Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 18 EYLÜL 2010 CUMARTESİ
6 HABERLER
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Hayal Kırıklığı ve
Bir Başka Hayal...
Halkoylaması sonucunun bende hayal
kırıklığı yarattığını açık yüreklilikle
söylemeliyim.
Aynı açık yüreklilikle de bu “hayal”imi
eleştirmem gerekiyor.
Sosyal demokrasiye, sola yakınlık duyan bir
seçmenle MHP seçmeninin ortak görüşte ve
duyarlıkta bir araya gelebileceğini hayal etmek,
demek ki yanlıştı.
Gerçi belediye seçimlerinde, bazı yörelerde,
örneğin İstanbul’da, böyle bir birliktelik
sanıyorum ki az çok sağlanmıştı.
Fakat halkoylaması sonucunu böyle bir
birlikteliğin güvencesine bağlamak, kırılmaya
mahkûm bir hayaldi ve öyle de oldu.
Bu yazıda halkoylaması sonucunun yakın
gelecekteki sonuçlarını özetlemek ve bir başka
hayalimden söz etmek istiyorum...
“Üstünlerin hukuku değil hukukun üstünlüğü”
gibi basit ve demagojik kelime oyunlarıyla,
“kralların değil kuralların egemenliği” gibi yine
zevksizlik ve ucuzluk kokan popülist
sloganlarla; yalan, dolan, tehdit ve
saldırganlıkla yürütülen bir “evet” kampanyası
sonucunda, yargı bağımsızlığına büyük bir
darbe indirilmiştir.
Belki bugünden yarına değil, fakat çok yakın
bir gelecekte, iktidarın istediği tipte ve
donanımda (genellikle imam hatip eğitimi
aldıktan sonra yükseköğrenimini tamamlamış,
Gülen cemaati okullarında eğitilmiş) bir hukuk
erbabı, Anayasa Mahkemesi, Danıştay,
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu gibi
kurumlarda çoğunlukla söz sahibi olacak,
başkaca ve en kritik yargı kurumlarına da bu
gibi hukukçular atanacaktır.
Böyle olmasa bile yapılan değişiklikle
yargının eli kolu zaten bağlanmış olmaktadır.
Artık ne kaçak Kuran kurslarının ne tarikat-
cemaat evleri ve yurtlarının izlenip
kovuşturulması ne ulusal eğitim kurumlarında
öğrenim birliği yasasının korunup kollanması
ne laiklik karşıtı eylemlerin kovuşturulması söz
konusu olabilecektir.
Özet olarak da bu değişiklikler öncesinde
bile Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı’na karşı
yapılabilen hukuksuzluk (daha doğrusu
eşkıyalık) ülke ölçeğinde genişleyecek, laiklik
karşıtı etkinliklerin üzerine gidebilecek tek bir
savcı ya da yargıcın bile çıkmaya cüret etmesi
söz konusu olamayacaktır...
İdare mahkemelerinin yetki alanından (yine
birtakım kelime oyunları ve kavram
saptırmalarıyla) “kamu yararını gözetme”
hakkının alınmış olması, yargı bağımsızlığına
(ve ülke çıkarlarına) vurulmuş bir başka büyük
darbedir.
Şimdi artık Türkiye toprakları, ülkemizin
bütün zenginlikleri, yerli ve yabancı
yağmacıların talanına, en denetimsiz biçimde
açılmış olmaktadır.
12 Eylül darbesiyle hesaplaşma
kandırmacasıyla gözleri boyanmış olan sözüm
ona demokratlar, yurtsevmezler, ilkesiz ve
kimliksiz birtakım kişiler ve çevreler, şimdi
dilediklerince mutlu olabilirler.
Bunu, Avrupa Birliği ve Avrupa
Parlamentosu sözcüleri gibi Türkiye
gerçekliğinden habersiz, çoğu gizlice ve
bilinçaltlarında Türkiye’ye ve Türk’e sevgisiz,
özgürlükçü söylemler ardında kendi
hegemonyacı çıkarlarının savunucusu,
Hıristiyan demokrat ya da sözüm ona sosyal
demokrat, solcu vb. kişi ve çevreler için de
söyleyebilirim.
Türkiye için öngördükleri demokrasi bu
idiyse, buyursunlar.
Artık Batılı spekülatörler, emperyalizmin her
türlü ve her milletten ajanları, ülke çıkarlarını
koruyup savunma hakkından yoksun bırakılan
hukukun “pranga”sından kurtulmuş olarak,
ülkemizde dilediklerince at oynatabilirler.
Bütün bu karanlık tablo karşısında, sağduyu
sahibi insanlar, bilinçli yurtseverler, solcular,
bir kenara çekilip suskunluğa mı gömülecek?
Elbette öyle olmayacak.
Yüzde kırk ikilik bir oranın asla
küçümsenemeyeceği, tam tersine bu
halkoylaması sonucunda iki temel eğilimin
saydamlaşarak karşı karşıya gelmiş olduğu bir
başka gerçektir.
Bir başka deyişle, hayal kırıklığı yaratan bu
halkoylaması, çoktandır neredeyse unutulmuş
bir hayali canlandırmıyor mu?
Bu hayal, yurtseverlerin, demokratların,
sosyal demokratların ve “sol” tanımına yaraşan
bütün kurum ve kişilerin birlikteliğidir.
12 Eylül halkoylaması süreçlerinde bu hayal
çok büyük ölçüde gerçekleşti...
CHP, TKP, ÖDP, İP, EMEP adlarının bir
araya gelmesinden ben çok büyük sevinç
duydum.
Bu birliktelikte öncelikle önemli olan, nicelik
değil niteliktir.
Farklılıklar olabildiğince bir yana bırakılarak
ortak değerlerde ve ortak bir söylemde bir
araya gelinebilirse, halkoylaması süreçlerinde
gerçekleşen birliktelik daha da güçlendirilerek
sürdürülebilirse; olumlu sonuçlarının ülke ve
kendi çıkarlarına yabancılaştırılmış halk
kitlelerinden de kısa sürede alınacağından
kuşku duymuyorum.
12 Eylül halkoylamasının en büyük kazancı,
“sol birlik”, “yurtsever cephe” hayallerimizi
tekrar canlandırmış olmasıdır...
ataolb@cumhuriyet.com.tr
Faks: (0212) 343 72 64
CMYB
C M Y B
CHP’de Baykal’õn başlattõğõ tüzük kurultayõ talebine genel sekreter Önder Sav’dan yanõt geldi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- CHP’de referandum sonrasõnda es-
ki Genel Başkan Deniz Baykal’õn baş-
lattõğõ tüzük kurultayõ tartõşmasõ rest-
leşmeye dönüştü. CHP lideri Kemal
Kılıçdaroğlu, “Şöyle ya da böyle
partinin iç meselelerinin tartışıl-
ması güzel değil” dedi. Genel Sekreter
Önder Sav, “Kurultay fantezile-
riyle meşgul değiliz” yanõtõnõ verdi.
“Baykalcı” olmadõğõnõ söyleyen CHP
Konya Milletvekili Atilla Kart ise par-
tideki yanlõşõn “bana yakın olsun da
kim olursa olsun” anlayõşõndan kay-
naklandõğõ eleştirisinde bulundu.
Baykal’õn, liderlik talebi olmadõğõ-
nõ ancak “güçlü genel sekreterliği so-
na erdirecek” tüzük değişikliğini
gerçekleştirmek ve yeni yönetim ya-
põsõ oluşturmak amacõyla kurultaya gi-
dilmesi çağrõsõ yapmasõyla CHP’de
tartõşma büyüdü. Parti içinde Baykal’õn
çõkõşõ “hesaplaşma arzusu” olarak
değerlendirildi. Brüksel dönüşünde
sorularõ yanõtlayan Kõlõçdaroğlu, “Par-
ti içi meseleleri tartışmalarının he-
le de medya aracılığıyla yapılması-
nın doğru olmadığına inanıyorum.
Varsa bir eleştiri ve öneri bunları
saygıyla dinlemeye hazırım. Basın
aracılığıyla tartışmanın bir yarar ge-
tireceğine de inanmıyorum” dedi.
‘Tartışmalara girmiyorum’
Kõlõçdaroğlu, gazetecilerin Bay-
kal’õn “partiyi iki anahtarlı bir ka-
saya” benzetmesini anõmsatmasõ üze-
rine, “Sayın Baykal, uzun süre par-
tiye hizmet etmiş, parti için çalışmış,
düşüncelerine değer verdiğim, say-
gıdeğer bir liderdir. Dolayısıyla
ben, bu tür tartışmalara özenle gir-
memeye çalışıyorum” dedi.
Kõlõçdaroğlu, “Bu tür açıklama-
ların dışarıya karşı partinin izleni-
mini nasıl etkilediği” sorusuna ise,
“Bu tartışmaların parçası olmak is-
temiyorum” karşõlõğõnõ verdi. Kõlõç-
daroğlu, “Görüşmeniz gündeme ge-
lebilir mi” sorusuna da “Koşullar uy-
gun olursa görüşürüz tabii” dedi.
Kõlõçdaroğlu pazar günü Alman-
ya’ya gideceğini ve Sosyal Demokrat
Parti yetkilileriyle bir araya geleceği-
ni belirterek, “CHP’yi Türkiye’de ve
dünyada olduğundan daha iyi bir
yere getirmek istiyorum” dedi.
‘Kaşımak bana yakışmaz’
Baykal’õn, yönetimi eleştirerek
“Bizde iki anahtar var. Biri genel
başkanda, diğeri genel sekreterde”
açõklamasõ yapmasõ partide tepkiyle
karşõlandõ. Sav, “Açıklamaları kişi-
sel hırs olarak görüyorum. Bütün
teşkilatlar şu anda bir makinenin
ahenkli dişlileri gibi çalışarak gele-
ceği süratle hazırlamakla meşgulüz.
Kurultay fantezileri ile meşgul ola-
cak durumda değiliz, herhangi bir
kişiye herhangi bir zata söyleyecek
bir sözüm yok. Hele hele geride bı-
raktığımız on bir yılda genel se-
kreter olarak çalıştığım döneme
ilişkin herhangi bir olayı kaşımak
bana yakışmaz” diye yanõt verdi.
Kart’tan yönetime eleştiri
Genel Başkan Yardõmcõsõ Hakkı
Süha Okay da, Kõlõçdaroğlu’nun,
delegelerin istemesi durumunda tüzüğe
uygun olarak kurultaya gidilebilece-
ğini ancak parti yönetim organlarõnda
kurultaya ihtiyaç olmadõğõ görüşünün
benimsendiğini söyledi.
Atilla Kart, yönetime eleştirilerini
sürdürdü. “Baykalcı” olmadõğõnõ söy-
leyen Kart, “Hiç kimseyi hedef al-
madan söylüyorum; CHP’nin temel
yanlışı, nitelikli olmayan örgüt ya-
pılarına sahip çıkmak” dedi.
D E N İ Z B A Y K A L ’ D A N S A V ’ A A Ğ I R Y A N I T
ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski CHP Genel
Başkanõ Deniz Baykal, CHP Genel Sekreti Önder
Sav’õn “Kurultay fantezileriyle meşgul değiliz” açõk-
lamasõna sert yanõt verdi. Baykal, “Kendi durumlarının
sarsılacağını düşünen bazı insanlar bu öneri karşısında
suçlayıcı değerlendirmeler yapıyorlar” dedi. Baykal,
Antalya Havalimanõ’nda gazetecilere yaptõğõ açõklama-
da, “Söylenmesi gerektiğine inandığım her şeyi bir
parti sorumluluğu duygusu içinde ifade ettim. Kendi
durumlarının sarsılacağını düşünen bazı insanlar bu
öneri karşısında suçlayıcı değerlendirmeler yapıyor-
lar. Ben söylenmesi gereken her şeyi söyledim. Benim
sözlerimi dikkatle okurlarsa her şey bunun içinde var-
dır” dedi. Baykal’õ Antalya Havalimanõ’nda Büyükşehir
Belediye Başkanõ Mustafa Akaydın, CHP İl Başkanõ
Özer Ülken, ve CHP Antalya Milletvekili Hüsnü Çöl-
lü ile diğer partililer karşõladõ. Baykal, partililerle yakla-
şõk bir saat VIP salonunda görüşme yaptõ.
ARİF SAĞ’DAN BAŞBAKAN’A TEPKİ:
ALİ AÇAR
Eski SHP milletvekili Arif Sağ, re-
ferandumda alõnan “hayır” oylarõnõn
Kemal Kılıçdaroğlu’nun bireysel ba-
şarõsõ olduğunu söyleyerek “Başarı-
sızlık varsa bu partinin başarısızlığı-
dır. Kılıçdaroğlu yalnız bırakıldı”
dedi. Başbakan Tayyip
Erdoğan’õn referandum
sürecinde “Yargıda bir
mezhep, cemaat gruplaş-
ması var” yönündeki
açõklamalarõna da değinen
Sağ, “Bu iş yarın Türki-
ye’de kaç Alevi yaşasın
mantığına uzanır. Alevi
kurumları bir araya ge-
lerek değerlendirme
yapmalı” diye konuştu.
Sağ, Eski Adalet Bakanõ
Seyfi Oktay ve Kõlõçdaroğlu üzerin-
den Alevilerin hedef alõndõğõnõ belirte-
rek, “Alevi camiasından ve CHP’den
bu konuda bir ses çıkmadı. Başba-
kan kamuda ve yargıda kaç kişinin
olduğunu ve kaçının Alevi kökenli
olduğunu bize de söylesin bilelim.
Alevi olursa ne oluyor, Sünni olursa
ne oluyor ” dedi. Alevi çalõştayõna ka-
tõldõğõ için kendisine tepkilerin oldu-
ğunu ifade eden Sağ, “Bunu kamuo-
yuna ilk kez açıklıyorum; bu çalış-
tayların son ikisine eski CHP Genel
Başkanı Deniz Baykal’ın bilgisi dahi-
linde neler olup bittiğini kontrol et-
mek amacıyla katıldım.
Bireysel hiçbir harekette
bulunmadım” dedi.
Alevilerin temel talepleri-
nin zorunlu din dersinin
kaldõrõlmasõ, cemevlerinin
yasal statüye kavuşturulma-
sõ ve Diyanet İşleri Başkan-
lõğõ’nõn kaldõrõlmasõ oldu-
ğunu vurgulayan Sağ,
“Aleviler haklarını ara-
yacak yeni kulvarlar
oluşturmalı ve yeni bir tartışma
başlatmalı. Alevilerin akil adamları
hiçbir ayrım yapmadan platform
oluşturarak Türkiye’de yaşabiliyor
muyuz? İnançlarımızı yaşayabilecek
miyiz? Alevileri bu ülkede istiyorlar
mı, istemiyorlar mı? Bunların sor-
gulanması lazım” diye konuştu.
Başbakan Tayyip Erdoğan, idam edilen Adnan Menderes, Fatin
Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ın mezarlarını ziyaret etti. (AA)
İstanbul Haber Servisi - Baş-
bakan Recep Tayyip Erdoğan, 27
Mayõs 1960 askeri müdahalesinin
ardõndan idam edilen eski Başbakan
Adnan Menderes, Dõşişleri Baka-
nõ Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye
Bakanõ Hasan Polatkan’õn idam
edi-lişlerinin 49. yõldönümünde
anõtmezarlarõnõ ziyaret etti. Erdoğan,
“Bundan tam 49 sene önce 17 Ey-
lül gününün öğle saatlerinde İm-
ralı Adası’nda kurulan darağa-
cında hayatı sona eren Menderes
çok isabetli bir ifadeyle, demok-
rasi şehididir. Menderes’i idam
etmekle milletin kendi iradesine
sahip çıkma mücadelesinin önü-
nün kesilebileceğini zanneden-
ler, yaşadıklarından maalesef
ders almadılar, ders alamıyorlar”
dedi. Törende Erdoğan ve Mende-
res ailesi mozoleye çelenk koydu.
12 Eylül’de yapõlan halkoylama-
sõnda ortaya çõkan iradenin, darbe-
ci ve vesayetçi anlayõşa gereken ce-
vabõ verdiğini savunan Erdoğan,
“Menderes’ten hemen yanı ba-
şında yatan merhum Turgut
Özal’a, oradan bugüne kadar
varlığını sürdüren ruh, işte bu
ruhtur. Menderes’i idam etmek-
le milletin kendi iradesine sahip
çıkma mücadelesinin önünün ke-
silebileceğini zannedenler, yaşa-
dıklarından maalesef ders alma-
dılar, ders alamıyorlar” dedi.
Erdoğan: Millet iradesine sahip
çıkmaya çalışanlar ders almıyorlar
Alevileri bu ülkede
istiyorlar mõ tartõşõlmalõ
Oğul Menderes’ten
duygulu konuşma
Adnan Menderes’in oğlu Aydın Mende-
res de tören öncesinde eşiyle birlikte anne-
si Berin Menderes’in mezarını ziyaret etti.
Aydın Menderes, “Bir evladın babasını kay-
betme acısını hiçbir şey telafi edemez. Ona
gösterilen bu bağlılığı, onun öbür dünya-
sının da aydınlık olduğunu gösteren bir işa-
ret olarak yorumluyorum. 49 yıl önce, rad-
yoda babamın idam haberini işittiğim andan
itibaren bu inanç içerisindeyim” dedi. (AA)
MHP’DEN TERÖR ÇIKIŞI
‘Bu oyunu
bozacağız’
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - MHP Grup Başkanvekili
Oktay Vural, Hakkâri’deki 9
yurttaşõn yaşamõnõ yitirdiği mayõn
saldõrõsõyla ortaya çõkan BDP-hü-
kümet üyeleri görüşmesini “Her-
halde bir teşekkür görüşmesi
olacaktı. MHP olarak bu oyunu
biliyoruz ve bu oyunu bozaca-
ğız” sözleriyle eleştirdi.
Vural, medyanõn, referandum-
da MHP’nin neden “hayır”,
AKP’nin neden “evet” dediğini
yurttaşa ulaştõrmada ciddi sorun
yaşadõğõnõ savunarak “Hepimiz
bu gemide yaşıyoruz, kaptanlığı
yapanlar kayalığa götürüyorsa,
kayalara çarpan, su alan gemi-
de, hepimiz kaybedeceğiz” dedi.
Sanal bir anayasa tartõşmasõ ile-
yurttaşõn gerçek sorunlarõnõn gün-
deme gelmesinin engellendiğini
iddia eden Vural, “Yaşananlar,
yüksek rakımlı tepelerde, post
peşinde koşanların o postlar
için nasıl vatandaşı birbirine
kırdırmak için tezgâhlar hazır-
ladığını ortaya koyması bakı-
mından ilginçtir” diye konuştu.
Vural, yargõnõn siyasallaşmamasõ
için referandumda “hayır” dedik-
lerini belirtti. Medyanõn, HSYK
üyeliği için iktidar tarafõndan yü-
rütülen kampanya ve “anahtar
listeleri” deşifre etmesini isteyen
Vural, İran’dan AKP’ye 25 mil-
yon dolar yardõm yapõldõğõ iddia-
larõna ilişkin de AKP’ye, yurti-
çinden nasõl ve kimlerin yardõm
yaptõğõ konusundaki belgeleri ka-
muoyu ile paylaşacağõnõ söyledi.
‘Kurultaya gerek yok’
BRÜKSEL (Cumhuriyet) - CHP li-
deri Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’de
etnik kimliğin bölünmeye gittiği uya-
rõsõnda bulunarak, “İnancı ve etnik
kimliği siyasete sokanlardan kur-
tulmalıyız” dedi. Brüksel’de Türklerin
yoğun yaşadõğõ Schaerbeek semtinde
yurttaşlarla sohbet eden Kõlõçdaroğlu ba-
şörtüsü ile ilgili soruya şu yanõtõ verdi:
“Bir başörtüsü sorunu var. AKP ile
aramızdaki fark şu: AKP olayı si-
yasallaştırdığı için çözemiyor. Oysa
biz siyasallaştırmıyoruz.”
‘TÜRBAN SORUNUNU
BİZ ÇÖZECEĞİZ’
‘HABERİ YAZANLAR
GAZETECİ OLAMAZ!’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
CHP Genel Başkanõ Kemal Kılıçda-
roğlu, Brüksel dönüşünde Esenboğa
Havalimanõ’nda sorularõ yanõtladõ.
Brüksel’de havalimanõnda VIP’ten ge-
çirilmediği ve üzerinin arandõğõ habe-
rine sert tepki gösteren Kõlõçdaroğlu,
“VIP’ten geçmek gibi tasası olmadı-
ğını” ifade ederek “Onun dışındaki
haberlerin tamamı yalan. Haberi
yazanlar gazeteci olamaz, gazeteci ah-
lakına sahip değildirler. Hiç kimse
aşağılık bir haberin arkasına sak-
lanmamalı. Çünkü yanımızdaki ga-
zeteciler bile şaşırdılar ‘böyle yalan
haber nasõl oluyor’ diye. O yalan ha-
berleri yazan gazeteler ve haber ya-
pan televizyon kanalları aleyhine
dava açacağız” diye konuştu.
Brüksel temaslarõnõn “dolu dolu
geçtiğini” dile getiren Kõlõçdaroğlu,
Kõbrõs konusundaki düşüncelerini de ak-
tardõğõnõ kaydetti. Klõçdaroğlu, “Türk
tarafı üzerindeki ambargonun kal-
dırılmasının o bölgenin de AB’nin bir
parçası olarak standardının yüksel-
tilmesini ısrarla dile getirdik” dedi.