19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 14 EYLÜL 2010 SALI 6 HABERLER CHP lideri Kõlõçdaroğlu, oy kullanamamasõ ile ilgili olarak adresinin sorgulanmasõnõ sert eleştirdi ‘Talimatısizekimverdi?’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanõ Kemal Kılıçdaorğlu, refe- randumda oy kullanamamasõyla ilgili , “Dün- yada hangi sağlıklı demokraside, her gün kamuoyunun önünde olan bir adam nüfus kayıtlarından silinir. Kim talimat verdi de CHP Genel Başkanı’nın adresini sorgula- dınız” diye sordu. Show TV’de Ali Kırca’nõn sorularõnõ ya- nõtlayan Kõlõçdaroğlu, kendisinin İstanbul’da kaydõnõn olduğunu, oy kullanamamasõnõ anõmsatarak milletvekili olduğu için istedi- ği yerde oy kullanabileceğini söyledi. Kõ- lõçdaroğlu, “Bizim kaydımız tümüyle seç- men kütüklerinden silinmiş. Bir ihbar yok, benim böyle bir talebim de yok. Benim yer değiştirdiğim söyleniyor. Benim orada oturmadığımı kim bildirdi. Muhtarlık mı bildirdi, hayır. Yazı gelmiş diyorlar” ifadelerini kullandõ. İçişleri Bakanõ Beşir Atalay’õn konuyla il- gili, ikameti değişenlerin kayõtlarõnõn oto- matik olarak silindiği yönündeki açõklamasõ- na yanõt olarak Kõlõçdaroğlu, “İkamet de- ğiştirdiğimi nereden biliyorlar? Ben İs- tanbul milletvekiliyim, niye ikametimi de- ğiştireyim. Zorla ikametini değiştirdin di- yorlar. Ben polisleri de suçlamıyorum, Sa- yın Atalay böyle bir ifade kullandı, polis- ler de bir devlet memuru” yanõtõnõ verdi. Kõ- lõçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Ölen kişilerin kayıtlarını niye silmi- yorsunuz? Sıra bana gelince mi düzelti- yorsunuz. Kim benim orada oturmadığıma karar veriyor. Kim tutanakları tutuyor? Ben de bakabilirdim kayıtlarıma. Fırsat ol- madı bakamadım. Kaydımın silinebileceğini düşünmedim hiç. Kim talimat verdi de CHP Genel Başkanı’nın adresini sorguladınız.” Kõlõçdaroğlu, “Parti içerisinde sorumlu arayışınız var mı? Genel seçimler öncesin- de yeniden bir toparlanma, bir değişikilik olacak mı” sorusuna yanõt olarak “Referan- dum sonuçlarını sandık bazında, ilçe ba- zında alacağız ve örgütlerimizin perfor- mansını alacağız. Performans düşüklüğü gösteren arkadaşlara da ‘Kusura bakmayõn performansõ daha iyi olan arkadaşlar gelsin’ diyeceğiz” dedi. ‘Kasıt yok ihmal var’ Bu arada Kõlõçdaroğlu’nun oy kullanama- masõnõn ardõndaki gerçekler açõklõğa kavuş- madõ. Kâğõthane Merkez Mahallesi Muhtarõ Süleyman Bölük, CHP’yi kaydõn silindiği yö- nünde bilgilendirdiğini açõklamasõna karşõn, CHP İl Genel Meclisi Üyesi İmam Hüseyin İmre ise Bölük’ün açõklamasõnõn yalanladõ. İs- tanbul İl Başkanõ Berhan Şimşek de “CHP örgütünde bir kasıt yok, ama ihmal var” de- di. Zaman gazetesinde 6 Ağustos’ta yayõm- lanan haberde, Kõlõçdaroğlu’nun seçmen kay- dõnõn bulunmadõğõ bilgisine yer verilmişti. Antalya’da benzer tablo ANTALYA (Cumhuriyet Büro- su) - Antalya, Burdur ve Isparta’yõ kapsayan Batõ Akdeniz bölgesinde, referandum sonuçlarõ, son yerel se- çimlerle benzer bir tablo gösterdi. Antalya referanduma “hayır” diyen kentlerden biri olurken Burdur ve Isparta tercihini “evet”ten yana kul- landõ. Ancak Antalya’nõn dağlõk bölgelerinde “hayır” oylarõ bekle- nenden az geldi. Antalya’da, referandum öncesi yüzde 60’larõn üzerinde “hayır” oyunun çõkacağõ yönünde tahminler yürütülürken bu oran yüzde 57 dü- zeyinde kaldõ. Eski CHP Genel Baş- kanõ Deniz Baykal’õn da memleketi olan kentte, merkezle, ilçeler arasõn- da belirgin bir fark da ortaya çõktõ. Kent merkezinde “hayır” oylarõ ağõrlõk kazanõrken sahilden uzak iç kesimlerdeki Akseki, Gündoğmuş gibi ilçelerde “hayır” oylarõ yüzde 40’lar düzeyine düştü. Konyaaltõ ve Muratpaşa gibi merkez ilçelerde ise “hayır” oylarõnõn oranõ yüzde 67’le- re kadar çõktõ. Bu arada boykotun et- kileri, Kepez’deki Kürt nüfusun ağõrlõkta olduğu bazõ mahallelere de yansõdõ. 9. Cumhurbaşkanõ Süley- man Demirel’in memleketi olan MHP’li Yusuf Ziya Günaydın’õn belediye başkanlõğõ yaptõğõ Ispar- ta’da yurttaşlarõn yüzde 57’si “Evet”, yüzde 43’ü ise “hayır” oyu kullandõ. ESKİŞEHİR(Cumhuriyet) - Eskişehir’in DSP’li Büyükşehir Belediye Başkanõ Prof. Dr. Yıl- maz Büyükerşen, CHP örgütlerinin Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun rüzgârõna yetişemediğini belirterek “hayır” oyu çõkaran Eskişehirliler ile gurur duyduğunu söyledi. Büyükerşen, “Ortaya çıkan sonuçlar Türkiye bakımından benim bek- lentimi vermedi ama Eskişehir verdi. Ana mu- halefet partisi il ve ilçe partisi başkanlarına önerdiğimiz özellikle seçim sandıklarında oy ka- yıplarını önlemek için koordineli çalışma teklifi- miz maalesef kabul edilmedi. Bu reddedilişten sonra ben basın mensuplarına Eskişehir’de yüz- de 55 ‘Hayõr’ çıkacağını söylemiştim, yanılma- dım. Eskişehir ve Eskişehirlilerle gurur duyuyo- rum” dedi. Büyükerşen, Bilecik’te de “hayır” oyu çõkmasõndan mutluluk duyduğunu ifade etti. E g e y a n d a ş l ı ğ ı a f f e t m e d i İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Ege Bölgesi’ndeki illerin büyük bölümü, anaya- sa değişikliği paketi referandumunda “ha- yır” oyu vererek, son yerel seçimlere ben- zer bir şekilde iktidar partisine tepkisini yansõttõ. Ancak AKP’li Nihat Zeybekci’nin belediye başkanlõğõnõ yürüttüğü Denizli’de- ki “hayır” oylarõ sürpriz olarak değerlendi- rildi. Denizli’de hayõr oylarõ yüzde 54 oranõ- na ulaştõ. Aydõn’daki yüzde 64 oranõndaki “hayır” oylarõ da Vali H. Avni Coş’un re- ferandum önceki uygulamalarõna bağlandõ. AKP Milletvekili Mehmet Erdem bekle- medikleri bir sonuçla karşõlaştõklarõnõ söyle- di. MHP’nin 2009’da yerel iktidarõ kazandõ- ğõ Balõkesir de, “hayırcı” iller içinde yer al- dõ. Belediye Başkanlõğõ’nõ MHP’ye kaptõran AKP, tüm olanaklarõ kullanmasõna karşõn bir kez daha hayal kõrõklõğõ yaşadõ. İzmir’de ‘hayır’ tartışması İzmir’de 600 bini aşkõn seçmen sandõğa gitmezken MHP ve Demokrat Parti’nin “hayır” kampanyasõnda yeterince çalõşma yapmadõğõnõ ileri süren CHP’liler “hayır” oylarõnõn yüzde 90’õnõn kendi partilerine ve- rildiğini düşünüyor. MHP’de partide taban kaymasõ yaşandõğõnõ ortaya koyduğunu ileri süren CHP İzmir İl Başkanõ Rifat Nalban- toğlu, CHP’nin İzmir’de oylarõnõ arttõrdõğõ- nõ savundu. AKP İzmir İl Başkanõ Ömür Kabak ise İzmir’de beklenenin üzerinde “evet” oyu çõktõğõnõ savundu. Bursa’da sürpriz sonuç LEVENT GENCELLİ BURSA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn, referandum için son mitingi yaptõğõ Bursa’da, yüzde “56.4” evet, yüzde 43.6 “hayır” oyu çõktõ. CHP’nin son yerel seçimlerde atak yaptõğõ Gemlik ilçesinde yüzde 50.1 ile “evet” oyu çõkarken Nilüfer ilçe- sinde ise “hayır”lar yüzde 58’i buldu. Bursa’nõn tarõm bölgele- rinde “hayır” oyu çõkarken, dar gelirli yurttaşlarõn yaşadõğõ bölge- lerde “evet” patlamasõ oldu. Bir süre önce çõkan olaylarla günde- me oturan İnegöl’de “evet” terci- hi yüzde 73.2 oldu. CHP’nin son yerel seçimde AKP’ye kaptõrdõğõ Mudanya’da ise seçmenin yüzde 61.4’ü referandumda “hayır” oyu kullandõ. Yerel seçimlerde İznik ilçesinde belediye başkanlõ- ğõnõ kazanan MHP bu ilçeden yüzde 52 oranõnda “evet” oyu çõkmasõnõ engelleyemedi. Beledi- ye başkanlõklarõnõ AKP’nin kazandõğõ Karacabey ve Musta- fakemalpaşa ilçeleri Bursa’daki en büyük sürprizi yaptõ. Karaca- bey’de “hayır” oylarõ 54.7, Mustafakemalpa- şa’da ise yüzde 50.4 oldu. Büyükorhan’da “evet” yüz- de 78.1’e ulaşõrken, Harman- cõk’ta 66.5, Orhaneli’de yüzde 65.8’e ulaştõ. ‘Muhalefet yetersiz kaldı’ TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ [email protected] - www.mehmetfarac.com Referandum sonuçlarının televizyon ekranlarından açıklanmasının ardından yağdanlığın şövalyeleri sahte “özgürlük” çığlıkları atmaya başladılar! Öyle bir manzara yarattılar ki, sanki demokrasi, rejimin damarlarına kadar sızacakmış da biz habersiz kalmışız!.. Oysa tarikatların, cemaatlerin, rantiyenin, liboşların, yandaşların ve devlet olanaklarının çılgınca kullanıldığı bir propaganda sürecinin tek hedefi vardı; gericilik ve eğitimsizliğin kıskacında, yoksullaştır - köleleştir zihniyetine kurban edilmiş kitleler!.. Şimdi biz bu potansiyelin AKP’ye kazandırdığı galibiyete demokrasi mi diyeceğiz?.. Gelin bunun nasıl temelsiz bir demokrasi aldatmacası olduğunu gerekçelendirelim de, bellerine kadar yağ küpüne batmış zavallılar aydınlanmış olsun!.. Referandumda evet oylarının fazla çıkmasının onlarca nedeni var... Ya da bu sonuç bize çok şey anlatan onlarca gerekçeden oluşuyor... İşte ilk gerekçe: Biz artık toplumun neredeyse yüzde 58’inin, AKP’nin ülkeyi uçuruma götüren uygulamalarından, işsizlikten, yoksulluktan, açlıktan ve terörden hiç de mustarip olmadığını anladık... Yani “evet”çi kitleye bakarsanız ülkede her şey güllük gülistanlık!.. Anlaşılıyor ki herkesin keyfi yerinde!.. Demek ki neredeyse hiçbir evde işsiz kimse yok!.. Bütün gençler üniversiteli!.. Emekliler maaşlarıyla pekâlâ geçiniyorlar!.. Ev hanımı kölelerinin keyfine ise diyecek yok!.. Hele üreticilerimiz yok mu, onlar hemi de ne biçim göbek atıyorlar!.. Mazot fiyatları onları pek etkilememiş!.. Tarlada kalan, çöpe dökülen ürünleri yokmuş onların!.. Demek ki hiçbirinin tarlası, bağı, bahçesi ipotekli değil!.. Belli ki hepsi bankalardaki kredi borçlarını da bir şekilde ödemişler!.. Yine belli ki tamamı kilerlerini pirinçle, unla, şekerle ve yağla doldurmuş. Eeeee.. kışlık kömür de stoktaysa vatandaşın, geriye bir tek demokrasi eksiği kalıyordu ki, onu da referandumda hallediverdiler?.. Rantiye kıskacı!.. İkinci gerekçenin merkezinde ekonomik gücün yarattığı kıskaç vardı; AKP sokakları, duvarları, billboard’ları, apartmanları, otoyolları, hatta kaldırımları kusturacak boyutta “evet” propagandasını içeren materyallerle donatmıştı. Üstelik Türkiye’nin bütün kentlerinde ne kadar meslek örgütü varsa, AKP Genel Merkezi hepsinin adına “evet” propagandası içeren pankartlar hazırlamış ve adrese teslim etmişti!.. AKP’nin yalnızca rantiyenin de desteğiyle yarattığı propaganda baskısı yoktu. İktidar medyası ve onun kalem köleleri, rejimi sarsacak bu anayasa değişikliğini dayatmak için gazetecilik mesleğinin bütün kuralları ve ahlaki değerlerini ayaklar altına aldılar... Dinci ve de işbirlikçi medyadaki uşaklar, bir korku imparatorluğu yaratılmasında ve yurttaşların sindirilerek etki altına alınmasında büyük rol oynadılar!.. Tarikatlar, cemaatler, dinci gruplar ve de bir türlü varlık gösteremeyecek olan Saadet Partisi gibi siyasal örgütlenmeler de AKP’nin dümen suyunda rejime karşı karanlık sularda kulaç attılar!.. Propaganda süresince devletin bir tek bürokratı Ankara’da oturmadı. Ve onlar AKP’nin değirmenine su taşımak için kendi memleketlerinde birer forsa gibi çalıştılar!.. Sonunda yüz milyonlarca liralık propaganda bütçesi ile siyaset, bürokrasi ve devletin bütün olanaklarıyla yaratılan psikolojik kuşatma, gericiliğin kıskacında müritleştirilmiş, yoksulluğun kumpasında köleleştirilmiş insanları egemenliği altına aldı! Gaflete düşen gerekçe!.. Üçüncü gerekçe içimizden çıkıp gaflete düşenlere ait: Onlar ramazan, bayram ya da tatil kaygısına düşerek sandığa gelme zahmetine katlanmayan milyonlarca insandan oluşuyor. AKP’nin “laiklik karşıtlarının odağı” ilan edilmesine en çok onlar hak vermişti... Cumhuriyet mitinglerinde en çok onlar bağırmıştı... Rakı masalarında ülkeyi kurtaranlar da onlardı... En çok okuyan, en çok sorgulayan, en çok eleştiren ve en çok muhalefet edenler de onlardı!.. Onlar ortadirek denilen kesimi de kapsayan, üstelik hem sosyo-ekonomik hem de düşünsel açıdan varlıklı insanlardı... Geçim sıkıntıları pek yoktu, evleri, arabaları ve yazlıkları vardı ama ne yazık ki irade, kararlılık ve samimiyetten yoksundular! Onlar bugün yarın; Akdeniz, Ege ya da Karadeniz sahillerindeki yazlıkları, çiftlikleri, bağevleri ya da yaylalarından evlerine dönecekler!.. Ve de kapılarını tatil yorgunluğuyla açtıklarında görecekler ki, evlerine demokrasi hırsızları girmiş!.. Arazide kaybolan gerekçe!.. Dördüncü gerekçe ortayolcular... Yani MHP, Demokrat Parti ve diğerleri... Serde politikacılık da var ya, referandum süresince arazide bayağı dolaştım... Şu bir gerçek ki, CHP’liler bütün örgütlenmeleriyle referandumdan “hayır” çıkması için ellerinden geleni fazlasıyla yaptılar. Kısıtlı ekonomik olanaklar CHP’nin performansını olumsuz etkilese de, Kemal Kılıçdaroğlu - Önder Sav ikisilinin azmine inanan parti kadroları Türkiye’nin dört bir yanına dağılarak yurttaşlarla defalarca bir araya geldiler ve tabanı canlı tutmak için çırpındılar. Referandumdan çıkan yüzde 42 oranındaki “hayır” oyunun en az yüzde 35’inin CHP’lilere ait olduğundan kimsenin kuşkusu olmasın... Ama bu propaganda sürecinde ikinci güç olması gereken MHP ne yazık ki arazide yoktu... MHP lideri Devlet Bahçeli Anadolu’yu dolaşmaktan kaçındı, mitingler propaganda sürecinin son günlerine bırakıldı. MHP milletvekilleri gerekli performansı gösteremedi, parti örgütü ise kaderlerine terk edilmenin ezikliğiyle ortada yoktular... İşte bu gerekçeler MHP tabanında yılgınlığa ve zemin kaymasına yol açtı. AKP’nin muhafazakâr çevrelere yönelik mesajları da etkileyince, MHP kadroları da “evet”çilerin çemberine girmekten kurtulamadı. Yani MHP, 12 Eylül günü hem kendisinin hem de demokrasinin ayağına kurşun sıkmış oldu!.. Tüm bu gerekçeler şunu özetliyor; AKP devletin, siyasetin, bürokrasinin, medyanın ve rantiyenin gücünü kullanarak anayasa değişikliğinin bir tek maddesinden bile habersiz olan milyonlarca insanı müritliğin ve de yoksulluğun cenderesinde sandığa yönlendirdi... Yani 12 Eylül paranın, pervasızlığın ve rejim düşmanlığının kirli mendillerle halay çektiği kapkara bir güne dönüştürüldü. Şimdi biz buna “köleliğin demokrasisi” demeyelim de ne diyelim?.. Kölelik Demokrasisi ve Gafletin Gerekçeleri!.. BÜYÜKERŞEN: GURUR DUYDUM ABİDİN YAĞMUR MERSİN - MHP ve CHP’nin güçlü oldu- ğu Mersin, yüzde 62’lik “hayır” oranõyla referanduma en yüksek “hayır” oranõ veren kentler arasõna girdi. Oy dağõlõmõna bakõldõ- ğõnda Mersin’deki oranlar 2009 yõlõndaki yerel seçimlerin sonuçlarõyla örtüştü. Kürt nüfusun yoğun olduğu Akdeniz ilçesinde seçmenin yüzde 60’õ “hayır” oyu kul- landõ. MHP’li belediyenin yönettiği Erdemli’de sandõktan “evet” çõktõ. AKP’nin elinde olduğu Aydõn- cõk ve Mut ilçelerinde de “hayır” oylarõ önde çõktõ. BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI Yüzde 42 Başarıdır! Basında ve TV’lerde yayımlanan referandum sonuçlarını yansıtan Türkiye haritalarına bakıyorum. İki renk: Sahil kesimlerinde sıkışmış kalmış Hayır’lar ve ülkenin büyük kesimini kapsayan Evet’ler... Bu yanlış bir haritadır! Evet ve Hayır diyen kentlerde sanki mutlak evet veya hayırlar kazanmıştır! Yarattığı algılama yanlıştır! Örneğin Hatay’da Evet yüzde 51.38, Hayır ise 48.62’dir. Zonguldak, Burdur, hatta Bursa bile öyledir! İstanbul’da Evet’ler ile Hayır’lar arasında ise topu topu 700 bin kadar oy farkı vardır! Gerçeği “degrade” iki temel renkle gösterecek hiçbir harita yoktur ortalıkta! Türkiye’yi bir çoğunluk baskısı ve kafası esir almış durumdadır. Oy sonuçlarına baktığınızda, ilginç çıkarımlar yapılabilir. Örneğin bazı kentlerde “oyların ruhu”ndan söz edilebilir! Bir ruhun rengi “Kürt” ise diğeri şüphesiz ki AKP’dir, muhafazakârlıktır ve laiklik/aydınlıktır. Malatya, Urfa, Kayseri, K.Maraş.. benzeri kentler için, örneğin, hemşeri salgınlığı tutumundan/dayanışmasından bahsedebiliriz. Modern kapitalist ilişkilerin çözemediği toplumsal yapıların güdülediği muhafazakâr yapılı kentlerde, eski feodal alışkanlıklara bağlı davranış biçimleridir bu kentlerdeki tutum benzeşmesi/örtüşmesi! Bu kentlerden bazılarında “sanayileşme” ile birlikte (Anadolu kaplanları) gelişen kapitalist ilişkiler, dinsel muhafazakârlığın cenderesinde sıkışmıştır. Ama, Batı’dan içe doğru muhafazakâr yapının yer yer kırılmakta olduğunu görüyoruz. Bunun tipik örnek kenti Denizli ve Manisa’dır! Manisa’da Hayır’lar yüzde 50’nin hemen üzerindedir! Denizli de öyle! Bu iki kent eskiden sağın kaleleri arasındaydı! Bu yapı parçalandı! İktidar ve hempaları, merkez medyanın da büyük desteğiyle örneğin Tunceli üzerinde yoğun çalıştı, ama başarısız oldu! Tunceli satın alınamayacak bir yurtaşlık bilincine sahip olduğunu gösterdi! Yalan yanlış bir dizi provokasyon, bu kentin üzerini yalayıp geçti! Seçmenlerin önemli bir çoğunluğu, anketlere göre, referandumun içeriği üzerinde fazla bilgi sahibi değildir. Burada temel soru şudur: Yüzde 42 Hayır’da mı daha yüksek ve gelişmiş bilinç vardır ve bu referanduma yansımıştır; yoksa yüzde 58 Evet’te mi? Prof. Bahattin Baysal diyor ki: “Halkoylaması, din esaslı bir dünya görüşünü savunanlarla, laik görüşü savunanlar arasında bir yarış olarak gerçekleşti. Laik görüş yüzde 42 oy toplayarak Müslüman bir ülkede büyük bir başarı sağladı.” Bu saptamada haklılık payı yüksektir. Ancak eksiktir! Referandum ile genel seçimler farklıdır. Referandumda verilen Hayır’ların içinde laik kesimlerin de büyük bir yüzdesi bulunuyor. Evet diyenlerin önemli bir çoğunluğu, 12 Eylül’e ve askeri darbelere hayır demiştir, ki bu da olumludur! Aslında, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş fikirlerinin ülkemizde giderek geri dönülmez bir biçimde yerleştiğini ve gelişeceğini söyleyebilirim. İlginç olan bir durum daha var: İktidar yanaşması liberaller ve solcu eskileri, halkın iradesini yüceltme yarışındalar. En rezilleri hiç utanmadan “bundan solcular da halkla bütünleşme açısından ders çıkarmalıdırlar” diye öğütler de veriyor! İktidar destekçileri, ilginçtir ki, referandum sonuçlarını belirleyen en muhafazakâr oyları ve yapıları yüceltiyorlar! Vay vay vay... Solcu eskilerinin kaleleri demek ki muhafazakârlığın kalelerine dönüşmüş durumdadır! Ama buna da şaşmamak gerekir, çünkü en büyük devrimcileri, aferin aldıkları Erdoğan olmuştur! Sonuçlar üzerinde söylenecek çok şey var, şimdilik Doç. Dr. Melis Sezer’in yazdıklarıyla bitirelim: “Referandumda halkın yüzde 90’ı maddeleri bilmeden cevapladı. Bu oran tüm anket şirketleri tarafından da onaylandı. İkincisi ülkenin en ücra yerlerine ulaşabilen TRT ve bazı özel kanallarca denge unsuru gözetilmeksizin propaganda yapıldı. Bu faktör önemli olduğu için özellikle İsviçre ve İrlanda’da medyaya görüşlere yüzde 50 - yüzde 50 yer verme kuralı uygulanır. Üçüncüsü bu referandumda iktidar partisince ağırlık 12 Eylül 80’e verildi, özellikle 2 önemli madde gözlerden uzak tutuldu. Halk, 12 Eylül 80 darbesini destekliyor musun, diyerek baskı ve etki altına alındı. Dördüncüsü, özellikle evet veren Doğu ve Karadeniz bölgelerinde sosyo-kültürel seviyenin düşük olması ve buraların BDP ile tarikatların etki alanları olması. Bunları göz ardı ederek ‘Halk bu paketi destekledi’, ‘CHP yanlış yaptı’, ‘MHP taban kaybetti’ demek basit yorumlardır. Halkımız bir İsveç, İsviçre, İrlanda veya Almanya ile aynı seviyelerde değil. Dini ve maddi durumları sömürülmeye uygun. Bu ortamlardaki referandumları kesin halk iradesi olarak görmek, 12 Eylül 80’deki Türkiye’yi de yanlış okumak demektir...” ERDOĞAN ERİŞEN ORDU - Karadeniz’de CHP’li, DSP’li ve MHP’li belediye yönetim- lerinin olduğu kentlerde bile “evet” oylarõnõn yüksek oranda çõkmasõ şaş- kõnlõk yarattõ. Yapõlan değerlendir- meler, muhalefet partilerinin çalõş- malarõnõn yetersizliği yönünde oldu. Son genel seçimlerde Ordu gene- linde 55.79 oy alan AKP referan- dumdan da yüzde 63.5 “evet” oy oranõyla güçlenerek çõktõ. DSP’li be- lediyenin yönetimde bulunduğu an- cak il genel meclisi seçimlerinde AKP’nin yüzde 42’ye ulaştõğõ kentte “evet” oylarõndaki bu yükseliş tartõş- maya yol açtõ. Ordu Kent Konseyi Başkanõ Ahmet Angın toplumda çõ- kar ilişkilerinin egemen rol oynadõğõ- na işaret etti. Angõn sonuçlarõn ildeki muhalefet partilerinin çalõşmalarõnõn yetersizliğini de ortaya koyduğuna dikkat çekti. Ordu Ziraat Odasõ Baş- kanõ Necat Avcı da referandum so- nuçlarõnõ “sürpriz olmadı” şeklinde değerlendirdi. Avcõ şunlarõ söyledi: “Halka referandumda neden hayır oyu vermesi gerektiğini yeterince anlatamadı. Muhalefet iktidar ara- sındaki kavgadan duyduğu rahat- sızlık nedeniyle de tercihini ikti- dardan yana kullandı. Bana göre Ordu’daki sonuçların ana nedeni muhalefetin yetersizliğidir.” Mersin şaşırtmadı [email protected] İçişleri Bakanõ Beşir Atalay, CHP lideri Kõ- lõçdaroğlu’nun oy kullanamamasõyla ilgili Em- niyet’e yönelik iddialarõna ilişkin polisin “hiçbir günahı” olmadõğõnõ savundu. Konuyu aydõnlatmak istediğini belirten Atalay, nüfus idaresinin Kõlõçdaroğlu’nun ikametini aldõğõ mahallenin muhtarõna, 2 Şu- bat’ta “Mahallenize 400 kişilik nakil oldu, bunların listesini gönderiyoruz” diye yazõ yazdõğõnõ, muhtarlarõn bunu denetlemek du- rumunda olduğunu anlattõ. Kõlõçdaroğlu’nun evine gittiklerinde aldõklarõ bilginin, “burada oturmuyor” olduğunu öne süren Atalay, “Gösterdiği adreste hiç oturmamış” dedi. ATALAY: POLİSİN GÜNAHI YOK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle