25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada …40 milyon seçmenin yüzde 40’ının oyları cebimizde! 1950’den sonra İsmet Paşa’nın göremediği, yıllarca su içenin toprak kullananın diye dağ tepe gezen Karaoğlan Bülent Ecevit’in bir türlü erişemediği sonucu... …dün adaylığını açıklayan, ola ki -tabii beklenmedik bir engel zuhur etmezse- hafta sonunda genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu ilan etti: 2011’de CHP tek başına iktidar! Her taze vaat taze bir umuttur. AKP’nin (RTE’nin) iktidardan gittiğini görmek; 2002 yılından beri AKP’nin (RTE’nin) iktidardan gitmesini savunan bu satırların yazarını mutlu edecektir. Fakat daha ayak üzengide iken olasılıkları gerçekleşecekmiş gibi göstermek, ileride söyleyene fazla yarar sağlamaz. Deniz Baykal da son aylarda toplumsal gelişmelere bakarak AKP’nin iktidardan gideceğini söylüyordu ama CHP’nin tek başına iktidara geleceğine değinemiyordu bile. Kamuoyu araştırmaları da AKP oylarının yüzde 38’den yüzde 32-33’lere düştüğünü gösteriyor, CHP oylarında ancak bir iki puan yükselme olacağını, yüzde 24’lere kaydığını açıklıyor. Kuşku yok, dün de belirttiğimiz gibi partide “değişim” CHP oylarını arttıracak. Ne ki kaç yüzde? Oysa Kılıçdaroğlu, CHP oylarında verileri altüst edecek bir açıklama yapıyor. CHP’nin oylarını en az yüzde 16, hatta yüzde 18 arttıracağını ilan ediyor. Kılıçdaroğlu’nun hangi verilere dayanarak yüzde 40 sonucuna vardığını kestirmek olanaksız. Bu açıklaması adaylık, olası genel başkanlık heyecanıyla söylenmiş bir söz müdür, CHP’ye moral aşılamayı mı hedefliyor? Kestirmek de zor. Yüzde 40, kuşkusuz tabandan tepeye, hatta toplumda CHP ve Kılıçdaroğlu lehine sıcak rüzgârların esmesine neden olacaktır. Genel başkan adayı; Hürriyet’teki sadece partiye değil, iç ve dış sorunlara bakışını açıklayan geniş demecindeki vurgulamaları ile lider olma niteliklerinden yoksun olmadığını şimdiden duyurmaya çalışıyor. Yazının başında özetlediğimiz vaatler dışında, pek çok toplumsal sorunlara, dış politikaya değiniyor da nedense Atatürk ilkeleri doğrultusunda, laik Türkiye ekseninde toplumla kaynaşacak bir “yeni” CHP’den söz etmiyor. Parti gençleşecek, diyor. Parti gençleşecek derken örneğin Baykalcı diye bilinen Mustafa Özyürek’i, Onur Öymen’i mi, yoksa beklemediği bir anda adaylığına destek olan 73 yaşındaki Genel Sekreter Önder Sav’ı mı işaret ediyor? Önder Sav çok az konuşan, konuştu mu çamlar devirmekle ünlenen bir genel sekreter. Kırıkkale’de bir partili köylünün hacca gitme talebini, Peygamber’i de katarak alaya alan Sav’ın -zaten laiktir, dinsizdir diye propaganda edilen- CHP’ye yönelik eleştirileri karşılamak için Baykal az mı ter döktü? Cep telefonunu açık bırakarak bir dinci gazetenin yayınlarıyla partiyi zar zor savunacağı durumlara getiren de Sav’dı. Medya bu gibi olayları bildiği için Önder Sav’ın Baykal’a -hiç beklemediği, beklenmeyen bir sırada- neden karşı vaziyet aldığını araştırıyor. Örneğin Sav, Baykal’ın başına kaset olayı gelmeseydi; 22 Mayıs’taki Kurultay’da 2000’den beri parti yönetimindeki hatalara, yanlışlıklara ortak olduğu “eski” genel başkanına bugünkü gibi isyan bayrağını açar mıydı? Eski başkana sırt çeviren dönüşünü mazur göstermeye çalışan bugünkü “akıl, duygularımıza üstün geldi” sözünü o günlerde söyleyebilir miydi? Genel sekreterlik koltuğunda oturmayı herhalde yeğleyecekti. Yanıt bekleyen bir başka soru: Kılıçdaroğlu’nun Baykal’ın Kurultay’dan geçirdiği genel sekreteri artık etkisiz duruma getiren parti tüzüğünü değiştireceğini vaat etmesi mi Önder Sav’ı ateşli bir değişimci, Kılıçdaroğlu destekçisi konumuna getirdi? Siyasette ihanetler binlerce yıldır örnekleniyor. Çok yakın olduğu Sezar’ı arkasından hançerleyen Brütüs örneği pek çok benzeri olaya konu oluyor. Sovyetler’in tek hâkimi Stalin, ölüm günlerini ve saatlerini anlatan bir kitapta; ünlü diktatöre sadık pek çok kanlı icraatına ortak, gizli servis şefi Beria’ya sızlanıyor: “Beni öldürmek istiyorlar!” Beria, Stalin’e hak veriyor. Beyin kanamasından öldü ölecek; Sovyet yüceleri aleyhinde tek sözcük kullanmıyor. Stalin’in öldüğü kesinleşince Beria, içlerinde Kruşçev’in de bulunduğu Sovyet önderlerine sevinçle bağırıyor: “Diktatör öldü, diktatör öldü!” Bu öyküyü neden anımsadım acaba? SAYFA 19 MAYIS 2010 ÇARŞAMBACUMHURİYET 16 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 19 Mayıs Oslo Y 19 Helsinki B 21 Stockholm Y 21 Londra B 19 AmsterdamY 15 Brüksel Y 16 Paris Y 18 Bonn Y 13 Münih Y 8 Berlin Y 14 Budapeşte Y 14 Madrid PB 24 Viyana Y 16 Belgrad PB 20 Sofya B 15 Roma Y 19 Atina Y 23 Zürih Y 13 Moskova B 25 Aşkabat PB 31 Taşkent PB 31 Bakû PB 24 Bişkek PB 26 Tiflis Y 28 Kahire B 30 Şam PB 27 İstanbul Y 22 Edirne B 19 Kocaeli Y 20 Çanakkale B 20 İzmir PB 24 Manisa B 24 Denizli B 24 Zonguldak Y 19 Sinop Y 20 Samsun Y 17 Trabzon Y 17 Giresun Y 17 Ankara Y 19 Eskişehir Y 18 Konya B 21 Sıvas Y 17 Antalya PB 23 Adana Y 28 Mersin Y 26 Diyarbakır B 27 Şanlıurfa B 26 Mardin B 23 Siirt B 26 Hakkâri Y 17 Van Y 19 Kars Y 19 Ülkemiz geneli parçalı çok bulutlu, Marmara’nın kuzeydoğusu, Doğu Karadeniz, İç Anadolu’nun kuzey ve doğusu, Karadeniz ile Doğu Anadolu aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçecek. Yağışların Orta Karadeniz’in doğusu ve Doğu Karadeniz ile Ardahan ve Hakkâri çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor. HATİCE TUNCER Birinci Ergenekon davasõnda mah- keme, Sõhhiye Orduevi’nden Danõş- tay’a saldõrõ günü ve bir gün öncesi- ne ilişkin 16-17 Mayõs 2006 tarihli gü- venlik kamerasõ görüntülerinin ve izlemeye olanak verecek programõ is- tedi. Tutuklu sanõk Osman Yıldı- rım’õn Cumhuriyet gazetesine atõlan bombalarõ aldõğõnõ söylediği Ataşe- hir’deki ev ve çevresinde, İstanbul em- niyetinin savcõ Zekeriya Öz’ün tali- matõyla 20 Ocak-22 Ağustos 2009 ta- rihinde yaptõğõ çalõşmalarõn raporu da- va dosyasõna yeni gönderildi. Ataşehir Migros’tan itibaren evin bulunduğu siteye kadar güzergâhõn 6 dakika 52 saniyelik görüntüleri, oda- larõn fotoğraflarõ ve krokileri dosya- ya konuldu. Davaya bakan İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi heyeti, 21 Nisan ta- rihli oturumun ara kararlarõnõ açõkla- dõ. Genelkurmay Başkanlõğõ Sõhhõye Orduevi Müdürlüğü’nden gönderilen 16-17 Mayõs 2006 tarihindeki 08.00 ile 11.00 saatleri arasõndaki görüntülerin incelendiğini kaydetti. Mahkeme “Al- parslan Arslan’ın yakalanarak ara- ca bindirildiği anın görüntülerde bu- lunduğuna, 16-17 Mayıs 2006 ta- rihlerine ait diğer görüntülerin bu- lunması halinde olaya karıştığı iddia edilen diğer sanık veya sanıkların olay yerine gelişlerinin muhtemel ol- duğuna” dikkat çekerek Sõhhiye Or- duevi Müdürlüğü’nden saldõrõ günü ve önceki güne ait harddiskin ve içinde- ki görüntülerin seyredilmesine ola- nak verecek programõ istedi. Sõhhiye Orduevi’nin etrafõnõ gösteren kame- ralarõn nerelerde olduğunu gösteren ba- sit bir kroki isteyen mahkeme, ayrõca Sõhhõye Orduevi güvenlik kameralarõna ilişkin görüntülerin iyileştirilmesi için TÜBİTAK’a yazõ yazdõ. Mahkeme, 17 Mayõs 2006 günü Danõştay binasõna ait tüm giriş-çõkõş kapõlarõnõn nerede ol- duğunun kroki halinde bildirilmesi için Danõştay Başkanlõğõ’na müzekkere yazdõ. Mahkeme, Danõştay Başkanlõğõ’na Oyak Güvenlik tarafõndan Danõştay bi- nasõna takõlan güvenlik kameralarõna ait görüntülerin kayõt edildiği kaç harddisk olduğunu ve takõlan hard- disklerin seri numaralarõnõ ayrõntõlõ olarak soracak. Mahkeme İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nden Danõştay sal- dõrõsõ sonrasõ sanõk Alparslan Arslan’a ait olduğu belirtilen aracõn olay ye- rinden çekilme görüntülerinin tama- mõnõ ve bu konuda görsel basõnda ya- põlmõş yayõnlarõ da istedi. Telefonlar araştırılıyor Alparslan Arslan’õn kõz kardeşinin kullandõğõ belirtilen İdris Arslan üze- rine kayõtlõ cep telefonunun HTS ra- porunu isteyen mahkeme, bu sim kar- tõn hangi makinelerde kullanõldõğõ- nõn, hangi sim kartlarõn takõldõğõnõn be- lirlenmesi için ilgili şirkete yazõ ya- zõlmasõna ve hâkim Hüsnü Çal- muk’un bilirkişi tayin edilmesine ka- rar verdi. Ankara Emniyet Müdürlüğü’nden Danõştay’a saldõrõ soruşturmasõ aşa- masõnda ifadesi alõnan sanõklarõn üzer- lerinden çõkan cep telefonlarõyla ilgi- li inceleme yapõlõp yapõlmadõğõnõn bildirilmesini isteyen mahkeme, Cum- huriyet’e 5 Mayõs 2006 tarihindeki ilk bombayõ attõğõnõ söyleyen sanõk Tekin Irşi ile ilgili olduğu belirtilen Gökmen Yıldırım, Eset Ocaklı ve Ferhat Ça- kır adlõ kişilere ait telefonlarõn 2003’ten Haziran 2006 tarihlerine ka- dar HTS raporunu ilgili kurumdan is- tenmesini kararlaştõrdõ. Mahkemenin 5 Şubat 2010 tarihli ka- rarõ üzerine İstanbul Cumhuriyet Sav- cõlõğõ’nõn talimatõyla 25 Mart 2010 ta- rihinde polisler tarafõndan Ataşehir’de Migros’a 500 metre uzaklõkta, bom- balarõn alõnõp verildiği iddia edilen Re- cep Özkan’õn 2005-2007 yõllarõ ara- Cumhuriyet gazetesine atõlan bombalarõn verildiği iddia edilen Ataşehir’deki ev araştõrõlõyor Arslan orduevi kameralarõnda sõnda kaldõğõ evde tespit yapõlarak kro- kiler mahkemeye gönderildi. Evraka 20 Ocak 2009 tarihinden itibaren ya- põlan işlemler de eklendi. Buna göre savcõ Öz’ün İstabul Organize Suçlar- la Mücadele Şube Müdürlüğü’ne ta- limatõyla 22 Ocak 2009’da Ataşe- hir’deki çeşitli tanõklara fotoğraflar gösterilerek teşhis işlemi yaptõrõldõ. Aynõ şekilde 20 Ağustos 2009’da da Ataşehir’deki evin komşularõnaEr- genekon sanõklarõnõn fotoğraflarõ gös- terilerek ifadeleri alõndõ. Zeynep Küçük’ün tepkisi Dosyaya gelen Ataşehir’deki ça- lõşmalarla ilgili evrakõ inceleyen Ve- li Küçük’ün kõzõ ve avukatõ Zeynep Küçük, Yargõtay’õn birleştirme ge- rektiği yönündeki kararõnõn hemen ar- dõndan Ergenekon soruşturmasõnõ yü- rüten savcõ Zekeriya Öz’ün 20 Ocak 2009 tarihinde Danõştay ve Cumhu- riyet’e saldõrõlara ilişkin fotoğraf teş- hisi işlemi için İstanbul Emniyeti’ne talimat verdiğini anõmsattõ. Küçük, “Savcı Öz, dava henüz birleştiril- meden İkinci Ergenekon soruştur- ma numarasıyla İstanbul Emniye- ti’ne Danıştay ve Cumhuriyet’e saldırılarla ilgili fotoğraf teşhisi yaptırılması talimatı vermiş” dedi. “Polisin, hangi fotoğrafları göste- receğini neye göre tespit ettiğini bil- miyoruz” diyen Küçük, “Tam bir teşhis yapılmamış, gösterilen foto- lar üzerinden ‘yüzde 50 oranõnda ol- ma ihtimali var’ gibi müphem ifa- deler kullanılmak suretiyle, ilgili ki- şilerden beyanlar alınmış, ancak bu husus kamuoyuna kesin teşhis ya- pılmış gibi çarpıtılmış olarak yan- sıtılmış” diye konuştu. Kaypakkaya ve mücadele arkadaşlarõ anõldõ TKP/ML kurucusu İbrahim Kaypakkaya ile Diyarbakır Cezaevi’nde yaşanan vahşeti protesto etmek için kendini yakan Eşref Kurtay, Mahmut Zengin, Necmi Öner, Eşref Anyık, ölüm yıldönümlerinde Çapa Anadolu Yüksek Öğretmen Okulu önünde dün düzenlenen törenle anıldılar. 78’liler Girişimi, ÖDP, EMEP, BDP, Sosyalist Parti, Alevi Bektaşi Federasyonu, Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri İstanbul Şubesi’nin aralarında bulunduğu çok sayıda sivil toplum örgütü ve siyasi partinin destek verdiği eylemde basın açıklamasını okuyan 78’liler Girişimi uyesi Yunus Bircan, günümüzde aynı zulüm, baskı ve anlayışın devam ettiğini belirterek “Bugün halklar, birbirleriyle savaştırılarak katledilmektedir. İnsanım diyen herkes tarihe bakarak bu vahşetlere karşı tavır almalıdır. Onları katleden zihniyetle savaşmaktan vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu. (Fotoğraf: VEDAT ARIK) ÖZEL YETKİLİ SAVCI SORGULADI Çiçek Balyoz’da serbest kaldı İstanbul Haber Servisi - İrticayla Mücade- le Eylem Planõ davasõnõn tutuklu sanõklarõn- dan deniz kõdemli Kurmay Albay Dursun Çi- çek ve Kafes Eylem Planõ davasõ sanõğõ Albay Mücahit Erakyol, Balyoz Güvenlik Harekât Planõ soruşturmasõ kapsamõnda ifade verdi. Hasdal Askeri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Albay Dursun Çiçek, dün sabah saatlerinde Beşiktaş’taki özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na getirildi. Balyoz soruşturmasõ- nõ yürüten cumhuriyet savcõlarõna ifade veren Çiçek, sorgusunun ardõndan bu suçtan do- layõ savcõlõk tarafõndan serbest bõrakõldõ. Kafes Eylem Planõ davasõnõn tutuklu sanõk- larõndan Albay Mücahit Erakyol’un da Balyoz planõ iddialarõna ilişkin ifadesi alõndõ. Cumhu- riyet Savcõsõ Süleyman Pehlivan’a ifade ve- ren Erakyol da serbest bõrakõldõ. İstanbul Cumhuriyet Başsavcõsõ Aykut Cengiz Engin’in müdahalesiyle bir ay önce durdurulan operasyonda 25’i general 78 mu- vazzaf subay hakkõnda gözaltõ kararõ alõnmõştõ. Gözaltõ kararõnõ talep eden iki cumhuriyet sav- cõsõ soruşturmadan alõnmõştõ. Soruşturmaya yeni atanan savcõlarõn dosyayõ incelemelerinin ardõndan, soruşturmada adõ geçen askerler ad- liyeye çağrõldõ. Şimdiye dek 40’õ aşkõn mu- vazzaf subayõn ifadesi alõndõ. MALTEPE’DE FACİANIN EŞİĞİNDEN DÖNÜLDÜ Yanan evde 50 dinamit İstanbul Haber Servisi - İstanbul Mal- tepe’de yangõn çõkan evde 50 parça dina- mit lokumu bulundu. Ev sahibi Mehmet Balkız gözaltõna alõndõ. Eczacõbaşõ Mahallesi, Bağdat Caddesi, Yavuz Sokak, 31 numaralõ binada dün çõ- kan yangõnda facianõn eşiğinden dönüldü. İddiaya göre, evde yalnõz bulunan 7 yaşõn- daki erkek çocuk M. Balkız, çakmakla oynarken yangõn çõkmasõna neden oldu. Yangõna müdahale eden itfaiye ekipleri, bu sõrada dairede dinamit lokumlarõnõ gör- dü. Durumun bildirilmesi üzerine olay ye- rine çok sayõda polis ekibi sevk edildi. İçerdeki dinamit lokumlarõnõn terör olaylarõna yönelik kullanõm amacõ olabile- ceğini de değerlendiren polis, sokağõ ablu- kaya alarak detaylõ bir inceleme başlattõ. Bomba uzmanõ ekipler dõşarõ çõkardõklarõ dinamit lokumlarõnõ dikkatle inceledi. Uz- manlar, dinamit lokumlarõnõn patlamasõ halinde 3 kilometrekarelik alandaki bina- larõn şiddetli deprem yaşanmõş gibi hasar göreceğini, 40 kilometrekarelik alanda ise yapõlarõn etkileneceğini söyledi. ‘Taşocağında kullanıyorm’ Ev sahibi Balkõz gözaltõna alõndõ. Yapõ- lan araştõrmada, Balkõz’õn, taşocağõ işletti- ği Samsun’dan İstanbul’a geldiği, dinamit lokumlarõnõ da Samsun’daki taşocağõnda kullandõğõnõ söylediği öğrenildi. Ancak Balkõz’õn dinamit lokumlarõnõ neden İstan- bul’a getirdiği henüz belirlenemedi. ÖLÜME NEDEN OLAN KAPKAÇÇI HIRSIZLIKTAN CEZA ALDI ‘Özel beceri’ye 3 yıl HÜLYA KESKİN Maliye Bakanlõğõ Başhesap Uzmanõ Dr. Erdoğan Topalhocaoğlu’nun 30 Temmuz 2008’de telefonunu çalarken trenden düşüp ölümüne neden olduğu iddiasõyla “kasten adam öldürmek” su- çundan ağõrlaştõrõlmõş hapis istemiyle hakkõnda dava açõlan tutuksuz sanõk Os- man Temel’in, suçu sabit olmadõğõndan beraatine karar verildi. İddianamede hak- kõnda “ağırlaştırılmış müebbet hapis ce- zası” istenilen sanõk Temel, “özel bece- ri ile hırsızlık” suçundan 3 yõl 4 ay ha- pis cezasõna çarptõrõldõ. İstanbul 2. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde- ki duruşmaya tutuksuz sanõk Temel katõl- madõ. Yaşamõnõ yitiren Topalhocaoğ- lu’nun kõzkardeşi Aysun Bozkurt Topal- hocaoğlu duruşmada şikâyetçi olarak ha- zõr bulundu. Şikayetçi avukatõ Bahri Bay- ram Belen, sanõk Temel’in maktülü dövüp iterek ölümüne sebep verdiğini belirtterek, bu suçtan cezalandõrõlmasõnõ istedi. Mahkeme, tren vagonunda özel bece- ri ile hõrsõzlõk suçu oluştuğundan suçun iş- leniş şekli ve işlendiği yer esas alõnarak sa- nõğõn 3 yõl 4 ay hapis ile cezalandõrõlma- sõnõ kararlaştõrdõ. ‘İnsan hayatının bedeli 3 yıl’ Aysun Bozkurt Topalhocaoğlu, karara itiraz edeceğini söyledi. Topalhocaoğlu, “Resmen intihar etti diyorlar. Bir insanın hayatının bedeli 3 yıl 4 ay ceza. Otopsi ra- porunda darp izi vardı” diye konuştu. Baştarafı 2. Sayfada Yaşananlar nerdeyse bir asõrdõr sistemli bir şekilde Cumhuriyetin altõnõn oyulmasõ sonu- cunda, dinci fikriyatõn çoğunluğu ele geçire- rek istediği gibi at koşturmasõ boyutlarõnõ çoktan aşmõştõr. Söz konusu olan öylesine büyük bir güçtür ki o devasa yapõnõn karşõsõnda bütün moral de- ğerler ve yurtsever kesimin tüm söylemleri, maalesef sivrisinek võzõltõsõna dönüşmüştür. Öylesine büyük bir barajõn kapaklarõ açõldõ ki tahayyül edebileceğiniz bütün sistemler, o şu- ursuz yapõnõn elinde oyuncaktõr artõk. Ne acõ- dõr ki devrimler, cumhuriyet, vatan, millet, la- iklik gibi kavramlar ve aydõnlanmanõn erdemini bayrak edip koruyan bütün kişi ve kurumlar, te- ker teker kumda oynayan zararsõz çocuklara dönüştürülmektedir. Akla gelebilecek her türlü bel altõ hikâyesiyle, aydõnlõk ordularõnõn iradesini kõblesine çevi- rebilen, sivrilen muhalifleri bir celsede istifa et- tirip yine onlarõn ağzõndan kendini aklayabilecek kadar büyük bir tehdit ve yaptõrõm gücüdür bu! Bütün hava değişimlerinden kendine uygun akõntõlar peydahlayan bir canavarõn soluğu ül- kenin karasularõndadõr. Koruma refleksiyle partilerin kapatõlmasõnõn, seçimlerle iktidarla- rõn değişmesinin, bu anlayõş ve mantõk doku- su sürdüğü sürece eski, yeni bütün ‘izm’lerin yetersiz kalacağõ, koyu, çok koyu bir karanlõk söz konusudur. Öz değerlerini on yõllar önce yitiren toplum, kendini öylesine kokuşturdu ki çürümüşlük ken- di imparatorluğunu kurdu. Canavarlaşan mürekkepbalõklarõ son kalan õşõklarõ yutmaya hazõrlanõyor. Karanlõk sularda bir asõrdõr baştankara gezi- nen gemi için denizler tükendi. Yeni bir gemi inşa edip, yeni rüzgârlarla ye- ni ufuklara gidecek, yeni kainatlar yaratacak, yeni bir akõl gerekiyor. Kod Adõ Mürekkepbalõğõ İlhan İREM
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle