23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 ARALIK 2010 PERŞEMBE 8 İstanbul Y Edirne Y Kocaeli Y Çanakkale Y İzmir Y Manisa Y Denizli Y Zonguldak B Sinop B Samsun PB Trabzon PB Giresun PB Ankara PB 21 20 21 20 18 18 18 16 15 16 16 15 15 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB PB Y PB PB PB PB PB PB PB PB PB 16 15 14 21 24 22 16 16 13 15 10 7 7 HABERLERİN DEVAMI Oslo K Helsinki K Stockholm B Londra B AmsterdamK Brüksel K Paris B Bonn K Münih K Berlin K Budapeşte K Madrid Y Viyana Y 9 1 6 2 5 2 0 2 0 0 10 14 4 Belgrad Y 17 Sofya Y 13 Roma B 17 Atina B 20 Zürih K 1 Moskova K 3 Aşkabat B 19 Taşkent B 11 Baku B 13 Bişkek B 11 Tiflis B 15 Kahire PB 22 Şam PB 17 Yurdun batı kesimleri çok bulutlu, Marmara, Ege, Batı Karadeniz ile akşam saatlerinden sonra Eskişehir, Bolu, Düzce ve Zonguldak çevreleri yağmur ve sağanak yağmurlu, diğer yerler çok bulutlu geçecek. Sabah ve gece saatlerinde yurdun iç kesimlerinde sis görülecek. Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik olmayacak. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 9 Aralık GÜNCEL Baştarafı 1. Sayfada CÜNEYT ARCAYÜREK Terör örgütü lideri Öcalan, avukatları aracılığıyla Gülen cemaatine işbirliği teklif etti AB nezdinde başmüzakereci görevini üstlenmeden önce kel kafayla ülkeyi temsil etmenin bir siyaset adamına yakışmayacağı inancıyla başına saç ektirmek gibi büyük bir özveriye imza atan Devlet Bakanı Egemen Bağış ne dedi: Polisin öğrencilere değil, öğrencilerin polise aşırı şiddet kullandığını söyledi. Bu eşsiz mantığına göre, üniversite öğrencileri polisin üstüne gitmiş: Bizi coplayın. Yerlerde süründürüp beşiniz bir arada tekmeleyin. TV’lerde sahne alalım diye gözlerimize biber gazı sıkın diye polisin üstüne yürümüşler… Eee polis de polis yani. RTE’nin polisleri! Öğrencilerin ricasını kıracak değil; basmış dayağı, biber gazını! Başbakan elbette bakanından geri kalacak değil. Bir başka demokrasi tarihine yazılacak şaheser açıklama ile öncelik aldı. Rektörlerle toplantı yapan RTE’yi protesto etmek için Dolmabahçe Sarayı önüne gitmek isteyen öğrencileri; “Sizi davet mi ettik de geliyorsunuz?” diye azarladı. Böylece hükümet demokratik iki yeni kurala imza atmış oluyor: (1) Bundan böyle polise şiddet kullanan öğrenciler izlenecek, cop, biber gazı ile onurlandıracak ve güvenlik güçlerine zor kullanarak karşı koymaktan gözaltına alınacaklar! (2) Öğrenciler ancak AKP hükümetinden (RTE’den) davet (izin) aldıktan sonra; demokratik hakları olan yürüyüş ve toplantı özgürlüğünü kullanacaklar. Hükümet öğrencilere uyguladığı (bundan sonra da uygulayacağı) kuralları kâğıda dökmeden önce gerekli önlemi zaten almış durumda. Hüseyin Çapkın’ı İstanbul Emniyeti’nin başına neden getirdi? İktidarın (İçişleri Bakanı’nın) bildiğini medya halktan saklayacak değil ya. Çapkın’ın “vukuatlarını” sıralayarak nedeni açıkladı. Çapkın’ın meğer öğrencilere uyguladığı yöntemlerle sicili hayli dolgun. Manisa’da 1995’te 16 lise öğrencisine karakolda işkence yapıldığı dönemde; emniyet müdürlüğü binasının kapısının üstüne “Burada işkence yapılır” diye döviz asan Emniyet Müdürü kim? Çapkın! 2007’de bir genç, polis kurşunuyla öldürüldüğünde İzmir’de Emniyet Müdürü Çapkın!.. Son olarak İstanbul’da üniversiteli gençler güvenlik güçlerine saldırdılar diye açıklanan olaylarda da “gençlere emniyet güçlerinin orantısız saldırılarını polisin yasaları uygulaması diye olağan sayan” Emniyet Müdürü de Çapkın! Kuşkusuz öğrencilerin polise saldırdığına, öğrencilerin demokratik haklarını ancak davetiye ile kullanabileceğine inanan bu iktidara yakışan Hüseyin Çapkın ve benzeri emniyet müdürleri... ...bu ülkeye yakışmıyor! Yazar Erdoğan Akhanlı’ya yurtdışından ve Türkiye’den gazeteciler destek verdi. Batum’un da katıldığı konferans öğrenci protestosuna sahne oldu Kuzu’ya yumurta yağmuru ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu ve CHP Sözcüsü ve Genel Sekreter Süheyl Batum’un katıldığı konferans, öğrenci protestosuna sahne oldu. Batum öğrencilerle tartışırken Kuzu öğrenciler hakkında ağır sözler kullandı. Yumurta yağmuru, konfeti ve tuvalet kâğıdına tutulan Kuzu, “Bu kadar beyinsiz öğrenci görmedim” dedi. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen, “Türkiye’de Anayasa” konulu konferansa katılan Kuzu ve Batum, protestoyla karşılaştı. İlk konuşmayı yapmak için kürsüye gelen Batum’un sözleri “Sermaye Defol”, “Üniversiteler bizimdir” sloganlarıyla kesildi. Salonda sivil polis bulunduğunu belirten öğrenciler, Batum’a yönelik protestolarını sürdürdü.CHP’yi bir muhalefet partisi gibi davranmamak ve AKP’yle birlikte hareket etmekle suçlayan öğrenciler, “Bizim hakkımızı savunmuyorsunuz, o halde üniversitelerde yeriniz yok” şeklindeki konuşmalarıyla konferansın sonlanmasını istedi. Öğrencileri sakinleştirmeye çalışan Batum ise şöyle konuştu: “Bana mutluluğun resmini çizebilir misin, çizemezsin ama faşizmin resmini çizersin. İşte buradaki 10 tane arkadaş. Bahçeşehir, Boğaziçi, İTÜ’de öğrencilere konuşma hakkını vermeyen bakanlarla, şuradaki arkadaşların durumunu aynı kefeye koyarsanız yanlış yapmış olursunuz, ayrım yapmış olursunuz. Onların yaptığı da faşizm, sizin bana yaptığınız da faşizm. Söyledikleriniz haklı, öğrencilere yapılan muameleye hepimiz çok karşı çıkıyoruz. CHP olarak karşı çıktık. Bireysel olarak da karşı çıktık. Hayatımızda hiçbir öğrenciyi dövdürmedik.” Batum, öğrencilere “Farkı görün. Sevgili arkadaşlar kendileri algılayamayabilirler, ama Başbakan burada konuşuyor olsa, Egemen Bağış burada konuşuyor olsaydı, bu arkadaşlar, 3 dakika sonra polisi çağırıp dayak yiyordu ve bu ülkenin yüzde 90’ı da ‘bravo’ diyordu. Çok kötü bir şey bu. Biz demokrat insanlarız” şeklinde seslendi. Salonda bulunan diğer öğrenciler konferansın sürmesi Akhanlı ilk duruşmada tahliye edildi HİLAL KÖSE Kuzu salona girdiğinde öğrenciler protesto amacıyla yumurta ve konfeti fırlattı. (AA) ni isteyerek protestocu öğrencilere tepki gösterdi. Batum, daha sonra salondan ayrıldı. Şemsiyelerle korundu Batum’un ardından konferans salonuna gelen Burhan Kuzu da öğrenciler tarafından protesto edildi. Kuzu, toplantı salonuna gelişinde “Kolektif Yumurta Şenliğine Hoş Geldiniz” pankartı açan öğrencilerin, “Üniversiteler bizimdir” şeklindeki sloganlarıyla karşılandı. Kuzu, öğrencileri alkışlayıp protesto ederek kürsüye gelirken bir anda konfeti, tuvalet kâğıdı ve yumurta yağmuruna tutuldu. Korumalar, şemsiyelerle Kuzu’yu yumurtalardan korumaya çalıştı. Ancak, yumurtaların isabet etmesi nedeniyle Kuzu ve korumaların kıyafetleri yumurtaya bulandı. Öğrencilerin tepkisinin bitmesini uzun süre kürsüde bekleyen Kuzu, protestonun devam etmesi üzerine salondan polis kordonu eşliğinde dışarıya çıkartıldı. Çevik kuvvet eşliğinde salondan çıkarılan Kuzu, kampustan ayrılarak aracına binmek istediği sırada gazetecilerin soruları üzerine, “Dekan derhal istifa etmeli... Böyle bir yönetimi herkes yapar. Bu toplantı 1 ay önceden belirlenmişti. Batum’a da tep kiler oldu, ama daha düşük profilliydi. Bu kadar beyinsiz öğrenci grubunu ilk kez bir arada görüyorum. Yazık bu ülkeye. Bu yumurtaları yeseler beyinlerine daha iyi gelir. Bu öğrenciler fikir üretemiyorlar” dedi. AÜ Rektörü Prof. Dr. Cemal Taluğ ise SBF’de yaşananlardan üzüntü duyduğunu belirterek, “Yumurta atarak, başka şeyler atarak bir görüş ortaya konması söz konusu değil. Tabii özgür düşüncedir ama özgür eylem alanı değildir üniversiteler” dedi. Hacettepe’de 3 öğrenci yaralandı Erdoğan’ın rektörlerle buluştuğu toplantıda polisin öğrencilere sert müdahalesini protesto etmek isteyen öğrenciler, Hacettepe Üniversitesi’nde dün Türkçe Topluluğu’nun düzenlediği konferansın açılış konuşmasını yapan Rektör Uğur Erdener’i protesto etti. Güvenlik görevlileri ile protestocu öğrenciler arasında çıkan arbedede 3 öğrenci merdivenlerden düşerek hafif şekilde yaralandı. AKP İzmir il binası önünde toplanan ve “Yumurta atmasını da hükümeti devirmesini de biliriz” pankartı taşıyan öğrenciler de bina önüne yumurta bıraktı. ‘CASUSLUK’ SORUŞTURMASI Donanmada arama yapıldı İstanbul Haber Servisi İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen casusluk soruşturması kapsamında önceki gün Gölcük Donanma Komutanlığı’na baskın düzenlendiği ortaya çıktı. Soruşturma savcıları Fikret Seçen ve Ali Haydar’ın nezaretinde İstanbul Organize Şube Müdürlüğü ekipleri, Donanma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü’nün odasında arama yaptı. Odadaki gizli bölmelerde bulunduğu ileri sürülen çok sayıda operasyon ve soruşturma dosyalarına incelenmek üzere el konuldu. Asker ve bürokratlara şantaj yaptıkları ve devletin güvenliğine ilişkin belgeleri yabancı istihbarat birimlerine verdikleri iddia edilen çeteye yönelik, ekim ayında 9 ilde eşzamanlı yapılan operasyon kapsamında 45’i muvazzaf asker toplam 49 kişiye yönelik operasyon düzenlenmişti. Gözaltına alınan 35 kişiden 16’sı ise tutuklanarak cezaevine konulmuştu. Erdoğan: İleri demokrasiyi hazmedemeyenler ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen, “Türkiye’de Anayasa” konulu konferansa katılan AKP’li Burhan Kuzu’nun yumurtalı protestoyla karşılaşması AKP iktidarını kızdırdı. Başbakan Tayyip Erdoğan, “ileri demokrasiyi hazmedemeyenlerin tavrı” olduğunu belirterek üniversite yönetimini suçlarken Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, “Bunların arkasında kasıt var, örgütler var” iddiasında bulundu. Erdoğan, yumurtalı protestoyla ilgili olarak “İstanbul’daki tuzak neyse Siyasal Bilgiler Fakültesi’ndeki olay da aynıdır. Bunların hangi yapının mensubu olduklarını bizler tahmin ediyoruz. Fakat tüm bu gelişmeler ülkede daha ileri bir demokrasiyi hazmedemeyenlerin, daha ileri bir özgürlük standardını hazmedemeyenlerin tavrıdır” dedi. Erdoğan, yumurtalı, molotoflu, sopalı eylemler olduğu sürece polisin gerekli tavrı ortaya koyacağını belirtti. Yumurtalı protestoya maruz kalan CHP Genel Sekreteri Süheyl Batum’u da eleştiren Erdoğan, “Benim vekilimden önce orada konuşan ana muhalefet, bizi eleştireyim derken daha sonra kurduğu tuzağa düştü. O da yumurta yağmuruna tutuldu. O da oradan kovalandı” dedi. Erdoğan medyayı da olayları büyütmekle suçladı. Başbakan Yardımcısı Babacan ise “Bazı örgütleri, bazı küçük aşırı yapılanmaları bu işin içinde görüyoruz. Bunların raporları var. ” değerlendirmesi yaptı. TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, “Yumurta atan gençlerimize o yumurtaları kahvaltıda yemelerini, derslerine iyi çalışmalarını, tavsiye ediyorum” dedi. YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan da, öğrencilerin eyleminin demokratik olmadığını savunarak, “Kullandıkları yol gerçekten çirkin. Bu pek protesto da sayılmaz” dedi. Özcan, üniversite yönetiminin de hatalı olduğunu savundu. Yazar ve insan hakları aktivisti Erdoğan Akhanlı, Tahtakale’de 20 Eylül 1989’da bir kişinin öldüğü döviz bürosu soygununun talimatını verdiği iddiasıyla yargılandığı davanın ilk oturumunda tahliye edildi. Mahkemede susma hakkını kullanan yazara, ailesi, insan hakları savunucuları, Almanya, Fransa ve Türkiye’den gazeteciler ve yazarlardan destek yağdı. Babası Mahmut Nedim Akhanlı’yı görebilmek için 19 yıl aradan sonra Türkiye’ye gelen ve 10 Ağustos 2010’da tutuklanan Akhanlı dün İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargıç karşısına çıktı. Ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması istenen Akhanlı’nın susma hakkını kullanacağını söylediği mektubu duruşmada okundu. Akhanlı mektubunda, “Türkiye’ye gelişimin tek amacı olan babamı görme isteğim, savcının üzerime hoyratça boca ettiği ithamlar ve yargıçların keyfi kararlarıyla mutlak bir tarzda engellendi. Babamın 27 Kasım 2010’daki vefatı, benim için tamiri mümkün olmayan bir kayıp, sözün bittiği bir an oldu. Şimdi verilmesi muhtemel tahliye kararı, benim için bir özgürlükten ziyade, yeni ve son sürgünümün başlangıcı anlamını taşıyacak. Öteki olarak algılandığım ve acımasız bir rededdişle karşılaştığım bu ülkenin, kendi yasalarını kötüErdoğan Akhanlı ye kullanan, önyargılı, kibirli, vurdumduymaz savcılarına ve yargıçlarına sözüm yok artık. Davanın bütün aşamalarında mutlak bir suskunluğu seçiyorum” dedi. Avukatların, Akhanlı ile yan yana oturarak savunma yapma talepleri reddedildi.Avukat Ercan Kanar, dosyada işkence altında alınan ifadelerin olduğuna dikkat çekerek, hukuka aykırı delillerin dosyadan çıkarılmasını talep etti. Mahkeme ise bu talebi reddetti. Soygunda öldürülen İbrahim Yaşar Tutum’un oğulları Günay ve Mustafa Tutum da ifade verdi. Tutum kardeşler, Akhanlı’nın olay yerindeki üç kişiden biri olmadığını, Akhanlı’yı tanımadıklarını söyledi. Tanık olarak dinlenen Hamza Kopal ise emniyette 15 gün işkence gördüğünü belirterek, Akhanlı aleyhine verdiği ifadelerin doğru olmadığını söyledi. ‘Artık tanınan bir yazar’ Adliye önünde açıklama yapan Alman yazar Günter Wallraff, “Adalet sisteminin yaptığı en iyi şey Akhanlı’nın artık tanınıyor olması. Belki kitapları yeterince satar” dedi. Köln Belediye Başkanı’nın Akhanlı’nın serbest bırakılması için İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş’a gönderdiği mektup da dava dosyasına girdi. Fotoğraf: UĞUR DEMİR Bunlar, muhaliflerini kültür yoksunu diye suçlayan imam hatipten gelme din kültürüyle yoğrulmuş RTE ürünleri. Üstelik her biri tek parti şımarığı bunlar... Söyledikleri her sözün keramet olduğuna inanıyorlar! Son olaylarda Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’ın polisleri öğrencilere cop mu, biber gazı mı kullandı, yerlerde sürükleyip tekmeledi mi? AKP kadrolarından, ellerine ayaklarına sağlık diyen açıklamalar geliyor. “Bir kısım” medya, bu iktidarın memleketin kalkınmasına, refahına yaptığı hizmetleri görmek istemeyen gözleri ve vicdanları kara yok olası muhalefet var ya... …işte bu muhalefet de iki üç gündür halkımızın ekranlarda izlediği olayları tersine çevirerek aktarıyor… …tabii bu duruma karşı çıkan, AKP iktidarının yetiştirdiği demokratik ülkelerde eşi bulunmayan devlet adamlarını karalayıp duruyorlar. Olacak şey mi? Cemaate göz kırptı Yurt Haberleri Servisi Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan, Fethullah Gülen cemaatine işbirliği çağrısında buludu. Fethullah Gülen cemaatini büyük bir güç olarak tanımlayan Öcalan, “İki dinamik gücün karşılıklı anlayış göstermesi ve dayanışma halinde olması gerektiğini” öne sürdü. Öcalan’ın avukatlarıyla görüşmesi PKK’ye yakınlığıyla bilinen internet sitesi ANF’de yayımlandı. Burada yayımlanan habere göre Öcalan, öncelikle kendi belgeselinin yapılmasını istedi. Hayatının çok önemli olduğunu söyleyen Öcalan, “Bunların hepsi tarihtir, müthiş bir arşiv konusudur. Bu konuda geç kalınmamalıdır. Tarihimizin daha iyi anlaşılması için bu çalışmalar yapılmalıdır. İşte gazeteciler, sinemacılar öyle köşeye çekilerek iş yapacaklarına, bu tür önemli çalışmalar içine girebilirler” diye konuştu. Gülen cemaatine işbirliği çağrısında bulunan Öcalan şunları söyledi: “Biz hiçbir zaman kendilerinin varlığını inkâr etmedik, onlardan da bizi inkâr etmemelerini bekleriz. Hem kendileri hem biz, gerek Türkiye’de gerek Ortadoğu’da önemli aktörleriz. Kendileri Türkiye’nin hatta Ortadoğu’nun demokratikleşmesinde rol alabilirler, önemli bir güçleri var. Ben, kendilerini bir tarikatcemaat olarak görmüyorum. Biraz sivil toplum örgütü hatta bir siyasi parti işlevine sahip olduğunu düşünüyorum. Bana göre daha çok Türkiye ve Ortadoğu’da bir sivil toplum örgütüdür. Hatta Ortadoğu’nun bir siyasi partisi gibiler. Oldukça dinamik güçleri var” dedi. Geçmişte devletin bazı cemaatleri kullandığını, HizbullahPKK çatışması yaratıldığını söyleyen terör örgütü lideri Öcalan, silahsızlanma konusunda da anayasal güvence istedi. Devlet yetkilileriyle birkaç kez görüşüldüğü yolunda basında yalanlanmayan haberler çıkan Öcalan, PKK’nin eylemsizlik kararıyla ilgili daha önceki görüşmelerinde dile getirdiği 1 Mart tarihinin yanlış anlaşıldığını savunarak bu kez tarihi yeniden hazirana erteledi. Öcalan, “Ben mart uyarısı yaptığımda da yanlış anlaşılıyor. Burada bir şantaj yok, bir tehdit yok, tek başına savaş çıkacak uyarısı da yok” diye konuştu. Mart ayında kapsamlı bir değerlendirme yapacağını söyleyen Abdullah Öcalan, “Mart ayında önemli değerlendirmelerimiz olacak, süreci tekrar ele alacağız. Nihai karar tarihi haziran ayıdır” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle