22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 ARALIK 2010 PERŞEMBE 4 HABERLER CHP lideri Kılıçdaroğlu, AKP’nin muhalefete baskıyı arttırarak kendi gidişini hızlandırdığını söyledi DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Demek, Herkesin Keyfi Yerindeymiş Cantona Eric Cantona bir modern çağ ilahı. Biliyorsunuz çağdaş ilahlar, antikiteninkilerin tersine, Olimpos’un tepesinde değil, ya sahnelerde ya da sahalarda icrayı sanat eyliyorlar. Eric Cantona’nın mekânı yeşil sahalar. Cantona 198795 yılları arasında ülkesi Fransa’nın milli takımında kırk kereden fazla oynamış; futbolun anavatanında, yaşayan en eski krallığın, ülkesinin en kral takımlarının Manchester United’da oynarken “The King” (Kral) payesini almış, müstesna bir futbolcu. Cantona ilah, biraz da asi bir ilah. Asiliği yalnızca, sahalardaki isyankâr, hafif hatta zaman zaman ağır saldırgan tutumundan kaynaklanmıyor. O aynı zamanda düzenin de muhalifi. Kısacası futbol oynadığı sıralarda bir tiyatro kumpanyası olan, aktif sporu bıraktıktan sonra filmlerde oynayan Cantona; hem düzenin bir ilahı, hem ilahların düzenine karşı çıkan bir muhalif. Son olarak Sarkozy düzeninden şikâyetçi olan, ellerinde pankartlarla sokaklarda gösteriye hazırlanan vatandaşlarını şöyle uyarmak gereğini duydu: Elinizde pankartlarla yürüyüp durarak bir yere varamazsınız, polisten yiyeceğiniz dayak da yanınıza kâr kalır. Tabii bu uyarı üzerine akla hemen şu soru geliyor: Peki o zaman ne yapalım ki daha etkili olsun? Cantona bunu sistemin can damarını hedef göstererek yanıtlıyor: Herkes bankalara gitsin, hesabını çeksin! Böylelikle bankalara dayanan kapitalist sistem çöker. Olimpos’tan ateşi çalıp insanlar katına indiren Pometeus rolüne soyunan Cantona insanlara, egemen düzeni yıkmanın yolunu gösteriyor. Bu öneri yaşama geçseydi devrim olurdu. Takvimler Cantona’nın eylem çağrısının günü olarak saptadığı 7 Aralık 2010’u gösterirken, kimileri nefeslerini tutmuş merakla ne olacağını bekliyorlardı. Kimileri de (ben de onlardandım) kıllarını bile kıpırdatmadılar. Çünkü onlar biliyorlardı ki böyle bir şey olmazdı, olamazdı. Bankalardan paralar çekilseydi bir şey olmazdı değil, çünkü paralar çekilseydi sistem gerçekten çökerdi, ama bankadan paralar çekilmezdi. Neden çekilmezdi? Çünkü sistemin ezdiği küçük hesap sahipleri de bunun devrim demek olduğunu biliyorlardı. Ve sokaktaki adam, devrimi istemiyordu. Çünkü altında kalmaktan korkuyordu. Tarih Fransa’nın kapısını bir kez çalmıştı ve o tarihten 211 yıl sonra Fransa artık konformist bir ülkeydi. Eee, “Aynı suda iki kez yıkanılmaz” diyen bilgenin belirttiği gibi, aynı diyarda iki kez devrim de olmazdı. Şimdi Fransa’da ve dünyada sistemin popüler değilse bile finansal ilahları Cantona’ya alaylı bir şekilde seslenecekler: Gördün mü oğlum Eric Cantona, demek ki herkesin keyfi yerindeymiş! Tabii ki herkesin keyfi yerinde değil, ama bir devrimin bedelini göze alacak kadar canlarına tak etmiş değil insanların. O aşamaya gelinmiş olsaydı ve bankalara hücum edilseydi, devrim olur muydu? Burada, 20. yüzyılın büyük anayasa hukukçusu ve siyaset bilimcilerinden Maurice Duverger’nin 1968 baharında Le Monde’da yayımlanan bir yazısı geliyor aklıma. Duverger orada ezcümle şunu söylüyordu: Hayale kapılmayın, sistem ilk sokak gösterisinde iktidarı bırakacak kadar güçsüz değil! Eğer salı günü insanlar bankalara hücum etselerdi de, sistemin finansal ve politik ilahları ellerindeki gücü kolay kolay bırakmazlardı. Önce, Merkez Bankası girerdi devreye, sonra yürütme ve yasama; hükümet kararıyla hesaplar dondurulur, yeni bir yasalar çıkarılır, sonunda da polis copları çalıştırılırdı. O zaman Cantona da kapitalizmin ilahlarının düzeninin yeşil sahanın ilahlarının önerileriyle yıkılmayacak kadar güçlü olduğu acı gerçeğini yaşayarak görür, çağdaş bir Prometeus’un akıbetine duçar olurdu. asirmen@cumhuriyet.com.tr ‘Ülke raydan çıktı’ Erdoğan’ın mali sicilinin temiz olmadığını belirten Kemal Kılıçdaroğlu, “Geçmişi temiz olmayanlar ülkeyi yönetirlerse, yolunu bulanlar partisi olur” dedi. HAKAN DİRİK İZMİR CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın mali sicilinin temiz olmadığını kaydederek, “Bu ülkeyi yönetecek insanların geçmişinin temiz olması lazım. Onlar ceplerini doldurdular, biz halkın cebini dolduracağız” dedi. İki günlük program çerçevesinde İzmir’e gelen Kılıçdaroğlu, partisine katılımlar nedeniyle İsmet İnönü Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen törende yaptığı konuşmada, CHP çatısı altında güçleri birleştirme çağrısı yaptı. AKP’nin Türkiye’yi rayından çıkardığını kaydederek, “Türkiye nereye gideceği belli olmayan tren gibi gidiyor. Her an, her yerde kaza olabilir. Gerçek gündeme bir türlü dönülemiyor. İşsizlik, yoksulluk konuşuluyor mu? AKP iktidarının işsizlik sorununu çözmek gibi görevi yok, onların tek görevi var, ceplerini doldurmak” diye konuştu. Başbakan Erdoğan’ı “CHP’den söz etmeden önce ağzını temizlemeye” çağıran Kılıçdaroğlu, önceki günkü TBMM grubu konuşmasında Erdoğan ve partisinin seçim dönemindeki he İzmir’de, “CHP’nin halka ulaşma yolu, Kılıçdaroğlu”, “Demokrasinin kalesiyiz çünkü İzmiriz” yazılı pankartlarla selamlanan Kemal Kılıçdaroğlu kalabalık bir partili ve yurttaş topluluğunca büyük bir ilgiyle karşılandı. saplarına ilişkin sunduğu belgelere yanıt istedi. Kılıçdaroğlu, “WikiLeaks belgesi değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin belgesi. Sayın Başbakan yanıt verdi mi? Veremez. ‘Belge’ diyordun, işte belge, çık adam gibi cevap ver. Veremezsin çünkü sicilin temiz değil, mali sicilin temiz değil. Bu ülkeyi yönetecek insanın geçmişinin temiz olması lazım. Geçmişi temiz olmayanlar ülkeyi yönetirlerse, yolunu bulanlar partisi olur” dedi. AKP’nin “coplu demokrasi” uyguladığı söylemini yineleyen Kılıçdaroğlu, CHP iktidarında demokrasinin içselleştirileceğini dile getirdi. Kılıçdaroğlu, “Bizim iktidarımızda asla yandaş medya kavramına izin vermeyeceğiz. Sayın Başbakan isterse, ‘besleme medyadan’ neyi anladığımızı anlatırız. Kime, hangi ihalenin verildiğini de belge belge ortaya koyarız. Bizim belgelerimiz sağlam belgelerdir ama Başbakan bunlara yaklaşamaz, korkar” diye konuştu. İşçi, emekli, sanayici, çiftçi kesiminin düzenden memnun olmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Bu düzenden kim memnun? Bu sorunun yanıtını bulduğumuz zaman AKP’nin suyu ısındı demektir. İstedikleri kadar baskı kursunlar, baskı arttıkça gidişlerinin yolu hızlanacaktır. ” diye konuştu. gelip dertlerimizi dinler mi?” demesi üzerine “Recep Bey buraya gelebilir mi?” diye sordu. Kılıçdaoğlu, Kemeraltı’ndaki yürüyüşü sırasında elini uzattığı bir İzmirlinin “Ben AKP’liyim” sözü üzerine “Olsun yine de öpüşürüz, ne olacak. Partilerin programlarına bakıp hangisini doğru buluyorsanız ona göre oy vereceksiniz” dedi. Kılıçdaroğlu daha sonra da yurttaşı yanaklarından öptü. İNTERNET AÇILIMI CHP’den ‘gönüllü’ atağı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP, 2011 yılında yapılacak genel seçim çalışmalarına “internet” atağı ile başladı. Partinin yenilenen internet sitesinde “Zengin, özgür, güvenli ve fırsat eşitliğini gerçekleştirmiş bir Türkiye için desteğinize ihtiyacımız var” çağrısıyla seçim çalışmalarında “kapı kapı dolaşacak, broşür dağıtacak, sandık görevlisi olacak” milyonlarca gönüllüye çağrı yaptı. CHP’de gönüllü olabilmek için parti üyesi olmak gerekmiyor. Gönüllü olacak kişinin CHP örgütünden veya eskiyeni milletvekillerinden bir tanesinin ismini işaretlemesi isteniyor. Ancak gönüllü olabilmek için referans isim vermek şart değil, herkes gönüllü olabiliyor. Yankesici yakalandı Kılıçdaroğlu, Kemeraltı turunun ardından parti örgütü, meslek odaları ve sivil toplum kuruluşlarıyla toplantılara katıldı. Bu arada CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in havaalanında yankesici kurbanı olmaktan son anda kurtulduğu bildirildi. AKP’li yurttaşı da öptü Kılıçdaroğlu, daha sonra Kemeraltı’nda esnaf ve yurttaşlarla bir araya geldi. İşlerinin kötü gitmesinden yakınan esnafın “Başbakan da buraya ŞİMŞEK: Erdoğan sanatı istismar ediyor İstanbul Haber Servisi CHP İstanbul İl Başkanı Berhan Şimşek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın her fırsatta halk ozanlarının, şairlerin, sanatçıların deyişlerini, şiirlerini ve dizelerini siyasi polemik malzemesi yapmasını eleştirdi. Gülhane Parkı’ndaki Âşık Veysel heykelinin önünde toplanan CHP’liler, Başbakan’ın sanata ve sanatçıya bakış açısını protesto etti. CHP İl Başkanı Şimşek, Başbakan’ın siyasette bulunduğu günden bu yana her fırsatta şiir okuduğunu belirterek, “‘Minareler süngü, kubbeler miğfer, camiler kışlamız, müminler asker’ şiirini okudu. Irak’ta camilerin yıkılmasına sebep oldu. ‘Memleketim’ şiirini okudu. O şiirin de içini boşalttı. Nâzım’dan okudu, Dağlarca’dan okudu. Bu şiirlerin ağzına ne kadar yakıştığını yaptığı tüm uygulamalarda gördük. Son olarak Âşık Veysel’den dizeler okudu. Şiirle istismar yapıyor” diye konuştu. Erdoğan’ın mitinglerde, toplantılarda edebiyat dünyasından pek çok ismin şiirini, deyişlerini kullandığını da anımsatan Şimşek şunları kaydetti: “Başbakan gerçekten inandığı ve bildiği için saymıyor bu isimleri. Tam aksine bu isimlerin anlamını, değerini, özelliklerini, içini birer birer boşaltıyor. Burada Âşık Veysel’in heykeli var. 17 yıldır AKP anlayışı İstanbul’u yönetiyor. Başbakan bir gün bu heykeli görmeye geldi mi? Heykelin halini görüyorsunuz. Böyle bir değeri, kötü ortamda, biyografisi, kaidesi, peyzajı olmadan, isminin bile zor okunduğu, sazı kırık, alelade bir şekilde bırakılması heykel olmanın ötesinde bir durum sergiliyor. Başbakan’ın sanata ve sanatçıya olan tavrını ortaya koyuyor.” GÖNÜL’E WIKILEAKS SORULARI: İncirlik’te kaç nükleer silah var? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, WikiLeaks belgeleri arasında yer alan İncirlik Üssü’nün ABD’nin “nükleer silah merkezi olduğu” iddiasını Meclis gündemine taşıdı. Ersin, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’e “İncirlik Üssü’ndeki nükleer silah sayısını” sordu. Ersin, Gönül tarafından yanıtlanması istemiyle TBMM Başkanlığı’na verdiği soru önergesinde WikiLeaks belgelerinde ABD’nin NATO aracılığıyla Avrupa ülkelerine verdiği nükleer silahların Almanya, Belçika, Hollanda ve Türkiye’de bulunduğunun yayımlanan rapordaki bir diyalogda “resmiyet kazandığı”na dikkat çekti. Bu belge ve diyalogların ABD ve Türk yetkililer tarafından yalanlanmadığını belirten Ersin, Gönül’e şu soruları yöneltti:  İncirlik ABD Üssü’ndeki nükleer silah sayısı nedir?  İncirlik Üssü’nde ne zamandan beri nükleer silah var?  Gerek Türkiye ve gerekse komşularımız için tehdit oluşturan nükleer silahların ülke dışına çıkarılması için, şimdiye kadar herhangi bir girişim yapıldı mı? Yapılmadıysa, bu haberlerden sonra girişim yapılacak mı? C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle