19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 26 HAZİRAN 2010 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA İLHAN ABİ’Yİ UĞURLADIK 11 BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI İlhan Selçuk’la Sohbete Devam… Seninle sohbet etmek hep güzeldi. Gazeteye uğradığımda odana gelir, dünyadan, Türkiye’den konuşmaya başlardık. Benimle daha çok uzmanlık alanlarımdaki konuları tartışırdın. Avrupa’dan Ortadoğu’ya, Çin’den Brezilya’ya dolanır dururduk. Bu sohbetlere Alev Coşkun ve Emre Kongar da çok kere dahil olurlardı. Gazeteden diğer arkadaşlar ya da dışardan sana ziyarete gelen konuklar varsa, üslubu hiç değiştirmeden sanki bir atölye çalışması yapıyormuş gibi sohbetimizi sürdürürdük. İlginç bir kitap ya da makale okumuşsam onu sana özetlemeye çalışırdım. Ya da ziyaret ettiğim Salvador Dali sergisinde karşılaştığım ilginç insan manzaralarını konuşurduk. Israrla ve merakla her şeyi deşmeye çalışır, olayın zor anlaşılan boyutlarını sorgulardın. Attilâ İlhan’ın vefatından önceki sohbetlerimizde onunla konuştuğumuz kimi ilginç konuları sana da aktarırdım. Bir seferinde sen, Attilâ İlhan ve bendenizden oluşan üçlü bir yemek düşünmüştük. Ama Attilâ İlhan’ın sağlık sorunları yüzünden gerçekleştirememiştik. Anlamlı bir selam Silivri’deyken “Erol Manisalı’ya Selam Olsun” başlığıyla bana ayırdığın Pencere’nden çok duygulandırmıştın. O selamınla, benim üzerimden her şeyi gözler önüne seriyordun. Türkiye’yi, beni, ötekileri bir çırpıda aktarıvermiştin o yazıda, koca bir kitabın özeti gibi. Senin en önemli özelliğin buydu. En ciddi ve dramatik bir olayı ince bir espriyle donatarak masanın üzerine bir ziyafet sofrası gibi sunabildin hep. Bu köşede çok sevdiğim Turhan Selçuk için bir süre önce yazı yazarken senin için de aynı şeyi yazacağımı aklımın ucundan geçirmemiştim. Piyangodan çıkanlar Çarkı feleğin son piyangosu sana, Mustafa’ya ve bana vurdu. Senin yorgun ve yaşlı bedenin dayanamadı, beni o menfur hastalığın pençesine hapsetti. Mustafa ise özgürlüğün şafakta sökmesini bekliyor. Ülfet Hanım son saatlerinde, senin işaret parmağını omuz hizasında yukarıya doğru dikerek acı bir tebessümle gökyüzünü gösterdiğini söyledi. Bedeninin bu fani dünyadan ayrılmakta olduğunu, kendi pencerenden, sana özgü bir biçimde ifade ediyordun, hoşçakalın çocuklar, yakında görüşürüz diyordun sanki… İçimizde en şanslı sensin; bizi bu dünyanın karmaşasında bırakarak eşikten öbür tarafa atlayıverdin. Hem de işaret parmağınla, göstere göstere… Sohbete devam; orada da olsan, burada da olsan hiç fark etmez İlhan Abi, elimden kurtulamazsın, yakında görüşmek üzere… www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali Çağdaşlaşma kahramanı DOĞAN KUBAN C umhuriyet bir 20.yy devrimidir. İs- lamõ batõ sömürgesi olan geri ve fa- kir toplumlar olmaktan kurtarmak sadece Osmanlõ toplumunun olanak- larõ içinde vardõ. Cumhuriyet Devrimi Türkiye topraklarõnda henüz boyundurluk altõna alõna- mamõş bir toplumun bağrõnda gerçekleşti. Ve bugüne kadar da sadece Türkiye’ye özgü kaldõ. Zengin Batõ dünyasõ İslam’õ bir sömürge toprağõ olarak görmeyi sürdürüyor. Bu güne kadar Dünya İslam’õn Çağdaşlaşmasõnõ istemedi. Si- lahlõ savaştan hükümet devirmeye, isyan çõkar- maktan, düşünsel kargaşalõk yaratmaya kadar her yöntemi deniyorlar. Türkiye’nin de bu programa alõndõğõnõ biliyoruz. İlhan Selçuk buna direnen inanmõş bir kuşağõn en yaşlõ tem- silcilerindendi. Bağõmsõz kalarak çağdaş dünya safla- rõna katõlmak devrimci mücadelenin sürdürülmesini gerektiriyor. Kurtuluş aşamasõnda cephelerde savaşanlarõn çocuklarõ bu sivil uygarlõk mücadele- sini 1950’den bu yana sürdürüyorlar. Bunlarõn aralarõnda bu meşaleyi taşõ- yan adsõz imececiler çoktur. Fakat bunlarõn içinde simge olarak yaşa- yan ve bunun bedelini de ödeyen kahramanlar oldu. Sonuna kadar bir devrim savaşçõsõ olarak yaşayan ve yaşamõnõ bu yolda yitiren İlhan Selçuk bu nadir kahramanlardandõr. Türk toplumunun çağdaşlaşma süreci bitmedi. İlhan Selçuk bunu yineliyordu. Yüzlerce yõl sürmüş savaşlardan arta kalmõş, sa- dece yüzde10’u okuma yazma bilen ve yüzde 90’õ köylü olan bir toplumun 1923-1939 arasõn- da çağdaş bir toplum olmasõ söz konusu değildi. Atatürk bir kurucudur. Atatürk ve Cumhuriyet, bir tarihi iradenin doğru yönde yola çõkmasõnõn hikâyesidir. 1683’den sonra 1918’e kadar 235 yõlda çöküşten kurtulamayan bir İmparatorlu- ğun, 1919’la 1939 arasõndaki performansõ üze- rindeki güncel eleştiriler deli saçmasõdõr. Bü- yük bir Müslüman toplumun yüzyõllarca sür- müş bilgisel, entelektüel ve ekonomik geriliği birkaç adõmda aşõlamazdõ. Gerçi emperyaliz- min topraklarõmõzdan kovulmasõ Kurtuluş Sa- vaşõ kuşağõnõ insan ve kahraman olarak yücelt- mek için yeterlidir. Ama bu çağdaşlaşma mü- cadelesinin başlangõcõydõ. Bugünün Türki- ye’sinin ulaştõğõ yaşam düzeyine Kurtuluş Sa- vaşõ mücadelesinin yarattõğõ ivme içinde ulaş- tõk. Türk toplumu bugün düşünce davranõş bağla- mõnda Avrupa ve Amerika’nõn yarõm yüzyõlõ aşan olumsuz çabalarõna karşõn milyonlarca çağdaş insan yaratmõştõr. Bugün onlarõn varlõğõ ile ayakta durmaktadõr. Kaldõ ki kentlere taşan Anadolu nüfusunun içinde kõsa sürede çağdaş- laşma bilincine ulaşacak milyonlar var. Türk Devrimi’nin içeriğini anlamayanlar İs- lam Dünyasõ’nõn haline bir bakmalõ, biraz İs- lam Tarihi okumalõ. Türkiye’deki süreç önce kentli aydõnõn egemenliğinde başladõ. 1970’den sonraki ikinci aşamasõnda kõrsal top- lumun kente göçü yoğunlaştõ. En zor aşama kente göçen bu toplumun kentlileşmesidir. Ne kadar süreceğini bilmiyoruz. Fakat ivmesinin büyük olduğunu biliyoruz. Sürecin sürekliliği- ni sağlayan, kurucu kuşaklarõn varlõğõ ve onla- rõn yetiştirdikleri yeni kuşaklardõr. Bu süreçte İlhan Selçuk gibi cesur, inançlõ ve çağdaşlaşmõş liderler kilit ödevi görmüşlerdir ve görmekte- dirler. Topluma çağdaş dünyayõ anlatmaya devam edenlerin sayõsõ çok değil. Çünkü bunlarõ sõra- dan insanlara anlatmak büyük bir entelektüel çaba, özgün bir üslup, her an politik baskõlara karşõ direnebilecek bir irade ve özveri ve bunla- rõn tümünün dayandõğõ büyük bir insan sevgisi gerektiriyor. İlhan Selçuk bu görevi yüklenen ikinci kuşağõn önde gelenlerindendi. Doğrusu istenirse hangi düşünceyi savunursa savunsun Türkiye’nin çağdaşlaşma sorunu dü- şünce özgürlüğünden geçmektedir. Bu özgürlük için savaşanlar bizim kahramanlarõmõz- dõr. Avrupa ve Ameri- ka’nõn 21.yüzyõl uygarlõ- ğõnõn temsilcileri olma- larõ düşünce özgürlüğü- ne en çok sahip olan toplumlar olmalarõndan kaynaklanõyor. Selçuk ve onun gibiler Gali- leo’dan bu yana her alanda özgür düşünce savaşõ verenlerin deva- mõdõr. İlhan Selçuk’un kimliğinde özgür düşün- ce savaşçõlarõna selam olsun. İlhan Selçuk direnen inanmõş bir kuşağõn en yaşlõ temsilcilerindendi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle