18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Bakanınızı azarladınız. Aşıya karşı çıktınız. Doğalgaz konusunda “Zam yapılırsa ben açıklarım, bakan da kim olur” demeye gelen bir tavır sergilediniz. Tek adamlığınızı simgeleyen bu davranışlarınıza karşın adı geçen bakanlar sustular, hakareti sineye çektiler (mi?) diye sorulmadı RTE’ye. İktidar borazanı TRT’deki programa katılan gazeteciler kimlerdi? Belki ya sabır diye programı izlediniz ve RTE yeni açılımları açıkladığı sırada, gazetecilerin yüzlerinde açan gülleri gördünüz herhalde. İşte o gazetecileri takdimdir: Sabah (iktidar yandaşı) Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafakkk… Zaman (Feto’nun gazetesi) Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlııı!.. Akşam (tatlı su muhalefeti yapan gazete) Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkayaaaa!.. Radikal (İstanbul’un kıyı semtlerinden birindeki cami imamına benzeyen sakalıyla) Genel Yayın Müdürü İsmet Berkannnn! Yandaş veya sallabaş gazeteci grubuna RTE, kimi yazarların bir dosya içindeki yazılarını gösterdi ve… “gaz veren gazetecileri” tanıttı. Gaz veren gazetecileri -Zaman allayıp pulladığı bir haberle- kamuoyuna duyurdu: İşte “o” gazeteciler: Yalçın Doğan (Hürriyet), Oktay Ekşi (Hürriyet), Güngör Mengi (Vatan), Tufan Türenç (Hürriyet), Mehmet Ali Birand (Posta). Nedir suçları? RTE, Balyoz darbesini bir kez daha fırsat bilerek askere yüklendi. Önce CHP lideri “Mademki darbelerin kaynağı, görevden al Genelkurmay Başkanı’nı” dedi. Bu görüşe gaz verdiğini söylediği gazeteciler de katıldı. Oysa, sözü edilen demokratik bir davranış, bu aşamada RTE’nin işine gelmiyor. Toplumda “gerginlik yaratır” gerekçesiyle, Genelkurmay Başkanı’nı görevden alamıyor. Örneğin Özal’ın davranışlarını örnek göstererek bu görüşü savunanları gaz verenler diye karalıyor. Demagojinin kolay yolu! Bu gazeteciler RTE’nin düdüğünü öttürmeyen yazarlar. Suçları; yalaka, yandaş olmamak, iktidarı övmemek! RTE, askeri birliklerin “büyük toplumsal hareketleri anında vali veya kaymakam onayı almadan harekete geçmesini öngören” EMASYA genelgesini kaldıracaklarını açıkladı. Gazeteci, -örneğin 1978’deki Kahramanmaraş olayları gibi- büyük toplumsal hareketler olduğunda EMASYA’nın yerine geçecek ne gibi önlemler getireceğini RTE’ye sormadı. Sorulsaydı şu yanıtı verebilirdi RTE: Meclis’teki polisin dilediği silahı ithal etmesini sağlayacak, -TSK’nin karşı çıktığı- yasanın asıl gerekçesi nedir? Polisi büyük toplumsal hareketleri önleyecek güce getirecek araç ve gereçlerle donatmak! Askere karşın silahlı bir başka örgüt yaratmak mı? Yeni bir heves değil. Tansu Çiller’in Başbakan, Mehmet Ağar’ın Emniyet Genel Müdürü olduğu dönemde polisin ayrı bir güç olarak yapılandırılmasıyla ilgili çabalara zamanın Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel; “Bir memlekette iki ordu olmaz” diye karşı çıkmış, polisi ikinci silahlı bir güç olarak yapılandırma çabalarını engellemişti. RTE, son günlerdeki darbe iddiaları üzerine “Genelkurmay Başkanı ile paslaştığını” söyledi. Paslaşmak! Söyleyen kim? Başbakan! Paslaştığı makam ise anayasa ve yasalar gereği Başbakanlık’a karşı sorumlu olan Genelkurmay! Yakışıyor mu bu konuşma biçimi Başbakan’a! Ya şu olayı ilan etmesine gerek var mıydı? Eşi türbanlı Emine Hanım, GATA’da yatan bir sanatçıyı ziyaret etmek istemiş de… sanatçının eşi gelmemesini, burada iyi karşılanmayacağını telefonla bildirmiş, dışarıda buluşalım demiş. RTE de bir hiddet zamanın Genelkurmay Başkanı’na (Yaşar Büyükanıt) “Nedir bu hal ya?” demiş de… Milliyet’e göre, Genelkurmay Başkanı’ndan “Böyle bir olayın içinde olmaktan ben çok mutsuz oldum” yanıtını almış. GATA’daki uygulama Emine Hanım’a özel değil, bu bir. İki: Şayet zamanın Genelkurmay Başkanı olaydan mutsuz ise uygulamayı kaldırmıyor da... neden RTE ile aynı duyguları paylaşıyor? Medya öyle medya ki… bu türden sorular ne sorulabilir RTE’ye ne de yanıt alınabilir! SAYFA 2 ŞUBAT 2010 SALICUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 2 Şubat Oslo K -6 Helsinki K -2 Stockholm K -2 Londra Y 8 AmsterdamY 6 Brüksel Y 4 Paris Y 5 Bonn K 0 Münih K -1 Berlin K 2 Budapeşte B -1 Madrid B 12 Viyana K 2 Belgrad B 3 Sofya K -1 Roma PB 11 Atina Y 13 Zürih K 2 Moskova K -1 Aşkabat A 14 Taşkent PB 17 Bakû B 9 Bişkek PB 11 Tiflis PB 10 Kahire PB 20 Şam PB 18 İstanbul K 5 Edirne B 3 Kocaeli K 7 Çanakkale K 6 İzmir Y 13 Manisa Y 10 Denizli Y 13 Zonguldak Y 8 Sinop Y 11 Samsun Y 14 Trabzon B 17 Giresun B 14 Ankara Y 8 Eskişehir K 5 Konya Y 8 Sıvas B 7 Antalya Y 16 Adana Y 14 Mersin Y 14 Diyarbakır Y 10 Şanlıurfa Y 14 Mardin B 12 Siirt B 12 Hakkâri B 3 Van B 6 Kars B 2 Ülkemiz geneli par- çalı ve çok bulutlu, Marmara’nın güney ve doğusu, Ege, Ak- deniz, İç Anadolu’nun batısı, Batı Karade- nizve Orta Karade- niz’in iç kesimleri, Do- ğu Anadolu’nun gü- neybatısı yağışlı ge- çecek. Yağışlar ge- nellikle yağmur ve sa- ğanak, Marmara’nın güney ve doğusu, Batı Karadeniz’in iç kesimleri karla karışık yağmur ve kar şek- linde olacak. Bakanlıklar özürlülere kapalı Türkiye’de 8.5 milyon engelli yaşarken kamuda “yüzde 3 engelli çalõştõrma” kuralõna uyulmuyor. 6 bakanlõkta hiç engelli çalõştõrõlmõyor, 48 bin 549 kadronun yüzde 79’u ise kullanõlmõyor. Federal Almanya, Türk ve Arap imamlara kapõlarõ kapatmakta kararlõ İmamõnõ kendi yetiştirecek OSMAN ÇUTSAY FRANKFURT - Federal Al- manya, 2500’ü aşkõn cami ve mescitte görev alacak imamlarla, okullardaki İslam din dersi öğ- retmenlerini kendi üniversite sis- teminde yetiştirmek üzere yeni adõmlar atmaya hazõrlanõyor. Si- yasal partiler, okul yöneticileri ve üniversite sisteminin de sõcak baktõğõ belirtilen yeni bir öneride, İslam dersi öğretmenleriyle imam- larõn, tõpkõ Hõristiyan ilahiyatçõlar gibi Alman yüksekokul sistemi bünyesinde yetiştirilmesi için çağrõda bulunuldu. Çok sayõda profesörle merkezi hükümet ve eyalet hükümetlerinin temsilcilerinden oluşan Bilim Konseyi (“Der Wissenschafts- rat”) Türkiye ve Arap ülkelerin- den “din dersi hocasõ ve imam ithaline” son verecek bu yöntem için çalõşmalarõn hõzlandõrõlmasõ- nõ isteyen bir karar aldõ. Basõnda yer alan ilk haberlerde, Alman- ya’daki Müslümanlara ait örgüt- lerin, bu girişime olumlu baktõğõ, ancak “Müslüman örgütlerin kurulacak enstitülerin yöneti- mine ve kararlara katılmak is- tedikleri” vurgulandõ. Halen 2.8 milyonu Türk olmak üzere yak- laşõk 4.2 milyon Müslüman’õn yaşadõğõ belirtilen Almanya’da, çok az sayõda İslam bilimleri kür- süsü bulunuyor. Bilim Konseyi’nin kararõnda, ülkedeki Hõristiyan ilahiyatçõlarõn öğrenimine benzer bir biçimde İs- lam ilahiyatçõsõ ve din dersi öğ- retmeni ile imamlar yetiştirilme- si gerektiği savunuldu. Alman- ya’nõn yüksekokul politikasõyla il- gili en önemli kurumu olan Bilim Konseyi, başlangõçta 2 veya 3 Al- man devlet üniversitesinde “İslam Araştõrmalarõ” başlõğõ altõnda bü- yük enstitüler kurulabileceğini belirtirken, bu doğrultuda hemen harekete geçilmesini istedi. 1 milyon Avro harcama Bir çalõşma grubu ile konuyu ayrõntõlarõyla projelendiren tarih- çi Lutz Raphael, basõna yaptõğõ bir açõklamada, yeni İslam enstitüle- rinin 4-6 profesörlük kürsüsü ku- rularak başlayabileceğini ve bun- lara öğretim görevlilerinin de ek- lenmesi gerektiğini belirtti. “Kök- lü bir çözüm için zamanõn geldi- ğini” kaydeden Bilim Konseyi, yõlda kürsü başõna 1 milyon Av- ro tutarõnda bir harcama yapõlmasõ gerekeceğini hatõrlatarak, bu tu- tarõn finansmanõ için merkezi hü- kümet ve eyalet hükümelerinin iş- birliği yapabileceğini hatõrlattõ. Konsey’in bu yeni enstitülerin kuruluşunu özel kurumlara bõra- kõlmamasõ ve “devlet üniversite- lerinde kalõcõlaştõrõlmasõ için” çağrõda bulunmasõ dikkat çekti. Bu yeni kürsülerin yönetimi ve görevlilerin belirlenmesinde bazõ çõkar çatõşmalarõ olabileceği belirtildi. Kilise sistemine sahip olmayan İslam’õn, üniversite sis- teminde bu tür kurumlar üzerin- de etkili olabilmesi için “İslami Araştırmalar Danışma Kurul- ları” kurulmasõ gerekiyor. Söz ko- nusu kurullarõn öğrenim progra- mõ ve bilim insanlarõnõn seçi- minde etkili olabileceği, hatta dinsel gerekçelerle araştõrmacõlara itiraz da edebilecekleri, bu doğ- rultuda bir düzenlemeye gidil- mesi gerektiği vurgulandõ. Diyanet İşleri Türk-İslam Bir- liği (DİTİB) Dinler Arasõ Diyalog Sorumlusu Bekir Alboğa, İslam dersleri müfredatõnõn belirlen- mesinde, profesörlerin görevlen- dirilmesinde kiliselerin etkili ol- duğuna dikkat çekerek, “Biz de kürsülerin planlanması aşa- masında her adımda söz sahibi olmak isterdik” derken, İslam Konseyi Başkanõ Ali Kızılkaya, “Eğer biz de yükeokullarda öğ- renim programı ve hocaların belirlenmesindeki kararlara katılabilirsek, desteklemeye ha- zırız” diye konuştu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız, “kamu kurumlarında yüzde 3 engelli istihdam et- me kuralına uyulmadığını, engelli kadrola- rının yüzde 79’unun kullanılmadığını” vur- gularken, engelli istihdamõna ilişkin sõnavõn merkezi olarak yapõlmasõ ve kadro tahsis edil- diği halde engelli çalõştõrmayan kamu kurum ve kuruluşlarõna ceza kesilmesini öngören ya- sa önerisine destek verilmesini istedi. Yõldõz, dün parlamentoda düzenlediği basõn toplantõsõnda “Resmi verilere göre, kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilmesi gereken engelli sayısı 48 bin 549 olması ge- rekirken, bu kadroların 38 bin 192’sinin boş olduğu görülmektedir. Bu, engelli kad- rolarının yüzde 79’unun kullanılmadığı an- lamına geliyor” dedi. Yõldõz, Devlet Bakanõ Selma Kavaf’õn bir soru önergesine verdiği yanõtta, engellilerin istihdamõ konusunda ka- mu kuruluşlarõnõn gerekli duyarlõlõğõ göster- mediğinin ortaya çõktõğõnõ vurguladõ. ‘AKP katkı versin’ Engellilerin işe alõnmasõnda uygulanan sõna- võn merkezileştirilmesi ve boş olan kadrolarõn bir an önce doldurulmasõ için bir yasa önerisi verdiklerine dikkat çeken Yõldõz, hükümetin katkõsõnõ istedi. Yõldõz, “Adalet, içişleri, sana- yi, dışişleri, ulaştırma ve sağlık bakanlıkla- rında hiç engelli çalıştırılmamaktadır. Çalış- ma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ise 75 en- gelliyi istihdam etmesi gerekirken, sadece 8 kişi çalıştırmaktadır. Başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere buna hiç uymayan bakanlıkla- rın bu tutumlarını kendi özürleri olarak ka- bul ediyoruz” dedi. Yõldõz’õn yasa önerisinde engelli çalõştõrmayan kamu kurum ve kuruluş- larõna para cezasõ da öngörülüyor. Yõldõz’õn verdiği bilgiye göre bazõ kamu ku- rumlarõnda boş tutulan engelli kadrolarõ şöyle: Emniyet Genel Müdürlüğü: 6 bin 229, Adalet Bakanlõğõ: 1.813, İçişleri Bakanlõğõ: 619, Dõşiş- leri Bakanlõğõ: 80, Sağlõk Bakanlõğõ: 8 bin 051, Ulaştõrma Bakanlõğõ: 33, Sanayi Bakanlõğõ: 92, Danõştay: 11, Sayõştay: 15, Hazine Müsteşarlõ- ğõ: 44, AB Genel Sekreterliği: 2, Adli Tõp Ku- rumu: 33, TOKİ: 9, ÖİB: 8, YSK: 56. ABD iddiaları kabul etmedi İstanbul Haber Servisi - ABD’nin Ankara Büyükelçiliği, Vatan gazetesinde önceki gün yer alan haberde Poyrazköy’de ele geçirilen patlayõcõlardan yaklaşõk 17 gün önce Amerikan Konsolosluğu’na ait bir aracõn bölgede fotoğraf çektiği yönündeki haberi yalanladõ. Büyükelçi- likten yapõlan açõklamada, “ABD’nin Ergene- kon soruşturmasıyla ilgisi olduğu yönünde- ki iddialarının saçma olduğu” belirtildi. Vatan gazetesinde yer alan haberde Poyraz- köy iddianamesinde yer aldõğõ iddia edilen tele- fon kayõtlarõnda, sanõklardan Binbaşõ Eren Gü- nal’õn telefonundan yapõlan bir görüşmede Se- dat isimli bir yarbayõn “Resim çeken falan bir asker dediği”, Oktay isimli bir diğer yarbayõn, “Tamam efendim. Araç, Amerikan Konso- losluğu’ndanmış. Şimdi jandarma yanımda efendim” ifadelerine yer verilmişti. Vatan ga- zetesinde çõkan bu haber üzerine yazõlõ açõkla- ma yapan ABD Büyükelçiliği, Türk mahkeme- sindeki bir davada yer alan belirli iddialarla il- gili yorum yapamayacaklarõna dikkat çekerek, “7 Nisan 2009 tarihinde bir konsolosluk aracının bölgede olduğuna dair bir kayıt yok. ABD’nin Ergenekon soruşturmasıyla herhangi bir ilgisi olduğu iddiaları saçma- dır” ifadelerini kullandõ. POYRAZKÖY SORUŞTURMASI ENGELLİ KADROLARI BOŞ T Ü R K C A M İ S İ N E A L M A N İ M A M Haber Merkezi - Tübingen’de yaşayan Müslümanlar şehir merkezindeki Türk Kül- tür Derneği Camisi’nde, Alman İmam Max Heidelberger’in arkasõnda namazõnõ kõlõyor. Almanya’nõn Tübingen kentinde Türk Kültür Derneği Camisi’nde Max Heidel- berger imamlõk yapõyor. Türkiye Haber Ajansı’nõn verdiği habere göre, camideki Müslümanlar arasõndaki tek Alman Müslü- man 27 yaşõndaki üniversite öğrencisi Hei- delberger 2007’den bu yana Türk Kültür Der- neği Camisi’nde imamlõğõ sürdürüyor. Hõristiyanlõğõ sorguladõğõnõ ve İslamõ seç- tiğini anlatan Heidelberger, “Aslında burada Türk bir hoca vardı ama Türkiye’ye ge- ri dönmek zorunda kaldı. Yerine gelen ve- kil imamın ise oturma izniyle ilgili soru- nu çıktı. Zaten önceki hoca tatile çıktığında ya da başka işlerinden dolayı burada bu- lunamadığında ona vekâlet ettiğim için bu- radaki imamlık görevini de aniden bana verdiler. Çünkü cemaate cuma namazı kıl- dırabilecek başka bir kimse mevcut de- ğildi” diyerek ilk görev aldõğõ zamanõ anlattõ. Angın son yolculuğuna çıktı Cumhuriyet’in ilk kadın öğretmenlerinden, Milli Eğitim Bakanlığı Danışmanı Refet An- gın (95) dün son yolculuğuna uğurlandı. An- gın için ilk tören Bahçelievler Özel Hizmet Hastanesi Konferans Salonu’nda gerçekleşti- rildi. Angın’ın Türk bayrağına sarılı tabutu alkışlar eşliğinde hazırlanan platforma ko- nuldu. Törende konuşan İstanbul Valisi Mu- ammer Güler, Angın’ın Cumhuriyet’e ışık tutan bir öğretmen olduğunu söyledi. Angın için Teşvikiye Camisi’ndeki törene Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, CHP İs- tanbul Milletvekili Çetin Soysal, MEB Öğ- retmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdü- rü Ömer Balıbey, İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, Beşiktaş Belediye Baş- kanı İsmail Ünal da katıldı. Angın, Orta- köy Mezarlığı’nda defnedildi. Angın’ın ta- butun başındaki ve yakalara takılan fotoğ- rafların altına ismi “Rafet” olarak yazıldı. Dimitri Druças ‘Türkiye saldõrgan’ Yunanistan Dõşişleri Bakan Yardõmcõsõ Dimitri Druças, “Türkiye’nin artan saldõrganlõğõ bizi rahatsõz ediyor” dedi. İBB Denetim Komisyonu’nun üye sayõsõ 5’ten 3’e düşürüldü İstanbul’da denetim ‘küçüldü’ DENİZ TATARER TEMUR İstanbul Büyükşehir Belediye- si’nin (İBB) 2009 yõlõ mali faali- yetlerini kontrol etmek için ku- rulan İBB Meclisi Denetleme Komisyonu’nun üye sayõsõ 5’ten 3’e düşürüldü. Komisyonun CHP’li komisyon üyesi Bülent Soylan, İBB’nin 17 milyar TL’ye ulaşan mali faaliyetlerini 3 kişinin denetlemesinin imkânsõz oldu- ğunu belirterek “Üye sayısı az- altılarak muhalefetin denetim hakkı kısıtlanıyor” dedi. 5393 sayõlõ Belediye Kanu- nu’na göre her yõl ocak ayõnda ku- rulan ve mart ayõna kadar İBB’nin bir önceki yõla ilişkin mali iş- lemlerini kontrol eden “Dene- tim Komisyonu”nun üye seçimi bu yõl AKP ve CHP gruplarõ ara- sõnda tartõşmaya neden oldu. Yõl- lardõr ilgili kanunun koyduğu üst sõnõr olan 5 üye ile faaliyet gös- teren komisyonun üye sayõsõ 11 Ocak’ta AKP’lilerin oyçokluğu ile 3’e indirildi. CHP’li komisyon üyesi Soylan, “AKP’lilerin kararı denetim komisyonu ne kadar dar tutu- lursa o kadar iyi olur anlayışı- nın bir ürünüdür” dedi. Mart 2009 seçimlerinde CHP’nin İBB Başkanõ adayõ Kemal Kılıçda- roğlu’nun da sõklõkla gündeme getirdiği 24 iştirakin mali du- rumlarõ da komisyonun denetimi dõşõnda tutuldu. Şirketlerin ko- misyon denetimine açõlmasõnõ is- teyen CHP’lilerin önergesi de AKP’lilerce reddedildi. Soylan, “AKP’liler, 24 şirketin bilan- çolarını görmek bizim yetkimiz değil dediler. Bu şirketler İs- tanbulluların malıdır. Meclis bu şirketleri serbestçe ticaret yapsın diye kurmadı. Şirketle- rin yönetim kurullarını, genel müdürlerini meclis belirliyor ancak denetleyemiyor. Borçla- rı ve alacaklarını bile bilmiyo- ruz. Böyle bir bakış açısı ola- maz” dedi. ATİNA (AA) - Yunanistan Dõşişleri Bakan Yardõmcõ Di- mitri Druças, “Yunanis- tan’ın egemenlik hakları- nın müzakere konusu ol- madığını” söyledi. Atina’da yayõmlanan Ta Nea gazetesine demeç veren Druças, Türk-Yunan ilişkilerine değindi. “Ankara’nın Ege’deki tav- rı ve bunun yeni başlayan Türk-Yunan diyaloğuna et- kisine” yönelik sorularõ yanõt- layan Druças, Türkiye’yi “sal- dırgan” olmakla suçladõ. “Türkiye’nin artan saldır- ganlığı bizi özellikle rahatsız ediyor ve bunu Türk yetkili- lerle yaptığımız konuşma- larda net bir şekilde dile ge- tirdik. Ancak bu, çabaları- mızı durdurmamız gerektiği anlamına gelmiyor, aksine hızlandırmamızı gerektiri- yor. Pasif bir şekilde olayları izleyemeyiz. İnisiyatif alarak hem mevcut olan fırsatları değerlendirmek, hem de ye- ni fırsatlar oluşturmak gere- kiyor” diye konuştu. “Atina’nın hedefleri ve bu yönde metotları olduğunu” belirten Druças, “Yeni bir ça- ba başlatıyoruz ve sonuçları- nı şimdiden bilemeyiz. Ga- yet iyi bir hazırlık yaptık, dikkatliyiz ve ne istediğimizi biliyoruz. Atina’nın geçmiş- ten de olumlu sonuçları olan benzeri bir çabadan tecrü- beleri bulunduğunu” ileri sü- rerek “ Egemenlik hakları- mız ise hiçbir durumda mü- zakere konusu olamaz” ifa- delerini kullandõ. Gazeteciye evinde saldırı KONYA (Cumhuriyet) - Konya’nõn Ereğli ilçesinde 43 yõldan bu yana yayõn yapan yerel Güneş gazetesinin genel yayõn yönetmeni Hasan Can’õn evine önceki gece kimliği belirsiz kişiler uzun namlulu silahlarla ateş açtõ. Can’õn İvriz köyü Çamlõyayla semtindeki evine yapõlan saldõrõda ölen ya da yaralanan olmazken, kapõ ve pencerelerde hasar meydana geldi. Jandarma ekipleri saldõrganlarõn yakalanmasõ için çalõşma başlatõrken, Can, “Saldõrõ eğer bir gün önce gerçekleşmiş olsaydõ belki de can kaybõ olurdu. Jandarmanõn saldõrganlarõ bulacağõna inanõyorum” dedi. Fotoğraf:SERKANYILDIZ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle