23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 28 HAZİRAN 2010 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA SPOR 21 F.BAHÇE ÜLKER İZİN VERDİ, B. CELTICS KADROSUNA ALDI Semih NBA’e adõm attõ CAN İŞBAKAN Beko Basketbol Ligi’nin son şampiyonu Fenerbahçe Ülker’in başarõlõ oyuncusu Semih Erden, NBA hayalini gerçekleştiriyor. Geçen hafta menajeriyle birlikte ABD’ye giderek, NBA haklarõnõ elinde bulunduran Boston Celtics ile masaya oturan Erden, görüşmelerin iyi gitmesi ve Yeşil - Beyazlõlarõn kadrosunda kendisini düşünmesiyle, kariyerinin basketbolun devler arenasõnda devam etmesine karar vermişti. Bu görüşmelerin ardõndan NBA hayalini F.Bahçeli idarecilere anlatan Semih, genel koordinatör Aydın Örs’ün desteğini aldõ. Örs, “NBA’de oynamak hayalin. Gidip şansını denemek istiyorsan sana engel olmayız. Orada başarılı olmanı çok isteriz. Eğer her şey umduğun gibi gelişmezse döneceğin yer kulübündür, Fenerbahçe Ülker’dir” diyerek Semih’e izin verdi. İkili görüşmeleri iyi bir şekilde yöneten Semih’in bu hamlesinin ardõndan Boston kulübü, Sarõ - Lacivertlilerle temasa geçti ve bonservis konusunda pazarlõklar başladõ. Görüşmelerden bir sorun çõkmamasõ ve Semih’in gelecek yõl Boston formasõ giymesi bekleniyor. Pota altõnda Ömer Aşık’tan sonra Semih ile de yollarõ ayõran F.Bahçe Ülker’in bir yabancõ transferine yöneldiği öğrenildi. Avrupa’nõn önde gelen uzun oyuncularõyla temasa geçen Sarõ - Lacivertliler, pivot mevkiine takviye yapacak. G Ö R Ü Ş METİN TÜKENMEZ Uruguay’a Dikkat Uruguay Ulusal Takımı’nı çoğu futbolseverin yeterince tanımadığını, futbol üzerine sohbet ederken anlamak zor olmuyor. Latin Amerika denilince öncelikli olarak Brezilya ve Arjantin akla gelir. Oysa Uruguay, geçmişten bu yana dünyanın önde gelen futbol ülkelerinden biridir. 1930’da düzenlenen ilk Dünya Şampiyonası’nın kazananıdır. 2. Dünya Savaşı nedeniyle 12 yıl ara verildikten sonra 1950’de düzenlenen 4. Dünya Kupası’nda ise Brezilya ile finalde karşılaşıp sambacıları Rio de Jenerio’da Schiaffino ve Ghiggia’nın golleriyle 2 - 1 yenerek ikinci kez dünya şampiyonu olmuştur. Bu şampiyonanın finali, bugüne kadar oynanan finallerin en görkemlisi olmuştur. İngiliz hakem George Reader’ın düdüğü ile başlayan müthiş finalde, tam 174 bin futbolsever Uruguay’ın zaferini Maracana Stadı’nda izlemişlerdir. Uruguay’ın önemli bir futbol ülkesi olduğunun bir başka kanıtı ise futbol ulusal takımının iki kez olimpiyat şampiyonu olmasıdır. 1924’te Paris, 1928’de de Helsinki Olimpiyatları’nda kupayı kazanmak onuruna Uruguay erişmiştir. Uruguay sadece futbolda dünya şampiyonu değil, aynı zamanda dünyanın bir numaralı spor organizasyonu olan yaz olimpiyatlarında da futbolun şampiyonudur. Amerika Kupası’nı en çok kazanan ülke de Uruguay’dır. İlk kez 1916’da düzenlenen Amerika Kupası’nı Uruguay 16, Arjantin 14, Brezilya ise 8 kez kazanmıştır. 1900’lü yılların ekonomik olarak refah ülkelerinden bir olan Uruguay zaman içerisinde emperyalist sömürüden epeyce nasibini almış ve ülke her alanda olduğu gibi futbolda da geriye düşmüştür. Şampiyonluk yıllarından sonra 2. turun ötesine geçemeyen Uruguay, 2010’un en ilginç takımlarından biri. Lugano’nun sakar girişimleri başlarına iş açmazsa büyük olasılıkla Gana’yı da eleyip ilk dörde kalacaklar. Teknik ve fizik gücün dengelendiği bir yapıya sahipler. Güney Kore maçında zeminin bozuk olmasına karşın atılan goller birinci sınıf bir vuruş tekniği gerektiriyordu ki bunu da başardılar. Forlan, Avrupa Kupası’nda şampiyon olmuş bir takımın (Atletico Madrid) futbolcusu olmanın özgüveniyle oynuyor. Zaten İstanbul’da G. Saray’a karşı izlediğimizde ne denli iyi bir futbolcu olduğunu görmüştük. O günlerde Atletico Madrid için yazılanları anımsayıp gülmekten kendimi alamıyorum. Tipik bir Avrupa takımı gibi mücadele eden Uruguay’ın ortaya koyduğu futbolda Suerez’in golcülüğü, Forlan’ın ise oyun kuruculuğu, gol paslarındaki başarısı ve liderliği itici güç olmaktadır. 2. Tur - (Durban/17.00) Hollanda-Slovakya, (Johannesburg/21.30) Brezilya-Şili. 2. Tur - (Pretoria/17.00) Paraguay-Japonya, (Cape Town/21.30) İspanya-Portekiz. TRT 1/17.00 Hollanda- Slovakya, (21.30) Brezilya-Şili. KISA...KISA...KISA...KISA... İngiltere’nin Almanya’ya 4-1 yenilmesinin ardından Marmaris’te İngiliz taraftarlarla İskoç ve İrlandalı yandaşlar arasında gerginlik yaşandı. Birbirleri aleyhine tezahürat yapan gruplar arasında sözlü başlayan tartışma kavgaya dönüşünce polis müdahale etti. FIFA, 2010 Dünya Kupasõ’ndaki maçlarda sakatlõk geçiren futbolcu sayõsõnõn diğer kupalarla kõyaslandõğõnda daha az olduğunu bildirdi. Dvorak, şimdiye kadar 452 kontrol yapõldõğõnõ ve hiçbir oyuncuda yasaklõ maddeye rastlanmadõğõnõ da açõkladõ. Gana’nın ABD’yi kupa dışına iterek çeyrek finale yükselmesi, yabancı basında geniş yer buldu. CNN, zorlu mücadelenin sonucunu “Gana, ABD’nin rüyasını sona erdirdi” diye duyurdu. Arjantin’in yõldõz oyuncusu Diego Milito, Rooney ve Messi ile karşõlaştõrõlmasõna tepki gösterdi. Başarõlõ futbolcu, “Messi bir efsane olma yolunda ilerliyor. Ayrõca oynadõğõmõz mevkii nedeniyle de onunla karşõlaştõrõlmam gülünç” diye konuştu. Panzer çizgiyi aştı Ada ekibinin net golünün sayılmadığı maçta rakibini tarihindeki en farklı skorla yenerek çeyrek finale yükseldi Ada ekibinin net golünün sayılmadığı maçta rakibini tarihindeki en farklı skorla yenerek çeyrek finale yükseldi E L E Ş T İ R İ ADNAN DİNÇER Almanya Dersini İyi Çalışmış Bu karşılaşmadan alınacak dersler var... Uruguaylı hakem, 10 milyar göze ihanet etse de İngilizler sadece bu hatadan dolayı yenilmedi. Çünkü Almanlar uzun zamandan beri kendilerini, gençlerine önem vererek yenilerken diğer ülkeler ‘Alman futbolu öldü’ anonsu yapıyorlardı. U-21 takımlarından 6 futbolcu Löw’ün Dünya Kupası kadrosunda yer alıyordu. Daha önce Almanya U-21 takımı singiltere karşısında farklı galip gelmişti. Ancak İngiltere bu sonuçtan ders çıkarmadı. Çare olarak Capello’yu seçtiler. Gerard, Lampard ve Rooney’ye bağlı, kendilerine ters gelen bir futbol anlayışıyla kupada mücadele ettiler. Oysa Almanya başta Mesut Özil olmak üzere, Müller, Schweinsteiger, Podolski ve Klose gibi futbolcularıyla organize bir takım oyunuyla yenilik ortaya koydu. Daha ilkyarıda farka gitmeleri beklenirken bir anlık hata sonucu yedikleri gol İngilizleri umutlandırdı. Ancak hemen birkaç dakika sonra atılan şutta topun çizgiyi geçmesine karşın Uruguaylı hakemin golü vermemesi Almanların 44 yıl önceki maçın rövanşını almasında etkili oldu. Terry ve Upson’ın yol geçen hanına dönen savunma hareketsizliği, verkaç ve alan değiştiren zeki paslaşmalar yapan Almanların farka gitmelerine neden oldu. Gerçek şu: Yabancısız ülkeler futbol misyonerleri olarak pazarı kaybetmemek için kendilerini ortaya koyup büyük mücadele veriyorlar. Eğitime önem veren Almanya gerçekçi bir mücadele veren İspanya ve Hollanda ile birlikte Avrupa’yı temsil etmeye çalışıyor. İngiltere, İtalya ve Fransa ise tam bir fiyasko. İşte bu düşünce Dünya Kupası’nda Alman disiplini ve kalite futboluyla sahaya yansıyınca futbolun beşiği devrildi. İkinci yarıda Almanlar, İngiliz seyircisinin tepki tezahüratı altında vuvuzelayı da susturan güzelikler sundular. Özellikle Mesut’un alıp getirip Müller’e çıkardığı gol pası unutulacak cinsten değil. Kendisiyle övünmekte haklıyız. Ama ona bu eğitimi veren Alman ekolünü bir kez daha kutluyoruz. Panzerler bu karşılaşma sonucunda kupanın favorisi olduğunu ve değişen rakiplere daha ciddi taktiklerle kendini kabul ettirerek finale kadar gidebileceğini ortaya koydu. Bu kupa bizim için bu gözle bakıldığında önemli ders olabilir. Yani eğitim ve endüstriyel futbolun yanlışlarını görmek! İngiltere Teknik Direktörü Fabio Capello, yenilginin nedeni olarak verilmeyen golü gösterdi. İtalyan çalõştõrõcõ olayla ilgili “Maçın en önemli anıydı. Teknoloji nerede kaldı? Her zaman küçük şeyler sonucu belirler” dedi. İngiliz basõnõ da Lampard’õn çizgiyi geçen topunun gol olarak geçerli sayõlmamasõna isyan etti. The Sun: Sen işe yaramaz bir hakemsin. Daily Mail: Uruguaylõ yan hakemin büyük yardõmõyla Almanya, İngiltere’yi ezdi. Daily Mirror: İngiltere, Almanya ve hakem tarafõndan katledildi. THE SUN: İŞE YARAMAZ HAKEM ALMANYA: 4 - İNGİLTERE: 1 STAT: Free State (Bloemfontein) HAKEMLER: Jorge Larrionda (5), Pablo Fandino (5), Mauricio Espinosa (3) ALMANYA: Neuer (7), Lahm (7), Friedrich (7), Mertesacker (7), Boateng (7), Müller (8) (dk. 72 Trochowski), Khedira (7), Schweinsteiger (8), Mesut (8) (dk. 83 Kiessling), Podolski (8), Klose (7) (dk. 72 Gomez) İNGİLTERE: James (3), Johnson (4) (dk. 87 Wright- Phillips), Upson (5), Terry (4), A. Cole (5), Milner (5) (dk. 64 J. Cole 4), Gerrard (4), Lampard (5), Barry (4), Defoe (3) (dk. 71 Heskey), Rooney (4) GOLLER: Dk. 20 Klose, dk. 32 Podolski, dk. 37 Upson, dk. 67 ve dk. 70 Müller SARI KARTLAR: Friedrich (Almanya), Johnson (İngiltere) BLOEMFONTEIN - ‘Erken final’ olarak değerlendirilen ikinci tur mücadelesinde Almanya, İngiltere’yi 4-1 yendi.Almanya’yõ galibiyete taşõyan golleri Klose, Podolski ve Müller (2) kaydetti. ARJANTİN: 3 MEKSİKA: 1 STAT: Soccer City (Johannesburg) HAKEMLER: Roberto Rosetti (4), Paolo Calcagno (5), S.Ayroldi (4) ARJANTİN: Romero (6), Otamendi (6), Demichelis (7), Burdisso (6), Heinze (6), Mascherano (7), M. Rodriguez (6) (dk. 87 Pastore), Di Maria (6) (dk. 79 Gutierrez), Messi (7), Tevez (8) (dk. 69 Veron 6), Higuain (7) MEKSİKA: Perez (4), Juarez (5), Osorio (4), F. Rodriguez (5), Salcido (6), Guardado (6) (dk. 61 Franco 4), Marquez (5), Torrado (6), Bautista (4) (dk. 46 Barrera 5), Dos Santos (5), Hernandez (6) GOLLER: Dk. 26 ve dk. 52 Tevez, dk. 33 Higuain, dk. 71 Hernandez SARI KART: Marquez (Meksika) Arjantin rakip tanõmõyor Tangocular, Meksika’yõ 3 golle geçti, çeyrek finalde Almanya ile eşleşti BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ? Fransa ve İtalya’nõn elenmesiyle Dünya Kupasõ tarihinde ilk defa bir önceki yõlõn finalistleri bir üst tura çõkamadan turnuvaya veda etmiş oldu. 1950’de, maçları çıplak ayakla oynama isteği reddedilen Hindistan şampiyonaya katılmadı. E L E Ş T İ R İ FATİH KUŞÇU İŞTE O POZİSYON: TOP KALE İÇİNDE! 1966’NIN RÖVANŞI T üm dünyanõn gözünün üzerinde olduğu zorlu maça yan hakem Mauricio Espinosa damga vurdu. İngiltere 2-1 yenik durumdayken Lampard’õn attõğõ nizami golün kale çizgisini geçmediği gerekçesiyle sayõlmamasõ, İngilizleri isyan ettirdi. Üst direğe çarptõktan sonra kale çizgisinin içine giren top daha sonra dõşarõ çõktõ. Uruguaylõ hakem Jorge Larrionda da yardõmcõsõnõn pozisyonu görmemesi nedeniyle devam kararõ verdi. İki takõm arasõnda oynanan 1966 Dünya Kupasõ finalinde de İngiliz Geoff Hurst’un şutu, top çizgiyi geçmemesine rağmen gol sayõlmõş ve İngiltere bu kararla kupayõ 4-2’lik sonuçla kazanmõştõ. 1990 Dünya Kupası finalinin rövanşı bu kez 2010’da çeyrek finalde 3 Temmuz günü Almanya ve Arjantin arasında yaşanacak. 2006 Dünya Kupası’nda ise iki ekip yine çeyrek finalde eşleşmiş, gülen taraf Almanya olmuştu. Maçın devre arasında iki takım oyuncuları ka- ga ederken Meksikalılar yan hakemi tartakladı. Finale Doğru JOHANNESBURG - Soccer City’deki maç öncesi uluslararası yayın merkezi IBC’de İngiltere-Almanya ma- çının heyecanı yaşanıyordu. Hristo Stoichkov ve Jurgen Klinssman, İngilizlerin uğradığı hezimete hiç şaşırmamış bir görünümde Arjantin-Meksika maçının yolunu tutuyordu. Tıpkı, onbinlerce Mavi - Beyaz for- malı Arjantinli gibi. 88 bin kişilik stadın en az üçte iki- si Arjantin forma ya da bayrağı taşıyordu. İki takım ısı- nırken, her oyuncusuyla konuşarak sahada dolaşan Ma- radona birden elini beline koyup kafasını yukarı kaldırdı. Skor tabelasında, 1986’nın unutulmaz İngiltere-Arjan- tin maçı gösteriliyordu. Maradona kendini, bizler her iki- sini izledik. Gol, yeniden yaşanıyordu sanki. Arjantin kilitli, Meksika hareketli başladı maça. Mes- si’yi orta alanda sertlikle durdurmaya çalışan Meksika ilk 10 dakikada 2 güzel şutla yokladı rakip kaleyi. Maç öncesi, ‘Maradona bir kez daha göster dünyaya’ pan- kartlarıyla dolaşan Arjantinliler sanki büyük yıldızın sa- haya dönmesini bekler gibiydi. Oysa aktörler sahadaydı, tribünler yine de ‘Diego, Diego...’ diye tezahürat yapı- yordu. 1998’de Meksika ile yine 2. turda karşılaşan Ar- jantin 1-1 biten 90 dakikanın ardından uzatmada ka- zanmış, çeyrek finalde Almanya’ya rakip olmuştu. Beklenti yine aynıydı. Ancak Arjantin atakları Meksi- ka savunma duvarından geri sekiyordu. Marado- na’nın oyun planı iki ana unsur sunuyordu; Messi ve Tevez’in süratli driplingleri ile göbekten ya da uzun çarpraz paslarla atak yönü değiştirerek kaleye inmek. Ofsayt olan Tevez’in golü Meksika’nın direncini kırdı. Sonrası; Higuain, Messi, Arjantin ve Diego tezahüratları, Vuvuzella sesleri altında ezildi. Podolski farkı açan isim oldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle