25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 18 AĞUSTOS 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Bürokrat Hatası mı? Devlet Politikası mı? Gazeteci Hrant Dink’in ailesinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde açtıkları davaya Türkiye Cumhuriyeti adına verilen savunma yazısında kullanılan gerekçe, kamuoyunun geniş bir kesiminde tepkilere neden oldu. Bu tür davalarda, mahkemenin yazışmaları Dışişleri Bakanlığı eliyle yaptığı, istenilen savunma yazısını ise Adalet Bakanlığı’nın hazırladığı biliniyor. Söz konusu dava için de AİHM’ye 19 Kasım 2009’da iletilmiş olan yazıyı kaleme alan bakanlık hukukçusunun, Dink’in, 2007 yılında yürürlükte olan TCK’nin 301. maddesinden mahkûmiyetine yol açan yazısının, yine AİHM’de görülen ‘Neo Nazi’ davasına referans gösterilmiş olmasının yanlış olduğunu söyleyenler arasında Adalet Bakanı’nın da yer alması, bir bakıma “hatayı kabul” olarak değerlendirilebilir mi? Sadullah Ergin, sözü edilen savunmada yer alan referansın, Avrupa İnsan Hakları el kitabının, düşünce özgürlüğünün sınırlandırılmasına ilişkin örneklerin bulunduğu bölümden alındığını söylüyor. Savunayım derken... Türkiye olarak, İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesinin 2’nci fıkrasında sözü edilen demokratik toplumun gerekleri, kamu güvenliği, toprak bütünlüğü ve kamu düzeni adına düşünce özgürlüğünün sınırlandırılabileceği görüşlerinin arkasına sığınmışız. Bu gerekçeleri söylerken de mahut Neo Nazi davası referans gösterilmiş. AİHM’deki savunmanın ortaya çıkmış olmasını, hükümete toz kondurmak istemeyen yandaş medya, Adalet Bakanlığı’nda görevli bürokratların hatası ya da kabahati olarak değerlendirmek istiyor. Ama “ifade ve örgütlenme özgürlükleri” başta olmak üzere, özgürlüklerde açılımın gerçekleşmesi için yeni bir anayasa hazırlığını yapan, hatta halk oylamasında “evet”ler kazanırsa, anayasayı baştan aşağı yeniden yapacağını vaat eden bir iktidarın, AİHM’ye gönderilen bir savunma yazısında, skandal olarak tanımlanan görüşleri siper etmiş olması, kolay kabul edilebilir bir mazeret olabilir mi? AİHM’ye gönderilen savunmanın altında “Türkiye Cumhuriyeti adına Dışişleri Bakanı”nın adı açılmış ve “Bakan adına” diye imza atılmış değil midir? Öylesine kocaman yetkiyi veren bakan da o bakanın yer aldığı hükümet de elbette yazılmış olanların tümünün getireceği ceremeyi üstlenir. AİHM’nin, dava sonunda Dink ailesine belirli bir tazminat ödenmesine karar vermesi durumunda, o para davacılar da dahil hepimizin cebinden çıkacaktır. Ama, bugünkü iktidarın ifade özgürlüğü alanında samimi olup olmadığı Strasbourg’daki mahkemenin kayıtlarına geçecektir. Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net İş dünyasõ, Erdoğan’õn ‘Bitaraf olan bertaraf’ olur deyişini ‘Talihsiz bir yaklaşõm’ olarak nitelendirdi TÜSİAD sert yanõt verdiEkonomi Servisi - Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan’õn önceki gün çõktõğõ bir televizyon progra- mõnda Türk Sanayici ve İşadamla- rõ Derneği (TÜSİAD) yönetimine seslenerek ‘anayasa değişikliğine neden karşısınız’, ‘bitaraf olan bertaraf olur’, ‘onlar gücünü ser- mayeden alıyorsa biz de milletten alıyoruz’ şeklindeki açõklamalarõ- na TÜSİAD’dan yanõt geldi. TÜ- SİAD, “Talihsiz bir yaklaşım ol- muştur ve çağdaş demokrasiler- de sivil toplumun rolünü güçlen- dirici bir görev görmeyecektir” değerlendirmesini yaptõ. “TÜSİAD bir taraf değildir; TÜSİAD eksiksiz bir demokrasi- den ve bireylerin hür iradeleri üzerindeki her türlü baskı ve ve- sayetin kaldırılmasından yana- dır” şeklinde vurgulanan açõkla- mada şu görüşlere yer verildi: Türkiye’nin demokrasi içinde gelişmesi ve refahõ vazgeçilmez hedefimizdir. Durum böyle iken, bir sivil toplum örgütüne “bitaraf olan bertaraf olur” şeklindeki bir uyarõ, talihsiz bir yaklaşõm olmuş- tur ve çağdaş demokrasilerde sivil toplumun rolünü güçlendirici bir gö- rev görmeyecektir. Türkiye’de sivil toplum örgütlerinin, çağdaş sivil top- lum anlayõşõnõn gereğini yerine ge- tirerek ancak bertaraf olma endişe- si duymadan daha müreffeh bir Türkiye’ye katkõ sağlayacağõndan şüphemiz yoktur.  TÜSİAD, halkoyuna sunulacak olan anayasa değişiklik teklifinin ha- zõrlanõş yöntemi, halkoyuna sunuluş biçimi ve içeriği hakkõndaki görüş- lerini, maddelerle ilgili açõk ve net gerekçelere yer vererek çeşitli ve- silelerle ortaya koymuştur. Bu çer- çevede TÜSİAD’õn görüşleri, 25 Mart 2010’da TÜSİAD’õ ziyaret eden hükümet temsilcilerine sözlü olarak iletilmiş ve aynõ tarihte ya- yõmlanan basõn bülteni ile kamuo- yuna duyurulmuştur.  TÜSİAD, tüm bu süreç bo- yunca, halkoylamasının sonucu- nun evet veya hayır olarak çık- masının Türkiye’nin yeni bir ana- yasaya duyduğu ihtiyacı ortadan kaldırmayacağını savunmuştur. Anayasa, birlikte yaşamayı sağ- layan toplumsal sözleşmedir. Bu düşünceyle TÜSİAD, katılımcı bir süreçle hazırlanacak, bireyi öne çıkaran, kuvvetler arasında kontrol-denge mekanizmalarını içeren ve çoğulculuk anlayışını esas alan yeni bir anayasa çağrı- sında bulunmaya devam edecek- tir. Referandum sürecinin yarat- tığı olağanüstü siyasi kutuplaş- manın yeni anayasa hazırlığı sü- recini zorlaştırmaması da dik- kat edilmesi gereken bir noktadır.  Referandum, seçmenlerin hür iradeleri ile tercihlerini ortaya ko- yacaklarõ bir halkoylamasõdõr. TÜ- SİAD Yönetim Kurulu bir referan- dum veya seçimden önce oy terci- hi açõklamaz. Kaldõ ki hiçbir kurum veya kişi, herhangi bir konuda, ter- cihte bulunmaya veya bu tercihini açõklamaya zorlanamaz. ‘İki ayrı durum’  TÜSİAD’ın da aralarında bulunduğu bir grup sivil toplum kuruluşunun 2001 yılındaki ana- yasa değişikliklerini destekleyen ilanının, TBMM’de üzerinde uz- laşılamadığı için halkoyuna su- nulan bir metne değil, tam tersi- ne TBMM’de sağlanan uzlaşma ile hazırlanmış bir metne ilişkin olduğu ve TBMM’yi muhatap aldığı unutulmamalıdır. TBMM’ye çağrıda bulunmakla, vatandaşlara belli bir yönde oy kullanmaları çağrısı yapmak kı- yaslanamaz iki ayrı durumdur. TÜSİAD, Başbakan Recep Tayip Erdoğan’õn anayasa referandumuna ilişkin “Bitaraf olan bertaraf olur” şeklindeki uyarõsõnõ, “Talihsiz bir yaklaşõm olmuştur ve çağdaş demokrasilerde sivil toplumun rolünü güçlendirici bir görev görmeyecektir” şeklinde değerlendirdi. Erdoğan’õn‘Tavrõnõzõnetleştirin’dediğiTürkiyeOdalarveBorsalarBirliğiBaşkanõHisarcõklõoğlu:‘Taraftutmuyoruz’ TOBB’den Başbakana ret ERDOĞAN ODALARI UYARDI ‘Tarih sizi affetmez’ ‘Erdoğan’õn borcu silindi’ ÇORUM (Cumhuriyet) - Başbakan Tayyip Erdoğan, 12 Eylül’de yapõlacak Anayasa Referandumu’nda “hayır” oyu kullanacağõnõ açõklayan oda ve meslek ku- ruluşlarõnõ sert bir şekilde uyardõ. Partisince Çorum’da düzenlenen miting- de konuşan Erdoğan, odalarõn tutumunun ideolojik bir yaklaşõm olduğunu savundu. ‘Bunu böyle bilesiniz!’ Erdoğan, şunlarõ söyledi: “Buradan odalara, borsalara sesleniyorum, bütün bu kurumlara sesleniyorum. Sizi anaya- sal bir kurum haline getirme gayreti içerisinde olan bu anayasal değişikliğe eğer siz ‘evet’lerinizle katılmazsanız, si- zi tarih affetmez. Geçmişte 2000-2001’li yıllarda gazetelere boy boy ilanlar ver- diniz, altına imzalarınızı koydunuz, anayasal değişiklik istediniz. O gün ‘evet’ derken bugün sessiz kalanlar bile- siniz ki yarın huzurumuza geldiğinizde biz de sessiz kalırız. Çünkü bunlar ideo- lojik bir yaklaşımdır, ben böyle baka- rım. Ülkemin menfaati gündeme geldiği zaman burada bitaraf olanlar yarın bertaraf olurlar. Bunu böyle bilesiniz.” MURAT KIŞLALI ANKARA - Başbakan Tayyip Erdo- ğan’õn Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu üyeleri ile önce- ki gece yaptõğõ görüşmede, TOBB’nin 12 Eylül’de yapõlacak referandumla ilgili tav- rõnõ belirlemesini istediği, buna karşõ TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’nun “Kesinlikle ne evetçilerin ne hayırcıların yanında yer alıyoruz. Herkes kendi iradesiyle oyunu kullansın” diye tavõr koyduğu ifade edil- di. Adana Sanayi Odasõ Başkanõ Ümit Özgümüş de, “Ben net ve kesin hayır di- ye tavrımı koyuyorum. Bu değişiklik ge- çerse, yargı da hükümetin eline geçer ki öyle olduğunda buna demokrasi, cum- huriyet denmez padişahlık denir” dedi. Başbakan Erdoğan ile TOBB Başkanõ Hi- sarcõklõoğlu ve TOBB yönetim kurulu üyeleri arasõnda önceki gece yapõlan toplantõyla ilgili bilgi veren bir TOBB üyesi şöyle konuştu: “Başbakan, ‘Referandumda tavrõnõzõ be- lirleyin’ diyerek TOBB tarafından bir açıklama yapılmasını istemiş. Hisarcıklıoğlu ise tavrını koymuş. ‘Biz evette de hayõrda da yokuz. Kesinlikle ne evetçilerin ne hayõrcõlarõn yanõnda yer alõyoruz, kimsenin yanõnda yer al- mõyoruz. Herkes kendi isteği doğrultusunda, kendi iradesiyle oyunu kullansõn. Biz taraf tut- muyoruz’ diye yanıt vermiş.” ‘Türkiye padişahlığa gider’ Toplantõyla ilgili bilgisi olmadõğõnõ, ancak Başbakan Erdoğan’õn kendisine telkinde bu- lunamayacağõnõ belirten Adana Sanayi Oda- sõ Başkanõ Özgümüş ise 12 Eylül’deki oyu- nu “Ben net ve kesin hayır diye tavrımı ko- yuyorum” şeklinde açõkladõ. Özgümüş, oyu- nu şöyle gerekçelendirdi: “Türkiye’de demokrasinin bir bacağı to- pal. Cumhuriyet döneminin en az dörtte üçü, demokrasinin olmazsa olmazı olan üç erkin ayrılığı ilkesine aykırı olarak geçir- di. Türkiye’de, yasamayla yürütme hep tek elde toplanır. Türkiye’de yasama hiçbir za- man yürütmeyi denetlemez ve erk olarak da ayrı olmaz. Türkiye’de göreceli olarak bir tek yargı bağımsız. Yasama ve yürüt- meyi denetleyebilen ayrı bir güç, erk ola- rak bir tek yargı var. Bu değişiklik geçer- se, yargı da aynı erkin eline geçer ki yasa- ma, yürütme ve yargı aynı erkte toplanır, öyle olduğunda buna demokrasi, cumhu- riyet denmez padişahlık denir. Bunu bugün AKP’nin genel başkanı kullanır, yarın CHP veya MHP kullanır. Türkiye’deki de- mokratik geleneklerin yerleşmesi açısından doğru bulduğum için ve yargının da yasa- ma ve yürütme erkini kontrol edenlerin eli- ne geçmesinin tehlikeli olduğunu düşün- düğüm için ben bu anayasa değişikliğine hayır diyorum. Zaten bu değişikliğin 12 Ey- lül’le hesaplaşma değişikliği olmadığı, 12 Eylül komutanlarının yaş haddi nedeniy- le yargılanamayacak olmalarından dolayı net biçimde belli. Onun dışında olan mad- deler de bu iki maddeyi kabul ettirmek için konulmuş ‘tatlandõrõcõ’lar.” Umut Oran: İş dünyasõnõ ablukaya aldõlar GAZİANTEP (Cumhuriyet) - CHP Genel Başkan Yardõmcõsõ Umut Oran, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn “TÜSİAD kendisini çek etsin. Bu anayasayı beğenmiyorsa çıksın açıkça ‘Hayõr’ desin, gerekçelerini de söylesin. Diyemiyorsan da çık açıkça ben bu değişikliği destekliyorum” desin sözlerine tepki göstererek hükümetin iş dünyasõnõ ablukaya aldõğõnõ belirtti. Yazõlõ açõklama yapan Oran, “Hükümet ve Başbakan’ın, yaklaşan anayasa halkoylaması ile ilgili ‘evet’ yönünde görüş bildirmeleri ve oy kullanmaları yönünde yaptıkları siyasi baskıyı, sivil toplum örgütleri, demokratik kitle örgütleri, sendikalar ve yarı resmi sivil toplum örgütlerinin üzerinden çekmesi gerektiğini” ifade etti. İş dünyasõnõn hükümet ve Başbakan Erdoğan tarafõndan ablukaya alõndõğõnõ vurgulayan Oran, açõklamasõnda şu ifadeleri kullandõ: “Üzerlerinde psikolojik baskı uygulanan iş dünyası, açık bir biçimde ‘demokrasi istiyorsanõz’ referanduma mutlak destek vermeleri ve bunu da açık beyan etmeleri yönünde zorunlu bırakılmaktadırlar. Demokrasinin çimentosu olan iş dünyası ve emek dünyası temsilcileri üzerinde yapılan baskı, son derece etik dışıdır. Hükümet, iş dünyasını rahat bırakmalıdır.” HSYK’nin unvansız kararnamesi Erzincan Cumhuriyet Başsavcõsõ İlhan Cihaner’in tutuklanmasõ kararõna şerh koyan Erzurum 2. Ağõr Ceza Mahkemesi Üyesi Ali Kaya, Konya’ya atandõ ALİCAN ULUDAĞ ANKARA - Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Ku- rulu’nun (HSYK) unvansõz 1274 hâkim ve savcõ- nõn atamasõyla ilgili çõkardõğõ kararnamede dikkat çeken isimler yer alõyor. Erzincan Cumhuriyet Başsavcõsõ İlhan Cihaner’in tutuklanmasõ kararõ- na şerh koyan Erzurum 2. Ağõr Ceza Mahkemesi Üyesi Ali Kaya, Konya’ya atandõ. Cihaner davasõ kapsamõnda Yargõtay 11. Ceza Dairesi’nin talima- tõ üzerine ifade veren Erzincan Cumhuriyet Savcõ- sõ Metin Afşar ise Niğde’ye görevlendirildi. HSYK’nin önceki gün çõkardõğõ kararnamede öne çõ- kan isimlerin bazõlarõ şunlar: Cemaatlerle ilgili yürü- tülen soruşturmada yetki çatõşmasõ yaşanan Erzurum ile Erzincan Adliyeleri’nde bazõ isimlerin yerleri de- ğiştirildi. Erzincan Cumhuriyet Savcõsõ Metin Afşar, Niğde’ye atandõ. Afşar, Cihaner’in yargõlandõğõ dava- da Yargõtay 11. Ceza Dairesi’nin talimatõ üzerine ifa- de vermişti. Bu ildeki diğer cumhuriyet savcõsõ Kerem Uçkan Ermenek’e, hâkim Tayfun Yavuz ise Yargõ- tay Tetkik Hâkimliği’ne atandõ. Erzurum’a ise başka illerden cumhuriyet savcõsõ olarak sadece Hasan Da- lak atandõ. Görevlendirilen 10 yeni hakimden biri olan- Sami Tekik, İzmir Hâkimliği’nden Cihaner’in yargõ- landõğõ Erzurum 2. Ağõr Ceza Mahkemesi üyeliğine ge- tirildi. Tekik, Diyarbakõr’da görevliyken MİT Bölge Başkanlõğõ’nõn isteği ve Diyarbakõr Cumhuriyet sav- cõlarõndan birinin talebi üzerine, ülke genelindeki tüm cep telefonlarõnõn dinlenmesine ilişkin karar almõştõ. Olaylarõn yaşandõğõ İnegöl’de hâkim Berrin Tümer Yerdeyatar ile cumhuriyet savcõsõ eşi Murat Yerdeyatar Kayseri’ye, hâkim Dilek Öz- ben Bulunç ise Çanakkale’ye atandõ. Cumhuriyet savcõsõ Sibel Genç Yıldırım’õn da tayini çõktõ. Olaylarõn çõktõğõ Dörtyol’da hâkim Nusret Yıl- dız ile cumhuriyet savcõlarõ Kurtça Eker, Kübra Toksarı, İrfan Fidan başka illere atandõ.Savcı İlhan Cihaner. Başbakan TOBB yö- netim kurulu üyele- riyle önceki akşam gö- rüşmüştü. Başbakan Erdoğan’dan “hayõr” oyu kullanacağõnõ açõklayan meslek oda ve kuruluşlarõna “tehdit” gibi bir uyarõ geldi. Erdoğan, “Bugün evet diyenlere sessiz kalanlar, yarõn huzurumuza geldiğinizde biz de sessiz kalõrõz” dedi. SGK’DEN AÇIKLAMA ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başba- kan Tayyip Erdoğan’õn Bağ-Kur’a olan 3 bin 22 TL’lik prim borcunun AKP döneminde çõ- kartõlan yasayla affedildiği ortaya çõktõ. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun da yasa gereğince sil- mesi gereken prim borçlarõnõ online sistem üzerinden silmediği anlaşõldõ. 1 Ocak 1987 tarihinde Bağ-Kur’a kayõt yap- tõran Başbakan Erdoğan’õn www.sgk.gov.tr adresinden “Bağ-Kur Sigortalı Borç Duru- mu” sayfasõndan Erdoğan’a ait 0522030556 sicil numarasõyla borç durumu sorgulandõğõn- da kuruma “3.022,89” TL borcu olduğu orta- ya çõkmõştõ. SGK’den yapõlan açõklamada, şöyle denildi: “Başbakan Sn. Erdoğan’ın 1/1/1987-31/12/1988 tarihleri arasına ilişkin 3.022,99 TL borç kaydının, yasal düzenle- meler itibarıyla kurumumuz, açısından bir alacak niteliği bulunmadığı gibi bu yasal düzenlemeler gereğince silinmesi gereken bir kayıt niteliği taşımaktadır.” CHP’de referandum düzenlemesi ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - CHP’nin İstanbul, İzmir ve Anka- ra’daki referandum kam- panyasõndan sorumlu olan CHP Genel Sekreteri Ön- der Sav’õn, Ankara’nõn 25 ilçesi için 7 çalõşma grubu kurduğu bildirildi. CHP’den yapõlan açõkla- mada, çalõşma gruplarõn- da Merkez Yönetim Ku- rulu ve Parti Meclisi üyeleri ile Ankara millet- vekillerinin de aralarõnda bulunduğu 21 kişiye görev ve sorumluluk verildiği belirtildi. Örnektepe’de ses bombası İstanbul Haber Servisi - Örnektepe Mahal- lesi’nde bir internet kafenin önüne dün gece bõra- kõlan ses bombasõ büyük bir gürültü ile patladõ. Patlamanõn etkisiyle yurttaşlar arasõnda panik ya- şandõ. Olay yerine çok sayõda polis sevk edildi. Ölen ya da yaralanõn olmadõğõ patlamaya boru ti- pi ses bombasõnõn neden olduğu belirlendi. TAYAD eylemi 8. haftasında İstanbul Haber Servisi - Tutuklu Aileleri Yardõmlaşma Derneği (TAYAD) üyeleri, Güler Zere cenazesine katõldõklarõ için tutuklanan 9 ar- kadaşlarõnõn bõrakõlmasõ için her hafta olduğu gi- bi dün de AKP İstanbul İl Binasõ önünde oturma eylemi yaptõ. Bu hafta 8.’sinin gerçekleştirdiği eylemde basõn açõklamasõnõ okuyan Nagihan Kurt, “Arkadaşlarõmõz serbest bõrakõlana kadar oturma eylemimiz devam edecek” dedi. Atatürk büstüne saldırdılar İstanbul Haber Servisi - Maltepe’de önce- ki gün terör örgütü yandaşõ olduğu ileri sürülen 20 kişilik bir grup caddeyi trafiğe kapatarak mo- lotofkokteyli atmaya başladõ. Görgü tanõklarõnõn iddiasõna göre Gülsuyu Meydanõ’ndaki Atatürk büstünü ve Türk bayrağõnõ alarak kaçan gösteri- ciler, kurduklarõ barikatõ ateşe vererek Atatürk büstü ve Türk bayrağõnõ yaktõlar. Göstericiler, polisin müdahalesi ile ara sokaklara kaçtõ. 2 Türk kalpazanlıktan gözaltında TİFLİS (AA) - Gürcistan Maliye Bakanlõ- ğõ, ülkeye sahte döviz soktuklarõ ve bu parayõ daha sonra bir Gürcistan vatandaşõna sattõklarõ gerekçesiyle, Türkiye vatandaşõ M.Ş. ile M.T.’nin gözaltõna alõndõğõ açõkladõ. Söz konusu kişilerin, Gürcistan’a bir milyon dolar değerinde sahte para sokmayõ planladõklarõ ve bu nedenle getirilen sahte paranõn piyasaya sürülmesinin, deneme amacõ taşõdõğõnõ itiraf ettikleri belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle