Katalog

SAYFA CUMHURİYET 14 ARALIK 2010 SALI 18 SPOR Fernandes’i İstanbul’a getiren Siyah Beyazlılar, Simao ve Almeida ile görüştüğünü de borsaya bildirdi Beşiktaş’tan erken atak Spor Servisi Devre arası transferine hızlı başlayan Beşiktaş, Manuel Ferdandes’in ardından Portekiz’li yıldız futbolculardan Hugo Miguel Pereira de Almeida ve Simao Pedro Fonseca Sabrosa ile anlaştı. Bir haftadır her iki oyuncunun menajerleri ve kulüpleri ile temasta bulunan Siyah Beyazlı kulüp, futbolcular ile anlaşma sağlarken Atletico Madrid ve Werder Bremen’e 2 futbolcu için toplam 3.5 milyon Avro’ya yakın bir bedel ödeneceği kaydedildi. Almeida ve Simao’nun Siyah Beyazlı kulüpten yıllık yaklaşık 2 milyon Avro alacakları da öğrenilirken, konu ile ilgili bir açıklama yapan Beşiktaş futbol komitesi üyesi Cengiz Zülfikaroğlu bu transferlerin uzun bir çalışma sonucu gerçekleştiğini söyledi. Transfer komitesinin teknik direktör Bernd Schuster’in isteği doğrultusunda Quaresma’dan sonra Portekizli 3 yıldızı daha renklerine bağlaması Beşiktaş’ta Portekiz ekolünü gündeme getirdi. Forvet Beşiktaş’ın anlaşmaya vardığı İspanya’nın Valencia takımında forma giyen Portekizli futbolcu Manuel Fernandes, dün İstanbul’a geldi. Portekizliyi, yöneticilerden Serdal Adalı, Cengiz Zülfikaroğlu ve bir grup taraftar karşıladı. Fernandes, Quaresma ile daha önce görüştüğünü belirterek “Beşiktaş çok önemli bir kulüp, çok iyi futbolcuları var. Buraya geldiğim için çok heyecanlıyım. Şampiyonluk ve kulübün içinde bulunduğu bütün müsabakaları kazanmada yardımcı olmak istiyorum. Quaresma ile görüştüm. Ricardo buraya transfer olduktan sonra internetteki görüntülerini izledim. Çılgın olduklarını biliyorum. Ben de onlarla buluşmak için hevesle bekliyorum” dedi. Portekizli futbolcu MANUEL FERNANDES İSTİKRARIN ADI SIMAO Portekiz Ulusal Takımı oyuncusu 31 yaşındaki Simao forvet ve orta saha mevkiilerinde oynuyor. 200607 sezonunda kaptan olarak SL Benfica takımında forma giyen ve bu sezon İspanya’nın Atletico Madrid’e transfer olan deneyimli futbolcu daha önce Sporting Lisbon ve Barcelona’da da oynadı. Portekizli yıldız kariyeri boyuncu hiçbir penaltı kaçırmadı. Simao, etkili driblingleri ve tehlikeli ortalarının yanı sıra sert şutları ve frikiklerdeki ustalığıyla da biliniyor. Yıldız oyuncunun Atletico Madrid ile olan sözleşmesi bu sezon sonu sona eriyor. SİHİRBAZ GOLCÜ ALMEIDA Bu arada Bursaspor maçında çıkan olaylar yüzünden 2 maç ceza alan Beşiktaş, Gaziantep maçınıTahkim Kurulu’na yapılan itiraz reddedilirse Antalya Mardan Stadı’nda oynayacak. 26 yaşındaki Almeida 200304’te U.Leiria’da kiralık olarak forma giydikten sonra 2005 yılında Boavista’da kiralık oynadı. 2005’te Porto’ya giden forvet oyuncusu Portekiz’de 2 Superliga, 1 Şampiyonlar Ligi 1 de Kıtalararası Kupa şampiyonluğu yaşadı. Almeida 200607 sezonunda W.Bremen’e kiralandı. Halen Alman kulübünün oyuncusu olan Almeida, Bundesliga ekibi forması altında çıktığı 176 maçta 63 gol attı. Hugo Almeida yeni sezonda Bremen formasıyla 13 maçta 9 gol kaydetti. bu sabahı sağlık kontrolünden geçecek. oyuncularının yanı sıra zaman zaman orta sahadaki yıldızların sakatlığında sıkıntı yaşayan Beşiktaş’ta deneyimli çalıştırıcının, Portekizli Fernandes, Simao ve Almeida ile bu sorunu çözeceği ifade edildi. Portekizli oyuncuların transferi sonrasında yabancı kontenjanında sıkıntı yaşayan Siyah Beyazlılarda Fink ve Ferari’nin gönderilmesine kesin gözüyle bakılıyor. Toplam değerleri 350 milyon Avro’yu bulan Beşiktaş, F.Bahçe ve G.Saray’ın başarısızlığı tartışılıyor GÖRÜŞ HALİT DERİNGÖR Üç büyükler niye havlu attı? COŞKUN GÜLBAHAR Türk futbolunun lokomotifi olarak kabul edilen Beşiktaş, F.Bahçe ve G.Saray’ın bu sezonki başarısız performansı, tartışmaları da beraberinde getirdi. Toplam değerleri 350 milyon Avro’yu bulan üç büyükler, Spor Toto Süper Lig’de 16. haftayı puansız kapatınca başarısızlığın nedenleri araştırılmaya başlandı. Yönetimlerden futbolculara, teknik heyetlerden taraftarlara herkes önlenemez düşüşün nedenlerini sorguluyor. Şampiyonluk hedefiyle başladığı sezonda arka arkaya darbeler yiyen takımların başında 2000 yılında UEFA Kupası’nı kazanarak Türkiye’ye büyük gurur yaşatan G.Saray geliyor. Bu sezon oynadığı 16 maçta 8 yenilgi alarak küme düşme hattının sadece 6 puan üzerinde olan Sarı Kırmızılılar, 10. sıraya demir atmış durumda. G.Saray’ın yanı sıra Beşiktaş da sıkıntılarla boğuşuyor. Siyah Beyazlılar, sakat yıldızlarının yokluğunda kaybettiği puanlarla zirve yarışının uzağında kaldı. Oyuncu tercihleriyle tartışılan Bernd Schuster ise Beşiktaşlıları ikiye böldü. Bir bölüm, Alman çalıştırıcının Türkiye’ye ayak uyduramadığını belirtirken diğer kesim süre tanınması gerektiğini savunuyor. Ligin en değerli kadrosuna sahip F.Bahçe ise lider Trabzonspor’un 9 puan gerisinde kalmanın sıkıntısını yaşıyor. Sarı Lacivertlilerin içinde bulunduğu durum başkan Aziz Yıldırım’ı da rahatsız etti. F.Bahçe Başkanı’nın devre arasında transfer yapmayı düşünmediği ve sezonu bu kadroyla tamamlamayı planladığı öğrenildi. Olaylara İyi Tanı Koyamıyoruz Dilimizde söyleye söyleye tüy bitti. Sahalarımızda henüz daha evrensel boyutta futbolcuları göremiyoruz. Bu boyutta futbolcu yetiştiremiyoruz. Yani kardinal futbolcular kalmadı. İyiden iyiye sıradanlaştılar. Şu sıralarda iyi diye bahsi geçen futbolcular, yabancılardan Alex, Guti ve Quaresma... Ancak, bunların içinde iyi futbolcu diyebileceğimiz, sadece Alex var. O da yeter mi? Yerli futbolculardan ise Arda’nın ismi zikrediliyor. O’nun da sakat olması, kulübüne bir darbe oldu gibi görünüyor. Ancak herkesin göklere çıkardığı kadar da büyük futbolcu değil bence. Ne var ki kendisi de büyük futbolcu olduğuna inanmış görünüyor. Dezavantajı da bu. Öyle Avrupa çapında büyük futbolcu olmak kolay değil. Bunun için bir süreç gerekir. Beşiktaş’ın şeklen estetik bir futbolcusu var: Guti. Zarif hareketler yapmaya yelteniyor. O da kendisini büyük futbolcu olduğuna inandırmış. Beşiktaş da buna inanmış ki ona milyon Avro’lar dökmüş. Ancak, her iki futbolcunun da takımlarına geçen yıllardan farklı ve fazla bir şey getirmedi. Puan durumuna bakıp, gerçeği görebiliriz. Yabancı futbolcuların ülkemize gelince iyiden iyiye davranışları değişiyorlar. Özellikle Guti’nin başlangıçtan beri sportmen bir hareketini görmedik. İspanya’da oynadığına bin tane şahit lâzım. Eskişehir maçında önceki karşılaşmalardaki gibi elkol ve hakeme yönelik küçük düşürücü hareketleri yüzünden kırmızı kart gördü. Takımını on kişi bırakmak en büyük kötülüktür. Bunu sadece Guti mi yapıyor? Hayır. Birçok yabancı futbolcunun yaptığı bir şey bu Türkiye’de. ‘KÖTÜ YÖNETİLİYORLAR’ Bülent Korkmaz (G.Saray eski futbolcusu ve teknik direktörü): Trabzonspor ve Bursaspor’un başarısının sebebi belli bir futbolcu iskeletinin olması ve transferde iyi yabancıların tercih edilmesi. Ayrıca teknik direktörlerin bilgi ve birikimi de başarıda pay sahibi. Üç büyüklerde başarının gelmesi için takım bütünlüğü yaratılmalı. Yönetimler kalıp devamlı teknik direktör, futbolcular değişirse başarı gelmesi mümkün değil. Hatalı transferler yapılıyor. Ligin 2. yarısında üç büyükler bu kadar puan kaybetmez ancak Trabzon onların düştüğü duruma düşmez. Bordo Mavililer şampiyonluğun en büyük adayı. Yarışın Bursa ile Trabzon arasında geçeceğini düşünüyorum. Selçuk Yula (F.Bahçe eski futbolcusu): Üç büyüklerin hepsinin ayrı sorunları var. G.Saray ve Beşiktaş kulüp bazında yanlışlar yapıyor olabilir ama F.Bahçe tercihlerde hata yapıyor. Bence Zico’nun gönderilmesi hataydı. Geçen sezon kupa ile ligi son saniyede kaçıran takım başarısız olarak gösterildi ve köklü değişiklikler yapıldı. Bu büyük yanlıştı. F.Bahçe geçen sezon son haftaya lider girmiş takımdı. Trabzon’un şu anda bulunduğu yer bileğinin hakkıyla bulunduğu yerdir. Sivas’la başlayan, Bursa’yla süren süreçte her iki takımın Avrupa’da düştüğü durumları gördük. Devrim bu şekilde olmaz. Onlar, üç büyüklerin düştüğü zor durumu değerlendiriyor. Rasim Kara (Beşiktaş eski teknik direktörü): Üç büyükler yanlış yönetiliyor. Çok büyük para harcadıkları transferler yanlış. Hangi mevkiiye nasıl oyuncu lazım olduğunu dahi araştırmıyorlar. Guti’yi kendi haline bırakmışsın, gece vakti alkollü kaza yapıyor. Ardından Eskişehir’e götürüyorsun, yok yere atılıyor. Acaba Türk futbolcu olsa Schuster onu oynatır mıydı? Bu kulüpler bu oyuncuları bedavaya getirmiyor. Ne kadar borçları olduğu ortada. Nereye kadar böyle gidecekler bilmiyorum. Bu şekilde ancak iki ileri bir geri giderler. Akıllıca yönetilen kulüpler istikrarlı bir çıkış yapıyor. Anadolu devrimi sürüyor Geçen sezon Bursaspor’un şampiyonluğuyla başlayan ‘Anadolu devrimi’, Trabzonspor’un bu sezonki başarılı grafiğiyle sürüyor. Bordo Mavililer ligin ilkyarısını lider bitirmeyi garantilerken sergiledikleri futbolla büyük takdir kazandı. Şenol Güneş yönetimindeki ekip, şimdiden şampiyonluğun en güçlü adayı olarak gösteriliyor. Şampiyonlar Ligi’ne 6 maçta 1 puan alarak veda eden Bursaspor ise ligdeki istikrarını sürdürüyor. Yeşil Beyazlılar, devre arasında kadrosunu yenileyerek ikinci yarıda yeniden zirveye çıkmanın planlarını yapıyor. Ayrıca Kayserispor, Karabük ve Gaziantep gibi takımlar da oynadıkları futbolla ilerleyen yıllarda Anadolu’dan farklı şampiyonlar çıkabileceğinin mesajını veriyor. Türk futbolunun lokomotif kulüpleri, yıldız isimlerine karşın ligde zor günler yaşıyor. Yabancı hayranlığı! Biz, yabancı ülkelerle en büyük farkın takımda oynayan futbolculardan ve onların kondisyonlarından, oyun biçimlerinden kaynaklandığını zannediyoruz. Farklı olanlar futbolu yönetenler. Her tipten, her meslekten kişileri yönetici yapmakla bu işin önüne geçilemez. Antrenörler ya da teknik direktörler için de aynı şey söz konusu. Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe’ye dünyanın en büyükteknik direktörünü de getirseniz, futbolcuların oynadıkları oyun bundan daha iyi olamaz. Çünkü futbol bireysellikten uzaktır. Başarının gelebilmesi için masöründen tutun da antrenör ya da teknik direktörüne ve de özellikle futbolcusuna kadar bir ahenk içinde çalışılması gerekir. Türk futbolunu bugünkü açmazdan ne on tane Hagi, ne on tane Aykut, ne de on tane Schuster kurtaramaz. Bunları düşünüp, ona göre çalışmak, bireysellikten uzaklaşmak, takım ruhunu özümsemek en iyi yoldur başarı için. AnkaragücüFenerbahçe maçı öncesi, başkent ekibi için “Bize ters gelen bir takımdır” demiştim. Öyle de oldu. “Ben dememiş miydim” gibi bir ukalalalık yapmayı sevmem ama bunu da söylemeden geçemeyeceğim. Ne var ki artık Fenerbahçe’ye bütün takımlar ters gelmeye başladı! Fenerbahçe’deki bu rahatsızlığa iyi tanı koymak lâzım. TAKIMIN İSTİKRARSIZ GİDİŞİNE BİR TÜRLÜ ‘DUR’ DİYEMEYEN F.BAHÇE ÇALIŞTIRICISI HEDEF ADAM DURUMUNDA ‘Kocaman’ kredisini tüketiyor HİLMİ TÜRKAY F.Bahçe’nin oynadığı futbolu ‘istikrarsız’ olarak adlandırıyorum. Bir hafta iyi, bir hafta kötü. Bizler de F.Bahçe’ye ayak uyduruyoruz. Bir hafta övgü dolu sözler, diğer hafta ağır eleştiri. Artık bunun adı lütfen konsun. Sarı Lacivertli takım karşısında ilkyarı rölanti oynayan takım, ikinci devre maçı rahat kazanır. Çünkü 60. dakikadan sonra F.Bahçe sahada kayboluyor. Futbolcuların bırakın koşmayı yürüyecek halleri kalmıyor. A.Gücü ilkyarıda tamamen kapandı, F.Bahçe tek kale oynar gibi göründü ama hiç de öyle değildi. Kaleci, önündeki stopere; stoper liberoya, libero yeniden stopere... Böyle oyun olmaz. Bakıyorsunuz istatistiklere F.Bahçe çok pas yapmış. Yahu böyle oynayıp çok pas yapsan ne olur? F.Bahçe’de Önemli olan rakip sol dizinde ağrı savunmayı delip hisseden Bilica ile A.Gücü maçında sol ayak bileğine darbe alan Semih dünkü antrenmanı yarıda bıraktı. F.BAHÇEA.GÜCÜ GERGİNLİĞİ A.Gücü’nün F.Bahçe’yi 21 yendiği maçta Emre’nin başkent ekibinin genel sekreteri Levent Çamur için kullandığı “Adam olsun” ifadesi nedeniyle A.Gücü Basın Sözücüsü Avni Kavlak, “Emre, genç kaleye top atmak. İkinci yarıda A.Gücü, temposu düşen F.Bahçe karşısında iki gol birden attı, kapanan takım birden açıldı, F.Bahçe’nin üzerine gelmeye başladı. F.Bahçe’nin gardı düştü, sindi, çaresiz kaldı. Bizler bu takım için “Her hafta üzerine koyarak oynayacak” derken F.Bahçe’nin futbolcularının oynadığı futbola bir bakın? İnsanın yüzü kızarır, utanır. A.Gücü teknik heyeti, futbolcular tam 11 aydır maaş alamıyormuş. F.Bahçe’de maaşların, primlerin ödenmesinde bir gün gecikme olmaz. Başkent takımının yedek kulübesindeki topçular soğuktan ellerini ovuştururken F.Bahçelilere bakıyorum sıcak su torbalarıyla oturuyorlar. futbolcularımız için kötü bir örnektir” dedi. F.Bahçe’den ise “Ya Ankara’nın havası A.Gücü’nün bugünkü yöneticilerine cesaret vermekte ya da her sezon bir yönetici ‘akıl tutulması’ yaşamaktadır” açıklaması geldi. sergileyen Alex bu maçta eskisi gibiydi. Hiç öne çıkmadı, Cristian iyi işler yapıyordu, Aykut oyundan aldı. Niang’ın gidişatı iyi değil; Güiza’ya benzemeye başladı. Mehmet Topuz oyuna katkı yapmadı, Caner sakat sakat oynadı, Dia’nın saha içinde neler yapmak istediğini anlayamadım. Stoch ve Semih girdiğinde iş işten geçmişti. Volkan yediği gollerde hatalıydı. Aciz duruma düştü İkinci yarıdaki futboluyla ‘aciz’ duruma düşen F.Bahçe umarız ki ligin diğer bölümünde bu haline son verir. Eski hakemlerimizden Ahmet Çakar , Aykut Kocaman için “İngiliz Lordu gibi eli çenesinde sahaya bakıyor” diye yazmış. Bunu haftalardır bizler de görüyoruz, hoca dediğin oyuna soğuk kalmamalı. Kenarda hareketli olmalı ki futbolcularını da kamçılasın. “Aykut F.Bahçe’ye yakışmıyor” seslerini yeniden duymaya başladım. İşi kolay değil. Her yenilgi sonrası kredisini de tüketiyor. Oysa göreve ‘Kocaman’ krediyle gelmişti. Başkan Aziz Yıldırım son yenilgiye çok kızmış. Patlamaya hazır durumda. Hem Aykut hocaya hem de futbolculara ‘dikkat’ diyorum. A.Gücü kupa maçıyla birlikte F.Bahçe’ye iki karşılaşmada tam 6 gol attı. Bir tarafta yıldızlar topluluğu diğer yanda parasız pulsuz daha çok gençlere şans tanıyan Ümit Özat’ın A.Gücü ekibi... Maç sonrası Özat mikrofonlara konuşurken bir hayli dolduğunu gördüm. Kısıtlı kadro, parasızlık, seyirci tepkisi, istenilmeme gibi baskılar içerisinde görev yapmak hiç de kolay değil. Özat sitemlerinde yerden göğe kadar haklı. Aykut’un F.Bahçe’si çok önemli bir fırsatı tepti. Önce Beşiktaş kaybetmiş, G.Saray yenilmiş ‘maçı kazanacaksın’ zirveye ortak olacaksın. Ama onlar ne maçı kazanmayı istediler ne de zirveye ortak olmayı. Fark çıktı 9 puana. Son haftalarda olağanüstü performans C MY B C MY B