23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Sultan II. Abdülhamid’in torunu Os- man Hami Osmanoğlu’nun cenaze töre- nine Başbakan ve de dört bakanın katıl- ması haberi gazetelerin birinci sayfaların- da yer aldı. AKP’nin ve önde gelen takımının bu Os- manlı tutkusu beni doğrusu ya çok eğlen- diriyor. Yanlış anlaşılmasın! Reddi Osmaniciler- den yani Osmanlı mirasını reddedenler veya Osmanlıyı kötülemenin Cumhuriyeti ululaştır- mak olduğunu düşünenlerden değilim. Okullarımızda, bize okutulmuş tarih ders- lerinde anlatılan, aciz, yeteneksiz ve cahil padişahlar öyküsünün de gerçeği yansıtma- dığını düşünüyorum. İmparatorluk diye yü- celtilerek anlatılan Osmanlı’nın son dönem- deki korkunç zaafının yalnızca hanedan mensuplarının kişisel niteliklerinden kaynak- landığını düşünürsek, o tarihi boşuna oku- muş olur, bugün için gerekli sonuçların hiç- birini çıkaramayız. Sanırım tarihi okurken, olayları o zamanın koşullarına göre değerlendirmek en doğru- sudur. Bugünden geçmişe bakıp, o olaylara bu- günün hesaplaşmasının kılığını giydirip bak- mak, hem komiktir hem de yanlış. Osmanlı hanedanının düşmesi, Cumhuri- yetin kurulması kan dökmeden başarılmış bir geçiş olarak sevindirici bir biçimde gelişmiş- tir. Cumhuriyet Osmanlı hanedanının kanını dökmemiştir. Hanedan kapanan bir devri yeniden ege- men kılmaya çalışmak gibi beyhude bir ça- banın peşine düşmemiş, Cumhuriyet karşıtı bir komplonun içine girmemiştir. Çeşitli vesilelerle bu sütunda dile getirme- ye çalıştığım bu gerçekler ışığında, hanedan mensuplarının burada saygı görmesinde ya- dırganacak bir yön yoktur. Benim Osmanlıcılık akımını canlandırmayı amaçlayan Neo-Osmanlıcılara gülmemin ne- deni, Osmanlı konusundaki cehaletleridir. “Osmanlı döneminin etki alanlarına ilgi gösteren” kimi AKP’lilere gülüyorum ve ken- di kendime “Osmanlı’yı iyi bilselerdi, böyle saçmalamazlardı” diyorum. “Osmanlı’nın etki alanları” diyenleri dinler- ken aklıma, 1878 yılında Yeşilköy’e kadar gelen Çarlık Rusyası ordularının diktirdiği sonradan 1914’te yaktırılan Ayestefanos Rus anıtı geliyor. Osmanlı’nın son döneminde, başkentinde bile etkisinin tartışma götürür olması yalnız bu gibi büyük askeri yenilgilerle sınırlı değil- di. Ermeni komitacaların 1896 Ağustosu’nda yaptıkları Osmanlı Bankası baskınından son- ra, teröristler, Avrupa devletlerinin baskısıyla ellerini kollarını sallayarak bir Fransız gemisi- ne binip, İstanbul’dan ayrılmışlardı. Temmuz 1905’te Sultan’ın bizzat şahsına yönelik olan Yıldız suikastı sırasında patla- yan bomba, 26 kişinin ölümüne, 58 kişinin yaralanmasına yol açmış, suikastın elebaşısı olarak tutuklanan Belçika uyruklu Edward Joris ise iki yıl hapis yattıktan sonra serbest bırakılmıştı. Sözün özü, Osmanlı’nın payitahtında bile etkisi sınırlıydı. Abdülhamid’in hilafet politikası da, AKP’liler tarafından yeterince anlaşılama- mıştır. İmparatorluğun Rumeli’deki topraklarını tutamayacağını anlayan Abdühlamid, Pa- nislamist bir politikayı güderken din unsu- runun birleştiriciliğini düşünmenin yanı sıra, aynı zamanda, imparatorluğunun içinde ge- niş bir Müslüman nüfusu barındıran İngilte- re’ye karşı elinde bir koz bulundurmayı amaçlıyordu. Ama Abdülhamid bu kozun ne denli kırıl- gan olduğunu biliyor, İngilizlerin nüfuz ala- nındaki Müslümanları onlara karşı harekete girişmeye teşvik etmiyor, yalnızca kendi hali- fe olarak mevcut olduğunu varsaydığı nüfu- zunu anımsatmakla yetiniyordu. Nitekim Ertuğrul gemisinin Japonya yol- culuğu sırasında, Asya’daki (özellikle Hindis- tan) Müslümanların sevgi gösterileri İngilizleri tedirgin etmiştir. Ama Abdülhamid bundan öteye geçme- meye dikkat etmiş ve 1. Dünya Savaşı’nın ilanıyla birlikte, İngiltere’ye karşı cihat ilan eden Sultan Reşat’ı “hata etti” diyerek eleş- tirmişti. Bütün bu gerçekleri ne yazık ki bilmeden, körü körüne bir Osmanlı hayranlığının peşin- den gidenler var. Kısacası Osmanlı bizim geçmişimizdir. Son Osmanlı sultanları modernleşme yolun- da büyük adımlar atmaya çalıştılar bütün bunlar amenna ama Osmanlı’yı tanımadan Osmanlıcılık yapmak da biraz komik oluyor. CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada Yıldız Kenter, Genco Erkal, Levent Kırca, Müjdat Gezen, Erol Günaydın, Metin Akpınar, Işıl Kasapoğlu, Ayla Algan... Kitabı, ilk sayfasından okumaya başladım: “1970’li yılların başlarında, lise yıllarında Cumhuriyet gazetesinin aydın yazarlarıyla tanıştım: Nadir Nadi, İlhan Selçuk, Oktay Akbal, Melih Cevdet Anday, Vedat Günyol, Mustafa Ekmekçi... Ve Uğur Mumcu gibi... Cumhuriyet gazetesi ve değerli yazarları benim dünyamı değiştirdi, beni yaşadığım toplumda daha duyarlı kıldı... Daha sonra ise Gündem köşesinde Mustafa Balbay’ı takip etmeye başladım... Bir yıl geçti, hâlâ özgürlüğüne kavuşamadı! Tiyatro sanatçımız Yıldız Kenter, Kraliçe Lear’ı sahneledikten sonra Balbay’ın 365 gündür tutuklu olmasına tepki gösteren bir konuşma yaptı... Kenter gibi benim de canım acıyor, günleri sayıyorum. Kendisinin bir an önce özgürlüğüne kavuşması dileğiyle bu kitabımı Balbay’a ithaf ediyorum... Adem Dursun, 4 Nisan 2010 Berlin.” Böyle bir sürprizle karşılaşınca, onca değerli sanatçımızın yanında bana da küçük bir rol verilmiş kadar sevindim. Kitaptaki söyleşiler beni meslekteki ilk yıllarıma, İzmir Fuarı’na kadar götürdü. İzmir Fuarı gazeteciliğe başlayışın ardından “meslekteki okullarımdan” biriydi. Gündüz fuarın uluslararası bölümündeki ülke pavyonlarından bilgiler alır, haber yapardım. Akşam tiyatrolara gider, oyun sonrası sanatçılardan ertesi gün için röportaj sözü alırdım. Gazinolar da tiyatroyla barışıktı. Tiyatroya ilişkin bir başka haziran sürprizi Anadolu’yu il il dolaşan genç oyuncular Barbaros Uzunöner ve Utku Erişik’ten ulaşan iletiler oldu. Bir tiyatro kurmuşlar. Adı, Tiyatro Birileri. “Bir”den sonrasının altını çizmişler. Bu ayrımla okuyunca adı, Tiyatro Bir İleri oluyor! Bu mesvim oyunları, “Hoş Gelişler Ola!”. Anlattıklarına göre yanlarında Balbay’ın çerçeveli bir resmi varmış. Nereye gitseler, “Balbay da oyunumuzu izleyecek” diye duyuruyorlarmış. Gitmez miyim! Resmi salonun ön kotuklarından birine koyup “Hep aramızda, hep yanımızda, yine çıkacak, yine yazacak” diyorlarmış. İnternet sitelerinde bir gün “Balbay’la ilgili bu etkinliğimizi kendisine ileteceğiz, mesajı olan yazsın” diye duyurmuşlar. Utku Erişik, “sadece bir günde ulaşanlar” deyip sayfalar dolusu mesaj iletti. İstanbul’dan Giresun’a, Konya’dan Edirne’ye, Arhavi’den Ceyhan’a pek çok yerden yazılmış mesajlardaki ortak tümcelerden biri şuydu: “Yalnız olmadığını bilsin!” Burada internet yok. Yanıt vermem olanaksız. O yüzden bir açık teşekkürü borç bildim. Gerek Adem Dursun’un gerek Utku Erişik’in beni sanatçıların yanına koyması sevincimi, sorumluluğumu katladı. Onu bilir onu söylerim; sanattan güçlü ışık yoktur. Sanatın önemine kendimce yaptığım o küçük katkıyı bir kez daha paylaşmak istiyorum. Çin sözüdür: Bir yıl sonrasını düşünüyorsan, tohum ek. On yıl sonrasını düşünüyorsan, ağaç dik. Yüz yıl sonrasını düşünüyorsan, toplumu eğit. Bu güzel söze ben de şunu ekliyorum: Bin yıl sonrasını düşünüyorsan, sanatçı yetiştir. Bugün için, önümüzdeki kuşaklar için karanlığa meydan okuyan Kenter’lere, Erkal’lara, Gezen’lere, Kırca’lara, Aziz’lere selam olsun! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada AKP’ye güvenoyuna dönüşmemesinde söz birliği ediyor ama...… halka yaptıkları konuşmalarda örneğin Kılıçdaroğlu iktidarın hemen her alandaki başarısızlığını, beceriksiz icraatını yerden yere vurduktan sonra hayır oyu istiyor. RTE de hükümetinin hemen her alanda ne kadar başarılı hizmetler verdiğini anlata anlata bitiremiyor ve sonra evet oyunun erdemine geçiyor. Referandum tahminleri de Allahlık. Kimi ankete göre evet-hayır baş başa. Kimine göre evet ağır basıyor. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a göre ise gözleri parlayarak söylediğine göre yüzde 60 evet çıkacak. Yeni Sabah’ın yazarlarından kimileri ise evet’i yüzde 80’lere dayadılar. Bir başka manzara dikkat çekiyor: Kılıçdaroğlu gittiği her ilde, ilçede miting alanını dolduruyor. RTE de... Yabancı değiliz bu manzaralara. Lakin miting alanlarındaki kalabalıklara, sandık öncesi açıklamalara bakarak irdelenen sonuçların aksi çıktığına tanık olmadık mı? 2007’deki Karadeniz illerinden AKP lehine çıkan sonuç şaşırtıcı bir etki yapmıştı. Zira seçimlerden aylarca önce Karadeniz’de AKP aleyhine sert rüzgârlar esiyordu. Ordu, Giresun dolaylarında fındığa verdiği düşük fiyat nedeniyle AKP’ye öylesine tepki izleniyordu ki... kimi yerde bakanlara saldırılar zorlukla önleniyor, iktidar aleyhine büyük kalabalıkların katıldığı miting üzerine miting düzenleniyordu.. Karadeniz baştan aşağı AKP karşıtı idi. RTE gitti bölgeye; fındık fiyatlarına yeni ve tabii zamlı fiyat verildiğini söyledi. Karadeniz bölgemizde sandıktan AKP ağırlıklı sonuçlar çıktı. Bugün olduğu gibi 2007 seçiminden önce de esnaf, işçi, memur, emekli kuruluşları, toplumsal sorunlarla uğraşan dernekler vs... kendi alanlarındaki AKP yaptırımlarına öylesine (üstelik yazılı) veryansın ettiler ki... Türkiye’de değişik bir hava estiğini ve bunun sandığa yansıyacağını sandık. Yanılttılar bizleri. AKP yüzde 47 oyla yine iktidarda kaldı. Bu sonuca ve bu sonucun öncesi izlediklerimizi yineleyerek geleceğe umutla bakanlara, hayır oyu bekleyenlere, AKP’nin hatta koalisyona razı olacağı havasına kapılanlara referandum günü 12 Eylül’ü, Temmuz 2011’i genel seçimini karamsar kimi olasılıklarla karşılamalarını salık vermiyoruz elbette... ...Tersine aman dikkat. Gerçekçi olmayı, içten eleştirilerden yılmamayı öneriyor... ...ana muhalefetin yelkenlerini dolduran rüzgârın daha da güçlenmesine elbirliğiyle çalışmanın giderek önem kazandığının altını çizmeye çalışıyoruz. “Güncel” 2002 yılından beri hemen her gün RTE iktidarından kurtulmanın zorunluluğunu savunuyor. Kılıçdaroğlu’nun (CHP’nin) referandumda ve genel seçimlerde olası başarısını avuçları patlayana kadar alkışlayanların başında... Kimsenin kuşkusu olmasın: 2002’den beri RTE’den kurtulmayı hemen her gün işleyen Güncel gelecek! ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA 20 TEMMUZ 2010 SALICUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 20 Temmuz Oslo Y 21 Helsinki PB 22 StockholmPB 26 Londra B 25 AmsterdamPB 27 Brüksel PB 29 Paris PB 31 Bonn PB 31 Münih A 31 Berlin A 29 Budapeşte Y 26 Madrid B 35 Viyana Y 27 Belgrad Y 28 Sofya Y 25 Roma A 28 Atina A 30 Zürih B 27 Moskova PB 32 Aşkabat A 32 Taşkent A 33 Bakû A 33 Bişkek B 26 Tiflis A 35 Kahire B 34 Şam B 37 İstanbul Y 32 Edirne Y 31 Kocaeli Y 32 Çanakkale Y 32 İzmir B 36 Manisa B 38 Denizli B 35 Zonguldak Y 27 Sinop B 28 Samsun B 28 Trabzon Y 27 Giresun Y 29 Ankara Y 32 Eskişehir Y 31 Konya PB 32 Sıvas PB 31 Antalya B 36 Adana B 35 Mersin B 33 Diyarbakır A 40 Şanlıurfa A 41 Mardin A 36 Siirt A 36 Hakkâri PB 34 Van PB 28 Kars Y 25 Ülkemizin kuzey ke- simleri parçalı ve çok bulutlu, Marma- ra, İç Ege ve Doğu Karadeniz, Ankara, Eskişehir, Karabük, Bolu, Ardahan ve Kars çevreleri sağa- nak ve gökgürültülü sağanak yağışlı di- ğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Marmara’da sıcaklık 2 ila 4 derece aza- lacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Osmanlı Tutkusu asirmen@cumhuriyet.com.tr / IŞIL ÖZGENTÜRK isilozgenturk gmail.com Baştarafı Arka Sayfada Halkımızın mesut ve memnun mangal partileri verdiği bölgede elbette siz çok şaşırtıcı, en ce- sur bir Fellini filminde göreme- yeceğiniz manzaralarla karşıla- şıyorsunuz. Bunun için Saklı- kent’e bir safari yapmanız gere- kiyor. Saklıkent adı sizi yanıltmasın, sonunda bir kent çıkmıyor karşı- nıza; burası bir vadi ve inanılmaz soğuk bir ırmak vadiyi boydan boya geçiyor. Gerçekten su çok soğuk, en alışkın olanlar bile do- nuyor, ama gitmek var dönmek yok. Ben bir oyun yapıp yarıya kadar gittim çünkü ırmağın üstü- ne kurulmuş çardaklarda otur- mak daha iyi bir fikirdi, üstelik bu çardaklar bana İsfahan’daki su kahvelerini anımsattı, nostaji yaptım, soğuk suya girmemek içine epey bahane uydurdum, anlaşılıyor sanıyorum. Şimdi gelelim çamur banyosu- na... Rehberler fırlamanın teki, grubu bataklık bir yerde indiri- yorlar ve herkesi yere oturtuyor- lar. Ve çamurlanma başlıyor, inanılmaz bir manzara çıkıyor: Sağ sol kol bacak derken herkes kara bir yeşile bulanıyor, rehber en son çamuru alıp mayosunun içine atıyor ve “On santim büyü- yecek” diyor, erkeklerde bir ça- ba bir çaba, sonra çocuklar gibi kırk kişi çamurda debeleniyor. Kusura bakma Fellini, sen bu- nu akıl edemezdin. Sonra herkes çayda yıkanıyor ve bir dostluk bir kardeşlik, herkes birbirinin sırtını ovuyor. Meğer bu çamur cilde çok iyi geliyormuş ve İngil- tere’den çamur kürü yapmak için gelenler varmış. Yapmadı- ğım için biraz pişman oldum ya, bizden yapanların yüzlerini şöyle bir okşadım, vallahi billahi bebek cildi gibi olmuş. Şimdi de gelelim biraz felsefe yapmaya, şiddet nasıl şiddet do- ğurur, onu görelim. Safariye beş araba katılmış, arabaların içinde kovalar ve Türk zekâsıyla plas- tikten icat edilmiş su tüfekleri var, herkes beş lira verip alıyor ve birbirini ıslatmaya başlıyor. Bizim araba biraz aklı başında ama sonunda kocaman bir kova çalıp tüfeği bir yana bırakıp ko- valarla su dökmeye başladığımı- zı söylemeliyim. O kadar ıslatıl- mak canımıza yetti, üstelik be- yaz bayrak çekmiştik. Sulanmak bu kadarla kalmı- yor, hangi köyden geçsek elinde hortum birileri bizi ıslatıyor... Su- lak safari dediğin böyle olur. Sa- fariye biraz heyecan katmak için köylülere para verildiğini düşü- nüyorum: “Sulayın şunları hadi!” Fethiye safarisinden yorgun döndüm, yaşımı unutmuşum; ne işin var sulak safarilerde, mangal sefalarında, otur oturduğun yer- de, bir mavi tur yap, yan gel yat. Arkadaşlarımdan biri bana acımış, bir tur ayarlamış, dinle- neyim diye. Şaka şaka, yorulduk ama çok eğlendik, bu kadar ren- kli bir ülkede yaşamak keyif olsa gerek. Ben İngilizlere hak ver- dim, ne işin var yağmurlu ve do- nuk İngiliz kasabalarında… Gel, her an bir heyecan yaşa, üstelik sudan ucuza. Not: Fethiye’de gördüğüm en güzel şeyi unutmuşum. Ölüde- niz’deki yamaç paraşütleri. Kele- bekler gibi süzülerek iniyorlar. Cesur olun, yapın. Fethiye Safari ‘Eşitliğe inanmõyorum’ Erdoğan’ın sivil toplum örgütlerinin kadın temsilcileriyle yaptığı toplantıda ‘Ben kadın erkek eşitliğine inanmıyorum’ demesi şaşkınlık yarattı, salonda tartışmalar yaşandı EMİNE KAPLAN/SEVİL ARINAN ANKARA - Başbakan Tayyip Erdoğan, kadõn örgütleriyle yap- tõğõ toplantõda kadõnlarõn öneri- lerini dikkate almazken, zaman zaman tartõşma yaşandõ. Erdo- ğan’õn “Kadın erkek eşitliğine inanmıyorum, kadın ve erkek farklıdır, birbirinin mütemmi- midir (tamamlayıcı)” demesi katõlõmcõlarda şok etkisi yarattõ. Erdoğan’õn Dolmabahçe Sara- yõ’nda kadõn örgütü temsilcileriyle demokratik açõlõmla ilgili olarak önceki gün yaptõğõ toplantõ gergin geçti. Bir katõlõmcõ, “Bir yanını- za şehit anneleri, bir yanınıza Cumartesi Anneleri’ni alarak terörün çözümü konusunda topluma mesaj verin” önerisin- de bulundu. Toplantõnõn açõlõş konuşmasõnda Arjantin’de faşist cunta döneminde mücadele veren Mayõs Anneleri’ni örnek gösteren Erdoğan’õn, Cumartesi Anneleri için “Ne iş yaptıklarını bilmi- yorum, Cumartesi Anneleri bi- rileri tarafından kullanılıyor” demesi dikkat çekti. Bazõ kadõn temsilcilerin, top- lantõda kadõnlarõn sadece “an- nelik” özelliği nedeniyle anõl- masõnõ eleştirmesi üzerine Erdo- ğan, “Ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum. Onun için fırsat eşitliği demeyi tercih ediyorum. Kadınlar ve erkekler farklıdır, birbirinin mütemmi- midir” dedi. Erdoğan’õn bu söz- leri salonda buz gibi havanõn oluşmasõna neden oldu. Anayasa Platformu kurucu üyesi Hülya Gülbahar, bazõ temsilcilerin “Bu söylemden dolayı kırılabiliriz” dediklerini belirterek, “Bu açık- lama hepimiz için soğuk duş et- kisi oldu” dedi. Toplantõda, anadilde eğitim ko- nusu gündeme gelirken, Erdo- ğan, bunun mümkün olmadõğõnõ söyledi. Gülbahar, seçimlerde ka- dõna kota getirilmesini isterken, “Avrupa Konseyi’nin tavsiye kararları var, Türkiye’nin bun- lara uyması gerek” dedi. Erdo- ğan ise “Avrupa Konseyi kara- rı bizi bağlamaz” dedi. Gülbahar, Erdoğan’õn terörle mücadele kap- samõnda bölgeye yatõrõm yapõl- masõ dõşõnda hiçbir öneriye sõcak yaklaşmadõğõnõ söyledi. Erdoğan, seçim barajõnõn dü- şürülmesi yönündeki önerilere ise, “Baraj tartışılabilir. An- cak şu anda Türkiye’nin istik- rar için bir süre daha tek par- ti ile yönetilmesi lazım” dedi. Gülbahar, “Yüzde 10’luk bara- jın 28 yıldır uygulandığını, bu- nun sadece 11 yılında ülkenin koalisyonlarla yönetildiğini, ba- raj düşürülse de bir partinin tek başına iktidara gelebileceğini” söylediklerini, ancak salonda mik- rofon sistemi olmadõğõ için ses- lerini duyuramadõklarõnõ belirtti. Bazõ katõlõmcõlar, milletvekili dokunulmazlõklarõnõn kaldõrõl- masõ önerisini gündeme getirdi. Erdoğan, memur, asker ve mil- letvekilleri dokunulmazlõklarõ pa- ket olarak gelirse tartõşabilecek- lerini söyledi. Bir katõlõmcõ, ka- musal alanda Kürt kimliğinin ba- şörtülü kadõnlar kadar meşru gö- rülmediğini belirtirken; Erdoğan, “Böyle bir sorun yok” dedi. Türkiye Kadõn Dernekleri Fe- derasyonu Başkanõ Canan Gül- lü, Erdoğan’õn kadõnlardan hal- koylamasõnda anayasa paketine destek beklediklerini vurguladõ- ğõnõ, KCK tutuklamalarõnõ onay- lamadõğõnõ söylediğini belirtti. Kadõn Dayanõşma Vakfõ kurucu üyesi Nazik Işık, “Toplantıda tansiyonun yükseldiği tartış- ma ortamı da oldu. Anadilde eğitim ve Avrupa Konseyi ko- tayla ilgili tavsiye kararlarıyla ilgili konuşmalara müdahale etti. Başbakan’ın ‘kadõn erkek eşitliğine inanmõyorum’ açıkla- ması, salonda buz gibi bir rüz- gâr estirdi. Bunun yanında Baş- bakan’ın sert üslubuyla da ko- nuştuğu anlar oldu” dedi. Türk Kadõnlar Birliği Genel Başkanõ Sema Kendirci de Baş- bakan’õn ‘kadın erkek eşitliğine inanmıyorum’ sözlerinden bir- çok katõlõmcõnõn büyük şaşkõnlõk duyduğunu belirtti. Bir katõlõm- cõnõn Türkiye’de kadõn sõğõnma evlerinin yetersizliğine vurgu ya- pan sözlerine Başbakan, “Bu ‘sõ- ğõnma’ kelimesinden rahatsız oluyorum. Bizim kadınımız sı- ğınamaz” diye tepki gösterdi. BAYKAL’A VAN’DAKİ SALDIRI Sahtecilik ve ihmal suçlaması Haber Merkezi - Eski CHP Genel Başkanõ De- niz Baykal’õn, Van ziyaretinde yaşanan olay- larla ilgili emniyetin ihmali bulunduğu iddia- sõyla soruşturma tamamlandõ. Cumhuriyet Savcõlõğõ tarafõndan hazõrlanan iddianamede, Van Emniyet Müdürü Şükrü Rafet Mert, “evrakta sahtecilik” yapmakla suçlanõyor. CHP Van il teşkilatõ yöneticileri, 2 Nisan’da CHP il kongresine katõlmak üzere Van’a giden Baykal’õn, bir grubun taşlõ ve yumurtalõ saldõ- rõsõna uğramasõ konusunda suç duyurusunda bulundu. Van Emniyet Müdürlüğü’nün olayda ihmali bulunduğu iddiasõyla yapõlan suç duyu- rusunun ardõndan görevlendirilen müfettişler rapor hazõrladõ. Rapda, gezi öncesi 38 polisi görevlendiren Van Emniyet Müdürü Mert’in olaydan sonra 160 kişilik ikinci bir görev liste- si hazõrlayarak buna ilk listenin hazõrlandõğõ tarihi attõğõnõn belirlenmesi üzerine Van Cum- huriyet Savcõlõğõ tarafõndan soruşturma başla- tõldõ. Geçen hafta Van Adliyesi’ne gelen Mert’in ifadesinin alõnmasõyla tamamlanan id- dianamede, “Emniyet Müdürü Mert’in orta- ya çıkan görev zaafiyetini gizlemek amacıy- la gerçek istihbari bilgiye dayanmadığı hal- de istihbari bilgi varmış gibi göstererek 02.04.2010 tarihli ikinci bir görev emri ha- zırladığı, bu görev emrinin 04.04.2010 tari- hinde hazırlandığı halde 02.04.2010 tarihli olarak imza ettirdiği ve ilgili birimlere gön- derdiği anlaşılmıştır” denildi. ‘PKK keskin nişancı kiraladı’ Haber Merkezi - Terör örgütü PKK’nin, Sõrp uyruklu 3 keskin nişancõyõ para karşõlõğõnda kiralayarak Türkiye’ye gönderdiği tespit edil- di. Haber Türk’ün haberine göre İstihbarat bi- rimlerinin bu tespitinin ardõndan İçişleri Ba- kanlõğõ, “gizli” ibareli bir yazõ ile ilgili birim- leri uyardõ. Uyarõnõn ardõndan özellikle Baş- bakan ve Cumhurbaşkanõ’nõn etrafõndaki ko- ruma duvarõ güçlendirildi. İstihbarat birimle- rinin tespitinde, terör örgütünün şimdi de ki- raladõğõ keskin nişancõlarla devlet büyüklerini vurmayõ hedeflediği yer alõyor. Terör örgütü- nün Avrupa sorumlularõnca, para karşõlõğõnda kiralanan Sõrp uyruklu 3 keskin nişancõnõn, devlet büyüklerine suikast düzenlemek için Türkiye’ye gönderileceği yönündeki istihbari raporda, kiralõk katillerin alacağõ ücret konu- sunda bir bilgi olmadõğõ öğrenildi. İSTİHBARAT BİRİMLERİ UYARDI Kadın örgütle- riyle top- lantı ya- pan Er- doğan’ın “Kadın erkek eşit değil- dir” söz- leri, sa- londa so- ğuk rüz- garlar estirdi. On Numara çekildi 3, 5, 7, 14, 15, 17, 18, 22, 26, 28, 29, 35, 41, 42, 43, 63, 65, 66, 67, 69, 70, 79
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle