22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 18 EYLÜL 2010 CUMARTESİ 6 HABERLER CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Hayal Kırıklığı ve Bir Başka Hayal... Halkoylaması sonucunun bende hayal kırıklığı yarattığını açık yüreklilikle söylemeliyim. Aynı açık yüreklilikle de bu “hayal”imi eleştirmem gerekiyor. Sosyal demokrasiye, sola yakınlık duyan bir seçmenle MHP seçmeninin ortak görüşte ve duyarlıkta bir araya gelebileceğini hayal etmek, demek ki yanlıştı. Gerçi belediye seçimlerinde, bazı yörelerde, örneğin İstanbul’da, böyle bir birliktelik sanıyorum ki az çok sağlanmıştı. Fakat halkoylaması sonucunu böyle bir birlikteliğin güvencesine bağlamak, kırılmaya mahkûm bir hayaldi ve öyle de oldu. Bu yazıda halkoylaması sonucunun yakın gelecekteki sonuçlarını özetlemek ve bir başka hayalimden söz etmek istiyorum... “Üstünlerin hukuku değil hukukun üstünlüğü” gibi basit ve demagojik kelime oyunlarıyla, “kralların değil kuralların egemenliği” gibi yine zevksizlik ve ucuzluk kokan popülist sloganlarla; yalan, dolan, tehdit ve saldırganlıkla yürütülen bir “evet” kampanyası sonucunda, yargı bağımsızlığına büyük bir darbe indirilmiştir. Belki bugünden yarına değil, fakat çok yakın bir gelecekte, iktidarın istediği tipte ve donanımda (genellikle imam hatip eğitimi aldıktan sonra yükseköğrenimini tamamlamış, Gülen cemaati okullarında eğitilmiş) bir hukuk erbabı, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu gibi kurumlarda çoğunlukla söz sahibi olacak, başkaca ve en kritik yargı kurumlarına da bu gibi hukukçular atanacaktır. Böyle olmasa bile yapılan değişiklikle yargının eli kolu zaten bağlanmış olmaktadır. Artık ne kaçak Kuran kurslarının ne tarikat- cemaat evleri ve yurtlarının izlenip kovuşturulması ne ulusal eğitim kurumlarında öğrenim birliği yasasının korunup kollanması ne laiklik karşıtı eylemlerin kovuşturulması söz konusu olabilecektir. Özet olarak da bu değişiklikler öncesinde bile Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı’na karşı yapılabilen hukuksuzluk (daha doğrusu eşkıyalık) ülke ölçeğinde genişleyecek, laiklik karşıtı etkinliklerin üzerine gidebilecek tek bir savcı ya da yargıcın bile çıkmaya cüret etmesi söz konusu olamayacaktır... İdare mahkemelerinin yetki alanından (yine birtakım kelime oyunları ve kavram saptırmalarıyla) “kamu yararını gözetme” hakkının alınmış olması, yargı bağımsızlığına (ve ülke çıkarlarına) vurulmuş bir başka büyük darbedir. Şimdi artık Türkiye toprakları, ülkemizin bütün zenginlikleri, yerli ve yabancı yağmacıların talanına, en denetimsiz biçimde açılmış olmaktadır. 12 Eylül darbesiyle hesaplaşma kandırmacasıyla gözleri boyanmış olan sözüm ona demokratlar, yurtsevmezler, ilkesiz ve kimliksiz birtakım kişiler ve çevreler, şimdi dilediklerince mutlu olabilirler. Bunu, Avrupa Birliği ve Avrupa Parlamentosu sözcüleri gibi Türkiye gerçekliğinden habersiz, çoğu gizlice ve bilinçaltlarında Türkiye’ye ve Türk’e sevgisiz, özgürlükçü söylemler ardında kendi hegemonyacı çıkarlarının savunucusu, Hıristiyan demokrat ya da sözüm ona sosyal demokrat, solcu vb. kişi ve çevreler için de söyleyebilirim. Türkiye için öngördükleri demokrasi bu idiyse, buyursunlar. Artık Batılı spekülatörler, emperyalizmin her türlü ve her milletten ajanları, ülke çıkarlarını koruyup savunma hakkından yoksun bırakılan hukukun “pranga”sından kurtulmuş olarak, ülkemizde dilediklerince at oynatabilirler. Bütün bu karanlık tablo karşısında, sağduyu sahibi insanlar, bilinçli yurtseverler, solcular, bir kenara çekilip suskunluğa mı gömülecek? Elbette öyle olmayacak. Yüzde kırk ikilik bir oranın asla küçümsenemeyeceği, tam tersine bu halkoylaması sonucunda iki temel eğilimin saydamlaşarak karşı karşıya gelmiş olduğu bir başka gerçektir. Bir başka deyişle, hayal kırıklığı yaratan bu halkoylaması, çoktandır neredeyse unutulmuş bir hayali canlandırmıyor mu? Bu hayal, yurtseverlerin, demokratların, sosyal demokratların ve “sol” tanımına yaraşan bütün kurum ve kişilerin birlikteliğidir. 12 Eylül halkoylaması süreçlerinde bu hayal çok büyük ölçüde gerçekleşti... CHP, TKP, ÖDP, İP, EMEP adlarının bir araya gelmesinden ben çok büyük sevinç duydum. Bu birliktelikte öncelikle önemli olan, nicelik değil niteliktir. Farklılıklar olabildiğince bir yana bırakılarak ortak değerlerde ve ortak bir söylemde bir araya gelinebilirse, halkoylaması süreçlerinde gerçekleşen birliktelik daha da güçlendirilerek sürdürülebilirse; olumlu sonuçlarının ülke ve kendi çıkarlarına yabancılaştırılmış halk kitlelerinden de kısa sürede alınacağından kuşku duymuyorum. 12 Eylül halkoylamasının en büyük kazancı, “sol birlik”, “yurtsever cephe” hayallerimizi tekrar canlandırmış olmasıdır... ataolb@cumhuriyet.com.tr Faks: (0212) 343 72 64 CMYB C M Y B CHP’de Baykal’õn başlattõğõ tüzük kurultayõ talebine genel sekreter Önder Sav’dan yanõt geldi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP’de referandum sonrasõnda es- ki Genel Başkan Deniz Baykal’õn baş- lattõğõ tüzük kurultayõ tartõşmasõ rest- leşmeye dönüştü. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Şöyle ya da böyle partinin iç meselelerinin tartışıl- ması güzel değil” dedi. Genel Sekreter Önder Sav, “Kurultay fantezile- riyle meşgul değiliz” yanõtõnõ verdi. “Baykalcı” olmadõğõnõ söyleyen CHP Konya Milletvekili Atilla Kart ise par- tideki yanlõşõn “bana yakın olsun da kim olursa olsun” anlayõşõndan kay- naklandõğõ eleştirisinde bulundu. Baykal’õn, liderlik talebi olmadõğõ- nõ ancak “güçlü genel sekreterliği so- na erdirecek” tüzük değişikliğini gerçekleştirmek ve yeni yönetim ya- põsõ oluşturmak amacõyla kurultaya gi- dilmesi çağrõsõ yapmasõyla CHP’de tartõşma büyüdü. Parti içinde Baykal’õn çõkõşõ “hesaplaşma arzusu” olarak değerlendirildi. Brüksel dönüşünde sorularõ yanõtlayan Kõlõçdaroğlu, “Par- ti içi meseleleri tartışmalarının he- le de medya aracılığıyla yapılması- nın doğru olmadığına inanıyorum. Varsa bir eleştiri ve öneri bunları saygıyla dinlemeye hazırım. Basın aracılığıyla tartışmanın bir yarar ge- tireceğine de inanmıyorum” dedi. ‘Tartışmalara girmiyorum’ Kõlõçdaroğlu, gazetecilerin Bay- kal’õn “partiyi iki anahtarlı bir ka- saya” benzetmesini anõmsatmasõ üze- rine, “Sayın Baykal, uzun süre par- tiye hizmet etmiş, parti için çalışmış, düşüncelerine değer verdiğim, say- gıdeğer bir liderdir. Dolayısıyla ben, bu tür tartışmalara özenle gir- memeye çalışıyorum” dedi. Kõlõçdaroğlu, “Bu tür açıklama- ların dışarıya karşı partinin izleni- mini nasıl etkilediği” sorusuna ise, “Bu tartışmaların parçası olmak is- temiyorum” karşõlõğõnõ verdi. Kõlõç- daroğlu, “Görüşmeniz gündeme ge- lebilir mi” sorusuna da “Koşullar uy- gun olursa görüşürüz tabii” dedi. Kõlõçdaroğlu pazar günü Alman- ya’ya gideceğini ve Sosyal Demokrat Parti yetkilileriyle bir araya geleceği- ni belirterek, “CHP’yi Türkiye’de ve dünyada olduğundan daha iyi bir yere getirmek istiyorum” dedi. ‘Kaşımak bana yakışmaz’ Baykal’õn, yönetimi eleştirerek “Bizde iki anahtar var. Biri genel başkanda, diğeri genel sekreterde” açõklamasõ yapmasõ partide tepkiyle karşõlandõ. Sav, “Açıklamaları kişi- sel hırs olarak görüyorum. Bütün teşkilatlar şu anda bir makinenin ahenkli dişlileri gibi çalışarak gele- ceği süratle hazırlamakla meşgulüz. Kurultay fantezileri ile meşgul ola- cak durumda değiliz, herhangi bir kişiye herhangi bir zata söyleyecek bir sözüm yok. Hele hele geride bı- raktığımız on bir yılda genel se- kreter olarak çalıştığım döneme ilişkin herhangi bir olayı kaşımak bana yakışmaz” diye yanõt verdi. Kart’tan yönetime eleştiri Genel Başkan Yardõmcõsõ Hakkı Süha Okay da, Kõlõçdaroğlu’nun, delegelerin istemesi durumunda tüzüğe uygun olarak kurultaya gidilebilece- ğini ancak parti yönetim organlarõnda kurultaya ihtiyaç olmadõğõ görüşünün benimsendiğini söyledi. Atilla Kart, yönetime eleştirilerini sürdürdü. “Baykalcı” olmadõğõnõ söy- leyen Kart, “Hiç kimseyi hedef al- madan söylüyorum; CHP’nin temel yanlışı, nitelikli olmayan örgüt ya- pılarına sahip çıkmak” dedi. D E N İ Z B A Y K A L ’ D A N S A V ’ A A Ğ I R Y A N I T ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, CHP Genel Sekreti Önder Sav’õn “Kurultay fantezileriyle meşgul değiliz” açõk- lamasõna sert yanõt verdi. Baykal, “Kendi durumlarının sarsılacağını düşünen bazı insanlar bu öneri karşısında suçlayıcı değerlendirmeler yapıyorlar” dedi. Baykal, Antalya Havalimanõ’nda gazetecilere yaptõğõ açõklama- da, “Söylenmesi gerektiğine inandığım her şeyi bir parti sorumluluğu duygusu içinde ifade ettim. Kendi durumlarının sarsılacağını düşünen bazı insanlar bu öneri karşısında suçlayıcı değerlendirmeler yapıyor- lar. Ben söylenmesi gereken her şeyi söyledim. Benim sözlerimi dikkatle okurlarsa her şey bunun içinde var- dır” dedi. Baykal’õ Antalya Havalimanõ’nda Büyükşehir Belediye Başkanõ Mustafa Akaydın, CHP İl Başkanõ Özer Ülken, ve CHP Antalya Milletvekili Hüsnü Çöl- lü ile diğer partililer karşõladõ. Baykal, partililerle yakla- şõk bir saat VIP salonunda görüşme yaptõ. ARİF SAĞ’DAN BAŞBAKAN’A TEPKİ: ALİ AÇAR Eski SHP milletvekili Arif Sağ, re- ferandumda alõnan “hayır” oylarõnõn Kemal Kılıçdaroğlu’nun bireysel ba- şarõsõ olduğunu söyleyerek “Başarı- sızlık varsa bu partinin başarısızlığı- dır. Kılıçdaroğlu yalnız bırakıldı” dedi. Başbakan Tayyip Erdoğan’õn referandum sürecinde “Yargıda bir mezhep, cemaat gruplaş- ması var” yönündeki açõklamalarõna da değinen Sağ, “Bu iş yarın Türki- ye’de kaç Alevi yaşasın mantığına uzanır. Alevi kurumları bir araya ge- lerek değerlendirme yapmalı” diye konuştu. Sağ, Eski Adalet Bakanõ Seyfi Oktay ve Kõlõçdaroğlu üzerin- den Alevilerin hedef alõndõğõnõ belirte- rek, “Alevi camiasından ve CHP’den bu konuda bir ses çıkmadı. Başba- kan kamuda ve yargıda kaç kişinin olduğunu ve kaçının Alevi kökenli olduğunu bize de söylesin bilelim. Alevi olursa ne oluyor, Sünni olursa ne oluyor ” dedi. Alevi çalõştayõna ka- tõldõğõ için kendisine tepkilerin oldu- ğunu ifade eden Sağ, “Bunu kamuo- yuna ilk kez açıklıyorum; bu çalış- tayların son ikisine eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın bilgisi dahi- linde neler olup bittiğini kontrol et- mek amacıyla katıldım. Bireysel hiçbir harekette bulunmadım” dedi. Alevilerin temel talepleri- nin zorunlu din dersinin kaldõrõlmasõ, cemevlerinin yasal statüye kavuşturulma- sõ ve Diyanet İşleri Başkan- lõğõ’nõn kaldõrõlmasõ oldu- ğunu vurgulayan Sağ, “Aleviler haklarını ara- yacak yeni kulvarlar oluşturmalı ve yeni bir tartışma başlatmalı. Alevilerin akil adamları hiçbir ayrım yapmadan platform oluşturarak Türkiye’de yaşabiliyor muyuz? İnançlarımızı yaşayabilecek miyiz? Alevileri bu ülkede istiyorlar mı, istemiyorlar mı? Bunların sor- gulanması lazım” diye konuştu. Başbakan Tayyip Erdoğan, idam edilen Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ın mezarlarını ziyaret etti. (AA) İstanbul Haber Servisi - Baş- bakan Recep Tayyip Erdoğan, 27 Mayõs 1960 askeri müdahalesinin ardõndan idam edilen eski Başbakan Adnan Menderes, Dõşişleri Baka- nõ Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanõ Hasan Polatkan’õn idam edi-lişlerinin 49. yõldönümünde anõtmezarlarõnõ ziyaret etti. Erdoğan, “Bundan tam 49 sene önce 17 Ey- lül gününün öğle saatlerinde İm- ralı Adası’nda kurulan darağa- cında hayatı sona eren Menderes çok isabetli bir ifadeyle, demok- rasi şehididir. Menderes’i idam etmekle milletin kendi iradesine sahip çıkma mücadelesinin önü- nün kesilebileceğini zanneden- ler, yaşadıklarından maalesef ders almadılar, ders alamıyorlar” dedi. Törende Erdoğan ve Mende- res ailesi mozoleye çelenk koydu. 12 Eylül’de yapõlan halkoylama- sõnda ortaya çõkan iradenin, darbe- ci ve vesayetçi anlayõşa gereken ce- vabõ verdiğini savunan Erdoğan, “Menderes’ten hemen yanı ba- şında yatan merhum Turgut Özal’a, oradan bugüne kadar varlığını sürdüren ruh, işte bu ruhtur. Menderes’i idam etmek- le milletin kendi iradesine sahip çıkma mücadelesinin önünün ke- silebileceğini zannedenler, yaşa- dıklarından maalesef ders alma- dılar, ders alamıyorlar” dedi. Erdoğan: Millet iradesine sahip çıkmaya çalışanlar ders almıyorlar Alevileri bu ülkede istiyorlar mõ tartõşõlmalõ Oğul Menderes’ten duygulu konuşma Adnan Menderes’in oğlu Aydın Mende- res de tören öncesinde eşiyle birlikte anne- si Berin Menderes’in mezarını ziyaret etti. Aydın Menderes, “Bir evladın babasını kay- betme acısını hiçbir şey telafi edemez. Ona gösterilen bu bağlılığı, onun öbür dünya- sının da aydınlık olduğunu gösteren bir işa- ret olarak yorumluyorum. 49 yıl önce, rad- yoda babamın idam haberini işittiğim andan itibaren bu inanç içerisindeyim” dedi. (AA) MHP’DEN TERÖR ÇIKIŞI ‘Bu oyunu bozacağız’ ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Hakkâri’deki 9 yurttaşõn yaşamõnõ yitirdiği mayõn saldõrõsõyla ortaya çõkan BDP-hü- kümet üyeleri görüşmesini “Her- halde bir teşekkür görüşmesi olacaktı. MHP olarak bu oyunu biliyoruz ve bu oyunu bozaca- ğız” sözleriyle eleştirdi. Vural, medyanõn, referandum- da MHP’nin neden “hayır”, AKP’nin neden “evet” dediğini yurttaşa ulaştõrmada ciddi sorun yaşadõğõnõ savunarak “Hepimiz bu gemide yaşıyoruz, kaptanlığı yapanlar kayalığa götürüyorsa, kayalara çarpan, su alan gemi- de, hepimiz kaybedeceğiz” dedi. Sanal bir anayasa tartõşmasõ ile- yurttaşõn gerçek sorunlarõnõn gün- deme gelmesinin engellendiğini iddia eden Vural, “Yaşananlar, yüksek rakımlı tepelerde, post peşinde koşanların o postlar için nasıl vatandaşı birbirine kırdırmak için tezgâhlar hazır- ladığını ortaya koyması bakı- mından ilginçtir” diye konuştu. Vural, yargõnõn siyasallaşmamasõ için referandumda “hayır” dedik- lerini belirtti. Medyanõn, HSYK üyeliği için iktidar tarafõndan yü- rütülen kampanya ve “anahtar listeleri” deşifre etmesini isteyen Vural, İran’dan AKP’ye 25 mil- yon dolar yardõm yapõldõğõ iddia- larõna ilişkin de AKP’ye, yurti- çinden nasõl ve kimlerin yardõm yaptõğõ konusundaki belgeleri ka- muoyu ile paylaşacağõnõ söyledi. ‘Kurultaya gerek yok’ BRÜKSEL (Cumhuriyet) - CHP li- deri Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’de etnik kimliğin bölünmeye gittiği uya- rõsõnda bulunarak, “İnancı ve etnik kimliği siyasete sokanlardan kur- tulmalıyız” dedi. Brüksel’de Türklerin yoğun yaşadõğõ Schaerbeek semtinde yurttaşlarla sohbet eden Kõlõçdaroğlu ba- şörtüsü ile ilgili soruya şu yanõtõ verdi: “Bir başörtüsü sorunu var. AKP ile aramızdaki fark şu: AKP olayı si- yasallaştırdığı için çözemiyor. Oysa biz siyasallaştırmıyoruz.” ‘TÜRBAN SORUNUNU BİZ ÇÖZECEĞİZ’ ‘HABERİ YAZANLAR GAZETECİ OLAMAZ!’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanõ Kemal Kılıçda- roğlu, Brüksel dönüşünde Esenboğa Havalimanõ’nda sorularõ yanõtladõ. Brüksel’de havalimanõnda VIP’ten ge- çirilmediği ve üzerinin arandõğõ habe- rine sert tepki gösteren Kõlõçdaroğlu, “VIP’ten geçmek gibi tasası olmadı- ğını” ifade ederek “Onun dışındaki haberlerin tamamı yalan. Haberi yazanlar gazeteci olamaz, gazeteci ah- lakına sahip değildirler. Hiç kimse aşağılık bir haberin arkasına sak- lanmamalı. Çünkü yanımızdaki ga- zeteciler bile şaşırdılar ‘böyle yalan haber nasõl oluyor’ diye. O yalan ha- berleri yazan gazeteler ve haber ya- pan televizyon kanalları aleyhine dava açacağız” diye konuştu. Brüksel temaslarõnõn “dolu dolu geçtiğini” dile getiren Kõlõçdaroğlu, Kõbrõs konusundaki düşüncelerini de ak- tardõğõnõ kaydetti. Klõçdaroğlu, “Türk tarafı üzerindeki ambargonun kal- dırılmasının o bölgenin de AB’nin bir parçası olarak standardının yüksel- tilmesini ısrarla dile getirdik” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle