13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İİPOLİTİK BİLİM Aykut Göker :/www. movasyon.org; [email protected] 'Matematikte yetkinlik'pek çok ülkede bilim politikasının değişmez maddesidir. Ya 'sanayide matematik'? Sanayide Matematik... o 'Biyoekonomi'den sonra 'Sanayide Matematik'! Bu başlıklar da gide- rekgaripleşmeye başladı, dermis'miz; bilemem. Benim için daha kötûsü, bu adam da yabancı raporlardan başlıklan alıyor, attyor yazısının başına, diye düşünülmesi... Bu ikinci târizde gerçek payı da yok değil hanil Aslında, ele aldığım konulardan önemli bir bölümünü yabancı kurumlar- ca yûrûtülen politika araştırmalannın sonuçlannı yansıtan yayınlardan aldığım doğru. Niçin yabancı yayınlar? Nedeni, günümüz Türkiye'sinin, geleceğini bilim ve teknoloji üstünlüğünde arayan bir ülke olmamasıdır. 0nun için bugün, bu ülkede, ulusal ölçekteki herhangi bir kurum bilim ve teknoloji alanında politika araştırması yapmıyor, yaptırmıyor. Arada biryapılsa bi- le, bu süreklilikkazanmıyor, sistematik olmuyor. Oysa geleceklerinibilim ve teknoloji üstünlüğünde arayan ülkeler bu üstünlüğü kazanmak ya da sürdürebilmek için bilim ve teknolojide ne yapmaları gerektiğini, sürekli olarak, politika araştırmalanyla belirlemeye çalışıyorlar. Bu araştırma- larda ortaya konan öngörüleri gerçekleştirmek için olabildiğince çaba gösteriyorlar. Uygulama sonuçlannı, ekonomik-toplumsal etkileri dahil, sürekli ve sistematik olarak değerlendiriyorlar. Sonuçta zengin biraraşürma literatürü ortaya çıkıyor. Bu bilimselli- teratüre giren temelkavramların da üreticisi oluyorlar. Bu köşede yansı- tılanlar da, daha çok bu kavramlarla örülmüş düşüncelerdir... Sözünü edeceğim "Sanayide Matematik" başlığını taşıyan rapor ("Report on Mathematics in Industry") ile "Sanayide Matematiği ûzendiriciMekanizmalar"başlıklıraporuda ("Reporton Mechanismsfor Promoting Mathematics-in-lndustry") OECD'nin Küresel Bilim Forumu hazırlatmış... Hazırlayansa Forum'a bağlı "Sanayide-Matematik Uzmanlar Grubu"... llki Jemmuz 2008', ikincisi 'Nisan 2009' tarihini taşıyor. Amaç, "matematikle sanayinin etkileşiminiarttırmanın ve [bu iki ayrı dünya ara- sında kurulacak] ortaklıktan sağlanacak yararı giderek çoğaltmanın ka- bul edilebilir mekanizmaları nasıl yaratılır" sorusuna yanıt bulmaktır. Bu sorunun ardındaki vizyonsa, "karşılıklı enformasyon alışverişinin, reka- bet öncesi aşamada serbestçe yapıldığı ve bilginin, matematik ve sana- yi topluluklannca, heriki tarafa da daha çok yarar sağlayacak biçimde paylaşıldığı ortaklıklann kurulmasıdır." Bu genel çerçeveye bağlı kalınarak, ilk raporda, içinde bulunduğu- muz on yılın 'sanayide matematik' konusundaki stratejik bakış açısı ana hatlarıyla ortaya konuyor ve bu alandakifaaliyetlerin entelektüel, ekono- mik ve toplumsal yönleriyle dolaylı etkileri ele alınıyor. ikinci raporday- sa, sözkonusu faaliyetlerle ilgili olarak, ilk raporda sayılan özendirici me- kanizmalara ilişkin daha açık ve kullanılabilecek bir liste sunuluyor. Ayrıca bu mekanizmalann işleyişine ve karşılaşılan sorunlara ilişkin dü- şüncelere de yer veriliyor. Ûzerinde en çok durulan özendirici mekanizmalardan biri, 'sanayide matematik' konusunun akademik bir disiplin olarak üniversitelerde yer alması ve bu konuya özgü, disiplinler arası akademik araştırma merkez- lerinin kurulması... Bu vesileyle öğreniyoru: ki, 15 ülkede, raporlan hazırlayanların da aşina olduğu, finansmanları genellikle kamu fonlanndan karşılanan böy- le merkezler ve pek çok akademik kuruluşun disiplinler arası araştırma merkezinde de bu konuda çalışan birimler var. Yine öğreniyoruz ki, bu dalda öğretim üyesibulmada sıkınalaryaşanıyor, hem matematikte aka- demik kariyere hem de yeterli sanayi deneyimine sahip eleman bulmak- ta zorluklarla karşılaşılıyor ve buna çare aranıyor. Dökümü verilen özendirici mekanizmalann hepsinden söz edecek değilim. Merak eden okuyuculanmızbu raporlara erişebilirler. Konunun ilginç yanı, ilk raporu hazırlayanlararasında TÜBİTAK-UlusalElektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsö'nden de biruzmanın yeralmış olması- dırfkriptolojiileri matematik uygulamalarının olduğu biralandır)... Ama, ikinci raporu hazırlayanlar arasında Türkiye gözükmüyor. Bunun nede- ni 'sanayide matematik'meselesi bir yana, ülkemizin, ömeğin matema- tik öğretimi konusunda geleceğe dönük hiçbirhedofmin olmaması mı- dıracaba? SAĞLIK Sindirim konusunda bilmediklerimiz.... * Sindirim sistemi, ağızdan başjayarak makat ya da anüse dek uzanan yaklajik 11 mctrelik bir kanaldan oluşur. * tnce bağırsaköylesine kıvnmlıdır ki, bu kıvrımlan oluşturan tütn katmanların yaklaşık 250 metrekareye varan alanı bir tenis kortunu kaplamaya yetcrlidir. * Romalı hekim Galen'e göre mide, "içimizdeki hayvanı uyaran ve onu yiyecek aramaya iten" yan-özerk bir varlıktır. * Midenin fuyolojik yapısıyla ilgili ilk temcl bil- gilerin birçoğunu 1825 yılmda, yarı Fransız-yarı Kanadalı bir askcrin iyileşmeyen kurşun yarasınm içi- ne yiyecek yerleştirerek sindirim sürecini inceleyen as- keri cerrah William Beaumont sayesinde edindik. * Birbayram ziyafetinde yediklerimizin sindiriltnesi yaklaşık 72 saat alabilir. Bu süreçte önce kar- bonhidratlı yiyecekler işlemden geçi- rilir. Ardından kızarmış tavuğun iyice pişmiş proteini, son ola- rak da yağlar işlemden geçi- rilir. • Bu tür yemeklerin sonrasında çoğu zaman ya- şanan o gcvşeklik duygusu- nun ya da rehavetin özcllikle hindi ve tavuk etinde bulunan "trip- rofan" adlı bir amino asitten kaynaklana bileceğine inanılıyor. Ne var ki, ctin içeriğindeki pro- teinler bu maddeyi büyük ölçüdc ctkisiz kılıyor. • Bol şekerli ve nişastalı yiyeceklerin mideye in- dirilmesi kan plazmasındaki triptofanın artmasına ve buna bağlı olarak da daha güçlü bir edci yaratmasına yol açabilir. • Bedenimizdeki serotoninin (ruh durumunu et- kileyen temel hor- monlardan biri) bü- yük bir bölümü başı- mızda değil, mide za- rında üretilir. * Sırf yedikleri-. nizi sindirirken yaktı- ğınız kaloriler harca- dığını: toplam enerji miktarının %5-15 ka- darını oluşturur. Sindirimi en fazla enerjiyi gerektiren be- sinler proteinler ve al- koldür. • Alkollü içkilerin etkisini azaltan bir enzim olan alkol dehidrogenaz kadınlarda erkeklere kıyasla %60 da- ha az üretilir. • Yutkunmayı engelleyen ender bir rahatsızlık olan "akalazya" ya da gevşeme bozuklugu, yemek bonısun- daki kaslan rahatlatan -ve kuşkusuz ona daha gençbir göriiniim de ka- zandıran- bir Botoks iğnesi ile gidcrilebilir. * Boya, te- beşirveçamurgi- bi yenmez mad- delere karşı anor- mal bir ijtah du- yulması biçimin- de kendisini bel- li cden bir tür ye- me bozuklugu olan "pika" has- talığına küçük (,XKukların yaklaşık %30'una varan bir bölümünde tanık olunabilir. Bu hastalığın nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, giddetli miktarda mine- ral eksikliğindcn kaynaklanabilcceğine inanılıyor. * Sindirimde etkili olan mide sıvı- lannın en başta geleni olan hidroklo- rik asit madenleri eritebilmesine karşın, mideye indirilen plastik oyuncaklar öbür uçtan ilk gün- kü gibi yeni bir biçimde çı- karlar. (Gelgelelim, bogulma tehlikesini yine de unutma- mak gerekir.) * Aynı durum mum boya, saçve sakız için de geçerlidir-söylentiler ne olursa olsun, bu maddcler yendiğinde bir- kaç gün içinde geçip giderler. * Ancak siz kolayhkla sindirilebilirsiniz. Pankreas yangısının verdiği sancı yagları sindirici enzimlerin pan- kreas bezinden çevredeki dokulara sızmasından ya da bir başka deyijle, sizi içeriden yiyip bitirmesinden kaynaklanır. * Su, enzimler, baz tuzlar, mukoza ve safra kalın bağırsağa giren yaklaşık 7.5 litre sıvıyı oluşturur. Yalnızca 6 yemek kaşığı kadar bir sıvı dışarıya çıkar. * Kalın bağırsağın bedensel sıvılan düzenleyici o harika özelliği olmasaydı, lıayvanlar kurak copraklarda barınamazlardı. * Bugüne dek kaydedilen en yüksek insan geğir- me sesi olan 107.1 desibellik ses bir zincir testerenin çı- karttığı sesin bir metre uzaklıktan duyulan şiddetine eşit. 2008 yılında kaydedilen bu rekor düzeydeki sesin kay- nağı Londralı Paul Hunn. * Kahverengi son günlcrin en çevreci rengi: 2005 yılında Ashden Sürdürülebilir Enerji Ödülü insan dış- kısından elde edilcn metan gazınm pişirme ocaklann- da kullanıldığı Ruanda'daki hapishaneye verildi. * Söz konusu uygulama tek başına 1.5 milyon do- larlık bir tasarruf sağladı. Bir de bunun dünya çapında uygulanmasının yaratabileceği sonuçlan düşünebiliyor musunuz! Rita Urgan.Kaynak: Discover
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle