29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 ARALIK 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Baykal, kongrede blok liste tercihinin CHP’de bölünmeye yol açacağını söyledi 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA ‘Çarşaf liste olmalı’ Yakın çevresine kongrede kürsüye çıkıp çarşaf listeyi savunacağını açıklayan Baykal’ın “Eskiden partide çok parçalı bir yapı yoktu, şimdi böyle bir yapı var. Blok liste bölünmeye yol açar, çarşaf liste partiyi bütünleştirir” dediği öğrenildi. TÜREY KÖSE Yesinler Sizin Demokrasinizi... Demokratik açılım, ileri demokrasi, temel hak ve özgürlükler... Bizimkiler kendilerine demokrat ve özgürlükçü. Dayak yiyen, yerlerde sürüklenen kız ve erkek öğrenciler... İstanbul Teknik Üniversitesi’nde 20 bin öğrenci var, bunlardan en fazla 100 kişi demokratik tepki koyuyor. Peki, geriye kalanlar ne yapıyor? Üniversite gençliğini “koyun gibi” görmek isteyen, sinirlendiği zaman “git spor yap, rahatla” diyen düşünce, şimdilerde okullarda “muhbir öğretmen” dönemini başlatmış Akşam’dan Ali Ekber Ertürk’ün haberine göre. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Akşam’ın manşete taşıdığı “Milli Eğitim’in Gizli Ajandası” haberini yalanlarken doğruluyor... Gazetecilerin bu konudaki sorusu üzerine “muhabir kendi düşüncesini yazmış” dese de, Bakan Çubukçu’nun açıklamasından, Türkiye’de 12 Eylül döneminin getirdiği “muhbir vatandaş”ın, sekiz yıllık AKP iktidarı döneminde “muhbir müdür yardımcısı”na dönüştüğünü anlamış oluyoruz. Ne diyor Bakan Çubukçu: “Okul güvenliği projesini 2007 yılında başlattık. Okul güvenliği için elbet polisle ilişki kurulup bilgi alışverişinde bulunulacak. Bunu çocuklarımızın güvenliği için yaptık.” Acaba salt çocukların güvenliği için mi okul yöneticisipolis dayanışması... Öğretmenleri de korumak gerekir. Nasıl mı? Hangi gazeteleri okuyorlar, beş vakit namaz kılıyorlar mı, oruç tutuyorlar mı? Din dersi öğretmenleri çocukları cuma namazına götürüyor mu? Kimi öğretmenler Cumhuriyet devrimlerini savunuyor mu? Laikçi(!) öğretmen var mı, onlar çok yakından izleniyor mu? En önemlisi, öğretmenler tarikat şeyhlerine nasıl bakıyorlar?.. Özellikle de hangi sol yayınları okuyorlar?.. İleri demokrasilerde “zorunlu din dersleri” olmalı... Alevi yurttaşlarımızın çocukları, camiler de ve mezarlıklarda uygulamalı din dersi okumalı. Düşündükçe aklıma bir dizi soru geliyor. Tarikat şeyhlerinin devletin en duyarlı birimlerinde örgütlendiğine ilişkin hazırlanan raporların tümü hasır altı edildi. Bir ülkede rüşvet alanlar, ihaleye fesat karıştıranlar milletvekili seçilip “dokunulmazlık zırhına” bürününce mangalda kül bırakmıyor; “gizli ajandalar” ortaya çıkınca da yandaş medyanın zıpırları televizyon ekranlarında, gazete köşelerinde eylem yapan bir avuç üniversiteli gence, “bunlar terör örgütünün kışkırtıcıları” yakıştırması yapıyor. Suskun bir toplum çok şükür yaratıldı... Şimdi suskun bir üniversite gençliği yaratılacak... İlköğretim ve lisede “muhbir öğretmen dönemi”yle suskunluk küçük yaşta başlatılacak. AKP’lilerin ileri demokrasi, demokratik açılım masallarına kananlar, 20 üniversiteli öğrencinin ellerinde pankartlarla yürümelerini Başbakan’ı protesto etmelerini içine sindiremiyor. Başbakan da öyle, bakanlar da, AKP’li milletvekilleri de... Demokrasiler suskun ve yılgın bir toplum ve gençlik yaratılarak ilerlemez, tam tersi geriye gider. Sonuç ne olur? Baskıcı bir rejim! Üniversiteli öğrenciler polise saldırmadı... Polis onları copladı, tekmeledi, yerlerde sürükledi ve bibergazıyla canlarını iyice yaktı. Gözaltına alınan bir kız öğrenci orada dayak yedi, beş haftalık bebeğini düşürdü. Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde dün yaşananlara gelince... Konuşmacı olarak AKP’li Burhan Kuzu ve CHP’li Süheyl Batum... Öğrencilerin açtığı pankart “Kolektif Yumurta Şenliği’ne hoş geldiniz!” Burhan Kuzu’nun şemsiyeyle korunması. Bunlar olacak!.. Olağan sayılmalı!.. Gençlerin arkasında terör örgütü filan aranmamalı... Bu olayları en iyi yorumlayacak kişi de bence Süleyman Demirel’dir... AKP iktidarı sekiz yıllık süreçte 12 Eylül faşizmini aratıyor insana... Muhalif aydınlar, sanatçılar, yazarlar, gazeteciler, demokratik kitle örgütleri yöneticileri, sendikacılar izleniyor. Dört gündür aynı konuya değiniyorum içim acıyarak... Ben böylesine baskıcı bir dönemi ne 12 Mart’ta ne de 12 Eylül’de yaşadım... İşkencelerden geçtik, hapis yattık... Düşünce özgürlüğünün olmadığı, üniversiteli gençlere “spor yapın, stres atın, derslerinizi çalışın” denildiği bir ülkede “muhbir öğretmen” dönemi başlamış şimdi de... Ne diyelim? Yesinler sizin demokrasinizi! Bu yazı şöyle sonlandırılabilir miydi? Kemal Burkay’ın “Prangalar” şiirinin dizeleriyle: “İstesek bölüşürdük doğan günü / Birleşirdi ellerimiz ve türkülerimiz / İstesek bölüşürdük bir dilim ekmeği / Ama ne çoğalırdı yaprakların sevinci / Ne mutlu büyürdü çocuklar” ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART ANKARA Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, 18 Aralık kurultayında kürsüye çıkarak çarşaf listeyi savunmaya hazırlanıyor. Baykal, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun hafta sonuna dek kendisiyle görüşmemesi durumunda 11 Aralık akşamı bir araya gelmeleri beklenen Bodrum’daki düğüne de katılmayacağı mesajını verdi. Kılıçdaroğlu ile Baykal’ın 11 Aralık Cumartesi akşamı Muğla Milletvekili Fevzi Topuz’un oğlu Berkay Topuz ile Melike Kökdal’ın Bodrum’da yapılacak düğününde bir araya gelmesi bekleniyor. Ancak kulislerde Baykal’ın “Genel Başkan’la kurultayla ilgili olarak bu tarihe kadar görüşmezsek düğüne gitmem. Düğünde ayaküstü birlikte fotoğraf vermemize gerek yok” dediği öğrenildi. Kılıçdaroğlu bugün akşamüzeri İzmir’den dönecek ve TÜSİAD’ın kokteyline katılacak. Görüşmenin cuma ya da cumartesi günü yapılabileceği belirtiliyor. Bu arada, Baykal’ın kurultayda “çarşaf liste için girişimde bulunularak önerge verilmesi durumunda” kürsüye çıkıp konuşmaya hazırlandığı öğrenildi. “Kendi genel başkanlığı döneminde hiç çarşaf liste uygulamadı, şimdi mi demokrat oldu?” eleştirilerine hedef olan Baykal’ın, bu eleştirilere de yanıt vermesi bekleniyor. Edinilen bilgiye göre Baykal, yakın çevresine bu konuda şu görüşleri di le getirdi: “Çıkar 1.5 saat konuşur, gerekçelerimi anlatırım. Şimdi kurultayda yeni tüzük uygulanıyor. Eskiden MYK, Parti Meclisi içinden seçilirdi. Şimdi yeni tüzüğe göre, genel başkan MYK’yi belirliyor. Genel başkan, özellikle seçilmesini istediği isimleri Bilim Kültür Platformu içinde getirebilir. 12 kişi seçtirme imkânı var. Kalan 68 üye çarşaf liste ile belirlenmeli. Genel başkan, milletvekili adaylarının üyelerle yapılacak önseçimle belirleneceğini söylüyor. Madem milletvekili adayları önseçimle belirlenecek, PM üyeleri de çarşaf listeyle belirlensin. Kurultayın 68 PM üyesini seçmesine olanak tanınsın. Eskiden partide çok parçalı bir yapı yoktu, şimdi böyle bir yapı var. Blok liste bölünmeye yol açar, çarşaf liste partiyi bütünleştirir.” musakart yahoo.com Gazetemizi ziyaret eden Büyükerşen CHP için değerlendirmelerde bulundu ‘Katılma kararım netleşmedi’ İstanbul Haber Servisi Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, kente dünyaca ünlü Madame Tussauds’un balmumu heykel müzesinin de benzeri bir balmumu heykel parkı kuracağını, parkta gazetemiz eski imtiyaz sahibi, yazarımız İlhan Selçuk ve ağabeyi karikatürist Turhan Selçuk’un da balmumu heykellerinin bulunacağını belirtti. Prof. Büyükerşen, CHP’ye katılım konusunda kararının henüz netleşmediğini söyledi. Gazetemizi ziyaret ederek bir süre yöneticilerimizle görüşen Büyükerşen, Eskişehir’e kazandıracağı kültür projeleriyle yeniden gündeme geldi. Eskişehir’de bir balmumu heykel parkı oluşturacağını anlatan Büyükerşen, burada Türk siyasi ve düşün tarihinin önemli isimlerinin heykellerinin yer alacağını söyledi. “Büyükerşen, CHP’ye katılacak” yönündeki haberleri de değerlendiren Büyükerşen, “Milletvekili veya bakanlık gibi isteğim yok. Belediye başkanı olarak projelerimi sürdürmek istiyorum. CHP kurultayına mazaretim nedeniyle katılamayacağım” dedi. Türkiye’de yetişmiş başarılı ve genç birçok siyasetçinin olduğunu belirten Büyükerşen, CHP’nin “yeni bir vizyonla” ve genç kadrolarla iktidara yürümesi gerektiğini söyledi. [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 ŞENER: İsrail’le yakınlaşma korku yüzünden İZMİR/İSTANBUL (Cumhuriyet) Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener, Partisi’nin İzmir 8. Bölge Danışma Toplantısı’nda AKP hükümetinin İsrail’le yakınlaşmasının arkasında, WikiLeaks belgeleri olduğunu öne sürdü. Başbakan Erdoğan’ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yla telefon diplomasisine başladığını, Brüksel’de karşılıklı temsilcilerin görüşmeler gerçekleştirdiğini anımsatan Şener, “Süratle, bu belgelerin gerisi gelmesin diye çalışmalara başladılar. Sadece 30 belgeyle olay sınırlı kalsın kaygısı ve endişesi içinde yoğun bir diplomasi teması başladı” dedi. DDK’yi işaret etti Önceki gece Habertürk televizyonunda “Teke Tek” programına katılan Şener burada da WikiLeaks belgelerinde yolsuzluk işaretleri aramanın yerine Devlet Denetleme Kurulu’nun (DDK) hazırladığı onlarca yolsuzluk raporuna bakmanın yeterli olacağını belirtti. Şener, “Belgeye ihtiyacı olanlar gitsin, DDK’nin raporlarına baksınlar, dünya kadar AKP’nin yolsuzluklarına ilişkin belge var, ne belgesi istiyorlar” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle