19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 HAZİRAN 2010 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR [email protected] CMYB C M Y B Genç kuşaklar bilemez elbette. Ya tarih kitaplarından öğrenmişlerdir bunu, ya gazete yazılarından ya da “Hatırla Sevgili” gibi televizyon dizilerinden. En etkini “Hatırla Sevgili” olmuştu. 1960 sonrası doğmuş gençlerle konuşuyorum. Hemen hepsi 27 Mayıs’ı o televizyon dizisinden “öğrendikleri”yle “biliyor”. Tarihsel gerçeklere dayalı bir öykü yazacaksınız. İki türlü yapabilirsiniz bunu. Ya bütün bütüne gerçekleri yansıtacak, olayları kendi yorumunuzla yeniden aktaracaksınız ya da o tarihsel fonun önünde kurmaca bir öykü yaratacaksınız. İlkini seçtiyseniz kişileri de, olayların akışını da değiştiremezsiniz. Kurmaca bir öykü peşindeyseniz o başka. Hayal gücünüzün dizginlerini bırakabilirsiniz. Bir koşulla. Gerçek diye sunduğunuz kişiler, yaşanmış olayların gerçekliğini çarpıtmamalı. Demokrat Parti dönemini ve 27 Mayıs’ı yaşamış olanlar, dizideki fonun ne kadar gerçek olduğunu kendilerince yorumlayabilirler. Menderes hayranıysanız, Millî Birlik Komitesi’ne duyduğunuz öfkeyi bir daha haykırabilirsiniz. Demokrat Parti yönetimi sırasında acılar çekmişseniz, öfkenizi diziye yöneltebilirsiniz. O sizin kişisel yorumunuz olur. Ama sözgelimi 1960’tan sonra doğmuş, o dönemi hiç yaşamamış olanlar, kendi yorumlarını üretebilecekler mi? Yoksa, “Bu askerler de ne kadar gaddarmış! Yassıada’daki yargıç ne kadar zalimmiş! Bebek gibi masum insanlar nasıl da hapsedilmiş, sürülmüş, ipe gönderilmiş!” mi diyecekler? Şunu belirteyim önce: Darbelere de, ölüm cezasına da karşıyım. 12 Eylül döneminde ölüm cezalarına karşı imza toplayanlardan biriydim. Onun için, Yassıada’nın üç darağacını, başka darağaçları gibi, içime sindiremedim. Yine de bazı şeyleri hatırlamadan edemiyorum. Bayar’ın, tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanı’nın, DP amblemli bastonuyla dolaştığı günleri hatırlıyorum sözgelimi. Hatırlıyorum: O günlerde Menderes, Demokrat Parti grup konuşmasında “Odunu aday göstersem milletvekili seçilir” diyebiliyor, üniversite hocalarına “karacübbeliler” yaftasını yapıştırabiliyordu. 1957 seçimlerinde kaçırılan, değiştirilen oy sandıklarını hatırlıyorum. 6/7 Eylül olaylarını hatırlıyorum. Kargaşanın, terörün, acımasızlığın kaynağında yine “müseccel Komünistler”in arandığını. “Aranmak” ne kelime... “Bulunduğunu”. Aziz Nesin, “Ne zaman netameli bir olay olsa, şiltelerimizi hazırlar, gelip bizi almalarını beklerdik” demişti. Onu da hatırlıyorum. İstanbul Sıkıyönetim Komutanı Nuretttin Aknoz’un bildirilerini hatırlıyorum. “Yasakladım!” diye biten o bildirileri. Sokakta dört kişi yan yana yürüyemezdi. Cezaevini, Ankara Hilton diye adlandırılan koğuşu hatırlıyorum. Konuk yazar eksik edilmezdi. Bembeyaz sütunlarla yayımlanan gazeteleri hatırlıyorum. Yayın yasakları yüzünden son anda çıkarılan haberlerin yarattığı boşlukları. Topkapı, Kayseri, Uşak olaylarını hatırlıyorum. İsmet Paşa’nın nasıl ölümden döndüğünü. O İsmet Paşa’nın Meclis kürsüsünden yaptığı uyarıları hatırlıyorum. Tahkikat Komisyonu’nu hatırlıyorum. Olağanüstü yetkilerle donatılmış, dilediğini yapabilme özgürlüğü olan, yasaları hiçe sayan, Demokrat Parti milletvekillerinden oluşturulmuş komisyonu. Vatan Cephesi’ni hatırlıyorum. “Bölücülük” kelimesinin gündeme girişini... Televizyon yoktu o günlerde. Bir tek radyomuz vardı. Onda da sabahın köründe “Vatan Cephesi’ne katılanlar”ın adları sayılmaya başlanır, neredeyse gün boyu sürerdi bu. Çoktan ölüp gitmişlerin de adları okunurdu. Devletle ilgili herhangi bir işinizi izleyebilmek için bile bu cephenin saflarına katılmanız gerekirdi. O günleri yaşamamış gençlerin bunları hatırlamalarına elbette olanak yok. Ama ben hatırlıyorum. Ne yapayım... Hatırlamamak elimde değil. SELAM OLSUN ÜLKÜ TAMER Unutanlar İçin...Kültür Servisi - Yunan şarkıcı George Dalaras, İstanbul’daki ilk konserini bugün saat 21.00’de Harbiye Cemil Topuzlu Açıkha- va Sahnesi’nde verecek. İlk Avrupa turnesine çıkışının 25. yıl- dönümü nedeniyle düzenlenen “Encore Tour” başlıklı turne kapsamında İstanbul’da hayranlarıyla buluşacak olan Dalaras, sekiz kişilik orkestrasıyla konser verecek. İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından düzenlenen İstanbul konserinin onur konuğu ise Zülfü Livaneli. Bugüne kadar 65 albüme imza atan Dalaras, geleneksel Yunan müziğini blues, rock, Latin, klasik ve folk ile harmanlıyor. George Dalaras’ın Türkiye’de AJS Müzik etiketiy- le yayınlanan “That’s What Friends Are For” adlı yeni albümü ise müzik marketlerinde en çok satanlar listesine girdi. (www.biletix.com) Bugün George Dalaras dinlenecek! İSRAİLLİ MUHALİF YÖNETMEN EYAL SİVAN İSTANBUL’DA Kültür Servisi - Genç tiyatro oyuncusu Çağatay Emek Mıdıkhan (28), önceki gün Kadõköy’deki evinde ölü bulundu. Kendisinden haber alamayõnca evine gi- ren arkadaşlarõ, genç oyuncuyu iple asõ- lõ halde buldular. Olay yerine gelen po- lis ve sağlõk ekiplerinin incelemelerinin ardõndan Mõdõkhan’õn öldüğünün anla- şõlmasõ üzerine oyuncunun cesedi Göz- tepe Eğitim ve Araştõrma Hastanesi mor- guna kaldõrõldõ. Mõdõkhan’õn, kõz arka- daşõna cep telefonundan mesaj göndere- rek intihar edeceğini söylediği öne sürü- lürken olayla ilgili soruşturma başlatan po- lis, Mõdõkhan’õn kõz arkadaşõ ve komşu- larõnõn ifadesini aldõ. Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü mezunu Mõdõkhan, üniversite bünyesin- de pek çok oyunda rol aldõ. 2007 - 2009 yõllarõ arasõnda Genco Erkal’õn yönetti- ği Dostlar Tiyatrosu’nun “Sivas 93” oyununda rol alan oyuncu, son olarak TRT’de yayõmlanan “Hayat Türküsü” dizisinde oynuyordu. Bilkent Üniversi- tesi’nde program yapõmcõlõğõ ve İzmir TRT Stüdyolarõ’nda seslendirme yapan Mõdõkhan, 9 yõl boyunca lisanslõ yüzü- cülük de yapmõştõ. Ç A Ğ A T A Y E M E K M I D I K H A N Genç oyuncu evinde ölü bulundu Mıdıkhan, Dostlar Tiyatrosu’nda ‘Sivas 93’te rol almıştı. Malezya’da karikatür yasağı Kültür Servisi - Malezya hükümeti, siyasi içerikli karikatürlerin yayõmlanmasõnõ yasakladõ. Hükümet tarafõndan güvenlik tehdidi oluşturduğu gerekçesiyle toplatõlan yayõnlarõn, “Zunar” ismiyle tanõnan “Zulkifli Anwar Ulhaque”in yapõmcõlõğõnõ üstlendiği, “Perak, Land of Cartoons” ve “1 Funny Malaysia” adlõ iki kitap ile “Issues in Cartoons” adlõ dergi olduğu açõklandõ. İçişleri Bakanlõğõ yetkilisi Mahmud Adem, hükümeti eleştiren karikatürlerin yer aldõğõ yayõnlarõn, halkõ liderler ve hükümet politikalarõna karşõ isyana sürükleyebileceği için yasaklandõğõnõ belirtti. Malezya’da geçen yõllarda da onlarca yayõn, cinsel içerikli olduğu ya da İslamõ çarpõttõğõ gerekçesiyle yasaklamõştõ. Kültür Servisi - İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansõ tarafõndan ha- yata geçirilen, “Su Üstünde Avrupa” İstanbul 2010 Şenliği, dün akşam ger- çekleştirilen konser ve gösterilerle başladõ. 9 Temmuz’a kadar İstanbul Taksim Gezi Parkõ ve Caddebostan Sahili’nde ku- rulan iki büyük sahnede gerçekleşe- cek etkinliklerde 16 Avrupa ülkesin- den -Almanya, Avusturya, Bosna- Hersek, Bulgaristan, Danimarka, Es- tonya, Fransa, Hollanda, İngiltere, İs- veç, İtalya, Macaristan, Makedonya, Polonya, Romanya, Sõrbistan ve Tür- kiye’den- sanatçõlar bir araya gelerek Avrupa’nõn kültür çeşitliliğini İstan- bullularla buluşturacak. Gösteri ve konserlerin yanõ sõra, Avustur- ya’dan tanõnmõş õşõk sanatçõsõ Walt- raut Cooper’õn Haliç sularõnda ger- çekleştireceği yüzen õşõk yerleştirme- siyle de, İstanbul sularõna renk katõla- cak. İtalya’dan ARTLIFEforthe- world’ün sanat direktörü Simonetta Gorreri’nin küratörlüğünde Yereba- tan Sarnõcõ’nda İtalyan cam sanatçõla- rõnõn yapõtlarõndan oluşan su ve õşõğõ buluşturacak yerleştirme İstanbullula- ra özel bir deneyim yaşatacak. Avrupalõ sanatçõlar ‘Su Üstü’ne çõkõyor Buena Vista Social Club’a vize yok Kültür Servisi - Dünyaca ünlü Kübalõ müzik grubu Buena Vista Social Club, Amerika vizelerini zamanõnda alamadõklarõndan dolayõ ülkede verecekleri üç konserden ilkini iptal etti. Yaşanan problemin sebebi olarak “zamanlama sorunu” gösterildi. Grup üyeleri, Avrupa turnelerinden henüz döndükleri için vize başvurularõnõ geç yaptõklarõnõ belirttiler. Bir önceki Amerikan başkanõ Bush döneminde yaşanan Kübalõlara yönelik vize sorunlarõ, Barack Obama döneminde azalmõştõ. Fred Anderson hayatını kaybetti Kültür Servisi - Chicagolu saksofoncu Fred Anderson 81 yaşõnda hayata veda etti. Sanatçõnõn Chicago’daki caz kulübü, modern cazõn beşiklerinden biri olarak kabul ediliyordu. Louisiana doğumlu sanatçõ “Velvet Lounge” adlõ kulübünü 1982 yõlõnda açmõş ve sahne almanõn dõşõnda ücretleri toplamaktan temizliği yapmaya dek her şeyle tek başõna ilgilenmişti. Anderson, Amerika ve Avrupa’daki caz festivallerinin de değişmez ismiydi. Leonard Cohen’den yeni albüm Kültür Servisi - Geçen yõl Türkiye’de konser veren Leonard Cohen, önümüzdeki yõl bir albüm yayõmlayacağõnõ açõkladõ. Son albümünü 2004 yõlõnda çõkaran sanatçõ, Rolling Stone dergisinin internet sitesine yaptõğõ açõklamada yeni şarkõlarõndan birini konser turlarõ sõrasõnda yazdõğõnõ, diğer birkaç şarkõnõn da eskilerden olduğunu belirtti. New York’ta sona eren konser turunda müziği bõrakacağõnõn sinyalini veren sanatçõnõn albüm haberi, hayranlarõ tarafõndan heyecanla karşõlandõ. İSTANBUL 2010 ŞENLİĞİ Sözcükler’in yeni sayısı yayımlandı Kültür Servisi - İki aylõk edebiyat dergisi “Sözcükler”, temmuz-ağustos sayõsõyla raflardaki yerini aldõ. Tahsin Yücel’in “Roman Kişileri” başlõklõ denemesi ve Yüksel Pazarkaya’nõn Nezihe Meriç’le 1993 yõlõnda yaptõğõ daha önce yayõmlanmamõş söyleşisi, Murathan Mungan ve küçük İskender’in şiirleri, Demir Özlü ve Cemil Kavukçu’nun öyküleri derginin 26. sayõsõnda yer alan yazõlar arasõnda. ‘Av Mevsimi’ yaklaşıyor Kültür Servisi - Başrollerini Şener Şen, Cem Yõlmaz, Çetin Tekindor, Melisa Sözen ve Okan Yalabõk’õn paylaştõğõ, Yavuz Turgul’un son projesi “Av Mevsimi”nin çekimleri tamamlandõ. Çekimleri nisan ayõnda başlayan ve 8.5 hafta süren filmin aralõk ayõnda vizyona girmesi planlanõyor. Görüntü yönetmenliğini Uğur İçbak’õn yaptõğõ filmin müzikleri Tamer Çõray tarafõndan hazõrlanacak. 75 kişilik bir teknik ekiple, 35 mm. olarak çekilen filmin sanat yönetmenliği Sõrma Bradley, kostüm tasarõmõ ise Gülümser Gürtunca tarafõndan yapõlacak. ‘Kültür ve politika iç içedir’Kültür Servisi - “Documentarist” kapsamõnda İstanbul’a gelen İsrailli yö- netmen Eyal Sivan, dün düzenlenen ba- sõn toplantõsõnda son filmi ve İsrail - Fi- listin politikalarõ hakkõnda konuştu. Bundan iki üç hafta öncesine kadar İs- rail basõnõnõn Türkiye’nin iç politikasõyla ilgisinin olmadõğõnõ ama artõk Türkiye’ye müthiş bir ilgi başladõğõnõ belirten Sivan “Demokrasiyi azınlıkta olanın bakış açısı üzerinden, onların değerlendir- mesi üzerinden tarif etmeliyiz. Bir azınlık silahlı mücadeleye girdiğinde ona terör, bir devlet silahlara sarıl- dığında ona devlet politikası deniyor. Mavi Marmara bize gösterdi ki dev- letlerin yaptığı uygulamalara da te- rorizm denilebiliyor. Ama İsrail’in devlet terörünü eleştirebilecek nok- taya gelmek için hükümetlerin elle- rinin temiz olması gerekir. Bu yüzden sivil toplumlara, insanlara inanıyo- rum, hükümetlere değil” dedi. Filistin - İsrail sorunu üzerine film yap- mõş İsralli bir yönetmen olmasõnõn İs- tanbul’da bulunmasõnõ önemli kõldõğõnõ söyleyen Sivan sözlerine şöyle devam et- ti: “Kültür ve politika iki ayrı konu- dur gibi suni bir yaklaşım var. Buna kesinlikle katılmıyorum. Bu iki konu birbiriyle bağlantılı ve iç içedir. Son filmimde de yaptığım aslında sadece Filistin üzerine olan Siyonizmi gözden geçirmek değil aynı zamanda gelece- ğe dair değerlendirme ve önermeler- de bulunmaya çalışmak. Ben bir bel- geselci ve İsrail pasaportu olan biri olarak en önemli görevimizin dışarı- dan bakarak bir özeleştiri getirmek yani kendi toplumumuza eleştiri ge- tirmek olduğunu düşünüyorum. Bu- nun bir toplumun demokratikleşme sürecinin en önemli parçası olarak gö- rüyorum. Bir belgeselci olarak bunu filmlerimle yapmayı deniyorum.” “Benim labarotuvarım Filistin - İs- rail” diyen yönetmen, bütün dünyada Yafa portakalõ diye bilinen Filistin’e öz- gü narenciyenin tarihini anlatan son filmi için de şunlarõ söyledi: “Son fil- mimi yaparken Filistin izlerini Os- manlı dönemi arşivlerinde arama- mış olmaktan pişmanım. Bu arşiv- lerden yola çıkarak geçmişte yok edi- len Filistin’i yeniden canlandırmak mümkün olabilir. Arşivlerde çalışmak geleceğe yönelik geçmişten bir refe- rans almanızı sağlar. Unutmaya ve in- kâr etmeye karşı en iyi mücadele de böyle verilir.” Bugün 11.00’da Tütün Deposu’nda sinema dersi verecek olan Sivan’õn son filmi “Yafa: Portakalın Otomatiği” bugün 20.00’da Fransõz Kültür Merkezi’nde gösterilecek. “Benim labarotuvarım Filistin - İsrail” diyen yönetmen Eyal Sivan bugün Tü- tün Deposu’nda sinema dersi verecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle