Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
12 HAZİRAN 2010 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DİZİ 9
KÖŞK’TEKİ GÖRÜŞMELERİN İÇERİĞİ DIŞARIYA SIZIYOR...
SÜRECEK
Cumhurbaşkanı
Ş
ubat ayõnõn son günleri, bir ge-
ceydi. Sokak sessiz ve kimsesiz.
AP liderinin evinde çalõşma oda-
sõ. Uzun süredir görüşmediğim AP lideri
Demirel’le söyleşiye başlarken, acaba
Demirel de Aristo mantõğõna sõğõnarak
“hükümetlerin alın yazısını tayin
edenler daima silah taşıyanlardır”
diye düşünüyor mu diye bir soru vardõ
kafamda.
Zira yavaş yavaş tõrmanan, artõk önü-
müze ateşten bir top gibi geliveren
Cumhurbaşkanõ seçimi pek çok olaya ge-
be görünüyordu.
Askerlerin “kendilerinden birini”
Çankaya’da görmek istedikleri, hatta
bu isteklerini partilere, üstelik parla-
mentoda çoğunlukta olan AP’ye ve Ec-
evit gibi demokrasiye bağõmlõ bir lide-
re şu ve bu biçimde kabul ettirecekleri-
ne yüzde yüze yakõn şans tanõyanlar çok-
lukta idi.
Bu bölümde de Demirel adõndan ne-
den sõk sõk söz edildiğini merak edenler
veya sorgulayanlar olabilir.
AP ve lideri 12 Mart süreci boyunca,
cumhurbaşkanõ seçimi sõrasõnda ön plan-
daydõ; askerler de sürekli dayattõklarõ re-
formlarõn ve kurulacak hükümete bu-
yurduklarõ konularõn AP’nin katkõsõ ol-
madan gerçekleşmeyeceğinin bilincinde
idiler.
Çünkü AP parlamentoda çoğunlukta
idi ve tek söz sahibi lider Demirel’di...
Cumhurbaşkanõ seçimiyle ilgili geliş-
meleri öğrenebilmek ancak çoğunlukta
olan AP’yi izlemekle olanaklõydõ.
Üstelik askerler de biliyor ve hesap-
larõn ona göre yapõyorlardõ: Parlamentoda
“kendilerinden birinin” seçilmesi an-
cak AP oylarõyla olanaklõydõ.
AP’yi günübirlik izlemek hem her açõ-
dan önemliydi hem de haberin kaynağõ
lider Demirel’di.
Kulislerde Genelkurmay Başkanõ Or-
general Faruk Gürler’in Sunay’dan son-
ra cumhurbaşkanõ olacağõ yaygõndõ.
Demirel’e; “Faruk Gürler diyor-
lar?” dedim. Ayağa kalktõ. Önümde dur-
du, “Seçilemeyecek” dedi.
Kulis hesaplarõnõ altüst eden bu sözü
üzerine şaşõrõp kaldõğõmõ görünce bu kez,
“Seçilmemesi gerekir” dedi.
Ve nedenlerini açõklamaya koyuldu.
“Çünkü” diyordu. “AP Meclis gru-
bu, milletvekilleri ve senatörleriyle ona
oy vermeyecek. Her siyasal darbo-
ğazda, her siyasal dönemeçte bilinçle
davrandıkları gibi davranacaklar ve
tarihsel görevlerini yerine getirecek-
lerdir. Buna bütün kalbimle inanıyo-
rum.”
Odada bir aşağõ bir yukarõ geziyor, ara-
da duruyor, kimi açõklamalar yapõyor.
Bu sözlerinin “bir kararlılığın” ifa-
desi olduğunu söylüyor. “Eğer Gürler’i
seçersek halkın karşısına onun tem-
silcileri olarak nasıl gideceğiz? Sen
oyunu bana ver, zor karşısında ben bu
yetkiyi başkasına devredeyim mi di-
yeceğiz?”
Ayağõnõ yere vurdu: “Yok öyle bir
şey!”
Aksi halde insanlara milli iradenin er-
demini anlatamayacaklarõnõ söylüyordu.
İyi ama 150’ye yakõn AP’li parla-
menterin oy vereceklerini Gürler’e bir
mektupla bildirdiklerinden söz edili-
yordu.
Yaptõğõ hesaplara göre TBMM’de
toplam 317 olan AP’liden 30’u Gürler’e
oy verebilirdi ama.. hiçbiri millet irade-
sine dayanan bu partide kalamazlardõ.”
Kulislerde Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Gürler’in Sunay’dan sonra
cumhurbaşkanı olacağı konuşuluyordu
F
akat Köşk’teki görüşmelerin içeri-
ği yavaş yavaş sõzmaya başladõ.
Sunay, parti liderlerinden “ordu
adına” bir ricada bulunmuş; Genelkurmay
Başkanõ Gürler’i cumhurbaşkanõ seçiver-
melerini istemişti!
AP merkezinden alõnan sağlõklõ bilgilere
göre Cumhurbaşkanõ; “buhranın sonunu iyi
görmediğini” söylemiş, ortalõğõn ‘vahim ve
karışık’ olduğundan söz etmiş, MGK’nin
parti liderleriyle görüşmesini istemesi üze-
rine bu görüşmeleri yapmaya karar vermişti.
Komutanlar Çankaya’ya gelmiş, Su-
nay’dan görev süresinin
uzatõlmasõnõ istediklerini
söylemişler. Cumhurbaş-
kanõ da komutanlara bir
koşulla uzatmayõ bütün
partilerin kabul etmesi du-
rumunda kabul edebilece-
ği yanõtõnõ vermişti.
Fakat Melen’in yaptõğõ
görüşmelerden sonra Su-
nay’õn görev süresini uzat-
ma formülü yatmõştõ. Bu-
nun üzerine komutanlar
Sunay’a tekrar gelmişler
ve bu kez:
“Görev sürenizin uza-
tılması yattığına göre…
Faruk Gürler Paşa cum-
hurbaşkanı olsun” de-
mişlerdi.
Gürler’in cumhurbaş-
kanlõğõ resmiyet kazan-
mõştõ.
Sunay bir başka deneme daha yaptõ. Ko-
mutanlara partiler Gürler’i cumhurbaşkanõ
seçeceklerini yazõyla taahhüt ederlerse Ge-
nelkurmay Başkanõ için derhal üzerine dü-
şeni yapacağõnõ söyledi. Aportta Gürler’in
aday olacağõnõn resmen ifade edilmesini bek-
leyen Demirel, “Hayır böyle yazıya imza
atamayız” demişti. Diğer partilerin, özel-
likle CHP’nin de böyle bir girişime destek
olacağõ söylenemezdi.
Turhan Feyzioğlu’nun Güven Partisi?
Olabilir de olmayabilir de! DP lideri Ferruh
Bozbeyli gayet açõk konuştu. Köşk’te Gür-
ler adõnõn cumhurbaşkanõ adayõ olarak adõ-
nõn geçtiğini basõna açõkladõ.
Partilerin Gürler’e karşõ tavõr almalarõnõn
yayõlmasõndan sonra -beklendiği gibi- bir-
takõm senaryolardan söz edilmeye başlan-
dõ. Tabii en önemlisi: Gürler’i seçmezse
TBMM, Türk Silahlõ Kuvvetleri yönetime
el koyacaktõ!
Neden? “Ordu, prestiji ile oynatmazdı.”
Bu arada kontenjan senatörü İsmet İnö-
nü’nün cumhurbaşkanlõğõndan söz edildi.
Damadõnõn kimi AKP’lilerle konuyu gö-
rüşmüş, fakat Demirel, “Gürler’in cum-
hurbaşkanlığını millete anlatırız ama İs-
met Paşa’yı hayır” diyerek olayõ kapatmõştõ.
Bir ara Ecvet Güresin’le Yılmaz Çetiner
bir cumhurbaşkanõ adayõ buldular: Eski
Hava Kuvvetleri Komutanõ İrfan Tansel.
Demirel’le konuştular. AP liderinin söy-
lediklerinden Tansel’i destekleyeceği sanõ-
sõna kapõlõp, Hürriyet’te tam sayfa Tansel’in
adaylõğõnõ ilan ettiler ve… o sabah AP’den
yalanlama geldi. Tansel adõ da listeden si-
lindi. Gürler giderek Köşk’e õsõnõyor ama
seçilmesini sağlayacak partiler giderek Gür-
ler’in cumhurbaşkanlõğõndan uzaklaşõyordu.
O gün Köşk’te dört komutan Sunay’la 3
Mart 1973 günü cumhurbaşkanõ seçimini ko-
nuşuyordu. Toplantõya katõlan Gürler hiç ko-
nuşmadõ.
O dönemeyeceği bir yola çõkmõştõ bir ke-
re. Örneğin o gece Jandarma Astsubay
Okulu’ndaki yemekte “Belki asker olarak
okulunuzu son ziyaretindir” demişti.
Bu arada hem AP’de hem CHP’de oyla-
ma günü parti merkezlerinde bir başka sõkõntõ
yaşanõyordu.
Her iki partide Gürler’e
oy vereceklerin sayõsõ bir
hayli kabarõk görünüyor-
du. Hatta AP’den kimile-
ri Gürler’e oy vereceklerin
listesini hazõrlayõp ver-
mişlerdi.
5 Mart 1973 günü Faruk
Gürler’in emekliliği işleme
konuldu.
K
omutanlarla görüştükten sonra evin-
de yakõn çalõşma arkadaşlarõyla bir
araya gelen CHP lideri Bülent Ecevit:
“Cumhurbaşkanlõğõ seçimi üzerinde bir iki
önemli izlenim edindim” diye anlatmaya baş-
ladõ:
“Sunalp Paşa yeni cumhurbaşkanõnda bu-
lunmasõnõ istedikleri nitelikleri sõralõyor ama
bir isim söylemiyor. Fakattt Sunalp Paşa’nõn
tarif ettiği insan Gürler Paşa olarak biçimle-
niyor, renkleniyor” dedikten sonra komu-
tanlara açõkladõğõ görüşünü anlattõ:
“Gürler Paşa’nõn kişiliğiyle, bilinen yete-
nekleriyle niteliklerine karşõ olmadõğõmõzõ
söyledim. Ancak Genelkurmay Başkanlõ-
ğõ’ndan Cumhurbaşkanlõğõ’na giden yolu be-
nimsememizin olanaksõzlõğõnõ vurguladõm.”
AP ve CHP’nin, Genelkurmay Başkanõ
Gürler’in cumhurbaşkanõ seçilmesine karşõ ol-
duklarõ böylece kesinlik kazanõyordu.
Cumhurbaşkanõ seçimi giderek karmaşõk bir
biçimsellik alõyordu.
MGK uzun bir toplantõ yaptõ. Yayõmladõğõ bil-
diride Cumhurbaşkanõ’nõn partilerle temas ede-
rek “soruna” bir çare, bir çözüm bulmasõnõn
kararlaştõrõldõğõnõ açõkladõ.
Yorumlar doğruydu: Askerler Sunay aracõ-
lõğõyla Köşk sorununa çözüm yolu açõlacağõ-
nõ sanõyordu.
Parti genel başkanlarõyla görüştü Sunay.
Köşk her şeyden söz ediyordu. Fakat “o duyarlõ
soruna” gelince fazla bilgi almak olanaksõz-
dõ. TBMM, yeni cumhurbaşkanõnõ seçerken
anayasada yazõlõ yetkilerini kullanacaktõ.
Köşk’teki görüşmelerin özünde bu vardõ; ay-
rõca örneğin cumhurbaşkanõ parlamento dõ-
şõndan olacak mõydõ? Yanõt, hayõrdõ!
Örneğin Demirel’e göre zaten Çankaya’nõn
şu ya da bu kişiyi “empoze” etmeye yetkisi yok-
tu. Ama? Ordunun vardõ.
O
ysa uyumuştuk.Cumhur-
başkanõ seçimiyle ilgili ordu
kararlarõ iki ay önce, 23
Ocak 1973 Salõ günü, Başbakan Ferit
Melen tarafõndan AP liderine bildi-
rilmiş, bana göre tebliğ edilmişti.
Melen konuşmaya “ordu üst ka-
demelerinin kararlarını anlatmaya
çalışacağını” söyleyerek başladõ ve or-
dunun isteklerini özetledi:
“Ordu komuta heyeti (12 Mart
cuntası) 13 Mart’ta yapılacak cum-
hurbaşkanı seçimini müzakere etti.
Devletin başıyla ilgili bu sorunda or-
dunun dileği ve eğilimi şudur: Sayın
Sunay’ın görev süresi üç yıl daha
uzatılacak. Genelkurmay Başkanı
Faruk Gürler görevinde üç yıl da-
ha kalacak. Orduya gereken çeki-
düzeni verecek.”
Demirel, Melen’in (ordu komuta he-
yetinin) beklemediği bir çõkõş yaptõ:
“Söylediklerinizin gerçekleşmesi
olanaksızdır” dedi.
Ona göre parlamentonun hür ira-
desini hiçe saymaktõ. AP liderine gö-
re bu kararlarõn içeriğinde Faruk
Gürler’in adõ gizliydi. Bu kararlar
Gürler’in adaylõğõ ve seçimiyle ilgili
ön hazõrlõklardõ.
Sunay’õn görev süresinin uzatõla-
mayacağõ anlaşõlõnca komuta heyeti
cumhurbaşkanõ seçimine doğrudan
müdahale edeceğini açõğa vurdu.
21 Şubat 1973 günü devlet radyosu
13.00 haberlerinde bir “ordu bildiri-
si” yayõmladõ:
Bildiri “komutanların kimi siyasal
liderlerle ülke sorunlarını görüştü-
ğünü, AP liderinin ‘kendine özgü ne-
denlerle’ bu görüşmeye katılmadı-
ğını” açõklõyordu.
Lakin siyasal kulisler; ülkede huzur,
reformlarõn geleceği gibi konularõn el-
bette konuşulduğuna.. ancak komu-
tanlarõn bu görüşmelerde dolaylõ bi-
çimde isim vermeden Faruk Gürler’in
adaylõğõnõ ve seçilmesini gündeme
getirdiklerine inanõyordu...
Haklõydõlar. Çünkü komutanlar (ko-
muta heyeti adõna konuşan Genel-
kurmay İkinci Başkanõ Orgeneral
Turgut Sunalp portreyi çiziyor) or-
dunun yeni cumhurbaşkanõnda bu-
lunmasõnõ istediği nitelikleri sõrala-
mõştõ: “Tarafsız bir kişi. Partisiz. 27
Mayıs’a ve 12 Mart’a karşı çıkma-
mış bir insan. Özgeçmişinde kötü
notlar bulunmayan, adı herhangi bir
yolsuzluğa karışmamış, ordunun
başkomutanlığını üstleneceğine gö-
re Türk Silahlı Kuvvetleri’nin di-
linden anlayan, sorunları yakın-
dan bilen, enerjik yapıya sahip bir
kişi.” Görüşmelerde Hava Kuvvetleri
Komutanõ Muhsin Batur da bulun-
muştu.
‘İSİM SÖYLEMİYORLAR AMA…’
ECEVİT
İNÖNÜ
DEMİREL
HAYAL ve GERÇEK
KÜRŞAT BAŞAR
Haber Güvercinleri
Yasaklansın
Bence artık telefonların üzerine de, sigaralarda
olduğu gibi uyarı yazıları konulmalı.
“Dikkat, görüşmeleriniz ileride dava dosyanıza
girebilir,” “telefon konuşmalarınız ağrılı ve uzun bir
rezalete yol açabilir” gibi uyarılar...
Uzun bir süredir hemen her gün yeni birinin
telefon dinleme kaydı düşüyor internete ve basına.
Gerçi bu işler bizde yeni değil. Eskiden kablolu
ev telefonlarında dinlendiğinden kuşkulananlar,
dinleyenlere, “polis, kardeşim aradan çekil,
duyamıyorum” diye fırça atardı. Gerçi o zamanlar
hatlar o kadar karışıktı ki, alt komşunun
konuşmalarını yukarıdan dinlemek, hiç
tanımadığınız insanların konuşmasının arasına
girmek de mümkündü. Hatta böyle topluca
konuşma rastlantıları arasında birbirine doktor
tavsiye edenler, karı koca arasına girip hakemlik
yapanlar duyulurdu.
Yıllardır bu dinleme işini kime sorduysak doğru
dürüst bir cevap alamadık. Bu konu da hep ilgimi
çeker, herkesi dinleyen bunca insandan biri bile
sonradan çıkıp şöyle dinledik, böyle dinledik, şu
emir verdi diye anlatmaz mı?
Ülkemizde artık malum önüne gelen günah
çıkartıyor, katiller bile kimi nasıl öldürdüm diye
anlatıyor, en ünlü tarihi kişiliklerin en gizli sırları ifşa
ediliyor da telefon dinlemecilerinin bilmediğimiz bir
yemini mi var? Nasıl olup da hiçbiri tam olarak bu
işin nasıl yapıldığını anlatamıyor merak ediyorum.
Ne ketum insanlar bunlar!
Yine merak ettiğim bir konu daha var. Madem
herkes dinlenebiliyor, niye yalnızca insanların
çapkınlıkları veya olur olmaz gevezelikleri çıkıyor?
Örneğin çete kurduğu iddia edilen insanların niye
bu çetenin para kaynaklarıyla ilgili bir konuşması
çıkmıyor.
Eğer bu çapta bir dinleme varsa, niye hep
magazin haberi olacak şeyler veya olur olmaz
politik geyikler dinleniyor?
Niye karakol baskını yapan teröristler ve
bağlantılarının konuşmaları teknik takibe
takılmıyor? Ne bileyim, İskenderun’a roketle
gelenler cep telefonu kullanmıyor mu?
Niye uyuşturucu kaçakçılığı, terör, insan
kaçakçılığı, gasp, yolsuzluk, cinayet, mafya türü
suçlara karışanlar bu dinlemelere yakalanmıyor?
Bunlar haber güvercini ya da duman işaretleri
aracılığıyla mı görüşüyorlar birbirleriyle?
Güvercinleri dinleyecek bir teknoloji henüz gelmedi
mi ülkemize?
Haber güvercini beslemek neden
yasaklanmıyor?
kursatbasar63@gmail.com
HUBER KÖŞKÜ’NDE KALACAK
Gülyazboyunca
Tarabya’da
BARKIN ŞIK
ANKARA - Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün,
yaz aylarõ boyunca çalõşmalarõnõ Cumhurbaşkanlõ-
ğõ’na ait Tarabya yerleşkesinde sürdüreceği öğrenildi.
Ağustos ayõnda yapõlacak Milli Güvenlik Kurulu top-
lantõsõnõn da bu nedenle İstanbul’da gerçekleştiri-
lebileceği belirtiliyor.
İçinde Huber Köşkü’nün de bulunduğu Tarabya
yerleşkesi, 7. Cumhurbaşkanõ Kenan Evren döne-
minde, Cumhurbaşkanlõğõ’na tahsis edildi. Huber
Köşkü’nün 1986-1988 yõllarõ arasõnda gördüğü
kõsmi tadilattan sonra Evren, yaz aylarõnda ikişer ay
süre ile bu köşkü kullandõ. Tarabya yerleşkesinde,
Cumhurbaşkanlõğõ’nõn, yazlõk konut ve çalõşma
ofisi ihtiyaçlarõna ek olarak yabancõ devlet başkan-
larõnõn ağõrlanabileceği ve büyük resepsiyonlarõn ve-
rilebileceği tesisleri de yer alõyor.
Yerleşkenin içinde yer alan Huber Köşkü, 19. yüz-
yõl sonu, 20. yüzyõl başõnda Alman Mauser ve Krupp
firmalarõnõn temsilciliğini yapan silah komisyoncusu
Huber Kardeşler tarafõndan yaptõrõldõ. İkinci Meş-
rutiyet’ten sonra Huber Kardeşlerin ülkelerine dön-
mesi üzerine köşkün mülkiyeti 1932 yõlõna kadar Mõ-
sõrlõ Prenses Kadriye ve eşi Mahmut Hayri Paşa’ya
geçti. Köşk, bu tarihten sonra Notre Dame de Sion
Okulu’na bağõşlandõ. 1985 yõlõnda ise kamulaştõrõ-
larak Cumhurbaşkanlõğõ Genel Sekreterliği’ne tah-
sis edildi. Huber Köşkü, 34 hektarlõk korusuyla Bo-
ğaziçi’nin en geniş yeşil alanlarõndan biri olma özel-
liğini de taşõyor.
Erdoğan’ahakaret
soruşturması
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cebeci Kõz
Teknik ve Meslek Lisesi’nde bilgisayar öğretmeni
olarak görev yapan Oğuz Eminoğlu hakkõnda, Fa-
cebook hesabõnda bulunan bir fotoğraftaki eşeğe
“RTE” etiketlemesi yapõlmasõ üzerine Başbakan Re-
cep Tayyip Erdoğan’a “hakaret” suçlamasõyla so-
ruşturma açõldõ.
Eminoğlu, savcõlõğa verdiği ifadede tüm iletişim
bilgilerinin açõk olarak yazõldõğõ profilindeki söz ko-
nusu fotoğrafõn kendine ait olduğunu, ancak fotoğraf
üzerindeki ‘RTE’ etiketlemesini kendisinin yap-
madõğõnõ belirtti. Hesabõndaki 500 arkadaşõndan bi-
rinin bu etiketlemeyi yapmõş olabileceğini ifade eden
Eminoğlu, “Benim fotoğraf üzerinde yapılan bu
etiketlemeyle ilgili herhangi bir şekilde Başba-
kan’a hakaret etme kastım yoktur, ben böyle bir
etiketleme olduğunu fark etseydim kaldırır-
dım” savunmasõnda bulundu.
FACEBOOK’TA ETİKETLEME