23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 8 EYLÜL 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Bodrum Gündoğan’da “Costa Farilya” Oteli’nin bahçesinde kahvemi yudumlarken insanlar kumsalda denize giriyor... Hava hafif esintili... Ege’den Akdeniz’e değin kumsallarda neler olup bittiğini, miting alanlarında neler olup bittiğini Başbakan Erdoğan seslendiriyordu zaten... 12 Eylül’de yapılacak halkoylamasında kumsaldan “hayır” çıkacağını çok iyi biliyor. Gündoğan, Bodrum’un az bozulmuş, yani yağmalanmamış beldelerinden birisi. Genç, çalışkan bir belediye başkanı var. Başkan İbrahim Bilgi’yle sohbet ederken “yat limanı projesi”ne karşı çıktığını vurguladı. Gündoğan’a yıllardır gitmemiştim. Oldukça gelişmiş. Yolları temiz ve bakımlı. Bir de orada yaşayan Kültür ve Turizm Derneği Başkanı Kemal Ulusu... Yurtsever ve sözde değil, özde Atatürkçü bir aydın. O bir kitap kurdu. Bodrum’daki Babıâli Kitabevi sahibi Fatih’le işbirliği yapmış ve kitap şenliği düzenlemiş. Futbolla ilgilenenler, onun bir dönem Futbol Federasyonu Başkanı olduğunu anımsar. Kumsaldakiler sadece yüzmüyor, güneşlenmiyor. Göz ucuyla baktım, kitap ve gazete okuyorlar. Bu çok tehlikeli(!) bir durum... Özel yetkili savcıları ilgilendirir kanımca. Bir de bunu Erzincan Cumhuriyet Savcısı Cihaner’i tutuklayan Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı’na sormak gerekiyor. Gündoğan’da kitap fuarındaydık, Celal Üster’in yönettiği Kültür Servisi haberi manşetten verdi, yazmama gerek yok. Altan Öymen, Serdar Kızık ve ben, şöyle denize karşı türkü söyledik, anılardan söz ettik ve konuşmamızı bitirdik: “Hayırda hayır vardır, hayırlara vesile olur inşallah!” Gündoğan’da “Costa Farilya” Oteli’nde yine kendi hayallerimle baş başayım. Gündoğan’da denizi seyrederken siyaset yazılır mı? Bu soruyu sorduktan yarım saat sonra Kemal Kılıçdaroğlu’nun İzmir mitingine katılmak için Gündoğan’dan ayrılıyorum. Kumsalda kitap okuyan, kadınları, çocukları, erkekleri kendi düşleriyle baş başa bırakarak. Bafa Gölü’nden geçerken yıllar öncesine dönüyorum... Ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun İzmir mitingi.... Oldukça görkemliydi ve gördüğüm kadarıyla katılanların yüzde 80’i kadınlar ve gençlerdi. Mitingi izlerken Gündoğan’da kumsalda kitap okuyanlar geldi aklıma. İşin acı yanı, CHP’nin kadroları ne yazık ki kitap okuyanlardan oluşmuyor. İşte tüm terslik burada başlıyor... Kitap okumayan örgütler, yöneticiler, MYK ve PM üyeleri... Belediye başkanları, il ve ilçe başkanları. Türkiye sözlü kültürden yazılı kültüre geçememenin sancısını yaşıyor aslında. Kitap ve gazete okumayan bir ülkede demokrasi ve özgürlük gelişmez. Aşk, yaşam, sevgi, barış, kardeşlik kelimeleri onlar için ne anlam ifade eder? Kumsalda kitap ve gazete okuyanlar hep CHP’ye veriyorlar oylarını. Kemal Kılıçdaroğlu’yla birlikte başlayan bu heyecan ve tutku Türkiye’nin dört bir yanında dalga dalga yayılırken CHP örgütleri “laf olsun” diye çalışıyor sanki. Yaklaşık beş gündür yollardayım... Kumsallar 12 Eylül’de boşalacak... Ardından okullar açılacak, Kuzey Ege ve Güney Ege kıyıları tenhalaşacak. Yazımı yazarken sandıktan çıkacak sonucu ben de merak ediyorum. AKP’nin yüzde 60 olduğu haberleri bence palavra. Başbakan Erdoğan’ın konuşmaları, dağlara ve taşlara “evet” yazmaları kırsal alanı da etkiledi, iş seçim yarışına dönüştü. Sandıktan yüzde 51-52, ya “evet” çıkar ya da “hayır” benim gözlemlerime göre. CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun Konya ve Kayseri mitingini izleyenler bilir. Kayseri’de “hayır” çıkarsa kimse şaşırmasın... On ay sonra yapılacak genel seçimlerde Kılıçdaroğlu, liderliğindeki CHP kadrolarını yeniler, özellikle Kürt sorununa ilişkin “demokratik gelişim” önerilerini açıklarsa, AKP’nin tek başına iktidara gelmesi zor olacak. Tarikat şeyhlerinin müritleri “ahtapotun kolları” gibi kuşatmış Türkiye’yi. YGS’deki matematik testinde kopya çekenlere sorular, şeyhlerin müritleri tarafından mı sızdırıldı? Bu arada ÖSYM’deki gelişmeler nedir, KPSS’de neler olduğunu nereden öğreneceğiz? Kumsalda güneşlenen, denize giren, gazete, kitap okuyanlar bu gerçekleri biliyor... Bizim Kürt kardeşlerimiz ise sandığa gitmeyip AKP’ye dolaylı destek veriyor. Daha önce ne demiştik biz? Devrimcinin kitabında, gericilerle, yobazlarla, döneklerle, Soros’un çocuklarıyla işbirliği yapmak yazmaz. Ben yukarıdaki sözleri Mustafa Yalçıner’den kopya çekip biraz geliştirdim. Bizim devrimci ruhumuz, yüreğimiz işte bu yüzden “HAYIR” diyor... POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Gündoğan’dan İzmir’e... hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 AKP’li vekillerin ve bakanlarõn yargõdan faksla yakõnlarõna yardõm istedikleri ortaya çõktõ Torpil isteği belgeli ERDEM GÜL ANKARA - Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Kadir Özbek’in gündeme getirdiği AKP’nin yargõdan torpil talebi belgelendi. AKP’li bakan ve milletvekillerinin yargõdan faks- la torpil istedikleri ortaya çõk- tõ.Özbek, adli yõl açõlõşõ nede- niyle verilen resepsiyonda Baş- bakan Tayyip Erdoğan’õn “Dedelerin talimatı ile atama dönemi sona erdi” sözlerine, “AKP’nin bir genel başkan yardımcısı, bir bakan ve bir milletvekilinin torpil istedi- ğini” belirterek, “Bu tip ta- lepler her zaman gelir. Önemli olan kurulun kara- rıdır” yanõtõnõ verdi. Üç torpil belgesi AKP’lilerin yargõdan torpil taleplerine ilişkin üç ayrõ belge ortaya çõktõ. Bu belgelerden iki- si Adalet Bakanõ olduğu dö- nemde Cemil Çiçek’in özel ka- leminden yargõya gitti. Belge, Adalet Bakanlõğõ özel kalemin- den AKP’nin bir süredir en çok eleştirdiği yargõ mensubu olan Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkeme- si Başkanõ Osman Kaçmaz’a torpil faksõ gönderildiğini orta- ya çõkardõ. Çiçek’in bakan ol- duğu dönemde Adalet Bakanlõ- ğõ Özel Kalem Müdürlüğü, 09/10/2004 ile 2005 yõlõnda Os- man Kaçmaz’a iki ayrõ listenin bulunduğu bir faks metni gön- derildi. Özel Kalem, bu fakslarla iş için yapõlan sõnavda torpil is- tedi. Zabõt kâtipliği sõnavõ için yapõlan başvurularõn yer aldõğõ listede iki kişinin karşõsõna “+” işareti konulduğu görülüyor. AKP Malatya Milletvekili Fuat Ölmeztoprak’õn da yar- gõdan torpil talebinde bulundu- ğu belirlendi. Ölmeztoprak, 10/05/2005 tarihinde TBMM antetli bir kâğõda “Tülin Gü- ner” isimli kişi için yine Osman Kaçmaz’dan “ilgi beklediği- ni” ifade etti. Gazeteci Hüseyin Özalp, ye- ni piyasaya çõkan “Kuşatılan Yargı” adlõ kitabõnda Osman Kaçmaz’õn AKP’den gelen bu torpil taleplerini geri çevirdiği- ni de anlattõ. Kaçmaz’õn, hak- kõnda açõlan soruşturma sõra- sõnda Adalet Bakanlõğõ Teftiş Kurulu’nda yaptõğõ savunma- sõnda bu torpil belgelerini de gündeme getirerek “İltimas bekleyen o tarihteki Adalet Bakanı da olsa bu iltiması geçmek benim görev anlayı- şımla bağdaşmamaktadır” ifa- desini kullanõyor. HSYK Başkanvekili Kadir Özbek, önceki gün yaptõğõ açõklamada, “AKP’nin bir genel başkan yardõmcõsõ, bir bakan ve bir milletvekili torpil istedi” demişti. AKP’lilerin yakõnlarõna torpil istemini içeren üç belge Özbek’in sözlerini doğruluyor. Bu belgelerden ikisi Adalet Bakanõ olduğu dönemde Cemil Çiçek’in özel kaleminden yargõya gitti. Bir değer belge ise AKP Malatya Milletvekili Fuat Ölmeztoprak’õn TBMM antetli kâğõda, bir kişi hakkõnda ‘ilgi’ isteyen ve Osman Kaçmaz’a gönderilen yazõsõ. 12 Eylül darbesinin gerçek muhataplarõ referandumdaki ‘hesaplaşma’ propagandasõna inanmõyor ‘Yatakçõlardan da hesap sorulmalõ’ HİLAL KÖSE 12 Eylül 1980 askeri darbesi- nin tanõklarõ, hükümetin anaya- sa değişikliği referandumuyla demokrasi üzerine oyun oyna- dõğõnõ, darbenin yardõm ve ya- takçõlarõndan da hesap sorul- masõ gerektiğini belirttiler. Yazar Melih Pekdemir, 12 Eylül’ün yarattõğõ tahribattan kurtulabilmenin yegâne yolu- nun, ezilenlerin sõnõf kimliklerini yeniden edinmeleriyle müm- kün olduğunu vurguladõ. 24 Ocak 1980 kararlarõna karşõ çõk- madan 12 Eylül’e karşõ çõkma- nõn, “fasa fiso” ya da “gulu gu- lu dansı yapmak” olduğunu kaydeden Pekdemir, “Neolibe- ralizmin baş temsilciliğine so- yunan ve Turgut Özal’ı de- mokrasi yıldızı ilan eden Tay- yip Erdoğan, 12 Eylül’den he- sap soracakmış ve biz de bu- na inanacakmışız. Hadi ora- dan, derler adama... Şayet 12 Eylül’den hesap sorulacaksa, mutlaka bu dönemin yardım ve yatakçılarından da hesap sorulmalıdır” diye konuştu. Pekdemir şöyle devam etti: “Dolayısıyla bugün, 12 Ey- lül’den hesap sorulması, 90 yaşında bir emekli askerin yargılanmasının çok ötesinde bir iddiadır. 12 Eylül’ün özel- likle ‘zihniyetinden’ hesap so- rulmaya başlandığı noktada, mesela şimdinin ‘darbesavar’ medya mensuplarının bir za- manlar ne denli ‘darbesever’ olduğu gündeme gelecektir. Mehmet Barlas, cuntayla sıkı fıkılığından dolayı “Mehmet- çik” diye anılmıyor muydu? Nazlõ Ilõcak, işkenceleri meş- rulaştırmak için ‘Efendim, mesela bir terörist bir şehri ha- vaya uçuracak bombayõ yer- leştirdikten sonra ele geçirilmiş, şimdi bu şehrin insanlarõnõ kur- tarmak için ona işkence yapõl- masõn mõ’ diye yazılar dök- türmemiş miydi?” Gülen, Evren’i övüyordu Pekdemir, Türk-İslam sente- zinin devletin resmi ideolojisi kõlõndõğõnõ, bu doğrultuda kad- rolaşma gerçekleştirildiğini ve Fethullah Gülen’in bu yüz- den Sõzõntõ dergisinde Kenan Evren’e “kurtarıcı bir melek” diye övgüler düzüp, hayõr dua- lar ettiğini de anõmsattõ. Nâzõm Hikmet Marksist Bi- limler Akademisi Eşkoordina- törü Mukaddes Erdoğdu Çe- lik ise, son dönemki tartõşmalarõ ve referandumu değerlendirir- ken iktidar ve muhalefet parti- lerinin demokrasi üzerine oyun oynadõklarõnõ, demagoji yap- tõklarõnõ dile getirdi. Çelik şöy- le konuştu: “İktidarın, ana- yasa değişikliklerini 12 Ey- lül’le hesaplaşma olarak sun- masının sahtekârlık olduğunu söyleyebilirim. AKP gibi İs- lamcı politik gücün önünü açan da 12 Eylül rejimidir. Darbe sonrası Kenan Evren Kuran’dan sureler okuyarak mitingler yaptı. AKP yargıda ya da Anayasa Mahkeme- si’nde iktidar alanını, güç iliş- kilerini kendi lehine değiştir- mek istiyor.” Yazar Melih Pekdemir, 24 Ocak kararlarõna ve neoliberalizme karşõ çõkmayan Erdoğan’õn 12 Eylül’den hesap sorma söylemini ‘fasa fiso’ olarak nitelendirdi. “Şayet 12 Eylül’den hesap sorulacaksa, mutlaka bu dönemin yardõm ve yatakçõlarõndan da hesap sorulmalõdõr” diyen Pekdemir, darbeyle Türk-İslam sentezinin devletin resmi ideolojisi kõlõndõğõnõ, bu doğrultuda kadrolaşma gerçekleştirildiğini ve Fethullah Gülen’in bu yüzden Sõzõntõ dergisinde Kenan Evren’e “kurtarõcõ bir melek” diye övgüler düzüp, hayõr dualar ettiğini de anõmsattõ. ‘SADECE AKP’DEN GELMİYOR’ Çiçek’ten itiraf gibi savunmaANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Başba- kan Yardõmcõsõ Cemil Çiçek, HSYK Başkan- vekili Kadir Özbek’in, “İktidar partisinden bir genel başkan yar- dımcısı, bir komisyon başkanı ve kıdemli bir milletvekili bize refe- rans notları iletti, tor- pil talebiyle geldi” söz- lerine, torpili kabullenir gibi karşõlõk vererek, “Sadece AKP’den iki üç tane geliyor, başka yerlerden hiçbir şey gelmiyor gibi bir şey doğru değildir” dedi. Çiçek, Özbek’in torpil açõklamasõnõ NTV’de yanõt verdi. Çiçek şunlarõ söyledi: “Bunların ispatı ne ölçüde yapılabilir bile- miyorum ama, sayın Özbek’e bu türlü rapor şeyler bunlara amiya- ne tabirle reçete denir, bu reçeteyi verenler sadece bunlar mıdır, başka kesimlerden hiç reçete verilmiyor mu Kurul üyelerine. Ben 4.5 sene görev yaptım, neyin nasıl olduğunu biliyorum. Her taraf- tan bu türlü talepler gelir, yargının içinden gelir dışından gelir, her kesimden gelir. Şimdi onları göz ardı edip de iki tane arkadaşım... Karar verecek kendi- leri, verilmese iyi olur- du, yapılmasaydı doğ- ru olurdu, yani bu tür işler. O ayrı. Ama sa- dece AKP’den iki tane üç tane geliyor, başka yerlerden hiçbir şey gelmiyor, kuralsızlığı sadece AKP yapıyor gibi şey doğru değildir. Kurul’a giden her ar- kadaşın cebi bu türlü reçetelerle doludur. ‘Sadece yanlõşõ AKP’de iki tane yaptõ’ deyip geri kalanlar hep kuralına uygun yapılı- yor... Bunların hepsi tek yanlı değerlendir- melerdir.” Bu arada Özbek’in kastettiği AKP Genel Başkan Yardõmcõsõnõn Abdülkadir Aksu ol- duğu iddia edildi. Uslu’yu Freud’a sevk etti Hak-İş Başkanõ’nõn ‘Konsomatris’ benzetmesinde õsrar etmesine tepki gösteren TÜSİAD yöneticisi Haluk Dinçer, ‘Artõk kendisini dikkate almõyoruz’ dedi Ekonomi Servisi - Hak-İş Genel Başkanõ Salim Uslu, anayasa deği- şikliği konusunda görüşlerini açõkla- mayan TOBB ve TÜSİAD’õn arala- rõnda yer aldõğõ sivil toplum kuruluş- larõna yönelik kullandõğõ ‘konsomat- ris’ benzetmesini savunmaya devam ederken yanõt bu kez TÜSİAD Yö- netim Kurulu Başkan Yardõmcõsõ Ha- luk Dinçer’den geldi. Dinçer, Uslu’nun TÜSİAD’a ve özgür iradelerini kullanan sivil toplum kuruluşlarõna aynõ ifadelerle, aynõ üs- lupla yaklaşõmõ devam ettiği sürece ku- rum olarak kendisinin sözlerini ve de- ğerlendirmelerini dikkate almaya- caklarõnõ belirtti. Dinçer, “Sivil top- lum camiasından özür dilemesi bek- lenen Salim Uslu, bunun yerine, ye- ni açıklamalarında da terbiye sı- nırlarını aşan ifadeleri yinelemek- te beis görmemiştir. Bu tür yakı- şıksız ve düzeysiz ifadelerin ülke- mizin pek çok emekçisini temsil eden bir örgütün yöneticisi tara- fından kullanılması, sivil toplumun demokrasi perspektifinde gelişimi açısından kaygı verici bir olum- suzluk teşkil etmektedir... Ünlü bi- lim adamı Sigmund Freud’dan beri bildiğimiz, ağızdan çıkan bazı söz- lerin bilinçaltının derinliklerindeki bazı düşünceleri yansıttığıdır. Sayın Uslu’nun değerlendirmelerinin psi- kanalitik boyutunu konunun uz- manlarına bırakıyorum” dedi. CHP’Lİ ÖZTÜRK’TEN ERDOĞAN’A ELEŞTİRİ: Faili meçhullerin acısını TBMM’de unutuyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Tayyip Erdoğan Diyarba- kõr mitinginde yaptõğõ konuşmada “Faili meçhullerin acısını çok iyi bi- liriz” derken; CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk faili meçhul siyasi ci- nayetlerle ilgili araştõrma önergelerinin TBMM’de AKP oylarõyla iki kez red- dedildiğine dikkat çekti. CHP’li Öztürk, Başba- kan Tayyip Erdoğan ta- rafõndan yanõtlanmasõ is- temiyle verdiği soru öner- gesinde, AKP’nin Diyar- bakõr mitinginde yapõlan konuşmayõ anõmsatõrken şu görüşleri dile getirdi: “Faili meçhul bırakı- lan siyasi cinayetlerin neden, nasıl ve kimler ta- rafından gerçekleştiril- diğinin, ardındaki ka- ranlık yapının ve ilişki- lerin araştırılması ve açı- ğa çıkarılması için CHP milletvekili arkadaşla- rımla birlikte verdiğim Meclis araştırma öner- gesi AKP grubu oyları ile reddedilmiştir. Aynı önerge, 22.6.2010 tarihinde yeniden CHP grup önerisi olarak görüşülmüş ve AKP oylarıyla ikinci kez reddedil- miştir. Yine 1 Mayıs 1977 tarihindeki kanlı katliamın neden, nasıl ve kim- ler tarafından gerçekleştirildiğinin araştırılması için CHP’li arkadaşla- rımla birlikte verdiğim önerge 20 Ni- san 2010 tarihinde AKP milletve- killerinin oyları ile reddedilmiştir. Yi- ne ‘siyasette asker-sivil ilişkileri ve dar- belere’ ilişkin araştırma önergesi 03.11.2009 tarihinde Genel Kurul’da görüşülmüş, önerge AKP milletve- killerinin oyları ile reddedilmiştir.” Öztürk, Başbakan Er- doğan’a “Faili meçhul- lerin acısını çok iyi bi- len, Ape Musa’nın acı- sını unutamayan bir si- yasi liderin partisinin TBMM Genel Kuru- lu’nda bu konuya ilişkin önergeleri reddetme- sindeki çelişkinin nede- ni nedir? Genel başka- nı bulunduğunuz AKP grubu milletvekilleri- nin TBMM Genel Ku- rulu’nda faili meçhul bırakılan siyasi cina- yetlerin ve benzer nite- likteki diğer olayların araştırılması ve açığa çıkarılmasına yönelik önergelere karşı çıktığı düşünüldü- ğünde; Diyarbakır mitingindeki ko- nuşmanızda faili meçhullerden ve Ape Musa’dan bahsetmenizin nedeni referandumda evet oylarını arttır- maya yönelik siyasi taktik midir” so- rularõnõ yöneltti. Diyarbakõr’da “Faili meçhullerin acõsõnõ çok iyi biliriz” diyen Erdoğan’õn yanõtlamasõ istemiyle önerge hazõrlayan CHP’li Öztürk, CHP’nin verdiği önergilerin AKP oylarõyla reddedildiğini hatõrlatarak, bu çelişkinin nedenini sordu. Tekirdağ’da Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfede- rasyonu (KESK) bileşenleri, yaptıkları ortak eylemde 12 Eylül’deki anayasa değişikli- ği ile ilgili halkoylamasında ‘Hayır’ oyu kullanacaklarını açıkladılar. (Fotoğraf:AA) ‘Banayasa’ya hayõr’ Salim Uslu Vali Coş yine bildiğini okudu TEVFİK AKBAŞ AYDIN - Aydın Valisi Hüseyin Av- ni Coş ile muhalefet milletvekilleri arasındaki gerginlik devam ediyor. Vali ile milletvekilleri bu kez Ay- dın’ın kurtuluş törenlerinde karşı karşıya geldi. Muhalif milletvekilleri, Coş’un, dün gerçekleştirilen Aydın’ın kurtuluş kutlamalarına da geç geldi- ğini ileri sürerek sabah saat 08.15’te- ki törenin 10 dakika gecikmeyle baş- ladığını savundu. Tören alanına AKP İl Başkanı Sadık Atay ve AKP Aydın Milletvekili Mehmet Erdem yanında olduğu halde davul zurna eşliğinde yürüyerek gelen Coş, alana geldiğin- de muhalefet milletvekillerinin hiçbi- rinin elini sıkmadı. MHP Aydın Mil- letvekili Ertuğrul Kumcuoğlu, tepki- sini tören alanında göstererek “Bu ülke AKP devleti olmuş” dedi. 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamala- rında da CHP Aydın Milletvekili Fa- tih Atay ile kutlamalara geç gelen Coş arasıda gerginlik yaşanmıştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle