19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 12 HAZİRAN 2010 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 AYDINLANMA EMRE KONGAR Çağdaş Demokrasiden Ortadoğulu Otoriter - Totaliter Rejime Doğru! Dünya ve Türkiye kamuoyu tartışıyor: “Türkiye’nin dış politika ekseni kaydı mı?” “Türkiye yönünü Batı’dan Ortadoğu’ya doğru mu çevirdi?” Bu tartışma, Türkiye’nin Birleşmiş Miletler Güvenlik Konseyi’nde Batılı müttefiklerinden ayrılarak İran’ın yanında yer almasından sonra alevlendi. Tabii hemen bunun öncesinde de, Gazze’ye yollanan yardım gemisine Türkiye’nin öncülük etmesi, burada dokuz Türk’ün katledilmesi ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Hamas’ın sözcülüğüne soyunması tüm dikkatleri Türkiye üzerine çevirmişti. Şimdi bir de Suriye, Ürdün ve Lübnan’la yeni bir ticaret ve siyaset birliğinin çekirdeği oluşturuldu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’nin dış politikasında eksen kayması olduğunu öne sürenleri “Kötü niyetli propagandanın taşeronları” olarak suçladı. Acaba gerçekten “eksen kayması” yok mu? Yoksa AKP iktidarı, Türkiye’nin genel yapısı ile birlikte dünyadaki yerini de mi değiştiriyor? Batılı, çağdaş, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni o- toriter-totaliter bir Ortadoğu ülkesine mi dönüştürüyor? Dış politikadaki dalgalanmalar, AKP’nin Türkiye’yi dönüştürme projesinin yansımaları mı? Dış politikadaki gidiş, içteki yapısal değişim- ler dikkate alınmadan anlaşılamaz. Yukardaki soruların yanıtları, ancak sekiz yıllık AKP iktidarı sırasında yaşananlara bakılarak verilebilir: 1) AKP, Avrupa Birliği üyeliğini hedefleyerek ikti- dara gelmiş ve pek çok AKP’li olmayan, kendileri- ni “liberal” diye niteleyen kesimlerin desteğini de bu nedenle arkasına almıştı. Oysa şimdi Türkiye’nin Avrupa Birliği süreci dur- durulmuş, dondurulmuştur. 2) Türkiye, dış politikada AB hedefinden boşalan yere Ortadoğu’yu oturtmuştur. Artık siyasal, ekonomik ve kültürel ilişkiler Orta- doğu’ya odaklanmıştır. 3) İçerde, gerek merkezi hükümet, gerek devlet, gerekse belediyeler aracılığıyla, halkın giyim- kuşam kültüründen yeme-içme kültürüne kadar belirgin bir biçimde “muhafazakâr” politikalar yürürlüğe konmuş, örneğin artık içki içmek ve içki satın almak özellikle küçük kentlerde sorun haline gelmiştir. Yapılan bütün araştırmalar, halkın AKP iktidarı zamanında daha “muhafazakârlaştığını” göster- mektedir. Giyim-kuşam ve yeme-içme kültürü konusunda- ki mahalle baskısı birçok yerde dayanılmaz hale gelmiştir. 4) Atatürk, Atatürkçülük, Kemalizm, laiklik, ir- ticayla mücadele gibi kavramlar, darbecilikle eşanlamlı kullanılmaya ve bu kavramları savunan- lar potansiyel suçlu muamelesi görmeye başlamıştır. 5) Üniversiteler YÖK aracılığıyla tam bir denetim altına alınmış, bilimsel özgürlük ve özerklik zede- lenmiştir. 6) Medya, ekonomik ve mali önlemlerle yön- lendirilmiş, tam bir yandaş medya kesimi yaratıldığı gibi, bağımsız kalabilen medya da çok büyük vergi cezalarıyla korkutularak baskı altına alınmıştır. 7) Oluşturulan mekanizmalarla, herkes, her an, her yerde, izlenmeye, dinlenmeye ve kaydedilmeye başlanmıştır. Başlı başına bir “otoriter-totaliter” rejim be- lirtisi olan bu izleme ve dinleme kayıtları, kimi zaman hukuk kılıfına uydurularak, kimi zaman bütünüyle yasadışı yöntemlerle medyaya sızdırılmaya başlanmış, insanların özel yaşam- ları diye bir alan kalmamıştır. Sadece bu uygulamalar bile Türkiye’nin demokratik rejimden otoriter-totaliter bir re- jime doğru kaydığının bir göstergesidir. 8) Özel mahkemeler aracılığıyla medya men- supları, aydınlar, öğretim üyeleri, rektörler, eğitimciler, politikacılar ve hatta yargı mensu- pları içeri atılmış, bütün baroları ayağa kaldıran ve protesto bildirileri yayımlanmasına yol açan tartışmalı uygulamalarla tutukluluk süreleri mahkûmiyet infazına dönüştürülmüştür. 9) Yargı, siyasal iktidarın ve medyanın baskısına açık hale gelmiş, yüksek yargı organlarını tümüyle siyasetin emrine sokacak öneriler referanduma sunulmuştur. Yukarda çok kısaca belirttiğim iç ve dış kay- malar birbirini destekleyen bir genel politika çerçevesinde uygulanıyor. En tehlikeli gelişme de, dış politikada öne çıkan dinci çizginin, içte baskı ögesi olarak kullanılması ve demokratik hak ve özgürlük- lerin baskı altına alınmasında, medya aracılığıyla işlevsel kılınmasıdır. Türkiye’nin ekseni çoktan içte de dışta da, çağdaş ve demokratik bir Batılı ülkeden, Orta- doğulu bir otoriter-totaliter ülkeye doğru kaydı bile… Ama içteki ve dıştaki bazı aymazlar bunu yeni fark ediyor! [email protected]; www.kongar.org OturmaeylemininardõndanAnkara’yayürüyüşegeçecektopluluk‘vicdanlaraseslenecek’ Kayıp yakınları yola çıktı CİHAN ORUÇOĞLU Faili meçhul cinayete kurban gi- den yakõnlarõnõn akõbetinin açõklanmasõ ve sorumlularõn yargõ- lanmasõ için yõllardõr savaşan kayõp yakõnlarõ seslerini duyurmak için An- kara’ya gidiyor. İstanbul’dan bugün yürüyüşe başlayacak kayõp yakõnlarõ, TBMM’de grubu bulunan partilerle görüşecek, siyasilere “Çocukların kaybedildiği bir ülkede hiç kimse- nin çocuğu için aydınlık bir gelecek olmaz” mesajõ verecekler. Türkiye’de 1250 kişi gözaltõnday- ken kaybedildi. Galatasaray Meyda- nõ’nda bir süre ara verildikten sonra kayõplarõn bulunmasõ istemi ile tekrar başlayan ve her cumartesi gerçekleş- tirilen oturma eyleminin 272’ncisi bugün aynõ yerinde gerçekleştirile- cek. Oturma eyleminin ardõndan An- kara’ya doğru yola çõkacak kayõp ya- kõnlarõ, birçok kentten yeni katõlõm- larla birlikte bir hafta sürecek yürü- yüşün ardõndan Ankara’ya ulaşacak. Kayõp yakõnlarõ Ankara’ya yürü- melerinin amacõnõ “kayıp gerçeğini unutturmamak, toplumsal hafızayı inşa etmek ve vicdanlara seslen- mek” olarak açõklõyorlar. Kimse görmedi... 29 yõldõr kardeşi Nurettin Yedigöl’ü arayan Muzaffer Yedigöl “Kardeşim 12 Nisan 1981’de gözal- tına alındı. Kardeşimin sorgu sıra- sında derilerini yüzmüşler, kafasına çivi çakmışlar, bize bunları aynı yerde işkence gö- ren arkadaşları anlattı. O hal dışında bir daha da kimse görmedi” dedi. ‘Bizde yok dediler’ Ailesi ve arkadaşlarõ tarafõn- dan kimsesizler mezarlõğõnda bulunan Hasan Ocak’õn kardeşi Hüseyin Ocak da hikâyesini şöyle anlattõ: “Kardeşim 21 Mart 1995 tarihinde terörle mücadele ekiplerince gözaltına alındı. Kardeşimin akıbetini öğre- nebilmek için her türlü yolu dene- dik. Tüm resmi makamlara yaptı- ğımız başvurular sonuçsuz kaldı. Devlet birimleri ‘bizde yok’ dedi. Kardeşimi gözaltına alındıktan 58 gün sonra Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı’nda numarasız bir me- zarda bulduk. Kardeşimi işkence görmüş bedeni 28 gün Adli Tıp Kurumu’nda bekletilmiş. Biz de yok nasıl derler?” ZONGULDAK (Cumhu- riyet) - Zonguldak’ta, Türkiye Taşkömürü Kuru- mu (TTK) Üzülmez Mües- sesesi Asma-Dilaver İşlet- me Müdürlüğü’ndeki 3. ocak eksi 170-205 kotlarõ arasõnda çalõşan madenci Sezai To- puz (27), belirlenemeyen nedenle ha- reket halindeki konveyörün kendisini sürüklemesi nedeniyle kömür üretim alanõna sõkõştõ. Kaza yerinde yaşamõ- nõ yitiren iki çocuk babasõ Topuz’un cesedi, Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi morguna kaldõrõldõ. Topuz’un ölüm haberini alan mesai ar- kadaşları gözyaşlarını tutamadı. (AA) Göçük değil kaza öldürdü GAZİANTEP (Cum- huriyet) - Nizip’te geçen haftalarda Vali Süley- man Kamçı’nõn ziyareti sõrasõnda “okumak isti- yorum” diyen 16 yaşõn- daki Fatma Kaya, evde kimsenin bulunmadõğõ bir sõrada önceki akşam kendini iple oturma oda- sõnõn tavanõna asarak ya- şamõna son verdi. Genç kõzõn cesedi mor- ga kaldõrõlõrken sinir krizi geçiren anne Bedriye Kaya, “Fatma’nın inti- har etmesi için bir ne- den yoktu” dedi. İlk- okuldan sonra okula gön- derilmeyen Fatma’nõn 5 yõl önce de kamyon şofö- rü olan babasõ Hasip Ka- ya (65) kanserden ölmüş- tü. Polis olayla ilgili so- ruşturma başlattõ. Okumak istedi, intihar etti Kayıp işçi dört gündür aranıyor İstanbul Haber Servisi - İstanbul’daki sel sõrasõnda kaybolan te- mizlik işçisi Mevlüt Ma- cit’in (45) cesedi, aradan 4 gün geçmesine karşõn bulunamadõ. Macit’in ce- sedi için aramalar dün de sürdürüldü. Ataşehir Be- lediyesi ise Macit’in Kurbağalõdere’ye düşe- rek öldüğü Örnek Köp- rüsü’nü yõktõ. Belediye, en kõsa zamanda dere se- viyesinden 3 metre yük- seklikte yeni bir köprü inşa edeceğini açõkladõ. ‘Ulusoy’un cezası arttırılsın’ talebi ANTALYA (AA) - Yargõtay Cumhuriyet Savcõlõğõ, Akdeniz Üni- versitesi’nde 2008 yõlõ nisan ayõnda yaşanan olaylara ilişkin yargõla- mada verilen kararõn temyiz incelemesinde, öğrencilere tabancayla ateş açan sanõk Ömer Ulusoy yönünden kararõn bozulmasõnõ talep etti. Savcõ Ömer Taş, kararda, “koşullarõ oluşmadõğõ halde haksõz tahrik indi- rimi” uygulandõğõnõ be- lirterek Ulusoy’un ceza- sõnõn arttõrõlmasõnõ istedi. Çaldılar, öldürdüler... ANKARA (AA) - Çankaya Birlik Mahalle- si’nde A.T. adlõ yurttaşõn evine giren hõrsõzlar, al- tõnlarõ çaldõ. Masadaki araç anahtarõnõ da alan zanlõlar evin önündeki araca binerek kaçtõ. Zan- lõlar sabaha karşõ emekli muhasebeci Mustafa Coşkun’un (60) kullan- dõğõ araca çarptõ. Coş- kun, olay yerinde öldü. Ümit K. (21), Ömer K. (22), Mehmet K. (19) ve Sefer K. (37) yakalandõ. Minik dehanın ‘Üçleme Kuralı’ KOCAELİ (AA) - Kocaeli’nde geçen yõla kadar bir köy okulunda eğitim gören 8. sõnõf öğ- rencisi Şaban Ayvaz, 3’ün doğal sayõ kuvvet- lerinin basamak sayõsõnõ hesaplamaya yarayan “Üçleme Kuralõ” adlõ formülü buldu. İzmit Atatürk İlköğretim Oku- lu öğrencisi Ayvaz, “Bu Benim Eserim” matema- tik ve fen bilimleri proje yarõşmasõnda 1. olan öğ- renciler arasõnda yer aldõ. Metroya bomba ihbarı korkuttu İstanbul Haber Servisi - İstanbul Meci- diyeköy’de bir ankesörlü telefondan 155’i arayan bir kişi “Mecidiyeköy metrosunda bomba patla- tõlacak” ihbarõnda bulun- du. Bu durum üzerine metro ve ankesörlü tele- fonlarõn bulunduğu yere çok sayõda polis ekibi sevk edilerek bölge ablu- ka altõna alõndõ. Çevrede- ki mobese ve güvenlik kameralarõnõ da incele- meye alan polis ekipleri ihbarõ kimin ve niçin yaptõğõnõ araştõrõyor. İkisibelediyebaşkanı36tutuklu ANTALYA (Cumhuriyet Büro- su) - Antalya, İzmir, Ankara ve Adana’daki 8 belediyenin temizlik ihalelerine fesat karõştõrõldõğõ iddia- sõyla düzenlenen operasyonda Ma- navgat Belediye Başkanõ Şükrü Sö- zen ile Korkuteli Belediye Başkanõ Hasan Gökçe, belediye başkan yar- dõmcõlarõ, şube müdürleri ve perso- nelin de aralarõnda bulunduğu 36 kişi tutuklandõ. Korkuteli Belediye Başkanõ Gökçe ile Manavgat Bele- diye Başkanõ Sözen’in ifadelerinde suçlamalarõ reddettiği, kesinlikle rüşvet almadõklarõnõ söyledikleri öğrenildi. Gökçe’nin avukatõ Niza- mettin Sağır da, Gökçe’ye para ve- rildiğine ilişkin görüntü, banka de- kontu ya da bir ifadenin söz konusu olmadõğõnõ vurguladõ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle