23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 2 ŞUBAT 2010 SALI 6 HABERLER TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ [email protected] - www.mehmetfarac.com Yollara ulaşan su taşkınları ve tarlaların yanı başına öbeklenmiş kar dağlarını aşarak ulaştık Trakya’ya... Uğur Mumcu’yu anma etkinlikleri için Edirne’nin Keşan ve Tekirdağ’ın Hayrabolu ilçelerinde Cumhuriyet okurları ve aydınlarla bir araya geldik... Bizi aracıyla Keşan’a götüren Nizamettin Çetinkaya, Cumhuriyet âşığı bir emekli öğretmen. Onu her perşembe günü gazetemiz önünde Mustafa Balbay ve arkadaşlarına destek vermek için düzenlenen etkinlikte de görebilirsiniz... Keşan’daki etkinliği ADD ve Eğitim - İş şubeleri ile CUMOK düzenlese de, aslında yöre insanıyla buluşmamıza Cumhuriyet dostu sanatçı Füsun Küçükoğlu öncülük etmişti. Hayrabolu’daki etkinliğin öncüsünün de benim açımdan bir özelliği vardı. ADD Şube Başkanı emekli yüzbaşı Mehmet Kaptan askerliğimi yaptığım bölükte görevliydi. O dostluk bizi tam 24 yıl sonra bir aydınlanma toplantısında buluşturdu. Demokrat Partili Belediye Başkanı Hasan İrtem’in tahsis ettiği yeni ADD binasının açılışına yöre insanı büyük ilgi göstermişti. 4 yıl önce yapılmasına karşın ne hikmetse çatısı akan ve tabanı ıslak olan Sadi Kıyak Öğretmenevi Salonu’nu dolduranlar arasında Başkan İrtem’in yanı sıra siyasi partiler ve kitle örgütlerinin temsilcileri ile ADD’liler ve CUMOK’lar da vardı. Etkinliğin ardından ADD yöneticileri Mehmet Kaptan, Melek Esmer, Nazire Alp, Ömer Şükrü Coşar, Kenan Kurat ve Abdullah Damar’la yemek yiyip sohbet ettik. Bu sohbetten anladık ki, Hayrabolu’nun ekilebilir 600 bin dönümlük arazisinin en az 450 bin dönümü bankalara ipotekliymiş!.. Bu acı tablo bile “Kriz teğet geçti” diyen AKP’lileri yalanlamaya yetiyordu... Şu “Ergenekon”, “Darbe” ve “Balyoz” gibi safsata karanlığının ortasında salt işçiyi, çiftçiyi ve memuru haciz kıskacında inleten ekonomik kriz gizlenmiyormuş!.. Tek parti faşizminden cesaret alarak pervasızlaşan bürokrasinin ne hallere geldiği de örtbas ediliyormuş! CHP’lilerin Trakya’yı bir an önce dolaşarak kitleleri uyarmasında büyük yarar var... Eminim Milli Görüşçüler’in gençlik örgütü Anadolu Gençlik Derneği şubelerinde tef eşliğinde düzenlenen ayinlere katılan, AKP yöneticileriyle ense tokat ilişkiye giren emniyet müdürlerine ve Kurtuluş Savaşı’nı anlatan tiyatro gösterimlerini bile “Ergenekoncu bunlar” diyerek terk eden Fethullahçı kaymakamlara rastlayacaklardır!.. Trakya CHP’nin önemli kalelerinden biri... Geçmişte Güneydoğu’da devlet arazilerini cemaatlere peşkeş çeken valilerin bu kez siyasi güçlerini kullanarak Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli’ne tarikat göçü sağladıkları söyleniyor... CHP’nin bölgedeki etkinliğini bir türlü kıramayan siyasal dincilik anlaşılıyor ki, gerici dernekler, vakıflar, tarikat yurtları ve cemaat ekonomisini kullanarak Trakya’yı da kuşatmaya çalışıyor!.. Haciz ve Tarikat Kuşatmasında Trakya!.. Trakya’daki coşkulu toplantılarda “Terör ve Güneydoğu”yu anlatırken AKP’nin fiyaskoya dönüşen “Kürt açılımı” projesine de vurgu yaptım. Baştan beri aynı konuya ısrarla dikkat çekiyorum; PKK’nin ne istediğini bilmeden atılacak adımlar boşa gidecektir!.. Nitekim hem BDP hem de PKK’nin açıklamalarından da görülüyor ki, AKP’nin Kürtçe TV yayını, üniversitelerde enstitü kurma çabaları, insan hakları ve araştırma komisyonlarıyla ilgili girişimleri Kürt siyasetini pek ilgilendirmiyor... Zaten açılım çabaları sırasında ipleri eline almak için her yönteme başvuran Öcalan da artık bu işin bittiğini söylüyor. İşte “Ben hücredeyim, elim kolum bağlı” diyerek çaresizliğini anlatırken aslında özgürlüğünü dayatan Öcalan’ın geçen çarşamba günü avukatlarına anlattıkları: “Açılım falan yok, açılım dedikleri safsatadır. AKP’nin demokratik açılımla ilgili bir broşürü varmış, orada ilk sayfada hemen ‘Apo’ya af yok’ falan diyorlar, işte bu ip mip meselelerini tartışıyorlar, faşizan bir yaklaşımdır. AKP Kürt sorununun çözümü diyerek yedi yıldır herkesi oyalıyor. Bununla muazzam oy da aldılar. Ama artık bunun bir tasfiye ve oyun olduğu açığa çıkmıştır. Kürtlerin de bunu böyle iyice anlaması gerekir. AKP’nin bu politikaları artık sonuç vermez.” PKK; ABD, Irak ve Türkiye’nin uyguladığı üçlü mekanizma planıyla yalnızlaştıkça nihai hedefe daha hızlı varmak istiyor! Kapanıp açılma ikileminde çaresizlik yaşayan Kürt siyaseti ise son olarak Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) çatısı altında çıkış ararken aynı pusulaya sarılıyor: Öcalan’a özgürlük... Beklentilerini daraltırken aslında hedef büyüten Kürt siyasetinin açılımla ilgili AKP’ye verdiği yanıt BDP’nin dün yapılan kongresinde de değişmedi. BDP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş ile Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır, “Eğer Kürt sorunu çözülmek isteniyorsa muhatap Öcalan’dır” dediler!.. AKP, Güneydoğu’nun dolambaçlı ve mayınlı yollarında hangi güzergâha girerse girsin bundan böyle hep İmralı talebasıyla karşılaşacak; çaresizliği ve çıkmazı da giderek büyüyecektir!.. AKP’nin Önündeki Tabela!.. Titrese de elleri, gözyaşları haykırışını saçsa da çevreye... Cendereye girmektense ölmek dedi en iyisi!.. Önce babasına sıktı kurşunu sonra da kumpasa sokulmuş dertli başına!.. Diyarbakır’da sevmediği biriyle evlendirilmek istendiği için bir apartmanın beşinci katından ölüme atlayan Hediye ve peşinden aynı yöntemle intihar eden ikizi Kadriye’nin dramı unutulmadı!.. Benzer sorunların körüklediği bir öfke ve aynı sonla biten bir öykü ise önceki akşam Van’ın Özalp ilçesine bağlı Yünkuşak köyünde yaşandı... 20 yaşındaki Fatma Uçan, kendisini istemediği biriyle evlendirmek isteyen babası Seyfettin Uçan ile tartışmaya başladı. Tartışma büyüyünce, genç kız evdeki ruhsatsız tabancaya sarıldı... Törenin çaresizliği içinde yalnız bırakılan o kız “Yeter artık” diye isyan etti ve feodal kafanın eskimiş yasalarını ürkütme uğruna kınalı parmaklarını tetiğe götürdü!.. Sıktığı tek kurşunla babası yaralandı!.. Fatma daha sonra kendini bir odaya kapattı ve tüm ikna çalışmalarına karşın ölümü tercih etti! Genç kız kafasına bir kurşun sıkarak töresel baskıya yeni bir bayrak daha açtı! Kadın erkek iletişiminde kuralları koymakta ısrar eden törenin son gösterisinde silah belki de ilk kez kadının elindeydi!.. Sonunda kendini öldürmüş de olsa, bir Doğu kadını sosyal yaşamı kıskaca alan aşiret kuralları ve erkek egemen şiddete başkaldırmış oldu!.. Kurban ve Silah!.. BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI Süper Obezite Ameliyatı Prof. Mustafa Taşkın’ın morali çok bozuk, ülkeyi terk etmeyi ve ameliyat yapmayı bırakmayı bile düşünüyor. Taşkın, gazetelere bilgisayar dahisi olarak yansıyan süper obez Bülent Tigin’i ameliyat eden cerrah... Şimdi büyük bir saldırı altında! Gazeteleri (Milliyet başta!) okuyunca, neden bu ameliyatlar yasaklanmıyor ölüm riski fazlaysa, diye düşünebilirsiniz... Prof. Emre Öge’ye bunu sordum. Dur, dedi; on binlerce hastanın bazen tek çaresi bu ameliyatlar. Konuyu araştırmam için dünyada “bariyatrik cerrahi” diye bilinen, aşırı şişmanlığın ameliyatla tedavisi üzerine yayımlanan birkaç derleme makalenin adresini verdi... Daha sonra, cerrah Prof. Rıfat Yalın ile konuştum: Riski yüksek bir ameliyat. Mustafa Taşkın’a göre, süper obez kişilerin ameliyat sonrası kayıp oranı dünyada yüzde 2. Taşkın, bugüne kadar iki bin kadar aşırı obez ameliyatı yapmış. Çok ünlü kişiler var hastaları arasında. Dünyadaki standartlara yakın bir başarı oranı var! Peki şişman-aşırı şişman kime deniyor? Bu konuda standartlar, beden-kitle indeksi (Body-Mass-Index/BMI) ile belirleniyor. Bu indeks 30’un üzerindeyse kişilerde, şişman sayılıyor. BMI 40 ve üzerindeyse aşırı ve süper şişman olunuyor. Taşkın’ın ameliyat yaptığı kişilerin ortalama BMI’si 44. Aşırı-süper şişman. Bu kişilerin perhiz vb. ile zayıflaması çok zor. Dünyadaki bilimsel yayınlara göre ameliyat dışı yöntemlerde, süper şişmanlar hızla kilolarını genellikle geri alıyor. Bariyatrik ameliyatlarla aşırı obez kişiler kilolarını verdikleri gibi, gelişen pek çok hastalık da (diyabet vb.) geri gidiyor. Basında “mideye kelepçe takılıyor” diye geçiyor, ancak midenin bir kısmı yatay veya dikey bantlanıyor, mide küçülüyor, hastalar az yiyerek çabuk doyuyor ve kilo vermeye başlıyorlar. Prof. Taşkın diyor ki: BMI’si 45’in üzerinde olanlar süper obez/şişman. Ameliyat sonrası bu kesimde kayıp yüksekken, BMI’si 40-45 arasında olanlarda ise kayıp hasta oranı düşük: Binde 3. 18 yıldır bu ameliyatları yapıyor. Dolayısıyla, ortalamalara göre kaybedilen aşırı obezlerin sayısı az değil. Ancak, hastalar bütün bu riskleri bilerek ameliyat oluyor! Genellikle de başka çareleri bulunmuyor, aşırı şişmanlık ve geliştirdikleri diğer hastalıklar nedeniyle zaten yüksek bir ölüm riski içinde yaşıyorlar! Taşkın, aynı zamanda Türk Obezite Cerrahisi Derneği’nin de başkanı. Türkiye’de onlarca yerde bu ameliyat yapılıyor. Üniversite hastaneleri dışında, özel hastanelerde de... Antalya, Bursa, Ankara... Hatta Darıca Devlet Hastanesi’nde bile. En az 100 ameliyat yapmış bir cerrah, ustalaşmış kabul ediliyor! Bu nedenle, pek çok hastanede kaybedilen hasta oranının daha yüksek olduğunu, belki de yüzde 5’leri bile aştığını öngörmek zor değil! ABD’de 300 merkezde bu ameliyatlar yapılıyor. Belçika’da yılda 1000 ameliyat yapılıyor! Türkiye’de örneğin hastaların MR ve BT ile görüntülenmesi zor, çünkü hastaların sığacağı büyüklükte cihazlar yok! Türkiye’de obez sayısı ve ameliyatları fazla olmadığı için, büyük cihazlardan getirmiyorlar! Peki, ortak kullanım için Obez Cerrahisi Derneği ve Sağlık Bakanlığı bu şişmanlar için geniş cihazlar getirtemez mi? Devlet obezite yılı ilan ediyor, bu konuda çabası olmalı. Kaybedilen Tigin’in BMI’si 54’tü... İki gün iyi gitmiş, ancak üçüncü gün göğüs ağrısı sonucu, Cerrahpaşa’ya kaldırılmış. Çünkü bu tür şişmanlarda ameliyat sonrası en büyük risklerden biri, Akciğer embolisi. Özellikle ayak damarlarından pıhtılar kopuyor ve akciğerleri tıkayabiliyor! Ancak tedavisi zor ve hasta kaybedilebiliyor. Taşkın, savcılıktan, Adli Tıp otopsisi istiyor, ancak aile istemediği sürece bunu yapamadıkları yanıtını alıyor. Savı şu: Ameliyat başarılı geçti, akciğer tıkanması ölüm nedeni. Tigin, 250 kiloydu ve yaralı ayaklarından sıvılar akıyormuş geldiğinde. Bu hastalarda solunum sıkıntısı da var... Prof. Rıfat Yalın diyor ki: İnsan bedeninde herhangi bir organda patolojik bir durum yokken yapılan bir ameliyat, obezite cerrahisi. Normal çalışan bir organı (mide) az çalışmaya zorluyorsunuz. İlk başta, cerrahinin felsefesine ters bir durum. Ama bu ameliyatlarda binlerce aşırı şişman da hayata geri dönüyor... Doktorları asıp kesmeden önce, durumu anlayalım dedim... Milliyet Gazetesi Genel Yayõn Yönetmeni İpekçi, katledilişinin 31. yõlõnda anõldõ ‘Biz hâlâ mahkûmuz’ İstanbul Haber Servisi - Ülkücü te- rörist Mehmet Ali Ağca tarafõndan 1 Şubat 1979’da evinin önünde öldürü- len Milliyet Gazetesi Genel Yayõn Yö- netmeni Abdi İpekçi, katledilişinin 31. yõlõnda mezarõ başõnda anõldõ. İpekçi için dün Zincirlikuyu Me- zarlõğõ’ndaki mezarõ başõnda tören dü- zenlendi. Törene, İpekçi ailesinden eşi Sibel ve kõzõ Nükhet İpekçi, meslek- taşlarõ Sedat Ergin, Hasan Pulur, Tufan Türenç, Doğan Heper, Meh- met Ali Birand, Nail Güreli, TGC Başkanõ Orhan Erinç’in yanõ sõra, CHP İstanbul İl Başkanõ Gürsel Tekin ve DİSK Genel Başkanõ Süleyman Çe- lebi katõldõ. ‘Bir engelleme hikâyesi’ Babasõnõn mezarõ başõnda açõklama yapan kõzõ Nükhet İpekçi, “Bizim mahkûmiyetimiz sona ermedi. Öz- gürleşemedik. Buradayız, suskun- luk bozmak, feryat etmek, çığlık at- mak için burada değilim. Otuz bir yıl önce en sorumlu kurumların başın- da bulunan yöneticiler, bu hafta te- ker teker bizi o günlere götürdüler. Devletin bütün güçleri- ni seferber ettik ama başaramadık dediler. Aslında bu bir başarı- sızlık değil, bir engelle- me hikâyesidir” dedi. İpekçi, şunlarõ söyledi: “Sormadıklarımız ve ce- vaplamadıklarımızla birlikte hepimiz ortak bir suçu paylaşmış sa- yılmaz mıyız? Sayın Cumhurbaşkanı, Başba- kan, Genelkurmay Baş- kanı, birlik ve güvenliğimizden so- rumlu bütün kurumların yöneticile- ri; acaba bu soruların cevabını hep birlikte, sakince arasak bulabilir miyiz?” Akşam da NTV’de yayõmla- nan “Canlı Gaste” programõna baba- sõnõn kanlõ gömleğiyle katõlan İpekçi, “Ben 31 yıldır bu gömleğe sarılarak yaşıyorum” dedi. Milliyet Gazetesi Ge- nel Yayõn Yönetmeni Sedat Ergin de, cinayeti “açık parantez ve Türkiye için kanayan yara” olarak değerlendirdi. ‘Öldürmek kutsallaştı’ Ergin, “Yetkilileri açıkla- ma yapmaya davet ediyo- rum” dedi. “Ağca’nın hapis cezasının sona ermesiyle Türkiye’de adam öldürmek kutsallaştı” diyen gazetemiz yazarõ ve TGC Başkanõ Or- han Erinç ise “Gazetecilik meslek ilkeleri açısından şid- detin ön plana çıkarılmasını, reyting sağlama amacıyla yapılanları kını- yorum” ifadelerini kullandõ. Basõn Enstitüsü Derneği ise IPI Fai- li Meçhuller Kampanyasõ’na atõfta bu- lunarak “adalet çağrısı”yaptõ. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargõçlar ve Savcõlar Birliği (YAR- SAV) Yönetim Kurulu, son günlerde yargõnõn yasama ve yürütmenin “düş- manı” olarak gösterilmeye çalõşõldõ- ğõna dikkat çekerek, “Türk yargısına olan hıncını sanki düşman bir dev- let organıymış gibi her platformda sergileyenlere karşı” toplumu yargõ- ya sahip çõkmaya çağõrdõ. YARSAV Yönetim Kurulu’ndan yapõlan açõklamada, anayasada yar- gõya ilişkin olarak yapõlmak istenen değişiklikle parçalõ, asõl sorunlarõn çö- zümünden uzak ve tek bir kurumu he- def alan, bütünlüğe aykõrõ bir deği- şiklik amaçlandõğõ ifade edildi. Açõklamada, yargõç ve cumhuriyet savcõlarõnõn yaptõklarõ ve yargõsal de- netim yolu açõk işlemlerin de, yasal- lõğõ tartõşõlõr şekilde müfettiş deneti- mine tabi kõlõnarak, “adliye baskın- ları ve hedefteki yargıç ve cumhu- riyet savcılarına yönelik soruştur- malarla yargıçlar üzerinden yar- gıya yapılan baskıların artarak de- vam ettiği” kaydedildi. Yargõ erkinin yasama ve yürütme- nin düşmanõ, engelleyicisi ve “pran- gası” gibi gösterilmeye çalõşõldõğõ ifade edilen açõklamada, yargõç ve savcõlarõn zor şartlar altõnda ve yü- rütme organõnca baskõya maruz ka- larak çalõştõklarõ belirtildi. Açõklamada, siyasal iktidarõn tem- silcilerinin “Beş hâkim bir araya gel- diğinde ne hükümet dinliyorlar, ne bakanlık” söylemleri ile bağõm- sõz, örgütlü ve güçlü yargõ istenme- diğine ilişkin bilinçaltõnõ dõşa vuran ve yargõnõn yürütmenin yedeğine alõn- masõnõn sinyallerini veren söylemle- rin artmõş olduğu ifade edildi. Açõk- lamada, şunlar kaydedildi: “Tüm bunlarla da yetinmeyip, sa- hadan ve seçilerek gelen yargıçla- ra güvenmediğini, yargının yargı- ya bırakılmayacak kadar önemli ol- duğunu, Türkiye’nin yargı vesa- yetinden kurtarılması gerektiğini, yargı devleti kurulmayacağını dil- lendirerek hukukun üstünlüğüne alternatif bir yaklaşım sergileyen yürütmenin baskısı yetmiyormuş gibi, öncelikle yargıç ve cumhuriyet savcılarının mesleğe kabul, atama, disiplin işleri ile görevli olan Yük- sek Kurul’a, Türk yargısının en te- mel geleneklerinden birini yerle bir etmek pahasına, yargıç olmayan kişilerin, üstelik siyasilerce seçil- mesinin uygun görülmesine karşı, Türk yargısına olan hıncını sanki düşman bir devlet organıymış gibi her platformda sergileyenlere kar- şı toplumu yargıya sahip çıkmaya çağırıyoruz.” Açõklamada, yargõç ve savcõlarõn birçok sõkõntõ ile karşõ karşõya bõra- kõldõğõ belirtilerek, yargõ mensupla- rõnõn en ağõr koşullarda ve hükümet konaklarõ içine sõkõştõrõlmõş adliye- lerde kuşaklar boyu bağõmsõz, taraf- sõz ve onurlu biçimde adalet dağõt- maktan asla ödün vermedikleri kay- dedildi. İpekçi için dün Zincirlikuyu Mezarlõğõ’ndaki mezarõ başõnda tören düzenlendi. Törende konuşan kõzõ Nükhet İpekçi “Otuz bir yõl önce en sorumlu kurumlarõn başõnda bulunan yöneticiler, bu hafta teker teker bizi o günlere götürdüler. Devletin bütün güçlerini seferber ettik ama başaramadõk dediler. Aslõnda bu bir başarõsõzlõk hikâyesi değil, bir engelleme hikâyesidir” dedi. İZMİR VE ADANA’DA DA TÖRENLERLE ANILDI İZMİR/ADANA (Cumhuriyet) - Milliyet Gazetesi Genel Yayõn Yönetmeni Abdi İpekçi, katledili- şinin 31. yõlõnda İzmir ve Adana’da düzenlenen törenlerle de anõldõ. İZMİR: Türkiye Gazeteciler Fe- derasyonu ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanõ Atilla Sertel, İpekçi’nin katili Ağca’nõn bir kah- raman gibi sunulmasõnõn yürekleri dağladõğõnõ vurguladõ. Sertel şunla- rõ söyledi: “Abdi İpekçi 31 yıl sonra bir kez daha öldürüldü. İlke ve öğretileriyle ‘Abdi İpekçi Gazeteciliği’ anlayışının doğma- sına neden olan Abdi İpekçi’yi an(la)mak ve onun ilkelerini gü- nümüz medyasında yeniden ege- men kılmak gerektiğine inanıyo- ruz.” CHP İzmir İl Başkanõ Rıfat Nalbantoğlu da İpekçi’yi, düzen- lediği basõn toplantõsõyla andõ. ADANA: Adana’da da, Çukuro- va Gazeteciler Cemiyeti yaptõğõ yazõlõ açõklamada şunlarõ kaydetti: “Laik, demokratik, sosyal hukuk devleti konusunda duyarlı, bü- tün bunları mantığı ve yüreğiyle savunan bir gazeteci olan Abdi İpekçi’yi 31. ölüm yıldönümünde bir kez daha saygı, sevgi ve öz- lemle anıyoruz.” Yargõçlar ve Savcõlar Birliği toplumu yargõya sahip çõkmaya çağõrdõ ‘Yargı düşman gibi gösteriliyor’ Kızı Nükhet İpekçi. ‘İpekçibirkezdahaöldürüldü’ Yüksekova’da gerginlik YÜKSEKOVA (AA) - Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde iki grup arasõnda çõkan kavgada, 2 kişi yaralan- dõ. Alõnan bilgiye göre, alacak meselesi yüzün- den aralarõnda husumet bulunduğu belirtilen iki grup, Cengiz Topel Caddesi’ndeki İran Çarşõsõ’nda karşõlaştõ. Gruplardakilerin tartõş- masõyla başlayan arbe- de, Cengiz Topel Cad- desi’nde taşlõ sopalõ kavgaya dönüştü. Poli- sin müdahalesiyle son- landõrõlan kavga sõra- sõnda 2 kişi yaralandõ. HES’te tarihi nitelikte karar İstanbul Haber Servisi - Rize İdare Mah- kemesi, Fõndõklõ ilçesin- deki Abu Çağlayan Dere- si üzerinde yapõlmasõ planlanan hidroelektrik santral inşaatõnõ durdurdu. Mahkemenin, Türkiye’nin enerji ve su politikalarõnõ değiştirecek tarihi kara- rõyla, Türkiye’deki dereler üzerine kurulmasõ planla- nan 1601 HES inşaatõnõn da durdurulmasõnõn yolu açõlmõş oldu. Fõndõklõ De- releri Koruma Platformu, Türkiye Su Meclisi ve Doğa Derneği bugün Tak- sim Hill Otel’de saat 10.30’daki toplantõyla ka- rarõ değerlendirecek. Uyuşturucu operasyonu İstanbul Haber Servisi - İstanbul polisi uyuşturucu kaçakçõlõğõna yönelik yaptõğõ çalõşmalar kapsamõnda Van’dan İs- tanbul’a gelen ve içinde uyuşturucu madde bulun- duğu belirlenen bir kam- yonu takibe aldõ. Çamlõca gişelerde durdurulan kam- yonda gizli bir bölmede 102 paket halinde 100 ki- logram esrar maddesi ele geçirildi. Operasyonda 14 kişi de gözaltõna alõndõ. Zincirleme kaza TEM’i felç etti İstanbul Haber Servisi - TEM Otoyolu Hasdal Viyadüğü üzerin- de dün zincirleme trafik kazasõ meydana geldi. 5 aracõn karõştõğõ kazada 2 kişi yaralandõ. Yaralõlar olay yerine gelen ambu- lanslara konularak hasta- neye kaldõrõldõ. Ankara istikametinde meydana gelen kaza nedeniyle uzun süre trafik yoğun- luğu yaşandõ. Kazaya ka- rõşan araçlarõn itfaiye ta- rafõndan kaldõrõlmasõ ve yapõlan kumlama çalõş- malarõnõn ardõndan bir şeridi kapalõ olan TEM otoyolu trafiğe açõldõ. [email protected] www.negatif.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle