Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB C M Y B 27 EK M 2010 ÇARŞAMBA CUMHUR YET SAYFA HABERLER 5 ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com “Taş atan çocuklar” yasası kapsamına alınan Dink’in katili Samast 5 yıl sonra özgür kalabilecek. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Nerede Kaldı Verilen Sözler?.. hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 Balkondan görünen karşı evlerin üzerinden kuşlar havalanıyor kül rengi bulutlara doğru... Böyle havalarda hüzünlenirim... Karanlık bir erguvanda yaprağın yeşilini düşünür, yaz aylarının mavi aydınlığını özlerim. 12 Eylül’de kurulan darağaçlarının, öldürülen Erdal Eren’in, öteki ölümlerin hesabını soracağını söyleyen Başbakan Erdoğan’ın Diyarbakır konuşmasını anımsıyorum. Ahmet Tan’ın “Faili Malum, Meçhul” yazısını okurken Bodrum Yarımadası’ndaki sit alanlarının imara açıldığını (Murat Kışlalı’nın haberi) öğreniyorum. Şimdi sırada Çeşme ve Datça Yarımadası’nın olduğunu biliyorum... Dağları, ovaları, koyları, bükleri yabancılara peşkeş çeken bir düşünce, faili belli ama aydınlatılmamış cinayetleri nasıl çözer? 3 Eylül’de Diyarbakır’da aslanlar gibi kükreyen Başbakan Erdoğan, gözyaşlarını tutamamıştı konuşması sırasında: “Bir gece yarısı sokak ortasında ensesine kurşun sıkılarak katledilen, katilleri gecenin karanlığında bir daha ortaya hiç çıkmayan çıkarılmayan faili meçhullerin acısını çok iyi biliriz.” Başbakan’dan bu sözleri duymak yüreklere su serpmişti... Diyarbakır’da Kürt kökenli yurttaşlarımız, Vedat Aydın’ın, Musa Anter’in, Mehmet Sincar’ın ve yüzlerce faili meçhul cinayetin aydınlatılacağını düşünmüştü. Aslında faili belli cinayetlerdi bunlar... Ankara’nın göbeğinde Necip Hablemitoğlu, otomobilini konutunun bahçesine park ettikten sonra, ensesinden vurulup öldürülmüş, tetikçileri bugüne değin bulunamamıştı. Ben de umutlanmış ama yine de şu soruyu sormuştum: “Sekiz yıldır iktidarda olan AKP, kaç faili belli cinayetin arkasındaki güç odaklarını ortaya çıkardı?” Çetin Emeç’ten Bahriye Üçok’a, Musa Anter’den Uğur Mumcu’ya, Hrant Dink’ten Gaffar Okkan’a dek bir dizi faili belli cinayetler. Yakalananlar tetikçilerdi... Trabzon’da 1415 yaşındaki bir çocuk, rahip Santoro’yu 14 bin liralık silahla gidip öldürebilir miydi tek başına? Malatya Zirve Yayınevi katliamını çoktan unutmuştuk. Ahmet Taner Kışlalı’nın 12. ölüm yıldönümüydü. CHP’den kaç milletvekili soru önergesi vermişti faili belli cinayetlerin aydınlatılması için? İçel Milletvekili Ali Rıza Öztürk, Sabahattin Ali’nin öldürülmesinden bugüne değin öldürülen, Türk, Kürt, sağcı, solcu sayısız aydının, siyasetçinin, öğrencinin, sendikacının, öğretmenin, memurun katledilmelerini Meclis kürsüsünden dile getirip, aydınlatılmasını istemişti. Acı ama gerçek, bu konuda verilen üç önerge de AKP’lilerce reddedilmişti. Musa Anter’in oğlu Dicle Anter, babasının katillerinin nerede yaşadıklarını kaç kez anlattı TV ekranlarından anımsamıyorum. Katillerin yeri yurdu, yaptıkları iş belli. Bir yandan Diyarbakır’da ağlayıp “Ah Ape Musa” (Musa Amca) deyip gözyaşı dökeceksin,12 Eylül’le hesaplaşacağını anlatacaksın, ardından da AKP milletvekillerine el altından haber salacaksın: “CHP’nin faili meçhul cinayetlerle ilgili Meclis araştırma önergesine ‘hayır’ deyin”. İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesi’nde 26 öğrenci “gericiliğe hayır” pankartı astıkları için hem dayak yedi hem de soruşturma bitene dek derslere girmeleri rektörlükçe yasaklandı. Eh, tetikçi Ogün Samast da çocuk mahkemesinde yargılanacak. Abiler, amcalar ise dışarıda görevleri başında. Bu ülkede katledilen aydınlarımız, gazetecilerimiz, siyasilerimiz ister sağcı, ister Türk ve Kürt olsun bizim insanımızdır. AKP iktidarı Susurluk’ta ortaya çıkan devlet içindeki örgütlü silahlı gücün üzerindeki giz perdesini aydınlatamaz mı? İsterse aydınlatır! AKP, sıkmabaşa gösterdiği duyarlığı hiçbir zaman faili belli ama aydınlatılmayan cinayetlere karşı göstermedi. Üniversitelerde sıkmabaşla derslere girmek... Ardından liseler... Ve ortaöğretim... Kamusal alan... Göreceksiniz bir plan, proje var... Amaca adım adım gidiliyor... Bunları görmemek için ahmak olmak gerekir! Ülkemin geleceğinden kaygılıyım... Elbet darbelere, çetelere karşıyım, demokrasiyi ve özgürlükleri savunuyorum... Evlerin çatılarından havalanan kuşlar, kül rengi bulutlara doğru uçarken; eşleri, çocukları, yakınları öldürülen Toplumsal Bellek Platformu’nun üyelerini düşünüyorum... Eşlerini yitiren kadınları, onların çocuklarını, torunlarını. Yağmalanan koyları, bükleri, dağları, ovaları... Benim ülkemin yabancılara nasıl peşkeş çekildiğini. Bir zaman ağacından dökülen yaprakları... Acıyı, hüznü, yakarışı... Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ı sözünde durmamakla suçladı, ‘Omurgasızsın, kıvırtıyorsun’ dedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın birçok ko nuda verdiği sözleri tutmadığı nı örnekleriyle anlatırken “omurgasız”, “kıvırma” söz leriyle kendisine yüklendi. Kılıçdaroğlu grup toplantı sında öncelikle Cumhuriyet Bayramı’nı kutlarken “Cum huriyet zulme karşı başkal dırmaktır. Cumhuriyet, bi reyi kulluktan çıkarıp özgür hale getirmektir. Cumhuriyet aynı zamanda Atatürk’ün gençliğe hitabesini bilmek, okumak demektir” dedi. Kı lıçdaroğlu’nun açıklamaları özetle şöyle: Faili meçhul sömürü sü: Faili meçhuller araştırılsın, dedik ama AKP’lilerin oylarıyla reddedildi. Başbakan Diyarba kır’da “Bir gece yarısı ensesi ne kurşun sıkılarak katledi lenleri faili meçhullerin acısı nı çok iyi biliriz” demişti. Sev sinler seni... Aslında “Faili meçhullerin acısını sömür meyi biz çok iyi biliriz” demek istiyor. Yatacak yeri yok: Sayın Başbakan Kızılay Genel Kuru lu’nda yaptığı konuşmada, “Kendi bir parça ekmeğini in sanlar muhtaçlarla paylaşı yor. Bu emaneti kendi gayesi için kullananın yatacak yeri yoktur” diyor. Alın terinden bi riktirilip Deniz Feneri’ne veri len insanların paraları nerede? O dosyaya sahip çıkmıyorsun? Ankara Adliyesi Sıhhiye’de, Adalet Bakanlığı da Kızılay’da araları 1 kilometre ya var ya yok. Yazışmaların en kısası 6 7 ay alıyor. Sayın Başbakan asıl senin yatacak yerin yok. O in sanların alın terini sömürenlerin yatacak yeri var. Neresi? AKP’nin koynu. AKP’nin ku cağında yatıyorlar, onların ko ruması altında yatıyorlar. Bütün bu kepazeliğin üzerine AKP’li belediyeler bunlara ihale veri yor. Omurgasız, derler: Ver diğin sözlerin arkasında dur muyorsun Sayın Başbakan. Sa na “omurgasız” derler. Ofer’i bilirsiniz, önce “Konuşma dım” dedi, sonra “Bir kez görüştüm” dedi. Oysa hepimiz biliyoruz ki Bilkent Otel’de Ofer’i mutfak kapısından alıp gizlice konuştun. Sayın Başba kan senin kimin samimi, kimin omurgasız olduğunu sorgulama hakkın yok. Sen kim, dik duruş kim? Peygamberin çirkin kari katürlerini çizerler, çıkar efele nirsin, sonra gider kuzu kuzu oyunu veririsin. Omurgasız bi rinin peygamber sevgisi bir günlük mü? Senin maskeni in direceğim. Dokunulmazlık: 2002’de dokunulmazlıklarla ilgili söz verdi. Sonra, “İlk birinci yılda düşünüyoruz” dedi. Kıvırma ya bak. Kimse böyle kıvıra maz. Allah aşkına bu kıvrıla kıv rıla ne olacak? TCK görüşme lerinde zina konusu gündeme geliyor. Yine kıvırma... Hadi kı vırma olur da 180 derecelik kı vırmayı bu iktidar döneminde gördük. Başbakan teminatmış: Sayın Başbakan Kızılcaha mam’da “73 milyonun temi natı benim” diyor. O teminat sa yandık, yarın vazgeçecek. Al lah’tan Hüseyin Çelik çıkıp “Hiçbir şahıs kimsenin gü vencesi olamaz” diye düzelti yor. Doğru; kişilerin teminatı şa hıslar değil kanunlardır. Recep Bey kitabı: Arka daşlarıma talimat verdim. “Re cep Bey’den İnciler” kitabını hazırlıyoruz. Çok kalın olursa “Recep Larousse” diyeceğiz. CHP grup toplantısında Erdoğan’ın tutmadığı sözlerden örnekler veren Kemal Kılıçdaroğlu, “Sayın Başbakan senin kimin samimi, kimin omurgasız olduğunu sorgulama hakkın yok. Sen kim, dik duruş kim? Peygamberin çirkin karikatürlerini çizerler, çıkar efelenirsin, sonra gider kuzu kuzu oyunu verirsin. Omurgasız birinin peygamber sevgisi bir günlük mü? Senin maskeni indireceğim” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, te rör örgütü PKK’nin eylemsizlik kara rının 31 Ekim’de sona ereceğine dik kat çekerek, “Sürekli tek taraflı, PKK’den beklentiyle Kürt sorunu çözülemez. ‘Örgütü mü çözeceksin, so runu mu çözeceksin’, Bizim gün say mak yerine hükümete ne yaptın so rusunu sormamız gerekiyor” dedi. Kışanak, partisinin grup toplantı sında, AKP hükümetinin 2011 bütçe sini değerlendirirken Başbakanlık ör tülü ödeneğinin yüzde 150 oranında art tırılmasına da tepki gösterdi. Başbakan Tayyip Erdoğan’a, örtülü ödeneği 8 yıl boyunca nerede kullandığını açık laması çağrısında bulunduğuna dikkat çeken Kışanak, geçmişte örtülü öde neğin “kirli işler” için kullanıldığını belirterek, “Geçtiğimiz yıllarda Su surluk davalarında ve başka dava larda kısmen de olsa ortaya çıktı. Ör tülü ödenekle yasadışı silah almışlar, ben JİTEM’in kurucusuyum diyen biri benim ‘on bin silahım var’ diyorsa o da örtülü ödenektendir. Demek ki başbakanlar örtülü ödenekleri bu katillere peşkeş çekmişler. Acaba Sa yın Başbakan’ın böylesi karanlık planları mı var?” sorusunu yöneltti. ‘PKK’den beklentiyle olmaz’ PKK’nin tek taraflı eylemsizlik ka rarının 31 Ekim’de dolacak olmasına dikkat çeken Kışanak, yine kamuoyu nu sıkıştıran bir takvim olduğunu, ge linen noktada herkesin beklentisinin bir kişinin bile burnu kanamadan sorunun çözülmesi olduğunu ifade etti. Herke sin “PKK eylemsizliği uzatsın” çağ rısı yaptığını savunan Kışanak, tek ta raflı, sürekli “PKK’den beklentiyle” sorunun çözümünün mümkün olma dığını kaydetti. Diyarbakır’da görülen KCK davasına da dikkat çeken Kışa nak, davanın özünü Kürt sorununun oluşturduğunu, davanın bu haliyle “hukuka havale edilmiş siyasi bir da va” olduğunu ifade etti. ‘ŞARK KURNAZLIĞI YAPIYORLAR’ Bahçeli CHP’ye yüklendiCHP’nin türban konusundaki tavrını sorunu çözmemek için şark kurnazlığı yapmak olarak değerlendiren Bahçeli, AKP’yi de Cumhuriyet karşıtlarına çanak tutmakla suçladı. ANKARA (Cumhuri yet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, türban sorunu konusun daki tavrı nedeniyle CHP’yi “şark kurnazlı ğı” yapmakla suçladı. Bahçeli, PKK’den gelen ve hükümetle 6 maddelik anlaşma yapıldığı açıkla malarına da sert tepki gös terdi. Bahçeli partisinin grup toplantısında Cumhuri yet’in 87. kuruluş yıldö nümünde AKP’nin cum huriyet karşıtlarına “ça nak tutmakla” suçladı. Ey rakip tepkisi Bahçeli, hafta sonu ya pılan HakPar Kongre si’ne katılan ve aralarında Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz’un da bu lunduğu bazı AKP yöne ticilerinin, Kürtlerin “ulu sal marşı” olarak lanse edilen “Ey rakip” oku nurken ayakta saygı du ruşunda bulunmalarına ise “rezalet ve küstahlık” diye tepki gösterdi. AKP’nin PKK ile yaptığı mutabakatın tüm “iğrençliğiyle” medyaya yansıdığına da işaret eden Bahçeli, terör örgütünün eylemsizlik kararının AKP hükümetiyle karşı lıklı mutabakat çerçeve sinde olgunlaştırıldığının anlaşıldığını söyleyerek Erdoğan’dan 6 madde ol duğu ifade edilen PKK’yle varılan mutabakatı ka muoyuna “mertçe çıkıp” anlatmasını istedi. Grup toplantısında, tür ban tartışmalarına da de ğinen Bahçeli, CHP’ye sert eleştiriler yöneltti. Bahçeli, “Öyle ki çarşaf giymiş hanımefendilere parti rozeti takarak, sa mimiyet ve siyasi dü rüstlük ispat edilemeye cektir. Veya referandum öncesinde sırf siyasi kay gılar gözetilerek, ‘başör tüsü sorununu biz çözeriz’ diyerek ortalığa atılmak ve arkasından bu mese lenin akıbetini, mesela, seçim barajının düşü rülmesine ya da YÖK meselesine bağlamak, esasında başörtüsü so rununu çözmemek için oluşturulan şark kur nazlığından başka bir anlam ifade etmeyecek tir” dedi. Bahçeli, ilköğ retimdeki çocukların okula başörtüsüyle girmeye ça lışmalarının ise provokas yon olduğuna işaret etti. Başbakan Erdoğan’ın, “Başını örtmeyen hanım kardeşim, kalkıp başı örtülü için mücadele edeceğim demiyor” açık lamalarının, “kendini bil mezlik ve seviyesizlik” olduğunu belirten Bahçe li, bu sözlere Türk kadı nının en güzel yanıtı ve receğini kaydetti. AKP lideri Erdoğan, başörtüsü sorununun yeni anayasada çözüleceğini söyledi Türban yine seçim kozuANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, 87. yıl dönümündeki Cumhuriyet için, “Bu Cumhuriyet çıtkırıldım bir Cum huriyet değildir. Bu ülkenin büro kratı, hâkimi, savcısı, askeri, polisi ne kadar Cumhuriyet’in sahibiyse so kaktaki vatandaşı da o kadar sahi bidir” değerlendirmesini yaptı. Erdoğan, partisinin grup toplantısında özetle şunları söyledi: Korku cumhuriyeti: Cumhuri yet’i korumak adına aslında bir korku cumhuriyeti oluşturdular. Tehlikede olan Cumhuriyet rejimi değil bu kor kulardan nemalanan çevrelerin imti yazları oldu. Cumhuriyet’in sahibi ol mak noktasında hiç kimsenin hiç kim seye üstünlüğü yoktur ve olamaz. Bu ülkenin bürokratı, hâkimi, savcısı, as keri, polisi ne kadar bu Cumhuriyetin sahibi ise bu ülkenin işçisi, köylüsü, es nafı, sanatkârı, sokaktaki vatandaşı da bu Cumhuriyetin en az o kadar sahibi dir ve sevdalısıdır. Milleti yasakladılar: 1940’lı yıllarda Ankara’nın Ulus semtine ‘kı lık kıyafeti uygun değil’ diye kasketli gariban köylüleri yani ulusun, mille tin girmesi yasaklandı. (Dinleyicile rin bu sözlerini alkışlaması üzerine) Bunu alkışlamayalım, buna üzüle lim. Cumhuriyet’i korumak, rejime sa hip çıkma bahanesinin arkasına sığı narak onlar aslında Cumhuriyet’i kü çülttüler. Halka yabancılaştılar. Pom palanan korkuların ne kadar boş ol duğunu milletçe hep beraber gördük. Bu Cumhuriyet, çıtkırıldım bir cum huriyet değildir. Bu Cumhuriyet kö kü mazide olan bir atidir. Yalçınkaya’ya: Kendisine millet, yasama ve yürütme üzerinde muhafızlık görevi ihdas ediyor. Allah aşkına; siz bu yetkiyi kimden alıyorsunuz? Han gi anayasal ve yasal yetkiyle TBMM’ye hiza vermeye kalkışıyorsunuz? Kendi iradenizi milli iradenin üstünde ne za mandan beri görmeye başladınız? CHP’nin kodları: Sayın Kılıçda roğlu, eğer başörtüsünü siyasi istismar aracı olarak kullandıysa millet nezdinde bunun bedelini ödeyecektir. Ama ha yır bu konuda samimi ise işte o zaman meydanlarda böyle bir vaatte bulunur ken CHP zihniyetini, CHP gelenekle rini, kodlarını dikkate almadığı açık tır. CHP lideri hiçbir hazırlık, hiçbir is tişare yapmadan CHP’nin kadim ge leneklerini, ideolojik kodlarını hiç he saba katmadan vaatte bulunmuştur. Bugün o vaadin altında ezilmiştir. Sü reç, CHP tarafından başörtülü genç kız ların umudunun istismar edildiği aynı zamanda provokasyona açık bir süreç haline getirilmiştir. Başını örtmek nefes almak gibi: Nefes alıp vermek ne kadar ta bii ise ne kadar tabii bir insan hakkıy sa inancına göre giyinmek de eğitim olanaklarına sahip olmak da o kadar ta biidir, o kadar temel bir insan hakkıdır. Türban 2011’e: Özgürlükler ko nusunda MHP’nin de güven vermedi ğini gördük. AKP yasaklarla mücade lede bir kez daha yalnız kalmıştır. Sa dece başörtüsü konusunda değil, fark lı inanç etnik gruplarının dertlerini dert ediniyoruz. 2011 seçimleri ve ar dından başlatacağımız yeni anayasa ça lışmaları işte bu özgürlüklerin temel alı nacağı bir süreç olacaktır. Meclis’te mektuplar okunuyor iddiası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP İz mir Milletvekili Ahmet Ersin, tutuklu Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın gönderdiği mektupla rın milletvekillerine ulaşmadan TBMM tarafın dan iade edilmesini TBMM gündemine getirdi. Ersin, TBMM Genel Kurulu’nda gündem dışı söz alarak, Avcı’nın milletvekillerine gönderdi ği mektupların TBMM İdare Amiri tarafından iade edildiğini söyledi. Ortada anayasal bir suç bulunduğunu belirten Ersin, “Haberleşme öz gürlüğüne aykırı bir davranış var. Ben bana gönderilen mektubu istiyorum” dedi. Ersin, MHP’li Oktay Vural’ın “Mektuplar okunu yor mu o zaman” şeklindeki sorusu üzerine, “İncelenip uygun görülmediğine göre okunu yor demektir” dedi. BDP İstanbul Milletvekili Ufuk Uras ise aynı durumun kendisinin de ba şına geldiğini, sayısız belge ve evrakın millet vekillerine ulaşmadığını belirtti. Ersin, konuyla ilgili bir soru önergesi vererek TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’den açıklama istedi. ‘Maskeni indireceğim’ ‘ÖRGÜTÜ MÜ ÇÖZECEKS N KÜRT SORUNUNU MU?’ GÜL: FARKLILIKLAR ZENG NL K BATMAN (Cumhuriyet) Batman’ı ziyaret eden Cumhurbaşkanı Abdul lah Gül, Valilik binasında halka ses lendi. Gül, “Birbirimizin farklılık ları bizlerin zenginliğidir. Hepi miz nasıl iyi bir vatandaş, nasıl iyi bir insan oluruz, önemli olan budur. Tabii ki eksiklikler, noksanlıklar, bunlar hep vardır. Bunların hepsi düzeltilecektir” diye konuştu. Her kesin Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olarak eşit haklara sahip olduğunu ifa de eden Gül, “Kimimiz Kürt ola biliriz, kimimiz Türk olabiliriz, ki mimiz farklı olabiliriz. Ama hepi miz bu ülkenin en şerefli vatan daşlarıyız. Hiç kimsenin birbirinden üstünlüğü yoktur” dedi. CHP’li Ersin, TBMM Baş kanı Şa hin’den açık lama istedi.