29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 ARALIK 2010 SALI [email protected] 16 KÜLTÜR Cüneyt Çalışkur’un tek perdelik iki oyunu sezon başından bu yana Devlet Tiyatrosu Üsküdar Tekel Sahnesi’nde KARŞILAŞMALAR Yazarlar Parlamentosu! 2010 Avrupa Yazarlar Parlamentosu, Naipaul rezaletiyle başladı. “İslam düşmanı” yazarın yarattığı tartışma ise etkinliğin sahne gerisini perdelemeye yaradı. Derken ortalık yatıştı. Üç günlük bir çalışmanın ardından, suya sabuna dokunmaz bir sonuç bildirisi yayımlandı. Katılımcı 70 yabancı, 30 yerli yazar, dünyada yükselen hoşgörüsüzlüğü kınıyor, düşünce ve ifade özgürlüğüne destek ve kaybolmakta olan edebi türlere ilgi istiyorlardı. Özet bu… Onca telaş, masraf ve gürültüden sonra dağ fare doğurmuştu. Sineye çekildi. Geçen pazartesi (6.12.) Hikmet Altınkaynak’ın, Cumhuriyet’in ikinci sayfasında, söz konusu etkinliği ve sonuç bildirisini sorgulayan bir yazısı yayımlandı. Altınkaynak’ın kimi sorularını yanıtlamak için bu yazıyı fırsat sayıyorum. Altınkaynak da pek çok kişi gibi, “AVP 2010 Deklarasyonu”nu gülünç denecek ölçüde yetersiz bulmuştu. “İktidarın söz ve ifade özgürlüğüne göz açtırmadığı Türkiye’de, kurulun gerçeğe yeterince vurgu yapmamış olmasını” eleştiriyor, katılımcı “yazarların muhalefet etme yerine düzenle uyum içinde göründüklerini” yazıyordu! AVP’ye katılan yazarları Avrupa Kültür Ajansı (AKA) belirlemişti. Bunun nasıl yapıldığı ve TYS, PEN gibi yazar örgütlerinin etkinlikte yer alıp almadıkları ile düşünceleri ise öğrenilememişti. Ayrıca genel geçer görüşler ve yuvarlak sözlerle hazırlanmış bildiriden, etkinliğin Türkiye’ye ne katkı sağladığı da anlaşılmıyordu. Öncelikle Altınkaynak’ın sorularından beni ilgilendirenleri açıklamaya çalışayım: Başkanı olduğum PEN Türkiye Merkezi, bu etkinliğe “dinleyici” olarak davet edildi. İşbirliği konusunda herhangi bir istek gelmedi. Kurulduğu günden bu yana parasal konularda şaibe altında bulunan ve skandallarla sarsılan ancak siyasal irade tarafından kollanan AKA, meşrebine daha uygun bulduğu Türkiye Yazarlar Birliği ile çalışmayı yeğlemişti. Ajansın edebiyat bölümü başkanının, “Mahallenin dindar edebiyatçısı” iken, “akçeli işlerin yöneticiliği konumuna terfi ettiğini ve herkese tepeden baktığını” yandaşı yazarlardan okumak da yeterince kafa karıştırıyordu zaten. PEN ilgisiz kaldı. Öte yandan bana, yayınevimin tanıtım görevlisi aracılığıyla, komisyonlardan birinde görev önerildi. Birçok yazara yapılan ve nabız yoklamaya benzeyen bu öneriye yine aracıylaolumsuz yanıt verdim. Bu tür işlerin ardında; demokrasiyle, çağdaş hukukla, insan haklarıyla sorunu olan, mutlak doğrulara dayalı bir yönetim anlayışının bulunduğu bir irade varsa sonuçta zararsız bir bildiriye imza atmak kaçınılmaz olur. Bunu içine sindirmek ise yazarlık sıfatını hak etmişlere yakışmaz. Herkesin, öne sürülen dönüşüm, ileri demokrasi, sivilleşme, askeri vesayetten kurtulma ve Avrupa Birliği vaatlerine inanıp inanmama özgürlüğü vardır. Kişisel ya da kültürel beklentileri de olabilir. Ancak, düşünce ve ifade özgürlüğünün yalnızca sözde kaldığı, siyasal iktidarın “kendine demokrat”lığına karşı çıkanların susturulup kapatıldığı bir ülkede yazarın ve yazar örgütlerinin muhalif tavırlarını koruması, baskı ve zulüm yönetimlerini sürdürenlerle onur kırıcı bir biçimde uzlaşmaması beklenir. Altınkaynak’ın gizlendiğinden yakındığı “gerçek” referandumla değişen yasalarla önü büsbütün açılan siyasal iktidarın Türkiye’yi sürüklemekte olduğu yerdir. Yani yazara havuç ya da kovma, ilköğretime casus ve türban, üniversite öğrencilerine imam, polis dayağı ve yumurtacılara Silivri zindanı! Altınkaynak soruyor: “Siyasetin yönetme şemsiyesi altına yazar da girerse kim gerçeğin peşinde koşacak? Kim? WikiLeaks mi?” [email protected] Günümüz yaşam modelleri “Haydi Bir Soralım: Bu Koltukta Niçin Oturuyoruz?” başlıklı yazısında söylediklerine göz atmakta yarar var: “Julia Kristeva’nın deyişiyle, ‘toplumsal ergenlik hali’ sergileyerek bağımsız kalabileceğimiz fantezisiyle, yaşamın yadsınamaz tek gerçeği ‘ölüm’ karşısında bireysel iktidarımızı kanıtlayacak hazları kovalarız. Bu iktidarı mükemmellikle taçlandırmak isteriz. Deleuze’nin deyişiyle, her kalın çizgiden bir diğerine bu bağımsız mükemmelliğin beklentisiyle geçeriz. Sonuç? Bulunduğumuz noktadaki yeni bağımlılıklardır!” Cüneyt Çalışkur, kanımca, içinden pek de kolay çıkılamayacak bir alana, insanın kendi kendisiyle hesaplaştığı alana dokunurken, söz konusu üneyt Çalışkur, “Kredi Kartı – Vak’a aaaa”da birey olarak kuşatılmışlıklarımızı, saplantılarımızı, yazıda altı çizilen yaşamın kızgınlıklarımızı, yalnızlıklarımızı esprili, iğneleyen ama acıtmayan bir dille paylaşıyor seyirciyle. Tek bize beklemediklerimizi kişilik iki oyunun da Uğur Polat gibi alanına hâkim bir oyuncu tarafından yorumlanması, tabii ki sunarak karşılamaya deyazarın irdelediği gerçeklikleri daha da keyifle izlenir kılıyor. vam ettiği gerçeğinin alüketim kültürü tını sanki biraz da insanın “Kredi Kartı”nda Adam ve müzde bankacılık sisteminin ka dan korkarak yaşamıyor muyuz, ilk bölümünde kendisiyle ilgili ruh hallerinin, içine düştüğü kuruh hallerinin, bir anlamda zaaf yuların derinliklerinden çok sığonun evindeki şık çalışma oda pitalist bilinç yönetimi bağla tıpkı onun gibi? larının yazar tarafından ifşa edi lıklarıyla eğlenerek çiziyor… sında kütüphanenin üstünden za mında gerçekleştirdiği oluşumişilik bölünmeleri liyor olmasının rahatsızlığını yaman zaman yayına giren Radyo ların bir uzantısıdır kredi kartı feUğur Polat, gerek Adam ge“Vak’a aaaa” da aynı şekilde, şar… Kadın (Çağ Çalışkur küçük ro nomeni de. Cüneyt Çalışkur’un rekse Bay C olarak kendi ekseİzleyen ikinci telefon görüş ninde dönerken ruh hallerini inlünde çok hoş) birbirlerinden ortaya koyduğu resim bu feno bir monologdur. “Kredi Karkopuk gibi gözükse de bağlantı menin hayatlarımızdaki kolay tı”nda monolog RadyoKadın’la mesi ise olayın basına yansıma ce nüansların altını ustalıkla çilı kesişmeler yaşarlar. Adam’ın sarsılmaz yerini bir kez daha kırılırken, burada Bay C’nin endişesini dile getirir. O noktada zerek aktarıyor. sunduğu monolog bir diyaloğun ne yapacaktır Bay C? Aslında, itikredi kartı ile ilgili olarak cep te vurgulamaktadır… “Kredi Kartı” “Vak’a aaaa” Kredi kartı çarkına sıkışıp kal parçasıdır. Oyunun diğer iki ki raf etmese de onu tatmin eden bir birbirinin devamı oyunlar mı? lefonu üzerinden karşı taraf ile yaşadığı iletişim kopukluğu (ki ge mış bireyler dünyasıdır ele alınan; şisi görülmez ama, sanki üçlü bir durumdur bu. Basında, nasıl olur Belki öyle, belki de değil. Ama, nelde sizi dinlemeyen ve metalik burada ya da bir başka ülkede… diyalogdur seyircinin izlediği. sa olsun, yer almak gizli beklen kuşkusuz her iki oyunun da yaOyunda, Adam’ın iletişimi iş Lüks ama zevkli döşenmiş bir tisidir… Monoloğun Bay P (psi zar tarafından bilinçli olarak arabir tonda bilgi aktaran genç görevli hanımlarla yaşanır bu ko yaptığı birkaç banka, işlerinde ofiste Bay C telefonla konuş kanalist) ile yine telefonda devam lık bırakılan kapılarından diğeri eden bölümü ise tamamen bir düş sızabilir. Yayılabilir. pukluk) söz konusudur burada. yardımcı Remzi Bey ve kızı maktadır… Konuşmanın ya da hızlı dü kırıklığı ile noktalanır. Bu arada, RadyoKadın’ın ara arasındadır. Duygusal yönü kıBu yayılmanın temelinde saÇünkü kitapta verilen örnek o nıyorum yine kendi var oluşumuz lıklarla aktardığı haberler/bilgiler zıyla çıkar ortaya… Yaşamla şünce akışının konusu bir bande popüler kültür karmaşasının bağları bu üçgen arasında gelişir. kanın yayınlarından çıkan “Ken değildir. Vak’a o değildir. Uğ ve zaman algımızla bir hesapbir uzantısıdır. Bir anlamsızlıklar Zeki ve kıvrak, eğitimli, kültür diliğin Lime Lime Edilmesi” raşacaktır sonuna kadar bu olay laşma süreci yatmakta. Bireyselü bir kişidir. Hayatını hak ettiği adlı kitaptır. Bay C, kişisel so la…“Üst Ben’ime telefonu şak lin ötesinde, toplumsal saptamasilsilesidir yaşanmakta olan… “Medya, Popüler Kültür ve güzelliklerle değil de sığındığı runlarının çözümü için gittiği ve diye kapattı! Kimliğime… Sta lar zincirinin küçük halkaları… İdeoloji” (1) adlı kitapta altı çi tekdüze çizgide yaşamaya çalışan bu süreçte dost olduklarını san tüme… Konumuma… Onu dığı kitabın yazarı psikanalistin ruma… Durumuma kapattı!” zildiği gibi kapitalizmin ticari bir işadamıdır… (1) Medya Popüler Kültür ve Düşünüyorum da, çoğumuz, kendisinden bir vak’a olarak söz Bay C, bir ikilemin içindedir… İdeoloji. Derleyenler Levent Yaykitle ve tüketim kültürüne yönelik ürünleri piyasayı kaplamıştır. her kim olursak olalım, tekdüze ettiği endişesine kapılmıştır ki Bu noktada psikoterapist Rabia lagül, Nilüfer Korkmaz. Dipnot Bu açıdan bakıldığında, günü hayatlarımızın altüst olmasın tapta. Tek taraflı konuşmanın Dirim’in oyunla ilgili olarak Yayınlar, Ankara 2008 Cüneyt Çalışkur’un tek perdelik iki oyunu sezon başından bu yana Devlet Tiyatrosu Üsküdar Tekel Sahnesi’nde oynuyor. Çalışkur, “Kredi Kartı – Vak’a aaaa”da birey olarak kuşatılmışlıklarımızı, kıstırılmışlıklarımızı, saplantılarımızı, kırgınlık ve kızgınlıklarımızı, yalnızlıklarımızı esprili, alaycı, iğneleyen ama acıtmayan bir dille paylaşıyor seyirciyle... Metinlerin ötesinde bir yönetmen olarak da aynı esnekliği sergiliyor. Tek kişilik iki oyunun da Uğur Polat gibi alanına hâkim bir oyuncu tarafından yorumlanması, tabii ki yazarın irdelediği gerçeklikleri daha da keyifle izlenir kılıyor… Ali Cem Köroğlu’nun zarif dekoru, İzzet Önder Arık’ın ışık tasarımı ve Tamer Çıray’ın müzik ve elektronik efektleri, yapımın seyirciyi kavrayan özellikleri arasında yer alıyor. İNCİ ARAL C T K Bir+Bir’de Keith Richards dosyası Kültür Servisi Evladiyelik dergi Bir+Bir’in aralık sayısı çıktı. Kapak konusu yarım asırdır yol alan Rolling Stone’un efsane gitaristi Keith Richards. Dergide, iç içe birkaç tarihi biriktirmiş Richards’ın hayatını “Life” isimli kitapta kaleme alan James Fox röportajı ve kitaptan alıntılar yer alıyor. Sedat Yılmaz’la ilk filmi “Press” üzerine, “Atatürk Heykelleri: Kült, Estetik, Siyaset” kitabının yazarı Aylin Tekiner ile Türkiye heykelciliğinin “kozmik” sorunu üzerine röportajların yanı sıra “Cemal Kafadar’la Şarkılı Tarih” Tefrikası’nın yedinci bölümü de son sayıda. 51.’si düzenlenen festivalde Altın İskender toplam üç ödül toplayan ‘Outbound’un oldu Selanik’te büyük ödül Romanya’nın ASLI SELÇUK SELANİK Bu yıl 51.’si düzenlenen Selanik Uluslararası Film Festivali’nde ödüller sahiplerini buldu. Büyük ödül Altın İskender’i Bogdan George Apetri’nin yönettiği RomanyaAvusturya ortak yapımı “Outbound” aldı. “Jüri Özel Ödülü”, Gümüş İskender Athina Rachel Tsangari’nin çevirdiği Yunan yapımı “Attenberg”in oldu. Uluslararası jüri, özgünlüğü ve sinema sanatına katkısından ötürü Laura Amelia Guzman’la Israel Cardenas’ın ortaklaşa yönettikleri “Jean Gentil”e (MeksikaAlmanyaDominik Cumhuriyeti) Bronz İskender ödülünü verdi. En iyi yönetmen ödülünü ise, “Morgen” filmiyle (RomanyaFransaMacaristan) Marian Crisan, en iyi senaryo ödülünü “Erratum” adlı yapıtıyla (Polonya) Marek Lechki aldı. Ana Ularu, “Outbound”daki yorumuyla “En İyi Kadın Oyuncu” seçildi. Yılmaz Yalçın’la Andras Hathazi, “Morgen”deki oyunculuklarıyla “En İyi Erkek Oyuncu” ödülünü paylaştı. “En İyi Sanatsal Katkı Ödülü” ise “Zefir”in oldu (Belma Baş/Türkiye). Uluslararası Sinema Eleştirmenleri jürisi (FIPRESCI), uluslararası dalda “Morgen”i, ulusal dalda ise “Apnea”yı (Ari Bafalouka/Yunanistan) en iyi film seçtiler. “İnsan Hakları Ödülü” Ivan Fund’la Santiago Loza’nın ortaklaşa yönettikleri “The Lips”e (Arjantin) verildi. Fischer’in desteklediği “İzleyici Ödülleri”ni uluslararası yarışma bölümünden “Apnea”, ulusal kategoride “Nobody” (Christos Nikoleris/Yunanistan), “Balkanlar’a Bakış” bölümünden “Cirkus Columbia” (Danis Tanovic/FransaİngiltereAlmanyaSlovenyaBelçika), “Açık Ufuklar” bölümünden “A Somewhat Gentle Man” (Hans Petter Moland/Norveç) filmleri kazandılar. Selanik Belediyesi’nin “Sinema ve Kent Ödülü” Jo For Jonathan’ın (Maxime Giroux/Kanada) oldu. Yunan Film Eleştirmenleri Birliği, Altın İskender’i alan “Outbound”u en iyi film seçti. “Outbound”la “Morgen” toplam üç, “Apnea” ise iki ödül kazandılar. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle