19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 19 HAZİRAN 2010 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Bir acı duyuyorsunuz yüreğinizde... Bir sesle irkiliyorsunuz ansızın... Kupkuru bir dikenin yeniden yeşerdiğini görüp, kendi hayallerinizi çoğaltıyorsunuz bir gece, ay denize düştüğü saatlerde... Yüreğinize çöken o umutsuzluk, kurşun gibi olan yalnızlığınız, sevgileriniz, özlemleriniz, acılarınız... Nerdesiniz, şimdi ne yapıyorsunuz? Belki Bağdat’ın sokaklarında kolları, bacakları kopuk, yaşları 15- 18 olmuş çocukları, dul kadınları düşünüyorsunuz denizin kıyısında. Karşı kıyının ışıklarına bakarken, belki kitap okuyorsunuz! Uludere’de mayınlı tuzakla şehit düşen askerimizin o acılı annesini babasını düşünüyorsunuz. Gecenin derin sessizliği içinde Kara Afrika’da yaşayan aç insanları, Kırgızistan’daki iç çatışmayı anlamaya çalışıyorsunuz. Baskıcı Arap liderlerini ve yoksul halklarını... Biliyorum tıpkı benim gibi daldan dala konup, kendi öykünüzü yazmaya çalışıyorsunuz. Etnik kimliği öne çıkarıp, dini politikada araç olarak kullananları, “milliciliğin” yurtseverlik olduğunu anlayamayanları çok yakından tanıyorsunuz. Ulusal egemenliğin “ırkçılık olduğunu” söyleyenlere neden şu yanıtı vermiyorsunuz: “Ulusal egemenlik kavramını sık sık yinelediğiniz halde, niçin ulusalcılığı topluma faşizm olarak algılatmak istiyorsunuz?” Avukat Noyan Özkan’ın açıklamasını okuyorum, televizyondan şehit haberlerini izlerken. İçimdeki sızı ve acı daha da büyüyor. Özkan,Türkiye’nin doğal ve kültürel kaynaklarının, kıyılarının, sulak alanlarının, ormanlarının, yaylalarının, meralarının, göllerinin, ırmaklarının nasıl yok olduğunu anlatırken şöyle sesleniyor: “Ticari küresel aktörlerin ve AKP hükümetinin işbirliği sonunda yok olup gitmektedirler. Kırsal ve kentsel alanlarda havamız, suyumuz ve geleceğimiz zehirlenmektedir. Şimdi yeni servise sunulan anayasa paketiyle ‘geçici 15. maddenin kaldırılması’ gibi birkaç olumlu değişiklik dışında, Anayasa Mahkemesi ve HSYK yapısında değişiklik yapılarak, zaten yıllardır hırpalanan adalet, yargı sistemini tümüyle teslim almak amaçlanmaktadır.” Noyan, kendisini liberal ve demokrat olarak tanımlayan aydınları da uyarıyor: “Özellikle Anayasa Mahkemesi birkaç yıl içinde daha da muhafazakâr yapıya bürünecektir. Çevre, doğa, insan haklarını ihlal eden yasalar önlerine geldiğinde bugüne oranla daha tutucu ve sınırlı bir rol oynayacaktır. Son 20 yılda çevre davalarında elde ettiğimiz kazanımlar, yargıçların tutucu yorumlarıyla ortadan kalkacaktır.” Bizim liboş tayfa, yani Soros’un çocukları, tarikatçı tosuncuklar Noyan Özkan’ın bu çığlığını duyacaklar mı? Hiç sanmıyorum! Ay denize düşerken bir şiir gelir aklınıza... Miguel Hernandez’in dizeleri, denize yitip gitmiş suyun kıyısına götürür sizi... “Su kenarına götürmek istiyorum seni, fışkıran denizi andıran türkünü dinlemeyi.” Yüreğimiz bir mektup yazıyor insanlık üzerine. Savaş değil, barış istiyoruz. Yok olan tarım alanları, koylarımız, büklerimiz. Dağlarımız, göllerimiz, ırmaklarımız. Demokratik açılım, özgürlük, barış masalları... Küreselleşme aldatmacası, vahşi kapitalizm. Papua Yeni Gine, topraklarından kaynak çıkarılmasına karşı dava açılmasını yasaklıyor. Bağımsız Türkiye... Demokratik hukuk devleti... Neo-liberal politikalar... Kaç şehit verdik Güneydoğu’da, kaç ölüm haberiyle sarsıldık, acılarımızı içimize gömdük? Kaç çocuğumuzu taş attıkları gerekçesiyle zindanlara tıkıp terör örgütünün ekmeğine yağ sürdük? Toplumu “demokratik açılım” masalıyla uyutanlar Türkiye’de “korku imparatorluğu” yarattılar. Bizim liboş tayfa, dinciler, tarikatçı tosuncuklar bunu ayakta alkışladılar ve alkışlıyorlar, devlet televizyonundan binlerce lirayı ceplerine indirirken. Gecenin sessiz soluğu içindeyiz ey solcular, sosyalistler, yurtseverler! Gözünüzü açın iyi bakın... Bir acı duyuyorsunuz yüreğinizde... Bir sesle irkiliyorsunuz ansızın... O ikiyüzlülüğü, boşvermişliği, yandaşlığı, yalakalığı yaşam biçimine dönüştüren sözde demokratlar... Bu olup bitenleri görüyorsunuz görmesine ama!.. Susuyorsunuz... Susuyorsunuz... Susuyorsunuz... POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Bir Acı... Bir Çığlık... Bir Yürek... [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 İSTANBUL İL ÖRGÜTÜYLE İLK BULUŞMA Berhan Şimşek’ten parti içi barış çağrısı İstanbul Haber Servisi - CHP İs- tanbul İl Başkanõ Berhan Şimşek, “Bizim derdimiz kendimizle değil, Recep Tayyip Erdoğan ve saz ar- kadaşlarıyla uğraşmaktır” dedi. “Gerçekgundem.com” internet por- talõnõn haberine göre CHP İstanbul İl Başkanõ Şimşek, göreve atanmasõnõn ar- dõndan parti örgütüyle ilk kez buluştu. Kadõköy’deki Büyük Kulüp’te beledi- ye ve ilçe başkanlarõ ile parti meclisi üyelerini misafir eden Şimşek, “Ken- di içimizdeki tartışmalara son vere- lim. Bizim derdimiz kendimizle de- ğil, Recep Tayyip Erdoğan’ın saz eki- biyle olmalıdır. Bugün ne ilginç ki, recep ayının da birinci günü. Recep ayı, birlik ve beraberliğin günüdür” dedi. Parti içi barõş çağrõsõnda bulunan Şimşek, “Eleştirilerimizi yakamıza söyleyelim. Burada konuşulanlar burada kalsın. Bir eleştirimiz olur- sa birbirimize aktaralım” diye ko- nuştu. Şimşek’in konuşmasõnda Kadõ- köy Belediye Başkanõ Selami Öztürk için “Sayın Kadıköy ve Büyükşehir Belediye Başkanımız” ifadesini kul- lanmasõ dikkat çekti. CHP İZMİR İL ÖRGÜTÜNÜ ZİYARET ETTİ Umut Oran: Işığa doğru koşuyoruz İZMİR (Cumhuriyet Ege Büro- su) - CHP Genel Başkan Yardõmcõ- sõ Umut Oran, Anayasa Mahke- mesi’nin anayasa değişikliğinin ba- zõ maddelerini iptal edeceğini, ip- talden sonra da erken genel seçime gidileceğini düşündüğünü söyledi. CHP İzmir İl Başkanlõğõ’nõ ziyaret eden ve ilçelerde incelemelerde bu- lunan Oran, AKP’nin ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn “kont- rolsüz güç” haline geldiğini kaydet- ti. CHP’nin son kurultayla birlikte “ezber bozduğunu” belirterek “Bun- dan sonra işimiz daha kolay. Işık bi- zi çekiyor, biz de ışığa doğru koşu- yoruz. Genel başkanımızla beraber Anadolu ile kucaklaşma gezilerine katılıyorum. Manzara, aynı 9 Ey- lül’de İzmir’in kurtuluşu gibi. Yaş- lısı genci gerçekten bir halk hare- ketini görüyoruz” diye konuştu. Oran, daha sonra CHP İzmir İl Baş- kanõ Ekrem Bulgun’la birlikte, Bü- yükşehir Belediye Başkanõ Aziz Ko- caoğlu’nu ziyaret etti. MURAT KIŞLALI ANKARA - Şehir Plancõlarõ Odasõ (ŞPO) Başkanõ Necati Uyar, “kentsel dönüşüm pro- jeleri” adõ altõnda şahõs ve kamu taşõnmazlarõnõn yargõ yolu kapalõ olmak üzere belediyelere dev- redilebilmesine ilişkin Belediye Yasasõ’nda ya- põlan değişikliklerin, ço- ğunluğu AKP’li olmak üzere CHP ve MHP’li bazõ milletvekillerinin oluşturduğu 450 villalõk “SS Ankara Çiftlik Evleri Kooperatifi”nin hayata geçirilmesi için yapõldõğõnõ bildirdi. Bunun için AKP’li Nusret Bayraktar ve Kooperatif Başkanõ CHP’li Ensar Öğüt’ün Ankara Anakent Bele- diye Başkanõ Melih Gökçek ile ofisinde ha- zõrladõklarõ teklifin, da- ha sonra virgülüne do- kunulmadan AKP, CHP ve MHP’li mil- letvekillerince ayrõ ay- rõ Meclis’e sunulduğu- nu söyleyen Uyar, “Bu teklif, Meclis’ten haf- ta içinde çıkan deği- şikliklerin temelini oluşturdu. Böylece Gökçek, yargıdan ka- çırmak istediği dü- zenlemeleri gerçek- leştirirken, Meclis de bu çıkar ortaklığına alet edildi” dedi. ŞPO Başkanõ Uyar ve bazõ belgelere göre sü- reç şöyle yaşandõ: 450 villalık mil- letvekili koopera- tifi: Tapu Belgesi’ne göre SS Ankara Çiftlik Evleri Konut Yapõ Koo- peratifi, Ankara Yeni- mahalle Karacakaya kö- yünde 62200 Ada 1 Par- sel’de 387.924 m2 üze- rine kuruldu. Uyar, 450 villalõk kooperatifin baş- kanlõğõnõ CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün yaptõğõnõ, koo- peratif yönetiminde AKP Zonguldak Mil- letvekili Köksal Top- tan, AKP İstanbul Mil- letvekili Nusret Bay- raktar, CHP İzmir Mil- letvekili Abdurrezzak Erten ve bazõ MHP’li- lerin de olduğunu, an- cak MHP’lilerin sonra- dan koopearatiften çõk- tõğõnõ öğrendiklerini söyledi. Ucuz fiyattan toplanıp imar de- ğişikliği yapıldı: Bu alanõn Ankara Nâzõm Planõ’nda yeşil alan ola- rak gözüktüğünü belir- ten Uyar, “Bu alanlar ucuz fiyattan toplan- mış, sonra Anakent Belediyesi’nin kentsel dönüşüm kapsamında kooperatife izin veril- miş” diye konuştu. Yargı iptal etti: Ankara 3. İdare Mah- kemesi, ŞPO’nun baş- vurusu üzerine, bu ala- nõ “Susuz-Karacaka- ya (Saklıkent) Kent- sel Dönüşüm Alanı” haline dönüştüren An- kara Anakent Beledi- yesi kararõnõn yürütme- sini 9 Mart 2009’da dur- durdu. Üç partiden, üç ‘aynı’ teklif: Bunun üzerine AKP, CHP ve MHP’li milletvekilleri gerekçe ve maddeleri birbirinin aynõ olan üç ayrõ teklifi Meclis Baş- kanlõğõ’na sundular. CHP ve MHP’liler sonradan tekliflerini çe- kerken, AKP’nin tekli- fi kapsamõ çok daha fazla genişletilerek ya- salaştõ. Kentsel dönüşüm adõ altõnda belediyelerin yetkilerini genişleten tasarõnõn altõndan milletvekillerinin rant hõrsõ çõktõ. Şehir Plancõlarõ Odasõ Başkanõ Necati Uyar, AKP’li, CHP’li ve MHP’li bazõ milletvekillerinin, kurduklarõ kooperatifin işlerini halledebilmek için Melih Gökçek’le birlikte hareket ederek yasanõn TBMM’den geçmesini sağladõklarõnõ ileri sürdü. İşten atõlan işçilere biber gazõ Gül’e ‘veto et’ çağrısı Akademisyenler, Cumhurbaşkanõ Gül’e bir mektup yazarak belediye yasasõyla ilgili değişikliğin ‘veto’ edilmesini istedi ALİCAN ULUDAĞ ANKARA - Gazi Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü öğretim üyeleri ve elemanlarõ, Cum- hurbaşkanõ Abdullah Gül’e mektup göndererek belediye yasasõnõn 73. maddesinde yapõlan değişikliğin TBMM’ye iade edilmesini istedi. TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilmesinin ardõndan onay için Köşk’e gönderilen ve anakent be- lediyelerinin kentsel dönüşüm ko- nusunda yetkilerini arttõran yasa değişikliği akademisyenlerin tepki- sini çekti. Gazi Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nden 9 öğretim üyesi Gül’e bir mektup yazdõ. “Bilimsellikten yoksun ol- duğu konusunda görüş birliğinde olduğumuz değişiklik ile haliha- zırda büyük sorunlar yaratmış olan halen yürürlülükteki madde daha da ileriye gidilerek halkı- mızın huzur ve güven içerisinde yaşamasını tehdit edecek boyut- larda mahzurlar içermektedir” denilen mektupta, bunlarõn başõnda üst ölçek plan kararlarõnõn kamu ya- rarõna aykõrõ biçimde hiçe sayõlma- sõ ile yargõnõn bu aykõrõlõğõ tespit et- tiği durumlarda da bu kararlarõn yok sayõlmasõ geldiği vurgulandõ. Mektupta, “Değişikliğin Ken- tleşme Şûrası ve sonuç bildirge- sine uygun şekilde yeniden ele alınması ve kentlerimizin gelece- ğini kurtarmak için Meclisimize iadelerini arz ederiz” denildi. Karabük’te, 29 kişinin dün işten çıkarıldığı gerekçesiyle eylem yapan Karabük Demir ve Çelik Fabrikaları (KARDEMİR) işçileri fabrika sahasına girmek isteyince, polis biber gazıyla müdahale etti. Yaşanan arbedede 10 işçi yaralandı, 1 işçi intihar girişiminde bulundu. Türk Metal Sendikası’na üye oldukları gerekçesiyle 29 mesai arkadaşının işten çıkarıldığı iddiasıyla sendika önünde toplanan 700 civarında işçi, KARDEMİR önüne kadar yürüdü. Fabrika girişinde özel güvenlik elemanları ve polis barikatıyla karşılaşan işçiler, bir süre yaşanan tartışmanın ardından barikatı aşarak KARDEMİR Genel Müdürlüğü’ne doğru yürüyüşe başladı. Bunun üzerine polis, biber gazı ve copla müdahale ederek işçilere engel olmaya çalıştı. İşçiler, genel müdürlük binasına yaklaşık 200 metre kala polis tarafından durduruldu. Yaşanan arbededen ve gazdan etkilenen 10 fabrika çalışanı, Karabük Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. İşten çıkarılan işçilerden Kenan Şahin, fabrika içinde bulunan yaklaşık 100 metre yüksekliğindeki yüksek gerilim hattına çıkarak intihar girişiminde bulundu. Şahin, bir süre sonra Türk Metal Sendikası yetkililerince ikna edilerek, Karabük Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. (Fotoğraf:AA) Kişisel çõkarlar kentsel dönüşümde tüm partilileri birleştirdi, kazanan Melih Gökçek oldu Ankara’da rant kardeşliği
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle