Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ekonomi@cumhuriyet.com.tr
12 HAZİRAN 2010 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13
CMYB
C M Y B
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
‘Sattım...’
Aklımızı çok haklı “Eksen kayması oldu mu olmadı
mı?” sorusu ile bozmuş, Anayasa Mahkemesi’nin
anayasa değişiklik paketi, referanduma ilişkin
vereceği karara karşı açılan savaş, hukuk devletinin
yok sayılması kampanyaları ile dudaklarımız
uçuklamışken... İktidarında yaşamın her alanına
dönük çuvallamalarını, saldırganlık dozunu arttırarak
kapatmayı seçen Erdoğan hükümetinin, kuralsız her
şeyi kırıp döken çıkışlarında, nelere öncelik,
duyarlılıkla tepki vermemiz gerektiğinin şaşkınlığını
yaşıyoruz...
Sanırım siz de, çoğunluk gibi haberlerin arasından
geçip giden, 3 gece önce gece yarısı Meclis’ten
kaçırılırcasına çıkarılan ormanların talan edilmesi
anlamındaki yeni Maden Yasası’nı beyninizin
algılama, düşünme kapsama alanı dışına çıkardınız.
Maden çıkarılan dağlardan kesilen milyonlarca ağaca
içinizin bir yanı sızlasa da, “Talancı, her şeyi yakıp
yıkan bir kültürden başka ne beklenir? Satıp satıp
yiyorlar...” diye söylenip, kendinizi çaresiz hissedip,
kaderci, bir şeyleri değiştirmeyi başaramayacağınız
bir konuyu, ne kadar acıtıcı olursa olsun unutmayı
seçtiniz...
Aynı gün 74. Uluslararası Bergama Kermesi için,
İstanbul’da günlük işlerimi, yazımı araya sıkıştırmış,
uzun bir yolculuğun üzerine biraz sersem sepet,
söyleşi saatinde ucu ucuna yetişebildiğim
Bergama’ya varmıştım. Genç Belediye Başkanı
Mehmet Gönenç’in coşkulu, üretken kimliğinden
etkilenmiş, çayımı yudumlayarak keyifli
soluklanmaya, hemen başlayacak söyleşiye enerji
toplamaya çalışıyordum ki.. Kırsal Çevre Orman
Sanayii Araştırma Derneği’nden Doç. Dr. Yücel
Çağlar’ın kaçmaya çalıştığım konu ile ilgili
bombardımanından kendimi koruyamadım.
Söylediklerinden etkilenmemek olanaksızdı. 7-8
yılda tüketilecek bir altın madeninden, uluslararası
şirketin 623 milyar dolara ulaşabilecek ekonomik
getirisi, kesin rakamı verilemeyecek yağmadan söz
ediyordu. Tabii şirket tekelinde toplanacak kâr ve
yağma söz konusu olunca 8 bin çam fidanı, Kozak
ormanları, buradan ömür boyu beslenen,
yağmalama olmazsa beslenmeye devam edecek
köylülerin gelecekleri, doğa, kimselerin umuru
değildi. Oysa bilimsel hesaplar aynı bölgede çam
fıstığı üretiminin devam ettirilebilmesi halinde
ekonomik getirinin çok daha yüksek, 1200 milyar
dolarlık geliri olacağını gösteriyordu...
“Bir avuç maden, bir avuç yaşamdan daha değerli”
diye isyan ediyor, iktidarın suçuna, geçici işçilik
rüşveti ile kandırılan kimi erkekleri katıyordu. Kendi
geleceklerini göremeyen, maden şirketinin
kampanyasına teslim olan bir avuç köylü erkeğe
karşılık, Kozak yöresinin kadınları ağırlıklı halk
çoğunluğunun başkaldırı içinde olduklarını
anlatıyordu...
Hiçbirinin ayırdında olmadığım bir dizi etkinlik,
protesto eyleminden söz etti. Kozak yöresinin
doğaya muhteşem katkıları yanında, ekonomik
katkısı da çok yüksek, uzun soluklu yaşam kaynağı
çamlıklarının, çam ağaçlarının kurtarılması yolunda
verilen uzun soluklu savaşım, yöre halkının direnişi,
sesleri bize kadar ulaşamıyordu. Medya çağında
gerçekler değil, onları ne kadarı ile görüp
algılayabildiğimiz önemli değil mi? Maden şirketleri-
siyasi iktidar kirli çıkar ağında maden üretme adına
ülkemizin dağlarının satılması, ormanlarının
yağmalanmasını algılama, kapsama alanımızın
dışında kalmaya devam ediyor...
Bergama’nın Kozak çamlıklarının katledilmesine
karşı duyarlı, aynı zamanda köylülerin yaşam,
ekonomik haklarını koruma sorumluluğunu üstlenmiş
çevreci kamuoyu, dağların satılması, ormanların
katledilmesi yağmasının algılama kapsama
alanımızın dışında tutulabilmesi için genel medyatik
sansür yanında ilginç bir stratejinin daha
uygulandığını anlatıyorlar... Türkiye’nin maden
çıkabilecek, ne çıkarsa çıksın yağmalanacak bütün
dağlarının işletmeye açıldığı gerçeğinin altını
çiziyorlar. Her yerde ağaçların kesilip maden işletme
şantiyesine dönüştürüldüğünü savlıyorlar.. Bana
inandırıcı gelmediğini görünce de, “Gerçeklerin
görülmemesi, toplumun dağların satılması, ağaçların,
ormanların yağmalanması boyutlarını görmemesi için,
yollardan, merkezlerden görünebilen tepelere,
dağların yüzeylerine dokunulmuyor, arkada kalanların
hepsi sıradan yağmalanıyor” diyorlar.
Üzülsem de yağmanın yaygınlaşmış boyutlarına,
olabilirliğine aklım pek yatmamış olarak İstanbul’a
dönünce, gece yarısı çıkmış yasanın sınır tanımaz
yağma kapılarını açan yeni boyutlarını anlatan
meslek örgütlerinin teknik bilgilendirmelerine ek
olarak iliştirilmiş CHP Kayseri Milletvekili Şevki
Kulkuloğlu’nun Meclis’ten verdiği rakamlarla
irlikdim..
Anımsayın, AKP, karşı eleştirileri yok sayarak
maden yağması, orman katliamı yasasını çıkarmıştı.
1923’ten 2004 yılına kadar Türkiye Cumhuriyeti
hükümetleri toplam 1500 maden işletme ruhsatı
vermişlerken, AKP iktidarı, Anayasa Mahkemesi’nce
iptal kararı verilene kadar, çıkardığı yasa ile 2004-
2009 arasında toplam 43 bin 500 maden işletme
ruhsatı vermişti. Türkiye’nin yüzölçümünün üçte biri,
282.898 km2’lik alan, maden işletmelerine açılmıştı...
soner@cumhuriyet.com.tr
Ekonomi Servisi - Eko-
nomi Gazetecileri Der-
neği’nin (EGD), bu yõl
ikincisini düzenlediği
“Ekonomi Basını Ba-
şarı Ödülleri” sahiple-
rini buldu.
Cemile Sultan Korusu
İstanbul Ticaret Odasõ
Kandilli Tesisleri’nde
gerçekleştirilen “Yaza
Merhaba” kokteylinde
düzenlenen ödül töreni-
ne, 400’e yakõn EGD
üyesi ekonomi gazete-
cisi, iş dünyasõ ve siya-
setçilerinde bulunduğu
1000’e yakõn davetli ka-
tõldõ. En iyi haber kate-
gorisinde yazõlõ basõnda
Kerim Ülker, Görsel
Basõnda Sinem Yön-
dem, internette Metin
Can ödüle layõk görüdü.
Bülent Yardımcı Ödü-
lünü Neşe Karanfil, Ne-
zih Demirkent ödülünü
ise Metiner Sezer aldõ.
Maliye Bakanõ Mehmet Şimşek, bazõ Arap ülkelerinde çok büyük sermaye ihracatõ yapõldõğõna dikkat çekti
Ekonomi Servisi - Maliye Baka-
nõ Mehmet Şimşek, Arap ülkelerin-
de sermaye ihracatõ yapõldõğõnõ belirtti
ve “Suriye, Lübnan, Mısır, Türki-
ye fark etmez. Önemli olan paranın
bölgede kalması” dedi.
Türk-Arap Ekonomi Forumu’nun
kapanõş oturumunda konuşan Şimşek,
Türkiye’nin, Arap dünyasõ açõsõn-
dan yatõrõm için, büyüme için çok
önemli bir yer olduğunu belirterek şu
saptamalarõ yaptõ:
Aramõzdaki ticaret hacmi
2009’da 29 milyar dolara indi. Bu ra-
kam 2002’nin 4 katõndan fazla, yine
de düşük bir rakamdõr. 2008’de 40
milyar dolardõ ve bunun 100 milyar
dolarlara çõkmasõ mümkündür.
Serbest ticaret anlaşmalarõ im-
zalandõktan, vize kõsõtlarõnõ kaldõr-
dõktan sonra bu rakam çok daha yu-
karõlara çõkar. Körfez bölgesindeki ve
Türkiye’deki hõzlõ tren projelerini
birbirine bağlamak önemli.
Bazõ Arap ülkelerinde çok büyük
sermaye ihracatõ yapõlõyor. Fakat bu
paranõn hemen bu bölgede tekrar
kullanõlmasõ ve yatõrõm güzergâhõ
olmasõ önemli. Suriye, Lübnan, Mõ-
sõr, Türkiye fark etmez. Önemli olan
bu paranõn bu bölgede kalmasõ. Bu di-
namizmden yararlanmalõyõz. Nüfus-
lar çok genç. Bu nüfus yapõsõnõ, ya-
põsal reformlarla birleştirdiğinizde
kişi başõna milli geliri artõrmak için
elinizde doğru reçete olmuş oluyor.
Türkiye ve Arap ülkeleri son
200-300 yõllõk düşüşü geriye çevire-
cekse, daha performansa dayalõ kül-
türle yapmalõyõz, verimi arttõrmalõyõz,
daha yenilikçi olmalõyõz, Ar-Ge’ye
daha çok kaynak ayõrmalõyõz, insan-
lara yatõrõm yapmalõyõz. Başlangõç
noktamõz rekabete izin vermektir.
Rekabet olmadan şirketler, bireyler ve
ülkeler kendilerine çekidüzen vermez.
Hisarcõklõoğlu, AB kaynaklarõndan işletmelere 74 milyon Avro sağladõklarõnõ bildirdi
Verheugen TOBB’nin danışmanı
İlişki koparsa İsrail zararlõ çõkar
Ekonomi Servisi - İngiliz Financi-
al Times (FT) gazetesi, Türkiye ile İs-
rail arasõndaki anlaşmazlõğõn, iki ülke
ticari ilişkilerine zarar verdiğini yazdõ.
Gazetenin Ankara ve Kudüs muha-
birlerinin kaleme aldõğõ haberde, Tür-
kiye’de diplomasiyle ticaretin el ele yü-
rüdüğüne, bakanlarõn yurtdõşõ ziya-
retlerine beraberlerinde çok sayõda iş
adamõnõ götürdüğüne dikkat çekildi.
İlişkilerin kötüye gitmesinin turiz-
me olumsuz etkisine de dikkati çeken
FT, Davos’tan sonra çok sayõda İsrailli
turistin Türkiye tatillerini iptal ettiğini
ve 2009’da yarõ yarõya indiğini kay-
detti. 2008’de 3.5 milyar dolar olan iki
ülke ticaretinin, geçen yõl yüzde 30
düştüğüne dikkat çekilen haberde,
İsrailli yetkililerin bunu hem küresel
ekonomik krize, hem de kötüleşen si-
yasi ilişkilere bağladõğõ belirtildi. Ha-
berde, “Ticaret söz konusu oldu-
ğunda, açık şekilde asıl muhtaç
durumda olan ortak İsrail. Ayrıca,
Türkiye Arap ülkeleriyle ticareti ar-
tırıyor, dün Lübnan, Suriye ve Ür-
dün’le yeni bir ticari anlaşmaya
vardığını açıkladı” denildi.
Gazete akõllardaki sorunun, “Hü-
kümet düzeyinde düşmanlıkların,
savunma teknolojisinden Türki-
ye’nin Yahudi inançlarına göre
hazırlanmış çikolata ihracatına ka-
dar özel sektör ilişkilerine daha ne
kadar yayılabileceği” olduğunu kay-
detti ve gerginlikten THY ile Zorlu
Enerji Grubu’nun da olumsuz etkile-
nebileceğini belirtti.
Ekonomi Servisi - Türkiye Oda-
lar ve Borsalar Birliği (TOBB) Baş-
kanõ Rifat Hisarcıklıoğlu, eski Av-
rupa Komisyonu Başkan Yardõm-
cõsõ Günter Verheugen’in 1 Nisan
2010 tarihinden itibaren,
TOBB’nin AB ve Almanya’dan
sorumlu danõşmanlõğõ görevini yü-
rüttüğünü söyledi.
Hisarcõklõoğlu, TOBB ETÜ’de
düzenlenen toplantõda, Verheugen’in
Federal Alman siyasi hayatõnõn
önemli figürlerinden olduğuna işaret
eden Hisarcõklõoğlu, şöyle konuştu:
“AB’nin 1997’de Türkiye’yi ge-
nişleme süreci dışında bırakan
zirve kararının değişmesinde, Ger-
hard Schröder’le birlikte ciddi bir
katkı sağlamış ve 1999’daki AB
Zirvesi’nde, Türkiye’nin AB ka-
tılım sürecindeki adaylık konumu
teyit edilmiştir... Verheugen, 2004
yılında Türkiye ile katılım müza-
kerelerinin açılmasını öneren Av-
rupa Komisyonu İlerleme Rapo-
ru’nun ana aktörlerindendir.”
Günter Verheugen’in 2005-2010
yõlõ şubat ayõna kadar, AB komis-
yonunun işletmeler ve sanayi poli-
tikalarõndan sorumlu başkan yar-
dõmcõlõğõ görevini yürüttüğünü, özel-
likle küçük işletmeler şartõ ile Avrupa
iş dünyasõnda, KOBİ’lerin hamisi
olarak ün yaptõğõnõ anlattõ.
Hisarcõklõoğlu, TOBB olarak iş-
letmelerine dönük olarak AB fonla-
rõndan bugüne kadar yaklaşõk 57 mil-
yon Avro tutarõnda kaynak sağla-
dõklarõnõ üç yeni proje ile de 2 yõl
içinde, yaklaşõk 16.7 milyon Avro
sağlayacaklarõnõ belirtti. Buna göre
TOBB AB kaynaklarõndan işletme-
lerinin rekabet gücüne yaklaşõk 74
milyon Avro kaynak aktardõ.
2. ÇEYREKTE ÇİFT
HANELİ BÜYÜME
OLASILIĞI DÜŞÜK
Maliye Bakanõ Mehmet Şimşek,
Türk-Arap EkonomiForumu’nda ga-
zetecilerin sorularõnõ yanõtlarken Tür-
kiye ekonomisine ilişkin şunlarõ söy-
ledi:
Ekonomi hõzlõ büyüme trendine
girince, enerji fiyatlarõ da yükselince ca-
ri açõk genişliyor; cari açõk finansma-
nõ konusunda kaygõ yok.
Orta vadede cari açõğõn aşağõ çe-
kilmesini istiyoruz buna yönelik de ted-
birler alõyoruz.
Cari açõğõn yakõn dönemde sõfõr-
lanmasõ gündemde olan bir konu değil.
İlk çeyrekte büyüme yüzde 10-14
arasõnda olabilir.
* İkinci çeyrekte büyümenin çift ha-
neli olma olasõlõğõ düşük.
Bütçe hedeflerimizi tutturaca-
ğõz, hedeflerden çok daha iyi perfor-
mans gösteriyoruz.
Avro’nun değer kaybõ kõsa vadede
bizim için olumsuz.
Avro’nun değer kaybõnõn uzun va-
dede çok büyük etkisi olacağõnõ tahmin
etmiyorum.
Avrupa’nõn rekabetçi hale gelmesi
Türkiye’ye uzun vadede olumlu yan-
sõr. (Reuters)
TÜRKİYE İÇİN NE DEDİ?
ZİRAAT, SURİYE’DE
ORTAK BANKA
KURACAK
Suriye Maliye Bakanõ Muhammed
el Hüseyin, yõl sonuna kadar Suri-
ye’de Ziraat Bankasõ’nõn yüzde 60’a
kadar pay sahibi olacağõ ortak bir ban-
ka kuracaklarõnõ söyledi.
Türk-Arap Ekonomi Forumu sõra-
sõnda gazetecilerin sorularõnõ yanõt-
layan Hüseyin, Ziraat Bankasõ yet-
kilileri ile iki hafta içinde bir araya ge-
leceklerini belirterek, “Ziraat Ban-
kası ile bir araya geldik. Ziraat
Bankası Suriye’de banka kura-
cak, onlara yüzde 60’a kadar pay
verebiliriz, geri kalan yüzde 40
Suriyeli bir ortağın olacak. Suriyeli
ortak kamudan ya da özel sektör-
den olabilir. Ziraat Bankası ile
dün görüştük, gelecek iki hafta
içinde Şam’da bir araya geleceğiz
ve kurucular üzerinde anlaşmaya
varacağız” dedi ve ekledi: “Ziraat
Bankası başvurusunu tamamlayıp
bize verirse, lisansı bu yıl sonundan
önce vermeye söz verdim.”
Suriye yasalarõ bankalarõndaki ya-
bancõ yatõrõmcõlarõn payõnõn en fazla
yüzde 60 olmasõna izin veriyor. Hü-
seyin, 9 Haziran’da Reuters ile yap-
tõğõ söyleşide, Türk bankalarõnõn Su-
riye’deki bankalarla ilgilendiklerini
belirterek, bu kapsamda Ziraat Ban-
kasõ ve Akbank ile görüşeceklerini
söylemişti.
PAYI YÜZDE 60
BÖLGELER ARASI
BANKACILIK
GÜÇLENDİRİLMELİ
Lübnan Merkez Bankasõ İkinci
Başkan Yardõmcõsõ Muhammed
Baasiri, Türkiye ve Arap dünyasõ ara-
sõnda işbirliğinin arttõrõlmasõ konu-
sunda bankacõlõk sektörü açõsõndan
bölgeler arasõ bankacõlõğõn yeni şu-
belerle ve stratejik ittifaklarla güç-
lendirilmesi gerektiğini kaydetti.
Baasiri, Türkiye ve Arap ülkeleri
arasõnda işbirliğinin arttõrõlmasõ ko-
nusundaki çabalarõn pratiğe dönüş-
türülmesinin önemine işaret ederek,
bu konuda bankacõlõk sektörü açõ-
sõndan hedefler ve atõlacak somut
adõmlara değindi. Bölgeler arasõ ban-
kacõlõğõn yeni şubelerle ve stratejik it-
tifaklarla güçlendirilmesi gerektiğini
söyleyen Baasiri, “Şubeleşmeyi art-
tırmalıyız. Türk bankaları Arap
dünyasında şubeler açmalı, Arap
bankaları Türk piyasasına girme-
li” dedi.
Türkiye’de her üç
çocuktan biri çalõşõyor
İstanbul Haber Servisi - Tür-
kiye’de 7 ile 14 yaş arasõndaki her
üç çocuktan biri çalõşõyor ve çocuk
işçiliği sayõsõ her geçen gün artõyor.
Ülkemizde ve dünyada sorun
olan çocuk işçiliğine toplumun
dikkatini çekmek amacõyla 12
Haziran Dünya Çocuk İşçiliği ile
Mücadale Günü İstanbul’da da bir
dizi etkinlik ile kutlanacak. Et-
kinlik kapsamõnda bugün saat
10.00’da Galatasaray Lisesi
önünden Taksim Atatürk Anõ-
tõ’na yürüyüş düzenlenecek ve
anõta çelenk konulacak.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun
(TÜİK) verilerine göre ülkemizde
958 bin çocuk işçi bulunuyor. TÜ-
İK’in 2006 Çocuk İş Gücü Anke-
ti’ne göre Türkiye’de, altõ ile 17 yaş
arasõnda, tespit edilebilen 958 bin
çocuk işçi bulunuyor.
Bu işçilerin 632’sinin erkek,
326’sõnõn da kõz çocuğu olduğu,
çocuklarõn yüzde 40.9’unun ta-
rõm sektöründe, yüzde 59.1’inin
tarõm dõşõ sektörlerde çalõştõrõldõğõ
belirtiliyor.
Çocuklarõn yüzde 53’ü ücretli,
yüzde 2.7’si işveren hesabõna, yüz-
de 43.8’i aile yanõnda ücretsiz
olarak iş görüyor. Uluslararasõ Ça-
lõşma Örgütü’nün 2006 raporunda
ise dünyada toplam 217.7 milyon
çocuk işçi olduğu kaydediliyor.
‘BARIŞ İÇİN SANAYİ’ PROJESİNİN
GELECEĞİ ÜLKELERE BAĞLI
Para bu bölgede kalsõnBakan Şimşek, Türk-Arap Ekonomi Foru-
mu’nda “Suriye, Lübnan, Mõsõr ya da Türkiye fark
etmez. Önemli olan paranõn tekrar bölgede kulla-
nõlmasõ” diye konuştu. Şimşek işbirliği olanaklarõ-
nõn genişliğine dikkat çekti.
LÜBNAN MERKEZ BANKASI
EGD
ödülleri
sahiplerini
buldu
Günter Verheugen’in küçük
işletmeler şartõ ile Avrupa iş
dünyasõnda, KOBİ’lerin
hamisi olarak ün yaptõğõnõ
anlatan Hisarcõklõoğlu, “Bize
yol göstermeye başladõ” dedi.
TOBB’nin AB katõlõm sürecini Türkiye’nin ekono-
mik, siyasi ve sosyal dönüşüm çabalarõnõn çõpasõ ola-
rak gördüklerini, bu nedenle daima Türkiye’nin AB
üyeliğinin arkasõnda olduklarõnõ ifade etti. İş dünyasõnõn AB’ye üyeliğin gerektirdiği intibak sürecine destek olmak
için bir dizi kapasite inşa çalõşmasõnõ 2001 yõlõndan sonra gerçekleştirdiklerini belirten Hisarcõklõoğlu, işletmele-
rin AB katõlõm sürecini daha iyi anlamalarõnõ kolaylaştõracak bir dizi projeyi de geliştirip uyguladõklarõnõ anlattõ.
AB dönüşümün çõpasõ
TOBB Başkanõ Rifat
Hisarcõklõoğlu, Filistin’de
yürütülen “Barış İçin Sanayi”
Projesi’nin devamõ için
Türkiye, Filistin ve İsrail’in
desteği gerektiğini, son
yaşanan gelişmeler sonrasõnda
“devamı noktasında karar
verilirse devam etmeye hazır
olduklarını” söyledi.
Hisarcõklõoğlu, gazetecilerin
sorularõnõ yanõtlarken
gelişmiş ülkelerin
ticaretlerinin yüzde 50’sini
komşularõyla
gerçekleştirdiklerini,
Türkiye’nin komşularõyla
ilişkilerinde “müthiş bir
düşüklük” olduğunu söyledi.
Geldikleri aşamada, Batõ
Şeria’da Cenin bölgesindeki
bir yerin sanayi bölgesi
kurulmasõ için TOBB’ye
tahsis edildiğini belirten
Hisarcõklõoğlu,
son gelişmeler sonrasõnda
Türkiye’nin alacağõ kararõn
önemli olduğunu söyledi.