18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 ŞUBAT 2010 SALI 10 DIŞ HABERLER [email protected] CMYB C M Y B KAVŞAK ÖZGEN ACAR Yunan’a Ekmek Yerine Savaş Uçağı! Bu köşede 18 Aralık’ta “Ekonomik Domuz Gribi Komşuda!” başlıklı yazımızda, ortanın solundaki PASOK’un başkanı ‘3. Papandreu’ya iktidarı “gönüllü olarak seve seve” devreden ortanın sağındaki 2. Konstantin Karamanlis’in düşüncesini “Oh! Bu beladan ucuz kurtuldum” sözleri ile değerlendirmiştik. Yeorgios Papandreu’nun iktidar sevincinin kursağında kalmasını bir yana bırakın, kendisinin ve Yunanistan’ın ne denli bir batak içine düştüğü her geçen gün biraz daha aydınlanıyor. 3. Papandreu ne yapacağını şaşırmış durumda! “Kendi muhtac-ı himmet bir dede / Bilmez ki gayra nasıl himmet ede!” konumundaki ABD’nin kapısını çalmak, Uluslararası Para Fonu’ndan kredi dilenmek, üyesi olduğu Avrupa Birliği’nden destek sağlamak için dolaşıp duruyor. Bırakın Batı’nın “şımarık çocuğuna” 4.5 aydır yardım etmek, 3. Papandreu’nun keline merhem bile sürmediler! Yunanistan ve AB arasındaki görüşmeler “Koyun can derdinde, kasap et derdinde!” deyişine dönüştü. 3. Papandreu, AB’nin patronları Almanya Başbakanı Angela Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı Nikolas Sarkozy ile yardımı görüştü. Merkel, eski başbakanlardan Kostas Simitis’in (Simit) Avrupa’nın ortak yapımı savaş uçağından vazgeçmesini anımsatarak, “ABD’den savaş uçağı aldığınız için yardım mardım bekleme!” dedi. Sarkozy de “Bizim Rafale savaş uçaklarımızdan neden almıyorsun?” diye hesap sordu. İki patron, savaş uçakları dışında Yunan Deniz Kuvvetleri için 3 milyar Avro’luk firkateynlerin de kendilerinden alınmasını istediler. Anlaşılan AB’nin iki patronu, kendi ekonomilerine girdi sağlamak için Yunan halkının “canını” istiyordu. Yunanistan’a kredi verecekler, o silah alacaktı. Ayrıca Yunan ekonomisinin bataktan çıkması için değil, günlük tüketimi karşılamak için kredi sağlanabilecekti. Anlaşılan, 1793’te idam edilen ve 16. Lui ile evlendiği günlerde Fransız halkının ekonomik bunalımını kendisine anlatanlara “Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler!” diyen İmparatoriçe Marie Antoinette’den bu yana Paris’te pek fazla bir şey değişmemiş! Avrupa İmparatoru Sarkozy ve İmparatoriçe Merkel, Yunan halkına “ekmek” yerine “silah” vermek istiyor! İnsanın aklına bir soru geliyor? Neden savaş uçağı, neden savaş gemisi, kime karşı? Sovyetler Birliği ve Varşova Paktı artık yok! Afganistan ve Aden Körfezi’nde görev yapan Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü’ne mayısta yeni bir “stratejik kimlik” verilecek. Yunanistan’a zorla satılmak istenilen bu silahların hedefinde, yoksa gelecekte Ege ve Kıbrıs sorunlarından dolayı Türkiye mi var? Cuma akşamı HaberTürk TV kanalında biri kendisini “profesyonel defineci”, ikincisi “madenci” olarak tanıtan, üçüncüsü de bir ünlü emekli müzecinin katıldığı “Öteki Gündem” programının konusu “Hazine Peşinde” idi! Bilmiyorum RTÜK ve Kültür Bakanlığı’nın uzmanları ile hukukçuları bu programı izlediler mi? İzlemedilerse birlikte değerlendirmelerini öneririm. “Türk Indiana Jones’ları” olarak tanıtılan definecilerin, “tılsımlı” ve “cinlerin korudukları” defineleri nerelerde, nasıl aradıkları ballandırarak anlatıldı. Anayasanın 63. maddesi devletin, toprak altındaki maden ve petrol gibi “tarih, kültür ve tabiat varlıklarının” da sahibi olduğunu, “özel mülkiyet konusu olanlara getirilecek sınırlamalar ve bu nedenle hak sahiplerine yapılacak yardımların” yasa ile düzenleneceğini öngörür. Her yeni Kültür ve Turizm Bakanı ya da ilgili genel müdürün ilk hedeflerinden biri “metal dedektör kullanımını yasaklamak, en azından maden yasasına benzer kurallar ile defineciliği düzen altına almak”tır. Ancak “Gâvurun malı günah değil, bırakın define arasınlar” biçimindeki siyasal baskı ile tasarı rafa kaldırılır. Eskiden “Her köyün bir delisi var!” denilirdi. Siyasacılarımız sayesinde artık bu söz “Her köyün bir delisi, iki definecisi var” olarak değişti. Türkiye’de 50-55 bin köy olduğuna göre 21. yy Türkiyesi’nde 150- 165 bin delinin varlığından söz edilebilir. Programda mesleğini “elektronik teknisyeni” olarak tanımlayan “madenci” delikanlı, ayrıca metal dedektör de yapıp satıyormuş. Türkiye’de “bu amaçla (hangi amaçla?)” gitmediği yer kalmamış! Maden devletin vereceği “ruhsatla” ancak “belirli bir alanda” aranabilir. Her isteyen, her istediği yerde maden ve petrol arayamaz. Anlaşılan Türkiye’de bazı insanlar “madenci” kisvesi altında, define arıyor! Bir yere gittiğinde “Gel şurada define var mı? Bir bakıver!” demişler. O da bakıvermiş. Jandarma yakalamış. Yargılanıyormuş. Delikanlı kamera önünde “Güpegündüz define aramak suç olamaz!” diyerek kendisini savunmaz mı? Yani define ancak “gece aranırsa” suç olurmuş! “Büyülü, tılsımlı” defineleri cinler; cinleri de yılanlar korurmuş! Cinlerden korunmak, tılsımları ve büyüleri bozmak için Kuran’dan “âyet-el-kürsî” gibi dualar okunmalıymış! “Profesyonel” ve “amatör” defineci kavramlarını ilk kez duydum! Bildiğim, devletin, belirli koşulları yerine getirenlere, müzeci ve güvenlik görevlilerinin gözetiminde, define arama için izin verdiğidir. “Profesyonel defineci”, karşı “büyü” ile kentlerdeki cinleri bile kovabiliyormuş! Türkiye’den göç eden azınlıkların gönderdikleri haritalara ve işaretlere göre defineler bulunabiliyormuş! Programda yasadışı definecilik teşvik edilirken, hangi metal dedektörlerin ne ölçüde başarı sağladıkları övülürken, “aleyhte yazılarla definecilerin, metal dedektör yapanların ve satanların kaçakçı gibi gösterilmelerinin onurlarına dokundukları” da dikkate alınmalıymış. Definecilik serbest bırakılmalıymış! Adamların define var diye, Eskişehir’de Friglerin Yazılıkaya çevresindeki bir anıtı ya da Çorum’un bir vadisinde Kibele kabartmasını dinamitlemeleri “delilik” değil de nedir? Tılsım, büyü, cin gibi kavramlar peşinde koşan binlerce deliye; tarihsel, kültürel, dinsel mirasın “Kalaşnikofları” olan metal dedektörleri pazarlayanların; tarihsel, kültürel, dinsel miras kaçakçılığını yasadışı yollardan teşvik edip “güpegündüz kaçak kazı olur mu” diyenlerin onurlarını anlamakta izleyicilerin güçlük çektiğini sanıyorum. Emekli arkeoloğun, defineciliğin ne denli kötü bir iş olduğunu anlatacağı yerde müzecilere yüklenmesini ise aklım hiç almadı! Devlet, müzeye getirilen, kendi malı olan bir eseri “satın almaz”! Bu eseri getirmekle “hak sahibi” olan kişiye devlet anayasa gereği “yardım” eder, yani ödüllendirir. Karun Hazinesi, Elmalı Definesi davalarında Türkiye çok çekti. Karşı tarafın avukatlarının “Madem müze satın alıyor, o halde bu eser özel mülkiyete tabidir. Bu eseri müzeye götüren kişi Türkiye içinde ve dışında her istediğine de satabilir!” savını avukatlarımız çürütmekte zorlandılar. Her iki davada bu sav mahkemelerin 2-3 yılını aldı, Türkiye’nin birkaç milyon dolarına mal oldu. Pazar günü Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin orta salonunda yurtdışına kaçırılıp da geri gelen define ve eserlerin yanı sıra “satın alma yolu ile müzeye kazandırılan eserler” yazılı bir pano dikkatimi çekti. Müzeciler “satın alma yolu” kavramını ağızlarına asla almamalıdırlar. Bakanlık da bu konuda tüm örgütü uyarmalıdır. Augustus Tapınağı’nın dibinde Ankara Başkent Belediyesi’nce “su havuzu” yapılması, Bakanlıkça “kuru havuza” dönüştürülmesi kararı, geçen hafta Ankara’ya gelen “Dünya Anıtlar Vakfı” uzmanlarınca da değerlendiriliyor. Vakıf, tapınağı 2002 yılında “Dünyada korunması gereken 100 anıt” listesine koymuştu. Cinli Defineler Nasıl Bulunur? Elmek: [email protected] Faks: 0312. 442 79 90 A N M A 16 Şubat 1969 günü, ABD emperyalizminin işbirlikçisi gerici ve irtica odaklarının, 50 bini aşkın devrimci topluluğa saldırarak ve 2 kişinin ölümü ile yüzlerce kişinin yaralanmasına neden olarak tarihimize “Kanlı Pazar” olarak geçen üzücü olayı 41. yıldönümünde bir Açık Hava Basın Toplantısı ile anıyoruz. TARİH: 16 Şubat 2010 Salı, Saat: 14.00 YER: Galatasaray Lisesi’nin önü - Galatasaray İLETİŞİM : 0532 325 85 90 - 0532 414 10 68 - 0532 522 91 53 BİRLİĞİ VAKFI Brüksel yakõnlarõnda meydana gelen kazada 18 kişinin öldüğü belirtildi Trenler kafa kafaya çarpõştõ ÇİMEN TURUNÇ BATURALP BRÜKSEL - Belçika’nõn baş- kenti Brüksel’e 20 dakikalõk mesafede iki trenin çarpõşmasõ ile meydana gelen kazada resmi açõklamaya göre 18 kişi hayatõ- nõ kaybetti. Kazada 20’si ağõr 80 kişinin yaralandõğõ belirtilirken yetkililer ölü sayõsõnõn artma- sõndan endişeli. Kaza dün sabah saatlerinde Halle adlõ banliyödeki Buzingen istasyonuna beş yüz metre kadar uzaklõkta meydana geldi. Mev- sim normallerinin dõşõnda yağan kar ve demiryollarõ boyunca yükselen duvarlar yaralõ ve yol- cularõn kaza mahallinden uzak- laştõrõlmasõnda büyük güçlüklere yol aç- tõ. Kazadan sonra birçok polis, itfaiye ara- basõ ve ambulans kurtarma çalõşmalarõ- na katõldõ. İlk aşamada hafif yaralõlar en yakõndaki spor merkezinde toplandõ. Belçika’da okullarõn tatile başladõğõ ilk gün meydana gelen kazada trenlerde kaç kişinin yol- culuk yaptõğõ henüz bilinmiyor. Ancak kazanõn sabah işe gidiş saatlerine rast- lamasõ yüzünden trenlerde bulunan yol- cu sayõsõnõn oldukça fazla olduğu tahmin ediliyor. İletişim sorunu mu? Belçika İçişleri Bakanlõğõ, aynõ raylarda ilerleyen iki trenin kafa kafaya çarpõşmasõ ile meydana gelen kazanõn nedenini araştõrõyor. Kazanõn üç resmi dile sahip Belçika’da Fransõzca ve Flamanca ko- nuşan yetkililer arasõndaki iletişim sorunu yüzünden meydana gelmiş olabileceği di- le getiriliyor. Bir yetkili ise kazanõn makinistin dur işaretine uymamasõndan kaynaklandõğõnõ söyledi. Belçika’yõ gün- lerdir etkisi altõnda tutan kötü hava ko- şullarõnõn neden olduğu buzlanma da gündeme getirilen ihtimaller arasõnda. Kaza sonucunda Paris, Amsterdam, Köln ve Londra seferleri belirsiz bir sü- re için durduruldu. Belçika’da yaşayan Türklerden kazadan etkilenen olup ol- madõğõ yolunda bir bilgi henüz yok. Livni Londra’yı test edecek Dış Haberler Servisi - Eski İsrail Dõşişleri Bakanõ Tzipi Livni, savaş suçu işlediği gerekçesiyle hakkõnda çõkarõlan tutuklama kararõnõ test etmek üzere, önümüzdeki günlerde Londra’yõ ziyaret edeceğini açõkladõ. İngiltere’de, yapõlan bir suç duyurusu üzerine, 1400 civarõnda Filistinlinin ölümüne yol açan Gazze Şeridi operasyonunda “savaş suçlarõ işlediği” gerekçesiyle dönemin Dõşişleri Bakanõ Livni hakkõnda tutuklama kararõ çõkarõlmõştõ. Gazeteye ‘Gazze cezası’ KUVEYT (AA) - Kuveyt’te bir gazete, İsrail’in yaklaşõk bir sene önceki Gazze saldõrõsõnõ meşru gösteren ilanõn yayõmlanmasõna izin vermekten para cezasõna çarptõrõldõ. “Vatan” gazetesinin, kendi gözetimi altõnda basõlõp yayõmlanan “International Herald Tribune” (IHT) gazetesinin sayfalarõ arasõnda yer alan ilan nedeniyle 3 bin dinar (yaklaşõk 16 bin TL) para cezasõna mahkûm edildiği belirtildi. ‘Libya’dan AB’ye vize yok’ Dış Haberler Servisi - Libya’nõn İngiltere dõşõndaki AB ülkelerinin vatandaşlarõna vize vermeyi durdurma kararõ aldõğõ öne sürüldü. Reuters’õn haberine göre Trablus’taki bir havaalanõ yetkilisi, “Böyle bir karar alõndõ. İngiltere hariç, Avrupalõlara vize yok” dedi. Kararõn, İsviçre’nin Libyalõ hükümet yetkililerine ülkeye girişi yasaklamasõ nedeniyle alõndõğõ belirtiliyor. Obama heykeli kaldırıldı CAKARTA (AA) - Endonezya’nõn başkenti Cakarta’da bir parkta bulunan ve ABD Başkanõ Barack Obama’nõn 10 yaşõndaki halinin betimlendiği bronz heykel kaldõrõldõ. Heykel kamuoyunun tepkisi üzerine Obama’nõn çocukken devam ettiği ilkokulun bahçesine yerleştirildi. Obama çocukken 4 yõl Endonezya’da yaşamõştõ. İdam edilmeyi beklerken öldü Dış Haberler Servisi - ABD’deki en yaşlõ idam mahkûmu 94 yaşõndaki Viva Leroy Nash, doğal nedenlerden öldü. 1915 doğumlu olan Nash, henüz 15 yaşõndayken silahlõ soygun girişiminden hapse girdi. Daha sonra pek çok kez silahlõ soygun ve cinayet suçlamalarõyla hapis yatan Nash, hapisten kaçtõktan sonra işlediği bir cinayet nedeniyle 1983’te idam cezasõna çarptõrõlmõştõ. Haber Merkezi - Çin’in en bü- yük petrol kuruluşu PetroChina, İran’õn güneyindeki doğalgaz ya- taklarõnõn geliştirilmesi konusun- da Tahran yönetimi ile anlaştõ. China Daily gazetesi, 4.7 mil- yar dolarlõk Güney Pars projesi kapsamõnda PetroChina’nõn mart ayõnda doğalgaz çõkarmaya baş- layacağõnõ bildirdi. PetroChi- na’nõn gazeteye konuşan uluslar- arasõ operasyonlar yetkilisi, “Faaliyetlerimize Çin yeni yılı biter bitmez başlayacağız” dedi. Gazetede, PetroChina’nõn çalõ- şanlarõna İran’da üstlenilen 60 farklõ petrol ve gaz çõkarma faali- yetiyle ilgili bilgi verildiği de be- lirtildi. Bu faaliyetlerin arasõnda Kuzey Azedegan ile Mascid-i Süleyman projeleri de yer alõyor. Çin ile İran’õn artan ticari iliş- kileri, Pekin yönetiminin Tah- ran’a yaptõrõmlar konusundaki is- teksizliğine de õşõk tutuyor. Çin’in İran ile artan ticari ilişkile- ri, yaptõrõmlara karşõ duruşunun arkasõnda yatan başlõca nedenler- den birini oluşturuyor. Financial Times gazetesi, geçen hafta Çin’in Avrupa Birliği’ni geride bõrakarak İran’õn en çok dõş tica- ret yaptõğõ ülke haline geldiğine dikkat çekti. Çin, Tahran yöneti- minin geçen hafta başõnda zengin- leştirilmiş uranyum üretimine de- vam etmeye başladõğõnõ açõklama- sõnõn ardõndan, İran’a yönelik dip- lomatik çabalarõn yoğunlaştõrõl- masõ çağrõsõnda bulunmuştu. İran sorununun diplomasiyle çözülme- si konusundaki tutumunu sõk sõk yenileyen Pekin yönetimi, ABD önderliğinde yaptõrõm yanlõsõ ül- kelerin önünü tõkõyor. Dış Haberler Servisi - Afganistan’õn gü- neyindeki Helmand vilayetinde NATO ve Afgan kuvvetlerinin yürüttüğü geniş çap- lõ operasyonda, Taliban’õn elindeki Marcah ve Nad Ali bölgelerinin neredeyse tamamen ele geçirildiği bildirildi. Dördüncü gününe giren “Müşterek” adlõ operasyonda görevli Afganlõ Gene- ral Eminullah Patiani, Taliban’õn Mar- cah ve Nad Ali’yi terk ettiğini, ancak böl- gedeki mayõnlarõn tehdit oluş- turmaya devam ettiğini söyle- di. Mayõnlarõn NATO ve Afgan kuvvetlerinin ilerleyişini ya- vaşlattõğõ da gelen haberler arasõnda. Başkent Kâbil’de açõklama yapan Savunma Ba- kanlõğõ Sözcüsü Muhammed Zahir Azimi, bölgede yer yer küçük çatõşmalar yaşanmakla beraber Marcah’õn denetimini ele geçirdiklerini bildirdi. Operasyonda bugüne kadar iki NATO as- keri ölürken, önceki gün bir füzenin bir eve isabet etmesi sonucu 12 sivil hayatõnõ kay- betmişti. Afganistan’daki NATO kuvvet- lerinin komutanõ General Stanley McChrystal, sivillerin ölümünden dolayõ Afganistan Devlet Başkanõ Hamid Kar- zai’den özür dileyerek, hedef şaşõran füze sisteminin kullanõmõnõ askõya aldõklarõnõ ve inceleme başlattõklarõnõ duyurdu. İngiltere Genelkurmay Başkanõ Hava Mareşali Sir Jock Stirrup ise önceki gün bir eve isabet eden füzenin 12 sivilin ölü- müne yol açmasõnõ “ciddi bir başarısızlık” olarak niteledi ve olayõn halkõ kazanma ça- balarõna zarar verdiğini söyledi. Sir Jock, “General McChrystal’in vurguladığı gi- bi bu operasyon Taliban’la savaşmakla ilgili değil, yerel halkı korumakla ilgili ve bir halkı öldürerek koruya- mazsınız” dedi. Afganistan’da muhalif çõ- kõşlarõyla tanõnan milletveki- li Malalai Joya da operasyo- nu ve sivillerin öldürülmesini eleştirdi. Joya, yönetimin bir yandan Taliban lideri Molla Ömer’i “kukla rejime” en- tegre etmeye çalõştõğõnõ, diğer yandan da savunmasõz ve fakir insanlarõn öldürüldü- ğü saldõrõlar düzenlendiğini söyledi. Hel- mand vilayeti vali sözcüsü ise önceki ge- ce Marcah’da Taliban hedeflerine dü- zenlenen bombardõmanda 12 Taliban mi- litanõnõn öldüğünü açõkladõ. İngiltere Genelkurmay Başkanõ, Afganistan’da 12 sivilin NATO operasyonunda öldürülmesini eleştirdi ‘Halkı öldürerek koruyamazsınız’ DOĞALGAZ Çin’den İran’a yatõrõm 20’si ağır 80 kişinin yaralandığı kazanın ardından gözler olayın nedenine çevrildi. Kazanın rayların buzlanması ya da makinist hatasından da kaynaklanmış olabileceği iddia ediliyor. (REUTERS) ABD güçleri Marcah’ta Taliban militanı olabilir gerekçesiyle silahlarını doğrulttukları bir çiftçiyi önce gözaltına aldı ardından serbest bıraktı. (AFP) Tarihin Kalaşnikofları.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle