16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHUR YET 27 EK M 2010 ÇARŞAMBA 6 HABERLER AVRUPA GÜRAY ÖZ Türban Özgürlük Değildir Tesettür, türban ya da sıkmabaş, ne derseniz deyin, konuyu karambole getirmezseniz, kadının özgürlüğü sorunu değildir. Türban daha çok dinle, inançla bağlı bir konudur. Ama orada da ikinci bir karambolün içinde kaybolmayalım. İslamın kadınlara örtünme zorunluluğu getirdiği konusunda fikir birliği yoktur. Kimi İslam âlimleri farklı yaklaşımlarla böyle bir zorunluluğun bulunduğunu söylerken, kimiler böyle bir zorunluluğun bulunmadığını, kimileri örtünmenin herhangi bir şekilde farz, uyulması zorunlu emirlerden olmadığını söylemektedirler. Eğer fanatik bir dinci değilseniz tesettüre giren, türban takan kadınların Müslüman, diğerlerinin din dışı, günahkâr olduklarını söylemezsiniz. Öyle ya da böyle, dinci, dindar ya da farklı eğilimlerde modern bir bakış açısına sahip olun, kabul etmelisiniz ki türban konusu inançla ilgilidir. Ama kadının özgürlüğü sorunu kesinlikle değildir. Tam tersidir. Çünkü dinlerin kadına bakışı hiçbir zaman özgürlükçü, kadının özgürlüğünü, kişiliğini koruyan bir yaklaşım olmamıştır. Bu yalnızca İslam için değil. Hıristiyanlık, Musevilik için de böyledir. Bugün kadınların özgürlüğü konusunda en katı kısıtlamalarda direnen Katoliklerin lideri Papa’dır, Vatikan’dır. Müslümanlar kızmasın, ama İslam da öyledir. Eğer eski yorumlarda ısrar ederseniz, Kuran’ı katı yorumlarsanız, Taliban gibi kadınları tümüyle kapatır, kız çocuklarını okullara sokmaz, her türlü sanat faaliyetini yasaklarsınız. Geçen günlerde Akşam gazetesi yazarı Özlem Çelik yazdı. Kuran’da kadınlarla ilgili ayetler, çağının dışında yorumlarsanız doğrusu çok kısıtlayıcı, onları ikinci sınıf insan konumuna sokan ayetlerdir. Kimi din âlimleri konuya Kuran’ın bütünlüğü içinde bakılmasını bu nedenle isterler. Kuran’ın lafzının değiştirilemese bile ruhunun farklı yorumlanabileceğini, yani reforme edilebileceğini söylerler. Her neyse. Sonuç olarak türban söylendiği gibi bir özgürlük sorunu değil, neye ve nasıl inanıyorsanız, bir inanç sorunudur. Ama özgürlük sorunu değildir. Erkek egemen toplumun kadını eve kapatan, sokağa çıktığında da o kapatmayı sürdüren anlayışının sonucudur. En katı uygulamalara, Afganistan’da Taliban’ın, İran’da mollaların uygulamalarına bakarsanız başı sıkı sıkı örtmenin, saç telini seçilmiş aile bireylerinin dışında kalan diğer erkeklerden saklamanın özgürlükle bir ilgisinin olmadığını, tam tersine bir esaretin simgesi olduğunu da anlarsınız. Peki Türkiye’de böyle bir sorun var olduğuna göre, nasıl çözülecek? Çözüm ortadadır. Öncelikle, bunun bir inanç sorunu olduğu, dindar kadının nasıl inanıyorsa öyle örtünmeye hakkı bulunduğu herkes tarafından kabul edilir. Bu kabul, çağdaşlığın sınırlarında, seküler ya da laik devletin sınırlarında durur. Eğer devletin bir din devleti olduğunu onaylamayacaksak böyle bir sınır zorunludur, gereklidir. Sınırı pek çok Batı ülkesinde olduğu gibi laik ya da seküler devletin yasaları koyar. Yasalar bir yana, ülkenin aydınlarının, düşünürlerinin ve çağdaş din adamlarının görevlerinden birisi, örtünmenin özgürlükle ilgili olmadığını, tam tersine kadının birey olma hakkını elinden alan geri bir adım olduğunu söyleyebilmeleridir. Aydınlar bu gerçeği anlatabilme hakkına sahip olmalı, bu hakkı inatla kullanmalıdırlar. Laik ya da seküler devlet, bu hakkı yasal ve siyasal açıdan güvence altına almalıdır. Türban takma hakkının bir inanç değil, özgürlük sorunu olduğunu propaganda edenlerle ve özellikle siyasilerle geri adım atmadan mücadele bir zorunluluktur. Bu, Türkiye’nin epeyce mesafe almış muhafazakârlaşmasına, gerilemesine karşı koymanın en önemli koşullarından birisidir. eposta: [email protected] İşçi Partisi Genel Başkanı Perinçek, ‘özel hayatın gizliliğini ihlal’ operasyonlarına dikkat çekti ‘TSKitibarsızlaştırılıyor’ HATİCE TUNCER Birinci Ergenekon davasında tutuklu yargı lanan İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Pe rinçek, “özel hayatın gizliliğini ihlal” iddia sıyla yapılan operasyonlara dikkat çekerek “Bu gün fuhuş operasyonlarıyla TSK itibarsız laştırılmak isteniyor. Amerika’nın savaş madan Türkiye’yi yenme stratejisine, sa vaşmadan yenilme stratejisiyle cevap veri liyor” diye konuştu. Tutuklu sanık emekli Tuğ general Veli Küçük, tutuksuz sanıkların elek tronik kelepçe ile izlenmesi projesini eleştire rek “Hayatım boyunca cezaevinde yatsam da ayağıma pranga taktırmam” dedi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davanın 163. duruşmasında sanık ve avu katlarının talepleri dinlendi. Duruşmada söz alan İP Genel Başkanı Perinçek, 1988 ve 1991’de Abdullah Öcalan ile yaptığı röportaj lara ilişkin kendisine suçlamalar yöneltildiğini anımsatarak son günlerde bazı resmi görevlile rin PKK ile görüştüklerine ilişkin haberlerin yer aldığı gazeteleri gösterdi. Perinçek, “Biz yap tığımız görüşmeleri yazmışız. O zaman biz Sevr’e karşıyız diyorlardı. Öcalan ‘Kemalizm ortak paydamızdır’ diyordu. ‘Türkçe bizim or tak dilimizdir’ fikri vardı. Biz ‘Bekaa’da Kürt çe eğitim yapamıyoruz, devlette mi yapacağız’ diyordu Öcalan. Şimdi ise bu görüşmelerle PKK Sevrci yapıldı” diye konuştu. Amerika’nın “Büyük Kürdistan” projesine karşı yıllardır uyarıda bulunduklarını anlatan Perinçek, “Bu plan Türkiye’ye nasıl kabul ettiriliyor? ‘Ker kük’ü alacağız’ diyerek Türk milletini alda tıyorlar; Diyarbakır’ı verme planı yapıyorlar. Buna karşı direnen tek kurum İP oldu. TSK bile karşı duramadı. Bakın bugün fuhuş operasyonlarıyla TSK itibarsızlaştırılmak isteniyor. Amerika’nın savaşmadan Türki ye’yi yenme stratejisine, savaşmadan yenilme stratejisiyle cevap veriliyor” diye konuştu. Pe rinçek şunları anlattı: “CHP ile PKK’yi anlaş tırarak HEP’ten 22 milletvekili çıkarttılar. Mahmut Alınak, Adnan Ekmen bana anlattı: ‘Özal bize Doğu Perinçek ile birleşmeyecek siniz dedi’ dedi. Bu da Amerika’nın planı çer çevesindeydi.” Mesud Barzani’nin ABD’nin büyük Kürdistan projesinin başına geçeceğini ha yal ettiğini savunan Perinçek, “Amerika Bar zani’yi değil, PKK’yi Kürdistan’ın başına ge tirecek. Barzani aşiret lideridir. PKK, Ke malizmin meyvelerinden yararlanmış Türkiye Kürtlerinin örgütüdür” diye konuştu. Kürt’ün gerçekliği 1991’de Diyarbakır’da yaptıkları miting gö rüntülerini salondaki perdeye yansıtan Perinçek, “Bu görüntüler niçin burada olduğumuzu an latıyor. 4050 bin Kürt’ümüzle bir aradayız. Biz Kürt halkını kazandık. 10 binlerce Kürt’e kardeşlik sloganları attırdık” dedi. Duruşmada söz alan tutuklu sanık emekli Tuğ general Veli Küçük, Adalet Bakanı Sadullah Er gin’in “3 yılı dolan tutukluların elektronik ke lepçe takılarak tahliye edileceğine, buna iliş kin yasanın aralık ayında yürürlüğe girece ğine” ilişkin açıklamalarda bulunduğunu anım sattı. Küçük şunları söyledi: “Ben Türk ordusuna 30 sene hizmet ver miş bir emekli generalim. Bu uygulamayı ha karet olarak kabul ederim. Türk ordusunun emekli bir generalinin ayağında prangayla dolaşmasını emperyalistler istiyor. Veli Kü çük’e pranga takma zevkini emperyalistlere vermeyeceğim. Veli Küçük olarak ölene ka dar cezaevinde kalsam dahi bana pranga tak malarına izin vermeyeceğim. Aralık ayında yasa çıktığında bana uygulanmamasını mah kemenize arz ederim.” ‘Bu böyle gitmez’ Yargıtay’ın Danıştay’a silahlı baskın ve Cumhuriyet gazetesinin bombalanması dosya sını bu mahkemeye, “Bir araştırma da siz ya pın, Ergenekon sanıklarıyla bir irtibat var mı, bir bakın” diye gönderdiğini ifade eden Küçük şöyle konuştu: “İrtibat varsa devam edin, yok sa ayırın. Ayıramıyorsunuz. Yukarısı diyor ki: ‘Ayırmayın, devam edin.’ Bir şey bulabil sek diye komşunun komşusunu getirdiniz bu lamadınız. Bir bayan geldi buraya. ‘Gözüm bir yerden ısırıyor, yüzde 10 tanıyorum dese’ yanmıştık. Yapmayın sayın başkan yeter. Bunlar Bahai Şeyhi’nin talimatları. Ben Fet hullah şeyhinin dinine geçmeyeceğim.” “Bu böyle gitmez” diyen Küçük, heyete hi taben “Şu salonda oturması en zor olan yer orası. Ben burada rahatım, yatarım” dedi. Kü çük şöyle konuştu: “Osman Yıldırım’dan son ra şimdi de Adana Cezaevi’nden Erhan Özer diye biri çıktı; ‘Ben JİTEM’de 19972005 yıl larında Veli Küçük, Muzaffer Tekin, Levent Ersöz ile çalıştım’ diyor. Ben 1997’de Gire sun’daydım, 2001’de emekli oldum.” Olmayan bir örgütte aşağı ile yukarıdakiler arasında köprü elemanı olarak suçlandığını be lirten Küçük, “Biz burada bininci günün müzdeyiz. Bin gün doldu. Bin gündür ne ile suçlandığımızı bilmeden, olmayan bir örgü tün köprü elemanı olarak tutuluyurum” di ye konuştu. Bin günde birçok değişiklikler ol duğunu anlatan Küçük, “Asıl Türk milleti üze rinde değişiklikler oldu” diye konuştu. Mahkeme tahliye taleplerini reddederken du ruşmayı 2 Aralık tarihine erteledi. Birinci Ergenekon davasında tutuklu sanık emekli Tuğgeneral Veli Küçük, tutuksuz sanıkların elektronik kelepçe ile izlenmesi projesini eleştirerek “Hayatım boyunca cezaevinde yatsam da ayağıma pranga taktırmam” dedi. Sosyalist aydınlara yönelik operasyonlara tepki ‘Şimdi sıra kimde’ İstanbul Haber Servisi Demokratik Toplum Kongresi eşbaşkanları Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk, Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) mil letvekilleri, sosyalist aydın ve yazarlar, Devrimci Karargâh örgütü operasyonları kapsamında tu tuklanan 13 kişinin serbest bırakılmasını istedi. Milletvekilleri ve aydınlar, BDP yöneticileri ve belediye başkanlarının ve sendikacıların çeşitli operasyonlarla tutuklandığı belirtilerek “Şimdi sı ra kimde?” diye sordu. Taksim’deki Hill Otel’de düzenlenen “Sıra kimde?” isimli toplantıya Demokratik Toplum Kongresi eşbaşkanları Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk, BDP milletvekillerinden Akın Birdal, Sır rı Sakık, Sabahat Tuncel, KESK Başkanı Sami Evren, Sevim Belli, Ertuğrul Kürkçü, Sırrı Süreyya Önder ve Ferhat Tunç katıldı. Türki ye’de 77 yıldır devletin sistem ve dönüşümü iste yenlere karşı operasyonlar gerçekleştirdiğini belirten Ahmet Türk, “Türkiye’de sosyalist muhalefet ne zaman güçlense sistem düğmeye basmıştır ve sin dirme operasyonlarını başlatmıştır. Bu da sis temin Kürtlerden, sosyalistlerden nasıl kork tuğunu gözler önüne seriyor” dedi. Türkiye’de değişim isteniyorsa bu zihniyetin değişmesi ge rektiğinin altını çizen Türk, halkın seçtiği siyaset çilerin tutuklandığını belirtti. Türk, “Daha güçlü bir irade ortaya koyup dayanışma içerisinde ol malıyız. Bu sürecin ancak bu şekilde üstesinden geliriz” diye konuştu. Sol muhalefetin Devrimci Karargâh operasyonu adı altında susturulmak istendiğini belirten BDP Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal ise buna ses siz kalınmamasını istedi. Sevim Belli ise Türki ye’de 1940 yılından bu yana bu tür tutuklamala rın yaşandığını ifade ederek “Solcular bu kadar bölünmüş olmasalar, birlikte hareket edebil seler. Tutuklamalar, baskılar bu kadar güçlü olmaz. Sosyalistler, Kürtler bir an önce güç lerini birleştirmelidirler” dedi. İstanbul Haber Servisi Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in katil zanlısı Ogün Samast’ın çocuk mah kemesinde yargılanacak olması tartışma lara neden oldu. Dink ailesi avukatları, karara itiraz ederek davaların birleştiril mesini talep edecek. Dink ailesi avukatlarından Fethiye Çetin, Ogün Samast’ın suç tarihinde ya şının 18’den küçük olması nedeniyle dosyasının ayrıldığını anımsattı. Çetin, 6008 sayılı yasa gereği çocukların özel yetkili ağır ceza mahkemelerinde yargı lanamayacak olması nedeniyle Sa mast’ın dosyasına görevsizlik kararı ve rildiğini, kararın yasa değişikliğine uy gun olduğunu kaydetti. Bu kararla ayrılan dosyaların, 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanu nu’nun 17/3. maddesiyle yeniden birleştirile bileceklerini vurgulayan Çetin, bu maddenin, “davaların birlikte yürütülmesinin zorunlu gö rülmesi halinde, genel mahkemelerde, yargıla manın her aşamasında, mahkemelerin uygun bulması şartıyla birleştirme kararı verilebilir. Bu takdirde birleştirilen davalar genel mahke melerde görülür” hükmünü içerdiğini belirtti. Çe tin, “Bu nedenle, mahkemeden ayrılmış dosyanın birleştirilmesini talep edeceğiz” dedi. İstanbul Haber Servisi Hrant Dink cina yeti davasında mahkemesinin katil zanlısı Ogün Samast’ın çocuk mahkemesinde yargılanması yönündeki kararı değerlendiren CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Kurşun atanla taş ata nın aynı olmaması lazım” dedi. Karar AKP içinde farklı tepkilere neden oldu. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversite si’nde katıldığı bir etkinlikte gazetecilerin so rularını yanıtlayan Kültür ve Turizm Bakanı Er tuğrul Günay, yasaları uygulamak zorunda olan mahkemelerin yargılamayı da zamanında ta mamlamak zorunda olduğunu belirterek “Hepi mizin içini kanatan, yüzünü kızartan olayın üze rinden 4 yıl geçti ve yargı katil zanlısını bir baş ka mahkemeye gönderdi. Yargının bu kadar ağır işlemesi gerçekten kabul edilemez bir durumdur. Çok üzgünüm onun için bunları sizlerle paylaş mak istedim” dedi. AKP grup toplantısı çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Adalet Bakanı Sa dullah Ergin, “hukuk kurallarının işlediğini” sa vundu. Ergin, “Karar, evrensel hukukun talep ettiği ku raların yerine getirilmesinden ibarettir. Hukuk ku ralları şahıslar için düzenlenmez. Ancak, somut olay lardaki vahametin sorumluluğunu bu düzenlemeye bağlamak doğru değildir” dedi. Meclis’te gazetecilerin sorularını yanıtlayan CHP lideri Kılıçdaroğlu da “Kurşun atanla taş atanın aynı olmaması lazım” dedi. Şantaj ve askeri casusluk iddiası İstanbul Haber Servisi Asker ve bürokratlara şantaj yaptıkları, askeri casusluk faaliyetinde bu lundukları iddia edilen örgüte yö nelik operasyonda gözaltına alı nan şüphelilerden 6 muvazzaf as ker serbest bırakıldı. Böylece dün ifadesi alınan askerlerin tamamı serbest bırakılmış oldu. Ankara’da ise hakkında yakalama emri bulu nan 1 asker daha gözaltına alındı. İstanbul Cumhuriyet Savcılı ğı’nca yürütülen soruşturma kap samında İstanbul, Ankara ve İzmir dahil 9 ilde yapılan operasyonda gözaltına alınan şüphelilerden 6’sı dün Beşiktaş’taki İstanbul Adliye si’ne sevk edildi. Merkez Komu tanlığı’nın araçlarıyla adliyeye ge tirilen şüpheliler, hâkim ve savcı ların kullandığı protokol kapısın dan binaya alındı. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Fikret Seçen’in sorguladığı şüp helilerden Yüzbaşı Yekta Ebru Ercüment ise savcılık sorgusunun ardından serbest bırakıldı. stanbul’a getirildiler Savcılıkta sorgulanan Albay Kubilay Şükrü Özdemir, Hakan Çetinkaya, Binbaşılar Fırat Gü ner Harman ve Cem Ciran ise tutuklanmaları istemiyle Nöbetçi İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkeme si’ne sevk edildi. Mahkemede de ifade veren şüpheliler tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıl dı. Mahkeme, Binbaşı Ahmet Ya sin Erdoğan hakkında ise adli kontrol uygulanmasına hükmetti. Operasyon kapsamında, Anka ra’da gözaltına alınan 4’ü asker 7 kişiden 3 sivil de, Ankara Emni yet Müdürlüğü’ndeki işlemlerinin ardından akşam saatlerinde İstan bul’a gönderildi. Yakalama ka rarı bulunan bir askerin ise yurt dışında olduğu kaydedildi. Soruşturmanın seyri Şantaj çetesine yönelik operas yonda ele geçirilen CD’lerdeki belgelerin, Genelkurmay Başkan lığı ve TÜBİTAK tarafından “devlet güvenliğine ilişkin bel geler” olduğunun tespit edilmesi üzerine soruşturmanın seyri de ğişmişti. Gizli bilgilerin yabancı istihbarat birimlerine verildiği id diasını ele alan savcılık, şüpheli lerin casusluk yapıp yapmadıkla rını da mercek altına aldı. Ülke genelinde 25 Ekim Pazartesi günü 9 ilde eşzamanlı yapılan operas yonda gizli belgelerin ele geçiril diği öne sürülen emekli Deniz Al bay İbrahim Sezer’in de arala rında bulunduğu 30’u muvazzaf 31 subay ile 4 TÜBİTAK görevli si devletin gizliliğine ve güvenli ğine ilişkin belgeleri temin ettik leri, siyasal ve askeri casusluk yaptıkları iddiasıyla gözaltına alındı. İşyeri, ev ve askeri birlik olmak üzere 100’e yakın adreste ise arama yapıldı. UYUŞTURUCU SORUŞTURMASI İstanbul Haber Servisi Uyuşturucu tica retine yardım ettiği iddiasıyla yargılanan eski Emniyet Müdürü Emin Aslan, “Zamanı gelince söylenecek çok şey var. Her gerçek ortaya çı kacaktır” dedi. Aslan, İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkeme si’ndeki davanın dünkü oturumuna katıldı. Du ruşma öncesi gazetecilerin sorularını yanıtlayan Aslan’a “Hanefi Avcı’nın Devrimci Karargâh terör örgütü ile alakası var mı?” diye sorul du. Emin Aslan da “Olabilir mi? Size soru yorum” diye karşılık verdi. Aslan, “Hanefi Av cı ile cezaevinde görüşebildiniz mi?” diye so rulması üzerine ise, “Görüştüm. Hanefi Avcı’yı hepiniz tanıyorsunuz, bütün dünya tanıyor. En iyi değerlendirecek kişiler sizlersiniz ya ni ben de aynı şekilde ‘Kefilim’ desem diye ceksiniz ki o ona kefildi o da ona kefildi. Her kes bunun ne olduğunu Hanefi Avcı’nın na sıl bir kişilik olduğunu biliyor. Davamızla il gili geldiğimiz için bu konuda daha söylene cek çok şey var ama zamanı gelince söyle necek. Her gerçek ortaya çıkacaktır” dedi. Aslan: Gerçekler ortaya çıkacak Hill Otel’de bir araya gelen BDP’liler ve aydınlar tutuklu 13 kişinin serbest bırakılmasını istedi. D N K C N A Y E T D A V A S I K E M A L K I L I Ç D A R O Ğ L U : Taşatanlakurşun atanaynıolmamalı ‘Ayrılmışdosyalar birleştirilmeli’ 6muvazzaf asker serbest bırakıldı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle