Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 14 EYLÜL 2010 SALI
6 HABERLER
CHP lideri Kõlõçdaroğlu, oy kullanamamasõ ile ilgili olarak adresinin sorgulanmasõnõ sert eleştirdi
‘Talimatısizekimverdi?’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP
Genel Başkanõ Kemal Kılıçdaorğlu, refe-
randumda oy kullanamamasõyla ilgili , “Dün-
yada hangi sağlıklı demokraside, her gün
kamuoyunun önünde olan bir adam nüfus
kayıtlarından silinir. Kim talimat verdi de
CHP Genel Başkanı’nın adresini sorgula-
dınız” diye sordu.
Show TV’de Ali Kırca’nõn sorularõnõ ya-
nõtlayan Kõlõçdaroğlu, kendisinin İstanbul’da
kaydõnõn olduğunu, oy kullanamamasõnõ
anõmsatarak milletvekili olduğu için istedi-
ği yerde oy kullanabileceğini söyledi. Kõ-
lõçdaroğlu, “Bizim kaydımız tümüyle seç-
men kütüklerinden silinmiş. Bir ihbar yok,
benim böyle bir talebim de yok. Benim yer
değiştirdiğim söyleniyor. Benim orada
oturmadığımı kim bildirdi. Muhtarlık
mı bildirdi, hayır. Yazı gelmiş diyorlar”
ifadelerini kullandõ.
İçişleri Bakanõ Beşir Atalay’õn konuyla il-
gili, ikameti değişenlerin kayõtlarõnõn oto-
matik olarak silindiği yönündeki açõklamasõ-
na yanõt olarak Kõlõçdaroğlu, “İkamet de-
ğiştirdiğimi nereden biliyorlar? Ben İs-
tanbul milletvekiliyim, niye ikametimi de-
ğiştireyim. Zorla ikametini değiştirdin di-
yorlar. Ben polisleri de suçlamıyorum, Sa-
yın Atalay böyle bir ifade kullandı, polis-
ler de bir devlet memuru” yanõtõnõ verdi. Kõ-
lõçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ölen kişilerin kayıtlarını niye silmi-
yorsunuz? Sıra bana gelince mi düzelti-
yorsunuz. Kim benim orada oturmadığıma
karar veriyor. Kim tutanakları tutuyor?
Ben de bakabilirdim kayıtlarıma. Fırsat ol-
madı bakamadım. Kaydımın silinebileceğini
düşünmedim hiç. Kim talimat verdi de CHP
Genel Başkanı’nın adresini sorguladınız.”
Kõlõçdaroğlu, “Parti içerisinde sorumlu
arayışınız var mı? Genel seçimler öncesin-
de yeniden bir toparlanma, bir değişikilik
olacak mı” sorusuna yanõt olarak “Referan-
dum sonuçlarını sandık bazında, ilçe ba-
zında alacağız ve örgütlerimizin perfor-
mansını alacağız. Performans düşüklüğü
gösteren arkadaşlara da ‘Kusura bakmayõn
performansõ daha iyi olan arkadaşlar gelsin’
diyeceğiz” dedi.
‘Kasıt yok ihmal var’
Bu arada Kõlõçdaroğlu’nun oy kullanama-
masõnõn ardõndaki gerçekler açõklõğa kavuş-
madõ. Kâğõthane Merkez Mahallesi Muhtarõ
Süleyman Bölük, CHP’yi kaydõn silindiği yö-
nünde bilgilendirdiğini açõklamasõna karşõn,
CHP İl Genel Meclisi Üyesi İmam Hüseyin
İmre ise Bölük’ün açõklamasõnõn yalanladõ. İs-
tanbul İl Başkanõ Berhan Şimşek de “CHP
örgütünde bir kasıt yok, ama ihmal var” de-
di. Zaman gazetesinde 6 Ağustos’ta yayõm-
lanan haberde, Kõlõçdaroğlu’nun seçmen kay-
dõnõn bulunmadõğõ bilgisine yer verilmişti.
Antalya’da
benzer tablo
ANTALYA (Cumhuriyet Büro-
su) - Antalya, Burdur ve Isparta’yõ
kapsayan Batõ Akdeniz bölgesinde,
referandum sonuçlarõ, son yerel se-
çimlerle benzer bir tablo gösterdi.
Antalya referanduma “hayır” diyen
kentlerden biri olurken Burdur ve
Isparta tercihini “evet”ten yana kul-
landõ. Ancak Antalya’nõn dağlõk
bölgelerinde “hayır” oylarõ bekle-
nenden az geldi.
Antalya’da, referandum öncesi
yüzde 60’larõn üzerinde “hayır”
oyunun çõkacağõ yönünde tahminler
yürütülürken bu oran yüzde 57 dü-
zeyinde kaldõ. Eski CHP Genel Baş-
kanõ Deniz Baykal’õn da memleketi
olan kentte, merkezle, ilçeler arasõn-
da belirgin bir fark da ortaya çõktõ.
Kent merkezinde “hayır” oylarõ
ağõrlõk kazanõrken sahilden uzak iç
kesimlerdeki Akseki, Gündoğmuş
gibi ilçelerde “hayır” oylarõ yüzde
40’lar düzeyine düştü. Konyaaltõ ve
Muratpaşa gibi merkez ilçelerde ise
“hayır” oylarõnõn oranõ yüzde 67’le-
re kadar çõktõ. Bu arada boykotun et-
kileri, Kepez’deki Kürt nüfusun
ağõrlõkta olduğu bazõ mahallelere de
yansõdõ. 9. Cumhurbaşkanõ Süley-
man Demirel’in memleketi olan
MHP’li Yusuf Ziya Günaydın’õn
belediye başkanlõğõ yaptõğõ Ispar-
ta’da yurttaşlarõn yüzde 57’si
“Evet”, yüzde 43’ü ise “hayır” oyu
kullandõ.
ESKİŞEHİR(Cumhuriyet) - Eskişehir’in
DSP’li Büyükşehir Belediye Başkanõ Prof. Dr. Yıl-
maz Büyükerşen, CHP örgütlerinin Genel Başkan
Kemal Kılıçdaroğlu’nun rüzgârõna yetişemediğini
belirterek “hayır” oyu çõkaran Eskişehirliler ile
gurur duyduğunu söyledi. Büyükerşen, “Ortaya
çıkan sonuçlar Türkiye bakımından benim bek-
lentimi vermedi ama Eskişehir verdi. Ana mu-
halefet partisi il ve ilçe partisi başkanlarına
önerdiğimiz özellikle seçim sandıklarında oy ka-
yıplarını önlemek için koordineli çalışma teklifi-
miz maalesef kabul edilmedi. Bu reddedilişten
sonra ben basın mensuplarına Eskişehir’de yüz-
de 55 ‘Hayõr’ çıkacağını söylemiştim, yanılma-
dım. Eskişehir ve Eskişehirlilerle gurur duyuyo-
rum” dedi. Büyükerşen, Bilecik’te de “hayır”
oyu çõkmasõndan mutluluk duyduğunu ifade etti.
E g e y a n d a ş l ı ğ ı a f f e t m e d i
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Ege
Bölgesi’ndeki illerin büyük bölümü, anaya-
sa değişikliği paketi referandumunda “ha-
yır” oyu vererek, son yerel seçimlere ben-
zer bir şekilde iktidar partisine tepkisini
yansõttõ. Ancak AKP’li Nihat Zeybekci’nin
belediye başkanlõğõnõ yürüttüğü Denizli’de-
ki “hayır” oylarõ sürpriz olarak değerlendi-
rildi. Denizli’de hayõr oylarõ yüzde 54 oranõ-
na ulaştõ. Aydõn’daki yüzde 64 oranõndaki
“hayır” oylarõ da Vali H. Avni Coş’un re-
ferandum önceki uygulamalarõna bağlandõ.
AKP Milletvekili Mehmet Erdem bekle-
medikleri bir sonuçla karşõlaştõklarõnõ söyle-
di. MHP’nin 2009’da yerel iktidarõ kazandõ-
ğõ Balõkesir de, “hayırcı” iller içinde yer al-
dõ. Belediye Başkanlõğõ’nõ MHP’ye kaptõran
AKP, tüm olanaklarõ kullanmasõna karşõn
bir kez daha hayal kõrõklõğõ yaşadõ.
İzmir’de ‘hayır’ tartışması
İzmir’de 600 bini aşkõn seçmen sandõğa
gitmezken MHP ve Demokrat Parti’nin
“hayır” kampanyasõnda yeterince çalõşma
yapmadõğõnõ ileri süren CHP’liler “hayır”
oylarõnõn yüzde 90’õnõn kendi partilerine ve-
rildiğini düşünüyor. MHP’de partide taban
kaymasõ yaşandõğõnõ ortaya koyduğunu ileri
süren CHP İzmir İl Başkanõ Rifat Nalban-
toğlu, CHP’nin İzmir’de oylarõnõ arttõrdõğõ-
nõ savundu. AKP İzmir İl Başkanõ Ömür
Kabak ise İzmir’de beklenenin üzerinde
“evet” oyu çõktõğõnõ savundu.
Bursa’da sürpriz sonuç
LEVENT GENCELLİ
BURSA - Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan’õn, referandum
için son mitingi yaptõğõ Bursa’da,
yüzde “56.4” evet, yüzde 43.6
“hayır” oyu çõktõ. CHP’nin son
yerel seçimlerde atak yaptõğõ
Gemlik ilçesinde yüzde 50.1 ile
“evet” oyu çõkarken Nilüfer ilçe-
sinde ise “hayır”lar yüzde 58’i
buldu. Bursa’nõn tarõm bölgele-
rinde “hayır” oyu çõkarken, dar
gelirli yurttaşlarõn yaşadõğõ bölge-
lerde “evet” patlamasõ oldu. Bir
süre önce çõkan olaylarla günde-
me oturan İnegöl’de “evet” terci-
hi yüzde 73.2 oldu. CHP’nin son
yerel seçimde AKP’ye kaptõrdõğõ
Mudanya’da ise seçmenin yüzde
61.4’ü referandumda “hayır”
oyu kullandõ. Yerel seçimlerde
İznik ilçesinde belediye başkanlõ-
ğõnõ kazanan MHP bu ilçeden
yüzde 52 oranõnda “evet” oyu
çõkmasõnõ engelleyemedi. Beledi-
ye başkanlõklarõnõ
AKP’nin kazandõğõ
Karacabey ve Musta-
fakemalpaşa ilçeleri
Bursa’daki en büyük
sürprizi yaptõ. Karaca-
bey’de “hayır” oylarõ
54.7, Mustafakemalpa-
şa’da ise yüzde 50.4 oldu.
Büyükorhan’da “evet” yüz-
de 78.1’e ulaşõrken, Harman-
cõk’ta 66.5, Orhaneli’de yüzde
65.8’e ulaştõ.
‘Muhalefet
yetersiz kaldı’
TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com
Referandum sonuçlarının televizyon
ekranlarından açıklanmasının ardından
yağdanlığın şövalyeleri sahte “özgürlük”
çığlıkları atmaya başladılar! Öyle bir manzara
yarattılar ki, sanki demokrasi, rejimin
damarlarına kadar sızacakmış da biz
habersiz kalmışız!..
Oysa tarikatların, cemaatlerin, rantiyenin,
liboşların, yandaşların ve devlet
olanaklarının çılgınca kullanıldığı bir
propaganda sürecinin tek hedefi vardı;
gericilik ve eğitimsizliğin kıskacında,
yoksullaştır - köleleştir zihniyetine kurban
edilmiş kitleler!..
Şimdi biz bu potansiyelin AKP’ye
kazandırdığı galibiyete demokrasi mi
diyeceğiz?.. Gelin bunun nasıl temelsiz bir
demokrasi aldatmacası olduğunu
gerekçelendirelim de, bellerine kadar yağ
küpüne batmış zavallılar aydınlanmış olsun!..
Referandumda evet oylarının fazla
çıkmasının onlarca nedeni var... Ya da bu
sonuç bize çok şey anlatan onlarca
gerekçeden oluşuyor... İşte ilk gerekçe:
Biz artık toplumun neredeyse yüzde 58’inin,
AKP’nin ülkeyi uçuruma götüren
uygulamalarından, işsizlikten, yoksulluktan,
açlıktan ve terörden hiç de mustarip
olmadığını anladık...
Yani “evet”çi kitleye bakarsanız ülkede
her şey güllük gülistanlık!.. Anlaşılıyor ki
herkesin keyfi yerinde!.. Demek ki neredeyse
hiçbir evde işsiz kimse yok!.. Bütün gençler
üniversiteli!.. Emekliler maaşlarıyla pekâlâ
geçiniyorlar!.. Ev hanımı kölelerinin keyfine ise
diyecek yok!..
Hele üreticilerimiz yok mu, onlar hemi de
ne biçim göbek atıyorlar!.. Mazot fiyatları
onları pek etkilememiş!.. Tarlada kalan, çöpe
dökülen ürünleri yokmuş onların!.. Demek ki
hiçbirinin tarlası, bağı, bahçesi ipotekli değil!..
Belli ki hepsi bankalardaki kredi borçlarını da
bir şekilde ödemişler!..
Yine belli ki tamamı kilerlerini pirinçle, unla,
şekerle ve yağla doldurmuş. Eeeee.. kışlık
kömür de stoktaysa vatandaşın, geriye bir
tek demokrasi eksiği kalıyordu ki, onu da
referandumda hallediverdiler?..
Rantiye kıskacı!..
İkinci gerekçenin merkezinde ekonomik
gücün yarattığı kıskaç vardı; AKP sokakları,
duvarları, billboard’ları, apartmanları,
otoyolları, hatta kaldırımları kusturacak
boyutta “evet” propagandasını içeren
materyallerle donatmıştı.
Üstelik Türkiye’nin bütün kentlerinde ne
kadar meslek örgütü varsa, AKP Genel
Merkezi hepsinin adına “evet”
propagandası içeren pankartlar hazırlamış
ve adrese teslim etmişti!..
AKP’nin yalnızca rantiyenin de desteğiyle
yarattığı propaganda baskısı yoktu. İktidar
medyası ve onun kalem köleleri, rejimi
sarsacak bu anayasa değişikliğini
dayatmak için gazetecilik mesleğinin bütün
kuralları ve ahlaki değerlerini ayaklar altına
aldılar...
Dinci ve de işbirlikçi medyadaki uşaklar, bir
korku imparatorluğu yaratılmasında ve
yurttaşların sindirilerek etki altına alınmasında
büyük rol oynadılar!..
Tarikatlar, cemaatler, dinci gruplar ve de bir
türlü varlık gösteremeyecek olan Saadet
Partisi gibi siyasal örgütlenmeler de AKP’nin
dümen suyunda rejime karşı karanlık sularda
kulaç attılar!..
Propaganda süresince devletin bir tek
bürokratı Ankara’da oturmadı. Ve onlar
AKP’nin değirmenine su taşımak için kendi
memleketlerinde birer forsa gibi çalıştılar!..
Sonunda yüz milyonlarca liralık propaganda
bütçesi ile siyaset, bürokrasi ve devletin
bütün olanaklarıyla yaratılan psikolojik
kuşatma, gericiliğin kıskacında
müritleştirilmiş, yoksulluğun kumpasında
köleleştirilmiş insanları egemenliği altına aldı!
Gaflete düşen gerekçe!..
Üçüncü gerekçe içimizden çıkıp gaflete
düşenlere ait:
Onlar ramazan, bayram ya da tatil
kaygısına düşerek sandığa gelme
zahmetine katlanmayan milyonlarca
insandan oluşuyor.
AKP’nin “laiklik karşıtlarının odağı” ilan
edilmesine en çok onlar hak vermişti...
Cumhuriyet mitinglerinde en çok onlar
bağırmıştı... Rakı masalarında ülkeyi
kurtaranlar da onlardı...
En çok okuyan, en çok sorgulayan, en çok
eleştiren ve en çok muhalefet edenler de
onlardı!..
Onlar ortadirek denilen kesimi de
kapsayan, üstelik hem sosyo-ekonomik
hem de düşünsel açıdan varlıklı
insanlardı... Geçim sıkıntıları pek yoktu,
evleri, arabaları ve yazlıkları vardı ama ne
yazık ki irade, kararlılık ve samimiyetten
yoksundular!
Onlar bugün yarın; Akdeniz, Ege ya da
Karadeniz sahillerindeki yazlıkları, çiftlikleri,
bağevleri ya da yaylalarından evlerine
dönecekler!..
Ve de kapılarını tatil yorgunluğuyla
açtıklarında görecekler ki, evlerine demokrasi
hırsızları girmiş!..
Arazide kaybolan gerekçe!..
Dördüncü gerekçe ortayolcular... Yani
MHP, Demokrat Parti ve diğerleri...
Serde politikacılık da var ya, referandum
süresince arazide bayağı dolaştım... Şu bir
gerçek ki, CHP’liler bütün örgütlenmeleriyle
referandumdan “hayır” çıkması için
ellerinden geleni fazlasıyla yaptılar.
Kısıtlı ekonomik olanaklar CHP’nin
performansını olumsuz etkilese de, Kemal
Kılıçdaroğlu - Önder Sav ikisilinin azmine
inanan parti kadroları Türkiye’nin dört bir
yanına dağılarak yurttaşlarla defalarca bir araya
geldiler ve tabanı canlı tutmak için çırpındılar.
Referandumdan çıkan yüzde 42
oranındaki “hayır” oyunun en az yüzde
35’inin CHP’lilere ait olduğundan kimsenin
kuşkusu olmasın...
Ama bu propaganda sürecinde ikinci güç
olması gereken MHP ne yazık ki arazide
yoktu... MHP lideri Devlet Bahçeli
Anadolu’yu dolaşmaktan kaçındı, mitingler
propaganda sürecinin son günlerine bırakıldı.
MHP milletvekilleri gerekli performansı
gösteremedi, parti örgütü ise kaderlerine
terk edilmenin ezikliğiyle ortada yoktular...
İşte bu gerekçeler MHP tabanında yılgınlığa
ve zemin kaymasına yol açtı. AKP’nin
muhafazakâr çevrelere yönelik mesajları da
etkileyince, MHP kadroları da “evet”çilerin
çemberine girmekten kurtulamadı. Yani MHP,
12 Eylül günü hem kendisinin hem de
demokrasinin ayağına kurşun sıkmış oldu!..
Tüm bu gerekçeler şunu özetliyor; AKP
devletin, siyasetin, bürokrasinin, medyanın ve
rantiyenin gücünü kullanarak anayasa
değişikliğinin bir tek maddesinden bile
habersiz olan milyonlarca insanı müritliğin ve
de yoksulluğun cenderesinde sandığa
yönlendirdi...
Yani 12 Eylül paranın, pervasızlığın ve
rejim düşmanlığının kirli mendillerle halay
çektiği kapkara bir güne dönüştürüldü.
Şimdi biz buna “köleliğin demokrasisi”
demeyelim de ne diyelim?..
Kölelik Demokrasisi ve Gafletin Gerekçeleri!..
BÜYÜKERŞEN:
GURUR DUYDUM
ABİDİN YAĞMUR
MERSİN - MHP ve CHP’nin güçlü oldu-
ğu Mersin, yüzde 62’lik “hayır” oranõyla
referanduma en yüksek “hayır” oranõ veren
kentler arasõna girdi. Oy dağõlõmõna bakõldõ-
ğõnda Mersin’deki oranlar 2009 yõlõndaki
yerel seçimlerin sonuçlarõyla örtüştü. Kürt
nüfusun yoğun olduğu Akdeniz ilçesinde
seçmenin yüzde 60’õ “hayır” oyu kul-
landõ. MHP’li belediyenin yönettiği
Erdemli’de sandõktan “evet” çõktõ.
AKP’nin elinde olduğu Aydõn-
cõk ve Mut ilçelerinde de
“hayır” oylarõ önde
çõktõ.
BİLİM ve SİYASET
ORHAN BURSALI
Yüzde 42 Başarıdır!
Basında ve TV’lerde yayımlanan referandum
sonuçlarını yansıtan Türkiye haritalarına bakıyorum. İki
renk: Sahil kesimlerinde sıkışmış kalmış Hayır’lar ve
ülkenin büyük kesimini kapsayan Evet’ler...
Bu yanlış bir haritadır! Evet ve Hayır diyen kentlerde
sanki mutlak evet veya hayırlar kazanmıştır!
Yarattığı algılama yanlıştır! Örneğin Hatay’da Evet
yüzde 51.38, Hayır ise 48.62’dir. Zonguldak, Burdur,
hatta Bursa bile öyledir!
İstanbul’da Evet’ler ile Hayır’lar arasında ise topu
topu 700 bin kadar oy farkı vardır!
Gerçeği “degrade” iki temel renkle gösterecek hiçbir
harita yoktur ortalıkta!
Türkiye’yi bir çoğunluk baskısı ve kafası esir almış
durumdadır.
Oy sonuçlarına baktığınızda, ilginç çıkarımlar yapılabilir.
Örneğin bazı kentlerde “oyların ruhu”ndan söz
edilebilir!
Bir ruhun rengi “Kürt” ise diğeri şüphesiz ki AKP’dir,
muhafazakârlıktır ve laiklik/aydınlıktır.
Malatya, Urfa, Kayseri, K.Maraş.. benzeri kentler için,
örneğin, hemşeri salgınlığı tutumundan/dayanışmasından
bahsedebiliriz.
Modern kapitalist ilişkilerin çözemediği toplumsal
yapıların güdülediği muhafazakâr yapılı kentlerde, eski
feodal alışkanlıklara bağlı davranış biçimleridir bu
kentlerdeki tutum benzeşmesi/örtüşmesi!
Bu kentlerden bazılarında “sanayileşme” ile birlikte
(Anadolu kaplanları) gelişen kapitalist ilişkiler, dinsel
muhafazakârlığın cenderesinde sıkışmıştır.
Ama, Batı’dan içe doğru muhafazakâr yapının yer yer
kırılmakta olduğunu görüyoruz.
Bunun tipik örnek kenti Denizli ve Manisa’dır!
Manisa’da Hayır’lar yüzde 50’nin hemen üzerindedir!
Denizli de öyle!
Bu iki kent eskiden sağın kaleleri arasındaydı! Bu yapı
parçalandı!
İktidar ve hempaları, merkez medyanın da büyük
desteğiyle örneğin Tunceli üzerinde yoğun çalıştı, ama
başarısız oldu!
Tunceli satın alınamayacak bir yurtaşlık bilincine
sahip olduğunu gösterdi!
Yalan yanlış bir dizi provokasyon, bu kentin üzerini
yalayıp geçti!
Seçmenlerin önemli bir çoğunluğu, anketlere göre,
referandumun içeriği üzerinde fazla bilgi sahibi değildir.
Burada temel soru şudur: Yüzde 42 Hayır’da mı
daha yüksek ve gelişmiş bilinç vardır ve bu
referanduma yansımıştır; yoksa yüzde 58 Evet’te mi?
Prof. Bahattin Baysal diyor ki: “Halkoylaması, din esaslı
bir dünya görüşünü savunanlarla, laik görüşü savunanlar
arasında bir yarış olarak gerçekleşti. Laik görüş yüzde 42 oy
toplayarak Müslüman bir ülkede büyük bir başarı sağladı.”
Bu saptamada haklılık payı yüksektir. Ancak eksiktir!
Referandum ile genel seçimler farklıdır.
Referandumda verilen Hayır’ların içinde laik kesimlerin
de büyük bir yüzdesi bulunuyor. Evet diyenlerin önemli
bir çoğunluğu, 12 Eylül’e ve askeri darbelere hayır
demiştir, ki bu da olumludur!
Aslında, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş fikirlerinin
ülkemizde giderek geri dönülmez bir biçimde
yerleştiğini ve gelişeceğini söyleyebilirim.
İlginç olan bir durum daha var: İktidar yanaşması
liberaller ve solcu eskileri, halkın iradesini yüceltme
yarışındalar. En rezilleri hiç utanmadan “bundan
solcular da halkla bütünleşme açısından ders
çıkarmalıdırlar” diye öğütler de veriyor!
İktidar destekçileri, ilginçtir ki, referandum sonuçlarını
belirleyen en muhafazakâr oyları ve yapıları yüceltiyorlar!
Vay vay vay... Solcu eskilerinin kaleleri demek ki
muhafazakârlığın kalelerine dönüşmüş durumdadır!
Ama buna da şaşmamak gerekir, çünkü en büyük
devrimcileri, aferin aldıkları Erdoğan olmuştur!
Sonuçlar üzerinde söylenecek çok şey var, şimdilik
Doç. Dr. Melis Sezer’in yazdıklarıyla bitirelim:
“Referandumda halkın yüzde 90’ı maddeleri bilmeden
cevapladı. Bu oran tüm anket şirketleri tarafından da
onaylandı. İkincisi ülkenin en ücra yerlerine ulaşabilen TRT
ve bazı özel kanallarca denge unsuru gözetilmeksizin
propaganda yapıldı. Bu faktör önemli olduğu için özellikle
İsviçre ve İrlanda’da medyaya görüşlere yüzde 50 - yüzde
50 yer verme kuralı uygulanır. Üçüncüsü bu referandumda
iktidar partisince ağırlık 12 Eylül 80’e verildi, özellikle 2
önemli madde gözlerden uzak tutuldu. Halk, 12 Eylül 80
darbesini destekliyor musun, diyerek baskı ve etki altına
alındı. Dördüncüsü, özellikle evet veren Doğu ve Karadeniz
bölgelerinde sosyo-kültürel seviyenin düşük olması ve
buraların BDP ile tarikatların etki alanları olması.
Bunları göz ardı ederek ‘Halk bu paketi destekledi’,
‘CHP yanlış yaptı’, ‘MHP taban kaybetti’ demek basit
yorumlardır. Halkımız bir İsveç, İsviçre, İrlanda veya
Almanya ile aynı seviyelerde değil. Dini ve maddi
durumları sömürülmeye uygun. Bu ortamlardaki
referandumları kesin halk iradesi olarak görmek, 12 Eylül
80’deki Türkiye’yi de yanlış okumak demektir...”
ERDOĞAN ERİŞEN
ORDU - Karadeniz’de CHP’li,
DSP’li ve MHP’li belediye yönetim-
lerinin olduğu kentlerde bile “evet”
oylarõnõn yüksek oranda çõkmasõ şaş-
kõnlõk yarattõ. Yapõlan değerlendir-
meler, muhalefet partilerinin çalõş-
malarõnõn yetersizliği yönünde oldu.
Son genel seçimlerde Ordu gene-
linde 55.79 oy alan AKP referan-
dumdan da yüzde 63.5 “evet” oy
oranõyla güçlenerek çõktõ. DSP’li be-
lediyenin yönetimde bulunduğu an-
cak il genel meclisi seçimlerinde
AKP’nin yüzde 42’ye ulaştõğõ kentte
“evet” oylarõndaki bu yükseliş tartõş-
maya yol açtõ. Ordu Kent Konseyi
Başkanõ Ahmet Angın toplumda çõ-
kar ilişkilerinin egemen rol oynadõğõ-
na işaret etti. Angõn sonuçlarõn ildeki
muhalefet partilerinin çalõşmalarõnõn
yetersizliğini de ortaya koyduğuna
dikkat çekti. Ordu Ziraat Odasõ Baş-
kanõ Necat Avcı da referandum so-
nuçlarõnõ “sürpriz olmadı” şeklinde
değerlendirdi. Avcõ şunlarõ söyledi:
“Halka referandumda neden hayır
oyu vermesi gerektiğini yeterince
anlatamadı. Muhalefet iktidar ara-
sındaki kavgadan duyduğu rahat-
sızlık nedeniyle de tercihini ikti-
dardan yana kullandı. Bana göre
Ordu’daki sonuçların ana nedeni
muhalefetin yetersizliğidir.”
Mersin şaşırtmadı
obursali@cumhuriyet.com.tr
İçişleri Bakanõ Beşir Atalay, CHP lideri Kõ-
lõçdaroğlu’nun oy kullanamamasõyla ilgili Em-
niyet’e yönelik iddialarõna ilişkin polisin
“hiçbir günahı” olmadõğõnõ savundu.
Konuyu aydõnlatmak istediğini belirten
Atalay, nüfus idaresinin Kõlõçdaroğlu’nun
ikametini aldõğõ mahallenin muhtarõna, 2 Şu-
bat’ta “Mahallenize 400 kişilik nakil oldu,
bunların listesini gönderiyoruz” diye yazõ
yazdõğõnõ, muhtarlarõn bunu denetlemek du-
rumunda olduğunu anlattõ. Kõlõçdaroğlu’nun
evine gittiklerinde aldõklarõ bilginin, “burada
oturmuyor” olduğunu öne süren Atalay,
“Gösterdiği adreste hiç oturmamış” dedi.
ATALAY: POLİSİN GÜNAHI YOK