23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 13 TEMMUZ 2010 SALI 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Bir AB Masalı Türkiye 12 Eylül’de, 12 Eylül sivil darbesinin anayasasını oylamak üzere sandık başına gidecek. Türkiye’de yargının bağımsızlığından, kuvvetler ayrılığından yana olanlar, tek kelimeyle “demokrasi”yi isteyenler, AKP sivil darbesinin anayasasına hayır diyecekler; daha sonra da yapılacak olan seçimlerde iktidara uzandıklarında, hem sivil darbenin hem de askeri darbenin girişimlerini akim bırakacak, bütün toplumun geniş katılımıyla yapılmış, uzlaşma ürünü olan demokratik anayasalarını halkın oyuna sunacaklar. Şimdi, Türkiye’nin demokrasiden yana kuruluşları ve kişileri var güçleriyle, amacı yargı bağımsızlığını çiğnemek olan değişikliğe hayır denmesi için çalışıyorlar. Bunlardan biri de CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu. Sayın Kılıçdaroğlu, AB Sözcüsü Ferran Tarradellas Espuny’nin, anayasa değişikliğini desteklediğini açıklamasını şaşkınlıkla karşılıyor ve haklı olarak soruyor: - Sözcü konuşmadan önce AB ilerleme raporlarına dönüp bakmıyor mu? Gerçekten de AB ilerleme raporlarında, HSYK’de Adalet Bakanı ve Müsteşarı’nın yer almaları ve kilit konumda olmaları eleştirilmekteydi. Venedik Komisyonu’nun 2006 tarihli “İyi Uygulamalar Raporu”nda ise aynen şu satırlar yer almaktaydı: - Seçmenler aralarında bir bağ olmayan farklı sorulara aynı anda oy vermek zorunda bırakılmamalıdırlar. Seçmenin birini desteklerken, bir başkasına karşı olabileceği dikkate alınmalıdır. Kılıçdaroğlu, haklı olarak şu soru da soruyor: - AB kendi raporlarını okumuyor mu, yoksa kendini AKP’ye mi endeksledi? Aslında yanıt hem “evet”tir hem de “hayır”. Şöyle özetleyelim: - AB kendisini, Türkiye’yi örgüte tam üye olarak kabul edilmeden, Avrupa dümen suyuna sokacak olana endekslemiştir. Şu anda bu işi en iyi yapan Erdoğan olduğundan, onu destekliyor, yarın daha iyi bir “Yes Men” bulursa onu destekler. İlerleme raporları, üye adaylarının demokratik gelişmelerini gösterir. AB kendi kuruluşuna üye olacakların yargı bağımsızlığına, demokrasinin temel ilkelerine saygı göstermesini, yapısını buna uygun kurumlarla donatmasını ister. AB kendisi ve üyeleri için demokrasi ister. Ama AB aynı zamanda gerçekçidir, real-politik’e de bağlıdır. Kendisine hizmet sunanların da hizmetlerini eksiksiz sundukları sürece, demokrasinin kurum ve kurallarına saygı gösterip göstermediklerine bakmaz. İlerleme raporlarında yer alan hususlar, üye adayı ülkenin kurumlarına bakışı yansıtır. Sayın Sözcü’nün yaklaşımı ise AB’nin etki alanında, AB’nin dümen suyuna sokulmuş bir ülkede bunu sağlayan bir iktidara verilen desteğin ürünüdür. Eğer AB’yi biliyorsanız, bu ikisi arasındaki çelişkili görüntüyü yadırgamazsınız. Bizde bir Avrupa masalı, şimdiki moda deyişiyle Avrupa ile ilgili bir şehir efsanesi vardır. Israrla, inatla ileri sürerler, tekrar tekrar söylemekten bıkmazlar: - Avrupa sayesinde biz demokrasiye ulaşacağız. AB olmazsa bizde demokrasi olmaz. Oysa gerçekte Avrupa, AB ülkeleri için demokrasiyi ister. Türkiye’de demokrasinin olup olmaması ise Avrupa’nın umurunda bile değildir. Çünkü Avrupa Türkiye’yi, birliğe tam üye olarak almaya niyetli değildir. Avrupa Türkiye’yi etki alanında tutmak amacındadır. Türkiye o alanda kalıp, istenenleri yaptığı sürece, demokrasimizin gelişip gelişmemesi, bizde yargı bağımsızlığının olup olmaması onu hiç ilgilendirmez. Hatta kendi kendine, sinsi sinsi gülümseyerek şöyle söylenir: - Bu kadar demokrasi onlara çok bile, kendi adam olmayacak olanı ben mi adam edeceğim? Sayın sözcü, bu davranışın parlak bir örneğini bir kez daha sergilemiştir. Bütün bunlara karşın bizde bir kısım demokrat aydınlar nakaratlarını sürdürüyorlar: - Avrupa olmazsa, bizde demokrasi olmaz. Biz kendi kendimize adam olmayız. Böylelerini gördüğüm zaman artık kızmıyorum, sadece gülüyorum. - Gerçekten azizim, diyorum, siz kendi kendinize adam olamazsınız. asirmen@cumhuriyet.com.tr Eski SGK Başkan Yardõmcõsõ Uyar’õn Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Başkan Yardõmcõlõğõ’na atandõğõ ortaya çõktõ GülveErdoğanimzalõskandal ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Genel Sağlõk Sigortasõ yü- rürlüğe girmeden 5 ve 13 yaşla- rõndaki iki çocuğunu “mezarda emekli” olmamasõ için bir şirket- te sigortalõ yapan, bu nedenle de bir süre sonra görevden alõnan Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkan Yardõmcõsõ Veysel Uyar’õn Tür- kiye Atom Enerjisi Kurumu Baş- kan Yardõmcõlõğõ’na atandõğõ orta- ya çõktõ. Atama Enerji Bakanõ Ta- ner Yıldız, Başbakan Tayyip Er- doğan ve Cumhurbaşkanõ Abdul- lah Gül’ün imzasõnõ taşõyan üçlü kararnameyle gerçekleştirildi. Kamuoyu tarafõndan “mezarda emeklilik” yasasõ olarak bilinen Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlõk Sigortasõ (SSGSS) yürürlüğe gir- meden önce yaşlarõ tutmadõğõ hal- de çok sayõda kişi çocuklarõnõ “göstermelik” çalõşmalarla sigor- talatmõştõ. Cumhurbaşkanõ Abdul- lah Gül’ün oğlu Mehmet Emre Gül’ün de 14.5 yaşõndayken 24 günlük sigortalõlõk girişinin yapõl- dõğõ ortaya çõkmõştõ. Oğul Gül’ün “patronunun” ise Devlet Bakanõ Ali Babacan’õn ailesine ait Ali Ba- bacan Tekstil Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi olduğu anlaşõl- mõştõ. Dönemin SGK Başkan Yardõm- cõsõ Veysel Uyar’õn da 2008’de 5 ve 13 yaşlarõndaki iki çocuğunu, “kazanılmış hak” yaratmak ama- cõyla sigortalõ yaptõrdõğõ ortaya çõkmõştõ. Uyar’õn çocuklarõ için 3 ve 7 günlük prim ödendiği anla- şõlmõştõ. Konuyu görüşen Kamu Görevlileri Etik Kurulu, Uyar’õn sa- vunmasõnõ istedi. Uyar savunma- sõnda eşinin, çocuklarõnõn bir ka- talog çekiminde model olarak ça- lõştõrõlmasõ yolundaki bir teklifi kendisinden habersiz olarak kabul ettiğini öne sürdü. “Çocukları- nın sigortalı yapıldığını basına yansıdıktan sonra öğrendiğini, önceden bilgisi olsaydı bu duru- ma kesinlikle engel olacağını” söyleyen Veysel Uyar’õn savun- masõ kurul tarafõndan hayatõn ola- ğan akõşõna ve gerçeğe uygun bu- lunmadõ. Kamu Görevlileri Etik Kurulu, Uyar’õn saygõnlõk ve güveni zede- leyerek çõkar çatõşmasõndan ka- çõnmayõp yakõnlarõna haksõz men- faat sağlayarak “etik davranış il- kelerine aykırı davrandığına” karar verdi. Veysel Uyar, bu kararõn ardõndan Kasõm 2009’da Sosyal Güvenlik Kurumu Başkan Yardõmcõlõğõ’ndan alõnarak Çalõşma Bakanlõğõ’nda müşavirliğe alõnmõştõ. 29 Haziran tarihli Resmi Gazete’de yayõmla- nan üçlü kararnameye göre Veysel Uyar, Türkiye Atom Enerjisi Ku- rumu Başkan Yardõmcõlõğõ’na atandõ. Kararnamede, Başbakan Tayyip Erdoğan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanõ Taner Yıldız ile Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün imzasõ bulunuyor. Böylece Veysel Uyar, müşavirliğe çekilmesinden 7 ay sonra yeniden aktif bürokrasiye geçmiş oldu. Avukatlarõ Hrant Dink’in sözleriyle neden hedef seçildiğini anlattõlar Tanıktan çelişkili ifadeler Kõlõçdaroğlu, ulusal sorunun iç siyaset malzemesi yapõlmamasõnõ istedi Perşembe günü görüşecekler ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - CHP Genel Başkan Yardõmcõsõ Hakkı Süha Okay, CHP Genel Başkanõ Kemal Kılıçdaroğlu’nun Başbakan Tayyip Erdoğan ile 15 Temmuz Perşembe günü 11.00’de görüşeceğini açõkladõ. Kõlõçdaroğ- lu’nun TBMM’deki odasõnda ger- çekleşecek olan görüşmede CHP’nin görüşleriyle ilgili yazõlõ bir metin vermeyeceği kaydedildi. Erdoğan’õn muhalefet liderleri turu bugün başlõyor. Erdoğan bugün 14.30’da DSP Genel Başkanõ Ma- sum Türker’i parti genel merke- zinde ziyaret edecek. Erdoğan’õn Kõ- lõçdaroğlu’ndan istediği randevu- nun tarihi de dünkü merkez yönetim kurulu (MYK) toplantõsõnda kesin- leşti. Okay, toplantõdan sonra yap- tõğõ açõklamada, “Başbakan Er- doğan’ın terör konusunda görüş alışverişinde bulunmak için” is- tediği randevu talebinin değerlen- dirildiğini, görüşmenin 15 Tem- muz’da 11.00’de Kõlõçdaroğlu’nun TBMM’deki makam odasõnda ger- çekleşeceğini, bunu yazõyla Erdo- ğan’a bildireceklerini söyledi. Okay, “Başbakan Erdoğan üç arkadaşıyla geleceğini söyledi. Sizden görüşmeye kimler katıla- cak” sorusuna “Genel başkanı- mız da üç arkadaşla katılacak. Bu isimlerin takdiri de sayın genel başkanımıza aittir” karşõlõğõnõ ver- di. Okay, “Başbakan’a terörle il- gili bir öneri iletilecek mi? Bir dos- ya sunulacak mı”sorusuna, “CHP başlangıçtan bu yana terörle mü- cadele konusunda bir doğrultu tu- tarlılığı sergilemektedir. Bunlar bir kez daha Başbakan’a ifade edi- lecek. Terörle mücadelenin bir iç siyaset malzemesi yapılmadan ulusal bir program içinde sürdü- rülmesi gerekliliği yönündeki CHP’nin görüşleri aktarılacaktır” yanõtõnõ verdi. Okay, Kõlõçdaroğ- lu’nun yurt gezilerini sürdüreceğini, ilk yurtdõşõ gezisini de 20 Tem- muz’da KKTC’ye yapacağõnõ anlattõ. Doğu ve Güneydoğu raporlarõnõn güncellenmesi için oluşturulan ko- misyon da genişletildi. Komisyon- da, genel başkan yardõmcõlarõ Haluk Koç, Umut Oran, Genel Sekreter Yardõmcõsõ Tekin Bingöl, MYK üyesi Mahmut Duyan, PM üyesi, Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt, PM üyesi Mehmet Faraç ile Bingöl İl Başkanõ Sema Kaygalak’õn yer almasõ kararlaştõrõldõ. Bu arada Ekrem Bulgun’un isti- fasõyla boşalan İzmir İl Başkanlõ- ğõ’na CHP MYK, PM Üyesi Rıfat Nalbantoğlu atandõ. Nalbantoğ- lu’nun yönetim listesi de onaylandõ. HİLAL KÖSE Agos Gazetesi Genel Yayõn Yönetmeni Hrant Dink’in öldü- rülmesine ilişkin davada, sanõk Ogün Samast’õn cinayet öncesi zaman geçirdiği, Agos’un yanõn- daki Şafak Sokak’ta bulunan in- ternet kafeyi işleten polis memu- ru tanõk olarak dinlendi. Çelişki- li ifadeler veren tanõk, müdahil avukatlarõnõn birçok sorusuna “hatırlamıyorum” yanõtõnõ ver- di. Müdahil avukatõ Fethiye Çe- tin, Dink’in yazõlarõndan yola çõ- karak cinayet sürecini anlatõrken Dink’in bir konferansta yaptõğõ ko- nuşmasõ heyete izletildi. İstanbul 14. Ağõr Ceza Mah- kemesi’ndeki oturuma tutuklu sanõklar polis muhbiri Erhan Tuncel, azmettirici Yasin Hayal ve katil zanlõsõ Ogün Samast ge- tirildi. Dink ailesinin müdahil olarak hazõr bulunduğu duruş- mada, başka bir cinayetten tutuklu polis memuru Cavit Kılıç tanõk olarak dinlendi. Ogün Samast’õn, olay günü in- ternet kafede, yaklaşõk 2.5 saat, 5- 6 arkadaşõyla MSN’den görüşme yaptõğõnõ belirten Kõlõç, Samast’õn cinayetten sonra da kafenin bu- lunduğu sokağa girdiğini, “Ben birini vurdum” diyerek kaçtõğõ- nõ anlattõ. Samast’õn önünde, ar- kasõnda kaçan başka birinin ol- madõğõnõ söyleyen Kõlõç, Samast’õ duruşma salonunda da teşhis etti. Kõlõç, Agos gazetesine 2006 ya da 2007 yõlõnda mezarlõk temizliği ilanõ için gittiğinde Hrant Dink’i bir kapõ aralõğõndan gördüğünü söyledi. Müdahil avukatõ İnci İş- bulur’un, “Samast belindeki si- lah kılıfını görünce tedirgin ol- madı mı?” sorusuna Kõlõç “Ha- yır” yanõtõnõ verdi. Kõlõç’a, olay yerine gelen po- lislere Samast’la ilgili bilgiyi ne zaman verdiği de soruldu. Kõ- lõç’õn bu soruya çelişkili yanõtlar vermesi, müdahil avukatlarõnõn tepkisine neden oldu. Avukatla- rõn õsrarlõ sorularõ üzerine “Olay yerine gitmedim. Sokağın ba- şına gittim. Birisi yerde yatı- yordu. Etrafı çevrilmişti” dedi. Avukat Arzu Becerik, Kõlõç’a Agos’a ilan verdiğini anõmsa- tõnca, tanõk “Agos’a tepkim yok” dedi. Becerik, “Neden ci- nayetten sonra internet kafe- nizin camına ‘Hepimiz Türk’üz yeniden’ diye yazdınız” diye sordu. Kõlõç da “Hepimiz Er- meniyiz diye sokağı taşladılar. Ben de Türk’üz diye yazdım. Ölen kişinin kim olduğu beni il- gilendirmiyor” diye konuştu. Tanõğõn ifadesi üzerine müdahil avukatlarõnõn soru yönelttiği Ogün Samast ise internet kafede yap- tõklarõ ile ilgili hiçbir şey hatõrla- madõğõnõ söyledi. Müdahil avukatõ Fethiye Çetin, Hrant Dink’in “Neden Hedef Se- çildim” ve son olarak kaleme al- dõğõ “Ruh Halimin Güvercin Tedirginliği” adlõ yazõlarõnõ oku- yarak taleplerini aktardõ. Çetin, Hrant Dink’in “uyarıldığı” İs- tanbul Valiliği’ndeki toplantõya katõlan Vali Yardõmcõsõ Ergun Göngör, İrticayla Mücadele Ey- lem Planõ davasõ sanõğõ MİT’çi Özel Yılmaz, Ergenekon davasõ sanõklarõ Levent Temiz ile Kemal Kerinçsiz, Danõştay davasõ sanõ- ğõ Erhan Timuroğlu’nun din- lenmesini talep etti. Başka bir cinayetten tutuklu polis memuru Cavit Kõlõç, Samast’õn cinayetten sonra da kafenin bulunduğu sokağa girdiğini, “Ben birini vurdum” diyerek kaçtõğõnõ anlattõ. ‘Keneci’ savcı istifa etti Bayram Bozkurt, “Ergenekon örgütünün” aracõna “kene koyarak” kendisini öldürmeye çalõştõğõnõ öne sürmüştü. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İliç Savcõsõ iken Erzincan Başsavcõsõ İl- han Cihaner aleyhine gizli tanõklõk ya- pan “Efe” kod isimli Bayram Boz- kurt, görevinden istifa etti. Bozkurt, “Er- genekon örgütünün” aracõna “kene koyarak” kendisini öldürmeye çalõştõğõnõ öne sürmüştü. Malazgirt İlçe Cumhuriyet Savcõsõ Bayram Bozkurt, yaptõğõ açõklamada yaklaşõk 6 ay önce İliç Cumhuriyet Sav- cõlõğõ’ndan Malazgirt Cumhuriyet Sav- cõlõğõ’na atandõğõnõ, dün itibarõyla gör- evinden istifa ettiğini söyledi. “Erge- nekon’un Erzincan yapılanmasını” kendisinin deşifre ettiğini öne süren Bozkurt, bu süreçte çok sayõda tehdit al- dõğõnõ belirterek şunlarõ kaydetti: “Ergenekon’un Erzincan yapılan- masını deşifre ettiğim için üzerime çok geldiler hatta bu süreçte arabamı kurşunladılar. Tabii bunlardan kork- tuğum için istifa etmedim. Görevimi- zi tam anlamıyla yerine getiremiyoruz. Yargı son zamanlarda vesayet altına girdi. Bunun için gördüğüm lüzum üzerine görevimden istifa ettim. Bun- dan böyle avukat olarak mesleğime de- vam edeceğim.” Daha önce doğuda görev yapmasõna rağmen tekrar Malazgirt’e atanmasõnõn da düşündürücü olduğunu belirten Boz- kurt, “Malazgirt terör bölgesidir. Za- ten can güvenliğim yokken bir de Malazgirt’e atanmam düşündürücü- dür. Ben Doğu’da görev yapmama rağmen beni tekrar Malazgirt’te ata- dılar. Ailemi de alıp Batı’ya yerleşe- ceğim” şeklinde konuştu. Gizli tanık olmuştu Erzincan’da İrticayla Mücadele Eylem Planõ’nõn uygulandõğõ iddiasõyla soruş- turma başlatan eski Erzurum Özel Yet- kili Savcõsõ Osman Şanal’õn iddialarõnõn önemli dayanaklarõndan biri olan gizli ta- nõk “Efe”nin Bayram Bozkurt olduğu or- taya çõkmõştõ. Gizli tanõk Efe olarak Bozkurt, “Albay Dursun Çiçek ile Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner ve 3. Ordu Komutanı Saldõray Berk buluştu, darbe planları yaptılar” iddiasõnda bulunmuştu. Bozkurt’a 11 suçlama Bekir Buran isimli kişinin şikâyeti üzerine İliç Savcõsõ Bozkurt’un hakkõn- da gizli tanõklõk yaptõğõ Erzincan Baş- savcõsõ İlhan Cihaner soruşturma baş- latmõştõ. Cihaner, düzenlediği fezlekeyi Adalet Bakanlõğõ’na göndermişti. Fezleke sonrasõ Bayram Bozkurt için 8 Eylül 2009’da yargõlama izni çõktõ ve savcõya “çıkar sağlamak ve görevi kö- tüye kullanmak”tan 30 Aralõk 2009’da Erzincan Ağõr Ceza Mahkemesi’nde dava açõldõ. Görevden alõnan Erzurum Özel Yetkili Savcõsõ Osman Şanal’a da bilgi verdiği ve operasyonlarda etkili olduğu anlaşõlan Bayram Bozkurt’un hakkõndaki iddiala- ra ilişkin Adalet Bakanlõğõ müfettişleri- ne verdiği 12 sayfalõk savunmasõnda “çok tartışılacak” iddialar yer almõştõ. Suikast iddiası Bayram Bozkurt, hakkõnda fezleke düzenleyen Başsavcõ İlhan Cihaner’i Ergenekoncu olmakla, kendisini şikâyet eden köylüyü Ergenekon adõna tarihi eser kaçõrmakla, rüşvet aldõğõ iddiasõnõn ta- nõğõnõ PKK saldõrõlarõna göz yummakla, borcunu ödemediğini söyleyen çaycõyõ bi- le Ergenekoncu olmakla suçladõ. Bayram Bozkurt, Ergenekon tarafõn- dan arabasõna iki kez kene konulduğunu ve suikast yapõlmak istendiğini de öne sürmüştü. 86 TL’lik borcunu isteyen ad- liye çaycõsõ için Bayram Bozkurt, aslõn- da bu kişinin çaycõ olmayõp “Albay la- kaplı özel bir ekip mensubu” olduğu- nu iddia etmişti. Veysel Uyar, Genel Sağlõk Sigortasõ yürürlüğe girmeden 5 ve 13 yaşlarõndaki iki çocuğunu “mezarda emekli” olmamasõ için bir şirkette sigortalõ yapmõş, bu nedenle de bir süre sonra görevden alõnmõştõ. Barbaros Parkı’nda bir araya gelen Hrant’ın Arkadaşları, basın açıklaması yerine Hrant Dink’in son yazısı olan “Ruh Halimin Güvercin Tedirginliği” adlı yazısını okudular. Hrant Dink’in konuşmasının da din- letildiği eylemde, grup “Hrant için adalet için”, “Faşizme karşı omuz omuza” sloganlarıyla adliye binasına yürüdü. Dink’in eşi Rakel Dink, davaya ilişkin sorular üzerine “Her şey ortada” yanıtını verdi. Dink, yaşamını yitiren avukatları Hakan Karadağ için “Aramız- da olmadığı için acı ve üzüntü içerisindeyiz” dedi. (Fotoğraf: VEDAT ARIK) TRT ÇUBUKÇU’YA ÇALIŞIYOR Kardeşi de TRT personeli olmuş FIRAT KOZOK ANKARA - Milli Eğitim Bakanõ Nimet Çubukçu’nun Kanal 7’den transfer ettiği ba- sõn danõşmanõnõn ardõn- dan, erkek kardeşi de TRT’nin kadrolu perso- neli oldu. Çubukçu, Devlet Ba- kanlõğõ görevine başla- dõktan sonra Kanal 7 muhabiri Rukiye Ka- racaaltıncaba’yõ basõn danõşmanõ olarak gö- revlendirmişti. Karaca- altõncaba’nõn kadrosu daha sonra TRT’ye alõn- mõştõ. Böylece eski Ka- nal 7 muhabirinin da- nõşmanlõk görevi garan- ti altõna alõnmõştõ. Ancak ortaya çõkan yeni bir bilgi Çubuk- çu’nun yalnõzca danõş- manõnõn değil, kardeşi- nin de TRT’ye geçen “şanslı” isimlerden biri olduğunu ortaya koydu. Geçmişte Yalova Be- lediye Başkan Yar- dõmcõlõğõ yapan, daha sonra TBMM Milli Sa- raylar Dairesi Başkan- lõğõ Saray ve Köşkler Grup Başkanlõğõ’nda memur kadrosuna ge- çen İlker Hakan Baş’õn 23 Aralõk 2008’de TRT’ye nak- len geçtiği ortaya çõktõ. Hrant’ın Arkadaşları G İ Z L İ T A N I K BDP Siirt Milletvekili Osman Özçelik Başba- kan Tayyip Erdoğan’õn “Terörden nemalanı- yorlar” diyerek BDP ile görüşmemesine tep- ki gösterdi. Özçelik, “Nemalanma sözü bize haksızlık. Ortada nema yok. Ne gemilerimiz, gemiciklerimiz var, ne gelinlerimiz damatla- rımız holding sahibi. Sadece kanayan yüre- ğimiz var. Bu sözü iade ediyorum” dedi. BDP: BİZİM GEMİMİZ YOK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle