Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                CMYB  C M Y B  GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK  Baştarafı 1. Sayfada  kurumları, parlamento içindeki ve dışındaki  muhalefet, iktidara yandaş olmayan ilim adamları  karşı durdular.  Anayasadaki değişikliğe referandumda evet oyu  çıkarsa, yargının iktidar emrinde, iktidar  doğrultusunda karar vereceği günlerce söylendi,  yazıldı, açıklandı...  Ama toplumun yüzde 58’i böyle bir tehlike  görmedi; referandumda HSYK ile Anayasa  Mahkemesi’nde bünyesel değişiklik sağlayacak  maddeleri onayladı.  İlk deneme: HSYK seçimlerini Adalet  Bakanlığı’nın listesi kazandı. Sonuç: Bu listeye oy  veren sayıları on binden fazla yargıç ve savcı,  AKP iktidarının yargıyı ele geçirmek diye bir niyeti  olmadığına inanıyor, demekti.  Son deneme Çankaya kaynaklı:  Çankaya’daki AKP’li dört üye seçecekti, seçti.  Dört üyeden biri Kayseri Baro Başkanı diğeri  Kayseri Der Başkanı!  Sonuç açıklandı. Düne kadar Çankaya’daki  AKP’liyi övenler almış kalemi eline, ver yansın  ediyor.  Dedikleri şu: Hâkimler ve Savcılar Yüksek  Kurulu’na Çankaya’nın atadığı dört üye AKP’nin  dünya görüşünü paylaşan insanlar!  Oysa iktidar, anayasadaki değişikliklerle yüksek  yargı organlarını daha demokratik, daha tarafsız  konuma getireceğini savunmadı mı?  Savundu: Lakin bakanlık listesini  kazandıranlarla Çankaya’daki AKP’linin HSYK’ye  seçeceği üyelerin AKP doğrultusunda olmayan,  gerçek hukukçulardan seçileceği sanısına  kapılanların görüşleri bir günde iflas etti.  Çankaya’dakinin de katkısıyla daha demokrat,  daha tarafsız bir heyete dönüşeceği ilan edilen 22  üyeli HSYK’nin 17’si iktidar yanlısı!  Yıllarca yazdığımız gerçek bir kez daha açığa  çıktı.  Çankaya’da partizan bir cumhurbaşkanının  görevde olduğu bir kez daha kanıtlandı.  Çankaya’da halkı ayrım gözetmeksizin  kucaklayan bir cumhurbaşkanı olmadığını…  tersine AKP hükümetiyle uyum içinde görev  yapan, yapacak olan bir AKP’linin bulunduğunu  içeren sürekli anımsatmalarımız haklı çıktı.  Dün bu haklılığı kanıtlayan kimi  değerlendirmelere tanık olduk.  Örneğin dün Tufan Türenç, “Cumhurbaşkanı  yine beklendiği gibi söylemlerinin tam tersini  yaptı” diye yazıyor.  Örneğin Mehmet Y. Yılmaz, “Cumhurbaşkanı  tarafsızlık ilkesini bir kez daha bir kenara atmış  bulunuyor” diyor.  Üstelik her iki değerli yazar iktidarın dizgin  tutmaz, ülkeyi dinci ilkelerine yatkın bir yöne  sürükleyen AKP’nin aşırı icraatına karşı çıkan,  çıkanları destekleyen, laik Cumhuriyet’e ödünsüz  destek veren yazarlar.  Ana muhalefet lideri Kılıçdaroğlu da  Çankaya’daki AKP’linin HSYK’ye atamalarının düş  kırıklığı yarattığını söylüyor. Çankaya’daki  resepsiyona katılmamak için “bir yasal gerekçe  arıyordu”, bulmuş oldu.  Genel Başkan, Çankaya’daki AKP’li üzerinde  yanıldığını itiraf ediyor.  Söylediğine göre, TBMM’yi açış konuşmasında  tutukluluk süresinin uzamasını eleştirmesine  bakarak Çankaya’dan umutlanmış, anlaşılan  Cumhurbaşkanı’nın toplumun tüm kesimlerini  kucaklayan bir konuma geldiği sanısına kapılmış.  Oysa Çankaya’dakinin AKP ilkelerine bağlılığının  değişmediği birçok örnekle kanıtlanmıştı.  Referandum süresince arkasında önünde başka  koşul olmadan türban sorununu ben çözerim  diyen Kılıçdaroğlu, bir sabah uyandığında  Çankaya’daki AKP’linin 29 Ekim kutlamalarında  Köşk’teki iki resepsiyonu bire indirdiğini, türbanlı  eşine ve türbanlılara Çankaya’yı resmileştirdiğini  gördü.  2007’den itibaren AKP, “mukaddes üçgenini”  kurdu: TBMM ve hükümet zaten AKP’nin  elindeydi. İkide bir iktidarın yaptırımlarına karşı  çıkan son kale Çankaya idi.  O kale de bir AKP’li ile fethedildi.  Bu gerçeği hâlâ anlamayanlar, demokrasi  kurallarının işleyeceğini sananlar şimdi AKP  demokrasisine özgü yaptırımlarla karşılaştıkça…  hayret edilecek bir davranış sergiliyor, düş  kırıklığından söz ediyorlar.  Hata, AKP’linin Çankaya’ya çıkınca, cumhurun  Cumhurbaşkanı olacağı sanısından kaynaklanıyor.  Devlet, giderek AKP’lileşiyor... Ağlayan çok,  önleyecek yok!  SAYFA 26 EK M 2010 SALICUMHUR YET  8 HABERLERİN DEVAMI  TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 26 Ekim  Oslo K 3  Helsinki K 3  Stockholm B 3  Londra B 12  AmsterdamY 10  Brüksel B 8  Paris PB 10  Bonn B 9  Münih B 6  Berlin B 8  Budapeşte B 8  Madrid PB 17  Viyana Y 9  Belgrad Y 8  Sofya Y 13  Roma Y 16  Atina Y 24  Zürih Y 7  Moskova Y 8  Aşkabat B 18  Taşkent PB 17  Baku B 18  Bişkek PB 10  Tiflis B 19  Kahire PB 27  Şam PB 26  İstanbul Y 24  Edirne Y 21  Kocaeli Y 24  Çanakkale Y 21  İzmir Y 25  Manisa Y 24  Denizli B 25  Zonguldak Y 19  Sinop Y 21  Samsun Y 22  Trabzon B 22  Giresun Y 19  Ankara Y 21  Eskişehir Y 21  Konya PB 22  Sıvas Y 18  Antalya B 27  Adana PB 30  Mersin B 29  Diyarbakır B 26  Şanlıurfa PB 28  Mardin B 24  Siirt B 25  Hakkâri Y 18  Van Y 15  Kars Y 15  Ülkemiz geneli  parçalı ve çok bu  lutlu, Marmara, Ku  zey Ege, İzmir, Ma  nisa, Kütahya,  Uşak, İç Anado  lu’nun kuzeyi, batı  ve Orta Karadeniz  ile Gümüşhane,  Bayburt, Kars, Ar  dahan, Ağrı, Iğdır,  Van ve Hakkâri  çevlereli sağanak  ve gök gürültülü  sağanak yağışlı ge  çecek. Hava sı  caklığı ülkemezin  iç kesimlerinde 24  derece artacak.  Süleyman Demirel’i yasaklılık dönemlerinde,  yandaşları “Bir Bilen” olarak adlandırmışlardı.  Tayyip Erdoğan’ı da milleti her konuda  bölmedeki hüneri dolayısıyla “Bir Bölen” diye  ananlar çıkarsa, onları nasıl kınayabilirsiniz ki?..  Sayın “Bir Bölen” bölme işlemini sürdürürken,  şöyle buyurmuş:   Başı açıklar, örtülüleri savunmuyor.  Türban olayında, en büyük tehlike “başı  açıklar” ve “örtülüler” ayrımı yapmaktır.  Bu ayrım ve yalnız başı açıkların laik ya da  yalnız tesettürlülerin Müslüman olduğunu  söylemek en büyük yanlıştır.  Yine Sayın Bir Bölen’in ileri sürdüğü gibi, başı  açıkların örtülüleri savunmadıklarını söylemek de  yanlıştır. Başı açık kadınlarımız genç kızlarımız  tartışma platformlarında, gösterilerde, türbanlıları  savunmuşlardır. Daha seyrek olmasına karşın,  karşı örnek de görülmemiş değil. Nitekim  Ahmedinejad’ın ziyareti sırasında, İran’daki  kadınların başlarını açma özgürlüğü konusundaki  bir soru örtülü bir Türk gazeteci hanımdan  gelmiştir.  Görülüyor ki, Sayın “Bir Bölen” ne zaman  ağzını açsa türban sorununun çözümüne katkıda  bulunmak şöyle dursun onu gittikçe daha da  içinden çıkılmaz hale getiriyor.  Belki de asıl amacı da o olduğundandır.  Üniversitede türban sorununun çözümü için  olaya genç kızlarımızın eğitim özgürlüğü  açısından yaklaşmak gerekir. Türban  savunucularının yıllarca söyledikleri de budur.  Çokça üzerinde durulduğu için olayın bu  yönünü daha fazla vurgulayamayacağım.  Burada geçen hafta iki TV kanalında birlikte  olduğumuz programlarda, konuya çok değişik ve  doğru bir açıdan yaklaşan Haluk Şahin’in  görüşlerine yer vermek istiyorum.  Prof. Şahin, türban tartışmasında, ülkemizdeki  kadın erkek eşitsizliği açısından yaklaşmak  gerektiğinin altını çiziyordu çok haklı olarak.  Haluk Şahin bu konuda gazetemizin  18.10 2010 tarihli nüshasındaki köşesinde,  Yakup Kepenek’in, geniş biçimde yer verdiği  Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazırlanmış  olan “2010 Küresel Cinsiyet Eşitsizliği” raporunu  anımsattı.  Ricardo Hausmann (Harvard) Laura D.  Tyson (Berkley) ve Saadia Zahidi (Dünya  Ekonomik Forumu) tarafından hazırlanan 334  sayfalık rapor 134 ülkede kadınların durumunu  şu dört başlık altında incelemekte:  1 Ekonomiye katılım ve fırsat olanağı  2 Eğitim alma süreci  3 Sağlık ve yaşam koşulları  4 Siyasal güç edinme  Bu açılardan yapılan değerlendirmelerde kadın  erkek eşitsizliğinin en az olduğu ülkeyi birinci  sıraya koyan sınıflandırmada, Türkiye 134 ülke  arasında 126’ncı.  Yani kadın erkek eşitsizliği sıralamasında  Türkiye sondan sekizinci. Bizim altımızda kalan  ülkeler sırasıyla, Fas, Benin, Suudi Arabistan,  Fildişi Sahili, Mali, Pakistan, Çad ve Yemen’dir.  Hemen belirtmek gerekir ki, bu genel  sıralamadır.  Ekonomi geliştikçe kadının da,  özgürleşeceğini ileri süren düşünceler  açısından, ekonomiye katılım ve fırsat olanağı  çerçevesinde duruma bakmak daha önemlidir.  Sıralamaya bu açıdan bakıldığında Türkiye,  126’nın da gerisine, 131. sıraya düşmüştür ve  sadece Suudi Arabistan, Pakistan ve Yemen’i  arkada bırakmıştır.  Rapor ayrıca, bu kadın erkek sıralamasının  yıllar içindeki durumunu da veriyor.  Türkiye 2005 yılında genel sıralamada 105.  durumdayken, 2010’da 21 sıra birden düşerek  126’ya inmiştir.  Cumhuriyet devrimi ile kadınlarına birçok  alanda Avrupa ülkelerinden önce kimi hakları  veren laik Türkiye Cumhuriyeti, zaman içinde bu  konuma düşmüştür ve AKP iktidarında düşüşü  baş döndürücü bir ivme kazanmıştır.  Türban sorununa kızlarımızın eğitim özgürlüğü  açısından yaklaşalım diyoruz.  Şimdi bu rakamları gördükten sonra buyurun  biraz da buradan yakın!  Buyurun kadınlarımızın kızlarımızın eğitim  özgürlüğü sorununa biraz da buradan bakın!  Maskeler aşağı egemen beyler! Maskeler  aşağı!  DÜNYADA BUGÜN  ALİ SİRMEN  Türban Sorununun Özüne  Değişik Bir Yaklaşım  asirmen@cumhuriyet.com.tr  İstanbul Haber Servisi  Asker ve  bürokratlara şantaj yaptıkları iddia edi  len çeteye yönelik soruşturma kapsa  mında 9 ilde eşzamanlı yapılan ope  rasyonda 30’u muvazzaf, biri emekli 31  subay ve 4 TÜBİTAK çalışanı gözaltı  na alındı. Soruşturmada adı geçen 14 su  bayın ise adliyeye 8 Kasım’dan itibaren  zorla getirileceği belirtildi.  Cumhuriyet Savcısı Fikret Seçen’in  yürüttüğü “Şantaj ve askeri casusluk”  soruşturması kapsamında, dün sabah sa  atlerinden itibaren Ankara, İstanbul ve  İzmit’in de aralarında bulunduğu 9 il  de 100’e yakın noktada eşzamanlı ope  rasyonlar gerçekleştirildi.  Ankara’da 3 asker, 3 sivil  Operasyonun Ankara ayağında Sa  vunma Sanayii Müsteşarlığı’nda çalışan  bir üst düzey görevli ile bir TÜBİTAK  çalışanının da bulunduğu 15 kişiye ait  ev ve işyerlerinde arama yapıldı. So  ruşturma kapsamında Genelkurmay  Başkanlığı Elektronik Sistemler Ko  mutanlığı’nda da arama yapıldı. Ara  larında Kocaeli Çıkarma Gemileri Ko  mutanlığı’ndan Tuğamiral Ş.Y. ile Sa  vunma Sanayii Müsteşarlığı Uluslar  arası İşbirliği Daire Başkanı L.V’nin de  bulunduğu 6 kişi gözaltına alındı.  İzmir ayağında, Foça’daki Deniz Üs  Komutanlığı’nda görevli Deniz Albay  M.K.E’nin lojmandaki dairesi ve oda  sında arama yapıldı.  Gölcük Donanma Komutanlığı’nda  gerçekleştirilen operasyonda ise asker  ve TÜBİTAK görevlilerinin lojmanla  rında yapılan aramaların ardından 4 as  ker ile 4’ü TÜBİTAK’ta kriptoloji uz  manı 22 şüpheli gözaltına aldı.  Balıkesir’deki Erdek Mayın Filo Ko  mutanlığı’nda görevli bir yarbayın evin  de ve karargâhtaki odasında yapılan ara  mada bu kişiye ait bilgisayar ve bazı ev  raklara el konuldu.  Akşam saatlerine kadar süren operas  yonların ardından toplam 35 kişi göz  altına alındı. Soruşturmada adı geçen 14  subayın ise adliyeye 8 Kasım 2010’dan  sonra Merkez Komutanlığı’nda görevli  yetkililer eşliğinde zorla getirileceği be  lirtildi. Poyrazköy davasında tutuksuz  yargılanan, operasyonda ele geçen ve iç  çamaşırlarının olduğu poşetin üstünde  adının bulunduğu öne sürülen Tuğami  ral Şafak Yürekli’nin de savcılığa çağ  rılacağı öğrenildi.  Casusluk araştırması  Operasyon kapsamında, Kara Kuv  vetleri Komutanlığı, Deniz Kuvvetleri  Komutanlığı, Hava Kuvvetleri Komu  tanlığı ve TÜBİTAK’a ait devletin gü  venliğine ilişkin askeri casusluk niteli  ğindeki belgelerin ele geçtiği öne sü  rüldü. Evrakların yabancı ülkelerin is  tihbarat birimlerine servis edilip edil  mediğini inceleyen Seçen’in, 49 şüp  helinin devletin gizliliği ve güvenliğine  ilişkin belgeleri temin edip etmedikle  rini, siyasalaskeri casusluk yapıp yap  madıklarını araştırdığı belirtildi.  İstanbul Cumhuriyet Başsavcılı  ğı’nca yürütülen soruşturmanın ha  ricinde Deniz Kuvvetleri’nde görev  li subaylara ilişkin iddialar nedeniy  le, Kuzey Deniz Saha Komutanlığı ve  Donanma Komutanlığı da kendi için  de soruşturma başlattı. Soruşturma  kapsamında 6’sı muvazzaf subaya ait  olmak üzere 10 evde Kuzey Deniz  Saha Komutanlığı ve Donanma Ko  mutanlığı’nda arama yapılmıştı.  Genelkurmay’da kritik arama  HATİCE TUNCER  Birinci Ergenekon davasında,  Cumhuriyet gazetesine atılan  bombaların verildiği iddia edilen  Ataşehir’deki Pınar Sitesi’nden ta  nıkların dinlenmesine devam edil  di. Sitede market işleten Mehmet  Ö, kendisine gösterilen fotoğraf  lar ve salondaki sanıklar arasında  siteye gidip gelen kimseyi gör  mediğini söyledi. 21 Ekim’de  Osman Yıldırım’ın saldırısına  uğrayan İşçi Partisi (İP) Genel  Partisi Doğu Perinçek, röntgen  lerinin sorunlu olması nedeniyle  duruşma sırasında yeniden has  taneye sevk edildi.  Davanın dün yapılan 163. otu  rumunda Mahkeme Heyeti Baş  kanı Köksal Şengün, ilk olarak  sanık Alparslan Arslan’ın arka  daşı Recep Özkan’ın dairesinin  bulunduğu söz konusu sitede  market işleten Mehmet Ö’yü  kürsüye çağırdı. Mehmet Ö, Öz  kan’ı hukuk öğrencisi olarak bil  diğini belirterek kendisine göste  rilen fotoğraflardan yalnızca Öz  kan’ı tanıdığını ifade etti.  Daha önceki tanıklarda olduğu  gibi tanık Ö’nün de Ağustos  2009’da yapılan tespit çalışması  sırasında verdiği ifadenin olma  dığı, dosyada yalnızca bir ifade  nin yer aldığı anlaşıldı. Şengün, ta  nığın polise verdiği ifadede Al  parslan Arslan’ın ev arkadaşı Or  han Kadı’yı yüzde 10 veya yüz  de 20 oranında benzettiğini anım  sattı. Kadı’yla ilgili tanık Ö.,  “Recep’in arkadaşı olarak bili  yorum. Bir kez marketten alış  veriş ederken fiyat üzerine tar  tışmıştık” diye konuştu. Daha  sonra tanık Ö’ye 18 sanığın fo  toğrafları gösterildi ve salondaki  sanıklara bakması istendi. Tanık  Mehmet Ö, “Tanıdığım hiç kim  se yok” dedi.  ‘Bir yumruk da bize  gelmiş çok değil’  Hastaneye götürülen Perinçek  16.30 sıralarında salona döndü.  Perinçek, avukatları aracılığıyla  gönderdiği açıklamada şunları  söyledi: “ABD ve Haçlı gericilik,  Türkiye’yi parçalıyor, Cum  huriyeti yıkıyor, Danıştay yar  gıcı’nı katlediyor. Bir yumruk  da bize gelmiş, çok değil. Ar  kasındaki gücü biliyoruz.”  ‘Tanıdığım kimse yok’  Terörist Özgün tutuklandı  HATAY (Cumhuriyet)  Hatay’ın Dörtyol  ilçesinde 17 Eylül’de İl Jandarma Komutanlı  ğı’na bağlı ekiplerin “dur” ihtarına uymaması  üzerine çıkan çatışmada yaralı olarak yakalanan  “Özgür” kod adlı terörist Şahabettin Özgün’ün  (30) parmak izi incelemesinden, Hatay, Şırnak ve  Bitlis’te çeşitli olaylara karıştığı belirlendi. Öz  gün, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.  Semra Özal ifadeye gelmedi  İstanbul Haber Servisi  8’inci Cumhur  başkanı Turgut Özal’ın ölümüyle ilgili soruştur  ma kapsamında, talimatla ifadesinin alınması için  Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne çağrılan eşi  Semra Özal sağlık sorunları nedeniyle adliyeye  gelmedi. Özal’ın ifade vermek için gelecek hafta  adliyeye gelmesinin beklendiği bildirildi.  ‘Bekleme yeri  mezbaha gibi’  DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu)  Te  rör örgütü PKK’nin kent yapılanması KCK TM  davasının 5. oturumunda, iddianame özetinin  okunmasına devam edildi.  Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde  yoklama ile başlayan oturumda sanıklar, hâki  me yine Kürtçe yanıt verdi. Sanık avukatların  dan Sedat Yurttaş, müvekkillerinin sabah 1,  öğlen 2 ve akşam 2 saat olmak üzere toplam 5  saat boyunca, adliye içindeki bekleme salonla  rında tutulduklarını, buranın son derece kötü  koşulları bulunduğunu söyledi. Sanıkların bek  lediği yerin “mezbaha” olduğunu iddia eden  Yurttaş, iyileştirme yapılmasını talep etti. Tu  tuklu sanıklardan kapatılan DTP’nin Diyarbakır  İl Başkanı avukat Fırat Anlı da, araç sorunu  nun olduğunu belirterek bu yüzden sabah  06.00’da kaldırıldıklarını söyledi.  Savcı İsmail Aksoy, davanın bir numaralı sa  nığı olan Sabri Ok’un örgütün KCK Türkiye  yapılanmasından sorumlu olduğunu, tüm örgüt  sel çalışmaları, telefon, eposta ve kuryelerle  yönlendirdiğini ifade etti. Ok’un talimat verme  siyle BDP’nin kurulduğunu savunan savcı,  KCK operasyonunun başlamasıyla birlikte, ka  patılan DTP’nin, Ok’u “parti danışmanı” ola  rak gösterdiğini, ancak KCK ve PKK adına di  rekt talimat verdiğini belirtti.  Savcı, ABD Başkanı Barack Obama’ya Tür  kiye ziyareti sırasında Ahmet Türk’ün verdiği  mektubu Ok’un kaleme aldığını savundu.  Sanıklara destek eylemi  İHD öncülüğünde, Diyarbakır Demokrasi  Platformu üyeleri de sanıklara destek vermek  için adliye yanındaki belediye binasına yürüdü.  Grup, duruşma bitimine kadar burada bekledi.  ‘Şantaj ve casusluk’ çetesine yönelik operasyonda Elektronik Sistemler Komutanlığı’nda da aramalar  yapıldı. 31 asker ve 4 TÜBİTAK görevlisinin gözaltına alındığı operasyon 9 ilde eşzamanlı yürütüldü  KCK DAVASI’NDA 5. DURUŞMA  TÜB TAK’TAN  AÇIKLAMA  Operasyon sürerken  TÜBİTAK’tan yapılan  açıklamada, “4 personele  ilişkin olarak mahkeme  kararı ile personelin çalış  ma alanlarında arama ya  pılmıştır. TÜBİTAK her  düzey personeli ile 278 sa  yılı Kanun ile görevlerini  layıkıyla yerine getirme  misyonu ile hareket et  mekte olup kurumumu  zun gerekeni yapacağın  dan kuşku duyulmaması  gerektiğini kamuoyunun  bilgisine sunarız” denildi.  1. Ergenekon davasında tanıkların ifadelerinin dinlenilmesine devam edildi  Tanık olarak dinlenen Alparslan Ars  lan’ın Üsküdar’daki evinde Orhan Ka  dı ile birlikte kaldığı ev arkadaşı Fet  hullah Kaya arkadaşları aracığılıyla ta  nıştığını anlattı. Kaya Danıştay’a silahlı  baskın gerçekleştirilen 17 Mayıs 2006  tarihine ilişkin özetle şunları anlattı: “Sa  at 11’e çeyrek kala televizyonda son  dakika olayın anlatıldığını gördüm.  Alparslan Arslan adına daha önce  sahte kredi kartı, sahte kimlik çı  karmışlardı. Ben yine öyle bir durum  zannettim. Hatta ilk anda görüntü  lerinden de tanımadım. Memleketim  Kırıkkale’ye gidecektim. Ankara’ya  geldiğimizde Arslan’ın avukatı gi  dersem kaçak durumunu düşeceği  mizi, eve dönüp ifade vermemiz ge  rektiğini söyledi. O gece Ataşehir’de  bir evde kaldık. Ben de gazetelerden  okudum Yıldırım’ın keşfe gittiği ev  dir diye düşündüm. Sonra bizim eve  gittiğimizde polisler bizi karşıladı.”  Savcı Mehmet Ali Pekgüzel’in “Al  parslan Arslan’ın ev arkadaşısınız.  Cumhuriyet Gazetesi’ne bombaa atıl  dığı tarihlerde bir değişiklik görme  diniz mi? Türban, domuza başörtü  sü karikatürü, Danıştay’ın türban ka  rarı ya da Vakit Gazetesi’nin ‘İşte o  hakimler’ başlıkları haberlerinden  bahsetti mi” sorusunu “Türban beni  hiç ilgilendirmez” diye yanıtladı.  Cumhuriyet’e atılan bomba  Kaya, üye hakim Hasan Hüseyin  Özese’nin “Cumhuriyet Gazetesi’ne  atılan bombalarla ilgili ne biliyorsu  nuz” sorusunu Kaya “Hiçbir malu  matım yok. Ben bu tip mevzularda hiç  konuşmam, ‘provakosyan’ der, ge  çeçrim” diye yanıtladı.  Başkan Şengün’ün Kaya’nın ifade  siyle ilgili sorusu üzerine Arslan “Söy  ledikleri doğrudur da diyemem, be  nim söylediğim de doğrudur diye  mem. Ben bütün ifadelerimde yanıl  ma payı bırakmıştım” dedi.  ARSLAN’IN EV ARKADAŞI: PROVOKASYON DER GEÇER M   
            
    
