25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 14 EYLÜL 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 Sevgili okurlarım bir an için, seçmen listeleri işinin YSK’den alınarak İçişleri Bakanlığı’na bağlanmış olmasını, birdenbire artan seçmen sayılarını, elektronik sistemdeki güvenlik boşluğu ve mükerrer oy kullandırma iddialarını bir kenara bırakalım… Gerçeği bire bir yansıttığını farz ederek sonuçları çözümlemeye çalışalım. Esas olarak yüksek yargıyı siyasal iktidarın doğrudan denetimine veren Anayasa Değişiklik Paketi hakkındaki referandumun sonuçlarına soğukkanlı bir biçimde bakarsak işe önce sayılardan başlamak gerek. Kafa karıştırmamak ve algılamayı kolaylaştırmak için bütün sayıları ve yüzdeleri kabaca yuvarlayarak vereceğim. Önce kullanılan geçerli oyların dağılımına bakalım: “Evet” yüzde 58. “Hayır” yüzde 42. Bu yüzdeleri artık hepimiz biliyoruz. Şimdi dikkatimizden kaçabilecek bazı sayıları görelim: Kayıtlı seçmen sayısı yaklaşık 49.5 milyon. Oy kullananlar yaklaşık 38.3 milyon. Geçersiz oylar yaklaşık 800 bin “Evet” diyenler yaklaşık 21.8 milyon. “Hayır” diyenler yaklaşık 15.8 milyon. Oy kullanmayanlar yaklaşık 10.2 milyon. Bu durumda Anayasa Değişiklik Paketine “Evet” diyenlerin kayıtlı seçmenlere oranı yaklaşık yüzde 44. Kayıtlı seçmenlerin yarıdan azı AKP’nin Anayasa Değişiklik Paketini desteklemiş. Tabii bu oran, referandum sonucunda “Evet” çıkmış olmasının değerini küçültmez. Sadece ve sadece “herkesin başbakanı olma” iddiasındaki bir siyasal lidere otoriter ve baskıcı eylem ve söylemlerini yumuşatma mesajı verir: Tabii anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az! Şimdi bu referandumun niteliksel sonuçlarına bakalım. Önce zorlamayla da olsa, olumlu bir yön bulmaya çalışalım: AKP, referandum kampanyasını, bir aldatmaca da olsa, “Demokrasi ve İnsan Hakları” üzerinden yürüttü. Yargı bağımsızlığını yok edecek maddeleri bile “Demokrasi” adına savundu. Buradaki mantıksal, siyasal ve hukuksal çelişkiyi bir yana bırakarak, “Evet” diyenlerin, “eylem” bağlamında ters sonuç verecek de olsa, “söylem” bağlamında demokrasiye ve insan haklarına “Evet” dedikleri varsayılabilir… Tabii bu varsayıma “Züğürt tesellisi” diyecekler çıkacaktır; pek de haksız sayılmazlar doğrusu! Tam bu noktada elektronik postama düşen bir bildiriye gönderme yapmak gerekiyor: Liberal Demokrat Parti Genel Başkanı Cem Toker, anayasa referandumu sonucunu “Stockholm Sendromu”na atıf yaparak değerlendirmiş: “Türk toplumunun adeta Stockholm sendromuna yakalandığını, demokrasinin temel ilkelerini teker teker ortadan kaldırmaya kararlı bir zihniyeti kurtarıcı olarak gördüğü” şeklinde bir değerlendirme yapmış. Cem Toker yazılı açıklamasının devamında şunları söylemiş: “Nasıl ki, yüzde 90’ların üstünde oyla kabul edilen 82 Anayasası’nın zamanla hayatı topluma zehir eden çok sayıda antidemokratik maddeler içerdiği ortaya çıktıysa, 2010 anayasa değişikliğinin de Türk demokrasisine ne zararlar vereceği 3-5 sene içinde su üstüne çıkacak, ‘evet’ diyen seçmenimiz o zaman ‘keşke elim kırılsaydı’ diyecektir. Türkiye yağmurdan kaçarken doluya tutulmuştur. Haklılığımızı zaman gösterecektir.” Biliyorsunuz, ünlü Stockholm Sendromu, beyni yıkanarak, kendisini kaçıran teröristlerin eylem ve söylemlerini benimseyen kurban rehinelerin durumunu anlatan bir psikopatolojik durumdur. Şimdi gelelim birtakım nesnel sonuçlara: Birinci olarak AKP ile Gülen Cemaati’nin siyasal ittifakı hem eylemde hem de söylemde tescil edilmiştir. Pensilvanya’da yaşayan Fethullah Gülen mezardakilerin bile “Evet” oyu kullanmasını istemiş, sonuçlar açıklandıktan sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da, “Okyanus ötesine” teşekkür etmiştir. İkinci olarak, BDP’nin ve Öcalan’ın boykot kararının Doğu ve Güneydoğu illerinde genel olarak etkili olduğu görülmüştür. Üçüncü olarak, MHP’nin muhafazakâr tabanı referandumda partisinin eğilimine aykırı davranmış “Evet” tutumunu benimsemiştir. Dördüncü olarak ülkenin gelişmiş kesimleri, Trakya bölgesi, Akdeniz ve Ege sahilleri silme olarak yargı bağımsızlığına ve “sözde” değil, “özde” demokrasiye sahip çıkmış, “Hayır” demiştir. Beşinci olarak, Başbakan Erdoğan bu sonuçlardan sonraki aşama için başkanlık sistemi özlemini ve buna uygun bir anayasa çalışmasını açıkça gündeme getirmiştir. Altıncı bir sonuç Kılıçdaroğlu’nun ve CHP’nin performansında ortaya çıkmıştır: Yeni CHP lideri ne denli çalışkan ve başarılı olduysa, parti örgütü de o denli tembel ve başarısız bir görünüm sergilemiştir. Bu da CHP’deki yenilenme gereksinimi ortaya koymaktadır. Sonuç olarak “söylemde” demokrasi kazanmış gibi görünse de… Yargılanan ve içerde olan gazeteciler… Medya üzerindeki baskılar… İçerdeki bilim insanları, rektörler, yazarlar, politikacılar, sivil ve asker memurlar… Cezaya dönüşen tutuklama süreleri… Herkesin her an her yerde izlenmesi, dinlenmesi, kaydedilmesi… Manşetlere yansıyan özel yaşamlar… Referandumla iyice zedelenen yargı bağımsızlığı… Düşünüldüğünde, demokrasinin “eylemde” pek de gelişmediği… Tam tersine, Türkiye’nin AKP güdümündeki antidemokratik bir değişime doğru tam gaz yol aldığı söylenebilir. ekongar@cumhuriyet.com.tr www.kongar.org AYDINLANMA EMRE KONGAR Demokrasi ‘Söylemde’ Kazandı Gibi; Ama Eylemde?.. TEM’deki katliam gibi kazada ölenlerin sayısı 13’e çıktı, dört kişinin durumu ise ciddi İstanbul Haber Servisi - İkitelli ile Altınşehir arasındaki TEM yan yolda önceki akşam bir su tanke- rinin yolcu minübüsüyle çarpış- ması sonucu meydana gelen ka- zada yaşamını yitirenlerin sayısı 13’e yükseldi, 13 yaralıdan 4’ünün durumu ise ağır. Kazada yaşamını yitirenlerin cenazelerini almak için dün aile- ler, gün boyu Adli Tıp Kurumu önünde bekledi. Ailelerden bazı- ları cenazeleri kamyonetle götür- mek zorunda kaldı. Kazada yaşa- mını yitiren Ayşe ve Bahri Şahbu- dak çiftinin yakını Sami Aksoy, yaşadıkları ilgisizlik karşısında isyan ettiğini belirterek “Bir maç kadar değerimiz yok mu. Basket- bol maçı var diye yetkililer maça gidiyor. Burada 10’dan fazla kişi hayatını kaybetmiş kimsenin um- runda değil” diye yakındı. Kazada ölenlerin yakınlarından oluşan yaklaşık 70 kişilik grup da akşam saatlerinde kazanın ya- şandığı yolu yarım saat trafiğe kapatarak eylem yaptı. Eylemci- ler, kazanın sorumlusunun minü- büs şoförü olduğunu ileri süre- rek kazanın, TBMM gündemine alınmasını istedi. 14 kişilik mini- büslere 30-40 kişi bindirildiğini ve yolcuların tepki göstermesi durumunda da minibüs şoförleri- nin şiddete başvurduğunu belir- ten eylemciler, kaza yerinin geliş- miş semtlere yakın olmaması ne- deniyle yetkililerin ilgisiz kaldığı- nı savundu. Öte yandan kazada ölen Macit, Hasibe ile Derya Dulkadir (9), İnci Tezlik’in (19) bayram ziyaretin- den döndükleri, Murat Özdemir’in de (14) kuzeni Tezlik’e eşlik ettiği öğrenildi. Bahri ve Ayşe Şahbu- dak’ın cenazeleri İstanbul’da top- rağa verildi. Bektaş ve eşi Çiçek Bektaş’ın cenazeleri Tokat’a, Fi- liz Baydemir’in cenazesi de Iğ- dır’a gönderildi. Uzmanlar uyarõyor: Çocuğunuz okula uyum sorunu yaşõyorsa ona kaygõnõzõ geçirmeyin Uçak kazasında 21 kişi kurtuldu CARACAS (AA) - Venezuela’da iç hat sefe- ri yapan Venezuela hava- yolu şirketi Conviasa’ya ait bir uçak kalkõştan kõsa bir süre sonra Puerto Or- daz kenti yakõnlarõnda düştü. İçerisinde 4’ü mü- rettebat 47 kişi bulunan uçaktan 23 kişi yaralõ ola- rak kurtarõldõ. Ancak has- taneye kaldõrõlan yaralõ- lardan ikisinin yaşamõnõ yitirdiği bildirildi. İzmir’de tinerci dehşeti İZMİR (Cumhuri- yet Ege Bürosu) - İz- mir’in Konak ilçesinde ağabeyiyle dolaşmaya çõktõklarõ sõrada karşõlaş- tõklarõ travestiyle konuşan Cüneyt Şendoğan’õn (21), yanõna yaklaşan bir grup tinerci “Ona vereceğin parayõ bize ver” diyerek küfretti ve uzaklaştõ. Şen- doğan’õn önünü kesen ti- nerciler, ağabeyinin göz- leri önünde, kalbinden ve kolundan bõçakladõ. Has- taneye kaldõrõlan Cüneyt Şendoğan kurtarõlamadõ. Firari bataklığa saplandı EDİRNE (AA) - Edirne Kapalõ Ceza- evin’den önceki gece hü- kümlüler Hüseyin Efe, Burhan Bozbey ile Metin Cantürk firar etti. Jandar- manõn takibe aldõğõ firari- lerden Metin Cantürk, Havsa çõkõşõnda yakalan- mamak için köprü üzerin- den dere yatağõna atlaya- rak bataklõğa saplandõ. Deniz Lisesi’nde eğitim başladı İstanbul Haber Servisi - Heybeliada’daki Deniz Lisesi’nde 2010- 2011 eğitim öğretim yõlõ törenle açõldõ. Deniz Eği- tim ve Öğretim Komutanõ Koramiral Bülent Bosta- noğlu’nun yaptõğõ açõlõş konuşmasõnõn ardõndan yeni atanan subay ve ast- subaylar takdim edilirken dereceye giren öğrencile- re de onur belgesi verildi. FİGEN ATALAY Okula yeni başlayan her beş çocuktan biri uyum sorunu yaşõyor. Bu durum, okul ve ailenin işbirliği ile kõsa sürede çözülebilir. İzmir Ekin Koleji PDR uzmanõ, eğitimci Rezan Turhan, “Her başlangıç biraz da zorluk demektir; çünkü yenidir. Eksik bilgiler vardır, heyecan vardır. Hele bu başlangıcı yaşayan çocuksa ve buna ailenin heyecanı da ekleniyorsa, zorluk biraz daha farklılık gösterebilir. Yapacağımız ilk şey böyle bir zorluğun olabileceğini kabul etmektir” diyor. Turhan’a göre, okula başlarken duyulan kaygõnõn, güçlüğün nedenleri şunlar: ? Yeni bir sosyal ortama katõlmõş olmanõn güçlüğü vardõr. ? Gereksinimlerini karşõlayacak kadar bilgi almamõş olabilir. ? Artõk tek başõnadõr. Yaşayabileceği güçlüklerde ailesi yanõnda olmayacaktõr. Gereksinimlerini nasõl karşõlayacaktõr? ? Buradaki kurallarõ anlayabilecek ve uyabilecek midir? ? Ailesinden, özellikle de annesinden ayrõlacaktõr. Bir daha ona nasõl ulaşacaktõr? ? Burada bazõ şeyleri öğrenmesi ve başarmasõ gerekecektir. Bunu nasõl yapabilecektir? Aileler neler yapabilir? Turhan, yukarõda sõralanan olasõ sorunlarõn aşõlabilmesi için, ailelere düşen görevleri şöyle sõraladõ: ? Okulu ile ilgili konuşmayõ, onun başlatmasõnõ bekleyin. ? Bu bilgiler mümkünse öğüt içeren, olabilecek zorluklarõ tahmin eden ve kaygõnõzõ yansõtan bilgiler olmamalõdõr. Çünkü sizin kaygõnõz ona bulaşõr, üstelik de çocuk bunu büyüterek alõr. ? Çocuğunuz okul ile ilgili kaygõlõ duygular yaşarsa, onun duygusunu anlayõn, değiştirmeye çalõşmayõn. ? Özellikle okul dönüşünde onu kimin alacağõ bilgisini verin. ? Okuldan geldiğinde yaşadõklarõnõ sizinle paylaşmasõnõn ortamõnõ hazõrlayõn, siz de ona gününüzün nasõl geçtiğini anlatõn. ? Arkadaşlarõnõn kimler olduğunu öğrenin ve görüşmelerini sağlayõn. Aileler ilgisizliğe isyan ediyor KAZA KAMERALARDA - Trafik kamerasına yan- sıyan görüntülerde kırmızı ışıkta geçen Fuat Barın yönetimindeki minübüs ile şeridinden çıkan tan- kerin çarpıştığı anlar dakika dakika izleniyor. Gözyaşı yok hareket var Miniklere ders zili erken çalõyor Milli Eğitim Bakanlığı ve Algida Max tarafından “Okulda Hareket Var!” projesi çerçevesinde bugün yaşama geçen “Ders Başlıyor!” uygulaması ile 100 bin ilköğretim birinci sınıf öğrencisinin, yaratıcı drama teknikleri ve oyunlardan oluşturulan program ile okul ortamına güven duymaları ve öğretmen ve arkadaşlarıyla rahatça iletişim kurmaları amaçlanıyor. Yeni eğitim öğretim yılı ise 20 Eylül’de başlayacak. Evden kaçan kıza kurşun yağdırdılar ŞANLIURFA (Cumhuriyet) - Şanlõurfa’da 3 ay önce evden kaçan bir genç kõz, birlikte yaşadõğõ kişiyle uğradõğõ silahlõ saldõrõda öldü. Genç kõzõn birlikte yaşadõğõ kişinin de yaralandõğõ saldõrõnõn zanlõsõ olarak 17 yaşõndaki kardeşinin yanõ sõra babasõ da gözaltõna alõndõ. Esra Ç. (20), yaklaşõk 3 ay önce Mustafa K’ye (24) kaçarak birlikte yaşamaya başladõ. Selçuklu Mahallesi’nde önceki gece geç saatlerde birlikte yaşadõğõ kişiyle sokakta yürürken silahlõ saldõrõya uğrayan Esra Ç, olay yerinde yaşamõnõ yitirdi. Yaralanan Mustafa K. ise hastaneye kaldõrõldõ. Silah sesleri üzerine bölgeye giden polis ekipleri, ölen genç kõzõn kardeşi M.E.Ç’yi (17) cinayette kullandõğõ iddia edilen ruhsatsõz silahla kaçmaya çalõşõrken yakaladõ. Esra Ç’nin babasõ Mustafa Ç. (46) de daha sonra Karaköprü beldesi yakõnlarõnda otomobille seyir halindeyken gözaltõna alõndõ. Emniyette sorgularõ devam eden zanlõlarõn ifadelerinin ardõndan adliyeye sevk edilmesi bekleniyor. Silahla oyun ölümle bitti Samsun’un Çarşamba ilçesinde 7 yaşındaki çocuğun, evde oynadığı babasına ait tabancanın ateş alması sonucu 5 yaşındaki kardeşi başından vuruldu. Kumtepe köyünde ailesinin bahçede fındık topladığı H.T.S. (7), evde kardeşi A.M.S. (5) ile oynadığı sırada babasına ait ruhsatsız tabancayı buldu. Kardeşler bu kez tabancayla oynamaya başladı. Bu sırada H.T.S’nin elindeki silahın aniden ateş alması sonucu yanında bulunan kardeşi A.M.S, başından yaralandı. Silah sesini duyan ailenin eve geldiğinde yaralı halde bulduğu küçük çocuk kurtarılamadı. Çocuğunu kaybeden baba güçlükle sakinleştirildi. (AA) İstanbul Haber Servisi - CHP’li Sarõyer Belediye Başkanõ Şükrü Genç’in babasõ Abbas Genç (79) son yolculuğuna uğurlandõ. Abbas Genç için ilk tören dün öğlen Hisarüstü Ülker Camisi’nde düzenlendi. Buradaki törenin ardõn- dan 24 yõl yönetim kurulu üyeliği ve Semah hocalõğõnõ yaptõğõ Kara- caahmet Sultan Dergâhõ’na getiri- len Genç için cemevi dedesi Ali Rıza Uğurlu Türkçe cenaze nama- zõ kõldõrdõ. Uğurlu, Alevilikte ölüm değil hakka yürümenin olduğunu belirterek “Abbas amcamızı bu- gün sevdiğine, hakka yolluyoruz. Yaşamını dolu dolu yaşayanlar, insanlık için çalışanlar ölmezler. Bir mum nasıl erirken ışık veri- yorsa Abbas Amca da ışık vere- cek” diye konuştu. Genç’in cena- zesi Giresun’a gönderildi. GENÇ’E TÜRKÇE CENAZE NAMAZI İstanbul Haber Servisi - Ül- ker Grubu’nun Onursal Başkanõ Sabri Ülker’in eşi ve Ülker Gru- bu Yönetim Kurulu Başkanõ Murat Ülker’in annesi Güzide Ülker (77) dün yaşamõnõ yitirdi. Güzide Ülker’in cenazesi bu- gün Fatih Camii’nde öğle nama- zõndan sonra kõlõnacak cenaze namazõnõn ardõndan Zeytinburnu Eski Kozlu Mezarlõğõ’nda tören- le toprağa verilecek. GÜZİDE ÜLKER YAŞAMINI YİTİRDİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle