Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ekonomi@cumhuriyet.com.tr
28 MAYIS 2010 CUMA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13
CMYB
C M Y B
PARA-META-PARA
MUSTAFA SÖNMEZ
Finans Kapitali
Dizginlemek Mümkün mü?
ABD’de Obama, Almanya’da da Merkel
yönetiminin ve Avrupa Merkez Bankası’nın finans
kapitali terbiye etmeye dönük çabaları, gündemin
baş köşesine oturdu. Yatırım bankacılığı
görünümündeki finansal sermayenin aşırı kâr
dürtüsünün dünyanın başına bu küresel kriz
felaketini açtığı ve terbiye edilmezse yeni balonlar
yaratarak yerkürede yeni kırılmalar yaratacağı
endişesi hâkim. Bu endişe, hem tek tek ülke
hükümetlerinde hem de IMF, Dünya Bankası, ABD,
AB Merkez Bankalarında var. Peki, finansal kapitali
terbiye etmek mümkün mü? Nasıl?
Hükümetlerin, hükümet üstü kuruluşların zaten
finans kapitalin güdümünde olduklarını, dolayısıyla
her tür spekülatif finansal atağa engel olacak
girişimleri, yasakları, yasa tasarılarını samimi
bulmayanlar da var, bu çabaları destekleyenler de.
Olguları anlamada en yetkin kuram, bir “bilim”
olduğunu bu kriz koşullarında da gösteren
Marksizm, devleti, egemen sınıfların baskı aracı
olarak tanımlar. Friedrich Engels’e ait bu tanım,
Marx’ın, Lenin’in siyasi metinlerinde de
geliştirilmiştir. Marx’ın 20’nci yüzyıl takipçileri
Gramsci, Sweezy, Baran, Althusser, Poulantzas,
Laclau, Miliband, Mandel gibi isimler, devlet-
egemen sınıf ilişkilerine, devlet teorisine katkıda
bulundular.
Marksist devlet kuramı, devleti, hâkim sınıfların
baskı aracı olarak görmekle beraber, “devletin
görece özerkliği” gibi daha rafine ve somut
durumları tahlilde işimize yarayan bir önermeyi de
içerir. Devlet, özellikle kriz koşullarında, hâkim sınıf
fraksiyonlarının çatışmalarını uzun bir hat etrafında
buluşturmak, sermaye-emek arasındaki çatışmaları
sistem içinde tutmak için “görece özerk”, adeta
sınıflar üstüymüş, hakemmiş gibi davranır.
Bugün olan biten de budur. Obama’sı, Merkel’i
ile dünyanın hegemonik gücü olan finans kapitalin,
son tahlilde, güdümünde olan hükümetler, krizdeki
sistemi ayakta tutmak için, tek tek finans kapitalin
zarar verdiği, spekülasyonla talan ettiği ve
çökmenin eşiğine gelen küresel kapitalizmi, onların
“bencil” saldırılarından korumaya kararlılar. G-20,
bunun için oluşturuldu, IMF’ye bunun için yeni
yetkiler verildi. Lehman Brothers’ın çöküşüne
engel olamadılar ama sonraki çöküşleri önlemek
için bütçe kaynaklarından (siz bunu halkın vergileri
diye okuyun) 5 trilyon doları bunun için yangın
söndürücü olarak kullandılar. Bu kadarı bile, finans
kapitalin zehirlediği bankacılık sistemini dezenfekte
etmeye yetmedi. Ayrıca, özellikle Avrupa’da bu
devlet müdahalesi, bankacılık krizini bu kez
devletin mali krizine dönüştürdü. Ortaya çıkan, ya
da halının altından taşan bütçe açıkları, devasa
kamu borç stokları ile, 2010, devletin mali krizi yılı.
Şimdi banka sistemi, toksik devlet kâğıtlarını
bünyesine almamaya ya da birbirinden virüs
kapmamak için, sakınmaya, içe kapanmaya
başladı. Dahası, ABD’de konut kâğıtlarını
balonlaştırarak spekülatif kârlar elde eden ama
sonunda balonun patlamasıyla krize yol açmakla
itham edilen bu spekülatif finans sermayesi,
alıştığından vazgeçmiyor. Başka balon alanları,
(petrol, altın, devlet kâğıtları vs.) ürünleri peşinde.
Bundan vazgeçemez. Çünkü tek tek finans
kapitaller de kendilerini suyun üstünde tutmak,
bunun için de ne gerekirse ona saldırmak
durumunda. Bu saldırıların, sistemi yeni krizlere
sürüklemesi ise hiç umurlarında değil. Sistemi, tek
tek sermayedarlar değil, kapitalist devlet, devlet-
üstü kurumlar düşünsün!.. Bu onların görevi.
Özellikle bu konjonktürde, şimdi “görece özerk”
görüntü ve davranışla, sistemi ayakta tutmak için
finans kapitalin dizginleri çekilmeye çalışılırken
sistemin enkazı da, düşürülen ücretler, artan
işsizlik, daha çok da bütçeler üstünden emek
sınıflarına yükleniyor. Hemen her ülkede vergiler
arttırılıyor, istihdam azaltılıyor, maaşlar düşürülüyor,
emeklilik hakları budanıyor, sosyal devlet hizmeti
daraltılıyor, güvencesizleştirmelerle emeğin maliyeti
düşürülmeye çalışılıyor. Bütün bunlar hem üst katta
(sermayeler arası) hem alt katta (sermaye-emek
arası) muazzam sınıf savaşları demek. Bu,
sermayeler arası bilek güreşi, hem ülkeler arası
hem bloklar arası yeni ittifaklar, el değiştirmeler,
iflaslar, yeni ticari savaşlar anlamına da geliyor.
Ticari savaşların, bölgesel ya da küresel bir
askeri savaşa, yeni bir bölüşüm savaşına
dönmemesini -insanlık adına- temenni etmekle
beraber, kapitalizmin daha önce iki dünya savaşı
çıkararak krizini aştığını unutmamak gerek.
Merkez kapitalist ülkelerde kopan bu fırtınaların,
küreselleşme marifetiyle, Türkiye gibi çevre
ülkelerin dışında kalmasının mümkün olmadığını
yeterince gördük. Kaçış yok! Emek sınıfları, kâr ve
sermaye birikimi üstüne kurulu ama sonuna
gelinen bu çürümüş kapitalist döngüde, kâinatın
ve insanlığın daha fazla tahribatına izin vermemek
ve geleceği kurtarmak için önce kendini savunmak,
sonra da bu çürümüşlüğün yerine yepyeni bir
dünya kurmak zorunda.
Bunun da tek yolu var: Örgütlenmek,
örgütlenmek, örgütlenmek...
mustafasnmz@cumhuriyet.com.tr
http://mustafasnmz.blogspot.com
Babacan’a göre, piyasada oligopol halindeki kuruluşlar da denetimi zorlaştõracak sayõda banka da sektöre zarar verir
Herparasõolanbankamõkuracak?
Babacan, “300 milyon dolarõnõ cebine koyup gelen
herkes Türkiye’de banka sahibi olabilir diye bir şey
yok. Biz işi sõkõ tutacağõz ki sektör sõhhatli bir şekilde
devam edebilsin” dedi.
İCAP EDERSE
BOL BOL VERGİ VERİRİZ
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim
Kurulu Başkanõ Ersin Özince, “Bizim vergi
vermekle ilgili bir problemimiz yok. Biz icap
ederse bol bol veririz. Türkiye’de vergiyi en
fazla veren ve toplayan sektör biziz” dedi.
Özince, BDDK’nin bankalara atamasõ yapõlacak
genel müdür ve genel müdür yardõmcõlarõ ile
Ankara’da görüşme isteğine ilişkin de, “Başkan
‘Bu konuda hiç hata yapmamak lazõm, böyle bir
şeyi bankacõlõk otoriteleri yapsalar iyi olur’
diyor. ‘Konuk etmek istiyoruz’ diyor. ‘Nezarete
almak istiyoruz’ demiyor” yorumu yaptõ.
Özince, sektörün 300 milyar lira üzerinde yeni
risk alabilecek düzeyde olduğunu ifade etti.
Tahvil ihracõna ilişkin ise Özince, ilgili
otoritenin muhtelif görüşmelerde o
gün itibarõyla bankacõlõk sektörünün
böyle bir ihraç yapmasõnõ uygun
görmediklerini ifade ettiğini, bunun
ileride uygun görmeyecekleri
anlamõna gelmediğini söyledi.
“İhtiyacı olan, bu borçlanmayı
ödeyecek kapasitesi olan
bankalar yapmaya
devam edecektir” diyen
Özince, İş Bankasõ’nõn
yurtdõşõnda tahvil
ihracõ
düşünebileceğini
belirtti.
D Ü N Y A D A N
İngiltere banka
vergisine karşı
İngiltere, AB
Komisyonu’nun,
gelecekteki olasõ mali
krizlerde finans
sisteminde sõkõntõ
yaratmasõnõ
engellemek için
bankacõlõk sektörüne
yönelik ön vergi
sistemi önerisine karşõ çõkõyor.
Financial Times gazetesi,
İngiltere’nin önerilen vergilerle
toplanan fonlarõn bankalara
“Nasõl olsa kurtarõlacağõz”
güveni vermesinden endişe
duyduğunu kaydetti. ABD
Hazine Bakanõ Timothy
Geithner, ABD ve Avrupa’nõn
finansal sistemin reforma
ihtiyacõ bulunduğu konusunda
anlaştõğõnõ söyledi. Geithner,
Almanya Maliye Bakanõ
Wolfgang Schaeuble ile
Berlin’de düzenlediği
toplantõda, “Düzenleyiciler ve
denetleyicilerin ekonomiyi
riskten korumada işlerini
yapabilmelerini sağlamak için
şeffaflığın sağlanması ve türev
piyasaların açıklığı üzerinde
kontrollere ihtiyaç bulunduğu
konusunda kapsamlı anlaşma
söz konusu” dedi.
IMF: Dolar
başrolde kalacak
Uluslararasõ Para Fonu (IMF)
Başkanõ Dominique Strauss-
Kahn, dolarõn uluslararasõ
sistemde ana referans para birimi
olarak uzun bir geleceği olduğunu
söyledi. Strauss-Kahn, 1969’da
IMF tarafõndan oluşturulan, IMF
ile diğer bazõ uluslararasõ
kuruluşlarõn hesap birimi olarak
işlev gören Özel Çekme Hakkõ
(SDR) gibi bazõ parasal araçlarõn
güçlendirilmesinin faydalõ
olacağõnõ ancak, bunun dolarõn
yakõn gelecekte rolünün azalacağõ
anlamõna gelmediğini ifade etti.
IMF Başkanõ, “Tıpkı ABD’nin
egemen ekonomi olması gibi
dolar da ana rol oynamaya
devam edecek ancak, diğer para
birimleri de yavaş yavaş önemli
rol oynayabilir” dedi.
Avro yine darbe yedi
Pekin’in elindeki Avro Bölgesi
tahvillerini azaltacağõ yönündeki
Financial Times haberi Asya
borsalarõnõ yukarõ çekerken,
Avrupa’nõn ortak para birimi
Avro’yu dolar karşõsõnda son
dört yõlõn en düşük seviyesine
çekti. Çin’in haberi
yalanlamasõnõn ardõndan
piyasalar yeniden yukarõ yönlü
harekete geçti.
Yurtiçi ve yurtdõşõnda yürüttüğü projelerin toplam tutarõ 2.3 milyar dolara ulaştõ
Anel Grup Doha’ya da yerleşti
Cidde’den Tripoli’ye,
Ukrayna’dan Kuveyt’e bölgedeki
en büyük projelerin elektrik
işlerini üstlenen Anel Grup
Doha’yõ da bitirmek üzere.
‘Kapasite 55 bin konuta bile yeter’
Efes Pilsen Spor Kulübü’ne çõkarõlan engel henüz taslak halinde
Ekonomi Servisi - Tütün ve Alkol Pi-
yasasõ Düzenleme Kurumu (TAPDK)
Başkanõ Mehmet Küçük, kamuoyunda
tartõşma yaratan tütün ve alkol piyasasõnõ
düzenleyen yönetmelik taslağõnõn, gelen
görüşlerden sonra kurulda yeniden ele
alõnarak sonuca bağlanacağõnõ bildirdi.
Taslağa yönelik eleştirileri AA’ya de-
ğerlendiren Küçük, “Alkollü içki mar-
kalarıyla logo, amblem ve işaret şek-
linde içki markalarını çağrıştıran ta-
sarımların spor kulüplerine isim ola-
rak verilmesini yasaklayan, bu isim-
leri almış kulüplere de bu aykırılığı
düzeltmek için 1 yıllık süre veren” hü-
küm nedeniyle, Efes Pilsen Spor Kulü-
bü’nün büyük tepkisini çeken düzenle-
menin, henüz taslak halinde olduğunu
belirtti.
Taslakla ilgili haberlerin medyada
yer almasõndan sonra aralarõnda turizm
yatõrõmcõlarõnõn da bulunduğu çeşitli
kuruluşlarõn taslakla ilgili görüş bildir-
me talebinde bulunduklarõnõ ifade eden
Küçük, taslağõ Avrupa Birliği’nin “spor,
alkol, gençlik ve reklamın bir arada
bulunmaması konusundaki hassasi-
yeti” çerçevesinde ele aldõklarõnõ ileri sü-
rerken, “Bizim de gençlerin korun-
masına dönük ayrı bir hassasiyetimiz
var” demeyi ihmal etmedi. Anayasanõn
58’inci maddesine de gönderme yapan
Küçük, “devletin alkol ve uyuşturu-
cudan gençleri koruma” görevi oldu-
ğunu, bundan kendilerinin de sorumlu
bulunduğunu söyledi.
Anadolu Endüstri Holding üst düzey
yöneticilerinin yönetmelik taslağõ ko-
nusunda iki defa kuruma geldiklerini ifa-
de eden Küçük, alkollü içki markalarõ-
nõn spor kulüplerine isim olarak verile-
memesini içeren hükümden mevcut ku-
lüplerin muaf tutulmasõ talepleriyle ilgili
de, “Taslak kurulumuz, gelen görüş-
leri de değerlendirerek, belli bir nok-
taya getirecek” dedi.
Doha Uluslararasõ Havalima-
nõ’nõn (NDIA) enerjiye ilişkin
tüm altyapõsõnõ Anel Elektrik ha-
zõrlõyor. Anel Elektrik Yeni Doha
Havalimanõ Projesi Müdürü Zafer
Genç, “Atatürk Havalimanı’nın
elektrik işlerinin iki katı bü-
yüklüğünde gerçekleştirdiğimiz
projede 55 bin konutluk bir
şehre eşdeğer elektrik kapasite-
si kuruyoruz. Her türlü acil du-
ruma karşın geliştirilmiş kesin-
tisiz güç kaynağı oluşturuyo-
ruz” dedi.
Genç’in verdiği bilgilere göre
şantiyede Anel Elektrik için 5 bin
m2 kapalõ, 10 bin m2 açõk alan ay-
rõlmõş. Anel Elektrik burada 145
mühendis ve teknisyen, 437 elek-
trikçi olmak üzere 582 kişilik dev
bir ekiple hizmet veriyor.
Yönetim kadrosunun önemli bir
bölümü, toplam çalõşanlarõn yüz-
de 20’si Türk. 10 gün içinde 150
kişilik bir çalõşan grubu daha bün-
yeye katõlacak. Yõlda 320 bin
uçuş, 2 milyon ton kargo ve 50
milyon yolcuya hizmet verecek ha-
vaalanõnõn tüm şantiyelerinde top-
lam 35 bin kişi çalõşõyor.
Sabah saat 06.00’da iş başlõyor,
12.00’ye kadar çalõşõlõyor.
12.00’den 4.5’e kadar yemek ve
dinlenme molasõ veriliyor ve me-
sai sonra yeniden başlõyor.
Yarõm milyar dolara mal olan
Yeni Doha Havalimanõ 22 km2’lik
bir alanõ kapsõyor. Bu alan eski Do-
ha şehrinin dörtte biri. Bunun da
62 milyon metrekübü doldurularak
denizden kazanõlmõş.
Halka açılacak
Bu arada Anel Elektrik’in Yö-
netim Kurulu Üyesi Bülent Ba-
tukan da Anel Elektrik’in de ortağõ
bulunduğu Anel Enerji’nin borsa-
ya açõk bir Alman şirketi ile or-
taklõk için görüşmeleri sürdürdü-
ğünü belirtti. Anel Grup’un 2009
yõlõ cirosu 395 milyon dolar. Ci-
ronun 243 milyon dolarõ grup şir-
ketlerinden Anel Mekanik ve Anel
Elektrik’ten kaynaklanõyor. Halka
arz sürecinde olan Anel Elektrik
2009’u 28 milyon TL kârla kapattõ.
GAMZE AKDEMİR
DOHA - Anel Grup, tamamlama aşa-
masõna geldiği Yeni Doha Uluslararasõ
Havalimanõ (NDIA) projesiyle birlikte
ağõrlõklõ olarak çevre ülkelerdeki potan-
siyel iş fõrsatlarõnõ yakõndan izleyerek he-
deflerini büyütüyor. Yurtiçi ve yurtdõ-
şõnda yürüttüğü işlerin toplam tutarõ 2.3
milyar dolara ulaşan Anel Grup, bu
projede Anel Elektrik olarak toplam
305 milyon dolarlõk bir taahhüdü üst-
lenmiş durumda. Anel Elektrik’in Yö-
netim Kurulu Üyesi Bülent Batukan,
yürüttükleri projeler ve potansiyel iş
fõrsatlarõ hakkõnda şunlarõ söyledi:
NDIA projesi, yõllõk 4.2 milyon yol-
cu kapasiteli mevcut havalimanõnõ ikame
edecek ve Doha, Körfez ile Ortadoğu’nun
bir transit ve havayolu üssü olacak. Katar
hükümeti adõna projenin sahibi konu-
mundaki Amerikan Bechtel, işi 61 farklõ
paketle çeşitli firmalara ihale etti. Termi-
nal inşaatõnõ Japon Taisei ile TAV yapõ-
yor. 2006’dan beri elektrik işlerinin dizayn,
malzeme temini, işçilik, test dahil olmak
üzere tüm sorumluluklarõ da bizde.
ANEL Grup olarak yurtiçi ve yurt-
dõşõnda teklif verdiğimiz işlerin toplam tu-
tarõ 2.3 milyar dolar. Başta Cidde Kral Ab-
dülaziz Havalimanõ, Muskat Havalimanõ,
Tripoli Batõ Terminali, Doha Havalima-
nõ Kuzey bölümü, Suudi Arabistan Hõzlõ
Tren İstasyonu, Libya Bingazi Havalimanõ,
Kuveyt Havalimanõ, Ukrayna Kiev Ha-
valimanõ ve Katar Hamad City Hastane-
si için toplam 2 milyar 161 milyon dolar
tutarõnda teklif verdik. Potansiyel işleri-
mizin yüzde 94’ü yurtdõşõndan, yüzde 6’sõ
yurtiçinden gelecek. Yurtiçinde 139 mil-
yon dolarlõk bir iş için hazõrõz.
Ekonomi Servisi - Devlet
Bakanõ ve Başbakan Yardõm-
cõsõ Ali Babacan, kontrolden
çõkacak banka sayõsõnõ Türki-
ye’de görmek istemediklerini
belirterek “Bir yandan oligo-
pole karşıyız, rekabet istiyo-
ruz ama bir yandan da de-
netim gözetim kapasitesini
aşacak sayıda bankanın Tür-
kiye’de oluşmasını istemiyo-
ruz” diye konuştu.
Babacan, Türkiye
Bankalar Birliği’nin
(TBB) Genel Kuru-
lu’nda yayõmlanan gö-
rüntülü mesajõnda,
“Diyorlar ki reel sek-
tör bu kadar sıkıntı
çekerken bankalar
bu kadar kâr etti, bu
adalet mi? Belki bu
haklı bir soru. Ancak bunun
bir de öbür türlü olduğunu
düşünelim. Allah korusun
bankaların kâr edemediği
hatta zarar ettiği ve bu za-
rarların devletin, kamunun
üstlenmek zorunda kalacağı
bir senaryo düşünün. Her-
halde onu da hiç arzu et-
mezdik. Olan oldu, artık biz
geleceğe bakacağız” dedi.
Konuşmanõn ana hatlarõ
şöyle:
Türk bankacõlõk sektörü-
nün bölgede varlõğõnõn, etkin-
liğinin artmasõnõ istiyoruz. Tür-
kiye için doğru olan ne varsa
biz icabõnda tek taraflõ olarak
uygular geçeriz, bunda da hiç
tereddüt etmeyiz.
Bankalarõn sermayesine
eklenen her 1 milyar,
ileriye doğru en az 7-
8 milyarlõk kredi hac-
mi demek. Dolayõsõy-
la bunu sonuçlarõnõ
da göreceğiz. Aslõnda
görmeye başladõk.
Hem makro-
ekonomik gösterge-
lerimizdeki iyileş-
meler, hem de güçlü
finans sistemimiz, bizi bu
krizden çõkõşta diğer ülkeler-
den ayrõştõrõyor.
Biz nasõlsa iyiyiz diye
oturmak doğru değil. Hep
daha önde olacağõz, onlar bi-
zi takip etsin. Tabii bunu ya-
parken bankalarõmõzõ durup
dururken zora sokacak bir
adõm da atmayõz.
Anel
Elektrik’in
Yönetim Kurulu
Üyesi Bülent Batu-
kan ve kuruluşun Ye-
ni Doha Havalimanı
Proje Müdürü Zafer
Genç, projenin büyük-
lüğü ve Anel Grup’un
bölgedeki işleri ko-
nusunda bilgi
verdiler.
Bankacõlõk Düzenleme ve Denetleme Kurumu
(BDDK) Başkanõ Tevfik Bilgin, kurum olarak
Türk bankalarõna ön verginin gereksiz olduğuna
inandõklarõnõ belirterek şunlarõ söyledi:
Ama unutmayõnõz ki bankacõlarõmõz çok
zeki insanlardõr. Bir yere vergi koyduğunuz
zaman bunun maliyetini çok kolay başka bir
yere yansõtabilirler. Dolayõsõyla bunlarõn çözüm
olmadõğõna inanmak lazõm.
Dünyadaki kaygõlar bitmedi, bitmeyecek
gibi görünüyor ve bunlarõn Türkiye’ye
yansõmalarõ bir ölçüde devam edecek. Dünya
ülkeleri belki de bizim bulduğumuzu aramakla
meşguller.
Bankacõlarõn artõk ülke içinden ülke dõşõna
da projeler geliştirmesi gerek. Balkanlar’a,
Ortadoğu’ya, Kazakistan’a gidebilmeliyiz.
Biz her türlü desteği sağlamaya hazõrõz.
İkinci yarõdan itibaren kârlarda bir
miktar aşõnma olabilir
Denetim ve gözetim “tatlõ-sert”
olmalõ, bu çok ağõrlaşõrsa
bankacõlõğõn gelişmesini
engelleriz.
Başladõğõmõz yeni
uygulama ile bankalara
yapõlacak genel müdürü
ve genel müdür
yardõmcõsõ atamalarõ
öncesinde adaylar ile
yüz yüze görüşme
yapacağõz.
BİZE ÖN VERGİ GEREKSİZ
Avrupa Birliği’nin spor, alkol, gençlik ve reklamõn bir arada
bulunmasõna karşõ hassasiyeti olduğunu ileri süren Tütün ve Alkol Piyasasõ
Düzenleme Kurumu Başkanõ Küçük, bu konuda kendilerinin de ayrõ bir
hassasiyet gösterdiklerini söyledi.