13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 28 MAYIS 2010 CUMA 6 HABERLER BİR BAKIMA SERVER TANİLLİ Geleceğe Bakmak... TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ [email protected] - www.mehmetfarac.com Güvenlik güçleri İran-Irak sınırı ile Güneydoğu kırsalında terör örgütüne yönelik operasyonları sürdürürken son günlerde iç siyasette yaşanan gelişmeler Kürt çevrelerinde de yoğunlukla tartışılıyor. Medyanın bir bölümü AKP’nin Güneydoğu meselesini 8 yılda kangrenleştirmesini bir yana bırakıp CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu etnik siyaset üzerinden sıkıştırmaya çalışıyor... Oysa kadrolarını dahi belirleyemeyen Kılıçdaroğlu’na liderlik yolculuğunun henüz başında, özellikle Kürt meselesi konusunda haksızlık yapıldığını herkes kabul ediyor. Kamuoyunun, bölgedeki sorununun boyutlarının sosyo-politik, sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik açıdan saptanabilmesi ve çözüm yolları aranması için Kılıçdaroğlu ve kadrolarına zaman tanıması gerekiyor. “Kürt açılımı”nın fiyaskoyla sonuçlanmasıyla birlikte Güneydoğu sorununun çıkmaza girmesinden AKP’yi sorumlu tutan BDP-PKK- Öcalan çizgisi ise örgüte yönelik operasyonlar yoğunlaşırken çözüm üretmeye çalışıyor!.. PKK yöneticilerinden Murat Karayılan’ın 22 Mayıs’ta, The Economist aracılığıyla yeni bir “ateşkes” çağrısı yapması bu kapsamda değerlendiriliyor. Karayılan “Öcalan ev hapsine alınmalı, askeri operasyonlar durmalı ve tutuklu BDP’liler serbest bırakılmalı” demişti!.. Karayılan’dan sonra İmralı’da yatan Abdullah Öcalan da ilginç çıkışlar yapmaya başladı. Daha 15 gün önce, “31 Mayıs’a kadar bir gelişme olmazsa geri çekilirim” diyen Öcalan, geçen çarşamba günü avukatlarıyla yaptığı görüşmede ise Güneydoğu’daki sorunun dönüp dolaşıp kendisinin önüne geleceğini söyledi!.. AKP’nin kamuoyundan gizlediği 156 sayfalık yol haritasında “insan hakları ve demokrasi şartı”na vurgu yaptığına dikkat çeken Öcalan, “Toprak bütünlüğü ve sınırlar diyorsunuz, tamam diyoruz” demişti!.. Hükümete seçim barajının düşürülmesi çağrısı da yapan Öcalan, AKP’nin çöküş gerekçelerinden birinin de “Kürt sorunu” olacağını belirterek şöyle konuşmuştu: “Bu sorunu halletmezseniz zaten üç ay sonra gidersiniz. Ayaklarının altındaki toprak kayıyor. İşte görüyorsunuz Kılıçdaroğlu geliyor. Başbakan’a diyorum ki sen çözmezsen Kılıçdaroğlu çözecek.” Öcalan’ın bundan sonraki sözleri ise daha dikkat çekiciydi. Belki de ilk kez “silah bırakılması” konusunda ipuçları veren örgüt liderinin aşağıdaki sözlerinin de dikkatle irdelenmesi gerekiyor: “Silah bırakmak istediklerinde silahları nereye bırakacakları belli değil. Bütün bunlar kiminle konuşulacak? BDP’yi aşıyor derken bunu kastediyorum. Burada KCK devreye girmelidir. Onlar da bana soracak, bana bakacaklardır.” Peki, şiddetin durdurulması konusunda olumlu gelişmeler olmaz ve Öcalan 31 Mayıs’tan itibaren geri çekilirse neler yaşanabilir?.. Öcalan kendi sorduğu bu soruya çok tartışılacak bir yanıt vermiş: “Devlet PKK’ye ağır saldırılarla ciddi kayıplar verdirebilir. İkinci seçenek ise KCK ortaya çıkarak sorumluluk üstlenebilir; demokratik özerkliği ilan ediyoruz diyebilirler.” Güneydoğu’da çatışmalar sürerken olaya müdahil olmaktan artık kaçınacağını açıklayan Öcalan’ın ani bir manevrayla “silah bırakmak”tan söz etmesi çok tartışılacağa benziyor! Peki, ya PKK’liler?.. Son operasyonlarla birlikte örgütün ağır kayıplar vereceğinden endişe eden Öcalan’ın satır aralarındaki mesajlarından nasıl bir sonuç çıkaracaklar acaba?.. Anlaşılıyor ki, bir yandan şiddeti dayatma yöntemi olarak kullanan PKK, diğer yandan Öcalan’ın da baskısıyla çözüm yolları aramaya yönelecek! Önümüzdeki günler Güneydoğu açısından ilginç tartışmalara ve gelişmelere gebe olacak!.. Öcalan Ne Demek İstiyor?.. Medya Güneydoğu’daki sorunu irdelerken genellikle etnisite üzerinde yoğunlaşıyor. Evet, siyasallaşan Kürtçülük sosyo- kültürel açıdan ciddi beklentileri dayatıyor... Ancak aynı zamanda ekonominin bölgedeki sorunların temellerinden biri olduğu da göz ardı ediliyor!.. Yalnızca yoksulluk, işsizlik ve geri kalmışlık değil, feodalitenin körüklediği şiddet ve gericiliğin tetiklediği sosyal sorunlar da çözüm bekliyor... İşte tüm bu sorunları barındıran bir acı haber... Mardin’in Mazıdağı ilçesine bağlı Bilge Köyü’nde 4 Mayıs 2009’da bir düğün evine yapılan silahlı baskında 7’si çocuk, 16’sı kadın toplam 44 kişi öldürüldü!.. Devlet, medya ve kitle örgütleri katliamdan geriye kalanların acılarını dindirmek için harekete geçti. Kimi oyuncak dağıttı, kimi mahzun kalmış bebeleri kucağına alarak merhamet pozları verdi... Anne ve babalarının mezarları üzerinde, bilinmezliğin sonsuzluğunda ve çaresizliğin girdabında gözyaşı döken çocukların görüntüleri şaşkınlık ve dehşet içindeki hafızalara kazındı... Feodal şiddetin yarattığı ölüm tümseklerinde “Anaaa” diye çığlık atan minikler ise katliam akşamı evlerine gittiklerinde önlerine bir tas çorba koyacak analar bulamadı!.. İşte onlar o geceden itibaren sahipsiz kalmış kediler gibi yoksulluğun yorganına sarıldı... Babaları da ölmüştü onların... Virane kalmış evlerde bakır kazanların altına tezek sürülemiyordu artık!.. Cehaletin kini, sahipsiz kalmış evlerin çaput sofralarını bir kenara atmıştı!.. İşte bu manzaralar Bilge Köyü’ndeki acıyı katmerleştirirken devlet bir adım daha attı... Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın kurduğu aşevi çocuklara yemek dağıtmaya başladı. Ancak devletin gönderdiği 392 bin TL önceki hafta tükenince aşevi kapatıldı!.. Anasız babasız yavrular ise peynir ekmeğe mahkûm kaldı! Köy Muhtarı Abdurrahman Çelebi’nin aşevi için Valilik ve Kaymakamlığa yaptığı başvurulara olumlu yanıt verilmedi. Devletin kendilerini acıları ve sorunları ile baş başa bıraktığını öne süren Çelebi, “61 çocuk perişan. Kimi annesini, kimi babasını sayıklıyor. Ben bu çocuklara ne yapacağım” diye isyan etmiş!.. Şimdi buradan iki sorumluya çağrı yapmak istiyorum. Acaba Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, Bilge Köyü’nde açlığa terk edilmiş çocukların çığlığını duyabiliyor mu?.. Ya da MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural’ın Urfa’da bir çocuğa ayakkabı boyatmasını “utanç verici” olarak niteleyen Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu yatağında rahat uyuyabiliyor mu?.. Bilge Köyü’nde Aç Bebeler!.. 24-25 Mayıs’tan ileriye büyük umutlarla bakmanın nedeni çok. Ama nedensiz, boş gözlerle aranan, yığınla inanan insan, oraya buraya bakıyor; herhalde, büyük bir kızgınlık içinde... CHP, iki oy farkıyla, çok önemli bir toplantı yaptı. Başa Kılıçdaroğlu’nun geçmesi, yeni bir ufka bakmanın işaretleri ile dolu: Sosyalist değil, sosyal demokrat bir geleceğin işaretlerini haber veriyor. Gerçekleştiğinde sevinmek çok anlamlı değil mi? Elimizdeki Türkiye, AKP’nin iktidarında, son yedi- sekiz yılda, korkunç bir kuşatmanın cenderesinde boğulmanın içinde: Kömür zenginliğini, 30 güçlü emekçi varlığını da şu son günlerde, yerin 500 metre derinlerinde ölüme kaptırdı. Bu ölüm gökten gelmiyor; emperyalizmden geliyor. Bu, öyle bir şaşkınlıktır ki, mezarlarına hüviyetleri karıştırarak gömüyor. Gelip bu noktada, ölülerimize nasıl sahip çıkacağız; bu iktidarla mı? Kılıçdaroğlu’nun iktidarı, size en azından bunu verecektir: Bu kurtuluşu görmeyip, ötede, “Kürt sorunu en önemlisi” diye boş boş konuşuyor adam! Hayır, Türkiye’nin sorunlarına iki gözle birlikte bakmak yerine, birini kapatıyor, tek gözle aranıyor; Türkiye’ye, elde olan olanaklarla bakmalıdır. Kılıçdaroğlu, size bir “sosyal demokratlık” deyip çok şeyler verecektir; hemen onu elde tutunuz! Hızlı hızlı “devrim” diye bata çıka değil, adımlarınızı sağlam yere basarak yürüyeceksiniz! Kılıçdaroğlu’nun zaferinden bahsediyoruz; yeni bir CHP var, bir dönem bitti, yeni bir hedef, bunu boş bir iddia olmaktan çıkarıp, elle tutulur bir geleceğe dönüştürmek de bizlere bağlı... Şimdi, sırada sorunlar var: Başta, gerçekten demokrat bir anayasa olmalı: Özellikle 12 Eylül’ün mirası bir anayasaya ve iktidara kapıları kapatan, bir iktidar ve özgürlükler düzenini hayata geçirmek. Türkiye’nin geleceği halk, emekçi halktır bir yerde; köylüdür, işçidir, esnaftır. Özetle “güçlü yürütme”, başta bu halkın çıkarları içinse iktidarda olmalı. Doğallıkla, emperyalizme karşı bir Türkiye: Demokrat siyasal partiler ve seçim yasaları; bu arada, seçim konuları, “temsilde adalet ve istikrar ilkelerini bağdaştıracak biçimde” düzenlenmeli. Türkiye’de, “temsilde baraj”, “yönetimde istikrar” ilkesi gözetiliyor, ancak “temsilde adalet” göz ardı ediliyor ki, göz önünde tutulmalı... Şu sorunların da üstünde durulmalıdır: Madenler, Türkiye’nin zenginliği mi, yoksa ölüm tuzağı mı? Maden Yasası’nı yapmak gecikmedi mi? Yargı üstünde de durulmalı: Silivri’de büyük bir adaletsizlik sürüyor... Silivri’de, kapıları kilitli düzen, bir an önce yıkılmalı diye bekliyorduk. Peki ne zaman? Madenler ölüm tuzağı mı? Hükümet ve cemaat kuşatması ne zaman kırılacak? Kılıçdaroğlu, çok önemli şeyler söylüyor. İzliyor musunuz? İşte, kimi önemli sorular! Bir dost gazetecimiz vardı: Mustafa Ekmekçi. Şimdi hayatta olsaydı, kim bilir nasıl bir velvele koparırdı. Şimdi, onun ölüm tarihi ayındayız; başka gazeteci kuşağı mücadeleyi sürdürüyor. Ekmekçi’ye rahmetler diliyoruz... FİGEN ATALAY Ortaöğretime Geçiş Sistemi deği- şiyor. Bu yõl ilköğretim 5. sõnõfta öğrenim görenler, büyük olasõlõkla se- neye SBS’ye girmeyecekler. SBS’nin kademeli olarak tamamen kaldõrõlmasõ ve tüm liselerin Anadolu Liseleri’ne dönüştürülmesi gündemde. Koşulla- rõ uygun olmayan liseler ise Meslek Liseleri olarak öğretim verecek. Sis- temle ilgili değişiklikler, önümüzde- ki günlerde Milli Eğitim Bakanõ Ni- met Çubukçu tarafõndan açõklanacak. İlköğretim 8. sõnõf öğrencileri 5 Ha- ziran’da Seviye Belirleme Sõnavõ’na girecekler. Bu sõnavõn sonucu 8 Tem- muz’da açõklanacak. 7. sõnõf öğren- cileri 6 Haziran’da, 6. sõnõf öğrenci- leri ise 12 Haziran’da SBS’ye katõ- lacaklar. Bu sõnavlarõn sonuçlarõ ise 6 Ağustos’ta duyurulacak. 3 yõl boyunca sõnava girmek öğ- rencileri çok olumsuz etkiliyor. Bu ko- nuda yapõlan veli anketinin sonuçla- rõnõ ve akademisyenlerin raporlarõnõ değerlendiren Milli Eğitim Bakanlõ- ğõ uzmanlarõ, Ortaöğretime Geçiş Sistemi üzerinde çalõşmalar yapõyor. Türkiye Özel Okullar Birliği Baş- kanõ Cem Gülan, SBS’nin kaldõrõl- masõnõn özel okullarõn aleyhine ol- duğuna dikkat çekerek, “Buna rağ- men ‘önce çocuk’ prensibiyle SBS’nin kaldırılmasını istiyoruz. Bunun yerine Türkiye çapında, durum tespiti için SBS benzeri sı- navlar yapılabilir. Bu sınavlar, kaygı yaratmayacak şekilde, öğ- renciye, öğretmene ve okula nere- lerde eksiği olduğunu göstermeyi amaçlamalı, ortaöğretime yerleş- tirmede kullanılmamalı” dedi. 5 Haziran 2010 Cumartesi günü SBS’ye girecek 8. sõnõf öğrencileri, bu sõnavla birlikte üç yõllõk maratonlarõ- nõ sonlandõrmõş olacaklar. Ancak he- yecanlõ bekleyiş burada bitmiyor, öğrenci ve veliler sõnav sonuçlarõnõ öğrendikten sonra bu kez de tercihler süreci içine girecekler. Fen Bilimleri Dershanesi SBS Reh- berlik Birimi uzmanlarõ, bu sõnavla- ra girecek öğrenciler için her yö- nüyle SBS’yi anlattõlar. Yılsonu başarı puanı; öğrencinin derslerden aldõğõ yõlsonu puanlarõ, o derslere ait haftalõk ders saati ile çar- põlarak ağõrlõklõ yõlsonu puanlarõ he- saplanõr. Bu puanlarõn toplamõnõn, o derslere ait haftalõk ders saati topla- mõna bölünmesi ile de yõlsonu başa- rõ puanõ hesaplanõr. Puanlama 100 tam puan üzerinden yapõlõr, okuldaki her bir sõnõf için 6’ncõ, 7’nci ve 8’inci sõ- nõflardaki en yüksek puan 500 tam puana dönüştürülür. Sınıf puanı; o yõlõn seviye belirle- me sõnavõ puanõnõn % 70’i ve yõlso- nu başarõ puanõnõn %25’i esas alõna- rak elde edilen puandõr. Ortaöğretime yerleştirme puanı; 6’ncõ sõnõfõn sõnõf puanõnõn (SP6) % 25’i, 7’nci sõnõfõn sõnõf puanõnõn (SP7) % 35’i 8’inci sõnõfõn sõnõf puanõnõn (SP8) % 40’õ toplanarak elde edilen puan- dõr. OYP ile tercih edilebilecek okullar Fen Liseleri Sosyal Bilimler Liseleri Anadolu Liseleri Anadolu Öğretmen Liseleri Anadolu Sağlõk Meslek Liseleri Sağlõk Meslek Liseleri Anadolu Meslek Liseleri Anadolu Teknik Liseleri Anadolu Tarõm ve Tarõm Meslek Liseleri Anadolu Tapu ve Kadastro Meslek Lisesi Adalet Meslek Liseleri Anadolu İmam Hatip Liseleri Anadolu Meteoroloji Meslek Lisesi 1- SBS zorunlu bir sınav mı? SBS zorunlu bir sõnav değildir. Merkezi sistemle (sõnavla) öğrenci alan ortaöğretim kurumlarõna yer- leştirmede kullanõlacak puana etkisi bakõmõndan öğrencilerin bu sõnavla- ra katõlmasõ tavsiye edilmektedir. 2- Sınava girmeyen öğrencinin durumu ne olur? Herhangi bir sebeple seviye belir- leme sõnavõna katõlmayan öğrencinin seviye belirleme sõnavõ puanõ, o yõla ait en düşük seviye belirleme sõnavõ puanõdõr. 3-Yurtdışında öğrenimlerini sür- dürdükleri için geçen yıllarda sı- nava giremeyen öğrencilerin du- rumu ne olacak? Yurtdõşõnda öğrenimlerini sürdür- dükleri için geçmiş yõllara ait SBS’ye katõlamayan öğrenciler bu öğretim yõ- lõnda isterlerse sõnavlara katõlabile- ceklerdir. Bu öğrencilerin sõnav pu- anlarõnõn hesaplanmasõ katõlmalarõ gereken yõldaki ortalamalar ve sap- malara göre hesaplanõr. 5- Özel eğitime muhtaç çocuklar SBS’ye nasıl girecek? Özel eğitime ihtiyacõ olan öğren- cilerin, sõnavlarda özür durumlarõna uygun hizmet alabilmeleri ve bu öğrencilerin bilgilerinin sisteme iş- lenmesi amacõyla; okul müdürlüğü- nün bağlõ bulunduğu Rehberlik ve Araştõrma Merkezi Müdürlüğü’ne (RAM) müracaat etmeleri zorunlu- dur. Özel eğitime ihtiyacõ olan öğ- rencilere, Rehberlik ve Araştõrma Merkezi Müdürlükleri tarafõndan MEBBİS-RAM Modülüne işlenen bilgiler doğrultusunda sõnav hizme- ti verilecektir. Sistemde bilgileri yer almayan öğrencilere, bu hizmet ve- rilemeyecektir. Özürlü öğrenciler, sürekli kullan- dõklarõ araç–gereç ve cihazlarõ ken- dilerinin getirmesi kaydõyla sõnavda kullanabilecektir. SBS maratonu başlıyor İlköğretim 8. sõnõf öğrencileri 5 Haziran’da, 7. sõnõf öğrencileri 6 Haziran’da, 6. sõnõf öğrencileri ise 12 Haziran’da Seviye Belirleme Sõnavlarõ’na girecekler B A Ş A R I S I R A L A M A S I N A D İ K K A T ! Öğrenci ve veliler tercih yaparken öğrencinin OYP’sinden önce Genel Başarı Sıralamasını dikka- te almalıdır. Öğrencinin Genel Başarı Sıralamasıy- la tercih edeceği okulların bir önceki yıl sahip olduğu Genel Başarı Sıralaması karşılaştırılmalıdır. Başa- rı Sıralaması puandan daha sağlıklı bilgi verir. Tercihler sõralanõrken puanõna göre büyükten kü- çüğe, başarõ sõralamasõna göre küçükten büyüğe doğ- ru sõralanmalõdõr. Öğrenci ve veliler tercih listelerini yapmadan ön- ce okullarla ilgili bilgi sahibi olmaya çalışmalıdır. Okulun eğitim programı, yabancı dil eğitimi, hazır- lık sınıfının olup olmaması, kontenjanı, pansiyon du- rumu, okulun bulunduğu yer, üniversite giriş sına- vı başarısı, sosyal-kültürel-sportif etkinlikleri gibi özel- likleri öğrenilmelidir. Öğrenci gitmek istemediği hiçbir okulu tercih- lerinin arasõna yazmamalõdõr. Unutmayalõm ki, ikin- ci ve üçüncü yerleştirmelerde tercih listemizi değiştirme şansõmõz yok. Öğrenciler tercih listelerinin ilk sıralarına kendi başarı sıralarının üstünde başarı sırasına sa- hip okulları yazarak başlayabilirler. Listenin büyük bölümüne kendi başarı sıralarına yakın, kazanma ih- timallerinin yüksek olduğu okulları, listenin son sı- ralarına ise kendi başarı sıralarından daha düşük ba- şarı sırasına sahip okulları yazmalı yani garanti ter- cih yapmalıdırlar. Tercih yaparken okullarõn özel başvuru şartlarõ göz ardõ edilmemelidir. Başvurulara 3. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Se- viye Belirleme Sınavları’na (SBS) çeşitli nedenlerle başvuramayan adaylar için dünden itibaren sı- navın yapılacağı tarihten iki gün öncesine kadar başvuru yapma imkânı tanıdı. Bu uygulama kap- samında SBS’ye başvuran adaylar sınava yedek salonlarda girebile- cekler. MEB SBS başvuruları için 8-26 Mart 2010 tarihleri arasında öğ- rencilere süre tanınmış, daha son- ra taleplerin yoğunluğu gerekçe- siyle 5-9 Nisan 2010 tarihleri ara- sında ek süre verilmişti. MEB yet- kililerinden alınan bilgiye göre, 6, 7 ve 8. sınıflara yönelik SBS için çeşitli nedenlerle başvuramayan toplam 583 bin aday tespit edildi. Çeşitli nedenlerle başvuramayan bu adayların, sınav ücretini yatır- maları koşuluyla başvuru yapa- bilmeleri kararı alındı. Adaylar, dünden itibaren sınavın yapılaca- ğı tarihten 2 gün öncesine kadar başvuru yapabilecekler. SBS’ye başvurmak isteyen aday- lar, MEB Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü (EĞİTEK) ile internet sitesinde yer alan tele- fonlar aracılığıyla veya dilekçeyle irtibat kuracak. İlgili birimler, başvurmak isteyen adaya banka hesap numarası verecek ve aday- lar sınav ücreti olan 10 TL’yi ya- tırarak, sınava başvurmuş sayıla- cak. Sınav ücretini ödeyen aday- ların isimleri ve sınava girecekle- ri yedek salonlar il milli eğitim mü- dürlüklerine bildirilecek. Adaylar sınava nerede gireceklerini il mil- li eğitim müdürlüklerinden öğre- nebilecekler. Adayların sınava gi- rebilmeleri için kimlik belgelerini bulundurmaları yeterli olacak. Sınav, tüm il merkezleri ile başvuru sayõsõna göre gerekli görülen bazõ ilçe merkezlerinde, yurtdõşõnda ise Lefkoşa, Trab- lusgarp, Riyad, Medine, Cidde, Tebük, Kuveyt, Aşkabat, Taş- kent, Bakû ve Bişkek’te ger- çekleştirilecek. İlköğretim 8. sõnõflarõn sõna- võ 5 Haziran 2010 Cumartesi, 7. sõnõflarõn sõnavõ 6 Haziran 2010 Pazar, 6. sõnõflarõn sõnavõ da 12 Haziran Cumartesi günü dü- zenlenecek. SBS tüm sõnav yer- lerinde Türkiye saatiyle 10.00’da başlayacak. SINAVLAR HAZİRANIN İLK YARISI ‘Eğitimde piyasa yöntemlerinden vazgeçilmelidir’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - İzmir’de 20-22 Mayõs tarihleri arasõnda gerçekleştirilen “Aramızdan Ayrılışının 50. Yılında İsmail Hakkı Tonguç Sempozyumu”nun sonuç bildirgesinde, eğitimin piyasalaştõrõlmasõ düşüncesinden vazgeçilmesi çağrõsõ yapõldõ. Etkinliğin sonuç bildirgesinde de, Milli Eğitim Bakanlõğõ’nõn eğitimi bir hak olarak algõlamasõ gerektiği belirtildi. İsmail Hakkõ Tonguç önderliğindeki Köy Enstitülerinin, yalnõz eğitim değil bilim, kültür, sanat ve yaşam biçimi hareketi olduğuna vurgu yapõldõ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle