10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 MAY1S 2010 ÇARŞAMBA CumhuriyeC Gençliğe armagan 3 • •"tf •• ya olunıŞimdi baylar, izin verirseniz size bir soru sorayım: Bu durum ve koşullar karşısında kurtuluş için, nasıl bir karar düşünülebilirdi? Açıkladığım bilgilere ve gözlem sonuçlanna göre üç türlü karar ortaya atılmıştı: Birincisi, Ingiltere'nin koruyuculuğunu istemek; ikincisi, Amerika'nın güdümünü istemek. Bu iki türlü karara varmış olanlar, Osmanh Devleti'nin bir bütün olarak kalmasını düşünenlerdir. Osmanlı ülkesinin çeşitli devletler arasında paylaşılmasından ise, bu ülkeyi bütün olarak bir devletin kanadı altında bulundurmayı yeğleyenlerdir. Üçüncü karar, bölgesel kurtuluş yollarıyla ilgilidir. Örneğin: Bazı bölgeler, kendilerinin Osmanlı Devleti'nden kopanlacağı görüşüne karşı ondan ayrılmamak yollarına başvuruyor. Bazı bölgeler de, Osmanlı Devleti'nin ortadan kaldırılacağma, Osmanlı ülkesinin paylaşılacağına olup bitti gözüylc bakarak kendi başlarını kurtarmaya çahşıyorlar. Bu üç türlü kararın gerekçcsi, yapmış olduğum açıklamalar arasında vardır. Baylar, ben bu kararların hiçbirini yerinde bulmadım. Çünkü bu kararların dayandığı bütün kanıtlar ve mantıklar çürüktü, temelsizdi. Gerçekte, içinde bulunduğumuz o günlerde, Osmanlı Devleti'nin tcmelleri çökmüş, ömrü tükenmişti. Osmanh ülkesi bütün bütüne parçalanmıştı. Ortada bir avuç Türk'ün barındığı bir ata yurdu kalmıştı. Son olarak, bunun da paylaşılmasını sağlamak için uğraşılmaktaydı. Osmanh Devleti, onun bağımsızhğı, padişah, halife, hükünıet, bunların hepsi kavramı kalmamış birtakım anlamsız sözlerdi. Neyin ve kimin dokunulmazhğı için kimden ve ne gibi yardım istemek düşünülüyordu? O halde sağlam ve gerçek karar ne olabilirdi? Baylar, bu durum karşısında bir tek karar vardı. O da ulus egemenliğine dayanan, kayıtsız, koşulsuz, bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak. Iştc, daha lstanbul'dan çıkmadan önce düşündüğümüz ve Samsun'da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulamaya başladığımız karar, bu karar olmuştur. Bu kararın dayandığı en sağlam düşünüş ve mantık şu idi: Temel ilke, Türk ulusunun onurlu ve şerefli bir ulus olarak yaşamasıdır. Bu, ancak tam bağımsız olmakla sağlanabilir. Ne denli zengin ve gönençli olursa olsun, bağımsızhktan yoksun bir ulus, uygar insanlık karşısında uşak durumunda kalmaktan kendini kurtaramaz. Yabancı bir devletin koruyuculuğunu istemek insanlık niteliklerinden yoksunluğu, güçsüzlüğü ve beceriksizliği açığa vurmaktan başka bir şey değildir. Gerçekten bu aşağılık duruma düşmemiş olanların, isteyerek başlarına yabancı bir yönetici getirmeleri hiç düşünülemez. Oysa, Türk'ün onuru ve yetenekleri çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir ulus, tutsak yaşamaktansa yok olsun, daha iyidir. Öyleyse, ya bağımsızlık ya öliim! l'şte gerçek kurtuluşu isteyenlerin parolası bu olacaktı. Bir an için, bu kararın uygulanmasında başarısızlığa uğranılacağını düşünclim. Ne olacaktı? Tutsaklık. Peki efendim, öteki kararlara uymakla da sonuç bu çıkmayacak mıydı? Şu ayrımla ki, bağımsızhğı için ölümü göze alan ulus, insanlık onur ve şerefinin gereği olan her özveriye başvurduğunu düşünerek avunur ve elbette, tutsaklık zincirini kendi eliyle boynuna geçiren uyuşuk, onursuz bir ulusla karşılaştırıhnca, dost vc düşman gözündeki yeri çok başka olur. Sonra, Osmanlı soyunu ve devletini sürdürmeye çalışmak, elbette Türk ulusuna karşı en büyük kötülüğü yapmaktı. Çünkü ulus, her türlü özveriye başvurarak bağımsızlığmı sağlasa da, padişahhk sürüp giderse, bu bağımsızlık güvenli sayılamazdı. Artık yurtla, ulusla hiçbir vicdan ve düşünce bağı kalmamış bir sürü dclinin, devlet ve ulus bağımsızlığının ve onurunun koruyucusu durumunda bulundurulması nasıl uygun görülebilirdi?" "...Son sözlerimi özellikle memleketimizin gençliğine yöneltmek istiyorum.GençleriCesaretimizi arttıran ve sürdüren sizsiniz. Siz almakta olduğunuz terbiye ve irfanla, insanhk meziyetinin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız.Ey yükselen yeni ncsil!.. Gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk. Onu yüceltecek, yaşatacak olan sizsiniz..." "... Bu konuşmamla, milli hayatı sona ermiş sanılan büyük bir milletin bağımsızlığmı nasıl kazandığını; ve bilim ve tekniğin en son esaslarına dayalı, milli ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çahştım.Bugün ulaşmış olduğumuz sonuç, yüzyıllardan beri çekilen milli lelaketlerden alınan derslerin ve bu aziz vatanm her köşesini sulayan kanların bedelidir.Bu sonucu, Türk Gençliğine emanet ediyorum..." Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ^^^^İNi Samsun'a hareket etmeden 28 gün önce îstanbul'da çektirdiği bu fotoğı-afını "Kardeşinı Rauf Bey'e" sözleri ve 17 Nisan 1335 (1919) tarihiyle Rauf Orbay'a artnağan eden 9. Ordu Müfettişi Mustafa Kemal. "Gençler! Benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen gençler! Bir gün bu memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı çok memnun ve mesudum " Mustafa Kemal A TATÜRK ATASEHİR 19 Mayıs Atatürk f ü Antna Gençlik ve Spor Bayramı Kutlu Olsun BATTAL İLGEZDİ Atasehir Beledive Baskcmı fl > • • • « <
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle