oldun gittin. Konuşmaya- caktım, en sonunda konuş- turttu. Ya bu milletin irade- sinden evet çıkarsa nasıl olur da Türkiye bölünür dersin? Bunların milli iradeye bakışı bu. Bunların milli iradeye saygısı yok. Yıllarca hep bu- nu söylediler” diye karşõlõk verdi. Askerlikte 40 yaş affına izin yok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP Iğ- dõr Milletvekili Ali Güner’in, 40 yaş üstünde- kilerin askerlikten muaf tutulmasõ için verdi- ği yasa teklifine kendi partisi karşõ çõktõ. AKP Genel Başkan Yardõmcõsõ Hüseyin Çe- lik, “Teklif milletvekilinin kendisini bağlar. Teklif parti grubuna verilmiş ancak grup yö- netimi teklifi uygun görmediği için TBMM Başkanlõğõ‘na sunmamõştõr” diye konuştu. Özürlü sınavı ertelendi KAYSERİ (AA) - Sağlõk Bakanlõğõ’nõn, merkez ve taşra teşkilatlarõnda çalõşacak 2000 özürlü eleman alõmõ için 19 Eylül’de yapacağõ imtihan ertelendi. Yeni sõnavõn Milli Eğitim Bakanlõğõ tarafõndan yapõlacağõ açõklandõ. Kayseri İl Sağlõk Müdürü Dr. Ka- dir Çetinkara, “Sõnav, daha donanõmlõ bulu- nan ve kanunla kurulu sõnav merkezi olan Milli Eğitim Bakanlõğõ Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü’nce yapõlacak” dedi. Avcı’nın kitabı korsanda İstanbul Haber Servisi - İstanbul’da kor- san kitap basõmõ ihbarõ üzerine harekete ge- çen polis ekipleri, Eyüp ve Bağcõlar’da 2 matbaaya operasyon düzenledi. Operasyon- da, Hanefi Avcõ’nõn “Haliç’te Yaşayan Si- monlar. Dün Devlet, Bugün Cemaat” adlõ kitabõnõn da aralarõnda bulunduğu 450 bin kitap ele geçirildi, 7 kişi gözaltõna alõndõ. FARUK KESKİN ANTALYA - CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, AKP’nin hazõrladõğõ anayasa değişikliğiyle “Recep Bey demokrasisi” kurulmak istendiğine işaret ederek, “Adaletin kantarı ile oynama Recep Bey. Gün gelir o kantar seni de tartar. O zaman sen ne yapacaksın?” dedi. Antalya mitingi öncesi Büyükşehir Belediyesi’nin Belediye-İş ve Tüm Bel-Sen ile yaptõğõ toplusözleşme görüşmeleri imza törenine önceki Genel Başkan Deniz Baykal ve par- tililerle birlikte katõlan Kõlõçdaroğlu daha sonra miting alanõna geçerek Baykal’la birlikte yurttaşlarõ selam- ladõ. Daha sonra söz alan Baykal, re- ferandumda kullanõlacak “hayır” oyunun çok önemli olduğuna dikka- ti çekerek, “Biliniz ki, her ‘hayõr’ oyu sizin için, aileniz için, çocuklarınız için daima şeref madalyası gibi onurla hatırlanacak bir oy ola- caktır” dedi. Baykal’õn ardõndan söz alan Kõlõçdaroğlu anayasa deği- şikliğinin kabul edilmesi durumunda, vatandaşlarõn otobüs, vapur biletlerine zam yapõlmasõ durumunda idare mah- kemesine başvuramayacağõnõ vur- gulayarak şunlarõ söyledi: “Bu düzeni kurmak isteyen Recep Bey de- mokrasisi. Öyle yapıyor ki kimse konuşmasın, vatandaş hak ara- masın. Siz konuşmayın, sizin yeri- nize Recep Bey konuşsun, sizin yerinize o yürüyecek, her şeyi ya- pacak. Şimdi soruyorum, valileri, cumhurbaşkanını, meclis başkanını tayin ediyorsun, dinleme işi yapan adamları tayin ediyorsun. Şimdi di- yor ki, bir şeyi atayamıyorum. Ki- mi? Yargıçları. Şimdi yargıçları atayacağım, diyor. ‘Yargõya müda- hale edeceğim, yargõdan hesap sora- cağõm’ diyor. ‘Yargõ benim istediğim gibi karar versin, yoksa yargõ benim ayağõmdaki prangadır’ diyor. Ada- letin kantarı ile oynama Recep Bey. Gün gelir o kantar seni de tar- tar. Eğer bu anayasa değişikliği ka- bul görürse Türkiye’de yolsuzluk- lar meşrulaşacak, ihale yöntemi ile yolsuzluk yapanlar artık anayasa- nın güvencesi altında olacaklar. Tıpkı ihaleye fesat karıştıran mil- letvekilleri gibi, tıpkı hayali ihra- catçı milletvekilleri gibi, tıpkı kal- pazan başbakan gibi, bunların ta- mamı anayasal zırha kavuşmuş olacak.” ‘12 Eylül’ler uğursuzdur’ Edirne’den Hakkâri’ye kadar bütün billboard’larda “evet” yazdõğõna dik- kat çeken Kõlõçdaroğlu, konuşmasõ- nõ şöyle sürdürdü: “Bugün bir tel- evizyon programına katıldım ama benden sonra iki AKP’li bakanı çı- kardılar, sözde denge sağlayacak- larmış. Hangi dengeden bahsediyor bunlar? Recep Bey konuşuyor, bütün kanallar canlı veriyor. Med- ya baskı altında, vatandaş baskı al- tında. Türkiye’nin her tarafında ‘hayõr’ demek suç, ‘evet’ deme öz- gürlüğü var. Buradan sesleniyo- rum, bu anayasa geçerse bir sabah aniden gözaltına alınabilirsiniz, aylarca içerde kalırsınız, savcıyı şi- kâyet edemezsiniz. Çünkü bu ana- yasa ile Danıştay’a başvuru hak- kınız elinizden alınıyor. Onun için 12 Eylül’ler uğursuzdur.” ‘Deniz Feneri’ göndermesi Başbakan’õn bir başka konuşma- sõnda “kumsalda yaşayanlar” de- diğini anõmsatan Kõlõçdaroğlu, “Ya- ni sizler kumsalda yaşıyorsunuz, Recep Bey’e göre sizler vatandaş değilsiniz, yani sizler ayrıcalıklı insanlarsınız” dedi. Miting alanõn- daki “Küçük hırsız el feneriyle, büyük hırsız Deniz Feneri’yle ça- lar” pankartõna atõfta bulunan Kõlõç- daroğlu, “Zaten bunların görevi o. Recep Bey küçükken limon satar- mış, su satarmış. Şimdi altın kap- lamalı musluğu olan malikâneler- de oturuyor” diye konuştu. Anayasa değişikliği paketinin kabul edilmesi halinde Türkiye’de yolsuzluklarõn meşrulaşacağõnõ söyleyen CHP Genel Başkanõ Kõlõçdaroğlu, “İhale yöntemi ile yolsuzluk yapanlar artõk anayasanõn güvencesi altõnda olacaklar. Tõpkõ ihaleye fesat karõştõran milletvekilleri gibi, tõpkõ hayali ihracatçõ milletvekilleri gibi, tõpkõ kalpazan Başbakan gibi, bunlarõn tamamõ anayasal zõrha kavuşmuş olacak” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle