18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] 2 ŞUBAT 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B Bilindiği gibi Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün yönetiminde olan mazbut vakıflarla, mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi’nin yürürlük tarihinden önce kurulmuş ve yönetimi vakfedenlerin soyundan gelenlere şart edilmiş vakıflar olan mülhak vakıflar, cemaat vakıfları, esnaf vakıfları ve yeni kurulacak vakıflar 5737 sayılı Vakıflar Kanunu’na tabidir. Vakıflar vakıf amaç ve faaliyetlerinin yerine getirilmesi için gelir getirici şekilde değerlendirilmesi zorunlu olan taşınır ve taşınmazlar olarak tanımlanan her türlü “akara” sahip olabilirler. Bunların başında taşınmazlar gelir. Ayrıca haklar, imtiyazlar, menkul kıymetler ve para mevcudu da vakıfların varlıklarını oluşturur. Ancak vakıfların varlık sahibi olmaları yetmez; bu varlıkların akar olması, yani gelir getirmesi ve resmi senette yazılı faaliyetlerde kullanılması gerekir. Eğer bir varlık gelir getirmiyorsa veya getiriyor da amaçların gerçekleşmesinde kullanılmıyorsa, bu, kabul edilen bir durum değildir. Aksi halde vakıflar varlıklarını vakfa vergisiz ve ihtilafsız aktaran birimler haline gelir ki bu vakıfların niteliğine ve amaçlarına aykırılık oluşturur. Bu nedenle vakıflar sahip oldukları taşınmazları rayiç değerinden kiralayarak elde edecekleri kira bedelini, bankadaki paralarını en iyi şekilde değerlendirerek elde edecekleri nemayı, imtiyaz ve isim haklarını kiraya vererek veya gelir getirici değerlendirerek elde edecekleri gelirleri, amaçlarının gerçekleşmesine tahsis etmek zorundadırlar. Yani gelirler faaliyetler için harcanmalıdır. Gelir getirici olmayan büyük varlıklara sahip olan bir vakıf yeterli gelir yaratmadığından dolayı amacını gerçekleştiremiyor veya eksik gerçekleştiriyorsa bu durumda, varlıkların vakfedilme amacı ile çelişki doğar. Örneğin 100 birim gayrimenkulü olan bir vakfın elde edebileceği kira 50 birim olup da 10 birim elde ediyorsa amacın gerçekleşmesine 40 birim gelir eksik aktarılıyor demektir. Bunun için kira gelirinin 40 birim daha arttırılması gerekir. Eğer kira bedeli arttırılamıyor veya kiralanamıyorsa bu durumda taşınmazların Vakıflar Kanunu’nun 12. maddesi kapsamında gelir getirici varlıklarla değiştirilmesi gerekir. Diğer bir örnek, vakfın 100 birim parası var ve bunun faizini amaca tahsis etmiş de bu yeterli olmuyorsa ya parayı harcayacak ya da bu parayı daha fazla gelir getirici bir varlığa dönüştürecektir. Vakıf amacı burs vermek ise gelirini arttırarak bursiyer sayısını arttıracaktır. Sanatsal ve kültürel etkinlik amacında olan bir vakıf bu faaliyetlerini arttıracak veya çeşitlendirecektir. İmtiyaz veya haklarına sahip bir vakıf bu haklarını tehlikeye düşürmeden gelir getirici olarak değerlendirecektir. Örneğin bir vakıf isim hakkını ipotek ettirerek kredi sağlayıp amacını gerçekleştiremez veya ileride bu hakları kaybedebilecek bir şekilde kullanamaz. Parasını borsada değerlendiremez. Burada amaç, vakıfların amaçlarını gerçekleştirmek için para harcamasının esas olduğudur. Amacın gerçekleşmesi için gelir harcanmıyorsa veya varlık gelir getirici hale getirilmiyorsa bu durumda vakıf yönetimin basiretli davranmadığından hareketle Vakıflar Genel Müdürlüğü sorumluluk iddiasında bulunabilir ve Vakıflar Kanunu’nun 27. maddesi çerçevesinde mahkeme kararı ile varlık mallarına el konulabilir. Vakıflara kuruluşunda tahsis edilen ve daha sonra bağışlanan taşınır ve taşınmaz mallar veraset ve intikal vergisinden istisnadır. Bu nedenle varlıkların vergisiz olarak vakfa aktarılması amacı taşındığının ileri sürülmemesi için bu varlıkların gelir getirici alanlarda değerlendirilmesi, eldeki gelirlerin de amacın gerçekleştirmesi yolunda harcanması sağlanmalıdır. Bu itibarla vakıfların varlıklarını akar haline getirmeleri ve gelirlerini amaçlarına tahsis etmeleri hususunda basiretli davranmalarını tavsiye ediyoruz. Vakıflar Varlıklarını ve Gelirlerini Amaca Tahsis Etmelidirler M A L İ Y E C İ G Ö Z Ü Y L E / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm superonline.com İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Emperyalist Yüzsüzlük Demokrasinin beşiği olarak bilinen İngiltere’de yeni sol rüzgârlarıyla iktidara gelen İşçi Partisi lideri Tony Blair en sonunda Irak işgalindeki savaş suçunun hesabını vermek üzere sorgu masasına oturdu. Sonuç olarak ifadesinde Irak işgali gerekçelerinin bugün artık yalan olduğunun bilinmesine karşın, özetle pişman olmadıkları ana fikri ile savunmasını yaptı. Meclis soruşturma komisyonu başkanı Chilcot’un adı ile bilinen komisyonda verdiği ifadede, daha da ileri bir söylemle “Iraklılar Saddam rejimi yerine bugünü tercih edeceklerdir” dedi. Blair’in, emperyalist dünyanın çifte standardı, kendileri için insan hakları, demokrasi yüzsüzlüklerinin belgesi gibi, dün Irak’ta terör ilk verilere göre en az 40 Iraklının canını daha aldı. En az 150’yi bulan ağır yaralı sayısı ile kanlı bir gün daha yaşandı. Irak’ın işgal edildiğinden bu yana işgal ve işgalin ürünü iç savaşta, terör eylemlerinde canlarını kaybeden Iraklı sayısı milyonlarla sayılıyor. Yaralılar katlanmış olarak on milyonlarla. Savaşın ürünü hastalıklar, kanser, çocuk ölümleri, açlığa bağlı hastalıklar.. dünya ortalamalarını utandırıcı oranlarda katlıyor... Irak’tan gelen kanlı çatışmaların ölü, yaralı, çevre tahribatını yansıtan fotoğraflarının bir diğer yüzünde cenazelerde ağıt yakan çarşaflı kadınlar var. Ağıt yakma görüntülerine, el kol hareketlerine göre artık hangi tür terör eyleminin kurbanı olduklarını kestirebiliyorum; “Mezhep, ırklar çatışması görünümünde, yoksulluğu paylaşmamak üzere kanlı paylaşım kavgasına, iç savaşa sürüklenmiş Irak’ta, intihar bombacısının kurbanı Şiiler, ya da cesetleri çöpte bulunmuş, işkence ile öldürülmüş Sünnilerin yakınları kadınlar...” diyebiliyorum. Irak işgalinin en anlamlı gerekçesi, iyice kanlanan petrolün en zengin yatakları üzerinde yaşayan Iraklılar günlük ihtiyaçları için bulamadıkları petrol için ellerinde bidonlar uzun kuyruklarda bekliyorlar. Aslında en temel gıda ve her tür gereksinimlerinde aynı kuyruklar var. Akıl almaz yoksulluğun simgesi; elinde en pahalı silahı tutan örgüt üyelerinden ağıt yakan kadınlara, kuyruklarda bekleyenlere, ayaklardan ayakkabı yok olarak yerini naylon terlikler almış. Katliam fotoğraflarında kaçanların bıraktıkları naylon terlik yığınları açlığın, yoksulluk, yoksunlaşmanın bir başka simgesi... Tabii ki gazetecilik ilgi alanımın odağında güncel sorun olarak TEKEL işçilerinin kaderi üzerinden yapılan pazarlıklar var. Ancak sorunların kaynağı, emperyal yüzsüzlüğün hafta sonu yaşanan bu boyutunu geçmek içime sinmiyordu. Kaldı ki 12 bin TEKEL işçisinin üzerinden yapılan pazarlık büyük olasılıkla bugün bile sonuçları ile tam anlaşılmış olmayacak.. Sağlıklı değerlendirmesi gelecek günlere kalacak... Dışardan bakıldığında Erdoğan hükümetinin siyaseten kıramadığı bu büyük direniş karşısında uzlaşmak zorunda kaldığı ortada. Ancak yenik düşmemek adına çok ince hesaplarını da görmezlikten gelemeyiz... Erdoğan hükümeti baştan işçilerin Ankara’nın ayazına yenik düşmelerini öngörmüştü. İnsanlık üstü direniş karşısında uzlaşma noktasına geldiğinde ise, yenilmek yerine yenmeye dönük ustalıklı hesaplarını bir bir gündeme soktu. Elbette Türk-İş’in üst yönetiminde iktidara geldiklerinden bu yana uzlaşı içinde oldukları liderler arabulucu olarak devreye gireceklerdi. Aslını ararsak direnen işçilerle, sendikalarının da, bu arabuluculuğa sendikacılığın uzlaşı geleneği gereği itirazları olmayacaktı... Püf noktası zamanlama; Başbakan Erdoğan görüşmeyi kabul eder, ilgili bakanları görevlendirir, son görüşme tarihlerini belirlerken 1 Şubat’ın geçmesini özellikle bekledi. TEKEL işçilerinin TEKEL’e bağlı iş akitlerinin yasal olarak sona ermesi, iş akitlerinin feshedilmiş, ihbar ve kıdem tazminatlarının bankaya yatırılmış olması öngörülmüştü. Hukuken geri dönüşü olmayan bir süreç tamamlanacaktı ki, işçilerin “Özlük haklarım korunarak yeni bir iş istiyorum. Neresi olursa olsun, her koşula razıyım” tezi baştan kırılsın. Sonrasında 4-C’nin iyileştirilmesi üzerinden pazarlıkların daha kolay yapılabileceği hesaplanmıştı. Medyanın da sendikalar, işçi yasaları, hele de 4- C üzerinden cehaleti sayesinde zaten kamuoyuna yapılan açıklamalarda kafalar iyice karıştırılıyordu. TEKEL işçisinin derdinin önceden kıdem tazminatı alma değil, yasal süresi dolana kadar iş bulup emekli olabilme haklarını istedikleri görmezlikten geliniyordu. Sorun zaten kolayca çarçur edilecek, bugüne göre eksik kıdem tazminatı almak değil, emekli olana kadar özlük hakları saklı iş bulabilmekti. İşçi, geldiği yaşta asla bir daha emeklilik hakkını alabileceği sigortalı işi bulamayacağı gerçeği ile yüz yüze idi. Hükümetin dünyada örneği olmayan iş güvencesiz geçici işçi olarak 4-C statüsünde işe aldığı işçileri nasıl kolayca işten atabildiğini örnekleri ile biliyordu... Ölümüne direniş işte bu çaresizliğin, bilincin ürünüydü. Ankara ayazına direnen işçi ile, tazminata yenik düşecek, teslim olacak yandaş işçi yaratma, birbirlerine kırdırma hesabı yapılmıştı.. Hepsi bu... [email protected] Ocakta ihracat bir önceki yõlõn aynõ dönemine göre yüzde 12.5 arttõ, 12 ayda ise yüzde 21.6 düştü İhracatçõlar Çin’i keşfetti Ekonomi Servisi - Türkiye İhra- catçõlar Meclisi (TİM) verilerine göre, ocakta ihracat bir önceki yõlõn aynõ dö- nemine göre yüzde 12.52 artõşla 7.91 milyar dolar oldu. TİM Başkanõ Meh- met Büyükekşi’nin Erzurum’da yap- tõğõ açõklamaya göre, geriye dönük 1 yõllõk ihracat yüzde 21.6 düşüşle 97.95 milyar dolar olarak gerçekleşti. Dõş ticaretten sorumlu Devlet Bakanõ Zafer Çağlayan da ocakta 121 ülke- ye yönelik ihracatta artõş yaşandõğõnõ, oransal bazda en fazla ihracat artõşõnõn Çin’e yönelik olduğunu belirterek şun- larõ kaydetti: “İhracatımızdaki ilk 20 ülke içinde oransal bazda en faz- la ihracat artışı sağladığımız ülke, 11. sırada yer alan Çin olmuştur. Bu ar- tış Çin’in toplam ihracatımızdaki pa- yını yüzde 0.9’dan yüzde 2.4’e çı- karmasını sağlamıştır.” Çağlayan, “2010’da TİM’in 111 milyar dolar hedefini de aşarız” de- di. TİM’in verilerine göre ocakta en fazla ihracat yapan sektörler, 1.43 mil- yar dolar ile otomotiv ve yan sanayi- si, 1.17 milyar dolar ile hazõr giyim ve konfeksiyon ve 850 milyon dolar ile kimyevi maddeler ve mamulleri sek- törleri oldu. TİM Başkanõ Büyükekşi “Genel olarak baktığımızda hem toplamda hem de sektörler bazında kıpırdanma ve artışın devam ettiği- ni görmekteyiz” dedi. Ocakta oransal bazda en fazla ihracat artõşõ 11. sõrada yer alan Çin’e yönelik satõşlarda oldu. Çin’in toplam ihracattaki payõ yüzde 0.9’dan yüzde 2.4’e çõktõ. ÖRNEK VAKA OLARAK OKUTULUYOR Akbank’õn büyümesi Harvard’da ders oldu Ekonomi Servisi - Ak- bank’õn, 2001 krizi sonra- sõndaki dönüşüm hikâyesi ve büyüme stratejisinin, Har- vard Üniversitesi Kennedy School of Government’ta (Harvard KSG) örnek vaka olarak okutulduğu bildirildi. Akbank’tan yapõlan yazõ- lõ açõklamada, Akbank’õn “Yeni Ufuklar Değişim Programı” ile uygulamaya koyduğu yönetim, değişim ve büyüme stratejisinin ban- kanõn, sadece krizde büyüyen bir banka haline getirmekle kalmayõp ekonomik kriz- den çõkõş ve büyüme ko- nusunda ders konusu ve referans kaynak ol- masõnõ da sağladõğõ kaydedildi. Harvard Üniversitesi tarafõn- dan hazõrlanan “Akbank Vaka Çalışması”nõn ilk kez Ağus- tos 2009’da özellikle fi- nans sektö- ründe çalõşan profesyonel- ler için üni- versitede ve- rilen bir yö- netici eğiti- minde su- nulduğu ifade edilen açõkla- mada, Akbank Vaka Çalõş- masõ’nõn Ocak 2010’da da dünyada birçok üniversitede lisans ve lisansüstü prog- ramlarda okutulan vaka ça- lõşmalarõnõ içeren Harvard KSG’nin “case programı kataloğu”nda yerini aldõğõ bildirildi. Akbank Yönetim Kurulu Başkanõ Suzan Sabancı Dinçer, bu çalõşmanõn sade- ce Akbank için değil, Türk bankacõlõk sektörü için de gu- rur verici olduğunu vurgula- yarak, “Akbank Vaka Çalışması, her yıl Harvard Üniversi- tesi’nde öğrenci- lerle buluşmaya ve geleceğin lider- lerinin eğitimin- de önemli bir rol oynama- ya devam edecek. Ak- bank, güçlü ve iyi yöne- tilen Türk bankacılık sektörünün dünya için güzel bir temsili ol- muştur” dedi. 772 MİLYON LİRALIK DAVAYI KAZANDI Doğan Holding de güldü, borsa da Ekonomi Servisi - Kendisine karşõ açõlan 772 milyon liralõk ilk vergi ve ceza davasõnda mahkeme Doğan Yayõn Holding lehine ka- rar verdi. Doğan Yayõn Holding’in Kamuyu Aydõnlatma Platfor- mu’nda (KAP) yayõmlanan yazõ- sõnda, “Şirketimizin Halkalı Ver- gi Dairesi aleyhine açmış olduğu da- valardan (862.4 milyon TL vergi aslı ve ceza ihbar- namesinin terkini- nin ‘kaldõrõlmasõ’ hakkında) önemli tutarda olan bir bölümünün, şirke- timiz lehine so- nuçlandığı bilgisi hukukçularımız tarafından şirke- timize iletilmiştir” denildi. Buna göre şirketin bağlõ ortak- lõğõ Doğan TV Holding hisseleri- nin Axel Springer AG’nin bir bağ- lõ ortaklõğõna satõşõyla ilgili olarak şirkete tebliğ edilen, 115.3 milyon lira vergi aslõ ve 657.2 milyon li- ra vergi cezasõ olmak üzere toplam 772.5 milyon lira vergi aslõ ve ce- za ihbarnamesinin terkini talebi ile açmõş olduğu davanõn şirketin le- hine sonuçlandõğõ duyuruldu. Diğer taraftan, geriye kalan da- valardan 4.4 milyon lira vergi as- lõ ve 7.5 milyon lira vergi cezasõ ih- tiva edenlerin “kısmen kabul, kısmen ret”; 8.2 milyon lira vergi aslõ ve 22.9 milyon lira vergi ce- zasõ ihtiva edenlerin “bekletme”; 632 bin 240 lira vergi aslõ ve 632 bin 240 lira vergi ce- zasõ ihtiva edenlerin “ret”le sonuçlandõğõ ifa- de edildi. Diğer davalarda yargõ süreci devam ediyor. Doğan Yayõn Holding hisseleri, günü yüzde 21.05 artõş- la kapadõ. Doğan Yayõn’õn hisse- leri dünün en çok yükselen hisse- si olurken Doğan Holding yüzde 12.73, Hürriyet Gazetecilik yüzde 7.41, Doğan Burda 7.30, Doğan Gazetecilik yüzde 6.67 yükseldi. JCR, Türkiye’nin notunu bir kademe arttırdı Japon kredi derecelendirme kuruluşu JCR, Türkiye’nin yabancı ve yerel para cinsinden uzun vadeli kredi notunu bir basamak arttırarak “BB”ye yükseltti. JCR, görünümü ise “durağan”da bıraktı. Açıklamada, not artırımının temel olarak Türk ekonomisinin küresel finansal kriz ortamında dış şoklara karşı direncini yansıttığı, Türk ekonomisinin küresel finansal krizin etkilerinden kendi başına toparlanmasını desteklediği belirtildi. İhaleye katõlõyor ICF, Priştina Havaalanı için yarışıyor PELİN GEL AĞAN ANTALYA - Antalya Havali- manõ işleticisi ICF Airport Koso- va’daki Priştina Havaalanõ’na yatõrõm yapmaya hazõrlanõyor. Nisan ayõnda ihaleye girecek olan şirket, ihale için ön yeterli- lik alan 3 gruptan da birisi. ICF markasõnõ Doğu Avru- pa’ya taşõmayõ amaçladõklarõnõ belirten ICF Airports Yönetim Kurulu Başkan Yardõmcõsõ Ser- hat Çeçen, “Kosova Cumhuri- yeti Priştina Havaalanı’na ön yeterliliğimizi bir ay önce al- dık. Şu anda çalışmalarımız devam ediyor. İhale nisan ayında sonuçlanacak” dedi. Priştina Havaalanõ’na yõllõk 1.5 milyon yolcu gelip gittiğine dik- kati çeken Çeçen, havaalanõ yatõ- rõmõ hakkõnda şu bilgileri verdi: “Priştina Havaa- lanı’ndaki yatırım 20 sene sürecek olan yap- işlet-devret projesi. Oraya terminal binala- rı ve ek üniteler ya- pılacak ve ona göre de fiyat teklifi verile- cek. Orada ön yeterlilik alan 3 gruptan bir tanesiyiz” di- ye konuştu. Aybar: Otomotiv pazarı 2009’a göre daralacak Ekonomi Servisi - Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar, otomotiv paza- rõnõn bu yõl, 2009 yõlõnõn gerisinde kala- cağõnõ belirtirken Renault’nun satõşlarõnõn ise pazarõn altõnda daralacağõnõ söyledi. Renault ve Dacia markalarõnõn 2010 de- ğerlendirmesine ilişkin toplantõda konuşan Aybar, “2010, 2009’dan daha az satışla geçecek. Otomotiv Distribütörleri Der- neği’nin çalışmalarında pazardaki da- ralma yüzde 10, 20, 25 arasında öngö- rüldü. Biz pazardan daha az daralaca- ğız” diye konuştu. ODD verilerine göre otomotiv pazarõ, 2009 yõlõnda toplam araç pazarõ yüzde 12.8 artõşla 557.126 adet olarak gerçekleşti. Ay- bar, bu yõlõn ocak ayõnõn, geçen yõlõn ay- nõ ayõ gibi durgun geçmediğini, ancak pa- zara ilişkin net bir yorumda bulunmak için şubat ayõ rakamlarõnõn görülmesi gerekti- ğini kaydetti. İbrahim Aybar, 2009 yõlõn- da binek otomobil pazarõnda 369 bin 819 adet araç satõşõ gerçekleştirildiğini hatõr- latarak Renault’nun, 59 bin 21 adet binek otomobil satõşõyla yüzde 16 pazar payõ el- de ettiğini dile getirdi. Binek ve hafif ticari araç toplam pazarõnda ise 557 bin 126 adet araç satõşõ gerçekleştirildiğini belirten Ay- bar, Renault’nun, gerçekleştirdiği 72 bin 470 adet araç satõşõ sonucunda yüzde 13 oranõnda pazar payõ elde ettiğini bildirdi. Ticari araç pazarõnda 2010 yõlõnda daha iddialõ olacaklarõnõ belirten Aybar, “Bi- nekte de, küçülecek pazardan daha fazla pay alacağımızı düşünüyoruz” dedi. Elektrikli araç üretimine teşvik ko- nusunda hükümetle görüşmelerin sürdü- ğünü söyleyen Aybar, “Belli yapılan- manın yerine getirilmesini bekliyoruz. Türkiye bir şeyler yapılması gerektiği- nin farkında” şeklinde konuştu. Renault’nun elektrikli Fluence modeli- nin 2011 yõlõnda Bursa fabrikasõnda üre- tilerek dünyaya ihraç edilmesi planlanõyor. Dacia Marka Yöneticisi Orhan Çetin de, bu yõl pazar paylarõnõ yüzde 50 arttõrarak yüzde 3’lere ulaştõrmayõ hedeflediklerini söylerken haziran ayõndan itibaren fabri- ka çõkõşlõ LPG’li modelleri satõşa sunma- yõ planladõklarõnõ sözlerine ekledi. Mustafa Uysal Türk Telekom Finans Başkanõ Ekonomi Servisi - Türk Telekomünikasyon AŞ Yönetim Kurulu’nun, Mustafa Uysal’õn Türk Te- lekom Grubu’nun Finans Başkanõ (CFO) olarak atanmasõna karar verdiği bildirildi. Türk Telekom’un Kamuyu Aydõnlatma Platfor- mu’nda yayõmlanan yazõsõnda, şirketin yönetim ku- rulunun Mustafa Uysal’õn Türk Telekomünikasyon AŞ ve iştiraklerinin tümünü birlikte ifade eden “Türk Telekom Grubu”na CFO olarak atanma- sõna karar verdiği belirtildi. Yazõda, Uysal hakkõnda şu bilgiler verildi: “İş hayatına 1976 yılında Ma- liye Bakanlığı’nda hesap uzmanı olarak başla- yan Mustafa Uysal, Anadolu Grubu’nda sıra- sıyla, mali işler koordinatörlüğü, mali işler baş- kanlığı ve iş geliştirme başkanlığı görevlerinde bulundu. Uysal, Vergi Konseyi’nde başkanlık görevini de sürdürmektedir.” Suzan Sabancı Dinçer Serhat Çeçen Doğan Yayõn Holding’in, açõklamalarõna, JCR’nin Türkiye’nin kredi notunu yükseltmesi eklenince borsa 55.237 puanõ gördü. Genel Müdür İbrahim Aybar ve Dacia Marka Yöneticisi Orhan Çetin, 2010 hedeflerini açıkladı. Aybar, yeni Clio modelininTürkiye’de üretilip üretilmeyeceği sorusuna yönelik değerlendirmede bulunmadı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle