Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 MAY1S 2010 ÇARŞAMBA
CumhuriyeC
Gençliğe armagan 3
• •"tf ••
ya olunıŞimdi baylar, izin verirseniz size bir soru sorayım: Bu durum
ve koşullar karşısında kurtuluş için, nasıl bir karar
düşünülebilirdi? Açıkladığım bilgilere ve gözlem sonuçlanna
göre üç türlü karar ortaya atılmıştı: Birincisi, Ingiltere'nin
koruyuculuğunu istemek; ikincisi, Amerika'nın güdümünü
istemek. Bu iki türlü karara varmış olanlar, Osmanh Devleti'nin
bir bütün olarak kalmasını düşünenlerdir. Osmanlı ülkesinin
çeşitli devletler arasında paylaşılmasından ise, bu ülkeyi bütün
olarak bir devletin kanadı altında bulundurmayı yeğleyenlerdir.
Üçüncü karar, bölgesel kurtuluş yollarıyla ilgilidir. Örneğin:
Bazı bölgeler, kendilerinin Osmanlı Devleti'nden kopanlacağı
görüşüne karşı ondan ayrılmamak yollarına başvuruyor. Bazı
bölgeler de, Osmanlı Devleti'nin ortadan kaldırılacağma,
Osmanlı ülkesinin paylaşılacağına olup bitti gözüylc bakarak
kendi başlarını kurtarmaya çahşıyorlar. Bu üç türlü kararın
gerekçcsi, yapmış olduğum açıklamalar arasında vardır. Baylar,
ben bu kararların hiçbirini yerinde bulmadım. Çünkü bu
kararların dayandığı bütün kanıtlar ve mantıklar çürüktü,
temelsizdi. Gerçekte, içinde bulunduğumuz o günlerde,
Osmanlı Devleti'nin tcmelleri çökmüş, ömrü tükenmişti.
Osmanh ülkesi bütün bütüne parçalanmıştı. Ortada bir avuç
Türk'ün barındığı bir ata yurdu kalmıştı. Son olarak, bunun da
paylaşılmasını sağlamak için uğraşılmaktaydı. Osmanh Devleti,
onun bağımsızhğı, padişah, halife, hükünıet, bunların hepsi
kavramı kalmamış birtakım anlamsız sözlerdi. Neyin ve kimin
dokunulmazhğı için kimden ve ne gibi yardım istemek
düşünülüyordu? O halde sağlam ve gerçek karar ne olabilirdi?
Baylar, bu durum karşısında bir tek karar vardı. O da ulus
egemenliğine dayanan, kayıtsız, koşulsuz, bağımsız yeni bir Türk
devleti kurmak. Iştc, daha lstanbul'dan çıkmadan önce
düşündüğümüz ve Samsun'da Anadolu topraklarına ayak basar
basmaz uygulamaya başladığımız karar, bu karar olmuştur. Bu
kararın dayandığı en sağlam düşünüş ve mantık şu idi: Temel
ilke, Türk ulusunun onurlu ve şerefli bir ulus olarak yaşamasıdır.
Bu, ancak tam bağımsız olmakla sağlanabilir. Ne denli zengin ve
gönençli olursa olsun, bağımsızhktan yoksun bir ulus, uygar
insanlık karşısında uşak durumunda kalmaktan kendini
kurtaramaz. Yabancı bir devletin koruyuculuğunu istemek
insanlık niteliklerinden yoksunluğu, güçsüzlüğü ve beceriksizliği
açığa vurmaktan başka bir şey değildir. Gerçekten bu aşağılık
duruma düşmemiş olanların, isteyerek başlarına yabancı bir
yönetici getirmeleri hiç düşünülemez. Oysa, Türk'ün onuru ve
yetenekleri çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir ulus, tutsak
yaşamaktansa yok olsun, daha iyidir. Öyleyse, ya bağımsızlık ya
öliim! l'şte gerçek kurtuluşu isteyenlerin parolası bu olacaktı. Bir
an için, bu kararın uygulanmasında başarısızlığa uğranılacağını
düşünclim. Ne olacaktı? Tutsaklık. Peki efendim, öteki kararlara
uymakla da sonuç bu çıkmayacak mıydı? Şu ayrımla ki,
bağımsızhğı için ölümü göze alan ulus, insanlık onur ve şerefinin
gereği olan her özveriye başvurduğunu düşünerek avunur ve
elbette, tutsaklık zincirini kendi eliyle boynuna geçiren uyuşuk,
onursuz bir ulusla karşılaştırıhnca, dost vc düşman gözündeki
yeri çok başka olur. Sonra, Osmanlı soyunu ve devletini
sürdürmeye çalışmak, elbette Türk ulusuna karşı en büyük
kötülüğü yapmaktı. Çünkü ulus, her türlü özveriye başvurarak
bağımsızlığmı sağlasa da, padişahhk sürüp giderse, bu
bağımsızlık güvenli sayılamazdı. Artık yurtla, ulusla hiçbir
vicdan ve düşünce bağı kalmamış bir sürü dclinin, devlet ve ulus
bağımsızlığının ve onurunun koruyucusu durumunda
bulundurulması nasıl uygun görülebilirdi?"
"...Son sözlerimi özellikle memleketimizin gençliğine
yöneltmek istiyorum.GençleriCesaretimizi arttıran ve sürdüren
sizsiniz. Siz almakta olduğunuz terbiye ve irfanla, insanhk
meziyetinin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli
timsali olacaksınız.Ey yükselen yeni ncsil!.. Gelecek sizindir.
Cumhuriyeti biz kurduk. Onu yüceltecek, yaşatacak olan
sizsiniz..."
"... Bu konuşmamla, milli hayatı sona ermiş sanılan büyük bir
milletin bağımsızlığmı nasıl kazandığını; ve bilim ve tekniğin en
son esaslarına dayalı, milli ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu
anlatmaya çahştım.Bugün ulaşmış olduğumuz sonuç,
yüzyıllardan beri çekilen milli lelaketlerden alınan derslerin ve
bu aziz vatanm her köşesini sulayan kanların bedelidir.Bu
sonucu, Türk Gençliğine emanet ediyorum..."
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
^^^^İNi
Samsun'a hareket etmeden 28 gün önce îstanbul'da çektirdiği bu
fotoğı-afını "Kardeşinı Rauf Bey'e" sözleri ve 17 Nisan 1335 (1919)
tarihiyle Rauf Orbay'a artnağan eden 9. Ordu Müfettişi Mustafa Kemal.
"Gençler!
Benim gelecekteki emellerimi
gerçekleştirmeyi üstlenen gençler! Bir gün
bu memleketi sizin gibi beni anlamış bir
gençliğe bırakacağımdan dolayı çok
memnun ve mesudum "
Mustafa Kemal A TATÜRK
ATASEHİR
19 Mayıs Atatürk
f
ü Antna Gençlik ve
Spor Bayramı Kutlu Olsun
BATTAL İLGEZDİ
Atasehir Beledive Baskcmı fl
> • • • « <