28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 ARALIK 2010 PERŞEMBE DIŞ HABERLER CUMHURİYET SAYFA [email protected] 11 Dışişleri Bakanı Rudd, belgelerin sızmasından Assange’ın değil, Washington’ın sorumlu olduğunu söyledi Avustralya: Suçlu ABD Dış Haberler Servisi Avustralya Dışişleri Bakanı Kevin Rudd, diplomatik yazışmaların izinsiz olarak yayımlanmasının WikiLeaks’in kurucusu Julian Assange’ın değil, Amerikalıların suçu olduğunu söyledi. Belgelerin sızdırılmasının, ABD’nin diplomatik yazışmaların güvenliğini sağlamak konusundaki “yeterliliğine” ilişkin soru işaretleri yarattığını ifade eden Rudd, WikiLeaks belgelerine erişim olanaklarının sorgulanması gerektiğini belirtti. Rudd, “Belgeleri kim siteye sızdırdıysa o sorumludur” diye konuştu. Rudd, WikiLeaks belgelerindeki kendisine yönelik eleştirileri de umursamadığını söyledi. ABD’nin Canberra Büyükelçiliği’ne ait belgelere gülüp geçmeye çalıştığı belirtilen Rudd belgelerde, iş arkadaşları tarafından “kontrol manyağı” olarak tanımlanıyor. Avustralya Başbakanı Julia Gillard daha önce Assange’ın gizli diplomatik belgeleri yayımlamasını “büyük sorumsuzluk” olarak nitelendirmişti. Avustralya vatandaşı olan Assange da Avustralya hükümetini ABD’yi tatmin etmeye çalışmakla suçlamıştı. Lonilm yönetmeni Ken Loach’ın da (üstte) aralarında bulunduğu ünlü isimler Assange’a destek verirken taraftarlar mahkeme önünde eylem yapıyor. (Fotoğraflar: EPA/AP) dra’da tutuklu bulunan Assange’a, Avustralya Büyükelçiliği’nin destek sağladığı öğrenildi. Avustralyalı diplomatlar Assange’ın ön duruşmasında hazır bulunmuş. Asange’ın oğlu Daniel Assange (20), babasının “adil” ve “siyasete alet olmadan” yargılanmasını istedi. Babası gibi yazılım geliştiricisi olan Daniel Assange, babasının yargılanmak için ABD’ye gönderilmemesini umduğunu ifade etti. SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Başbakan’ın ‘WikiLeaks’ Vizyonu Başbakan Erdoğan, WikiLeaks öfkesini muhalefetten alıyor. “Alçaklar!” salvosu kulaklarımızda çınlarken; bu defa da “CHP ismini ‘wikiCHP’ yapsın!” dedi… Son “wiki nöbeti” ardından Başbakan’ın “internet” dünyası ve “internet âlemi” ile olan ilişkisini merak ettim. “Google”a “Erdoğan ve internet” yazınca bakın hangi haberlerle karşılaştım… F Julian Assange’a bir destek de Amerikalı ünlü dilbilimci ve aktivist Noam Chomsky’den geldi. Chomsky, Avustralyalı gazeteci, avukat ve yazarlarla birlikte Avustralya Başbakanı’ndan Assange’a koruma sağlamasını talep eden bir dilekçeye imza atan isimler arasında yer aldı. Dilekçeye imza atanlar arasında Chomsky’nin yanı sıra Avustralyalı Victoria Üniversitesi Profesörü Jeff Sparrow, insan hakları alanında uzman avukat Lizzie O’Shea, Yeşiller’den senatör Bob Brown, Avustralyalı yazarlar Raimond Gaita, Christos Tsiolkas ve Helen Garner da var. Diğer yandan, Assange’ın destekçilerinin, tecavüz suçlamasında bulunan iki İsveçli kadının avukatı Claes Borgström’ün internet sitesini ve Assange hakkında tutuklama emri çıkartan İsveç savcılığının internet sitesini çökerttikleri öğrenildi. Polise teslim olmadan önceki son birkaç ayı İngiltere’deki bir gazeteciler cemiyetinde geçirdiği öğrenilen Assange’ın, ilk duruşması Londra’da 14 Aralık’ta yapılacak. RTE için internet ‘propaganda aracı’ Öncelikle önüme “WikiLeaks”in patlak vermesinden iki hafta kadar önce “Time”da yapılan yılın adamı oylamasıyla ilgili haberler çıktı. “Time’ın başlattığı ‘yılın kişisi’ anketi” diyordu haberler: “Türklerin toplu hücumuna uğradı”. İnternete yüklenen Türkler, Başbakan’ı hoop 4 günde zirveye taşımışlar. Tarihin garip cilvesi, o tarihte Başbakan’ın zirveye yarıştığı isimler kimler biliyor musunuz? İkinci sıradaki “Lady Gaga” ile üçüncü sıradaki Julian Assange... Assange’ın kimliği malum. Popçu “Lady Gaga”, ABD askeri Bradley Manning’in, resmi ABD sitesinden belgeleri sızdırmak için kullandığı CD’nin üzerinde bulunan isim… Kimse yanlış anlamasın. Buna bir “Da Vinci” şifresi filan yüklemeye çalışmıyorum. Bu ilginç tesadüf ilgimi çekti o kadar. Konuyu dağıtmadan şimdi asıl meseleye; “Erdoğan”ın “internet” ile arasındaki ilişkiye dönelim… “Time” anketinden başka portallarda “Erdoğan’a online destek!!! DavosFatihi.com internet sitesi açıldı!” türü haberler dikkat çekiyor. Bunlardan… Başbakan’ın interneti salt bir “propaganda aracı” olarak gördüğünü; ilişkisinin daha çok böyle “yaşa var ol, senden büyük yok!” eylemleriyle sınırlı kaldığını görüyoruz… ‘HİZBULLAH’I SİLELİM’ Suudiler, Lübnan’ı işgali tartışmış Dış Haberler Servisi WikiLeaks’in yeni yayımladığı belgeler, Suudi Arabistan’ın; Lübnan’daki Hizbullah’ın artan nüfuzunu kırmak için ABD, NATO ve Birleşmiş Milletler’in (BM) desteğiyle bir “Arap gücü” oluşturmak ve bu gücü Lübnan’a konuşlandırmak istediğini ortaya çıkardı. 2008 yılına ait olan belgelere iktidardaki Fuad Sinyora hükümeti, Hizbullah’ın kurduğu özel sabit telefon ağını kapatma kararı verince, iktidar ve muhalefet yanlıları arasındaki çatışmalar sokaklara taşmış, Hizbullah kentin bir bölümünde kontrolü ele geçirmişti. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Suud el Faysal, Hizbullah’ın Beyrut’u tamamen ele geçirmesinin, Lübnan’ın İran tarafından ele geçirilmesiyle sonuçlanacağını düşünüyor. Faysal, Riyad’da ABD’li diplomatlara, Arap gücüne, Lübnan’daki BM askerlerinin oluşturduğu UNIFIL’in yanı sıra ABD’nin ve NATO’nun deniz ve karadan destek vermesi halinde Hizbullah’ın Lübnan’dan silinebileceğini anlatıyor. ABD planın uygulanabilirliğine askeri açıdan şüpheyle yaklaşıyor. CROWLEY Erdoğan’a WikiLeaks yanıtı WASHINGTON (Cumhuriyet) ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Philip Crowley, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, WikiLeaks belgeleriyle ilgili olarak, “ABD’li diplomatların dedikodu, magazin, iddia ve iftiralardan oluşan gayri ciddi yazışmaları” demesi hakkında, “Diplomatlarımız ülkelerde yaşanan gelişmelerle ilgili samimi ve dürüst değerlendirmelerini sunarlar. Bu faydalı ve önemli” dedi. Crowley, düzenlediği basın toplantısında Erdoğan’ın açıklamalarıyla ilgili bir soru üzerine, “Diplomatlarımız bunu yapmaya devam edecek. Diğer ülkelerin diplomatları da aynısını yaparlar” diye konuştu. Bir gazetecinin, “Erdoğan’ın İsviçre’de banka hesaplarının bulunduğu iddialarını” belirterek, bu konuda herhangi bir Türk yetkiliyle temasa geçip geçmediklerini sorması üzerine Crowley, belgelerin içeriğine dair yorum yapmayacağını söyledi. ‘Okuyucu yorumları adamı katil eder!’ “Erdoğan” adının “internet”le yan yana geldiği haberler arasında en son bir de “Başbakan’ın internet açılımı” var ki.. evlere şenlik. Başbakan’ın haziran başındaki “demokratik açılım”(!) toplantıları kapsamında internet medyasıyla yaptığı müthiş buluşmadan söz ediyorum… O toplantıda Başbakan, internetin 21. yüzyıl dünyasındaki gücü ve yerini hâkimiyetle kavradığını göstermek adına küresel köydeki “internet kullanıcılarının sayıları” üzerinde bir dizi kalabalık rakam ve istatistik sıraladıktan sonra, toplantıya katılan internet medya temsilcilerine sakin sakin “otosansür ve otokontrol” telkin ediyor! “Otosansür, otokontrol noktasında” diyor Başbakanımız; “İnternetin de kendisini artık daha sıkı denetlemesi gerektiğine inanıyoruz!” Bitmedi. “Demokratik açılım” çerçevesinde internet medya kullanıcılarından “otosansür” talep ederken Başbakan, “Okuyucu yorumları adamı katil eder!” diyerekten internet ortamında özgür fikir beyan eden herkese ayar çekiyor. “İnternet çıktılarını arkadaşlar getiriyor. Bakmaya utanıyorum. Oradaki ifadeler hakareti aşıyor. Ailemden, geçmişimden geleceğime öyle küfürler vardı ki tarifi mümkün değil. Bunlar insanı katil yapar.. Yenilir yutulur, tahammül edilir şeyler değil. Bunun bizim toplumumuzun karakteri ile de yakından uzaktan ilgisi yok. Büyük ihtimalle bunlar belki üniversite gençliği. Siz TC Cumhurbaşkanısınız, Başbakanısınız, karşınızdaki bunu yapma hakkını nerden buluyor? Teknoloji buna imkân veriyor diye siz kalkıp küfredeceksiniz. Böyle bir hak olamaz. Hukukta yataklık etme var ya, bu da yardım ve yataklıktır. Bunu siz edite edeceksiniz koymayacaksınız, yayımlamayacaksınız..” diyor Başbakan… Laptopları bırakın ricası Cidde’de seks partileri 2009 yılına ait bir belgede ise şeriatla yönetilen ülkede, toplumun üst tabakasına mensup gençlerin uyuşturucu ve alkolün bolca bulunduğu seks partileri düzenledikleri anlaşılıyor. Ülkenin en büyük ikinci şehri Cidde’de düzenlenen bu partilere bir prensin ve arkadaşlarının katılması durumunda da polisin partilere göz yumduğu kaydediliyor. Cezaevinde yangın dehşeti Ş ili’nin başkenti Santiago’da bir cezaevinde çıkan yangında 81 kişinin öldüğü bildirildi. Devlet televizyonunun haberinde, San Miguel Cezaevi’nde çıkan yangında 19 kişinin de yaralandığı belirtildi. Mahkum yakınları olayla ilgili bilgi almak amacıyla cezaevi önünde toplanırken yetkililer yangının çıkış sebebinin araştırıldığını açıkladı. (Fotoğraf: REUTERS) Crowley, WikiLeaks olayının ülkeden ülkeye farklılık gösterebilecek “bazı etkilerinin” görülebileceğini kabul ettiklerini, önceden daha fazla diplomatın yer aldığı bazı toplantılara şimdi daha az sayıda diplomatın katıldığını, en azından bir toplantıda, dizüstü bilgisayarların odanın dışında bırakılması yönünde ricada bulunulduğunu da belirtti. Hem ABD Dışişleri hem de Savunma Bakanlığı (Pentagon) yetkilileri, bazı ülkelerle güven sorunu yaşandığını ve ABD’nin dış ilişkilerinin zarar gördüğünü belirttiler. CHP BAHÇELİEVLER İLÇE ÖRGÜTÜ Kemal TÜRKLER’in YARGI SÜRECİ Savaşımlarla Dolu Bir Yaşam Film Gösterimi ve Söyleşi Katılımcılar Tayfun GÖRGÜN DİSK Genel Sekreteri Nilgün TÜRKLER SOYDAN Kızı Şükran SONER Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Tarih: 11 Aralık 2010 Cumartesi Saat: 12.00 Yer: İlçe Merkezi Konferans Salonu ‘Kurulu düzeninternet kültürü çatışması’ MUSTAFA KAPLANSEREN Koşulsuz sevgiyi, özveriyi, hoşgörüyü, paylaşmayı senden öğrendik. Yokluğunun üçüncü yılında sevgi, saygı ve özlemle anıyoruz. Dr. Hüseyin ÖZKAHRAMAN CHP Bahçelievler İlçe Başkanı AİLEN VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI Cumhuriyet ilkelerinin yılmaz savunucusu, çağdaş eğitimci, iyiliksever, sevgili NURİ ÖZYILDIZ amcamızı, 4 Aralık Cumartesi günü kaybettik. 5 Aralık Pazar günü, Urla’nın Barbaros köyünde rahmetli eşi Ayşe Düriye ÖZYILDIZ’ın yanına uğurladık. Allah gani gani rahmet eylesin, mekânları cennet olsun, nur içinde yatsınlar. Sevgili H. Mehmet Özyıldız ve S. İnan Özyıldız kardeşlerimize, ailelerine ve tüm sevenlerine başsağlığı ve sabırlar diliyoruz. VEFAT ve TEŞEKKÜR Değerli aile büyüğümüz, sevgili annemiz ATİK Ailesi Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik Elektronik Fakültesi Elektrik Mühendisliği Bölümünden (II. Öğretim) 20022003 eğitimöğretim yılında almış olduğum 2893 numaralı diplomamı kaybettim. Yerine geçerli belge alacağımdan hükümsüzdür. Ali Tamer BUCAKLI İÜ İstanbul Tıp Fakültesi’nden aldığım diplomamı ve Tıpta Uzmanlık belgemi kaybettim. Hükümsüzdür. Dr. Levent KARASULU ELİF TÜYSÜZ’ün kaybı dolayısıyla başsağlığı dileyerek üzüntümüzü paylaşan, cenaze törenine katılan ve çiçek gönderen tüm dostlara teşekkür ederiz. TÜYSÜZ AİLESİ [email protected] C MY B C MY B Başbakan’ın “internet vizyonu” bu… Böyle bir vizyon/zihniyetten bir “WikiLeaks” değerlendirmesi çıktığında; bu işte ancak “wikiCHP” ezberi olabiliyor. Başbakan yani bildiğimiz tüm ezberlerin bozulduğunun farkında değil. Dünyada bir “WikiLeaks devrimi” yaşanıyor. Bu devrimden söz ederken, Çarlık Rusyası gizli anlaşmalarını ifşa eden 1917 Sovyet devrimine dahi eski düzeni tasviye eden yeni düzen anlamında göndermede bulunanlar çıkıyor. Gizli yazışmaların ortaya saçılmasıyla; mevcut uluslararası sistemin başlangıcı sayılan 17. yüzyıldan kalma “Westaphalia düzeninin” sonuna gelindiğini iddia edenler de var. Ve nihayet; süper güç ABD’nin çaptan düşüşünde bir yeni darbeden söz ediliyor... Kısacası devrimlerden devrim beğen… “WikiLeaks” milat oldu: “Önce” ve “sonra”... Miladı, “teknoloji / “internet” gerçekleştirdi… Cümle âlemi kontrpiyede yakalayan “devrim” niteliğindeki bu büyük sızma olayında, oyunun kurallarını “internet” kurdu. İki yıl önce sürprizle başkanlığa yükselen Obama, “internet”in “siyasetteki” evrimini ispat etmişti… “WikiLeaks”le birlikte şimdi “gazetecilik” ve “diplomasinin” de yeni kurallarını “internet” dayatıyor. “New York Times”, “Guardian”, “Spiegel”, “Le Monde”, “El Pais”.. bu olayda “internetin peşine” takıldı. “İnternet”in filtreleri parçalayan parametreleri ile hareket etti… “Otosansürle” taban tabana zıt böyle bir “internet olgusu” olmasaydı, bu gazetelerden hiçbirisi bu belgeleri siyasi baskı altında kalmadan böyle olduğu gibi yayımlayamazdı. “Guardian”dan John Naughton; devrimin özünü “kurulu düzen ile internet kültürü arasında çatışma” olarak tanımlıyor. Böyle göz gözü görmeyen, dünya çapında bir “eski/yeni çatışması” yaşanırken Erdoğan kalkmış; “wikiCHP” diye Türkiye’de muhalefet partisine fatura çıkarmaya çalışıyor. Vizyon dediniz de aklıma geldi…
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle