19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 ARALIK 2010 ÇARŞAMBA HABERLER CUMHURİYET SAYFA 7 ‘Kurgulanmış bir olay’ KIVANÇ EL Eski ÖSYM Başkanı Yarımağan, YÖK Başkanı Özcan’ın kurumu hedef alan sözlerine tepki gösterdi DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Haberal’ın Yaptığı Kötülük (!) Prof. Dr. Mehmet Haberal, kendisini haksız yere dört duvar arasında tuttuklarına inandığı 9 Silivri yargıcını 1500’er lira tazminata mahkum ettirmişti. Bir Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kendi meslektaşları aleyhine verdiği bu karar, Yargıtay aşamasından da geçerek onaylanınca, hukuk literatürüne göre “emsal” teşkil etmekle sınırlı kalmadı. Tutukluluklarının haksız yere uzatıldığını düşünen başka mağdurlar için de birer umut ışığı yanmış oldu. Haberal kararı, geciken adaletin adalet olmayacağını hukuk fakültelerinde öğrencilerine belleten hocalar için de eskimeyecek somut bir örnek olacaktı. Kendisini eleştirenlere Silivri Mahkemesi’ni anımsatarak göz dağı veren Başbakan’ın planlarının boşa çıkmamasını isteyen iktidarın aynı günlerde Parlamento’ya verilen bir torba yasa teklifinin içine alelacele eklediği maddelerle “hâkim ve savcıların bir soruşturma ya da davayla ilgili işlemler ve her türlü kararları” nedeniyle ancak devlet aleyhine tazminat davası açılabilmesini kanunlaştırmak için adım atmış olması ülkenin faşizme gidişini hızlandıracak bir girişim olarak görülmelidir. Yeni teklif yasalaşırsa, hâkim ve savcıların bir soruşturma ya da dava ile işlemleri ve kararları nedeniyle sadece devlet aleyhine tazminat davası açılabilecek. Hâkimin kişisel kusuru ya da haksız fiili nedeniyle de olsa, dava açmak mümkün olamayacak. Öylelikle o hâkim ya da savcı siyasal iktidarın güvencesi altında ve elbette yine aynı iktidarın beklentileri doğrultusunda karar verecek. Her yargıç ya da her kamu görevlisi, mutlaka vicdan sahibi olmaz ki... Kitapçıların raflarında, vicdandan nasip almamış olan yerli yabancı sayısız örneğin karar denilen o tür darbeleri altında tarumar olmuş binlerce kişinin anılarını ölümsüzleştiren yapıtlar bulursunuz. Evlerde babadan oğula anlatılan onlarca öykü, gerçek katillerin yerine demir parmaklıklar arkasında yatmış, masumiyetleri nice yıl sonra anlaşılmışların çektikleri çileleri dile getirir. Başbakan işine geldiği zaman, eski Demokrat Partililerin Yassıada Mahkemesi’nde çektiklerini kürsülerden anımsatır. Şimdi yine işine gelecek bir yargı düzeni oluşturmanın adımlarını atarak vicdanları kabuk bağladığı için, Adalet Bakanı’nın çizdiği yol haritasına göre hareket edecek hâkim ve savcılara devlet güvencesi vermek istiyor. Alacağınız kararlar, alınmasını istediklerimiz türünden olursa sakın ola ki, gam çekmeyin... Yarın sizden hesap sormak isteyen hukuk devletine içtenlikle inanmış bir iktidar gelir de hesap sormak isterse o hesabı tüyü bitmemiş yetimlerin payı olan devlet Hazine’si ödeyecektir demek istiyor. Yandaş medya, tam bir yüzsüzlükle dün, bu teklifi, “Hâkim ve savcılara hukuk güvencesi geliyor” diye pembe yaldızlara bulayarak veriyordu! Görev kusuru işleyen kamu görevlisinin yapılanlardan zarar gördüklerini ileri sürenlerin açacakları davalarda, onlara hesap vermesi, uğradıkları zararlar varsa; onların giderilmesini üstlenmeleri kadar doğal bir şey olmayacağını savunan saf yurttaşlar. Değerli hekim Prof. Dr. Haberal’ın uğradığı haksızlığın faillerinin yakalarına yapışmak istediği için ‘yüksek yargı’dan almış olduğu hükmü, iktidar bir torba kanun içinde tek bir çizgi ile geçersiz hale getiriyor. Hep beraber avuçlarımızı yalayabiliriz. Faks: 0 216 302 82 08 [email protected] ANKARA Eski ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın “ÖSYM laçkalaşmış” sözlerine tepki gösterdi. ÖSYM personelinin özveri ile çalıştığını vurgulayan Yarımağan, “Bu sınava kadar başarılı, sorunsuz sınavlar yapıldı. Bu sınav dışarıdan kurgulanmış örgütlü bir olay” dedi. KPSS’de yaşanan sızdırma ve kopya iddialarının ardın dan YÖK Başkanı Özcan’ın da telkiniyle istifa eden eski ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, YÖK Başkanı Özcan’ın “ÖSYM’nin içi tam anlamıyla laçkalaşmış. Biz hiç ÖSYM’ye bakmadık, sağ olsun Ünal Hoca da bakmamış. Biz biliyorduk, korkuyorduk, bir gün patlayacak, hepimiz onun altında kalacağız diye. Sonunda patladı” sözlerini Cumhuriyet’e değerlendirdi. Prof. Ünal Yarımağan, ÖSYM’nin hiçbir zaman “laçkalaşmadığını” vurgula yarak “Buna kesinlikle katılmıyorum. Bu sözü kullanmak doğru değil” dedi. KPSS Eğitim Bilimleri testindeki sızdırma ve kopya iddialarının hâlâ ortaya çıkarılamamasına dikkat çeken Yarımağan, “Aylar geçti ancak halen bir sonuca ulaşılamadı. ÖSYM içinden bir olay olduğunu düşünmüyorum. ÖSYM dışından kurgulanmış büyük bir örgütlü olay var. Bu olayın sorumluları bulunamıyor” dedi. Şüpheli şampiyonlar öğretmen olamadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) KPSS Eğitim Bilimleri Sınavı’nın iptal edilen testinde 120 soruda 120 net yapan 350 adaydan 202’si sınava yeniden girdi. İlk sınavda tam puan alan adaylardan H. G., M.S., V. Ş., F. T., E. Y., E. C., B. O. gibi bazı adaylar puanları yetmediği için öğretmen olmak istese de atanamadılar. Birçok aday öğretmenliğe de başvurmazken her iki sınavda da yüksek puan alan bazı adaylar öğretmen olarak atandı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturması kapsamında ifade verecek olan öğretmen olarak atanan adaylar soruşturma sonucunda bir delil elde edilir ve haklarında açılacak davadan da hüküm giyerlerse öğretmenlik haklarını kaybedecek. Demokrasimiz ileriyse neden korkuyoruz Tarhan yeniden başkan ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) YARSAV’ın geçen hafta sonu yapılan genel kurulunda seçilen yeni yönetim kurulunda yapılan seçimde Emine Ülker Tarhan yeniden başkanlığa seçildi. Tarhan, düzenlediği basın toplantısında YARSAV’ı marjinal kılmak isteyenlere de marjinal olarak nitelendirenlere de gerekli yanıtı, Erzurum’dan Tekirdağ’a kadar il ve ilçelerden yeni doğmuş bebekleriyle gelerek oy kullanan üyelerin verdiğini söyledi. Aylin Kotil, Türkiye’nin en büyük sıkıntısının kısıtlanan özgürlükler olduğunu söylüyor. Eski İstanbul Belediye Başkanı Aytekin Kotil’in yeğeni olan Aylin Kotil, kadınların siyasete girmelerinin naiflik ve temizlik getireceğini belirtiyor. LEYLA TAVŞANOĞLU ? PKK’ye Fransa darbesi PARİS (A.A) Fransa’nın güneyindeki Marsilya kentinde terör örgütü PKK üyesi 6 kişi gözaltına alındı. Terörle mücadele savcısının talimatıyla gözaltına alınanlardan birisinin, PKK’nin “Avrupa’daki önemli isimlerinden” olduğu bildirildi.Gözaltına alınanların, terör örgütünün yasadışı finansmanıyla ilgili sürdürülen soruşturma ve Fransa’nın güneyindeki Marignane kasabasındaki molotofkokteyli saldırıyla ilgili sorgulanacağı bildirildi. Bağlum uğurlandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Geçirdiği rahatsızlık sonucu yaşamını yitiren gazeteci ve yazar Kemal Bağlum dün Ankara Cebeci Asri Mezarlığı’nda toprağa verildi. Bağlum için Kocatepe Camisi’ndeki cenaze törenine eski TBMM Başkanı İsmet Sezgin, eski Milli Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu, eski Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Güven Dinçer, RTÜK üyesi Korkmaz Alemdar ile Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanvekili Savaş Kıratlı, Emin Çölaşan, Hulki Cevizoğlu ve çok sayıda gazeteci katıldı. Aylin Kotil, CHP’nin en tanınmış isimlerinden eski İstanbul Belediye Başkanı ve eski TBMM Başkanvekili Aytekin Kotil’in yeğeni. O Aytekin Kotil ki 12 Eylül darbesinde görevden alınmış, ihtilal mahkemelerinde hakkında yapılan incelemelerde yolsuzluk dosyası bulunmayan belediye başkanlarından birisi olarak günümüz yerel yöneticileri tarafından örnek alınması gereken bir kişilik. Aylin Kotil, İstanbul Üniversitesi İngilizce İktisat Bölümü’nden mezun olduktan sonra ABD’de Strayer University’den kamu yönetimi konusunda master derecesini almış. On beş yıldır İstanbul’da iki anaokulu işletiyor. Hiç kuşkusuz ailesinden gelen siyaset merakı kanına işlemiş. Aytekin Kotil’in yeğeni olmak nasıl bir duygu? A.K. Çocukluğumuzdan beri hep siyasetin içindeydik. Kuzenlerle başka oyunlar değil siyasetçilik oynardık. Çok iç içe yaşayan bir aileydik. Amcam belediye başkanıydı ama biz bunu sıradan bir iş gibi gördük. Aileyi tek etkileyen tarafı şu oldu: Babam ve büyük amcam inşaatla uğraşıyorlardı. Amcam belediye başkanı seçildikten sonra spekülasyona neden olmaması için babam ve büyük amcamın inşaat sektöründen çekilmelerini istedi. Bu nedenle babam o yaştan sonra meslek değiştirmek zorunda kaldı. Hatırladığım başlıklar bunlar. Bir başka başlık da şu: Bizde kurban bayramlarında kurbanın beş erkek kardeş tarafından ortaklaşa kesilmesi gelenekti. 12 Eylül’den sonraki kurban bayramında amcam kurbana katılamadı. Çünkü parası yoktu. Florya’daki köşkte 12 Eylül’den sonra endişe içinde amcamın içeri alınmasını nasıl beklediğimizi hatırlıyorum. ‘Şeffaflık kalmadı’ Amcanızın yerel yöneticilik anlayışıyla bugünkü yerel yöneticilik anlayışı arasında nasıl farklar görüyorsunuz? A.K. Amcamın belediye başkanlığı döneminde belediye, aileye tamamıyla yasaklanmıştı. Bugün ise belediyeler aile fertleri için rant kapma yerleri olarak kabul ediliyor. Belediye işlemleri hiçbir şekilde şeffaf değil. İhalelerden halkın hiçbir şekilde haberi olmuyor. İnsanlar yerel yönetimleri denetleme olanağına sahip değiller. Peki toplumdaki “Götürsün ama çalışsın” anlayışı? A.K. Bu anlayış oluşturulmuş ve topluma empoze edilmiştir. Toplumun bunu içselleştirdiğini hiçbir şekilde kabul etmiyorum. Öte yandan sosyal demokrat belediyeler hem çalışıp hem götürmediklerini ispat ederek örnek oluşturmalı. Erdoğan sosyal demokratları kastederek “Bunlar iki kazı bile güdemezler” diyor... A.K. Bir kere bu bir yıpratma politikası. Sosyal demokrat belediyelerin Başbakan’ın söylediğinin aksine gayet iyi çalıştıklarını görüyoruz. Örnekleri meydanda. Hepsi tekrar da seçiliyor. DÜNDEN KISA KISA... Asansörde öldü Afyonkarahisar’da muayene olmak için özel bir hastaneye giden avukat Pembe Serap Taşpınar’ın kolu bindiği sedye asansörünün dışında kaldı. Asansör hareket edinci kolu kopan Taşpınar asansörde öldü. Facebook gerekçesi Malatya’da karısı Kadime Şanlı’yı bıçaklayarak öldürdüğü iddiasıyla tutuklanan Hüseyin Şanlı’nın avukatı Bayrak Özcan, Kadime Şanlı’nın sosyal paylaşım sitesi Facebook’ta “kızlık soyadını” kullandığını, ilişki durumuna “ilişkisi yok” olarak yazdığını ve bunların ağır tahrik sayılması gerektiğini savundu. Anneye müebbet Konya’da geçen yıl ocak ayında doğurduğu evlilik dışı bebeği boğarak öldürdüğü belirlenen Arzu Dalaklı müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Çocuktan çocuğa taciz Kocaeli’nin Karamürsel ilçesinde ilköğretim okulu birinci sınıf öğrencisi 7 yaşındaki A.S.Y, 8. sınıf öğrencilerinden N.C’nin cinsel tacizine uğradı. Gözaltına alınan N.C. adlı öğrenci tutuklandı. Çek mağdurları ATO’da Sivrihisar’dan Ankara’ya yürüyen çek mağdurlarını temsilen bir grup, ATO Başkanı Sinan Aygün’ü ziyaret etti. Aygün, “Bankalar çek yaprağını, lahana yaprağına dönüştürdü” diye konuştu. Sancı beraat etti Sel Yayıncılık’ın sahibi İrfan Sancı “müstehcen kitap yayımladığı” iddiasıyla yargılandığı 3 ayrı davadan beraat etti. Ablası gibi kazada öldü Bursa’da 11 gün önce okula giderken sınıf arkadaşı Didem Zeynep Çakar ile minibüsün altında kalan ve 11 gündür Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yaşam savaşı veren15 yaşındaki Ezgi Nil Topuz da yaşamını yitirdi. Ezgi’nin ablasının da 6 ay önce trafik kazasında yaşamını yitirdiği belirtildi. Fırıncı mafyası çökertildi Fatih’te bazı fırınlardan haraç topladıkları öne sürülen ve 2 kardeşin elebaşılığını yaptığı bir suç örgütüne yönelik düzenlenen operasyonda, 13 kişi yakalandı. Nafaka için soygun Denizli Kınıklı’daki PTT şubesine giden Ü.Ü. vezne görevlisini kurusıkı tabancayla tehdit ederek kasadaki parayı aldı ve dolmuşla evine gitti. Kısa süre sonra yakalanan Ü.Ü’nün, boşandığı eşine nafaka ödeyebilmek için soygunu yaptığını söylediği öğrenildi. Telefonda bile konuşamıyoruz İleriki yıllarda siyasete eğiliminiz oldu mu? A.K. Her zaman oldu. Bende biraz daha fazla siyaset merakı var. Olan bitene kayıtsız kalamıyorum. Türkiye’yi çok iyi yerlerde görmek istiyorum. Özellikle de kişisel özgürlükler bağlamında... Çünkü Türkiye’de son zamanların en büyük sıkıntısının özgürlüklerin ciddi biçimde kısıtlanması olduğunu düşünüyorum. Kendisini özgür hissetmeyen insan birey olarak ne kendisi ne de toplumu için risk alma cesareti gösterebilir. O nedenle kişisel özgürlükler ve insan haklarına saygı olmazsa olmaz ilkelerdendir. Ama Başbakan Erdoğan da “Çok ileri bir demokrasiye sahibiz. Özgürlüklere ve insan haklarına çok saygılıyız” diyor. A.K. Telefonda bile doğru dürüst konuşamıyorsak, sürekli birileri beni dinliyor mu tedirginliği içindeysem hangi özgürlükten söz edebiliriz? Ya da birileri tarafından sürekli takip ediliyorsak nasıl bir özgürlük ortamında yaşıyoruz? Bir kere bu söylediklerim insanlarda baskı oluşturuyor. Gittiğiniz her yerde didik didik aranıyorsunuz. Güvensiz bir toplum haline geldik. Niye ben çantamın içini birilerine göstermek zorunda kalayım? İleri demokratik ülkelerde böyle bir durum yok. Madem ileri bir demokrasimiz var neden hâlâ bu kadar güven duygusundan yoksunuz? Necdet Adalı için imza İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Yamanlar’da bir grup yurttaş, il genel meclisinin aldığı temenni kararı doğrultusunda semtlerindeki Evren Paşa İlköğretim Okulu’na, 12 Eylül’de katledilen Necdet Adalı’nın adının verilmesi için imza kampanyası başlattı. Öğrenci Velileri Dayanışma Derneği’nin öncülüğünde yapılan kampanya kapsamında toplanan bini aşkın imza, bugün yapılacak açıklamanın ardından İzmir Valiliği’ne gönderilecek. ‘Temiz siyaset getirecekler’ Kadın eli değmiş siyasette neler yapılabileceğini düşünürsünüz? A.K. Kadınlarla birlikte siyasete naifliğin geleceğini düşünüyorum. Olayın birtakım yerlerde “Türkiye nasıl kurtulur?” söyleminden çıkıp icraata dönüşeceğine inanıyorum. Kadınlar erkeklere kıyasla daha duyarlılar. Olaylara daha geniş perspektiften bakabiliyorlar ve daha organizeler. Hâlâ toplumda kadınerkek eşitliği yok. Kadın iş yaşamına girse bile hâlâ ailenin bütün yükünü omuzlamak zorunda. Bütün toplumun bakış açısı ve algısı da bu yönde. Ben kadınların temiz siyaset getireceğine inanıyorum. Az sayıda kadın politikacı var. Bunların hiçbirinin rüşvete, usulsüzlüğe, yolsuzluğa bulaştıklarını duymadık. Sanıyorum 1950 seçimleriydi. Babamdan dinlemiştim. Seçim sonuçları açıklanınca o gece CHP Fatih İlçe Başkanlığı’nın ışıklarını “Ölmedik, ayaktayız” mesajı vermek için sabaha kadar açık bırakmışlar. Böyle bir ruhla çalışılarak CHP’ye sahip çıkılmış. Sosyal demokrat belediyelerin de ışıklarının sabaha kadar yandığını İstanbullulara göstermeleri lazım. Muharrem ayı başladı İstanbul Haber Servisi Alevi yurttaşların muharrem ayı orucu dün başladı. Hz. Muhammet’in torunu, Hz. Hüseyin ve yandaşlarının 10. Muharrem 680 tarihinde Kerbela çölünde, susuz bırakıldıktan sonra katledilmesinin yasının tutulması ve Ehlibeyt’e bağlılıkları dile getirmek için Aleviler muharrem ayında 12 gün oruç tutuyor. Orucun ardından kurban kesiliyor, aşure yapılıyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle