Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ekonomi@cumhuriyet.com.tr
18 EYLÜL 2010 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13
CMYB
C M Y B
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
İki Cami Arasında
Medyamızın çok da haksız olmayan
vurgulamaları ile “3. alçak tesadüf”; Erdoğan-
Ahmet Türk görüşmesi öncesi 7 şehidin
verilmesine yol açan PKK’nin döşediği
mayınlar, Kürt sorununun çözülmesi isteminde,
daha doğrusu özleminde, ne kadar da çok
farklı çıkar odaklarının çatıştığının, çok
bilinmeyenli denklemin varlığının belgesi.
BDP lideri Demirtaş mayın patlaması
üzerine, hem iptal edilen görüşmeler trafiğini
kamuoyuna duyurdu, hem de randevu
girişimlerinin telefon dinlemelerine takılmış
olması bağlantılı bir provokasyon iddiasını dile
getirdi. AKP’ye yakın medyadan da öğrendik
ki, başka dinlenen telefon konuşmaları ile,
büyük olasılıkla PKK’li eylemciler birilerine olay
yerinde bırakılmış askeri çantalardan söz
ettiler. Birileri de elleri ile koymuş gibi, sivil
vatandaş görünümünde çantaları bulup almak
istediler. Ancak güvenlik güçleri atik davranıp
vermediler. Galeyana gelmiş sivil vatandaş
rolünde atılan taşlar bir işe yaramamış. Olayın
sonrasında, şimdiye kadar yapılabilmiş resmi
saptamalara göre de mayınlar Rus yapımı ve
daha önce PKK eylemlerinde kullanılmış
türden...
Başbakan Erdoğan da daha önce ağzına
almadığı kimi bilgileri, bu olay üzerine
dillendirdi; bir zamanlar TSK’ye,
Ergenekonculara provokasyon içerikli olarak
mal edilmeye çalışılan eylemler için de “PKK
kaynaklıydı” açıklamasını yaptı. Zaten çok
profesyonel, doğrudan sivil Kürt kökenlileri
hedef almış bu acımasız terör eyleminin
unutulmaları söz konusu olamayacak, PKK’nin
kolayca edinebileceği askeri çantalar aracılığı
ile yukarıda sözü edilen türden provokasyonda
kullanılamayacağının anlaşılması sonrası, BDP
liderleri de ikinci bir olasılık olarak,
denetlenemeyen kimi PKK grupları
olabileceğinden söz etmişler...
Seçim öncesi Kürt kökenli seçmenlerimizin
“ırkçılık ve dincilik kıskacında” en çok da
yeniden büyük güç kazanan ağalar, aşiretlerin
ittifakları baskısında nasıl da sıkıştıklarını,
evetle boykot arasında kaldıklarını anlatmaya
çalışmıştım... Seçim sonuçlarındaki bölgesel,
hatta kentlerde Kürtlerin yoğunlaştığı ilçeler oy
dağılımına bakarak, bu evetle boykot arasında
sıkışmış oyların, soruna çözüm arayışları için
de bir fırsat olabileceği gündeme geldi...
Evetçilerle boykotçuların öne çıkan
siyasetçileri, bilim ve medya yorumcuları,
nerede ise referandum sonuçlarının bir başka
mesajı yokmuş gibi, gündemimizin odağına
Kürt sorununun çözümünü oturttular. Onları
haklı kılan takvim ise PKK ateşkesine her ne
kadar uyulmamışsa da verilen sürenin dolmak
üzere olmasıydı. Kişisel kanım, Okyanus ötesi
odaklar, elbette sadece Gülen cemaatinden
değil, ABD’den, Irak’tan askerini çekmesi
bağlantılı acil çözüm gereksinimiyle gelen
baskılar da belirleyiciydi...
Özetle nasıl ki Kürt kökenli seçmenlerimiz
bağlı oldukları dinsel, ırksal ağırlıklı merkezler
eksenli oy kullanma baskısını yaşadılarsa,
baskıyı yapan merkezler de seçim sonrası
aralarında çözüm üretmek üzere benzer
ağırlıkta bir baskı ile karşı karşıya kaldılar...
Siyasal taraflar olarak AKP iktidarının da
BDP’nin de ellerindeki kozları en iyi şekilde
kullanma çabaları kaçınılmazdı...
Dikkatinizi çekmek istediğim bir başka
boyut, gerek referandum öncesi, gerek
sonrasında her iki tarafın da dış merkezli etkin
odakları yanlarına çekme çabalarıydı. Kuzey
Irak iktidarı, ticari, petrol güç merkezi olarak da
Barzani ile Talabani’ye yakınlık yarışması
madalyonun görünen yüzü. Asıl yarış ABD, AB
güç odaklarının desteğini almada... Doğrusu
söz konusu dış odakların da her iki tarafa
birden dengeli mavi boncuk vermelerinin
örnekleri sayılamayacak kadar çok. Kürt
kökenli seçmenlerimiz gibi, AKP ve BDP
kadroları da Kürt sorununda uzlaşmada
çıkarlarından yana çözüm reçeteleri, uzlaşma
formülleri ararlarken iki cami arasında
beynamaz kalıp durmaktalar...
Bu arada bu ülkenin çoğunluk vatandaşları,
siyasi partileri, demokraside söz söyleme
hakları olan demokratik sivil toplum
örgütlenmeleri, “Ne halleri varsa görsünler,
çıkar paylaşım kavgalarını aralarında çözsünler”
diyebilir miyiz? Vatandaşlıktan, aynı toprakları
paylaşmaktan çok öte bağlarımız olan Kürt
kardeşlerimizin dramlarına seyirci kalabilir
miyiz? Sorunlarının çözmündeki dış çıkar
odaklarının birbirinden beter, hepimizi hedef
alan kirli çıkar ağlarının, bakış açılarının,
formüllerin işletilmesine susabilir miyiz?
Başta bu içteki iki partinin güç çatışmasının
dışında kalmış siyasi partilerimiz, ilgili hatta
ilgisiz gibi görünen tüm demokratik
örgütlenmelerimizin, birey olarak biz
vatandaşlarımızın Kürt sorununun çözümü
üzerine hem söyleyecek çok sözümüz, hem de
hakkımız olmalı değil mi?
Aynı vatandaşlık kimliğini paylaştığımız Kürt
kardeşlerimizi, ırkçı ya da dinci hiç fark etmez,
ayırımcı çözüm reçetelerine mahkûm
etmeden... Evrensel insan hakları, demokrasi
kriterleri, çok kültürlülük, gerçek barış içinde
birlikte farklı kimliklerimiz, renklerimizle barış
içinde yaşayabilmenin ilkelerinden ödün
vermeden...
soner@cumhuriyet.com.tr
Zararõna ihracat yapmayõ ve cari açõğõn büyümesini istemediklerini belirten TİM Başkanõ, kurdan şikâyet etti
Türkiye için balon riski
Ekonomi Servisi - Türkiye İhracatçõlar Mec-
lisi (TİM) Başkanõ Mehmet Büyükekşi, Mer-
kez Bankasõ’nõn faizleri daha da düşürebilece-
ğini bildirdi. Büyükekşi, Merkez Bankasõ Baş-
kanõ Durmuş Yılmaz’õn katõlõmõyla İstanbul’da
düzenlenen TİM Genişletilmiş Başkanlar Kurulu
Toplantõsõ’nda yaptõğõ konuşmada, dõş ticaret ve
cari açõk ile ilgili gelişmelere baktõklarõnda cid-
di riskler gördüklerine dikkati çekerek, bugün ih-
racatçõlarõn çok büyük bölümünün sorunlarõnõ ve
beklentileri şöyle aktardõ:
Mevcut paradigma, ekonomik istikrarõ
sağlamaktan aciz düşmüş bir yönetişim sisteminin
disipline edilmesi üzerine kuruldu... Ama artõk
başka bir noktadayõz. Yõllar boyunca reel sek-
töre kemer sõktõrdõk ve finans sektörümüze cid-
di kaynaklar aktardõk.
İhracatõn ithalata oranla daha az artmasõ ve
cari açõğõn çok hõzlõ yükselmesi mevcut para-
digmanõn oluşturduğu kur politikasõ sonucu. Türk
ihracatçõlarõ, Türkiye’deki rekabetçiliğimizi
kaybedince başta tekstil ve konfeksiyon olmak
üzere yatõrõmlarõmõzõ Mõsõr veya başka yerlerde
yaparak ayakta kalõrõz ama ülkemiz kaybeder. İh-
racatçõmõzõn yüzde 72’si ‘En büyük sorunum
kur’ diyor ve ‘Bu sebepten fiyat veremiyorum’
diyor. Bundan daha büyük bir çõğlõk olabilir mi?
Bu sürdürülemez, batarız
Merkez Bankasõ, ülkeye döviz girişlerinin
daha fazlasõnõ sterilize edebilir ve döviz re-
zervlerini daha fazla arttõrabilir. Döviz alõmla-
rõnõn miktarõ arttõrõlarak daha etkin döviz steri-
lizasyonu yoluna gidilebilir. Bir şeyi çok net ifa-
de edeyim; Türkiye’nin cari açõğõ yõlõn ilk 7 ayõn-
da 24.2 milyar dolar. Yõl sonunda 40-42 milyar
dolar olacak. Türkiye bu cari açõğõ rahatça taşõr.
Belki 2016-2017’ye kadar Türkiye cari açõğõ ta-
şõyabilir. Çünkü Türkiye’ye para girmeye devam
edecek. Varlõk fiyatlarõ artacak. Şirket değerle-
ri artacak. Bu politikanõn devamõ bizi İspanya ya-
par, Yunanistan yapar. Sektörel örnek verelim;
otomotiv sektörü düşük kurdan en çok şikâyet
eden sektörümüz... Geldiğimiz nokta şu; Al-
manya ile rekabet edemiyoruz. Yerli girdi üre-
ten yan sanayi rekabet edemiyor, üretimini dur-
duruyor. Ana sanayiye fren balata sistemleri ar-
tõk Almanya’dan gelmeye başladõ. Çünkü Tür-
kiye’de üretilenler artõk pahalõ. Avro düştüğü için
Almanya avantaj elde ediyor.
2001’de dolar kuru 1.45 ve brüt asgari üc-
ret 205 lira, 1.000 dolar ile de 7 işçi çalõştõrmak
mümkündü. 2010: Dolar kuru 1.50, brüt asgari
ücret 856 TL. Şimdi 1.000 dolar ile 1.7 işçi an-
cak çalõştõrõlabiliyor. 9 yõlda işçilik maliyetleri
yüzde 311 artmõş. Aynõ dönemde enflasyon yüz-
de 151 artmõş. Dolar ne kadar artmõş? Hiç... Mer-
kez Bankasõ’nõn kurlarla ilgili pozisyonunu
açõklamasõnõ, aktif olmasõnõ bekliyoruz.
Orta vadede bir “Türkiye balonu” oluş-
masõndan korkuyoruz, dõşarõdan kontrolsüz bir
şekilde Türkiye’ye akan paranõn varlõk fiyatla-
rõnõ, borsayõ şişireceğini ve nominal kurlarõ da-
ha da düşüreceğini düşünüyoruz. En büyük
tehlike budur. Dõşarõdan gelecek finansmanõn re-
kabet gücümüzü geriletmeyeceği bir mekaniz-
ma kurmamõz lazõm.
Merkez Bankasõ faizleri daha da düşürebi-
lir. Biz 2011 Mart’õna kadar kademeli olarak 1.25
puanlõk bir düşüşün risk oluşturmayacağõnõ dü-
şünüyoruz. TİM olarak, döviz istikrar fonu ku-
rulmasõnõ talep ediyoruz.
İnvitel’in
satõşõna onay
Ekonomi Servisi- Rekabet Ku-
rulu, geçen mayõs ayõnda anlaşma-
ya varõlan Invitel International Hol-
dings BV’nin bazõ şirketlerinin Türk
Telekomünikasyon A.Ş. tarafõndan
devralõnmasõ işlemine izin verdi.
Rekabet Kurulunun 16 Eylül ta-
rihli kararlarõ, Kurumun internet si-
tesinde yayõmlandõ.
Kurulda “Optik Fiberler üze-
rinde Vazgeçilmez Kullanım Hak-
kı Tesisine ilişkin Sözleşme” çer-
çevesinde Rekabet Kuruluna sunu-
lan taahhüdün yerine getirilmesi
koşulu ile işleme izin verilmesine,
bahse konu taahhüdün yerine geti-
rilmemesi halinde, işlemin nihai in-
celemeye alõnmasõna karar verildi.
Akaryakõtta
yeni dönem
Ekonomi Servisi - Akaryakõt sek-
töründe yeni dönem yarõn başlõyor.
13 bine yakõn bayinin faaliyet gös-
terdiği akaryakõt sektöründe bayi ile
dağõtõcõ arasõnda genelde 20 yõl gi-
bi uzun süreli olarak yapõlan söz-
leşmeleri 5 yõl süre ile sõnõrlandõra-
cak karar, bugün uygulamaya gire-
cek. Sektörde faaliyet gösteren şir-
ketlerin bugün mevcut durumlarõnõ
ilgili düzenlemelere uygun hale ge-
tirmesi gerekiyor.
Uygulamadan sonra bayinin da-
ğõtõcõsõna karşõ pazarlõk gücü artacak
böylece küçük dağõtõcõlar da pazara
giriş yapacak ve pazardan daha bü-
yük pay alacak.
Sektörde rekabet artacak ve tüke-
ticinin seçebileceği alternatifler ço-
ğalacak. Bayiler bugünden itibaren
3 ay sonunda intifa sözleşmesi im-
zalamazsa lisansõnõ kaybedecek.
Hõrvatistan’daki marinasõna
bir mega yat limanõ eklemek
üzere harekete geçen Doğuş
Grubu’nun İcra Kurulu Başkanõ
Akhan, Akdeniz’de destinasyon
ağõ kuracaklarõnõ söyledi.
HASAN ERİŞ
SİBENİK - Doğuş Grubu, büyük bü-
yüme potansiyeli görerek girdiği ma-
rinacõlõk işinde hedefini, D-Marin mar-
kasõyla Akdeniz’de ‘destinasyon ağı’
kurma aşamasõna yükseltti. Hõrvatis-
tan’da geçen yõl NCP şirketiyle ortak-
lõk kurup, Sibenik kentinde 400 yat kap-
asiteli Mandalina Marina’yõ satõn alan
D-Marin, bu marinaya 80 kapasiteli bir
mega yat limanõ eklemek için düğme-
ye bastõ.
Doğuş Grubu İcra Kurulu Başkanõ
Hüsnü Akhan, mega yat limanõnõn ar-
dõndan bölgeye bir alõşveriş merkezi,
otel ve villalar da kuracaklarõnõ, Man-
dalina Marina’da toplam yatõrõmõn 100
milyon Euro’ya ulaşacağõnõ kaydetti.
Mega yat limanõnõn temel atma tö-
reninde konuşan Hüsnü Akhan, D-
Marin markasõ altõnda hedeflerinin
Akdeniz’de bir destinasyon ağõ kurmak
olduğunu açõkladõ. Akhan, bu ağõ oluş-
turmak üzere şu anda çeşitli ülkelerde
marina arayõşõ içinde olduklarõnõ ifade
ederek, “Hırvatistan’da 2 marina ile
görüşüyoruz. Yunanistan’da arayı-
şımız sürüyor” dedi.
Akhan, Türkiye’de Didim, Turgutreis
ve Göcek’te faaliyet gösteren D-Ma-
rin’in, 100 milyon dolara mal olacak
Dalaman marinasõnõn temelini de ge-
lecek yõl atacağõnõ ifade etti.
Mandalina Marina’nın mega yat limanının temel atma törenine Doğuş Grubu İcra Başkanı Hüsnü Akhan
(sağda), Hırvat NCP’nin sahibi Goran Prgin, Türkiye’nin Zagreb Büyükelçisi Burak Özgergin (solda) katıldı.
Hüsnü Akhan, halen 350’si deniz
50’si kara olmak üzere 400 yatlõk
kapasiteyle hizmet veren
Mandalina Marina’nõn, 80
kapasiteli mega yat limanõ
tamamlanõnca, boylarõ 100
metreye ulaşan mega yatlara da
ev sahipliği yapar hale geleceğini
belirtti. Hüsnü Akhan, Dalmaçya
kõyõlarõnõn yatçõlõk sektörünün ilgi
odağõ haline geldiğini ancak
ülkede hiç mega yat limanõ
bulunmadõğõnõ kaydetti. Hüsnü
Akhan, yapõlacak olan limanõn
Hõrvatistan’õn, özelde de Sibenik
kentinin turizmine büyük katkõda
bulunacağõnõ belirtti. Hüsnü
Akhan, Türkiye’de 15 bin yat
bağlama kapasitesine karşõlõk 45-
65 bin yat bulunduğunu ifade
ederek, “Bu anlamda Türkiye’de
marina arzõ eksik. Ulaştõrma
Bakanlõğõ bu nedenle özel sektöre
teşvik veriyor. Yat turisti, gittiği
ülkede normal turistten 30 kat
fazla harcama yapõyor. Bugün bile
Türkiye’de toplam turizm gelirinin
yüzde 12’si marinalardan
geliyor” diye konuştu. Akdeniz’in
yatõrõm potansiyeline de değinen
Hüsnü Akhan, “Akdeniz’de de 500
bin civarõnda yat bağlama
kapasitesine karşõlõk 700 bin yat
var. Sektörün potansiyeli çok
yüksek. Biz de bunu
değerlendireceğiz” dedi.
Dünya genelinde 10 üretim tesisiyle 7 bine yakõn çalõşanõ bulunan Alman
mobilya aksesuvarcõsõ Hettich 37. şirketini Türkiye’de hizmete açtõ. 10
yõldõr Tepe, Kilim, İstikbal gibi Türkiye’nin önde gelen mobil-
yacõlarõna tedarik desteği sağlayan firma, iç pazarda 15 mil-
yon Avro ciro hedefliyor. Hettich Şirketler Gurubu Satõş ve Pa-
zarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Wolfgang Steib,
mobilyanõn Türkiye ekonomisinin lokomotiflerinden biri
olduğuna işaret ederek, bu yõl sektörün 7.5 milyar do-
lar iç pazar, 1.6 milyar dolarlõk da ihracat büyüklüğü-
ne ulaşmasõnõn beklendiğini kaydetti.
İSKENDERUN LİMANI’NA 12 TEKLİF
İskenderun Limanõ’nõn 36 yõl süreyle “iş-
letme hakkı devri” yöntemiyle özelleşti-
rilmesi için açõlan ihaleye dün itibarõyla
12 teklif geldi. Teklif sahipleri şöyle:
Anadolu Girişim Grubu
Assan Panel Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Yõldõrõm Holding A.Ş.
IC İçtaş İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.
PSA-Akfen Ortak Girişim Grubu
CEY Grubu Ortak Girişimi
Kumport Liman Hizmetleri ve Lojistik.
YDA İnşaat San., Alp Ateş Ltd., But-
ros Deniz, Sabay Den., Ortak Girişim
Grubu
Limak İnşaat,
Global Liman İşletmeleri A.Ş.
Çelebi-Kolin Ortak Girişim Grubu
İş Bankasõ grup şirketi Gemport ve Ar-
kas Holding bünyesindeki Limar Ortak
Girişim Grubu.
ERKUNT TRAKTÖR’DEN YENİ ‘SERİ’
Erkunt Traktör 4 milyon 500 bin TL’lik yatõrõmla geliştirdiği tam gün çalõşmaya
yetecek yakõt tanklõ, üstün manevra kabiliyetli, 12 ileri 12 geri vites kutulu ‘e
serisi’ traktörlerini piyasaya sundu. Fiyatlarõ 37 bin 500 TL’den başla-
yan traktörlerin 3 yõl garantili olduğunu söyleyen Erkunt Traktör
Genel Müdürü Zeynep Erkunt Armağan, tamamõ yerli tasarõm trak-
törler ürettiklerini ve bu üretimi gerçekleştirirken Ar-Ge ça-
lõşmalarõnõ çiftçilerin istek ve beklentilerine göre
şekillendirdiklerini kaydetti. Armağan “Gelen ta-
lepler stoklu çalõşmamõza müsaade etmiyor. Tale-
bi karşõlamak için fabrikamõzõ büyütmek ve yatõrõm
yapmak üzere çalõşmalarõmõz sürüyor” dedi.
ALMAN AKSESUVARCI HETTİCH TÜRKİYE’DE
“Merkez Bankasõ, ülkeye döviz
girişlerinin daha fazlasõnõ sterilize
edebilir ve döviz rezervlerini daha fazla
arttõrabilir. Döviz alõmlarõnõn miktarõ
arttõrõlarak daha etkin döviz
sterilizasyonu yoluna gidilebilir” diyen
TİM Başkanõ, aksi halde mevcut
politika ile Türkiye’nin Yunanistan’a,
İspanya’ya dönebileceğini belirtti.
Doğuş Akdeniz çanağında
marina ağı oluşturacak
İlk mega yat limanı
YILMAZ: YAPABİLECEKLERİMİZ SINIRLI
Merkez Bankasõ Başkanõ Dur-
muş Yılmaz, kurun önemli bir de-
ğişken olduğunu, bunun aksini
söylemediklerini anlatõrken an-
cak bugün yakalanan olumlu ha-
vayõ kaybetmeden devam ettir-
menin yollarõnõ aradõklarõnõ belirtti.
İhracatçõlar ile bir araya geldiği
toplantõ sõrasõnda yaptõğõ su-
numda “Geldiğimiz nokta iti-
barıyla Türkiye fiyat istikra-
rından henüz uzak bir nokta-
dadır” diyen Durmuş Yõlmaz,
dalgalõ kur rejiminin değiştiril-
mesini istemediklerini ve bu
varsayõmla çözüm arandõğõnõ ak-
tarõrken şunlarõ kaydetti:
Dalgalõ kur rejimi altõnda
yapõlamayacaklar varsa bunlarõ
söylemek istiyoruz, hayal kõrõklõ-
ğõ yaratmak istemiyoruz. TCMB
fiyat istikrarõnõ sağlama amacõyla
çelişmemek kaydõyla hükümetin
istihdam ve büyüme politikalarõnõ
da destekler.
Türkiye fiyat istikrarõndan he-
nüz uzak. Biz düşen enflasyon
ortamõndayõz henüz kalõcõ fiyat
istikrarõnõ sağlamõş değiliz.
Dalgalõ kur rejiminin doğru
olduğunu, değişmemesi gerektiğini
düşünüyoruz. Benim tecrübeme
göre döviz müdahaleleri volatili-
teyi daha fazla arttõrõyor ve kura et-
kisi sõnõrlõ kalõyor.
Türkiye’de faizler enflasyon
beklentilerine uyumlu, reel olarak
da gelişmekte olan ülkelere kõyasla
oldukça düşük seviyede.
TCMB’nin rezerv birikimini
hõzlandõrmayõ hedefliyoruz. Re-
zervi 100-120 milyar dolara yük-
seltsek bile kur ihracatçõlarõn iste-
diği seviyeye gelmeyebilir. Döviz
alõm miktarõnõn arttõrõlmasõ ve zo-
runlu karşõlõklarla ilgili çalõşma-
larõmõz var.
Tobin vergisinin çalõşacağõ-
nõ düşünmüyoruz. Şu anda Döviz
İstikrar Fonu’nun çalõşmayacağõ-
nõ düşünüyoruz. Uluslararasõ fon
akõmlarõna bakarak TCMB döviz
alõm miktarõnõ artõrabilir. Döviz
alõm ihale miktarõnõn artõrõlmasõ ve
TL ile YP üzerinden alõnan zorunlu
karşõlõklarla ilgili çalõşmamõz var.
Mehmet
Büyükekşi
Durmuş
Yılmaz