Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 21 EYLÜL 2010 SALI
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Dangalos’tan Pangalos’a
Gazetecinin Rolü
Yunanistan Başbakan Yardımcısı Pangalos’un
geçmişini bilenler, onun cumartesi günü, İzmir
Swiss Otel Smyrna Salonu’nda Türk ve Yunanlı
gazetecilere hitaben yaptığı konuşmanın içeriği
karşısında haklı olarak şaşkınlığa düşmüş
olabilirler.
Türk-Yunan Gazeteciler Birliği’ni oluşturmak
üzere, geçen hafta sonunda İzmir’de bir araya
gelen (toplantı sonunda kuruluşun geçici tüzüğü,
bir ay sonra tekrar bir araya gelme şartıyla kabul
edildi) gazeteciler, kendi payları da bulunan bu
gelişmeye benzer gelişmelerin önünü açmak,
Ege’nin iki yakası arasında daha sıcak ilişkileri
geliştirmek amacını güdüyorlardı.
Geçmişte her ağzını açtığında, Türkiye’ye nefret
kusan ve hakaret yağdıran Öcalan konusunda
şaibeli olan ve bu yüzden basınımız tarafından bir
zamanlar Dangalos diye adlandırılan
Pangalos’taki bu şaşırtıcı gelişme, Kadri
Gürsel’in pazartesi günkü köşesinde
“Dangalos’tan Pangalos’a” başlığıyla
somutlaşmıştı.
Aynı imparatorluğun bağrından çıkmış olan iki
ulus devletin bir bölümünü imparatorluktan
devraldıkları, bir kısımını kendi dar görüşlülükleri
sonucu yarattıkları çeşitli uzlaşmazlıkları olması
doğaldır.
Doğal olmayan, bunları aşmakta bunca
beceriksizlik göstermeleri ve bu karşıtlığa ağır
bedeller ödemek zorunda kalmalarıdır.
45. yılını doldurmakta olduğum gazetecilik
yaşamım boyunca, Türkiye ile Yunanistan
arasında, şu son birkaç yıl dışında ciddi gerginlik
ve kriz olmadığı dönemi anımsamıyorum. Bunu
yalnızca, büyük silahlanma masraflarıyla
ödemekle kalmadık, yirminci yüzyılın ikinci
yarısına kadar dünyanın en güzel kozmopolit
kentlerinden olan o canım, biricik İstanbul’u da
kaybetmek durumuna düştük.
Tarihi ve psikolojik koşullar, iki ulus devletin
birbirleriyle ilk bakışta çelişir görünen ve her iki
tarafın da, vizyonsuzlukları yüzünden bağdaşır
hale getiremedikleri çıkarlarının yarattığı çelişki
normaldi.
Yine geç uluslaşmış ve belki de uluslaşma
sürecinin mekanizmasını iyi okuyamamış iki
ülkenin medyalarının kendi ulusal çıkarlarını
savunmada biraz fazla heyecanlı davranmalarını
anlamak da imkân dışı değildir.
Ama artık ülkelerin kamuoyları, bilim adamları
ve politikacılarının biraz daha uzlaşmacı ve yapıcı
bir tavır sergilemelerinin vakti gelmemiş midir?
Cem ile Papandreu’nun bu alanda yaptıkları
önceliğin takipsiz kalmaması ve yarattığı olumlu
hava, artık kriz ve gerginlik yorgunu iki toplumun
yeni aşamaya girdiklerini gösteriyor.
İki ülkede, kamuoyunun oluşturulmasında,
dostane ilişkilerin öncü adımlarının atılmasında iki
ülkenin medyasına da önemli görevler düşüyor.
Tabii, esas adımı atacaklar politikacılar
olacaktır.
Ama onların da politikalarını oluşturmaları ve
onu savunmaları, ancak kamuoyu önünde destek
bulmalarına bağlıdır.
İşte medya burada önem kazanıyor.
Medyadan bu işlevi yerine getirmesini istemek,
karşılıklı “Ben sana hayran sen cama tırman”
üslubu içinde davranmaları ya da ulusal çıkarları
savunmaktan vazgeçip gerçekçi olmayan bir
yakınlaşma havası yaratmalarını de talep etmek
anlamını taşımaz.
Ama karşılıklı çıkarları savunurken, Fransa-
Almanya örneğinde gördüğümüz gibi, bunları
uzlaştıracak bir vizyona sahip olunduğu takdirde,
geleneksel düşmanların gerçek dostlara
dönüşebileceğini de görmezden gelmemeliyiz.
İki tarafın gazetecilerinin de, Ege’nin iki yakası
arasındaki sorunlarda, sorumluluğun ve kusurun
yalnızca bir tarafta olmayıp her iki tarafa da ait
olduğunu kabul etmeleri ilk önemli adım olacaktır.
Bu adımı attıktan sonra, empatinin yolları
açılacak, gerisi daha kolay gelecektir.
Hafta sonu İzmir’de toplanan gazeteciler altı
yıldır sürdürdükleri diyaloğu daha üst düzeye
taşıyarak önemli bir hizmette bulundular.
Onları kutlarım.
asirmen@cumhuriyet.com.tr
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
namikzafer@yahoo.com
DTK ve BDP, PKK’nin ‘eylemsizlik’ kararõnõ uzatmasõnõn ardõndan hükümetin tavrõna odaklandõ
Diyalog zemini arayõşõ
AYŞE SAYIN
ANKARA - Hakkâri’deki sal-
dõrõnõn ardõndan Abdullah Öca-
lan’õn, Ankara’da BDP-Hükü-
met görüşmesini kastederek,
“görüşmeler bombalandı” yö-
nündeki açõklamalarõ ve PKK’ye
“ateşkesin uzatılması” talima-
tõnõn ardõndan terör örgütünün
1 hafta eylemsizlik süresini uzat-
masõ, BDP tarafõndan “diyalog
sürecine zaman tanıma” olarak
değerlendirildi.
Hakkâri’deki patlamayõ başta
“devlet, Ergenekon provokas-
yonu” olarak nitelendiren BDP,
Öcalan’õn “PKK içindeki un-
surlar”dan söz etmesi üzerine de
tavõr değiştirdi. BDP Grup Baş-
kanvekili Bengi Yıldız, Hakkâ-
ri’deki olayõn faili PKK de olsa,
devlet de olsa, başka kesimler de
olsa “provokasyon” olduğunu
belirterek, bunun başlayan “olum-
lu” görüşme sürecini de dina-
mitlediğine dikkat çekti.
Ateşkes sürecinin referandu-
mun gölgesinde kaldõğõnõ ve ge-
rek BDP-hükümet görüşmesi, ge-
rekse sivil toplum örgütlerinin An-
kara’daki diyalog girişimlerinin sõ-
kõşõk bir takvime denk geldiğini
kaydeden Yõldõz şöyle konuştu:
“Şimdi ateşkes süresinin uza-
tılmasını bir fırsat olarak de-
ğerlendiriyoruz. ‘Öyle bir ortam
olsun ki, bahane bulunmasõn’ ge-
rekçesiyle bir uzatma. Yani bu
süreci kim tıkıyor bu açığa çık-
sın. Bu 1 haftada da kendini bel-
li eder. Yani bir duyarlılık var
mı, tamamen ret mi ediliyor gö-
rüşmeler? Bunlar ortaya çı-
kar. Şimdi BDP ile DTK ile
olumlu bir noktadayken, Hak-
kâri’deki patlama bahane edi-
lerek, vazgeçilmesi doğru yak-
laşım değildi. Ama bu 1 hafta-
da ümitvar bir durum ortaya çı-
karsa, doğru algı doğarsa, ye-
niden görüşme süreci başlarsa,
eylemsizlik, ateşkes süreci daha
da uzar diye düşünüyorum.”
Öcalan’õn “Bu son patlamay-
la buradaki görüşmeler dina-
mitlendi, bombalandı. Bu gö-
rüşmeler oldukça verimli geçi-
yordu, umutluydum” sözleriy-
le ilgili bir soru üzerine de Yõldõz
şunlarõ söyledi: “Öcalan, kendi-
siyle yapılan görüşmeleri de-
ğerlendiriyor olabilir, onun da
ne olduğunu bilmiyoruz. Biz,
eğer görüşseydik, hükümete
‘ateşkes noktasõnda ne yapabili-
riz, bu fõrsatõ nasõl değerlendire-
biliriz, sivil toplum ne yapmalõ’
konularında görüşecektik.”
BDP Şõrnak Milletvekili Hasip
Kaplan da “eylemsizlik” kararõ-
nõn uzatõlmasõ nedeniyle son de-
rece “umutlu” olduğunu belirte-
rek, hükümetin “patlamayla er-
telenen görüşme” tavrõndan vaz-
geçmesi gerektiğini söyledi.
Patlamayla iptal edilen görüş-
menin, eylemi kim gerçekleştirirse
gerçekleştirmiş olsun, “provo-
kasyonun amacına ulaşması-
nı” sağladõğõnõ kaydeden Kaplan,
eylemsizlik kararõnõn uzatõlmasõ-
na ilişkin beklentisinin, “diyalog
süreci başlayarak eylemsizli-
ğin, silahların bırakılmasına
dönüşmesi” olduğunu belirtti.
Öte yandan, CHP lideri Kemal
Kılıçdaroğlu’nun ardõndan Baş-
bakan Tayyip Erdoğan’õn da
DTK’nin de içinde yer aldõğõ 20
dolayõndaki sivil toplum örgütü-
nün görüşme taleplerine,
“DTK’siz gelmeleri” koşulunu
getirmesi sõkõntõ yarattõ.
STÖ’ler adõna randevu tale-
binde bulunan ve heyette yer
alan Diyarbakõr Barosu Başkanõ
Emin Aktar, NTV’ye yaptõğõ
açõklamada, Cumhurbaşkanõ’nõn
yurtdõşõnda olmasõ ve Başbakan
Erdoğan’õn “sıkışık” programla-
rõ nedeniyle Ankara’daki görüş-
melerin gerçekleşmediğini, ken-
dilerine Cemil Çiçek ile görüş-
melerinin önerildiğini belirte-
rek, “Hakkari’deki patlama-
nın, görüşmelerin iptaline yol
açmasının sözkonusu olmadı-
ğını” ifade etti. Liderlerin sõkõ-
şõk programõ nedeniyle görüş-
melerin gerçekleşmediğini be-
lirten Aktar, yeniden randevu is-
teyebileceklerini söyledi.
PKK EYLEMSİZLİK KARARINI UZATTI
DİYARBAKIR (Cumhu-
riyet Bürosu) - Terör örgütü
PKK, 13 Ağustos’ta ilan etti-
ği ve dün süresini dolduran
eylemsizlik kararõnõ, önü-
müzdeki hafta içinde kendileri
tarafõndan yapõlacak ikinci
bir açõklamaya kadar uzattõ.
13 Ağustos günü ilan ettiği
tek taraflõ eylemsizlik süreci-
nin son gününde PKK yeni bir
açõklama yaptõ. Fõrat Haber
Ajansõ’nda (ANF) yayõmla-
nan açõklamada, Hakkâri’nin
merkeze bağlõ Geçitli köyün-
de meydana gelen patlamanõn,
kendileri üzerine yõkõlmaya
çalõşõldõğõ öne sürüldü.
Açõklamada şöyle denildi:
“13 Ağustos’ta ilan ettiği-
miz süreli eylemsizlik süre-
cinin, bugün (dün) son gü-
nüdür. Bu süreç, şiddetin
eksik olmadığı ve oldukça ge-
rilimli bir süreç olarak ya-
şanmıştır. Buna rağmen öne-
mini korumaktadır. Bu çer-
çevede yaşanan bazı geliş-
meleri ve yeni durumları de-
ğerlendirmek üzere önü-
müzdeki hafta içinde konu
hakkında kararımızın açık-
lanması tarafımızdan uygun
görülmüştür. Açıklama ya-
pılana kadar eylemsizlik sü-
reci geçerli olacaktır.”
İlk sözü: Anne
Hakkâri’de 9 kişinin yaşamını yitirdiği saldı-
rıda yaralanan 15 aylık Zeynep Kurt’un te-
davisi İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp
Merkezi’nde sürüyor. Başhekim Prof. Dr.
Ünsal Özgen, “Zeynep bebek her geçen gün iyi-
leşme gösteriyor. Şu an için hayati tehlikesi
yok. Sadece 1 ayak parmağının kesilme endi-
şesi var. Ayak tabanındaki kemikler şarap-
nelden dolayı parçalanmıştı” dedi. Annesini
kaybeden minik bebeğin sık sık “anne” dedi-
ği belirtildi. Öte yandan Zeynep bebeğin ab-
lası Sudenaz Kurt, tedavisi tamamlanarak ta-
burcu oldu. (SELAHATTİN GÖKATALAY)
Okullar
boykota
açıldı
Yurt Haberleri Ser-
visi - Kürt Dili ve Eği-
timi Hareketi’nin ana-
dilde eğitim talebiyle
başlattõğõ “okulu boy-
kot” çağrõsõna Diyar-
bakõr ve Van’da kõs-
men, Hakkâri ve Şõr-
nak’ta büyük oranda
uyuldu. BDP’liler “Ço-
cuklarımız ‘Varlõğõm
Türk varlõğõna armağan
olsun’ andını söyleme-
yecek” dedi.
DİYARBAKIR: Yak-
laşõk 430 bin öğrencinin
ders başõ yapmasõnõn
beklendiği kentte boy-
kot çağrõsõ nedeniyle
polis olağanüstü gü-
venlik önlemleri aldõ.
Kayapõnar, Bağlar,
Yenişehir ve Sur ilçele-
rinde on binlerce ilk-
öğretim öğrencisi okula
giderken, boykot daha
çok liselerde etkili oldu.
Kayapõnar ve Yenişehir
gibi yüksek gelir grup-
larõnõn yaşadõklarõ böl-
gelerde boykota katõ-
lõm düşük olurken Bağ-
lar ve Sur gibi dar gelirli
yurttaşlarõn yaşadõğõ
bölgelerde ise çocuklar
okula gitmedi.
İl Milli Eğitim Mü-
dürlüğü önünde bir ara-
ya gelen ve aralarõnda
küçük çocuklarõn da bu-
lunduğu Özgür Düşün-
ce ve Eğitim Haklarõ
Derneği ile Mazlum-
Der’e üye yaklaşõk 50
kişi de, “Andımız Kal-
dırılsın” eylemi yaptõ.
HAKKÂRİ: Referan-
dumda BDP’nin boy-
kot çağrõsõ üzerine yurt-
taşlarõn yüzde 93’ünün
sandõk başõna gitmediği
kentte, okullarõn boy-
kot edilmesi çağrõsõ da
yankõ buldu. Çok az sa-
yõda öğrencinin okula
gittiği Hakkâri ve ilçe-
lerindeki bazõ okullarda,
açõlõş törenleri öğret-
menlerin katõlõmõyla
başladõ. Hakkâri Vali
Vekili Davut Sinanoğ-
lu, öğrencilerin okula
gitmemesinin nedeni-
nin boykot olmadõğõnõ
savundu.Kurdi-Der
Hakkari Temsilcisi
Eyüp Bor ise öğrenci-
lerin yüzde 95’nin ana-
dilleri için okullara git-
meyip, boykot uygula-
dõklarõnõ söyledi.
BATMAN: Merkez-
deki Vakõfbank İlköğ-
retim Okulu’na derslerin
başlamasõndan önce
molotoflu saldõrõ yapõl-
dõ. Atõlan 2 molotof-
kokteyli okul camlarõnõn
kõrõlmasõna yol açtõ.
VAN: Özellikle göç
ederek kente yerleşen
yurttaşlarõn yaşadõğõ ma-
hallelerde okullar boş
kaldõ. Mahalleleri do-
laşan zõrhlõ polis araçlarõ
“Çocuklarınızı okula
gönderin” çağrõsõ yap-
tõ. 3 bin kapasiteli Dum-
lupõnar İlköğretim Oku-
lu’nda sadece 30 öğ-
renci ders başõ yaptõ.
BİTLİS: Anadilde
eğitim için yapõlan boy-
kot çağrõsõna uyulmadõ.
SİİRT: Çocuklarõn
okula gitmesini engel-
lemeye çalõştõklarõ ge-
rekçesiyle aralarõnda bir
BDP yöneticisinin de
olduğu 3 kişi gözaltõna
alõndõ. Siirt Valisi Mu-
sa Çolak vatandaşlarõn
çocuklarõnõ okula gön-
derdiğini söyledi.
AĞRI: Boykot bazõ
köylerde uygulanõrken il
merkezinde birçok öğ-
renci derslerine başladõ.
MEB: Boykot
tutmadı
Milli Eğitim Bakan-
lõğõ boykotun etkisi-
nin görülmeyecek ka-
dar az olduğunu açõk-
ladõ. Açõklamada, “Do-
ğu ve Güneydoğu
Anadolu Bölgesi’nde
öğrenciler, okullarda
yerlerini almış bulun-
maktadır. Bazı okul-
larımızda eğitim-öğ-
retime katılım yüzde
90’ı aşmıştır. Eğitim
öğretim yılının yeni
başlamış olması do-
layısıyla her yıl ol-
duğu gibi olağan bir
devamsızlık mevcut-
tur. Boykotun etkisi-
nin yüzde 1 ile yüzde 2
civarında olduğu tes-
pit edilmiştir” denildi.
ANADİLDE EĞİTİM EYLEMİ
YAŞLILAR HEYETİ
Koşulsuz
barış
çağrısı
İstanbul Haber Servisi - “Ba-
rış İçin Yaşlılar Heyeti” adõ al-
tõnda bir araya gelen basõn ve aka-
demi dünyasõnõn temsilcileri yap-
tõklarõ ortak açõklamada, “Ta-
rafları koşulsuz, süresiz bir ça-
tışmasızlık sürecini başlatmaya,
sorunu diyalog yoluyla çözmek
için silahları susturmaya, barış
sürecini başlatmaya çağırıyo-
ruz” çağrõsõnda bulundu.
Taksim Nippon Otel’de dün
düzenlenen toplantõda konuşan
Yüksel Selek şunlarõ söyledi:
“Biz bu ülkenin yaşlı insan-
ları, eylemsizlik süresinin son
tarihi olarak ilan edilen bu-
gün tüm tarafları koşulsuz, sü-
resiz bir çatışmasızlık sürecini
başlatmaya, sorunu diyalog yo-
luyla çözmek için silahları sus-
turmaya, barış sürecini baş-
latmaya çağırıyoruz.”
Çözüm için koşullarõn bugün
her zamankinden daha hazõr ol-
duğunun altõnõ çizen ve “Son
günlerde yaşanan talihsiz olay-
ları bahane ederek diyalog yo-
lunu kapatmayın” diyen Selek
şöyle konuştu: “Savaştan rant
devşiren barış düşmanlarına
prim vermeyin. Barışın ipeği
kozasında örülür. Barış yolu-
nun açılması için tüm kapıları
çalacağız. Süreci adım adım
izleyeceğiz. Üzerimize düşen,
düşmeyen her göreve hazırız,
gönüllüyüz. Barışın kalıcı ola-
rak inşa edildiğini görmeden öl-
mek istemiyoruz.”
Heyette yer alan Türk Tabip-
leri Birliği Başkanõ Gençay Gür-
soy da, “Türkiye’de savaşı sus-
turacak kamuoyu var. Ateş-
kesin süresiz uzatılacak olma-
sı haberi sevindirici ama hâlâ
Türkiye’de barış konusunda
adım atacak siyasi irade orta-
da yok. Bu iradenin ortaya
çıkması lazım” dedi.
Tarık Ziya Ekinci, Altan
Öymen, Mete Tunçay, Özden
Sönmez, Kazım Gülümser
Koçak, İbrahim Aksın, Mah-
mut Yeşil, Celalettin Yöyler,
Ece Temelkuran, Ferhat
Kentel, Osman Kavala, Nec-
miye Alpay da toplantõya ka-
tõlarak bildiriye destek verdi.
Deniz’i sevme davası
Evlerine Deniz Gezmiş ve Mahir Çayan posterleri asmalarõ
bile suç kabul edilen Halkevi üyeleri hâkim karşõsõna çõkõyor
İstanbul Haber Servisi - Samsun Halkevleri
üyesi 5’i tutuklu 12 kişi ‘silahlı örgüt üyesi ol-
dukları” ve “örgüt propagandası yaptıkları”
iddiasõyla Ankara’da bugün yargõç karşõsõna çõ-
kacak. Halkevleri Samsun Şube Başkanõ Halil
Mert’in de aralarõnda bulunduğu 12 gencin, 6
Mayõs 2008’de 78’liler Derneği’nin Deniz
Gezmiş anmasõna katõlmalarõ, aynõ yõl Cum-
hurbaşkanõ Abdullah Gül’ü protesto etmeleri
de suç delili olarak gösteriliyor.
Halkevleri ve ortak faaliyet yürüten Öğrenci
Kolektifleri üyesi 7 genç, 1 Haziran 2010’da ya-
põlan operasyonla tutuklandõ. Yapõlan itirazlarõn
ardõndan iki kişi tahliye edilirken 5 kişi ise Sin-
can F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor.
Gençler hakkõnda düzenlenen iddianamede,
Gezmiş anmasõna katõldõklarõ, Gül’ü protesto et-
tiklerine dikkat çekilerek 29 Mart 2010’da Ali
Sabancı’yõ protesto ettikleri, 30 Mart 2010’da,
Mahir Çayan ve arkadaşlarõnõn öldürülmeleriyle
ilgili etkinlik düzenledikleri anlatõldõ. İddianame-
de, “Evlerine Gezmiş ve Çayan’ın yağlıboya
tablosunu ve posterlerini astıkları”, Turan Fe-
yizoğlu ve Nihat Behram’õn kitaplarõnõ bulun-
durduklarõ belirtildi. 1 Mayõs’ta Mahir Çayan fla-
masõ taşõdõklarõ, “Mahirlerden Özgenç’e, Selam
Olsun Dev-Genç’e’ sloganõ attõklarõ, ‘Devrim
şehitleri adına’ saygõ duruşunda bulunup Dev-
Genç marşõ okuduklarõ anlatõldõ. 1 Mayõs’ta Hal-
kevleri kortejinden çekilen fotoğraflarõn da delil
olarak gösterildiği iddianamede, gençlerin, 10 yõ-
la kadar hapis cezasõyla yargõlanmalarõ istendi.
Davaya katılım çağrısı
Halkevleri’nden yapõlan açõklamada, demokra-
si mücadelesinin bir parçasõ olan herkese davaya
katõlma çağrõsõ yapõldõ. Halkevleri Samsun Şube-
si’ne gelir için yapõlan çalõşmalarõn terör örgütü-
ne gelir elde etmek olarak gösterildiğine dikkat
çekilerek, Adana’da Çayan’õn ölüm yõldönümün-
de yapõlan etkinlik nedeniyle tutuklananlara mek-
tup göndermenin de suç sayõldõğõ belirtildi.
MİT Müsteşarõ
Fidan ABD’de
Haber Merkezi - Terörle mücadele konusunda
devletin zirvesinin geçtiğimiz hafta yaptõğõ güven-
lik zirvesinin ardõndan, MİT Müsteşarõ Hakan Fi-
dan’õn Amerika’ya gittiği, ABD’li yetkililerle
gizli görüşmeler yaptõğõ ortaya çõktõ.
MİT Müşteşarõ Fidan’õn ABD’de diplomasi,
güvenlik ve istihbarat konusunda temaslarda bu-
lunduğu kaydedildi. Fidan’õn bu çerçevede, CIA
Direktörü ve Ulusal Güvenlik Teşkilatõ yetkilile-
riyle görüşmeler yaptõğõ belirtildi. Güvenlik zirve-
sine kendisi yerine yardõmcõsõ katõlan Fidan’õn,
ABD’deki temaslarõnõn çok önemli olduğu belir-
tildi. Güvenlik zirvesinde askeri, diplomatik, sos-
yal ve psikolojik tüm araçlarõn masada tutularak
çözüm alternatiflerinin arttõrõlmasõ kararõ çõkmõştõ.
BDP Grup Başkanvekili
Bengi Yõldõz, “Ümitvar bir
yaklaşõm olursa, görüşme
süreci başlarsa eylemsizlik
süresi uzar” derken
Diyarbakõr Barosu Başkanõ
Emin Aktar da gerekirse
liderlerden yeniden
randevu talep
edebileceklerini açõkladõ.
Anter katledildiği
yerde anõldõ
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - “Ape
Musa” (Musa Amca) adõyla tanõnan Kürt gazeteci
ve yazar Musa Anter, katledildiği noktada anõldõ.
Diyarbakõr’õn Seyrantepe semti Dicle Üniversi-
tesi yolu üzerinde 18 yõl önce öldürülen Anter
için katledildiği yerde tören düzenlendi. Anter
için yapõlan anõttan öldürüldüğü yere sessizce yü-
rüyen katõlõmcõlar, bölgede katledilen diğer gaze-
tecilerin de fotoğraflarõnõ taşõdõ. Törene BDP Ge-
nel Başkan Yardõmcõsõ Gülten Kışanak da katõldõ.