18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 2 ŞUBAT 2010 SALI 16 KÜLTÜR AYNA ADNAN BİNYAZAR HayataTutunmaDuygusu Uzun yıllar kapalı tuttuğum anılardan oluşan Masalını Yitiren Dev adlı romanımla ilgili toplantılarda değişik düzeydeki kişilerin izlenimlerini dinlemek, beni insan gerçeğini incelikleriyle kavramaya yöneltti. Konuşmalarımdan birine katılan yüksek düzeyde görevler üstlenmiş bir bayan, emekli olduktan sonra kendini boşluğa düşmüş gibi algıladığını söyledi. Geniş deneyimlerine karşın “boşluk”tan kurtulmanın yollarını arıyordu. O güne değin bilimsel makalelerin dışında, yazıyla ilgisi olmamıştı. Anılarını yazmaya koyulsa ona neler önerebileceğimi sordu. Beni gideceğim yere arabasıyla bırakırken, birbirine ulayarak yaşadıklarını özetledi: Çocukları ve torunlarıyla aynı semtte oturmuyorlardı. Ama her an buluşma olanakları vardı. Eşiyle birlikte iyi maaş alıyorlardı. Lüks arabalar, çifte çifte kışlıklar, Ege’nin en güzel koylarında yazlıklar, evde aşçılar... Türkiye’de varlık denince bunlar anlaşılıyor. Yüzlerce öğrenci yetiştirmiş, düzenli bir hayat kurmuş bu bayan, yazarak, gerçek varlığını ortaya koymanın yollarını arıyordu. Bu düşsel tutkunun derinliğinde yatan neydi?.. Yazmak, hayata tutunup benliğimizi özgürlüğe kavuşturma, yaratıcılığımızla kendimizi yeniden var etme, altından elmasa, nice değerli taşlardan oluşan kervan malı mücevherleri başkalarıyla paylaşma edimidir. Yılların dostu Prof. Dr. Leziz Onaran’ın, benim de katıldığım birçok toplantıda çok ilginç anılarını, gözlemlerini, deneyimlerini anlattığına tanık olmuştum. Sanırım çok kişi, içten içe, anlattıklarını yazıya dökmesini istemiştir ondan. Sanırım, Onaran’ın anılarını yazmasında bu isteklerin, ya da kimi toplantılarda birkaç dakika sonra bellekten uçup gideceğine inandığı konuşmaların pek etkisi olmamıştır. Yaşamak, üretici sorumluluklar yüklenerek zamanı anlamlı kılmaktır; onu yazmaya yönelten, olsa olsa, yaşadıklarını benliğinde varoluşa dönüştüren sorumluluk duygusudur. Kitabına Yaşamak Sorumluluktur (Bilgi Yayınevi) adını vermesinin nedeni de bu olmalı... Leziz Onaran yalnız içtenliğiyle değil; çalışkanlığı, sorumluluk duygusu, girişimciliği, işten iş üretmesi, eşitlikçiliği, hastalarının koruyucu meleği oluşu, merhameti, özgürlükçü inancıyla bilinçli bir Cumhuriyet kadınıdır. O çok ayaklıdır; bir ayağı evindeyse öbür ayağı tıp mesleğinin doruklarında, bir başka ayağı sivil toplum örgütlerinde, daha başkası, insanın sağlığını koruma yolunda gösterdiği gönüllü etkinliklerdedir. Onaran’ın elini atıp da savsakladığı tek girişimden söz edilemez. Din kitaplarına göre önce “söz” vardı. Ama insan söz aşamasından yazı aşamasına geçmeseydi ne anlatı, ne tarih, ne uygarlık, ne kültür olurdu... Bunlardan yoksun bir yaşam da, hayvanlara özgü bir süreci doldurmaktan öte bir anlam taşımazdı. Değerlendirilip yazıya geçirilmemiş bellek birikimlerinin, yaşamsal deneyimlerin; bedenle birlikte çürümeye terk edilmiş et ve kemik yığınından bir farkı olur muydu?.. Okuyun Yaşamak Sorumluluktur’u; Onaran’ın, tanıdığı nice bilgenin düşünce varlığını ağdırarak, yaşadıklarının değerini nice yüceliklere erdirdiğini göreceksiniz... Bu anılar, yaşamı üreterek, sorumluluk yüklenerek anlamlı kılmayı amaçlayan herkese iyi bir örnek olacaktır. [email protected] [email protected] K anadalõ yazar Eugene Stickland’in, dün- ya prömiyerini Şubat 2009’da, Batõ Ka- nada’nõn Calgary beldesinde yapmõş olan “Kraliçe Lear” adlõ yeni oyunu, Kent Oyuncularõ tarafõndan sunuluyor. Kuzey Amerika’nõn dõşõndaki ülkelerde pek ta- nõnmayan ödüllü yazar Stickland, metnini yakõn çev- resindeki gerçeklere dayandõrmõş. Oyunun, Cal- gary’de tiyatronun gelişimine katkõda bulunmuş, ti- yatro ve sinema sanatçõsõ Joyce Doolittle’a 80. do- ğum günü armağanõ olarak yazõlmasõ, böylece sa- natçõya -kendisine duyulan saygõnõn somut kanõtõ olan- Joyce Doolittle Tiyatrosu’nda ilk kez sahne- ye çõkma olanağõ yaratmasõ, dahasõ, yalnõzca ka- dõnlardan oluşan Urban Curvz topluluğu tarafõndan sahnelenmesi oyunun yerel boyutlarõnõ belirliyor. Stickland’õn kõzõ Hanna’nõn, sanatçõlara ‘ezber yaptırıcı’ olarak çalõşmõş olmasõ da cabasõ... “Kraliçe Lear”, erkek oyuncularõn ustalõk dö- nemlerini taçlandõran Kral Lear çapõnda bir başro- lün kadõnlar için yazõlmamõş oluşu nedeniyle yõllardõr sahneden uzak kalmõş, yaşlõ bir kadõn oyuncunun (Ja- ne) yaşadõğõ ezber sorunu, ‘rol ezberletici’ olarak tut- tuğu genç kõz (Heather) ile karşõlaştõğõ ‘kuşaklar ara- sındaki iletişim zorluğu’ gibi konularõ içeriyor. Top- lumsal yaşamdaki kadõn-erkek ayrõmõna tepki ola- rak, “Kral Lear”in “Kraliçe Lear”e dönüştürülüp ‘kadın’lardan oluşan bir topluluk tarafõndan sah- nelenmesi de bir başka konu. Ancak, yan izleklerin birbirini desteklemesi yoluyla ‘içerik oluşturma’ çabasõ güden, iskambil kâğõtla- rõndan kurulu titrek bir yapõya dayandõrõlmõş izle- nimini veren oyunu bir yazarlõk harikasõ saymak ola- sõ değil. “Kral Lear”den alõnan bölümlerin seçimi de içeriği doldurmuyor. İlk uzun tirad, yaşlõ kadõnõn ezber sorununu aştõğõnõ gösterme, sondaki ikili sah- ne de oyunu noktalama işleviyle sõnõrlõ. “Kraliçe Lear”i çekici yapan, oyun boyunca çal- dõğõ parçalarla Jane’in içsel serüvenini dile getiren ‘çellist’ figürü. Oyunun gerçekçi dokusuna ‘fante- zi boyutu’ katan bu buluş, bir yandan, sahnede dra- matik gerilim oluşturan tek öğe olarak işlev taşõrken, bir yandan da temelde gerçekçi öğeler içeren deko- run, soyutlama yoluyla esnekleştirilmesini sağlõyor. ‘SAHNE REKORTMENİ’ Başoyuncunun yorumunun, biri ‘çello’, öteki ‘oyuncu’ olan iki enstrümanõn da desteğiyle parla- tõldõğõ, ‘resital parçası’ olarak tasarlanmõş bir me- tin var karşõmõzda. Yıldız Kenter gibi, 80. yaşõnõ ve 60. sanat yõlõnõ henüz aşmõş bir ‘diva’ya böylesine denk düşecek bir başka oyun bulmak kolay olmasa gerek. Leyla Kenter Tepedelen çok iyi bir zam- anlamayla oyunu annesi için Türkçeleştirmiş. Yapõm Yõldõz Kenter’in yalõn sahne düzeniyle, Osman Şen- gezer’in de yarõ stilize-yarõ gerçekçi dekorunun ve giysi tasarõmõnõn şõklõğõ içinde sunuluyor. Yõldõz Kenter’i merakla izliyorum. Sanat yaşamõnõ taçlandõran nice zorlu rol ile oranlandõğõnda ‘eğ- lencelik’ sayõlabilecek Jane rolünü biçimlendirirken tõpatõp kendisi gibi olmayõ seçmiş. “81 yaşındayım ve 80’ine yaklaşmış bir kadın oyuncuyu oynu- yorum” dercesine... Oyunculuğu 61 yõl boyunca, alt edilmesi güç bir ‘sahne rekortmeni’ olarak aralõk- sõz sürdürmüş olmasõna karşõn, sesinde ve devini- minde yorgunluk sezilmiyor. Belki tam da bu nedenle böylesine formda... Ionesco’nun “İskemleler” oyu- nundaki yaşlõ kadõnõ -henüz otuzlu yaşlarõndayken- oynadõğõnda, ‘titrek’ kõlma gereksinmesini duydu- ğu sesi hiç de titremiyor. Aynõ yapõmdaki ikinci Io- nesco oyunu olan “Ders”te canlandõrdõğõ öğrenci kõ- zõ artõk oynamayabilir, ama amuda kalkõşõ, bedeni- ni devindirme ustalõğõnõ koruduğunun kanõtõ... Yõldõz Kenter’in doğal ve güvenli yorumuyla akõp giden ‘resital’i keyifli kõlmada öteki iki genç oyun- cunun da önemli oranda payõ var. Dizilerden tanõ- dõğõmõz, güzel sanatlar lisesi öğrencisi Sedef Şahin, Heather’õ yalõnlõk içinde, Kenter’le ‘tam dozunda’ paslaşarak yorumlarken, çellist Feride Berin Varol, sevimli müzisyen ve oyuncu kimliğiyle sahne ola- yõnõn devinimini sağlõyor. Dilerim, bu genç sanatçõlar sahip olduklarõ sahne sempatisine çok yaslanmadan, zamansõzca büyüklenmeksizin gelişsinler. Teşekkürler, Yõldõz Kenter. Yõldõz Kenter’e ‘ezber yaptõrõcõ’ gerekli mi? Resitalkõvamõndabiroyun Kültür Servisi - Bu yõl 42’ncisi dü- zenlenen Sinema Yazarlarõ Derneği (SİYAD) Ödülleri, önceki gece Be- şiktaş Kültür Merkezi’nde yapõlan törenle sahiplerini buldu. Reha Er- dem’in yönetmenliğini yaptõğõ ‘Hayat Var’ ‘En İyi Film’ ve ‘En İyi Yö- netmen’ dahil dört ödüle değer gö- rülürken Yağmur ve Durul Tay- lan’õn yönettiği ‘Vavien’, ‘En İyi Se- naryo’ ve ‘En İyi Kadın Oyuncu’ dahil beş dalda ödül aldõ. Cem Yılmaz ile Şenay Gürler’in sunduğu keyifli törene Türk sinemasõnõn birbirinden değerli isimleri katõldõ. Eleştirmen Alin Taşçıyan’õn yakõn zamanda FIPRESCI Başkan Yardõm- cõlõğõ’na getirilmesinin sõk sõk takdir- le dile getirildiği gecede, bu yõl Sezer Sezin, Süleyman Turan ve Vedat Türkali’nin değer görüldüğü onur ödülleri de sahiplerine verildi. Sağlõk sorunlarõ nedeniyle törene katõlamayan Türkali’nin ödülünü, kõzõ Deniz Tür- kali alõrken babasõnõn yaşlandõğõnõ ama asla ihtiyarlamadõğõnõ; şu an ise ‘Bir Gün Tek Başına’nõn senaryosu üzerinde çalõştõğõnõ söyledi. Bu yõlõn Tuncan Okan Emek Ödü- lü ise SİYAD’õn Onursal Başkanõ Atilla Dorsay’a gitti. Ödülünü Tür- kan Şoray’õn elinden alan Dorsay, “Eğer okurlarım tarafından sevil- diysem, bunun nedeni yalnızca si- nemayı sevmem; sinema alanını zekâmı, bilgimi ispatlamak için bir araç olarak görmememdir” diye konuştu. Beyoğlu’na gözü gibi bakanlar Kültür Servisi - Beyoğlu Belediyesi ile Atlas dergisinin ortaklaşa düzenlediği “Beyoğlu - Gözün Gibi Bak!” başlõklõ fotoğraf yarõşmasõnõn sonuçlarõ açõklandõ. 6 eserin dereceye girdiği yarõşmada birinciliği Ahmet Tarõmcõ, “Beyoğlu Çeşitlemesi 1” adlõ eseriyle kazanarak 5 bin TL’lik ödülün de sahibi oldu. İkinciliği Ercan Aydeniz, “Bekleyiş”; üçüncülüğü ise Hüseyin Yõldõz, “Galata Kulesi” adlõ çalõşmasõyla aldõ. Dereceye giren eserler, Beyoğlu Belediyesi Sanat Galerisi’nde 30 Mart - 8 Nisan tarihleri arasõnda sergilenecek. SİYAD’da‘HayatVar’ Kent Oyuncularõ yapõmõ olan “Kraliçe Lear” bir yaşlõ kadõn oyuncunun, ‘ezber yaptõrõcõ’ bir genç kõzõn ve bir ‘viyolonsel’in varlõğõyla biçimleniyor. Oyun, bu hafta her gece ve pazar gündüz Harbiye Kenter Tiyatrosu’nda izlenebilir. En İyi Film: Hayat Var (Yapõmcõ: Ömer Atay) En İyi Yönetim: Reha Erdem (Hayat Var) Cahide Sonku En İyi Kadın Oyuncu Performansı: Binnur Kaya (Vavien) En İyi Erkek Oyuncu Performansı: Nadir Sarõbacak (Uzak İhtimal) En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Performansı: Büşra Pekin (Neşeli Hayat) En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Performansı: Settar Tanrõöğen (Vavien) Mahmut Tali Öngören En İyi Senaryo: Engin Günaydõn (Vavien) En İyi Görüntü Yönetimi: Florent Herry (Hayat Var) En İyi Müzik: Atilla Özdemiroğlu (Vavien) En İyi Kurgu: Reha Erdem (Hayat Var) En İyi Sanat Yönetimi: Elif Taşçõoğlu (Vavien) En İyi Belgesel: 5 No’lu Cezaevi (Yönetmen: Çayan Demirel) En İyi Kısa Film: Cennette de Ölüm Var (Yönetmen: Savaş Baykal) Ahmet Uluçay Umut Ödülü: Melih Selçuk En İyi Yabancı Film: Açlõk (Hunger) (Yönetmen: Steve McQueen; İthalatçõ: Kuzey Film) Reha Erdem’in filmi, 42. SİYAD Ödülleri’nde dört ödülün sahibi oldu Okay Temiz’le ‘Ritmin Günü’ Kültür Servisi - Okay Temiz, dünyaca tanõnan ritim ustalarõnõ, bugün saat 20.00’de, Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda buluşturuyor. 2002’den beri, her yõl usta müzisyen Okay Temiz’in doğum gününde düzenlenen “Ritmin Günü” konserine bu yõl, Karnataka College of Percussion Grubu ve Ramamani (vokal), Harald Swensson (piyano), Yamar Thiam (talking drum), Ahmet Özden (zurna), Burcu Karadağ (ney), Çağdaş Oruç ( sax ) Rüstem Çembeli (asma davul), Ebru Ayarcõ (djembe), Tom Camidge (djembe), ALGO-RİTMO Perküsyon Grubu ve 80 kişilik “Okay Temiz Ritim Atölyesi” katõlõyor. Tutanhamon’un soy ağacı açıklanacak KAHİRE (AA) - Mõsõr, arkeoloji dünyasõnõn büyük sõrlarõndan birisi olan firavun Tutanhamon’un soyağacõnõ ilan etmeye hazõrlanõyor. Mõsõr Eski Eserler Genel Müdürü Zahi Havas yaptõğõ açõklamada, bu önemli keşfin Kahire Müzesi’nde 17 Şubat’ta yapõlacak basõn toplantõsõnda kamuoyuna duyurulacağõnõ belirtti. Havas, bu arkeolojik keşfin DNA analizleriyle yapõlan araştõrmalarõn sonucunda geldiğini kaydetti. Turkuvaz işlemelerle süslü som altõndan mezarõ içindeki mumyasõ İngiliz arkeolog Howard Carter tarafõndan 1922’de bulunan genç firavun Tutanhamon, yaklaşõk MÖ 1333 ve 1324 yõllarõ arasõnda hükümdarlõk yapmõştõ. 18. Mõsõr hanedanõnõn 12. firavunu olduğu tahmin edilen Tutanhamon’un asõl ölüm sebebi, tüm soy zincirindeki firavunlar gibi tam olarak bilinmiyor. Soldan sağa, Binnur Kaya, Süleyman Turan, Engin Günaydın, Sezer Sezin, Reha Erdem, Atilla Dorsay, Atilla Özdemiroğlu, Büşra Pekin.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle