29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 ARALIK 2010 SALI EKONOMİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] 13 Türkiye’deki genç emeklilerle gurur duymadığını açıklayan Bakan Şimşek’e emeklilerden sert tepki geldi: Yüksek maaş alan sizsiniz ‘Bazı emeklilerin maaşı, çalışırken aldıkları maaşı geçiyor’ diyen Şimşek’e emekliler, ‘Yüksek emekli maaşı alanlar kendileri gibi milletvekili ve bakanlar ya da yüksek bürokratlardır, yoksa Türkiye’deki emeklilerin yüzde 80’i açlık sınırı altında maaş alıyor’ yanıtı verdi. OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER İki Dinin Aşkı Gizlice evlenen Müslüman Zekeriya ile Hıristiyan Sonay’in aşkları aile infazı ile son bulmuş. Aile infazında Sonay’in ağabeyi tarafından araçlarının içinde arkadan vuruldukları bildirilen genç evlilerin dramı, haklı olarak fotoğraflı büyük haber olarak “Bir nikâh iki cenaze” başlığı ile yer alıyor. Filmlerde tarihten yaşanmışlıklar olarak izlerken gözyaşlarına boğulduğumuz türden bir öykü, dram.. Tarihte kalmamış, bugünün Türkiye’sinde gözümüze soka soka yaşanıyor, yaşatılıyorsa.. “Uygarlığın neresindeyiz” sorusu ekseninde, üzerinde çok düşünülmesi tartışılması gereken bir boyut var demektir... Kadını mal olarak gören kültürün hortlaması bağlantılı patlayan töre cinayetleri gibi, farklı dinlerden insanların bir aile olamayacakları tabusunun yeniden hortlatıldığı, bedelinin kanla ödetildiğinin belgesidir... Toplumları özgürleşme yerine ayrımcılıkla, çağdışı değerlerle yeniden oluşturmanın tohumlarını, yaşamın her alanına dönük ekeceksiniz. Aklın, bilimin, evrensel insan hakları birikiminin değerlerini bir yana atacaksınız.. Hangi ırktan, hangi dinden olduğu hiç fark etmez, ırklar, dinler, mezhepler üzerinden “bizötekiler” oyununda, çağlar öncesinin akıl, bilim dışı dogmalar ile kafaları dolduracak, düşmanlık tohumlarını ekecek, toplumları birbirine kırdıracaksınız. Sonra tarihin bütün acılı, kanlı hesaplaşmalarını da beyinlere, bilinçlere kazımış olarak.. İnsanlardan, farklı dinler ve ırklar kimlikleri kemikleşmiş, ötekileştirilmiş, düşmanlık konuları katlanmış olarak, yana yana birbirinden ayrışmış, gettolaşmış yaşamlar bekleyeceksiniz.. Yeni dünya sömürü düzeni çarkları, çıkarları adına insan hakları, demokrasinin tüm değer ve kavramları ile oynanmış olarak dayatılan yaşam biçiminden işte böyle çarpık, insanlık dışı sonuç çıkabiliyor. Başka gençlerin, başka dinlerden aynı yaşam alanlarını paylaşan, birbirlerini tanıyan gençler birbirlerini sevmeye kalkışmasınlar, hele de evlenmeyi akıllarının ucundan geçirmesinler diye, evliliklerinin en güzel aylarında karıkocaya ait aracın içinde, ağabey tarafından infaz edilebiliyor. Başbakan Erdoğan bildiğimiz üzere “hoşgörüdinler arası diyaloğun...” örgütlenmesinde başı çeken liderler arasında. Zaman zaman farklı dinlerin ruhani liderleri de aralarında olmak üzere farklı dinlerin ağırlıklı olduğu ülkelerden bu diyalogda görev üstlenmiş siyasi liderler bir araya geliyorlar. Kimi fotoğraf karelerinde Fethullah Gülen ile Papa el sıkışıyorlar. İnsanlığa, dünyaya barış mesajlarının verilmesi elbette çok güzel.. Ama dini, siyasi liderliklerin gerçek yaşamda topluma hangi ayırımcı değerleri aşıladıkları, hangi düşmanlık tohumlarının ekilmesinde katkıda bulunduklarına, en çok da çocukların eğitiminde hangi değer yargıları ile düşmanlık tohumlarının ekildiğine bakmak gerek.. Kendi adıma en son 8 yıllık AKP iktidarında çok geçerli olmak üzere, başta siyasi liderler, siyasal islamın önderleri, yandaş bilim ve medya sözcülerinin hangi konu, hangi sorun olursa olsun “yüzde 709099’u Müslüman Türkiye” diye söze girmelerine takmış bulunuyorum. Elbette bu ülkenin bugünkü nüfusunun farklı mezheplerden de olsa Müslüman olduğu gerçeğinin altının çizilmesinden öte kasıt gördüğüm için. Çünkü bu sözlerle yola çıkanlar, adım adım insan hakları, demokrasi, laikliğin olmazsa olmaz ilkelerinin çiğnenmesi için kılıf hazırlıyor. Çocuklara mezhebine göre, yasalyasadışı Kuran kursu, ergenliğe girmiş kız çocuğunun babasının iradesi ile başının örtülmesi, koca koca kentler, kasabalarda içki yasağı, İslami değerler ve kurallara uygun toplumsal yaşam biçimi dayatmaları... doğal, masum insan hakları gibi dayatılabiliyor. Tabii şeriatın en radikal İslami yorumlarında, aşiretlerde işin içine cemaat önderlerinin, törelerin koydukları yasaklar, kurallar giriyor... Töre cinayetleri varsıl, yükseköğrenim görmüş aileler için de iki dinin aşkında olduğu üzere geçerli kural haline geliyor.. Şiddet şiddeti üretiyor... Nerede inanca, dine, ırka, mezhebe dönük çoğunluk baskısı, şiddet büyümüşse orada korkunun, yok olmama refleksinin beslediği aynı sertlikte savunma yöntemleri gelişiyor.. Mardin’de Süryani ailelerinin yakın tarihler, günümüzde yaşadıkları ötekileştirme, şiddet, dinsel baskının boyutlarına ilişkin pek çok insan hakları raporu görmüştüm. Hatta bire bir kimi platformlarda örneklerle, somut yaşananların “yok etme” içerikli bilgilendirmelerini dinlemiştim. Bir avuç kalmış Süryani ailenin geçmişten kalmış geniş toprakları günümüz düşmanlık öğesinde bir araç sayılabilir. PKK’nin güçlendiği süreçte, uluslararası insan hakları örgüt temsilcileri ile bire bir görüşme yapan papazlar köylülerin topraklarını terk etmeye zorlandıklarından yakınıyorlardı. Şimdilerde yakınmalar tersine; yurtdışına göçmüş Süryani aileler temsilcileriyle geri dönerek topraklarının peşine düşmüşler... Tetikçi ağabeyin aile meclisi kararı ile işlediği suçu, vahşeti hafifletmez, ama sıradan bir aile içi şiddet, cinayet olarak da bakılmaması gerek... [email protected] Ergün: Bakan daha iyi araştırmalı Gazetelerde yer alan ifadelerin gerçeği yansıtmadığını söyleyen Türkiye İşçi Emeklileri Derneği Başkanı Kazım Ergün de emekli maaşlarının ne olduğunu, kimin ne kadar maaş aldığını çok iyi bildiğini anlattı. Bakanın, emekli taban aylıklarından haberi olmadığını, her ne kadar para maliyeden çıksa bile emeklilerle ilgili yeterince bilgi sahibi olmadığını söyleyen Ergün, vergi iadeleri dahil işçi emeklisinin 719 lira 98 kuruş, BağKur esnaf emeklisinin 545 lira 09 kuruş, BağKur tarım emeklisinin 386 lira 78 kuruş ve Emekli Sandığı emeklisinin de 876 lira 95 kuruş aylık aldığı bilgisini verdi. Türkiye’de en fazla emeklinin 5.5 milyonla işçi emeklisi, 2.2 milyonla da BağKur emeklisi olduğunu ifade eden Ergün, çeşitli sendika ve kurumların açlık ve yoksulluk sınırları araştırmaları olduğunu ve bunların dört kişilik aileler için olduğunu hatırlatarak, Türkiye’deki emeklilerin çok büyük bir kısmının açlık sınırı altında yaşamaya çalıştığını anlattı. ‘35 yıl çalıştım, 1250 lira alıyorum’ KamuSen’e bağlı Türk EmekliSen Genel Başkanı Osman Özdemir, Türkiye’de yalnız milletvekilleri, bakanlar ve üst düzey bürokratların yüksek maaş aldığını dile getirerek, “Ben üniversite mezunuyum, 35 yıl hizmet ettim. Aldığım emekli maaşı 1250 lira. Türkiye’de 1 milyon 800 bin emekli memurun ancak yüzde 10’u 1500 liranın üzerinde maaş alıyordur. Bu da 9.5 milyon emeklinin çok çok küçük bir kesimidir” dedi. Bakanın, bunu söylerken utanması gerektiğini de dile getiren Özdemir, bugün 300 lira emekli maaşı ile geçinmeye çalışan insanlar olduğunu, bu tip açıklamaların biraz vicdanla yapılması gerektiğini belirtti. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in emeklilerin yaşı ve aldıkları maaşa ilişkin önceki gün yayımlanan görüşleri, emeklilerin sert tepkilerine neden oldu. Türkiye’de çalışanların 50 yaşında emekli olduğunu ve bundan gurur duymadığını söyleyen Şimşek’e EmekliSen Başkanı Veli Beysülen, ‘Biz de böyle bir bakanımız olduğu için gurur duymuyoruz’ dedi. Bakanın emekli maaşlarının yükseliğiyle ilgili sözleri de aynı şekilde eleştirilere neden oldu. Türk EmekliSen Genel Başkanı Osman Özdemir, “Sayın Bakan kendisi gibi olanların emekli maaşından söz ediyor” derken, Türkiye İşçi Emeklileri Derneği Başkanı Kazım Ergün de Türkiye’de toplam dört grupta emekli olduğunu, 386 liralık emekli maaşıyla geçinmeye çalışan emekli sayısının 2 milyondan fazla olduğunu dile getirdi. Şimşek’in emeklilerin yaş ve ma aşlarıyla ilgili görüşlerini, “Sayın bakan bizim aldığımız maaşlarla geçinsin, kendisine madalya takacağız” sözleriyle eleştiren Beysülen, bu hükümetin mantığının, insanların mezarda emekli olması şeklinde çalıştığını, Şimşek’in genellikle yurtdışında yaşadığı için bu ülkeyi yeterince bilmediğini, çok talihsiz açıklamalarda bulunduğunu dile getirerek, emekli lerin de Şimşek gibi bir bakanla gurur duymadığını vurguladı. Emeklilerin ne yazık ki büyük bir bölümünün bu hükümete oy verdiğini de dile getiren Beysülen, önümüzdeki günlerde protesto ederek bakanı istifaya çağıracaklarını da söyledi. Öte yandan, Maliye Bakanlığı, Şimşek’in emekli maaşlarının tutarıyla ilgili açıklama yapmadığını ileri sürdü. ILO bypass olursa çalışan paspas olur Ekonomi Servisi Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Başkanı Süleyman Çelebi, hükümetin torba yasayla getirmeyi planlandığı düzenlemelere ilişkin, “ILO’nun bile saf dışı edilmeye çalışıldığı bir ortamda sendikaların halini düşünün” dedi. Dün gazetemizde yer alan ILO Ankara Temsilcisi Gülay Aslantepe’nin, hükümetin, çalışma yaşamıyla ilgili düzenlemelerin saklandığına ilişkin görüşlerinin aktarıldığı haberi değerlendiren Çelebi, hükümetten kendilerinin de sağlıklı haber alamadıklarını dile getirdi. Çelebi yaptığı yazılı açıklamada, “Hükümetin ILO’ya ilgisizliği sadece bilgi vermemekle kalmıyor. ILO sözleşmelerini okudukları da şüpheli… Hükümet, ILO sözleşmelerini ve raporlarını önemsemiyor. Bu ‘bypass’ın sonucunda sosyal güvenliğin kalktığı, işçilerin açlık sınırının altına itildiği, kıdem tazminatının gasp edildiği, mezarda emekliliğe yol açan, kısaca insan onuruna yakışmayan çalışma hayatı ortaya çıkıyor” denildi. Açıklamada, “Ancak hükümet bilmelidir ki işçi sınıfı gerçek cevabını sokaklarda, işyerlerinde verecektir. ‘İnsan onuruna yakışır bir iş’ için mücadelemiz sürecektir” ifadeleri yer aldı. Murat Kurum Süleyman Kalkan Ali Ağaoğlu Amacımız bir bina değil Emlak GYO Genel Müdürü Murat Kurum, araziyi 540 milyon TL bedelle satın aldıklarını belirterek, “Burada yüzde 35.5 payımız var. Satış toplam geliri ise 3 milyar 250 milyon TL. Ali Bey, burada satış gelirini 4.5 milyar TL’ye çıkartacağını taahhüt ediyor. Belirlenen satış rakamlarının üzerine çıktı. Bizim amacımız, burada, bir bina çıkarmak değil, bina dışında yaşanabilir bir alan üretmek” dedi. Ağaoğlu, İstanbul’a sınıf atlatacak İhalede oluşan rakamlara göre 3 milyar 250 milyon liralık toplam gelir ve gelirden Emlak Konut GYO’ya yüzde 35.5 idare payı ödeme taahhüdü veren Ağaoğlu, projeden yaklaşık 4.5 milyar lira gelir bekliyor. Ekonomi Servisi İstanbul Maslak’taki 241 bin 945 metrekarelik arazi için Emlak Konut GYO tarafından 29 Eylül 2010’da son oturumu yapılan ve açık arttırmayla gerçekleştirilen ihalede, 3 milyar 250 milyon lira hasılat taahhüt eden Ağaoğlu, projenin peşinatını ödeyerek Emlak Konut GYO ile anlaşma imzaladı. Ağaoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu, Emlak Konut GYO Genel Müdürü Murat Kurum ve Vakıfbank Genel Müdürü Süleyman Kalkan’ın katıldığı imza töreninde, finansmanı Vakıfbank tarafından sağlanan 173 milyon 62 bin 500 liralık peşinatın çeki Ağaoğlu tarafından Emlak Konut GYO’ya sunuldu. İhalede oluşan rakamlara göre 3 milyar 250 milyon liralık toplam gelir ve gelirden Emlak Konut GYO’ya yüzde 35.5 idare payı ödeme taahhüdü veren Ağaoğlu, projeden yaklaşık 4.5 milyar lira gelir bekliyor. Ali Ağaoğlu, bu projenin Cumhuriyet tarihinin parasal yönden en büyük projelerinden birisi olduğunu belirtti. Ağaoğlu, “Bütün ezberleri bozacağız. Burada 24 saat yaşayan apayrı bir proje yapacağız. İstanbul’u dünya ligine taşıyacak bir proje yapacağız” dedi. THY, 27 milyon yolcu taşıdı Ekonomi Servisi Türk Hava Yolları’nın (THY) geçen yılın ilk 11 ayında 22.9 milyon olan yolcu sayısı bu yılın aynı dönemine göre yüzde 17.1 artarak 26.9 milyona yükseldi. Yılın ilk 11 ayında dış hatlarda business class ve dıştan dışa transfer yolcu sayılarında da geçen yılın aynı dönemine göre sırasıyla yüzde 29.4 ve yüzde 15.9 arttı. Söz konusu dönemde, yolcu doluluk oranı 2.8 puan artışla yüzde 74 olarak gerçekleşti. Limak enerji üreterek cari açığı azaltacak Ekonomi Servisi Türkiye’nin beşinci, özel sektörün ise en büyük barajı olan Alkumru’yu dünya rekoru kırarak 36 ayda tamamlayan Limak Grubu, yılda 1 milyar kilovatsaat enerji üretecek. Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, “90 megawatt gücünde 3 türbin var. Marta kadar hepsini devreye alacağız. Tam kapasite çalıştığında 1 milyar kilovatsaat enerji elde edilecek. Yılda enerjiye 70 milyon dolar daha az para ödenecek, cari açık azalacak” diye konuştu. Özdemir, Alkumru’nun aşağısında yapacakları Kirazlı Barajı’nın katkısıyla Türkiye’nin cari açığının azaltılmasına yılda 100 milyon dolar katkıları olacağını kaydetti. Alkumru Barajı’nın gezildiği toplantıda Nihat Özdemir ve Limak Yönetim Kurulu Üyesi Ebru Özdemir şu bilgileri verdi: Özel sektörün baraj inşa hızı ortalama 5 yıl, devletin ise 710 yıl arasında. Alkumru’yu 36 ay sürede bitirdik. 24 saat iki vardiya, 1750 kişi bu baraj için çalıştı. Baraj bittikten sonra 150 kişiyi daha burada istihdam edeceğiz. Barajı hızlı bitirerek maliyet avantajı yaşadık, 465 milyon dolara mal oldu. Normalde böyle bir barajın maliyeti 750 milyon dolardır. Bugüne kadar enerjiye 1 milyar dolar yatırdık. 2015’e kadar bu rakam 3 milyar dolara çıkacak. pamukm Nihat Özdemir MALİYECİ GÖZÜYLE / MUSTAFA PAMUKOĞLU Geçenlerde sanatçı Ekrem Ataer ve işadamı Alaattin Bayraktar’ın davetiyle TÜMBİAD’ın (Tüm Bürokratlar ve İşadamları Sosyal Dayanışma Platformu) toplantılarına katıldık ve özlediğimiz bir manzara ile karşılaştık. Ülkemizin ihtiyacı olan birlik, beraberliği gösteren her kesimden, her düşünceden bürokratlar, bilim insanları, işadamları bu platformda buluşmuş. Projenin fikir babası Rizeli işadamı Hasan Ekşi. Kuruluş amacını Başkan Cevdet Akay şu şekilde açıklıyor: “Bürokratlar ve işadamlarının ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel paylaşım içinde bulunmalarını; sosyal sorumluluk duygularını ve dayanışma ruhunu beslemek suretiyle kamu yararının elde edilmesini; bireysel kalkınma ile beraber toplumsal kalkınmanın gerçekleşmesine ve yurt çapında tüm toplumun sosyoekonomik ve kültürel düzeyinin geliştirilmesine katkıda bulunulmasını sağlama amacı ile kurulduk.” Çok yeni olmasına rağmen şimdiden önemli projelere imza atmış durumda. Ülkemizin kalkınmasına yönelik sosyal sorumluluk projeleri kapsamında “Karadeniz Bölgesi Raporu” hazırlanmış. Bu raporla bölgenin iktisadi durumunun Batıya göre ne kadar geride olduğu verilerle, analizlerle saptanmış. Bu raporu Güneydoğu ve Anadolu Raporu superonline.com Bürokrat ve İşadamları Dayanışması TÜMBİAD izleyecek. TÜMBİAD dergisi 14 Aralık’ta çıkıyor. Prof. Dr. Ahmet Gökçen ve Prof. Dr. Ahmet Kala’nın katkılarıyla hazırlanan “İstanbul’a Ulaşmak” adlı bir sempozyum 5 Mart 2011 de düzenleniyor. İstanbul’un kültürüne, medeniyetine, sanatına, edebiyatına, müziğine, ruhuna, hoşgörüsüne, kimliğine ulaşmak, dününü, bugününü, yarınını İstanbul özlemleri ile anlatmak amacını taşıyor. Ahmet Gökçen “19. yüzyıl başlarında dünyada birinci sırada olan İstanbul şimdi yaşam standardı bakımından yüzüncü sıraya gerilemiştir, iki yüz yıldır bunun özlemi ile yaşıyoruz” diyerek projenin gerekçesini ortaya koyuyor. Bu güzel birlikteliği onursal başkan Hasan Ekşi’ye sorduğumuzda “ülkemizin birlik ve beraberliğine katkıda bulunmak amacıyla vatan, millet, bayrak diyen herkesi kucaklayarak, siyasi düşünce, din, dil farklarını ülkemizin zenginliği sayarak bir araya geldik” cevabını alıyoruz. Aynı zamanda işadamı olan Hasan Ekşi’ye ülke ekonomisini soruyoruz. Bakın neler diyor: Sıcak para deli paradır. “Sıcak para deli bir paradır, aşkın suya benzer. elip hemen gitmemesi için ekonomistler tedbirler bulmalı. Türkiye bir serbest bölge olmalı. Yaşam kalitesinde ülkemiz iyi durumda değil. Büyüyoruz ama bu gelir dağılımına yansımıyor. Paylaşımda sorun var. İnsanlarımıza yardımlar yapıyoruz, bu güzel ama esas insanlarımıza balık tutmayı öğretmemiz lazım.” İstanbul’da kentsel dönüşüm mutlaka yapılmalıdır. “İstanbul’un nüfusunun 12 milyondan 24 milyona gelmesine kadar yeni arazi üretmeden, eski yapıların yenilenmesi ile kentsel dönüşüm sağlanabilir. Önce Laz sonra da Kürt müteahhitlerin İstanbul’un kötü yapılaşmasına sebep olduğu şeklindeki yaygın inanç doğrudur. Dere yataklarına yapılan büyük sayıda binalar, radyal temelleri olmayan inşaatlar bunun kanıtıdır. Bir depremde eski binaların yüzde yetmişi yıkılacaktır. Bu nedenle bu binalar yıkılıp yeniden yapılmalı. Bunun için emsal arttırılacak ve yüksek katlı binalar yapılacak.Tüm otoparklar yerin altına alınacak. İnşaat sektöründe kullanılan 17 bin 800 adet malzeme var. Bu dönüşüm 7 bin kişiye iş demektir ve sadece İstanbul’da 300 milyar dolarlık bir ekonomi yaratacaktır.” Güneydoğu ve Doğu Anadolu sorununun çözümü için yapılacak çok şey var. “Yerinden yönetime geçmek lazım. Bu bölgelerimiz sürgün yeri olarak görülmemeli. Devlet vatandaş ilişkisi, kızgın, demoralize ve kötü huylu memurlar eliyle sevgi ve güven eksenine oturtulamaz. Ben Rizeli isem 10 yıl memleketimde kalmalıyım. Köylüyü tarım ve hayvancılık konusunda bilinçlendirmek gerekir. Kooperatifleşme ile çeşitli projeler yapılabilir. Köylüye öğreteceksin sonra kredi verip toprağından verim almasını sağlayacaksın. Böyle olduğunda hiç kimse bulunduğu yeri terk etmez.” Türk tekstil sektörü altın çağını yaşayabilir. “Avrupa Çin’in kalitesiz mallarına uyandı. Kaliteli Türk ürünleri tekrar revaçta. Bu nedenle tekstil sektörüne çok önem vermeliyiz.” TÜMBİAD’ın başkanı Cevdet Akay ise “Cari açığın finansmanında sıcak para şart ama doğrudan yatırımlara yönelecek bir borçlanma politikası izlemeliyiz. Yani net borçlanma hasılatı yaratmalıyız. Aksi halde sıcak paraya bağımlı olmaya devam ederiz” şeklinde bir tespitte bulunuyor. Ülkemizin içinde bulunduğu tüm sorunlarını aşmada farklılıkları zenginleşmeye dönüştüren TÜMBİAD gibi oluşumlara ihtiyaç var. Sevgiyle meselelere yaklaşan STK’leri desteklemeliyiz. Bu nedenle TÜMBİAD’ı kutluyoruz. Yataş’tan perakende atağı Ekonomi Servisi Mağaza konseptlerinden, logosuna ve kurumsal kimliğine kadar kapsamlı bir yenilenme sürecine giren Yataş, bir yandan yönetimi ikinci nesile devretmeye hazırlanırken, diğer yandan da odak noktasını üretimden perakende ve mağazacılığa kaydırdı. Bu çerçevede Yataş Bedding konsepti altında yatak ve ev tekstiline odaklanan daha küçük metrekareli mağazalar açmaya başlayan şirket, bu konseptte ilk 10 mağazayı 2 ay içinde açacak. Yataş, ayrıca mobilya ve döşemelik kumaş ağırlıklı, daha yüksek metrekarelere sahip mağazalarda ise 2 yıldır bünyesinde yer alan Enza Mobilya markasını öne çıkaracak. Bu süreçte aile şirketlerinde yönetim konularında hizmet veren Innovis şirketinin kurucusu olan ve Yataş ile Innovis arasında imzalanan “şirket dönüşüm yönetimi” projesi kapsamında Yataş İcra Kurulu Başkanlığı’nı yürüten Serdar Kitapçı, dönüşümün 2013 sonuna kadar tamamlanacağını kaydetti. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle